![]() |
|
|
|
|
#1 |
|
Yeni Üye
Üyelik tarihi: Jul 2010
Mesajlar: 3
Tesekkür: 0
2 Mesajina 2 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 0 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
Namaz 3 vakittir hocam YATSI NAMAZI:50/40- Gecenin bir bölümünde ve secdelerin arkasından da O'nu tesbih et.
Tesbih ile namazı karıştırmayalım Rum süresindeki 17 ve 18 ayetindede salat yoktur. tesbih vardır allahı anmak. Ve Öğle Orta namaz Akşam namazından başka bir isimde kuran-ı kerimin hiç bi yerinde bulunmaz. Salat yoksa emir yoktur hocam. mehsepcilerin yaptığı gibi yine içtihatlarına göre kuranı yorumlamaya kalkışıyor gibi bir düşünce sezdim ben hanifler arasındada. Namaz vakitleri ap açık bildirilmiştir. Nur süresi 31.. Hud 114 Salat-el Fecr-SABAH NAMAZI Salat-el Vusta- ORTA NAMAZ Salat-el İşa-AKŞAM NAMAZI Bu isimler dışında kuran-ı kerimin hiç bir yerinde namaz vakit isimleri verilmez. tesbih ayetlerinde kiminin ikindi diye cevirdiği meallerdede arapçasında ikindi diye bir kelime yoktur. Tesbih farklı şey salat farklı şey. Eğer Allah salat emretseydi o ayetlerindede aynen salat derdi tesbih demezdi. Rabbimizin kelime oyunlarına ihtiyaçı yok neyse onu söyler Selam selam |
|
|
|
| RemotE Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | Miralay (20. July 2010) |
|
|
#2 |
|
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Feb 2009
Mesajlar: 297
Tesekkür: 328
166 Mesajina 472 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 18 ![]() ![]() |
Selamlar remote kardeşim. Acaba orta namaz hususundaki bu yoruma ne dersiniz ?
http://www.hanifler.com/showthread.php?t=1360 |
|
|
|
|
|
#3 |
|
Guest
Mesajlar: n/a
|
Selam. Acaba namaz rekatları hakkında konuşadurmamızın nedeni geleneksel İslam'dan bilinçaltımıza işlemiş olması olabilir mi? Savaştaki kısaltma süre olarak da olabilir mi?
|
|
|
|
#4 |
|
Yeni Üye
Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 2
Tesekkür: 0
1 Mesajina 2 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 0 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
yeni konu acmadan,bu konunun altında buradaki arkaşlara ,üstadlara kendimce bir soru sorayım keza uzun zamandır kafamı kurcalıyor,şöyleki efendim , inkara gerek yok tembelmiyim yoksa ciddi günahkarmıyım (pekde dindar bir kişi oldugumu düşünmüyorum ama asla Allahı ve yüce Kuranı inkara gitmiyorum,günahlarımı kesin olarak kendi günahım olarak kabul ediyorum, aslında yazılacak çok şey ,içimde bir cok fırtınalar var ama bu uzun konu ) yoksa her ikisimiyim kendi kendime hep bunu sorarım keza kıldıgım namazları ,yahut kendimi namaz konusunda disipline etmeye calısırken, genelde farz namazlarını kılıp sünnetleri terk ediyorum ,bunu ancak kendimce yapıyorum,yani ne bir kimsenin tavsiyesi nede kimseye bu konuda bir görüs belirtiyorum ama ancak kendi içimde ve kendimce böyle bir sey yapıyorum ,sizin bu konudaki görüşleriniz nelerdir bunu ögrenmek istiyorum..
