hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > İMAN > Şirk ve Müşrikler

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 21. August 2012, 09:17 PM   #1
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart

Alıntı:
hiiic Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
iran şeriatı denince : onlar müslüman değil anlayamadılar...
Mısır şeriatı: Onlar müslümanlığı anlayamadı, gerçeği farklı.
Yemen şeriatı: onlar kadınları sünnet ediyor onlar da anlayamadı islamı
Bangledeş şeriatı: onlar müslümanlığı anlayamadı tam yaşayamıyor...


)
hangi şeriatı istiyorsunuz? bir kere bahsettiğiniz şeriat, Allaha ve ahiret gününe inananları bağlayan bir teammüldür. eğer başkalarınıda buna boyun eğmeye zorluyorsanız bunun adı şeriatcılık da değil tam aksine zorbalıktır...

Allahın emrettiği yönetim LAİKLİKTİR. Allaha ve ahiret gününe inanıp sakınanlar için bir dizi emir ve yasaklar indirmiştir. Uyanları akla hayale gelmeyecek zevklerin diyarı keyifli bir ahiret için müjdeleriz.

İnanmayana din dayatmak yasaklanmıştır... taa ki sizi; Allahın emri olan iyi amelden men edene kadar. Ne yazıkki şeriat diyince aklına cami ve 5 vakit namaz gelen kıt ilimlilerin içi boş zırvalarından öte değildir "laiklik şeytan işi şeriat isterük" çığırtganlıkları. ayrıca güzel de siyaset aracıdır.

1- hangi şeriatı istiyorsunuz? bir kere bahsettiğiniz şeriat, Allaha ve ahiret gününe inananları bağlayan bir teammüldür.


Sevgili kardeşim, zamanımızda gerçek anlamda islam ülkesi olmadığını bilen kimselerden olarak, bu ülkeleri sayıp, bunlardan hangisindeki şeriatı istiyorsunuz sorusu herkese sorulacak soru değildir.

Bu soruyu, kuranı terk etme pahasına mezhepçi dini yaşayanlara sorabilirsiniz, ancak, kuran müslümanları için bu soru yersiz olmaktadır.

Kuran müslümanı, kuran şeriatını ister. Buna itirazınız olmaması gerekir. Ayrıca dinde zorlama olmadığından kuran şeriatı da başkalarını islama zorlamaz.


2- Allahın emrettiği yönetim LAİKLİKTİR. Allaha ve ahiret gününe inanıp sakınanlar için bir dizi emir ve yasaklar indirmiştir.

Laikliğin tanımını bilmiyor olamayacağınıza göre, rabbimizin emrettiği yönetime "laikliktir" diyebiliyorsunuz anlamak güç!

İslamda, devlet işleri kurana uygun olmak zorundadır. Yöneticiler, müslümanlardan olmak zorundadır. Bu nedenle "sizden olan emir sahiplerine uyunuz" denmektedir.

Laiklik adına, zinayı, içkiyi, kumarı, faizi vb. serbest bırakan, hatta bunların yasalarla meşru hale getirilmesi nasıl kabul edilebilir?

Örneğin, genelevler açılması, banka ve finans kurumları aracılığıyla faizin normal kabul ettirilmesi kurana göre kabul edilebilir şeylermidir?

Zinaya ceza veren kurana karşılık, erkeklerin azgınlıklarını, taczi ve tecavüzlerini önlemek adına, onları disipline edecek tedbirler yerine, aksine ödüllendirmek anlamına gelmek üzere, kadınların sunulması, gerçekten kabul edebileceğiniz şeylermidir?


3- İnanmayana din dayatmak yasaklanmıştır... taa ki sizi; Allahın emri olan iyi amelden men edene kadar.

Kuran şeriatı sanki, inanmayanlara dinmi dayatmaktadır? Kuran inanmayana aynı özgürlüğü zaten vermeyecekmidir?

Zamanımızdaki yanlış şeriat devletleri ve yanlış şeriat uygulamaları, kuranın şeriatını yanlışlarmı? Tabiki bu doğru değildir ve bu yüzden laiklik islamdandır denemez.

saygılarımla...
aorskaya
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 21. August 2012, 11:21 AM   #2
bartsimpson
Super Moderator
 
bartsimpson - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2012
Mesajlar: 963
Tesekkür: 481
200 Mesajina 303 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
bartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud of
Standart

Devletin dini olmaz.

Kuran (yani din) insanı muhatap alır. (hemde akıl sahibi olan insanı) Kurumları değil...

O zaman Devletin ALLAH'ı da olmaz. ALLAH inancı da olmaz...

Kulluk insana mahsustur. Kurumlara değil...

Bu nedenledir ki, dini konular ile devlet konuları birbirinden ayrıdır.

Ayrıdır da...

"Din devlet yönetiminin başındaki insanları muhatap olarak alıyorsa" birey olarak ve konum olarak dini emirlerin dışında davranmalarını onlardan nasıl bekleyebiliriz.

Aklen ve vicdanen hem kendilerini, hemde başında bulundukları toplumu dini emir ve yasaklar doğrultusunda yönetmekle ve yönlendirmekle mükellef değiller midir?

