hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > HANİF MÜSLÜMANLIK > Kuran Merkezli ve Allah odaklı iman!

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 23. December 2012, 04:41 PM   #161
sevginur
Uzman Üye
 
sevginur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 300
Tesekkür: 477
198 Mesajina 386 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22
sevginur has much to be proud ofsevginur has much to be proud ofsevginur has much to be proud ofsevginur has much to be proud ofsevginur has much to be proud ofsevginur has much to be proud ofsevginur has much to be proud ofsevginur has much to be proud of
Standart

Alıntı:
TEBYİN Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Önce, TEFSİR kelimesi ile ilgili TEBYİNÜLKUR'AN da geçen tanımı görelim..


Tefsîr sözcüğü, terim olarak "Kur'ân'ı, Yüce Allah'ın muradına delâlet etmesi yönünden beşerî takat oranında açıklamak" demektir.

Hefsîr sözcüğünün kökü *fesr* sözcüğüdür. "Açıklamak, örtülü şeyi açmak" anlamına gelen bu sözcük, ilk defa tıp alanında "doktorun suya bakması" anlamında kullanılmıştır. Nitekim bu kökün başka bir türevi olan *tefsîra* sözcüğü, "hastalığın tespiti için üzerinde araştırma yapılan sidik" demektir. [0-1] Lisânü'l-Arab; Fesr maddesi, cilt 7, sf. 101.

Hekimler getirilen "tefsîra"ya bakarak hastalıkların sebeplerini bulup açıkladıkları için fesr sözcüğü de zamanla yukarıda verilen "açıklamak, örtülü şeyi açmak" anlamında kullanılmaya başlanmıştır. Fesr sözcüğünün tef'il babından mastarı olan tefsîr sözcüğü de bu anlama paralel olarak "iyice araştırmak, çok açıklamak" anlamında kullanılmaktadır.

Bütün bunlar, tefsîr sözcüğünün filolojik olarak şu anlamlara delalet ettiğini göstermektedir: "Anlaşılamamış, kapalı, müşkül, müphem bir sözü, konuyu, ya da meseleyi anlaşılır hâle getirmek." Böyle bir tarif, sözcüğün terim anlamı için verdiğimiz tanımla da uyumludur. Ragıp da el-Müfredât adlı eserinde tefsîr sözcüğünü Lisânü'l-Arab'a uyumlu olarak açıklamıştır. [0-2] El-Müfredât, Fesr maddesi, sf. 380.

Bu bilgilere göre "Kur'ân tefsîri" diye yazılan eserler, müellifleri böyle düşünmeseler de, Kur'ân'ın kapalı, müphem ve örtülü olduğunu peşinen kabul etmiş olmaktadırlar.

Bu nedenle, elinizdeki bu çalışmanın bir Kur'ân tefsiri olmadığını özellikle belirtmek gerekir. Bizim anlayışımıza göre Kur'ân'ın insanlar tarafından tefsirine ihtiyaç yoktur. Çünkü Kur'ân'ın bizzat kendisi yüceler yücesi Rabbimiz tarafından yapılmış en güzel tefsirdir. Nitekim Furkan Sûresinin 33. Âyetinde, Onların sana getirdikleri hiçbir temsil yoktur ki, sana hakkı [doğrusunu] ve en güzel açıklamayı getirmeyelim denilerek Kur'ân'ın en iyi tefsir olduğu, ele aldığı meseleleri en güzel şekilde açıkladığı ve problemleri tamamen çözdüğü bildirilmektedir. Ayrıca Kur'ân'da - âyâtün beyyinâtün, - kitâbün mübîn, - beyyenehü,- mübeyyinât, - tibyân ve - beyân gibi aynı kökten türetilmiş kavramlarla Kur'ân Âyetlerinin apaçık olduğu bildirilmiş, Kur'ân'ın kapalı, müşkül, anlaşılmaz olmadığı yüzlerce kez vurgulanmıştır. Yüce Allah kitabındaki mesajlarının açıkça anlaşılabilmesini sağlamak için her türlü anlatım tekniğini kullanmış, bir anlatım aracı olarak sivrisinek gibi en basit şeyleri bile örnek vermekten çekinmemiştir. Böylece ilâhi mesajlar üniversitedeki akademisyenden dağdaki çobana kadar herkes tarafından anlaşılabilecek bir açıklığa kavuşturulmuştur.