|
|
|
|
|
|
#5 | |
|
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 450
Tesekkür: 33
85 Mesajina 163 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 ![]() ![]() |
Alıntı:
55. Rabbinize yalvara yakara ve gizlice dua edin. Kesinlikle O, haddi aşanları sevmez. 56. Ve düzeltildikten sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. O’na, ürpererek ve rahmetini umarak dua edin. Muhakkak ki Allah’ın rahmeti, muhsinlere [iyileştirenlere-güzelleştirenlere] çok yakındır. Kardeşim Allaha durmaksızın yakarmak zorundayız.Yakarışın zamanı olurmu diye kendine bir sor.Devlet dairesimi yakardığın makam.Belli saatlerde kapalı olsun. |
|
|
|
|
|
|
#6 |
|
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 785
Tesekkür: 1.340
366 Mesajina 989 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 18 ![]() |
Uğur1972 Kardeşim,
Öncelikle hoşgeldiniz. İnşallah güzel paylaşımlarda bulunuruz. Sitemizdeki Namaz başlığı altındaki yazıları okumanızı tavsiye ederim. Namaz Rabbimize yakarıştır. Farzı,sünneti, katı şekil şartları olmaz. Yakarmak, kulun en tabi özelliği ve olmazsa olmazıdır zaten. ÖmerFurkan kardeşimizin de dikkat çektiği gibi, Rabbimiz bizi herzaman duyar,görür,içimizi dışımızı,sakladığımızı açığa vurduğumuzu bilir.Onun huzuruna girip çıkmak diye birşey olmadığı gibi, bizi duymadığı bir zaman ve hal de yoktur. Bu sebeple, yakarışımızda önemli olan içtenliğimizdir. Kafamızı şekilsel sorularla doldurdukça, bu içtenliğimiz zedelenir ve namaz kıldık derken,Rabbimize içten yakaramadan bir de huzurdan çıkarız.(!) Selam ile.
__________________
Kimse kimsenin yargıcı değil, olmamalı da zaten..Herkes kendi üzerinde gözetmen ve yargıç olsun..Kendimizi rahatsız edelim, dünyamız değişsin...Belki o zaman huzuru bulmuş benliğimiz başkalarına kendiliğinden ışık saçar../Elif. |
|
|
|
| Barış Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | Miralay (6. September 2010) |
|
|
#7 |
|
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Mar 2010
Mesajlar: 1.979
Tesekkür: 1.908
1.298 Mesajina 2.732 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 27 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
Uğurcuğum farzlarla yetinebilirsin. Allah neyi emrettiyse onu yap, diğerlerine kulak asma... eğer asarsan sana 4bin4 salaten tefriciyede çektirirler, tespik namazıda kıldırırlar, leblebi tozuyla 1001 tekbir de çektirirler, muskada yazdırırlar, büyüde yaptırırlar, kabede tavaf ettirirler, defalarca yattırıp kaldırırlar, döverler, keserler, öldürürler, öldürttürürler.
Eğer kafana takılırsa Allaha sor, soru sorup cevap alamayacağın birşeyin peşinden mi gideceksin? Cevaplar gelir ama yeterki gelecek cevabı kabul et, bildiğim bildik çaldığım düdük misaline girme. Zaten eğer samimi bir kulsan Allah seni (zorla da olsa) doğru yola iletecektir. Sıkma kendini sen samimiyetle Allaha yönel. |
|
|
|
| hiiic Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 5 Kisi: | 40tr40 (8. May 2017), ahmet karapınar (24. September 2010), Barış (21. September 2010), Miralay (21. September 2010), nuhungemisi (28. August 2011) |
|
|
#8 | |
|
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 418
Tesekkür: 51
95 Mesajina 146 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
Alıntı:
Yahu Allah aşkına şu İslam'ı adam gibi öğrenin hep sizinle mi uğraşacağız. Resûlüne imân ve itâat olmadan Allah'a imân ve itâat olmaz. Çünkü Allahü teâlâ, kendine itâ'ati, bir çok âyette, Resûlü ile birlikte zikretmistir. Meselâ buyuruyor ki: (Resûle itâ'at eden, Allah'a itâ'at etmis olur.) [Nisâ 80] (Resûl, size ne verdiyse onu alin, size neyi yasakladiysa ondan sakinin!) [Haşr- 7] (De ki "Eger Allah'i seviyorsaniz bana uyun ki Allah da sizi sevsin!") [Aliİmrân 31] Allahü Teala, Peygamber efendimize itâati emrettigi gibi, ona muhâlefeti, isyâni da yasaklamistir: (Kim Allah'a ve Resûlüne isyân eder ve hududullahi asarsa Allah onu, temelli kalacagi Cehenneme sokar.) [Nisâ 14] (Dogru yol belli olduktan sonra, Peygambere karsi geleni ve mü'minlerin yolundan baska bir yola uyani, o yolda birakir ve cehenneme sokariz.) [Nisâ 115] Allah'a, Resûlüne isyan hakkında (Allah ve Resûlüne karsi gelen, bilsin ki Allah'in azâbi çetindir.) [Enfal 13] Sünnet-i seniyyeye uymanin farz oldugunu yukarida âyet-i kerîmelerle bildirmistik. Bu konudaki hadîs-i serîflerden birkaçi da söyle: (Bana uyan Cennete girer, isyân eden giremez.) [Buhârî] (Resûlün harâm kilmasi, Allah'in harâm kilmasi gibidir.) [Tirmizî] (Allah'in kitabina, Peygamberin sünnetine sarilan sapitmaz.) [Hâkim] (Sünnetimden yüz çeviren benden degildir.) [Müslim] (Benden sonra ihtilâflar çikar. O zaman sünnetime ve hülefa-i râsidînin sünnetine uyun!) [Tirmizî] Kur'ân-i kerîm, Peygamber efendimize inmistir. Muhatabi odur. Eshâb-i kirâm, Peygamber efendimize, Kur'ân-i kerîmin açiklamasini suâl ederlerdi. Açiklamayi gerektirmiyen âyetler hariç, her âyetin açiklamasini bilen yalniz odur. Resûlullah efendimizin bildirdiginden baska türlü açiklamak yanlis olmakla kalmaz, Allah'a ve Resûlüne iftirâ olur. Hiç bir kimse, Peygamber efendimizden daha iyi bildigini söyleyemez. Çünkü Allahü teâlâ buyuruyor ki: (Size kitabi, hikmeti getiren ve bilmediklerinizi ögreten bir Peygamber gönderdik.) [Bakara 151] Demek ki, Peygamber efendimiz, Kitabin [Kur'ân-i kerîmin] disinda, bir de hikmet getirmistir. Ayrica, Kurân-i kerîme ragmen, insanlarin bilmedigi seyleri de ögretmistir. Allahü teâlâ, hikme ehlini de övmüstür: (Allah, hikmeti kime dilerse ona verir. Kime de hikmet verilmisse, muhakkak ona çok hayr verilmistir.) [Bakara- 269] Hikmet, fen ma'nâsina geldigi gibi, fikih ilmi ma'nâsina da gelir. (Dürr-ül muhtâr) Peygamber efendimiz, 0bin Abbâs hazretleri için, (Yâ Rabbî, bunu fakîh kil, hikmet sâhibi eyle ve buna Kur'ân-i kerîmin bilgilerini ihsân eyle) buyurdu. (Buhârî)
__________________
Ya İslam'la yükselir, Ya inkarla çürürsün.. Bu yol mezarda bitmiyor, gittiğinde görürsün!...(NECİP FAZIL KISAKÜREK) |
|
|
|
|
|
|
#9 | |
|
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Feb 2009
Mesajlar: 297
Tesekkür: 328
166 Mesajina 472 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 18 ![]() ![]() |
Alıntı:
Selamlar ... De ki “ Ben sizi ancak vahiy ile uyarıyorum.” 21-Enbiya Suresi 45 Böylece biz seni, kendilerinden önce nice ümmetlerin gelip geçtiği bir ümmete sana vahyettiklerimizi okuman için gönderdik. 13-Rad Suresi 30 Bu Kuran, bana, sizi ve ulaştığı kimseleri uyarmam için vahyolundu. 6-Enam Suresi 19 Onlara ayetlerimiz açık açık okununca, bizimle karşılaşmayı ummayanlar “Bize bundan başka bir Kuran getir veya bunu değiştir.” dediler. De ki “Onu kendiliğimden değiştirmem benim için söz konusu olamaz. Ben sadece vahyolunana uyuyorum.” 