Referansları ne olacak?

Anayasaları ne olacak?

Bu iş biraz karışık gibi...

Sanırım bu nedenledir ki herkes bir kavram kargaşasında...

Acaba Ömer'in şu kıssasını biraz irdelesek mi? Ne dersiniz?

Müslümanlardan birisi akşam vakti Halife Ömer'e bir konu danışmaya gelir.
- Ya Ömer sana bir sorum olacak.
- Devlet konusu mu ? Kişisel bir konu mu?
- Kişisel.
- Dur o zaman...
der ve kalkıp masadaki lambayı söndürür, başka bir mumu yakar.
- Hayırdır Ömer niye böyle yaptın?
- Lambadaki gaz devlet parası ile alınmıştır. Mum ise benim paramla...

Konu bartsimpson tarafından (21. August 2012 Saat 12:01 PM ) değiştirilmiştir.
bartsimpson isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 21. August 2012, 09:45 PM   #3
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart

Alıntı:
bartsimpson Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Devletin dini olmaz.

Kuran (yani din) insanı muhatap alır. (hemde akıl sahibi olan insanı) Kurumları değil...
Kurum denilenler, zaten insanlardan oluşmaktadır. Kurum dinden muaf olan ayrı bir yaratık değildir. Bu nedenle, insanlar kadar, kurumlarda kurana uygun olmak zorundadır.

Kuran kurumları muhatap almazsa, kurumlar kurana aykırı hükümler koyabilir. Halbuki bu durumda da; "müslümanlardan olan emir sahipleri olamazlar ve müslümanların onlara uyması beklenemez."

İşte bu nedenle, islam devletinde hem kurum yönetimi, hem de yönetilen halk kurana tabi olmalıdır.


Alıntı:
bartsimpson Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
"Din devlet yönetiminin başındaki insanları muhatap olarak alıyorsa" birey olarak ve konum olarak dini emirlerin dışında davranmalarını onlardan nasıl bekleyebiliriz.

Aklen ve vicdanen hem kendilerini, hemde başında bulundukları toplumu dini emir ve yasaklar doğrultusunda yönetmekle ve yönlendirmekle mükellef değiller midir?

Referansları ne olacak?

Anayasaları ne olacak?

Bu iş biraz karışık gibi...
Din yönetiminin, dini emirlerin dışında davranmalarını neden beklemek gereksinki? Tam aksine, yönetimden dinin emirlerine uyulması beklenir. Bunda size göre hangi sakınca vardır?

İslamın emirlerini insanlar uygularken gerekli olurken, yönetim uygularsa hangi sakıncalar olacağını sanıyorsunuz? Burada bir mantık hatasına düştüğünüz, çelişki yaşadığınız durum mevcuttur.

Referansları kuran olacak, anayasa kuran olacak, hiç bir şekilde karışık durum yoktur. Sizin anlayamadığınızı kısım neresi ise, net olarak belirtirseniz, onun üzerine yoğunlaşabiliriz.

SONUÇ: Ne demokrasi, ne de laiklik islamla bağdaşmaz. Demokrasi ve laikliğin tanımlarını tam olarak hatırlarsak hemen anlayabiliriz.

Ne hakkın hükmüne rağmen halkın seçiminin geçerliği olacağı demokrasi, nede yönetimide kapsayan dinin emirlerine karşılık, yönetimi din dışı bırakan laiklik islamla bağdaşmaz.

Alıntı:
bartsimpson Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Acaba Ömer'in şu kıssasını biraz irdelesek mi? Ne dersiniz?

Müslümanlardan birisi akşam vakti Halife Ömer'e bir konu danışmaya gelir.
- Ya Ömer sana bir sorum olacak.
- Devlet konusu mu ? Kişisel bir konu mu?
- Kişisel.
- Dur o zaman...
der ve kalkıp masadaki lambayı söndürür, başka bir mumu yakar.
- Hayırdır Ömer niye böyle yaptın?
- Lambadaki gaz devlet parası ile alınmıştır. Mum ise benim paramla...
Rivayetlerin delil olma kuvveti olmadığını düşündüğümden, rivayetlere göre konuşmasamda, sizin verdiğiniz rivayete de cevabımı vereyim.

Hz. Ömer'in kişisel görüşmeleri için, devletin, yani kamunun, yani halkın ekonomisini kullanmaması, Hz. Ömer'in hakka olan saygısını gösterir. Bunun, laik yada demokratlıkla ilgisi yoktur. Siz, bu ilgiyi nasıl kurabildiniz anlamak zordur.

Çünkü, hangi toplumda olursa olsun, kişisel eylemlerin maliyetine başkalarını ortak etmek, yada onlara ödetmek ahlaki değildir.