Kur'ân'ın herhangi bir tefsire gerek duyulmayacak kadar açık ve anlaşılır olduğunu gösteren bu gerçekler ortada iken Kur'ân'ı tefsir etme iddiasıyla yola çıkmak, en hafifinden cüretkârlık olarak nitelendirilecek bir yaklaşım olsa gerektir.


Demek ki neymiş, Kur'anın tefsire ihtiyacı yoktur, zaten Tefsir edilmiş bir şekilde indirilmiştir.
Gerçekler bu iken, piyasa da bulunan binlerce tefsiri hangi mantıkla açıklamak gerek?
Bunu da bir kenara bıraktık.
Müfessirlere bir İLAH elbisesi giydirmek ve onlar "olmasaydı bu din bize ulaşmazdı" mantığına saplanmak, bir Kur'an mü'minine yakışacak tavır mıdır?
Eğer Kur'anı anlamak ve hayatımıza yansıtmak için müfessirlere ihtiyacımız vardı ise..
Allah.. Hcr Suresi 9 Hiç kuşkusuz, o zikiri/Kur'an'ı biz indirdik, biz; her hal ve şartta onu muhakkak koruyacak olan da biziz. ayetini laf osun diye mi indirmiştir.
Bu mucize ayet ortada dururken, halen -MÜFESSİRLER, MEZHEP İMAMLARI OLMASA HALİMİZ NİCE OLURDU- mantığını gütmenin manısı nedir?
Yoksa, hiristiyan ve yahudilerin haham ve rahiplerini kutsamaları hastalığına bilmeden izde mi tutulduk?..

Şunu kabullenmek zorundayız.
İlmin yolunu tersine çevirdik ve ALLAH'ın bak dediği yerden değil de, kendini ALİM ilan edenlerin bak dediği yerden baktık asırlarca.
Ve şöyle bir tavır takındık..
-Bu din müfessir ve alimlerin çabasıyla isminden söz ettirmiş ve insanlara ulaşmıştır..

Ben tam tersini söylüyorum..
Müfessir, muhaddis ve binlerce alim bu dinin sırtından semirmiş, isim yapmış ve adam sanılmıştır.
Kur'an resmen bir şöhret basamağı olarak kullanılmış ve Allah'ın APAÇIK beyanına rağmen, kimsenin anlayamayacağı teziyle, anlaşılır hale getirilmek için abuk-sabuk ilim dalları tanzim edilerek, güya Kur'anın sağlaması alınmaya çalışılmıştır..
-Hadisler olmasa Kur'an anlaşılmaz.. noktasından hareket eden bu yerli pavluslar, her adımda işi biraz daha ileri götürerek.. Zamanla, yahudi, hiristiyan, çin, hint ve yunan felsefelerinde ne kadar zırva varsa, hepsini TEFSİR mantığıyla Kur'ana boca ederek, kolayca anlaşılabilecek bir kitabı, bilmem kaç ilim dalını bilmeden öğrenilemeyecek hale getirmişlerdir.

İşin en acı tarafı ise Allah'ın kitabına yamanan saçma felsefelerin zamanla dinleşmesidir.
Allah ayetinde ANCAK ARINMIŞ KULLARIN KUR'ANDAN İSTİFADE EDEBİLECEĞİ ni beyan eder..
Pavlus müfessirler bunu ABDESTSİZ KUR'ANA EL SÜRÜLEMEZ diye kayda bağlayıp, Kur'an yoluna bir mayın döşerler..
-Siz anlayamazsınız, bizim kitaplarımızı baş tacı edin, biz size anlatırız.. diyerek, ikinci..
-Siz kulluktan ne anlarsınız, bize gelin anlatalım.. ile üçüncü..
-Kur'an-ı sakın ANLAMAK ve ANLAMLANMAK için okumayın, gidin ölülere okuyun..ile dördüncü..
-Hatim yapın, muhakkak arabçasıyla okuyun, başka dilde günahtır.. ile beşinci..
Derken..
Bir bakmışsın ki..
Kur'anın her tarafı mayınlarla dolu..
Bir düşünürsün..
Bu mayınları masonlar mı?
Yoksa Katolikler mi döşedi?
Hayır!..
Bize MÜFESSİR-MEZHEP İMAMI-ALİM diye yutturulan yerli masonlar, yerli katolikler işledi aslında bu cinayeti..
En büyük handikapımız..
Kendi aklımızı kullanamamamız ya..
Her daim bundan yakınır dururuz hani..
Ama, bir nehir gibi kıyamete dek akması gereken İLMİN bilmem hangi MÜCEDDİD!! zamanına hapsedilmesi..
Kaskatı bir şekilde ulaşılamayacak bir tarih ve zeminde tutulması..
Eğer AKIL TUTULMASI değilse nedir?
-Efendim, ilk müfessir Razi şu konuda şöyle demiştir, bu mantık bu çağa uymuyorsa bile, böyle kabul edilmeli, yoksa RAZİ TANRISI HEPİMİZİ CISS yapar..
Tamam, Razi en doğrusuna ulaşmışsa, niye başka tefsirler kaleme alınır ki?
Çoğaltalım Raziyi, her eve bir adet yerleştirelim, her ev de bir HUBEL olursa, millet niye yeni bir HUBEL arasın ve edinsin ki?

