19. November 2014, 07:47 PM | #11 | |
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.020
Tesekkür: 3.570
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 |
Selamun aleyküm, Değerli ozkanates kardeşim,
Alıntı:
بعث"BEASE" sözcüğü lügatte “tek başına veya birisiyle birlikte göndermek” demektir. (Tacü’l Arus; c.3, s. 170, 171. “ba’s” mad.) Kur’an’a bakıldığında, bu sözcüğün “yeniden diriltme” anlamından çok, “gönderme” anlamında kullanıldığı görülmektedir. Sözcüğün “diriltme” anlamı da aslında “mezardan gönderme” anlamından kaynaklanmaktadır. Ragıp İsfahanî el-Müfredat adlı eserinde de: "el-Ba's sözcüğünün asıl anlamı, bir şeyi harekete geçirme ve yönlendirmedir. Araplar, 'Baastuhu fenbaase=Onu harekete geçirdim, o da hareket etti.' derler. Harekete geçirme, ilintili olduğu olguya göre farklı bir anlam ifade edebilir. Örneğin, 'Baast'ul-baire', 'Deveyi sürdüm' anlamına gelir. Bir ayette ise, 'Ve'l-mevta yeb'asuhumullah=Ölüleri ise Allah diriltir.' buyurulmuştur. Yani Allah, onları kabirlerinden çıkartır ve kıyamete doğru sürükler... Sözleri ile sözcüğün açılımını yapmıştır. Değerli kardeşim, Dikkat ederseniz Kur’an’da elçi göndermenin “ بعثbease” fiiliyle ifade edildiği bir çok ayetin olduğunu görürsünüz: Allah, İsrailoğuları’ndan söz almıştı. İçlerinden on iki nakip [müfettiş/başkan] göndermiştik. Ve Allah demişti ki: “Ben, muhakkak sizinle beraberim. Namazı ikame eder, zekâtı verir, peygamberlerime iman eder, onları destekler ve Allah’a güzelce borç verirseniz, ant olsun ki sizin günahlarınızı örteceğim ve sizi altından ırmaklar akan cennetlere girdireceğim. İşte sizden her kim de bundan sonra küfrederse, gerçekten dosdoğru yoldan sapmış olur. (Maide/12) Ve eğer ikisinin [karı-kocanın] arasının açılmasından korktuysanız bir hakem onun [erkeğin] yakınlarından, bir hakem de onun [kadının] yakınlarından kendilerine gönderin. Bu ikisi [iki hakem] gerçekten barıştırmak isterlerse, Allah onların [karı-kocanın] arasında geçim verir. Şüphesiz Allah, Alîm’dir, Habîr’dir. (Nisa/35) De ki: “O, üstünüzden ve ayaklarınızın altından azap göndermeye yahut sizi fırkalara ayırıp kiminizin kiminize hıncını tattırmaya gücü yetendir.” Bak, onlar iyice anlasınlar diye ayetlerimizi nasıl evirip çeviriyoruz [inceden inceye açıklıyoruz]. (En’am/65) İşte o ikisinden birincisinin zamanı gelince, üzerinize güçlü kuvvetli kullarımızı gönderdik de onlar, evlerin aralarına girip araştırdılar. Ve o yerine getirilmesi gereken bir vaat idi. (İsra/5) Ve eğer çıkışı isteselerdi, kesinlikle onun [çıkış] için bir takım hazırlık yaparlardı. Fakat Allah, onların gönderilmelerini hoş görmedi de onları yoldan alıkoydu. -Ve “oturun oturanlarla beraber” denildi.- (Tevbe/46) Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay |
|
20. November 2014, 07:05 AM | #12 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: May 2014
Mesajlar: 299
Tesekkür: 8
56 Mesajina 69 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 21 |
Alıntı:
Kaldı ki belirttiğim üzere Lokmân 28 bir delil ayet değil, müteşâbih (benzeşmeli) bir ayet. Tüm aşamalara/sınıflara hitap ediyor. Benimkini sorarsan, "önce ceset mi yoksa nefs mi yaratılır" demem çünkü ikisi ayrı ayrı yaratılıp sonra birleştirildiğinden, bir zaman kıyası söz konusu değil. İnternet linki var mı? |
|