Hatta, bu dinsiz devletlerde bile suç konusunu oluşturur.


saygılarımla...
aorskaya
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 26. August 2012, 09:16 AM   #4
bartsimpson
Super Moderator
 
bartsimpson - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2012
Mesajlar: 963
Tesekkür: 481
200 Mesajina 303 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
bartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud of
Standart

Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Kurum denilenler, zaten insanlardan oluşmaktadır. Kurum dinden muaf olan ayrı bir yaratık değildir. Bu nedenle, insanlar kadar, kurumlarda kurana uygun olmak zorundadır.

Kuran kurumları muhatap almazsa, kurumlar kurana aykırı hükümler koyabilir. Halbuki bu durumda da; "müslümanlardan olan emir sahipleri olamazlar ve müslümanların onlara uyması beklenemez."

İşte bu nedenle, islam devletinde hem kurum yönetimi, hem de yönetilen halk kurana tabi olmalıdır.



Din yönetiminin, dini emirlerin dışında davranmalarını neden beklemek gereksinki? Tam aksine, yönetimden dinin emirlerine uyulması beklenir. Bunda size göre hangi sakınca vardır?

İslamın emirlerini insanlar uygularken gerekli olurken, yönetim uygularsa hangi sakıncalar olacağını sanıyorsunuz? Burada bir mantık hatasına düştüğünüz, çelişki yaşadığınız durum mevcuttur.

Referansları kuran olacak, anayasa kuran olacak, hiç bir şekilde karışık durum yoktur. Sizin anlayamadığınızı kısım neresi ise, net olarak belirtirseniz, onun üzerine yoğunlaşabiliriz.

SONUÇ: Ne demokrasi, ne de laiklik islamla bağdaşmaz. Demokrasi ve laikliğin tanımlarını tam olarak hatırlarsak hemen anlayabiliriz.

Ne hakkın hükmüne rağmen halkın seçiminin geçerliği olacağı demokrasi, nede yönetimide kapsayan dinin emirlerine karşılık, yönetimi din dışı bırakan laiklik islamla bağdaşmaz.



Rivayetlerin delil olma kuvveti olmadığını düşündüğümden, rivayetlere göre konuşmasamda, sizin verdiğiniz rivayete de cevabımı vereyim.

Hz. Ömer'in kişisel görüşmeleri için, devletin, yani kamunun, yani halkın ekonomisini kullanmaması, Hz. Ömer'in hakka olan saygısını gösterir. Bunun, laik yada demokratlıkla ilgisi yoktur. Siz, bu ilgiyi nasıl kurabildiniz anlamak zordur.

Çünkü, hangi toplumda olursa olsun, kişisel eylemlerin maliyetine başkalarını ortak etmek, yada onlara ödetmek ahlaki değildir.

Hatta, bu dinsiz devletlerde bile suç konusunu oluşturur.


saygılarımla...
aorskaya
Cevabınızın kur'ansal bir dayanağı olmadığından ve içeriğinde ayet ile delil bulunmadığından üzülerek sizinle aynı görüşleri paylaşmadığımı söylemek durumundayım.
bartsimpson isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 23. August 2012, 07:32 PM   #5
hiiic
Uzman Üye
 
hiiic - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2010
Mesajlar: 1.979
Tesekkür: 1.908
1.298 Mesajina 2.732 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 27
hiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud of
Standart

aorskaya...

şeriat denince aklına cami (ki putperest inancıdır) ve namaz (orjinali budizmden geçmiş namastedir) geldiğini bildiğim için fazla detaylandırmayacağım.


Allahın Kuranda bahsettiği şeriat insanları iyi insan olmaya götüren, onları temizleyen bir takım mantıklı tavsiye ve emirlerdir.
Bunu en güzel yapanlar ise sizin kafir diye adlandırdığı avrupa devletleridir. İnsan haklarına saygı duymayı hatta insanların düşüncelerine bile saydı duymayan, eleştirilemez olarak adlandırdığınız yapı şeriat meriat değil, iblisinizin size telkin ettiği saçma sapan bir uygulamadır.


bakın bakalım laik TC bir şeriat ülkesimiymiş yoksa Allaha savaş mı açmış; yoksa sizin şeriat algınız mı hastalıklıymış
Kim size; verilen selamı daha iyisiyle almanızı engelliyor?
Kim sadaka vermenizi, devlet kurumlarına zekat (vergi) vermenizi engelliyor?
kim bilimsel araştırmalarınızın (OKU, İkra) önünü kesiyor?
kim akraba ziyaretini, kim iyi ve güzel söz söylemekten sizi men ediyor.??
kim sizi kumardan uzak durmanızdan men ediyor? yoksa size zorla içki içiren mi var?
kim ana babanıza isyan etmemenizin önüne geçiyor?
kim bu şeriatları engelliyor?

gerçekten sizin aradığınız şeriatın ALlahın emriyle bir alakası olmadığı gibi emin olun gelmesini istediğiniz şey yarısı putperest uydurması olan bir BELA dır. ona bulaşan her ülkenin her devletin her milletin Allah belasını vermiştir. İnanmazsanız dünyaya bakın. Çünkü sizin şeriat sandığınız şeyde eleştiri ve düşünce yasak. Allahın emrinde ise din ve Kuran bile eleştirilmeye açık durumda, bu kitapd çelişkiler bulurdunuz diyerek kitabın çelişkili olup olmadığını düşünmeye sevk ediyor.