Her şey bu kadar da basit değil işte..
Tamam, tefsir şart ama..
Okuduğumuz tefsir aynı zamanda TASAVVUFtan da bahsetmeli..
Hemen RUHUL FUKRAN alınmalı ve ikinci HUBEL birincinin sağına iliştirilmeli..
Ben tefsir de bol bol HADİS te görmek istiyorum..
Hemen bir İBNİ KESİR ve birinci Hubelin soluna..
Ben NURCUYUM arkadaş, çiçekten, böcekten, kavaktan ve kabaktan bahsetmeyen tefsire tefsir mi denir?
Hemen RİSALELER hubelini, birincinin ardına asker yazmalı..
Hem RİSALELER Kur'anın libası değil miydi?
Libassız, çırılçıplak üşüsün mü istiyorsunuz?
Zaten Risaleler yazılana dek Kur'an tir tir titreyerek nerdeyse donup mahvolmak üzreydi..
Üstadımız imdada yetişti de, kıyamete dek koruyacak libası elceğiziyle biçimlendirip giydirdi de Kur'anı yok olmaktan kurtardı!!!..

Ve ELLER HİÇ DURMADAN YAZDI, YAZDI..
Bu Allah'tandır denerek millete sunuldu..
Bir tek ALLAH'a kul olması için yaratılan insanlıksa..
Binlerce HUBELE, PAVLUSA, UZZAYA kul edildi..
Ve bir el araya girip, YETER, KULLUK SADECE ALLAHA'dır dediği an..
Ya zındık, ya kafir veya fasık/münafık ilan edildi..

Bütün bunları niye mi yazdık..
Şunun için..

Arkadaşlar kalkıp başına KUR'AN takısı takılı bir sürü gurup ya da oluşum kuruyor.
Ortaya bir konu atılıyor.
KUR'AN ABDESTLİ Mİ OKUNMALI ABDESTSİZ Mİ?
Çıkıp diyorsunuz ki,
-Arkadaşlar, ABDEST ve NAMAZ denen iki terim, müfessirlerce üretilmiş GDOlu iki terimdir.
Kur'an ne ABDESTten bahseder ne NAMAZ dan.
Kur'anda geçen EL-KOL-YÜZ-AYAK yıkamalı ritüel..
Müslümanların SALAT toplantılarına katılırken azami dikkat edecekleri şeylerdir.
Ve Kur'an da geçen her SALAT kelimesini NAMAZ olarak çevirmek Kur'ana ihanettir.
İki kökten türemiş bu kelime..
SLY
ve
SLV
şekliyle yer alır ki..
Birini türkçeye NİYAZ olarak...
Diğerini ise, TAĞUTA-ŞİRKE-KÜFRE karşı dik durmak..
Sosyal Adaleti tesis etmek..
Yardım, infak ve desteği yaygınlaşırmak.. diye çevirebilirsiniz.

Lütfen,
Kur'anın orjin literatüründe bulunmayan kavramları ona boca ederek, tanrılık ve ilahlık taslamayalım..
Şirkten uzak durmanın yegane şartı, ALLAH'ın indirdiği ve bildirdiği ile yetinmektir..

Sen misin bunu diyen..
Hemen bütün mesajlarımız, yorumlarımız silinir..
Ve LAT-UZZA-MENAT hatırına hem Kur'an ve hem onun gerçekleri kurban edilir..

Aklımızı başımıza devşirelim beyler..
Kur'an üstü kutsallar edinerek MÜSLÜMANCILIK oyunu oynamayalım.
Ya Kur'an diyerek yola çıkmayın ki bu durumda bizim de bir itirazımız olmaz..
Kur'an diye yola çıkıyorsanız, her hareketiniz, tavrınız ve yorumunuz KUR'ANca olmalıdır..
Sizler Kur'anı kalkan yaparak müfessir-muhaddis-mezhep imamları ve alimleri koruyarak..
Kur'ana biçtiğiniz rol'ün farkındasınızdır umarım..

Kur'anın şakası olmaz..
Kur'an heva ve hevslere aracı da yapılamaz..
Kur'an güneş gibidir ve ışığını-ısısını yayması için yapay hiçbirşeye ihtiyaç duymaz.

Şunu unutmayın..
Kur'anın size/bize ihtiyacı yoktur.
Sizin/bizim O'na ihtiyacımız vardır.


Ve Kur'anı, birilerini kutsamak için aracı tutmayalım.
Kimsenin varlığı Kur'ana şan şeref sunmaz..
Kur'anın varlığı bizlere şan şereftir.

Umarım artık KUR'ANca bir hayat tarzını benimseyerek..
Şeytanın düştüğü kör döngülere ve tuzaklara yakalanmayız..
Allah razı olsun ufkumuzu açtınız....
__________________
De ki: “Ey kâfirler!
Ben sizin taptıklarınıza tapmam/ Ben sizin yaptığınız ibâdeti yapmam.
Siz de benim taptığıma tapıcı değilsiniz/ Siz de benim yaptığım ibâdeti yapmazsınız.
Ve ben asla sizin taptıklarınıza tapacak değilim/ Ben asla sizin yapmış olduğunuz ibâdeti yapıcı değilim. Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz/ Siz de benim yapmakta olduğum ibâdeti yapıcı değilsiniz.
Sizin dininiz sadece sizin için, benim dinim de sadece benim içindir.”
Kâfirûn Sûresi
sevginur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
sevginur Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
dost1 (27. December 2012), Miralay (2. February 2013)
Alt 23. December 2012, 04:43 PM   #162
bartsimpson
Super Moderator
 
bartsimpson - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2012
Mesajlar: 963
Tesekkür: 481
200 Mesajina 303 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
bartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud of
Standart

Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Sayın Bartsimpson.

Diğer yazında, çözümlemede tıkanmışlıktan doğan hırsın seni sardığını görüyorum. Aman guzel arkadaşım itidalini kaybetme. Bize de kızma; nedenini o yazına cevapta açıklayacağım.

Bak şimdi dediklerimi yap.
l- Herhangi bir ''Kur'an'da Ara'' sitesine gir ve tavaf kelimesini gir. Karşına 4 ayet çıkacak.
2-Kur'an Meali Org sitesindenden her ayetin türkçe okunuşunun yazılı olduğu yerde bak bakalım bu dört ayette de tavaf mı yazıyor. Nasıl anlayacağım, Arapça ilmiyorum ki deme. çünkü tavaf kelimesi Arapça, belki ek almış olabilir ama hangi kelime olduğunu fark edeceksin
Sen onu Hakkı Yılmaz'a söyle, bana değil... Tavsiyede bulunan sensin...

Birde anlamadığım konu şu her konu da olduğu gibi bu konularda da görüşler ve fikirler farklılıklar gösterebiliyor.

Tamam kuranı referans alacağız. Ama referans arapça...

Bilmiyorum kardeşim BİL-Mİ-YO-RUM. Arapça bilmiyorum. Bilmekte zorunda değilim...

Onu referans göstererek başkalarının anladığı ve anlattığı "masal" ama senin anladığın yada gördüğün "çözümlemede tıkanmışlık"... yok öyle 3 kuruşa 5 köfte...

Ben bu foruma kimse görüş ve düşüncelerini zorla empoze etmeye kalkmadığı ve bunun için yargılamadığı için girdim.

Allaha şükür ki saçma yada değil büyüklerimin uyarıları doğrultusunda da her zaman sorularıma cevap aldım.

Ayrıca beni hırs falan da sarmadı habire köpürüp köpürüp coşan sensin.

Ben hiç bir yazımda sana sataşmadım Galip.

İlmin ve yüreğin yetiyorsa -sadece ama sadece- sorduklarıma cevap ver.

Ben yeri geldi senden özür dilemeyi de bildim susmayıda bildim.

Daha fazla da günahımı alma ayıp sana yakıştıramıyorum.

Konu bartsimpson tarafından (23. December 2012 Saat 05:08 PM ) değiştirilmiştir.
bartsimpson isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
bartsimpson Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
dost1 (27. December 2012)
Alt 23. December 2012, 06:28 PM   #163
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Sayın Bartsimpson.

Anlaşıldı biraz bozuksun. Herşeyine, her söylediğine he.

Ben de Arapça bilmiyorum. Ben de Sayın Süleyman Ateş'in l995 basımlı ''Kur'ân-ı Kerîm Tefsîri'' ile araştırmaya başladım. Daha yeni yeni bazı şeylere vakıf oluyorum. Ve hala daha tekrar tekrar okuyorum.

Arkadaşım. Ben düşüncelerimi yalnızca yazdım ve polemikten elimden geldiğince kaçındım.
Çünkü Allahın kelamı üzerine kim benim düşündüğüm doğru diyebilir ki? Biz doğru bildiğimizi yazar değerlendirmeyi okuyana bırakırız. Kimin yazısına hayır arkadaşım benim ki doğru dedik ki. Ama bariz maddi hataları gösteririz. Mesela ''tavaf' ifadesi.

O ayetlara baksaydın meallerde 4 ayette de tavaf diye yazılanlardan ikisinin tavaf değil ''taifine'' olduğunu görecektin. Dolayısı ile iki ayetin tercümelerinin yalnışlığını bizzat sana farkettirip doğruya ulaşman için seni araştırmaya iteleyecektim. Ayetlere bakacağına bana sitemi seçtin. Her ne ise...

Saygılarımla.
Galip Yetkin.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
galipyetkin Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
dost1 (27. December 2012), Miralay (2. February 2013)
Alt 23. December 2012, 06:53 PM   #164
bartsimpson
Super Moderator
 
bartsimpson - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2012
Mesajlar: 963
Tesekkür: 481
200 Mesajina 303 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
bartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud of
Standart

Abi sen beni hiç anlamamışsın...

Bak;

Alıntı:
bartsimpson Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Estağfurullah Sevgili Galip,

Ukalalık ne kelime acizane bilgileniyoruz sayenizde ve size sevgi ile katlanırız her daim...

Ama bunlar çok ütopik konular ve pratikte uygulaması çok ama çok zor.

Otoritenin kralı olsanız dahi işin içinde insan faktörü oldukça bir yerde testi çatlak verir ve su sızdırır.

"Allah emridir amenna deriz" ama islam akıl dini ise ve kolaylık emrediyorsa bu toplumsal konular uygulamada çok zor görünüyor.

Ayrıca sevgili Fers'in 10 ev örneği de bir nevi vakıflaşma örneği değil mi?

Hizmetin öldükten sonrada devamını sağlamak vakıf ile olur.

Buna neden karşısınız onu hala anlamadım?

Not : bu cevabımı 4. editleyişim Hakkı yılmazın tavsiye ettiğiniz açıklamalarını halen okumaktayım (ne yazıkki daha önce vakit bulamamışım) gerçekten ?????????

Ve Biz bir zaman bu Beyt'i, insanlar için bir sevap kazanma ve bir güven yeri kılmıştık. –Siz de İbrâhîm'in makamından kendinize bir musallâ [salât gerçekleştirilecek yer] edinin.– Ve Biz İbrâhîm ile İsmâîl'e, “Beytimi, hem tavaf edenler için, hem ibadete kapananlar için hem de rükû edenler, secde edenler için tertemiz tutunuz” diye ahit almıştık. (Bakara/125)

Ayetinden de anlaşılıyor ki günümüzde mekke müslümanların hac ve ibadet mekanıdır diyenler ne yazıkki yanılgı içindedirler.

Mekke müşrikler ve gayri müslimler tarafından çoktan zapt edilmiş ve fethedilmiştir.

Savaşı Kudüste aramayalım. Fetih çoktan gerçekleşti. Mescidi Aksa kılıfı....


Ben Hakkı Yılmazın Bakara 125'teki tespitinden dolayı dehşete düşüp bir yorumda bulundum.
Sen Tavafa takılıyorsun.
Abi yanlışsa düzelt.
Yada söyle Hakkı Yılmaz düzeltsin.
Bana ne çıkışıyosun.
Ben senin tavsiyene uydum.
Metni okudum.

Sen "Sayın Bartsimpson. Bakara 125. ayette 'tavaf edenler diye bir ifade geçmiyor ki." deyince de kafam karıştı.
Şimdi de beni, "çözümlemede tıkanmışlıktan doğan hırsın seni sardığını görüyorum" diyerek itham ediyosun.
Ben mi tıkadım ortamı Abi.
Yapma kurbanın olayım.
bartsimpson isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
bartsimpson Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
dost1 (27. December 2012)
Alt 23. December 2012, 07:15 PM   #165
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Ne ortamı tıkaması ya Bartsimpson.

Birbirimize iki sitem ettik, nazlandık, geçti bitti. Arkadaş kaybetmak istemem.
Saygılarımla.
Galip Yetkin
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
galipyetkin Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
dost1 (27. December 2012), Miralay (2. February 2013)
Alt 23. December 2012, 07:33 PM   #166
bartsimpson
Super Moderator
 
bartsimpson - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2012
Mesajlar: 963
Tesekkür: 481
200 Mesajina 303 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
bartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud of
Standart

Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Ne ortamı tıkaması ya Bartsimpson.

Birbirimize iki sitem ettik, nazlandık, geçti bitti. Arkadaş kaybetmak istemem.
Saygılarımla.
Galip Yetkin
Eyvallah

Saygılar
bartsimpson isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
bartsimpson Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
dost1 (27. December 2012)
Alt 26. December 2012, 10:46 PM   #167
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Sayın Bartsimpson.

Evvelki sahifelerde Bakara 125. ayette ''tavaf'' kelimesi yok deyip, herhangi bir ''Kur'an'da ara''dan Tavaf kelimesini araştırıp bakın. Karşınıza 4 ayet çıkacak demiş ve bu ayetlerin çözümüne veya okunuşunun türkçe yazılımına baktığınız zaman bir değişiklik fark edeceğinizi söylemiştim. Bu ayetlar Bakara:125 ile 158 ve Hac:26 ile 29. Kelimeyi ''tavaf'' olarak aramamıza rağmen Bakara-125 ile Hac-26'da ''TAİFİNE'' yazıyor.

Nedeni ne olabilir acaba? Kur'an kelimeleri tercüme edilirken hangi yetki ile manâları değiştirilmiş acaba? Ne dersiniz?

Saygılarımla
Galip Yetkin.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 27. December 2012, 01:50 AM   #168
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.017
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun Aleykum! Değerli Galip Yetkin Kardeşim!

Sözünü ettiğiniz kelimelerin kökü aynıdır ve asıl anlamı dolaşmak anlamındaki "tı-v-f" kök harflerinden türetilmiş kelimelerdir. Kur'an'da 40 tan fazla ayette bu kök harflerden türeyen kelimeler vardır. Kalem 19,Vakıa 17, A'raf 133,201,Nur 58,tevbe 122, Hucurat 9, Ali İmran 122, Ankebut 14 e bakar mısınız?

Bilinmesi gereken,türetilen kelimelerin türetildikleri kök anlamı asla kaybetmedikleridir.

Uygun bir anda daha genişçe yazarım inşaAllah.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
dost1 Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Miralay (2. February 2013)
Alt 27. December 2012, 06:13 AM   #169
pramid
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 764
Tesekkür: 191
507 Mesajina 1.128 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
pramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud of
Standart

TAVAF KAVRAMI

Tavaf ( طوف ) kavramı, “ onu korumak, gözetmek, hizmet etmek amacıyla bir şeyin etrafında dönmek dolaşmak, bir şeyin etrafını sarıp kuşatmak” anlamlarında kullanılır. Koruma hizmeti vermek amacı ile geceleyin evlerin etrafında dönüp dolaşması nedeni ile gece bekçisine ( الطاءف ) denir. Kurân’da konumuz ile ilgili ayetlerde geçen (لطَّائِفٖينَ ا – tavaf edenler) işte bu kelimenin çoğuludur.

Sembolik olarak, Kabe-Meccid’il Haram-Safa-Merve etrafında dönerek dolşamanın ve adına TAVAF denmesinin ASIL MANASININ, bu şiarların sembolize ettiği İSLAM DİNİ’ne saygı ile onun hizmetinde olmak ve hayatında sıkıca onu koruyup kollamanın bir ifade edişi olduğu buradan anlaşılmaktadır.

SÂFFÂT suresi 45. ayet (Cennetlikler) Kaynaktan doldurulmuş kadehlerle çevrelerinde dolaşılarak hizmet edilir.

ZUHRUF suresi 71. ayet “Onlara altın tepsiler ve testilerle çevrelerinde dolaşılarak hizmet edilir, orada nefislerin arzu ettiği ve gözlerin lezzet (zevk) aldığı her şey var. Ve siz orada süresiz kalacaksınız.”

KALEM suresi 19. ayet Fakat onlar, uyuyorlarken, Rabbin tarafından dolaşıp gelen bir TAYFUN onun üstünü sarıp kuşatıverdi.

İNSÂN suresi 15. ayet Gümüşten billur kaplar ve kupalar ile çevrelerinde dolaşılarak hizmet edilir.
pramid isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
pramid Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
dost1 (27. December 2012), Miralay (2. February 2013)
Alt 28. December 2012, 04:14 PM   #170
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Sayın pramid.

''Tavaf'' kelimesinin çeşitli anlamları için teşekkürler.''Taifin'' kelimesinin açıklamamişsınız. Bu kelime -Türkçe'de de bu kelime- ''Tayfa'' olarak geçer. Kolektivist sistemde de kapitalist sistemde de isimleri ve görevleri ekonomik kazanımları hariç aynıdır.

Geminin kaptanı ve donatan bu anlamın dışındadır. Donatan gemi sahibi, kaptan onun temsilcisidir ve emperyalist sistemin, işgal gücünün unsurları olarak nitelenirler.

Kollektivist sistemde donatan-geminin sahibi toplumdur ve kaptan da toplumun temsilcisi ve emekçi olarak nitelenir.

Dolayısı ile ''tayfa'' gemi adamı olarak geminin çalışması ve görevini yerine getirebilmesi için gemi içinde faaliyet gösteren insan unsurudur; emekçidir, işçidir. Gemiyi işlevsel olarak görevde tutar.

Kapitalist sistemde ''tavaf edenler'' ise limanımıza gelen bir harp gemisini gezip de ''-Aaa, ne büyük topları varmiş!'', ''Aaa, 'şu bilmem nesi' şahane!'' diye aptal aptal gemiyi dolaşanlardır. Turisttirler.

Kollektivist sistemde ''tavaf edenler'' ise toplumun bir üyesi aynı zamanda ortak donatan olduklarından ve tayfa olmadıklarından gemiye içerisinden değil dışarıdan destekleyen, hukuken hak, sorumluluk ve görevi olan unsurdur.

Kelimelere, peşinden giderek değil de, özünü anlayarak Kur'an perspektifinden bakarsak gemiyi de ''beyt'' yani havra, manastır, mescid, karye, kasaba, şehir, ülke'' diye düşünebilir veya ona benzetebiliriz. Dolayısı ile ''taifin''in emekleri ile, ''tavaf edenler'in de ''bakara-219/2, Nahl-71'' dışında kalan edinimleri-zekâtları ile, her ikisinin de ''salat-ı ikâme, zekât-ı ita eden''lerden-''beyt ehli''nden- olduğunu ayırt edebiliriz.

Bu nedenle aynı kökten geliyor diye her dört ayete de '' tavaf edenler'' diye yazmak. yalnıştır; anlam ve anlama hataları oluşturur kanaatindeyim.(Devamı sonraki sayfada.)

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

Konu galipyetkin tarafından (6. February 2021 Saat 01:27 PM ) değiştirilmiştir.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
galipyetkin Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Miralay (2. February 2013)
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
kuran, satan, tezgahında, şeytan


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 06:16 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam