31. December 2010, 08:35 AM | #11 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Mar 2010
Mesajlar: 1.979
Tesekkür: 1.908
1.298 Mesajina 2.732 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 26 |
Resule ve dolayısıyla onun vahye dayalı hadisi Kuran-ı Kerime hizmet boynumuzun borcudur, Allah razı olsun. bizlerede sık sık hatırlatın ki asıl kaynağın Allah ve resulun bizlere emanet bıraktığı kitap Kuran olduğunu tekrardan hatırlayalımda,, bir takım din uydururcuların sonradan uydurma iftiralarını din diye kabul edip sapıtmayalım..
Allah razı olsun,,, ayetlere ilgimizi artırsın inşallah. Unutmadan,,, ya vahiy gelmeseydi? Muhammet Mustafa'nın sözlerine yine uyacak mıydınız? ya peygamber başka birisi olsaydı peki? Size hakikatı türlü misallaerle açıklıyoruz,,, düşünüp öğüt alasınız diye |
hiiic Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 3 Kisi: |
31. December 2010, 09:04 AM | #12 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 111
Tesekkür: 18
39 Mesajina 55 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Dostum H.z Muhammed ALLAHın Rasulu olmadıktan sonra onunda sizden bizden farklı din noktasında bir tasarrufu olmazdıki.O halde sadece eğer benden daha bilgili birisi ise değerlindirirdim.
Yoksa bağlayıcı olmazdıki. O sebebden sorumluda olmazdım. |
ebu Maruf Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 3 Kisi: |
31. December 2010, 09:16 AM | #13 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Mar 2010
Mesajlar: 1.979
Tesekkür: 1.908
1.298 Mesajina 2.732 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 26 |
Allah razı olsun,,, doğru bilgiyi savundunuz,,, erdemli davrandınız,,,
Peygamberleri (hepsini) peygamber yapan onlara verilen vahiydir. Bu kimine söz ile gelmiştir,,, ama bütün sözlü gelenler bir süre sonra dğeiştirilmiş yada unutulmuştur,,, daha sonra sahifeler gelmiştir, onlarıda değiştirmişlerdir,,, daha sonra insanlar kendi elleriyle kitaplar yazmıştır,,, Rabbim son olarak hepsinin hükmünü bitirip (dışardan giren uydurmaları imha için) Kuranı indirmiştir ve din budur eksik bırakmadım diyerek bizlere bu güzel lutufda bulunmuştur... Onu okuyup öğüt alan, üzerinde derin derin düşünen ve sözün en güzeline uyanlardan eylesin rabbim bizi. |
hiiic Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 3 Kisi: |
31. December 2010, 09:29 AM | #14 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 111
Tesekkür: 18
39 Mesajina 55 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Arkadaşlar önceki şeriatlerelere yada sayfalara yada kitaplara inanmak gereklidir.Fakat uymak zorunlu değildir.Bununla ilgili ayet yoktur en azından ben rastlamadım.
Fakat Rasulullah s.a.v a uymamızı emreden yüzlerce ayet vardır. Hadis rivayetlerini dikkate almamak bu Ayetlerin emirlerini yerine getirmemektir. Dikkat edein hepsine uymak demiyorum dikkate almamakdan bahsediyorum. Yani insanmın kalbi ve aklı bir rivayetin ALLAH RAsulu s.a.v söylediğine kanaat getirmesiyle ona uyması bu ayetlere itaat manasına gelir.Aksi durumda itaatsizlik olur. Hem ALLAHU TEALA SUBHANDIR KELAMI da nakıs olamaz o halde bu ayetlere uyulmayacaksa bu devirde ne işi var.KURAN malum evrenseldir her devirde hükmü sabittir. Bu ayetlere nasıl itaat ederiz bunu düşünmemiz gereklidir. Benim aklıma gelen en makul cevap. ALLAH Rasulune isnad edilen rivayetlerden kalbimin mutmain olduklarına uyarak bu ayetlere itaat etmiş olurum. ves-Selam |
31. December 2010, 09:39 AM | #15 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Mar 2010
Mesajlar: 1.979
Tesekkür: 1.908
1.298 Mesajina 2.732 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 26 |
patanaj mekaniği dersi alan var mı
|
31. December 2010, 03:59 PM | #16 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 176
Tesekkür: 627
164 Mesajina 386 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Alıntı:
|
|
31. December 2010, 07:47 PM | #17 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 418
Tesekkür: 51
95 Mesajina 146 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Vay mezhepsizler vay!.Ortalığı karıştırıp meydanı boş buldunuz ha!..
İslam ictihadında nice hikmetler vardır ki Ehli sünnet mezhep alimleri durumun şartlarına göre ictihad ederler ve Kur'an veya hadisten yola çıkarak ona göre hüküm çıkarırlar. Size sormak lazım; sizler namazı neye göre ve nasıl kılıyorsunuz?.Anladığım kadarıyla sizler beynamazsınız veya şii veya vehhabisiniz.Osmanlı İmparatorluğu hep hanefi mezhebine göre yaşamışlardır.Şeriatı ona göre yaşamışlardır.Gerçekten sizler zavvalı insanlarsınız. UNUTMAYINIZ Kİ MEZHEPSİZLİK DİNSİZLİĞİN KÖPRÜSÜDÜR. BÜTÜN İSLAM HUKUKUNDA HEP MEZHEPLERİN İCTİHADI UYGULANIR. SİZLERİN NE MÜSLÜMANLIĞINIZ BELLİ NE DE KAFİRLİĞİNİZ!. DİNİN DELİLLERİ (EDİLLE-İ ŞERİYYE) ŞUNLARDIR: 1-KİTAP:KUR'AN-I KERİM 2-SÜNNET;HADİS-İ ŞERİFLER 3-İCMA-İ ÜMMET: BÜTÜN İSLAM ALİMLERİN İCTİHAD YAPMALARINDA BİRLEŞMELERİ 4-KIYAS-I FUKAHA:İSLAM FIKHININ ÖLÇÜMÜ,TAKDİRİ, EŞİTLİĞİ,KIYASLANMASI . İctihad, tarikat,mezhep düşmanlığı yapmanız İslam'da ilim fukarası olmanızdan kaynaklanmaktadır.İslam'ı siz nasıl anlatacaksınız? Sizler yaramaz çocuklara benzersiniz.Babalarınız size en güzel oyuncakları almış fakat siz sadece çelik çomak oynamak istersiniz.Başka oyun oyuncak yok mu oynanacak? Bu site de bir arkadaşımıza "tebliğ nasıl yapılır ve metodları nelerdir? diye sorduğum dacevap vermeden kaçtı gitti..Şimdi hala cevabını sabırla bekliyorum... Bu konu oldukça uzun sürecek daha sonra bunları ele alacağız İnşaallah..
__________________
Ya İslam'la yükselir, Ya inkarla çürürsün.. Bu yol mezarda bitmiyor, gittiğinde görürsün!...(NECİP FAZIL KISAKÜREK) |
FEDAKARADAM Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | ebu Maruf (1. January 2011) |
31. December 2010, 07:52 PM | #18 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 418
Tesekkür: 51
95 Mesajina 146 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Bazıları, ictihadı akıllarına sığıştıramadıklarından inkâr etmektedirler. Hâlbuki daha peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) hayatta iken sahabeler, hakkında kesin hüküm olmayan meselelerde ictihad yapmakta ve Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) buna karşı gelmemekte idi. Bu meselenin bazı misalleri şöyledir:
1. Misal: Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) Ahzab savaşından sonra: “Kim Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsa, Kurayzaoğullarının bölgesine varmadıkça ikindi namazını kılmasın” buyurmuştu. Güneş batmaya yüz tutunca, Ashab-ı Kiram bu sözün ifade ettiği anlam hakkında farklı görüşler belirttiler. Bir kısmı: “Resulullah bu sözüyle, çabuk yol almamızı istedi” şeklinde görüş belirtirken, bir kısmı da: “Hayır, Resulullah bu sözüyle, güneş batmış olsa bile, biz ancak Kurayzaoğulları bölgesinde ikindi namazını kılabiliriz” demek istemiştir diye görüş belirtmişler ve ikindi namazını güneş battıktan sonra kılmışlardı. Her iki gurubun davranışı Hz. Peygambere (sallallahu aleyhi ve sellem) haber verildiğinde, Efendimiz hiçbir guruba sert tepki göstermemiştir. Bu, Hz. Peygamberin (sallallahu aleyhi ve sellem) yapılan ictihadları onayladığı anlamına gelmektedir. (Buhari, Müslim) 2. Misal: Bedir Gazasında alınan esirlere nasıl bir muamele yapılacağına dair henüz bir vahiy nazil olmamıştı. Fahr-i Kâinat Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) kendisine bildirilmeyen her hususu ashabıyla istişare ettiği gibi bu meseleyi de istişare etti. Hazreti Ebu Bekir, esirlerin bedeline fidye alınması ve serbest bırakılması görüşündeydi. Hazret-i Ömer Efendimiz ise, esirlerin hemen öldürülmesi fikrindeydi. Hazret-i Ebu Bekir’in maksadı, esirlerden alınacak fidyeyle müslüman askerleri düşmana karşı silahlandırıp kuvvet kazandırmaktı. Hazret-i Ömer’in maksadı ise, bunlarda ıslah emaresi olmadığından vücutlarını ortadan kaldırmakla yeryüzündeki fesadı önlemekti. Ashab-ı Kiramın bir kısmı Hazreti Ömer’in, bir kısmı da Hazret-i Ebu Bekir’in ictihadından yana oldular. Aralarında ihtilaf çıkınca Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) Hazret-i Ebu Bekir’in ictihadını tercih etti ve onun görüşü doğrultusunda davranıldı. Daha sonra bu hususta şu ayet-i kerime nazil oldu: “Yeryüzünde ağır basıp, küfrün belini kırıncaya kadar, hiçbir peygambere esirleri bulunması yaraşmaz. Siz geçici dünya malını istiyorsunuz, halbuki Allah (sizin için ebedi olan) ahireti istiyor.” (Enfal 67) Bu ayet-i kerime, Hazret-i Ebu Bekir’in ictihadını bozmamakla beraber, Hazreti Ömer’in ictihadının daha üstün olduğunu ortaya koymaktadır. Demek ki, birbirine zıt iki fikir de tasvip edilmiştir. İşte bu ayet-i kerimeden anlaşılıyor ki, her müctehid kendi görüşünde isabet etmektedir. Eğer, Hazret-i Ebu Bekir Efendimizin fikri hata olsaydı, hüküm icra olunmadan evvel ayet indirilirdi. Demek ki, bu hususta nazil olan ilahî ikaz, daha iyisiyle amel etmenin zıddını tercihten dolayıdır. 3. Misal: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Muaz bin Cebel’i Yemen’e hâkim olarak gönderirken, “Orada nasıl hükmedeceksin?” buyurdu. Hz. Muaz; “Allah’ın kitabıyla” dedi. Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem): “Ya Allah’ın kitabında bulamazsan” buyurunca, Hz. Muaz: “Resulullah’ın sünneti ile” dedi. Bunun üzerine peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem): “Resulullah’ın sünnetinde de bulamazsan? buyurunca, Hz. Muaz: “İctihad ederek anladığımla” dedi. Bu cevap üzerine Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) mübarek elinin Muaz’ın göğsüne koyup şöyle buyurdu: “Elhamdülillah, Allah-u Teâlâ resulünü (elçisi olan Muazı) Resulullah’ın rızasına uygun eyledi.” Bu hadis-i şerif Tirmizî, Ebu Davud ve ed-Dârimî’de yazılıdır. Demek ki, ehlinin, yani bir müctehidin ictihad yapması ve hakkında açık bir hüküm bulunmayan bir meseleyi, hakkında açık hüküm bulunan benzer bir meseleye kıyas ederek hükme bağlaması caizdir. Bu, bizzat Efendimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) emridir. 4. Misal: Ebu Davud ve İbn-i Mâce’nin bildirdikleri hadis-i şerifte Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “İlim üçtür: Ayet-i Muhkeme, Sünnet-i Kaime ve Faridat-ı Adile’dir.” Mişkat şerhi bu hadisi açıklarken şöyle der: “hadiste geçen Ayat-ı Muhkeme; ayetleri muhkem olan Kuran’dır. Sünnet-i Kaime ise; Peygamberimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) sünnetidir. Faridat-ı Adile ise, Kitap ve sünnete uygun ilimdir. Bu, icma ve kıyasa işarettir. Çünkü icma ve kıyas, Kitap ve sünnetten çıkarılmaktadır. Bu sebeple icma ve kıyas, Kitap ve sünnete müsavi ve denk tutulmuş ve Faridat-ı Adile denilmiş ve böylece ikisi ile amel etmenin vacip olduğu tembih buyrulmuştur. O halde bu hadis-i şerifin manası: “Dinin kaynağı dörttür: Kitap, sünnet, icma ve kıyastır” manasındadır. Daha fazlasını isteyenler, ilgili hadis ve usul-ü fıkıh kitaplarına müracaat edebilirler.
__________________
Ya İslam'la yükselir, Ya inkarla çürürsün.. Bu yol mezarda bitmiyor, gittiğinde görürsün!...(NECİP FAZIL KISAKÜREK) |
31. December 2010, 07:56 PM | #19 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 418
Tesekkür: 51
95 Mesajina 146 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Cehalet sadece bilgisizlik değil, haddini aşmak anlamına da geliyor. Haddini bilmeyen insanlar elinde özgürlük, adalet ve eşitlik gibi hayati değerler hala yeterince anlaşılamıyor ve yaşanamıyor. Bu yüzden her şeyden korkan ve birbirine şüpheyle bakan insanlar olarak bir türlü tam bağımsız ve yeterince özgür olamıyoruz. Ne tam laik ne tam sünni ne tam alevi ne tam liberal ne de tam solcu olamadan yaşayıp gidiyoruz. Birbirimizi korkutmaktan geri durmuyoruz. Bu korku yüzünden pek çoğumuzda çift kişilikler oluşuyor. Olmadığımız gibi davranmak zorunda kalıyor, inanmadığımız gibi yaşıyor düşünmediğimiz şekilde konuşuyoruz. Bu yüzden insanlarımız hasta oluyor. Ve pek çoğumuz hasta olduğunun farkına bile varamıyor.
__________________
Ya İslam'la yükselir, Ya inkarla çürürsün.. Bu yol mezarda bitmiyor, gittiğinde görürsün!...(NECİP FAZIL KISAKÜREK) |
FEDAKARADAM Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | Derin Düşünce (14. March 2011) |
31. December 2010, 10:41 PM | #20 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Mar 2010
Mesajlar: 1.979
Tesekkür: 1.908
1.298 Mesajina 2.732 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 26 |
Allahın "dinlerinizi bölmeyin" "parçalamayın" "birlik olun" ayetlerini red ettin... Biz mezhepsiz olarabiliriz ama sen küfre girdin.. hangimizin kaybı daha büyük sen düşün
üstelikde çokda alimmiş gibi vermiş veriştirmişsin, Bu yaşananlara Allah şahittir.. siz mezhep alimlerinizi çağırın, o gün zebanilerde çağırılacak. iftiraların en kötüsü Allaha iftira atanlar iflah olmaz. |
Bookmarks |
Etiketler |
100, arasındaki, çelişki, mezhep |
|
|