DÜşünmeye davet ediyorum..

Konu hiiic tarafından (23. August 2012 Saat 07:38 PM ) değiştirilmiştir.
hiiic isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 24. August 2012, 01:24 PM   #6
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart

Alıntı:
hiiic Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
aorskaya...
şeriat denince aklına cami (ki putperest inancıdır) ve namaz (orjinali budizmden geçmiş namastedir) geldiğini bildiğim için fazla detaylandırmayacağım.
Selamlar,

Şeriat denince, benim aklıma neler geldiğini bilecek kadar kahinlik yada gaybi bilgi donanımın mı var sevgili kardeşim?

Kafanızdaki yazıları göremediğinizde, insanları kategorize etmeyi, sınıflandırmayı ve bu yöntemle onlar üzerinde baskı kurarak, baskın çıkmaya çalışma huyunuzu terk edin lütfen.

Şimdi, “buyurun detaylandırın lütfen” desem, kişisel kavga ortamı yaratmaktan başka bir şeye yaramayacaktır. Bundan böyle lütfen, sadece konulara ilişkin görüşlerimizi yazalım.

Alıntı:
hiiic Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Allahın Kuranda bahsettiği şeriat insanları iyi insan olmaya götüren, onları temizleyen bir takım mantıklı tavsiye ve emirlerdir.
Bunu en güzel yapanlar ise sizin kafir diye adlandırdığı avrupa devletleridir. İnsan haklarına saygı duymayı hatta insanların düşüncelerine bile saydı duymayan, eleştirilemez olarak adlandırdığınız yapı şeriat meriat değil, iblisinizin size telkin ettiği saçma sapan bir uygulamadır.
A- İyi insan nedir, insanların temizlenmesi nedir, bunların islama göre tanımlarını dikkate alarakmı bunları söylüyorsunuz, yoksa iyilik ve temizlik konusunda dinin tanımına dikkat etmeyip, insanların bildiği anlamda iyi ve temizliğimi anlıyorsunuz?

Kurandaki iyilik ve temizlikten bahsettiğinize göre, kurandaki iyi şeylerin ne olduğunu ve temizliğin ne olduğunu iyi bilmek gerekir.

1- Kurandaki iyi şeyler, Allah yolunda, Allah’ı razı etmek için yapılan şeylerdir. Allah’ın rızasını gözetmeden veya onun rızasından önce insanların rızası, iyiliği için yapılan şeyler değildir.

2- Kurandaki temizlik ise sadece insanlar için iyi şeyler düşünmek ve ona göre yaşamak değildir. Kurandaki temizlik, Rabbimizin haram ve helal tayin ettiklerine göre ve onun belirlediği yasak ve serbestilere uyarak yaşamaktır.

3- Bunların becerilebilmesi için ne gereklidir? Sadece kuranı anlamak ve ona göre yaşamak… başka hiçbir şeye gerek yoktur.

4- Kuran terk edilerek, insanlara hayatınızı adayarak yaşamanız dahil, hesap gününde kabul edilmezsiniz. (Sanırım daha fazla anlatmama gerek yoktur.)


B- “…onları temizleyen bir takım mantıklı tavsiye ve emirlerdir. Bunu en güzel yapanlar ise sizin kafir diye adlandırdığı avrupa devletleridir.” Demişsiniz.

Demek insanları en iyiye ve en temize götüren Avrupa devletleridir öylemi?
Biraz tarihin derinliklerine inmeye ne dersiniz?

Sizin, çok medeni bulduğunuz bu Avrupa ülkeleri; illümünati, tapınak şövalyeleri, haçlı seferleri, engizisyon şeklindeki dini uygulamaları ile Köleleştirme ve sömürgeye bağlama gibi şeyleri yapmamışlarmıdır?

Bunlar içinde hala yabancıların 2.sınıf insan olarak kabul edildiklerini siz bilmiyormusunuz? AB gibi bir organizasyona dahi alacakları milletlerde aradıkları değerleri hatırlayabilirmisiniz?

Bu konuda, bir üyemizin “armagedon savaşını kim başlatacak” başlıklı bir yazısından alıntı ile sizin Avrupa ülkelerindeki gerçeği görmenizi biraz daha kolaylaştıralım:

