3. January 2017, 12:57 AM | #11 | ||||
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.023
Tesekkür: 3.573
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 |
Selamun aleyküm,
Alıntı:
Kıyametin ne zaman kopacağı hakkındaki soru, peygamberimize çok sorulan bir sorudur ve Kur’an’da birçok kez yer almıştır: Yunus;48: Ve onlar; “Eğer doğrular iseniz bu vaat ne zamandır?” diyorlar. Enbiya;38:Ve inkâr eden kişiler, “Eğer doğrular iseniz, bu vaat ne zamandır?” diyorlar. Bu türden sorulara verilen cevaplar da aşağıdaki sözkonusu olan ayetlerde verilmiştir. Verilen ayetleri birlikte görelim: Araf; 187:Yes'eluneke anis saati eyyane mursaha* kul innema ılmuha ınde Rabbiy* la yücelliyha livaktiha illâ HU* sekulet fiys Semavati vel Ard* la te'tiyküm illâ bağteten, yes'eluneke keenneke hafiyyün anha* kul innema ılmuha ındAllahi ve lâkinne ekseran Nasi la ya'lemun; Bu ayeti bağlamında görelim: 187Sana, Sâat’ten; kıyâmetin kopuş anından soruyorlar: “Ne zaman gelip çatacak?” De ki: “Onun bilgisi yalnızca Rabbimin katındadır. Onun vaktini Kendisinden başkası açıklayamaz. Onun vaktini bilmek, göklerde ve yerde ağır basmıştır/ bilinemez olmuştur. O size ansızın gelir.” Sanki sen onu çok iyi biliyormuşsun gibi onu sana soruyorlar. De ki: “Onun bilgisi Allah katındadır. Fakat insanların çoğu bilmezler.” 188De ki: “Ben kendim için Allah'ın dilediğinden başka ne bir yarar elde etmeye, ne de bir zararı önlemeye yetkin değilim. Ben eğer görülmeyeni, duyulmayanı, sezilmeyeni, geçmişi, geleceği bilseydim, elbette ben hayırdan çoğaltmak isterdim. Ve bana hiçbir kötülük bulaşmamıştır. Ben ancak bir uyarıcı ve iman eden bir topluma müjdeleyenim.” Lokman;34: İnnAllahe ındeHU ılmüs saati, ve yünezzilül ğays* ve ya'lemu ma fiyl’ erham* ve ma tedriy nefsün ma zâ teksibü ğada* ve ma tedriy nefsün Bi eyyi Ardın temut* innAllahe Aliymun Habiyr; Bu ayeti de bağlamından koparmadan görelim: 33Ey insanlar! Rabbinizin koruması altına girin. Ve babanın çocuğuna hiçbir yarar sağlamadığı, çocuğun da babasına hiçbir şeyle yarar sağlamadığı günden ürperin. Şüphesiz Allah'ın vaadi gerçektir. O hâlde basit dünya yaşamı sizi aldatmasın. Ve sakın o çok aldatıcı sizi Allah ile aldatmasın. 34Şüphesiz ki Allah, kıyâmetin kopuş zamanının bilgisi yanında olandır. Ve yağmuru O yağdırır, rahimlerde olan şeyleri O bilir. Ve kimse yarın ne kazanacağını bilmez. Kimse hangi yerde öleceğini de bilmez. Şüphesiz ki Allah, en iyi bilendir, en iyi haberi olandır. Zuhruf;85:Ve tebarekelleziy leHU Mülküs Semavati vel Ardı ve ma beyne hüma* ve ındeHU ılmüs saati, ve ileyHİ turceun; Bu ayeti de bağlamından koparmadan görelim: 81De ki: “Eğer Rahmân [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah] için bir çocuk olsaydı, o takdirde kulluk edenlerin ilki ben olurdum.” 82Göklerin ve yerin Rabbi, en büyük tahtın Rabbi onların niteledikleri şeylerden arınıktır. 83Sen hemen bırak onları, kendilerine söz verilen günlerine kavuşuncaya kadar boşa uğraşsınlar ve oynayadursunlar. 84Ve O, gökteki ilâh olandır ve yeryüzünde ilâh olandır. Ve O, en iyi yasa koyan, bozulmayı iyi engelleyen/ sağlam yapandır, çok iyi bilendir. 85Ve göklerin, yeryüzünün ve her ikisi arasındakilerin mülkü sadece Kendisine ait olan Allah ne cömerttir. Kıyâmet anının bilgisi de yalnızca O'nun yanındadır. Ve siz sadece O'na döndürüleceksiniz. Alıntı:
Ali İmran 19: İnned Diyne ındAllahil İslam* ve mahtelefelleziyne utülKitabe illâ min ba'di ma caehümül ılmü bağyen beynehüm* ve men yekfur Bi ayatillahi fe innAllahe seriy’ul hısab Şüphesiz Allah nezdinde din, İslâm'dır. Kendisine Kitap verilen kimseler de, ancak, kendilerine o bilgi geldikten sonra aralarındaki kıskançlıktan dolayı ayrılığa düştüler. Kim de Allah'ın âyetlerini örtbas ederse; artık şüphesiz Allah, hesabı çabuklaştırandır. Ali İmran;85:Ve men yebteğı ğayrel İslami diynen felen yukbele minhu, ve huve fiyl ahireti minel hasiriyn Ve kim İslâm'dan başka bir din ararsa, o takdirde hiçbir zaman ondan kabul edilmeyecektir. Ve İslâm'dan başka din arayan kimse, âhirette zarar edenlerden olacaktır. Maide;3:"...* elyevme yeiselleziyne keferu min diyniküm fela tahşevhüm vahşevni, elyevme ekmeltü leküm diyneküm ve etmemtü aleyküm nı'metiy ve radıytü lekümül İslame diyna*..." "...Bugün şu kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmiş olan şu kimseler, sizin dininizden ümitsizliğe düşmüşlerdir. Öyleyse onlara saygıyla, sevgiyle, bilgiyle ürperti duymayın. Bana saygıyla, sevgiyle, bilgiyle ürperti duyun. Bugün dininizi sizin için kemale erdirdim, size nimetimi tamamladım. Size din olarak da İslâm'a razı oldum..." Değerli kardeşlerim Cenabı Allah Kur'an'ı okurken tertilleyerek - bir kerede gelen ayet grublarını birbirine karıştırmadan dizmek- okunmasını, tedebbür ederek okunmasını, zihnin arındırılarak okunmasını emreder. Cenabı Allah kendinde olan İslam/ sağlamlaştırma bilgilerini resulleri/nebileri ile insanlığa bildirmiştir. İman ederek mü'min olunmasını ve bunları uygulayarak da müslimler olunmasını emreder. Sitemizin ilgili başlıklarında bunlarla ilgili ayetlerini bulabilirsiniz. Alıntı:
Alıntı:
Kur'an'da asla çelişki yoktur. Nisa 82: Efela yetedebberunel Kur'an ve lev kâne min ındi ğayrıllahi levecedu fiyhıhtilafen kesiyra; "Kur’an’ı tedebbür etmiyorlarmı?.. Eğer Allah indi’nin ğayrından olsaydı, elbette onun içinde bir çok ihtilaf/çelişki bulurlardı." Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay |
||||
3. January 2017, 02:46 PM | #12 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Mar 2013
Mesajlar: 641
Tesekkür: 77
125 Mesajina 170 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22 |
Kur an da anlamlandırma yapıldıysa eğer ki yapıldığı söyleniyor kelimelere yüklenmiş anlamlar da değişmiş olabilir. Zaten bundan dolayı dır ki yüzlerce yorum çıkabilmektedir.
8 yy Arapça sı üstüne bir de değişik manaya gelebilecek anlamlandırma birde üstüne iniş sırası tam olarak bilinemeyen ayetler. En kötüsü ise elçi zamanında yazılan hiç bir şeyin günümümüze ulaşamaması Doğal olarak insanlar şaşırır ancak Allah beyin vermiş bir de üstüne vicdan eklemiş yani doğru yolu bulmamız için gerekli iki savunma aracını içimize koymuş sonrasını da bize bırakmış. Biz beynimizi ve vicdanımızı ayetlere göre düZenliyoruz zaten yanlışlık burada başlıyor ve yüzlerce yıldır süre gelen bir durum oluşuyor, ister sosyolojik ister psikolojik olsun bu duruma aykırı bir olgu duyduğumuzda da direk mekanizma devreye giriyor ya red ediyor yada suçluyor. Olgunun doğruluğu yada yanlışlığını beynimiz ve vicdanımız içinde sorgulamayıp fıkıh ile icma ile yada bilmem ne ile çözmeye çalışıyoruz. Farklı yorumlar şartlara göre değişiyor bunlara uygun ekoller tarikatlar, cemaatlar vs en sonunda cevap bulmaya çalıştığımız anlamaya çalıştığımız olgu yu D unutup anlamsız şeyler oluşturup yolumuza devam ediyoruz. Ancak bu yolun yanlışlığını da içinden çıkamadığımızda anlayıp Yen'i yorumları da biz getiriyoruz. BirbirimiZe cevap vermeye çalışıp son nokta yı koymadan bırakıyor yada erteliyoruz. Cep tlf ancak bu kadar oluyor yazım hataları içim kusura bakmayın |
Bookmarks |
Etiketler |
yıktık |
|
|