25. August 2012, 09:28 AM | #11 | ||
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17 |
Selamlar,
Sevgili Hocam, Demokrasinin islama uygun olmadığı, (ama kuranın terk edilerek yaşanmasını islam sayılması halinde ise en uygun rejim olduğunu) anlatılan bir başlıkta, daha önce sorduğum soruların hepsine cevap vererek devam etmek yerine, konuyu sadece zina cezası tartışmasına dönüştürerek, dar bir alan hapsetmek, dikkatleri başka yöne çekmekten vazgeçin lütfen. Zina cezası, islam ve demokrasi konuları içinde sadece çok küçük bir yer kaplar. Demokrasi ve onun kurumsal çalışma anlayışları ile devam etmek üzere, zina cezası konusunda son olmak üzere cevaplarımı vermek istiyorum. İnşallah sonra asıl konumuzdan devam etmek istersiniz. Alıntı:
Yoksa, 100 defa sopa atmak, yani dövmek, kötek atmak yoktur. Bunu anladığınız için, “100 sopadan kasıt, rezil etmektir” diyebiliyorsunuz galiba! Üstelik, zina etmeyi göze alanların kaçının rezil olmaktan çekinerek zinadan vazgeçeceğini düşünüyor da bunu iddia edebiliyorsunuz şaşırmamak imkansız. Hüseyin Üzmez rezil oldu öylemi? Öyleyse bile zina yaptığı için değil hocam, küçük kız yüzünden olabilir, bunu şimdi görebilirsin değilmi? Şimdi, size göre zina edenler, herkesin içine çıkarılacak ve rezil edilecek ve zina böylece önlenebilecektir öylemi? Peki nasıl rezil edilecektir? Halk yüzünemi tükürtülecektir? Ama, o da olmaz, çağdışılık olur, ilkellik olur değilmi? Peki ama, başka nasıl rezil edilebilirki insanlar? Ha, tamam; “ey ahali, bunlar zina yapmıştır, ayıp yapmıştır, bunların yaptığı rezilliktir” diye meydanda toplanan kalabalığa ilan edilebilir! Ama, bu durumda da zaten metropellerde adım başı karşınıza çıkan, homoseksüellere, travestilere, bar yada sokak fahişelerine, onların satıcılarına alışmış olan halktan bir kahkaha yükselmesine nasıl engel olacaksınız? Zina yapmışlarmış, bunun neresi suç, neden rezil olsunlar, zina yasakmıdır ey ilan eden diye biri size seslense ne diyeceksiniz? Rezil edeyim derken, rezil duruma düşmeye nasıl engel olacaksınız? Ha, bu arada laik ve demokratik ülkemizde, zina kanunen suç değilse ve sizde bunu açıklıkla kabul ettiğinize göre rezil edilmesini nasıl kabul edebiliyorsunuz, bunu da açıklayabilirmisiniz? Kardeşim, rezil etmek şeklindeki bu hikayelere kendiniz gerçekten inanıyor olamazsınız değilmi? Kuranın deynek cezası, zamanımızdaki modern toplum kültürlerinde size komik geliyor, sizi utandırıyor galiba değilmi? “Ya teknoloji ilerlemiş, adamlar hala ilkel sopaları kullanıyorlar” diyecekler diyemi çekiniyorsunuz? Ancak, siz kabul edemeseniz de; rabbimizin, “hiçbir acıma içine düşmeden 100 deynek cezası” emrini uygularsanız, zina zevkini yaşamak isteyenlerin 100 deynek acısına katlanmayı göze alamayacaklarını da görürsünüz. Sadece yakalanmayacağı zannıyla zina edenler gibi çok küçük bir azınlığın olabileceğini görecek ve toplumda zinanın önüne geçilebileceğini anlayacaksınız. Ama, tabi bunu gerçekten istiyormuyuz diye düşünmek ve zinanın engellenmesi bir tarafa, zinanın (hatta tecavüz demek daha doğru olur) rahatça yapılabilmesi için, komik bedeller karşılığında; kel, kör, şişman, uyuz, yaşlı, bunak oluşuna aldırış etmeden zina yapabilmesi için, denetimli genelevler açıldığını hatırlayarak, utanarak itirafımızı yapmamız gerekir değilmi? İslama uygun olduğu iddia edilen demokrasi ve denetimli genelevleri! Kuranda zina yapmayın bile değil, yaklaşmayın denirken (aradaki farkı inşallah anlayabilirsiniz) demokraside, erkek tecavüzlerinden, azgınlıklarından güya toplumu korumak adına, (erkekleri engelleyici tedbirler almak yerine aksine ödüllendirecek şekilde) genelevleri açılması islamla ne kadar bağdaşıyor değilmi? Sıra, demokrasinin islamla bağdaşan diğer kısımları(!)nı anlatmaya gelir artık inşallah değilmi? Alıntı:
“Karına bu sopaları birleştirip vur dediğinde karısına sopa mı vurdu zannediyorsunuz?” demişsinde be hocam; Eyüp peygambere, “al sopaları birleştir vur” denmemiştirki! Orada sopa yokturki… Bir demet ot vardır, vurması istenir ama sopayla değil, bir tutam otla… Kabaca, hoyratça, hınçla değil, sevgiyle, nazikane olarak vurması istenmiştir. Ona: «Eline bir demet ot al, onunla vur! Günaha da girme» dedik. Doğrusu Biz onu pek sabırlı bulduk. Ne güzel kuldu o! O, gerçekten Allah’a yönelirdi.” (Sad 44) Zina edenlere de “vurulması istenir, ama onlara nazikçe değil, onlara ot demetiyle değil, hem acıma hissine kapılmadan hemde sopayla ve 100 defa olacak şekilde” istenir. Artık, diğer kısımlardaki cevaplarınızı alabilirmiyiz, ne dersiniz!... Saygılarımla… aorskaya |
||
26. August 2012, 02:43 AM | #12 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Mar 2010
Mesajlar: 1.979
Tesekkür: 1.908
1.298 Mesajina 2.732 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 26 |
100 sopa zinanın cezası değildir ki.
Zİnanın cezasını verecek olan hakimlerdir... 100 sopa şeriatın emridir, yani zinakarın yüzünü ekşitecek toplumsal manevi yaptırımdır. zinanın cezası ise; -yapılan zinanın çeşidine -topluma ya da kişilere verdiği zarara -gizli ya da aşikar işlenip işlenmediğine göre v.s. verilir. Zina var ZİNA var. üst konularda da değindiğimiz gibi her zina aynı değildir. Kimisi var para karşılığı kimisi var aşk karşılığı, kimisi var cehaletten... Bu ceza yasası adil bir şekilde verilmeli, verilmiyorsa hukukda sorun vardır. *** Bakın bir de şu açıdan anlatmaya çalışayım belki daha açıklayıcı olur... 100 sopa cezası kime? Müslümana... Hristiyana 100 sopa cezası var mı? ya Yahudiye? yahudi hep recm edilme cezası var. Ama bunu uygulamak bize düşmez. TOplumda zina yapan yahudi ve hristiyanları cezalandırmayacak mıyız? ya kafir ve müşriklere de mi 100 sopa vuracağız? Yoksa onlara ceza vermeyip sadece müslümanlara mı ceza vereceğiz??? İşte şeriat hukuku bu nedenle LAİK tir. Hıristiyan Yahudi, Müslüman demeden, dinli dinsiz demeden herkese adilane olarak cezasını uygular... Ama Allahın emri olmak üzere müslümanlar 100 sopa (rezilliği) tatmalıdırlar. Bu da kullanılmış bir deyimdir. Tıpkı; "hatalarını yüzüne vurun" gibi. Kuran Türkçe inse ve rabbimiz orada Türkçe şiir özellikleri kullansa acaba ne olursu herhalde zina yapanın yüzüne kondom felan vururlardı hata dediğine göre patlak olanı kullanırlardı sanırım... *** Eyübün kıssası da aynı ölçüdedir. Eyüp eşine kızmıştır. Onun zina yapmış olmasında korkmuştur ve onu utandırmak, rencide etmek istemiştir. 40 rakamı orada mecazidir. gerçek sayısını Allah bilir, bir çok hatasını yüzüne vurmak istemiştir... İyileşince Allah ona ; bütün hatalarını yumuşakca yüzüne vur demiştir. 40-100-1000 gibi rakamlar kuranda gerçek manasının dışında kullanılmıştır. Daha 7 uyuyanların (ashabı keyf) kaç kişi olduklarını bile bilmiyoruz. Allah cahiliye zannından uzak kılsın ama ben orada yüzlerce kişi olduğunu zannediyorum. 7 rakamı onların genel ülke nüfusuna oranla ne kadar az olduğunu ifade etmek için kullanılmıştır. *** Peki Allah neden bu uygulamaları böyle vermiş de daha açık vermemiş, rakamları tam söylememiştir? En doğrusunu Allah bilir elbette ama zannımca Kuranın akışkan ve çekici okunuşunu kuvvetlendirmek amacıyla mecazi anlatımlara yol vermiştir. Çünkü Kuran insan aklına hitap ettiği kadar yüreklerin derinlerine de işlemektedir. Rasyonel kesin rakamlarla kafa karıştırmak yerine yuvarlak hesaplara başvurur. Bunun bir örneğini miras paylaşımı ayetinde görebilirsiniz. İnanmayanlar o ayeti bir hata olarak değerlendirmektedir, çünkü gerçekten de eline kağıdı kalemi alıp hesapladığında orada matematiksel hata vardır. Tıpkı eline kağıdı kalemi alıp 100 sopanın insana vereceği zararı hesapladığında ortaya çıkan tıbbi hata gibi. Saygılar. |
26. August 2012, 08:40 AM | #13 | |
Super Moderator
Üyelik tarihi: Mar 2012
Mesajlar: 963
Tesekkür: 481
200 Mesajina 303 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
Alıntı:
Gerilmeyin bu kadar. Rahat olun. Burası Demokratik bir paylaşım ortamı Ben başka birşey merak ediyorum. Sopanın cinsi, kalınlığı yada uzunluğu ne olmalıdır. Ağaçtan mı yapılmalıdır yoksa herhangi bir nesneden olabilir mi? Ağaç ise hangi ağaçtan. Ağaç değil ise neden yapılmalıdır. Demirden olabilir mi? (O zaman 100 sopa yiyen ölür herhalde) Ayrıca; 100 sopa vücudun nerelerine vurulacaktır. Konu zina ise, ilgili yer... (düşünmek bile istemiyorum) Değil ise ağız burun girişilecek midir? Bu esnada kemikler kırılırsa, kafatası çatlarsa, iç kanama olursa ne olacak? (O zaman 100 sopa yiyen hakkaten ölür herhalde) Bunları dalga geçmek için yazmıyorum. Hukuk, adalet ise ve adaletli davranmak ise, sizce en adaletlisi yukarıda saydıklarımdan hangisi olmalıdır, yada sizin daha adil bir görüşünüz var mıdır? Konu bartsimpson tarafından (26. August 2012 Saat 08:59 AM ) değiştirilmiştir. |
|
bartsimpson Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | hiiic (26. August 2012) |
27. August 2012, 09:04 AM | #14 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 817
Tesekkür: 0
157 Mesajina 225 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Merhaba.
Evimden uzaktayim; internete su anda bir kafeden giriyorum. Iletimde ayet numaralarinin bulunmayisi o yüden. Lütfen hos görünüz. Devleti kim yönetsin? Allah "Bir kral yönetsin!" mi der, din adamlari mi, halk mi? Konumuz bu. Eger Allah devleti bir kralin yönetmesini isteseydi kralligi överdi. Firavun'u övüyor mu? Yetmedi. Saba melikesinin agzindan krallari yerden yere vuruyor: Krallar girdikleri ülkenin altini üstüne getirirler ve sayilan halkini sayilmaz ederler. Allah eger devleti din adamlarinin yönetmesini isteseydi sahip cikardi onlara ve onay verirdi. Asla sahip cikmiyor: Ruhbanligi Biz yazmadik onlarin üzerine; Allah'in hosnutlugu bahanesiyle kendileri buldular ama onun gereklerini de yerine getirmediler. Yetmedi. Din adamlarinin Allah'in yoluna engel olduklarini, Allah'in dinine ihanet ettiklerini acikliyor: Hahamlarin ve rahiplerin cogu haksizca halkin malini yerler ve Allah'in yolunu kapatirlar. Peki, Allah halki halkin yönetmesini istiyor mu? Kesinlikle evet. Bunu dile getiren bir sürü ayet var. Onlari insallah dikkatinize sunacagim. Simdilik ricam, suna dikkat etmeniz: Kavram olarak hakimiyet baskadir yönetim baska. Hakimiyet yetkidir. Allah onu krallara da verir halka da. Ve krali da halki da sorumlu tutar. Kavramlari harmanlayip "Hüküm Allah'in'dir; onun icin demokrasiyi Allah onaylamaz..." demek tipik kafa karisikligidir. ve demokrasiyi buyuran Allah'la inatlasmaktir. Sevgi ile, Hasan Akcay |
Hasan Akçay Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | hiiic (27. August 2012) |
27. August 2012, 09:35 AM | #15 | ||||
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17 |
Alıntı:
Yukarıdaki yazımda da değindiğim gibi; demokrasinin islamın gereği olduğunu iddia eden sizinle demokrasiyi asli unsurları ile ele alıp, islama neden uyup uymadığını ortaya koymak gerektiğini belirtmiştim. Ancak sizin bunun yerine; hala zina cezası üzerinden tartışma yürütmekte kararlı olduğunuzu gösteren aşağıdaki yazılarınızdan, ceza konusunu sonlandırmadıkça, demokrasiyi ele alamayacağımız anlaşıldığından yeniden yazılarınıza cevap veriyorum. Alıntı:
Peki hakimler neye göre karar vereceklerdir? Kendi vicdanlarına, toplumdaki etik anlayışa veya toplumdaki zina kültürüne, toplumdaki zina kabulüne göremi vereceklerdir? Bizim toplumuzu ele alacak olursak; 1- zinayı hem kınayanlar ve hemde çok normal görenler vardır. Bu durumda, hakim niçin ceza verecektir? Hakimin vereceği ceza, zinayı normal bulanlar tarafından nasıl kabul edilecektir? 2- Bizim toplum ayrışmasına rağmen, yasalarımızda zina suç değildir! Peki sen hakim olsan, zinaya ceza verebilirmisin? 3- Zina ilgili bir referandum yapılsa, toplumun çoğunun zinaya ceza verilmesini isteyeceğini sanırım tahmin edebilirsin? Peki bu durumda, nasıl oluyorda, zinayı cezasız bırakan bir demokrasi olabiliyor. Demokrasi kendisi bile kendisini tanımamış olmuyormu? Kendini bile reddeden bir demokrasiyi islam neden kabul etsinki? 4- Tabiki zinadan zinaya fark vardır. Kuranın zina cezası, taraflardan başkasına zarar vermeyen zinalar için geçerlidir. Zina, aynı zamanda 3. Şahıslara da zarar vermişse, zarar zina cezasından ayrı olarak tazmin ettirilir. 5- “Kimisi var para karşılığı kimisi var aşk karşılığı, kimisi var cehaletten... Bu ceza yasası adil bir şekilde verilmeli, verilmiyorsa hukukda sorun vardır.” Buyurmuşsunuz da, bu konuda kurandan uzaklaştıkça battığınızı ve çözümsüzlüğe doğru gittiğinizi göremediğiniz anlaşılıyor. Ülkede zina niye cezasız biliyormusun? İşte tamda yukarıda ifade ettiğini biçimde senin gibi düşünenler yüzünden! Çünkü; bu dediklerini ve daha akla gelmeyen bir sürü zina sebebi olabileceğinden, bunları dikkate alarak ceza belirlemek imkansızdır. Her zaman, ne kadar sebep belirlemiş olursan ol, cezadan kurtulmak için mutlaka olmayan bir sebep üreten kimseyle karşılaşabilirsin… O zaman da ceza sebepleri içinde yer almayan bir sebebe ceza veremezsin. İşte insan yapımı hukukun en büyük aczi bu durumlarda ortaya çıkmaktadır. Hiçbir zaman, hiçbir yerde bütün insanları kucaklayacak şekilde adil olabilecek, insan icadı bir hukuk olamaz, hatta aynı özellikte hiçbir insan icadı olamaz. Bu nedenle, bütün insanlar için en iyisini her konuda, sadece onları yaratan Rabbimiz ortaya koyabilir. Bunu artık daha fazla konuşmaya gerek kalmamıştır umarım. Alıntı:
Bu yazıyı laf olsun diye yazdığınız belli oluyor? İmansızların zinası neden iman edenleri (onlara zarar vermedikçe) ilgilendirsinki? 2- “İşte şeriat hukuku bu nedenle LAİK tir. Hıristiyan Yahudi, Müslüman demeden, dinli dinsiz demeden herkese adilane olarak cezasını uygular...” sözünü hala düşünmeden tekrarlayıp duruyorsun be kardeşim. Şu senin, laik şeriat hukukunun; zina için ceza belirlemediğini, aksine genelevleri açmakta ve orayı sağlıklı, güzel kılmaya çalışmakta olduğunu da hatırlayarak, kuranda ceza verilmesi istenen bir durumun (hadi cezasının şekline değinmeyelim) kuranın aksine cezasız kalmasını sağlayan demokrasi ve laiklik nasıl islama uygun olabilir diye düşünebilirmisin? Yoksa, hala inadına, gelenekçiler gibi sen de bu konuda şartlanmış olarak, demokrasi islamdandır demeye devammı edersin? Kurana ters düşen kişiler Müslüman olamazken, ters düşen sistemler ise islami olabilirmi? Bunu iyi düşünün ona göre cevap verin lütfen… Alıntı:
Zina edenleri, zinanın suç kabul edilmediği islami (!) bir demokrasi ile cezalandırmak gerektiği paradoksuna (açmazına) düşen sevgili kardeşim, daha önce de anlattım. Vuruşun yerine getirilmesi ille de kaba sabaca olmaz. Utandırmak içinde nazikçe vurulabilir. Hani bazen çocuklarımıza ders vermek için “onları dizimize yatırıp acıtmadan, popolarına vurma” şefkatinde bulunuruz ya; işte Eyüp a.s.nın vuruşuda aynı şefkatle ceza vermenin sonucudur. B- Bir de kuranda verilen net sayıların, müteşabihliği gereği tam kesinlikte bilinemeyecek ayet yorumlarına dahil edilmesinden vazgeçin lütfen. Mağarada uyutulanların sayısının sorulması, bilinmek istenmesi üzerine; bunun boşa uğraş olduğunu, asıl mesajla ilgilenmenin doğrusu olduğunu, bu konuda kesin sayıyı vermediğini belirten rabbimizin sözlerinden zaten nerede sayı verilip verilmediğini anlayalım lütfen. Asli mesaj bırakılıp, İşin magazin kısmı ile ilgilenilmesin diye mağaradakilerin sayısı verilmemiştir. Bizlere düşen, uzun süre uyutulanların olduğu, uyandırıldıkları ve diğer gerçeklerin bilinmesi, bunun rabbimiz için imkanlı olduğunun anlaşılmasına çalışmak olduğunu bilmektir. Rabbimiz, yuvarlak rakam vermez. Ya rakam verir, yada vermez. Onun kelamında belirsizlik olmaz. Miras oranları konusunda da aynı şey geçerlidir. O oranlar kesin oranlar değil, sınır oranlar olduğu için ve buda tam anlaşılmadığı için bazı durumlarda matematiksel hata olduğu kanısı yanlış yere oluşur. Yoksa, miras oranları da yuvarlak rakamlar değildir. Toparlayacak olursak, konu demokrasinin islama uygun olmadığı konusudur. Konu bu bağlamda ele alınarak, demokrasinin bütün unsurları ile tartışmaya katılınmalıdır. Sadece, hukuk, hatta islam hukuku üzerinden yazışmaların sürdürülmeye çalışılması, asıl konunun anlaşılmasını engellemese bile geciktirmektedir. Demokrasiden devam edelim, islam hukukunu ilgilendiren konuları ele almak isterseniz sonra onlarla devam edebiliriz. Saygılarımla… aorskaya |
||||
27. August 2012, 09:55 AM | #16 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17 |
Alıntı:
Demokrasinin islamla uyuşmadığını söyleyen ben, ülkeyi; kral, padişah, imparator, başka dinlerdeki gibi din adamı (hoş islamda herkes din adamı olmak zorundadır o da başka) yönetmelidir demiyorumki? Konunun açılışından bu yanada yazdıklarımı incelerseniz; Burada kavram karmaşası yaşayanların sizler olduğunu görürsünüz. İslamda, yönetimi halk belirler. Ancak, halkın seçtiği yöneticiler, islamdan bağımsız yasalar yapamazlar, onların çıkardıkları kanun, yönetmelik, tebliğ, sirküler vb. mutlaka kurana uygun olmak zorundadır. Bu kadar kolay anlaşılır bir durumu daha fazla karmaşıklığa, tanımlarla boğmaya gerek yoktur. Demokrasi; en ideal tanımıyla; halkın çoğunluğunun görüşünün (çoğunluğun görüşünün yanlış doğru olduğuyla ilgilenmeden) temsil edilmesi demek olmakla birlikte çoğu yerde bunu dahi beceremez. Çıkılsın topluma; en basitinden zinanın suç sayılıp sayılmaması ile ilgili bir referandum yapılsın, türban konusunda referandum yapılsın. Sonuçları tahmin edebilirsiniz değilmi? Ben yine de belirteyim; 1- Zina suç kabul edilmelidir, 2- Türban serbest bırakılmalı, türbanlı engellenmemlidir, şeklinde sonuçlar çıkacaktır. Peki; Demokratik ülkemizdeki demokratik durum bunu temsil ediyormu?, hayır! 1- Zina serbesttir, suç değildir. 2- Türban yasaktır, kamusal alanlarda başın açılması zorunludur! ve bu demokrasi size göre islama uygundur öylemi? İyi ama, bu demokrasi, daha demokrasiye bile uygun değildirki! O halde demokrasi, zaten bütün insanları kucaklayabilecek bir sistem olamamaktadır. Sadece, islamın emirlerini dikkate alan bir sistem bütün insanları her yönüyle kucaklayabilir, o da insan icadı sistem olamaz... Kısaca, gördüğünüz gibi demokrasi ve onun tanımı üzerinde hile yapmaya, ona haksızlık yapmaya çalışan biri yok. Ama, onun islama tabi olmadıkça, islamla bağdaşmadığı gerçeğini ispatlamaya çalışan biri var. Lütfen, bu küçük ayrıntıyı dikkate alarak görüşlerinizi değerlendirin... saygılarımla... aorskaya |
|
27. August 2012, 10:33 AM | #17 | |||
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17 |
Alıntı:
İnsanların fikirlerini beğenmeniz ve teşekkür etmeniz, “kendinizi fikirlere açmanızın göstergesi” olarak benim sadece takdir edeceğim bir konu olabilir. Ben, bundan gerilmedim, rahatsız olmadım. Kendi görüşlerimin de; yanlış bulunması halinde en acımasız şekilde eleştirilmesini rica eden biriyim. Zannettiğiniz durumları aşmış, insanlarla ve kendiyle barışık, kompleksleri olmayan biri olarak; sizin düşüncenizin aksine, görüşlerini beğendiğiniz kimselere ekleyeceğiniz bir şeyler yoksa “teşekkür etmeye devam etmenizi” öneririm. Ben sadece; ilgili kardeşimizin görüşüne katılan sizlerinde, yazdıklarıma dikkatinizi çekmek amacıyla değindim. Bundan sonrası için lütfen bu bilgiye göre yazılarıma yaklaşınız. Şimdi konumuza dönersek; Sopanın cinsi, kalınlığı, uzunluğu, neden yapılması gerektiği, Kuranda belirlenen cezanın yerine getirilmesini sağlamak üzere serbestçe tayin edilebilir. Bu sorular üzerine; polemiklere girmeden, (aşağıda dalga geçmek için yazmadığınızı belirttiğiniz için ona inanıyorum) kuran hükümlerine yaklaşımınızı gözden geçirmenizi öneriyorum. Kuranda belirtilmeyen şeyler konusunda serbestçe şeyler yapabileceğimizi hatırlayalım. O halde; zina edenlerin hak ettiğinden fazlasını yapmamak (çünkü fazlası bizi zalim kılar ve ona borçlu duruma sokar.)üzere, ona acı verecek ama öldürmeyecek araçlar kullanılmalıdır. Alıntı:
Alıntı:
Şunu asla unutmayalım. Adalet, bir uygulama; her yerde, herkese ve her zaman aynı olursa vardır. Kişilere, zamana veya mekana göre değişen aynı konudaki uygulamalar, ne kadar modern, çağdaş ilan edilirse edilsin, asla adil olamazlar. Çünkü doğru tek olabilir, birden fazla doğru olamaz. O halde aynı konuda birbiriyle çelişen hükümlerin, uygulamaların adil olmasından da söz edilemez. Zamanımızda İslam hukukundan, kuranın adaletinden şüphe eden Müslümanlar yanı sıra, kurandaki hükümlerin uygulanmasından utanan Müslümanlarda oluşmaya başladı. Günümüz insanlarına empoze edilmeye çalışılan islam dışı kültürlerin etkisiyle; insanlar kuran hükümlerini ilkel, çağdışı gibi bulmaya, reddetmeye ve uzaklaşmaya başlamışlardır. Halbuki, bütün insanları, her zaman ve her yerde en iyi şekilde kucaklayan, kollayıp koruyan sadece islami hükümler olabilir, en adil islami hükümler olabilir. Çünkü; insanın fayda ve zararını en iyi onu yaratan bilebilir. Konuyu rabbimizin; “size hoş gelen şeylerde kötülük, bize hoş gelmeyen şeylerde ise iyilik olabilir…” şeklindeki sözünü hatırlatarak kapamak istiyorum… Zina ve 100 deynek bize hoş gelmese de; herkesin gözü önünde ve çekinmeden uygulanması halinde zinayı engelleyen en önemli tedbir olmaktadır. Bunu, hayalinizde canlandırmaya çalışırsanız; toplumun önünde sopa yemeyi göze alma pahasına zina yapmayı düşünecek akıllı insanların kalmayacağını görürsünüz… Eğer hala, bunu göremezseniz, zina cezasının her zaman, her yerde, ve herkese geçerli olacak şekilde, değişmeden uygulabilmesi için, nasıl bir ceza olması gerektiğini lütfen yazınız... Saygılarımla… aorskaya |
|||
aorskaya Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | Miralay (29. August 2012) |
27. August 2012, 11:07 AM | #18 | ||
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Mar 2010
Mesajlar: 1.979
Tesekkür: 1.908
1.298 Mesajina 2.732 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 26 |
sopa nereye vurulacak sorusuna;
Alıntı:
*** çünkü, doktorlar görevi gereği şöyle diyeceklerdir; -Sopa 50 metre / saniyeden daha hızla vurulmayacak -Kullanılan sopa deride iz bırakmayan ve darbeyi süspanse eden sünger alaşımla kaplanacak -kurbanın sadece en korunaklı yeri olan sırtın destek kesimlerine ve omuz altlarına vurulacak. -vurma öncesi local anestezi yapılabilecek -Hastalar ya da yaşlılar için ekstra önlemler alınacak. -Kurban, kalp cihazı ve sürekli kontrol edilebilneceği bir panelde sopalanacak çünkü acil ve önemli kırıklar hemen teşhis edilebilinecek. -Kırık teşhis edildiğinde sopa vurma işlemi yarına bırakılacak. -ya da ... haftada en falza 1 sopa yenerek ceza 100 haftada tamamlanacak. Şu uygulamaya TIP raporu istiyorsun yani eğer Allah ahiret korkusu olan bir doktor ise böyle önlemler aldırır. Eğer heyet raporu yada kararı istiyorsanız SAKIN!! heyet kararlarında demokrasi geçerlidir, doktorların oy birliği imzası gerek, sakın yanaşmayın kafir ederler adamı : )) *** yazınız çok uzun hepsini okumadım, Ama orada demokrasi konusunun zina konusuna neden getirildiğini sormuşsun cevabı kendin verdin de, bile bile. neyse.. Alıntı:
Konu hiiic tarafından (27. August 2012 Saat 11:11 AM ) değiştirilmiştir. |
||
27. August 2012, 11:50 AM | #19 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 |
Sayın hiiic
Sopa ne demek? Diş fırçası! Diş fırçası! Hasan Bey anlatacak herhalde.(Hasan beye buradan selamlar, sıhhatinizi merak ediyoruz.) Ben neden kısas uygulamıyorlar diye merak ediyorum. Sayın hiiic Sopayla dövmek, bırakın sopayı, dövmek ne demek yahu!. İnsan olarak hangi kıstasa sığdırıyorlar ki.... Bu zulum be birader. Zulum içeren bir eylemi Allah reva mı görmüş! Biliyoruz ki zulum içeriyorsa insan kaynaklıdır. Bir de Allah'a iftira ediyorlar. Saygılarımla Galip Yetkin. |
27. August 2012, 12:15 PM | #20 | ||
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17 |
Alıntı:
Her topluluktaki katılımcıların, çoğunluğunun görüşünün galip gelmesini siz demokrasi olarak gördüğünüz için örneğin, doktorlar heyetini demokrasi, heyetin çoğulcu görüşünü de demokratik kabul ediyorsunuz. İyi ama bu demokrasi değildirki? Demokratik usüldür. Demokrasi bir yönetim biçimidir, ama sadece toplumların, milletlerin yönetimidir. Siz, doktorlar heyetinin kararlarını gelişigüzel aldıklarınımı sanıyorsunuz? Onların kararlarını tıbbi bilgilere, normlara göre aldıklarını neden atlıyorsunuz? Halbuki demokraside belli bir kurala tabi mi olunmaktadır. Hayır, kuralların kendisini koyan demokrasidir. Doktorlar ise, heyet halinde de olsa kendileri kural koymazlar, tıp bilimine bakarlar, ona göre olması gerekeni belirlerler ve görüşlerini sunarlar. İşte islami yönetimde de doktorlar heyeti benzeri olarak, şura, istişare vardırki bu demokrasi değildir. İslamdaki ile demokraside ki bazı benzerlikler, demokrasiyi islami yapmaz. Aksi halde; “kabak yeşildir, elmada yeşildir. O halde yeşil olan elmadır (yada meyvadır) veya yeşil olan kabaktır (yada sebzedir)” demeye benzer. Çünkü, islami yönetimdekilerde çoğulcu karar alsalar dahi, aldıkları kararlar kuran hükümlerine uygun olmak zorundadır. Demokraside yönetim kendisi kuralları belirler ve kendi belirledikleri kuralları uygular, halbuki islami yönetimde ise kurallar kuranla bellidir ve o kuralların uygulanması gerekir. Şimdi inşallah, demokrasi diye dillendirdiğin her şeyin demokrasi olmadığını anlayabilirsin. Alıntı:
Konuyu oturtabilmek için bütünüyle okumak gerekirse de siz bilirsiniz. 2- Metindeki gizlenmiş demokrasiye teşekkürünüze ise, orada demokrasi değil, demokratik usül, yani demokrasinin bir kısmı ile benzerlik olduğunu (yukarıda detaylandırmıştım) söyleyerek katılıyorum. Saygılarımla… aorskaya Konu aorskaya tarafından (27. August 2012 Saat 12:38 PM ) değiştirilmiştir. |
||
Bookmarks |
Etiketler |
ama, bağdaşmaz, demokrasi, islam, islamla, iyi, kurandan, olmazsa, rejimdir, sadece |
|
|