ALINTI:
Avrupalı bir İspanyol Yahudi’si olan Kolomb’un 1492 yılında Amerika Kıtası’na ayak bastığında, bu kıtada 27 milyon Kızılderili bulunduğu tahmin edilmektedir. 1892 yılında ise bu sayı 1.5 milyona inmiştir. Kuzey Amerika’da yaşayan Kızılderililerin %95′i yok edilmişti. 1519 yılında İspanyol Cortez’in Meksika’ya ayak basmasıyla, 12 milyon olan yerli nüfus 1600 yıllarında 1 milyona indi. İngiltere’nin 1788-1938 yılları arasında Avusturalya’yı sömürgeleştirmesi esnasında 750 bin olan yerli halk Aborjinler’den 31 bin kişi sağ kalabildi. Amerika, Virjinya’da 1681 yılında 2 bin Zenci köle varken 1850′lerde Amerika’daki Zenci köle sayısı 4 milyonu aşmıştı. 16. yüzyılla 19. yüzyılın ortalarına kadar, sadece Brezilya’ya getirilen Zenci köle sayısı 3,5 milyonu aşmıştı. Toplam 15 milyon Zenci köleleştirilerek Amerika Kıtası’na götürülmüştü. Kölelerin can kayıpları da düşünüldüğünde Afrika’dan koparılan Zenci sayısı 25 milyonu buluyordu. Bu rakam o tarihteki dünya nüfusu göz önüne alındığında korkunç bir rakamdır. Milyonlarca can ailelerinden koparılarak alınmış demektir. Afrika Kıtası’nın nüfus dağılımı alt üst olmuş, Kongo gibi bir çok krallıklar yıkılmış, Benin Körfezi’ne kıyısı olan bölgeler terkedilmişti. Evet batılı rakamlar böyleydi. Ya Afrikalı rakamlar? Cezayirli Ahmet Bin Bela şunları söylüyor “1492 ile 1800 yılları arasında 100 milyon Afrikalı öldürülmüştür “. Bu tarihlerde İngiltere’nin nüfusu 3 milyon, İspanya’nın nüfusu ise 11 milyondur. Fransız sosyolog Prof. Dr. Roger Garaudy ise şunları söylüyor: 10 ile 20 milyon arasındaki zenciyi köle yapıp Amerika’ya götürmek için Avrupalılar, Afrika’da 100 zenciyi öldürdüler. Daha fazla bilgi için EK-8‘e bakınız.
********
1946-1955 yılları arasında Fransızlar Vietnamlıların bağımsızlık hareketini bastırmak için soykırıma girişti. Bir milyondan fazla Vietnamlıyı katletti. Fransızlar 1800 lü yılların başlarından itibaren Cezayir’e yerleşmeye başladılar. 1960′ta ölü sayısı bir milyonu aşmış 8 bin köy, yangın bombalarıyla yok edilmişti. 2 milyona yakın Cezayirli verimsizleşen topraklarını terk etmek zorunda kaldı. 2.5 milyon Cezayirli Fransız askerleri kontrolündeki toplama kampı şeklindeki bölgelere konuldu.
ALINTI: http://www.hanifler.com/showthread.php?p=4710#post4710

C- “İnsan haklarına saygı duymayı hatta insanların düşüncelerine bile saydı duymayan,…” diye devam etmişsiniz.

Ben kuran şeriatından bahsediyorum, siz bunu bırakıp, zamanımızdaki yanlış pratiklerden hareketle, başka şeriatlardan bahsediyorsunuz.

Kuran; “dinde zorlama yoktur” derken ve her yaşam biçimi de din kabul edilirken (kafirun suresi), insanlara bundan daha iyi saygımı duyulabilir, insanlara bundan daha iyi özgürlükmü sağlanabilir ki?
Siz, bunun üzerinde iyice düşünürseniz, kuran şeriatını baştacı yapmanız gerektiğini görürsünüz.


Alıntı:
hiiic Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
bakın bakalım laik TC bir şeriat ülkesimiymiş yoksa Allaha savaş mı açmış; yoksa sizin şeriat algınız mı hastalıklıymış
Kim size; verilen selamı daha iyisiyle almanızı engelliyor?
Kim sadaka vermenizi, devlet kurumlarına zekat (vergi) vermenizi engelliyor?
kim bilimsel araştırmalarınızın (OKU, İkra) önünü kesiyor?
kim akraba ziyaretini, kim iyi ve güzel söz söylemekten sizi men ediyor.??
kim sizi kumardan uzak durmanızdan men ediyor? yoksa size zorla içki içiren mi var?
kim ana babanıza isyan etmemenizin önüne geçiyor?
kim bu şeriatları engelliyor?
Siz, tağutların, bütünüyle islamı yok etmeye, Müslümana savaş açmaya yanaşmayacağını, aksi halde Müslümanların daha bilinçlki ve kuvvetle bir araya geleceklerini bildiğini bilmiyormusunuz?

Tağutlar, yani şeytan dostları, kendilerine islam alimi denen zalimleri satın alarak, bunlar vasıtasıyla Müslümanlara islamın şartını 5 kabul ettirir. Sonra bunların dokunulmadan yaşanmasına dikkat eder. Müslümanlar dini bu 5 şarttan ibaret sanarak yaşamaya devam ettikçe herkes mutlu yaşar gider.

Ama, “La ilahe” nin anlamını düşünnmeye başlayan Müslümanlar ortaya çıkar. İşte bu defa bunlarla karşılaşınca da; “diyanet, ilahiyat gibi yerlerde mevkilenen kimseleri ortaya sürerek, Sizin namazınıza, orucunuza, zekatınıza karışanmı var, hacca bile organizyonlar yapılıyor, okullarda din dersi öğretiliyor, siz provakatörsünüz, irticacısınız” diyerek yok etmeye çalışır.