10-Yunus Suresi 15 Ayetlerde görüldüğü gibi, Peygamber’in açıkladığı ve uyduğu vahiy Kuran’dır. İnanmayanların reddettiği, değiştirilmesini istedikleri de Kuran’dır. Peygamber’in vazifesi kendisine vahiy olarak gelen Kuran’ı okumaktır. Peygamber’e uymak; Kuran’a uymak, Kuran’ın sistemine göre inanmak, hareket etmek ve yaşamaktır. Peygamber’imiz Kuran’da en çok “Resul” kelimesiyle tanıtılır. Resul Türkçe’de “elçi” kelimesinin karşılığıdır ki Allah bu kelimeyle, Peygamberimiz’in vazifesi olan Allah’tan aldığı mesajı insanlara iletmeyi vurgular. Ayetlerden gördüğümüz gibi bu mesaj Kuran’dır. Başka hiçbir kaynağa, hiçbir kitaba gönderme yoktur. Allah, Kuran dışında başka uyulması gereken vahiyler, kaynaklar olsaydı, onları da belirtir, onlara da uymamızı isterdi. Oysa bugünkü manzaraya baktığımızda yüzlerce cilt hadis ve fıkıh kitabının dinin kaynağı sayılarak Kuran’a eş koşulduğunu görüyoruz. Böylece Kuran’ın din konusundaki otoritesi ve kaynaklığı %100 iken, Kuran birçok kaynağın arasındaki bir kaynağa indirgeniyor. Öyle ki Kuran’ın oluşturulan bu yeni yapıda hacim olarak payı %1’in bile çok altındadır. Gördüğümüz tüm bu ayetler, Kuran’ın değerini düşüren, Peygamber’e yalan sözler(hadisler) atfeden, Peygamber’e iftira eden bu mantığa karşı çıkar. Bu yazı üzerine biraz düşünün fedakar kardeşim !!! Rica ediyorum ... Selamlar.. |
|
|
|
|
|
|
#10 |
|
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 418
Tesekkür: 51
95 Mesajina 146 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
Kur’ân-ı Kerim’de namaz vakitleri, genelden özele doğru gidilerek açıklanmıştır. Namazların belli vakitlerde olduğunu bildiren genel bir âyetten sonra, Mekke döneminde beş vakit namaz emredilmezden önce sabah, akşam ve gece namazı olmak üzere üç vakit kılınan namaza, daha sonra da beş vakit namazın vakitlerine sarahat derecesinde işaret edilmiştir. Böylece Kur’ân’da namaz vakitlerinde bir ikmâlin olduğu, yani tedrîcî olarak tamamlanmaya gidildiği söylenebilir.
Beş vakit namaza işâret eden âyetlerden bazıları şunlardır: ‘Gündüzün güneş dönüp gecenin karanlığı bastırıncaya kadar belli vakitlerde namaz kıl ve özellikle sabah namazını kıl…’ (İsrâ, 17/78), ‘…Güneşin doğmasından ve batmasından önce Rabbinin yüceliğini ilan et, O’na hamdet. Gecenin bazı vakitlerinde, gündüzün bazı tarafında da O’na ibâdet et ki, Allah’ın rızâsına eresin.’ (Tâ-Hâ, 20/130); ‘Haydi siz akşama girerken, sabaha çıkarken Allah’ı takdis ve tenzih edin, namaz kılın. Göklerde ve yerde hamd, güzel övgü O’na mahsustur. Günün sonunda (ikindi) ve öğleye girerken de O’nu takdis ve tenzih edin, namaz kılın.’ (Rûm, 30/17-18). Kur’ân’ı tefsir eden âlimler, söz konusu âyetlerin işâreten de olsa beş vakit namaza delâlet ettiğini belirtirler. Meselâ Allâme Elmalılı’ya göre: ‘Bu ve benzeri âyetlerle sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsı olmak üzere beş vakit namazın vakitleri tayin edilmiştir.’ (Elmalılı, ts, 3/71). Sadece Tâ-Hâ Sûresi’ndeki yukarıda geçen âyet, tek başına beş vakit namaza işâret etmektedir: Güneşin doğmasından önce sabah namazı, batmasından önceki ikindi namazı, gecenin bir kısım saatleri akşam ile yatsı, gündüzün bazı taraflarındaki namaz ise öğle namazıdır. Âyetlerde işâret edilen bu vakitlerin sınırlarının tam bir şekilde tespiti ve namazların nasıl kılınacağı bizzat Hz. Peygamber (S.A.V.) tarafından yapılıp izah edilmiş ve o zamandan beri de Müslümanlar tarafından ihtilâfsız uygulanmıştır. Bilindiği gibi Peygamber Efendimizin (s.a.s.) görevlerinden birisi Kur’ân’ı tebliğ etmek, diğeri de onu açıklamak, hayata tatbikini bizzat temsille, yani yaşayarak ortaya koymaktır. Beş vakit namaz kılanın hâli, evinin önünden akan suda beş defa yıkanan kimse gibidir. Nasıl böyle bir kimse kirden temizlenirse namaz kılan da küçük günahlardan öyle temizlenir.) [Buhari, Müslim, İ.Ahmed, Beyheki, Darimi, Taberani]
__________________
Ya İslam'la yükselir, Ya inkarla çürürsün.. Bu yol mezarda bitmiyor, gittiğinde görürsün!...(NECİP FAZIL KISAKÜREK) Konu FEDAKARADAM tarafından (7. February 2011 Saat 12:53 PM ) değiştirilmiştir. |
|
|
|
![]() |
| Bookmarks |
| Etiketler |
| namaz, rekatları |
|
|