20. November 2014, 07:20 AM | #13 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: May 2014
Mesajlar: 299
Tesekkür: 8
56 Mesajina 69 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 21 |
Alıntı:
Olumsuzluk eklerinden ve edatlardan bahsetmişsin, "nefsinki gibi"de ise iyelik zamiri var. Kuran.gen.tr'den Muhammed Esed: [For Him,] the creation of you all and the resurrection of you all is but like [the creation and resurrection of] a single soul: (25) for, verily, God is all-hearing, all-seeing. BY M.H. SHAKIR: Neither your creation nor your raising is anything but as a single soul; surely Allah is Hearing, Seeing. A. YUSUF ALİ: And your creation or your resurrection is in no wise but as an individual soul: for Allah is He Who hears and sees (all things). İngilizce bilgim çerçevesinde, soul = nefs soul's = nefsinki Yani 3 mealci de Türkiye'de yalnız kalan Elmalılı'nın yanında durmuşlar. |
|
20. November 2014, 08:54 AM | #14 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: May 2014
Mesajlar: 299
Tesekkür: 8
56 Mesajina 69 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 21 |
Alıntı:
“Allah, diriltir de öldürür de.” Ali İmran 156 “diriltir de öldürür de.” Tevbe 116 “O diriltir, O öldürür.” Araf 158 “diriltir ve öldürür.” Duhan 8 “diriltir, öldürür.” Hadid 2 Gözlemime göre Kuran'da kelimelerin kendisi gibi dizilişi de bilgi içeriyor. Yukarıdaki ayetlerde önce diriltilme olduğuna göre.... "biriyle veya tek başına göndermek"... bir alemden diğerine göndermek, sonraki ölüm de geri döndürmek oluyor. "mezardan göndermek"... ise mümkün değil çünkü "mezardan gönderilen" daha sonra ölecek. Son seçenek benim rastgelmediğim... "Kuran ifadelerinde olay sırası gözetilmez, sıralı olaylar rastgele sırayla verilir"i düşünmek. |
|
20. November 2014, 08:55 AM | #15 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 |
özkanateşten:
Alıntı:
Bende 24 ciltten oluşmuşu var. Saygılarımla. Galip Yetkin Konu galipyetkin tarafından (20. November 2014 Saat 09:09 AM ) değiştirilmiştir. |
|
20. November 2014, 11:07 AM | #16 | |
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.020
Tesekkür: 3.570
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 |
Selamun aleyküm, Değerli ozkanates Kardeşim,
Alıntı:
Lokman suresinseki nefs sözcüğünde iyelik zamiri yoktur ancak cümle nefi isbat/ olumsuzu isbat cümlesidir. Bu nedenle de gramer kuralları gereği tek nefsin belirtilmesi gerekir bu nedenle de çeviride iyelik zamiri kullanılır. Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Alah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay |
|
20. November 2014, 05:51 PM | #17 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 |
Biz "nefis kelimesi"nin iki anlamı var diye biliyoruz:
1-Özvarlık, özbenlik, kişi, kişilik, ademoğlu. Bu anlamı ile ayetin mânâsı aşağı yukarı şöyle olmalı: "Sizin yaratılmanız ve diriltilmeniz, bir tek kişinin/şahsın/canın yaratılması, diriltilmesi gibidir." 2-İnsanın fizyolojik gereksinmelerinin ruhsal enerjisinin merkezi, benlik. Bitmez tükenmez istemleriyle tutkulu ve tiryaki yapan talep merkezi. Ego. Nefsin bu tanımını (lügatlardan bakılarak daha iyi ve komple bir tanıma ulaşılabilir.) göz ardı edemeyiz. Ayette "nefis" kelimesi gelişi-güzel seçilmiş olamaz. O halde bu tanıma göre de ayeti anlamlandırmak gerekir. İşte biz de Bunu soruyoruz. Diyoruz ki: "Elmalılı "gibi" kelimesini de kullanarak ne diyor?" Birinci sahifede de şöyle sormuşuz: "Yalnızca şunu sorayım herkese. Elmalılı "GİBİ" ifadesini kullanmış; ayet bütünlüğü içinde ayete hangi mânâyı veriyor. Elmalılı ne diyor?" Bu yönde beni aydınlatacak bir dost arıyorum. Lütfen. Saygılarımla. Galip Yetkin. Konu galipyetkin tarafından (20. November 2014 Saat 09:39 PM ) değiştirilmiştir. |
21. November 2014, 01:07 AM | #18 | |
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.020
Tesekkür: 3.570
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 |
Selamun aleyküm, Değerli Galip Yetkin Kardeşim,
Alıntı:
Sorunuz üzerine Merhum Elmalı'nın tefsirine baktım. Lokman 28 için dediği şudur:"Sizin yaratılmanız da tekrar diriltilmeniz de ancak bir tek nefsin yaratılması ve tekrar diriltilmesi gibidir. Gerçekten Allah her şeyi işitir ve görür." Bu cümleden benim çıkardığım: Halkedilecek ve ba's edilecek bütün nefislerin halkedilerek ba's edilmesinin tek bir nefsin halkedilerek ba's edilmesi nasılsa öyle olacağının bilgisidir. Değerli kardeşim, Âyette geçen "kenefsin vahıdetin"de "KE";bir şeyin iç ve dış yapısıyla ve özellikleriyle tamamını, yani öz yapısını, şahsına özgülüğü olan tek nefs benzetmesi içindir. Âyet:Tüm nefislerin halkedilmelerinin ve ba's edilmelerinin tek nefsin halkedilip ba's edilmesi kadar olduğunu vurgulayarak buna inanmayan müşriklere yeniden halkedilip, ba's edilerek hesaba çekileceklerinin haberini vermektedir. Âyetin inişi ile ilgili de:"Âyet-i Kerîme Ubeyy b. Halef, Ebu'l-Esedeyn ile el-Haccac b. es-Sebbak'ın oğulları Münebbih ile Nubeyh hakkında inmiştir. Bunlar Peygamber [sav]'a şöyle demişlerdi: “Yüce Allah bizleri halden hale geçirerek yarattı. Önce bir nutfe, sonra sülük gibi bir kan pıhtısı, sonra bir çiğnem et, sonra bir kemik olduk. Bu sefer sen kalkmış, hep birlikte ve bir anda yeniden diriltilip yaratılacağımızı söylüyorsun.” Bunun üzerine Yüce Allah: "Sizin yaratılmanız ve öldükten sonra diriltilmeniz ancak bir nefs gibidir" buyruğunu indirdi. Çünkü kullar için zor gelen herhangi bir şey, Yüce Allah'a zor gelmez. Onun bütün kâinatı yaratması tıpkı bir tek canı yaratması gibidir. Muhakkak Allah söyledikleri her şeyi İşiten’dir, yaptıkları her şeyi Gören’dir." şeklinde açıklama bulunmaktadır.(Kurtubi; Ahkamil Kur'an) Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay |
|
21. November 2014, 08:09 AM | #19 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 |
dost 1'den
Alıntı:
"KE" ifadesinin tanımı yeterince aydınlatıcı. Fazla kaşımaya gerek yok. Teşekkürler. Biz "bir şeyin iç yapısı" ifadesiyle o şeyin/nefsin/bireyin" günah ve sevaplarını anlıyoruz. Dolayısı ile yukarıda verdiğimiz tanım bu bilgilerle tamamlanarak kanımca şöyle olmalı"Sizin yaratılmanız da diriltilmeniz de ancak bir tek nefsin (günâhları ve sevapları ile) yaratılması ve diriltilmesi gibidir. Meallerin bir eksikliği, yalnızca bu sitede, hanifler. com'da izah edilip açıklanmış oldu. Ama milyonlarca meal okuyan(yani Arapça bilmeyen, bilse dahi bu hususu fark edemiyen) milyonlarca insan bu bilgiden mahrum. Saygılarımla. Galip Yetkin. Konu galipyetkin tarafından (21. November 2014 Saat 12:39 PM ) değiştirilmiştir. |
|
galipyetkin Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | dost1 (21. November 2014) |
21. November 2014, 09:48 AM | #20 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: May 2014
Mesajlar: 299
Tesekkür: 8
56 Mesajina 69 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 21 |
Alıntı:
“O Allah ki, rahmeti kendi nefsi üzerine yazmıştır.” Enam 12 Allah nefs sahibi.“Allah şunu da söyledi: …İsa dedi: "… Sen benim nefsimde olanı bilirsin ama ben senin nefsinde olanı bilmem."” Maide 116 "Onu, amaçlanan düzgünlüğe ulaştırıp ruhumdan içine üflediğim zaman, önünde hemen secdeye kapanın." Hicr 29 Diğer nefsler Allah’ın nefsinden.“(yemin olsun) Nefse1 ve onu düzgün bir biçimde2 şekillendirene1. Ardından da ona bozukluğunu3 ve takvasını ilham edene3 ki, nefsi temizleyip arındıran, gerçekten kurtulmuştur. Onu kirletip örtense3 kayba uğramıştır.” Şems 7-10 1- Allah’ın kendi ruhundan şekillendirerek yarattığı ruhların her biri bir nefs.2- Allah pozitivite olduğundan bu ilk yaratılışta her nefs pozitivitede (melek). 3- Sonra Allah tarafından örtülerek = kendini unutarak negativiteye iner (cin, adem, insan). “Nefs, Rabbimin merhamet ettiği durumlar1 hariç, olanca gücüyle kötülüğü emreder2.” Yusuf 53 1- Allah’dan olan nefs pozitivitede, 2- Örtülmüş/inmiş nefs negativitede.“Zulüm ve böbürlenmeyle, ona karşı çıktılar1. Oysaki nefsleri, onun gerçekliğine kanaat getirmişti2.” Neml 14 “İyilik ve güzellikten sana her ne ererse Allah'tandır1. Kötülük ve çirkinlikten sana ulaşan şeyse kendi nefsindendir2.” Nisa 79 “Onlar zulmü bize yapmadılar1, onlar2 kendi nefslerine3 zulmetmekteydiler4.” Bakara 57 1- Zulüm, Allah’dan ve diğer insanlardan değil, “Allah, insanlara hiçbir şekilde zulmetmez1. Ama insanlar2 kendi nefslerine3 zulmediyorlar4.” Yunus 44 2- İndiği negativite hali, 3- Pozitivitedeki nefsin kendine, 4- Zulmeder. “Hani Mûsa, toplumuna demişti ki: "Ey toplumum, buzağıyı tanrı edinmenizle2 kendi nefslerinize3 zulmettiniz4. Hadi, yaratıcınıza, Bâri'nize tövbe edin5; nefslerinizi öldürün1.” Bakara 54 1- Nefsi öldürmek, nefsin ölmesi… ölmek, can vermek, intihar etmek değil…“Her nefs, ölümü tadacaktır1; sonra bize döndürüleceksiniz5.” Ankebut 57. 2- İndiği negativite halinin, 3- Pozitivitedeki nefsin kendine, 4- Zulmedişinin, 5- Bilincine varma ile, nefsin inmiş halinin sona ermesi = pozitiviteye dönüş. “(yemin olsun) Nefse ve onu düzgün bir biçimde şekillendirene1. Ardından da ona bozukluğunu2 ve takvasını3 ilham edene ki, nefsi temizleyip arındıran4, gerçekten kurtulmuştur. Onu kirletip örtense kayba uğramıştır2.” Şems 7-10 1- Pozitivitede yaratılan nefs, 2- Örtülerek negativiteye iner.3- Sonra takva ile, 4- Temizlenip arınır = pozitiviteye döner. Özetle "nefs" iki anlamlı çünkü nefsin iki hali var. Bu konunun kargaşaya girmesi bence çok daha genel bir tercüme sorunundan geliyor. Teknik terimler eş anlamlıları ile tercüme edilmemeliler. Bu eş anlamlıların da eş anlamlıları olur ve böylece kavram genişleye genişleye kaybolur gider. Teknik terimler kendileri olarak kullanılmalılar (nefs nefs olarak) ki, anlamları sadece kullanıldıkları yerden (Kuran'dan) gelsin, kullanıldıkları yerle tanımlansın/sınırlansın/anlamlansın. Yukarıdaki örnek; ruh, melek, cin, adem, insan, iblis, şeytan, cehennem, cennet başta olmak üzere tüm diğer Kuran terimleri için de geçerli. |
|
Bookmarks |
Etiketler |
lokman, soru |
|
|