Bu nedenle yukarıda yazdıklarınız gerekli ama yeterli değildir sevgili kardeşim.


Şimdi ben size sorayım:

1- Kamusal alan saçmalığı icat ederek, türbanlı kadınların buralara girmesini engelleyenleri tağut kabul etmiyorsunuz?

2- Ölünce şehit diye törenler düzenleyerek, timsah gözyaşları döken silahlı kuvvetler yetkililerinin, aynı yerde yer alan ve namaz kıldığı, eşi türbanlı olduğu için irticacı diyerek ordudan atmasını, geleceklerini karartmasını, erlik görevini yapan oğlunun yemin törenine katılmak isteyen annesini başı kapalı olarak törene almamasını, orduevlerine sokulmamasını tağutluk olarak göremiyormusunuz?

3- Allah yolunda ölenlere verilen bir unvan olan şehitliği, arabanın devrilmesiyle ölen askerler için, adi bir kavgayı ayırmaya çalışan polisin ölümü için, masa başında ölen bir gazeteci için (örneği siz çoğaltabilirsiniz) de kullanabilmesini tağutluk olarak görmüyormusun?


Alıntı:
hiiic Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
gerçekten sizin aradığınız şeriatın ALlahın emriyle bir alakası olmadığı gibi emin olun gelmesini istediğiniz şey yarısı putperest uydurması olan bir BELA dır. ona bulaşan her ülkenin her devletin her milletin Allah belasını vermiştir. İnanmazsanız dünyaya bakın. Çünkü sizin şeriat sandığınız şeyde eleştiri ve düşünce yasak. Allahın emrinde ise din ve Kuran bile eleştirilmeye açık durumda, bu kitapd çelişkiler bulurdunuz diyerek kitabın çelişkili olup olmadığını düşünmeye sevk ediyor.

DÜşünmeye davet ediyorum..
A- Size,

1- gerçek şeriatın kuran hükümleri olduğunu, zamanımızda şeriat adına çeşitli ülkelerde yapılan uygulamaların şeriat olmadığını,

2- kuran şeriatının oluşması içinde; Müslümanların hepsinin yada büyük çoğunluğunun, islamın tek kaynağı olarak kuranı kabul etmeleri, rivayetler dini yaşamayı reddetmeleri gerektiğini,

3- ayrıca yalnız kuran kaynak kabul edildiğinde de yine kuranı semboller, bulmacalar kitabı görenlerden kurtarmak gerektiğini

tekrar detaylı olarak anlatmama gerek yoktur.

Kuran şeriatı yerine, rivayetlerin uygulamalarına şeriat denilirse tabiki Allah belalarını verir.

B- sizin şeriat sandığınız şeyde eleştiri ve düşünce yasak. Demişsiniz.

Önce benim şeriat sandığım şey yok, şeriat bildiği tek şey vardır, o da kuranın toplumsal hükümlerinin uygulanmasıdır.

Kuranda ise, hemen her yerde “akıl etmezmisiniz, düşünmezmisiniz, öğüt almazmısınız” dendiğini bildiğinize göre sanırım artık gerçek şeriata itiraz edeceğiniz bir şey kalmamıştır!

Saygılarımla…
aorskaya
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 24. August 2012, 03:11 PM   #7
hiiic
Uzman Üye
 
hiiic - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2010
Mesajlar: 1.979
Tesekkür: 1.908
1.298 Mesajina 2.732 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 27
hiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud of
Standart

Alıntı:
Şeriat denince, benim aklıma neler geldiğini bilecek kadar kahinlik yada gaybi bilgi donanımın mı var sevgili kardeşim?
Şuan içinde bulunduğumuz sistemi beğenmeyip yerine şeriat isterük diyenlerin hepsi aynı fikirdeler... ister inan ister inanma ama bu böyle.. Kuran hakkında gerçekten bilgi sahibi kimseler laik sistemin Allahın emri ve evrendeki mutlak kanunu olduğunu bilirler. Evrendeki mutlak kanun diyorum çünkü Allah bile laiktir. Hiç bir kimseye müslüman hatta peygamber olduğu için kayırma yapmaz, can herkezde aynı yanar, vitamin herkese aynı yararı sağlar.

Alıntı:
Demek insanları en iyiye ve en temize götüren Avrupa devletleridir öylemi?
Biraz tarihin derinliklerine inmeye ne dersiniz?
Bunu gerçekten düşünerek mi yazdın?


Alıntı:
1- Kamusal alan saçmalığı icat ederek, türbanlı kadınların buralara girmesini engelleyenleri tağut kabul etmiyorsunuz?
O türbanlılar yüzünden üniversiteye giremiyorduk, hergün ellerinde pankartla birilerini kafir ilan ediyorlardı. Türban yasaklandı sıkıntı bitti. İşte lap laik bir çözüm. Allahın türban konusunda ne emrettiğini bile bilmeyen kulaktan dolmacıların bilim yuvzlarında bakteri gibi gelişmelerine fırsat verilmemeli.

Ayrıca orası üniverstie, orası bilim yuvası... Ebabil kuşlarının düşmana taş attığına inanan, sopayla deniz yarıldığına inanan, balık karnında peygamber yaşadığına inananların orada işi ne? bilime ne katkı sağlayabilecekler ki bu hurafeciler?
İşte bakın, şeriatcı kafanız sizin olaylara abjektif bakmanızı dahi engelledi, hatanın siz türbanlılarda olduğunu dahi kabul edemiyorsunuz.

Alıntı:
2- Ölünce şehit diye törenler düzenleyerek, timsah gözyaşları döken silahlı kuvvetler yetkililerinin, aynı yerde yer alan ve namaz kıldığı, eşi türbanlı olduğu için irticacı diyerek ordudan atmasını, geleceklerini karartmasını, erlik görevini yapan oğlunun yemin törenine katılmak isteyen annesini başı kapalı olarak törene almamasını, orduevlerine sokulmamasını tağutluk olarak göremiyormusunuz?
yine olayın sebeplerini araştırdığınızda, Ülkeye enfazla zararı verenin, dindarların peşi sıra koyun gibi giden düşüncesizler oldupunu anlayacaksın. Bunu hakaret gibi algılama ama, Allah aklını çalıştırmayanın yeryüzündeki en aşağılık hayvan olduğunu bildiriyor. Aklını kullanmadan bir hocanın yada sürekli Allahı dini kullanarak siyaset yapanların peşi sıra düşünmeden gidenlere en aşağılık hayvan deme hakkı bende yok ama o ayete dayanarak ve güvenerek bu sürüye KOYUn diyorum. Haksız olup olmadığımı mahşerden önce bu dünya hayatında da göreceksiniz zaten.


Alıntı:
3- Allah yolunda ölenlere verilen bir unvan olan şehitliği, arabanın devrilmesiyle ölen askerler için, adi bir kavgayı ayırmaya çalışan polisin ölümü için, masa başında ölen bir gazeteci için (örneği siz çoğaltabilirsiniz) de kullanabilmesini tağutluk olarak görmüyormusun?
Allah yolu dediğini yol hangidi? uzaya çıkan görünmeyen bir yol mu? Arkadaşım hala anlayamadınız galiba ki daha yazmayacağım. Allah yolu halkın milletin yoludur. Milletine hizmet amacıyla yola çıkan herkim o yolda ölür yada öldürülürse şehittir. Ne pis ve sadece kendi zihniyetinizdekilere çalışan bir anlayışınız var. Bu anlayış islama hakarettir. Onun evrensel değerlerine hakarettir.
Size göre Allah yolunda ölmek için al eline taşı israil askerinin karşısında öl tamam o zaman şehtsin. ALLAH YOLU dediğini yolun ne olduğunu, kime hizmet ettiğini dahi anlayamamışsınız. İşte bu asıl ulümdür, daha anlamadan şeriatcı kesilmek kadar büyük zulüm var mıdır?
ALlah yolu halka hizmet yoludur. O hizmet o mücadele, gerek savaş alaında gerek okulda, gerek hastahanede gerekse tarlada yapılır. Oralara şeriatcıyız diye girip batıl hurafelerini sokacak kişileri türbanlı diye kayırıyor onların pisliğini görmezden geliyorsanız bu da sizin Adaletsizliğinizdir.

Alıntı:
1- gerçek şeriatın kuran hükümleri olduğunu, zamanımızda şeriat adına çeşitli ülkelerde yapılan uygulamaların şeriat olmadığını,
çünkü şeriatcıların bahsettiği şeriat sadece siyasi bir araçtır. öyle bir ülke olamaz, bir tane şeriat ülkesi olamaz. Çünkü göremediğiniz ye şu;

Şeriat ülkesi LAİK olmak zorundadır. Demokratik olmak zorundadır.
Siz bu 2 önemli ilkeyi kafirlik diye adlandırarak nasıl bir şeriat ülkesi kurmayı planlıyorsunuz ki? sizinki de laf olsun ...
Parmağın gösterdiğini bırakıp parmakla uğraşmaktır. Kuran okumak adı altında arapçasından hatim etmek hatta o okuduğundan medet ummak ne ise sizin şeriat algınız da aynısıdır.

...
Müzakere birbiriyle bağlantılı konularda devam ediyor. Siz de birşeyler öğreniyorsunuz bende. Fikirlerinizi paylaşmaya devam edin.
Ama sizden tek istiramım, yazıdıklarımı bir bütün halinde düşünün. Bu yazıyı bir sistem halinde yazma çabalıyorum. En başta yazdığım ile en sonda yazdığım arasındaki kuvvetli bağlantıları görmeniz için emek harcıyorum. Bence okurken değil, bütün yazıyı okuyo bitirdikten sonra cevap yazın. Çünkü en başta okurken sorabileceğiniz soruların cevabını ilerleyen paragraflarda göreceksiniz...

Konu hiiic tarafından (24. August 2012 Saat 03:13 PM ) değiştirilmiştir.
hiiic isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
hiiic Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
arnavut (29. August 2012)
Alt 24. August 2012, 05:27 PM   #8
ates demir
Guest
 
Mesajlar: n/a
Standart

Alıntı:
Hiç bir kimseye müslüman hatta peygamber olduğu için kayırma yapmaz, can herkezde aynı yanar, vitamin herkese aynı yararı sağlar.
.
Emin misiniz? Eger eminseniz o halde bana vahyetmeyen ve beni dogru yola iletmeyen ancak sectigi nebilerine vahyeden ve onlari dogru yola ileten bir Allah adil olabilir mi?
Olunce maazeretim hazir: Allah im bana da vahyetseydin ben de dogru yolda olanlardan olurdum. Bu gercek degil? Gercek ne?
  Alıntı ile Cevapla
Alt 25. August 2012, 11:57 AM   #9
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart

Alıntı:
hiiic Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
...
Müzakere birbiriyle bağlantılı konularda devam ediyor. Siz de birşeyler öğreniyorsunuz bende. Fikirlerinizi paylaşmaya devam edin.

Ama sizden tek istiramım, yazıdıklarımı bir bütün halinde düşünün.

Bu yazıyı bir sistem halinde yazma çabalıyorum. En başta yazdığım ile en sonda yazdığım arasındaki kuvvetli bağlantıları görmeniz için emek harcıyorum.

Bence okurken değil, bütün yazıyı okuyo bitirdikten sonra cevap yazın. Çünkü en başta okurken sorabileceğiniz soruların cevabını ilerleyen paragraflarda göreceksiniz...
Sevgili kardeşim,
Yazıların bir bütün halinde değerlendirilmesi halinde konunun daha iyi anlaşılacağını, konunun çok daha iyi oturacağını kabul ediyorum.

Bu kısımda yürütülen laiklik üzerine tartışma ve görüş beyanlarının daha iyi anlaşılabilmesi için, laiklikle ilgili yazışmaları; (laikliğin tanımı, laikliğin islamla ilgisi olup olmadığı, varsa ne yönde ve ne kadar olduğu, laiklik hangi durumlarda tercih edilmeli, hangi durumlarda terk edilmeli sorularını daha ilk yazıda cevapladığını düşündüğüm);

"Laiklik müslümanlıkla bağdaşmaz. Ancak kuran müslümanı olmadıkça gerekliliktir." başlığına (http://www.hanifler.com/showthread.php?t=2864)
taşımanın daha doğru olacağını düşündüğümden cevaplarımı oradan vereceğim.

Saygılarımla...
aorskaya
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 24. August 2012, 11:56 PM   #10
hiiic
Uzman Üye
 
hiiic - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2010
Mesajlar: 1.979
Tesekkür: 1.908
1.298 Mesajina 2.732 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 27
hiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud of
Standart

Alıntı:
Emin misiniz? Eger eminseniz o halde bana vahyetmeyen ve beni dogru yola iletmeyen ancak sectigi nebilerine vahyeden ve onlari dogru yola ileten bir Allah adil olabilir mi?
Olunce maazeretim hazir: Allah im bana da vahyetseydin ben de dogru yolda olanlardan olurdum. Bu gercek degil? Gercek ne?
bana şu ayeti hatırlattın
Müddessir 52
Daha doğrusu onlardan her biri, kendisine, (önünde) açılmış sahifeler (ilahi vahiy) verilmesini istiyor.



Yani bu söze gelene kadar mahşer günü ortaya sürebileceğiniz çok daha fazla sebep var.
Mesela; neden beni daha zengin ve varlıklı yapmadın? ROckefellere değilde bana hükümranlık verseydin şüphesiz ben dünyaya barış getirmek için çabalardım ve petrolü için savaşlar çıkarmazdım, deme hakkı daha mantıklı...

Sevgili Ates,
Allah insanlara amelleri gereği hidayet eder. Hiç kimse hak etmediği bir hidayeti alamaz. Ancak rabbin rahmetinin gadabından fazla olması sebebiyle her zaman insan hidayete daha kolay ulaşır. Her insan kolay ulaşır.

EĞer peygamberler amelleri gereği peygamberlikle yakışmayan işler yapsa, Allah onların peygamberliklerini siler, ve bundan kimsenin haberi bile olmaz. Nice peygamberler kavimlerini, milletlerini uyarmak için gelmişlerdir.

Peki size peygamberlik gelmiş olsaydı, acaba hidayet alacağım derken hep hidayetten çıkma olasınılığınız var mıydı?
Belki peygamberlik algınız klasik geleneksel hurafe İslamla karışabilir, ama unutmayın, peygamberlerden kimileri; isyan etmişler, Allahın emrine karşı gelmişler, Allahı test edip denemeye kalkmışlar, Zinaya meyletmişler, Ağmayı küçümsemişler, doğru bildiklerini gizleyip az kalsın zengin kimselere gönül vermişler v.s. Bunların hepsi Kuranda yazar, ve eğer günahlarından tevbe etmeselerdi halleri ne olacaktı?
hiiic isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
akidedir, akidesi, laiklik, şeytani


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 06:37 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam