![]() |
|
![]() |
#1 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 825
Tesekkür: 0
166 Mesajina 234 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Öncelikle "mâ meleket eymân" ifadesi neyi kasteder?
Bildiğim kadarıyla "mâ meleket eymân"ın lafzî çevirisi: yeminler kimi yönettiyse o Yüklem: meliklik edip yönetti anlamındaki meleket, Özne: yeminler anlamındaki eymân. Yani Özne yemin eden kişiler değil, onların ettiği yeminlerdir; dolayısıyla önemli olan, kişiler değil yemin edilerek üstlenilen yükümlülüklerdir. O kadar ki "o"nun konumunu yeminler belirler. Örneğin eğer yeminler "Vallahi ben ona iyi bakacağım" şeklinde ise bakımı üstlenilen kimsedir o, bir bakıma bizim toplumumuzdaki BESLEME gibi (4:3, 4:24-25, 24:58, 24:33, 33:55...) Eğer yeminler "Vallahi ben onu eşim olarak kabul ediyorum" şeklinde ise eştir o yani zevcedir ya da koca (23:6, 33:50, 33:52, 70:30). 23:6'daki mâ meleket eymân ZEVCE veya KOCA konumundadır, 24:58'deki mâ meleket eymân ise BAKIMI ÜSTLENiLENLER. Ta bu kadar farklı... ama AYNI imişler gibi mukayese edilip birbirlerine emsal gösterildikleri oluyor, 2 elma + 2 armut = 4 elma dercesine. Hem de bu abes emsal gösterme işini koca koca ilahiyat profesörleri yapıyor, örneğin Abdülaziz Bayındır. Sevgili yolcu42 kardeşim, bu da gösterir ki, mâ meleket eymân yeteri kadar incelenmemiş bir konudur . Konu Hasan Akçay tarafından (24. February 2018 Saat 04:30 AM ) değiştirilmiştir. |
![]() |
![]() |
![]() |
#2 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
575 Mesajina 960 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Alıntı:
Ve geçimini sağlamak için çalışmak mecburiyetinde olan kadıncağız hem iş yerinde hem de yolda "mal bu" diye niye taciz edilmekte? Bi anlatıverin de nasıl gireceklerse hem bu kadıncağızlar hem de Nisa-127'de bahsettiğiniz "yetimlerin kadınları" "Allah koruması altına" girsinler de rahatlasınlar. Allah...!!! Allah.....!!! Hem kadınları "mehir" dediğiniz para karşılığı, artırana satacaksınız; sonra da "mal" haline koyduğunuz bu kadınlar "Allah'ın koruması altında" diye fetva vereceksiniz. Geçiniz...... Eh hakkınızı verelim: İyi pazarlayıcısınız. Allah'ın koruması altında olan ile olmayan kadınlar!!!!!!!?????? Allah ne zamandan beri böyle ayırım yapıyor, sonra da adil oluyor. Saygılarımla. Galip Yetkin. Konu galipyetkin tarafından (25. February 2018 Saat 08:34 PM ) değiştirilmiştir. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Oct 2016
Mesajlar: 208
Tesekkür: 25
34 Mesajina 37 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 19 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Galip bey,hasan bey diyor ki bunun anlamı "namusunu koruyan kadın"
Yukarıdaki alıntınız hasan beyin böyle düşünenlere eleştirisi yanlış anlamadıysam. Hasan bey tam olarak muhsanat kavramı hakkında ne düşünüyor bişey demek haddim olmaz da, Ben yukarıda anlattığım gibi"namusunu koruyan kadın" yani zina suçu işlememiş olarak anlıyorum. Nisa25 ve 26 da da anlam budur bence. Evli veya hür anlamları yok kanaatindeyim Galip bey bi sorum olcak. Eğer bunlar medeni hukukla ilgili değil,iş hukukunu anlatıyorsa O zaman kuranda medeni hukuktan bahsetmez mi. Evlilik bir müşrik adeti mi? Ukalaca sormuyorum yanlış anlamayın düşüncenizi merak ettim Konu yolcu42 tarafından (24. February 2018 Saat 11:50 AM ) değiştirilmiştir. |
![]() |
![]() |
![]() |
#4 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 825
Tesekkür: 0
166 Mesajina 234 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Alıntı:
ve bunu "Ne kadar keyfî bir iddia!" diyerek açık ve net olarak dile getirdim: Öyleyse, 24. âyetteki المحصنات [el-muhsanât] ile, Allah tarafından korunan “bekar kadınlar” kastedilmiştir. Ne kadar keyfî bir iddia değil mi, tıpkı şunun gibi: Öyleyse, 24. âyetteki المحصنات [el-muhsanât] ile, “evli kadınlar” kastedilmiştir. Bırakalım kardeşim, Allah'a şunu kastettirmeyi bunu kastettirmeyi de "Allah ne diyorsa o!" diyelim. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#5 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 825
Tesekkür: 0
166 Mesajina 234 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Alıntı:
illâ mâ meleket eymânukum. Nisâ 24'ün başındaki bu ifadenin Türkçesi bana göre şöyle olabilir: Ve korunan kadınların bağımsız olanları ama yeminlerinizin yönettikleri hariç. Bu ifadeden benim anladığım konu islam ve evlilik olduğunda kadınların tümü korunmaktadır. Sizin onları eş almanızın helal olması ya da olmaması korunup korunmamaları yüzünden değil evlenirlerken sizden bağımsız olup olmamaları yüzündendir. Evlenirlerken hiç kimsenin iznine ihtiyaç duymayan, dolayısıyla BAĞIMSIZ olan kadınlar size helaldır ama yeminleriniz tarafından size BAĞLI kılınanlar haram. Onları başkaları eş alacak, siz ailelerinin izniyle -bi izni ehlihinn (4:25) 4:25'teki izâ uhsinne anahtar ifadedir, ki korunmaktalarken anlamına gelir ve yüklem olarak korunmak edilgendir. Bunun anlamı: Yeminlerinizin yönettiği genç kızlarınız, tamam, kendi iffetlerini kendileri korurlar ama korumaya bir de dış etken katılıyor. Yüklemin telaffuz edilmeyen Öznesi odur. Edilgen: onlar iffetçe korunmakta iken Etken..: islam onları korumakta iken Peki ne yapılacak islam onları koruyup dururken onlar uygunsuz davranırsa? Nisâ 25: bağımsız müminelerin yarı cezasına çarpılacaklar fe aleyhinne nısfu mâ alel muhsanâti minel azâb Sevgili yolcu42, Bu tür uzun iletilerde dikkat dağılabiliyor. Bu söylediklerimle ilgili kısa bir anı anlatayım. Belki dikati dağılmaktan kurtarır. Bir akşam işten evlerimize dağılırken aniden yağmur bastırdı. Yürümek imkansız. Bir arkadaşın arabasına doluştuk. En son içeriye Amerikalı genç bir kız daldı ama yer yok. Bir erkeğin kucağına oturuverdi. Hareket ettik. Şimdi düşünün. Bunu islam hoş görmez, uygunsuz davranış sayar -fâhişeh (Ahzâb 30) ama o kızımızın toplumu hoş görüyor. İleti gerçekten uzadı, daha sonra devam etmek üzere burada keseyim. Hem geribildirim de alırım belki, iyi olur. . Konu Hasan Akçay tarafından (26. February 2018 Saat 05:45 AM ) değiştirilmiştir. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#6 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
575 Mesajina 960 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Alıntı:
İlk önce bunu, alıntıyı anlat bana. "Bir şey demek haddim değil" derken, "Hasan Bey diyor ki" demen ne anlatıyor; ne demek? Sonra: "Ben yukarıda anlattığım gibi"namusunu koruyan kadın" yani zina suçu işlememiş olarak anlıyorum." dediğinde ben de senin gibi anlarsam diğerleri zina suçunu işlemiş mi oluyor? Yani kadınlar iki kategori olup zaniyeler ve zina işlemiyenler mi oluyor? Ve "evliliğin müşrik adeti" olduğunu nereden yumurtladın? En son olarak da "dubur" kelimesi ne anlatır onu araştır ve "kitap"tan "kur'an"a nasıl ulaşılır, anlattım, onları bir daha oku veya araştır. Saygılarımla. Galip Yetkin Konu galipyetkin tarafından (23. June 2018 Saat 09:32 AM ) değiştirilmiştir. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Oct 2016
Mesajlar: 208
Tesekkür: 25
34 Mesajina 37 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 19 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Tek bişey sorayım
Kuranda evlenme-boşanma hükümleri var mı. (sizin nisae,nikah kelimelerine verdiğiniz anlamı kabul edince evlenme boşanma konularını hangi ayetler açıklıyor merak ettim sadece) |
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
575 Mesajina 960 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Sayın yolcu 42.
Bu sitede yeniden yazmaya başladığında aklımda kaldığınca "kitap"ı birkaç kere hatim ettiğini ve Arapça öğrendiğini yazmıştın. Bu durumda sorduğunun cevabını benden iyi bilmen gerekir; dolayısı ile benim bilgilendirmeme ihtiyacın olmamana rağmen beni buna sorumluymuşum gibi göstermeye çalışmanın altında başka şeylerin varlığına düşüncelerim beni itekliyor. Yalnız şunu söyleyeyim. Allah koyduğu ana ilkelerin uygulamalarını ve uygulama şekillerini insanların aralarında istişare ederek alacakları karara bırakmıştır. Kadınlı erkekli olarak büyük veya küçük topluluklar halinde yaşayan toplumlarda aile hayatı ve evlilik,yani cinselliğin o toıpolumun kurallarına uydurulması o toplumların kendilerinin örf, adet ve kanunlarına göre kurdukları düzene göre işleyip, bazı yerlerde, mesela Brezilya Kuzey Amazon bölgesinde Zo'e kabilesinde, Nepal-Tibet arasındaki Nigma kabilesinde ve Hindistan\'ın güneyinde Toda Topluluğunda çok kocalı yaşam/poliandri varken, bazı toplumlarda, meselâ Arab'larda kadını mal olarak gördüklerinden, çok karılı/poligami, bazı toplumlarda tek eşli evlilik/monogami yaşamı var olup Allah o toplumların kendi örf ve adetine dayalı yaşantılarına karışmamakta, bazı toplumlar da meselâ İtalya, boşanmayı kabul etmemekte; Eskimo da gece yatısına gelen erkek misafire de karısını geceleyin ikram etmekte. Örf ve adetler o toplumların bir birlik, bir bütünlük halinde oluşmasını sağlayan en büyük kültürel yapılardır. Örf ve adetler kendi toplumlarının sosyal hayatlarını da düzenleyen kurallar sistemidir. O toplum için gayet doğal ve geçerli olarak kabul edilmiş bu kuralların asıl maksatlarının dışına çıkılarak, o topluma göre yalan yanlış kurallar getirmeye çalışmak en büyük hatadır. Çünkü konu özü itibariyle yöreseldir. HUCURAT /13 Ey insanlar! Biz sizi, bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve ÖRFLER YOLUYLA TANIŞIP KAYNAŞASANIZ DİYE sizi milletlere, boylara ayırdık. Hiç kuşkusuz, Allah katında en seçkininiz, sakınılması gereken şeylerden en çok sakınanınızdır. Allah her şeyi bilir, her şeyden haberdardır. KUR'AN'da da "karı-koca/zevc-zevce edinme/evlenme hukuku" hakkında düzenleme Nisa Suresinde bulunmayıp, Nisa Suresi ile düzenlenmiş ayetler "iş hukuku"nu, iş, işçi ve işveren yönünden uyumluluğun oluru, aksaklıkların giderilmesi vs. anlatılmaktadır. Çünkü KİTAP'ı iyice tetkik ederseniz "evlenme izahı" denilen ayetlerin hem birbirleriyle, hem de İslam\'ın ana prensipleri ile (meselâ kadınları dövme) çeliştiğini; Nuh Peygamber'den beri çalıştırılanların sömürüldüğünün anlatılmış olduğunu fark edeceğiniz gibi, konunun, yani çalışma hayatının sömürüye en açık ve zulüm içerdiğini ve de konunun evrenselliğini bu nedenle Allah'ın bizzat kendisinin, yönlendirici yönde emredici kurallar getirmiş olduğunu anlayacaksınız. Zuhruf-32 "Rabbinin rahmetini onlar mı bölüştürüyorlar? Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz paylaştırdık. Ve onların kimini kimine derecelerle üstün kıldık ki, BAZISI BAZISINI TUTUP ÇALIŞTIRSIN. Rabbinin rahmeti, onların derleyip topladıklarından daha hayırlıdır." Yaşar Nuri Öztürk Eğer karı koca hukuku yani evlilik bakımından yasa çıkartılmasına ihtiyaç duyulursa, istenirse o toplumun meclisince o topluma uygun kurallar getirilerek ihtiyaç giderilir. Saygılarımla. Galip Yetkin. Konu galipyetkin tarafından (14. August 2020 Saat 03:29 PM ) değiştirilmiştir. |
![]() |
![]() |
![]() |
#9 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 825
Tesekkür: 0
166 Mesajina 234 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
İlginç bişey söyliyeyim,
şaşıracaksınız: Ahzâb sûresinde belirtildiği üzere Muhammed nebiyle evli bazı kadınlar onun "yemininin yönettiği"dir -"mâ meleket yemîn"uke (50, 52) ve bunlar eğer uygunsuz davranırlarsa cezaları iki katına çıkarılır -yudâaf lehâl azâbu dı’feyn (30). Oysa bakın Nisâ 25'in mevcut "meal"lerinde ne deniyor: Evliliğe geçtikten sonra bir fuhuş yaparlarsa onlara, hür kadınlara uygulanan cezanın yarısı uygulanacaktır. (Yaşar Nuri Öztürk) Evlendikten sonra bir fuhuş yaparlarsa, onlara hür kadınların cezasının yarısı uygulanır. (Diyanet) fe izâ uhsinne fe in eteyne bi fâhışetin fe aleyhinne nısfu mâ alâl muhsanâti minel azâb Gördük mü? Allah diyor evlendikten sonra iki kat ceza, onlar diyor evlendikten sonra yarım ceza. Abdülaziz Bayındır'ın deyimiyle, peki gerçek nedir? Nisâ 25'teki izâ uhsinne islam tarafından korunur olmalarından sonra anlamına geliyor, evliliğe geçtiklerinden sonra anlamına gel-mi-yor. Gayrimüslimken yeminlerle bakımı üstlenilen genç kızlara islama girmelerinden sonra yeni ortama alışma süresi tanıyor Allah, onların henüz tam uyum sağlayamamış olmasını cezada indirim nedeni yapıyor yani bir tür ARTI AYRIMCILIK olayıdır bu ve yalnızca geçici bir süre içindir, en geç evlenir evlenmez sona eriyor. Hiç düşünmüyor ulema(?!)mız yazık ki... Benim eşim başka bir erkeğin kucağına oturacak, başka bir erkekle öpüşecek, hatta meallerde öne sürüldüğü üzere zina yapacak ama sırf onu benim yeminim yönetiyor diye yarı ceza ile yırtacak. Ne yarı cezası Allah aşkına, tabancamı kaptığım gibi alın çatından fururum o şırfıntıyı, fururum! Onunla öpüşen ırz düşmanını da fururum. Kesmez, o yasayı çıkaranları da fururum. Evlilikte zinaya teşviktir o, ceza değil... . Konu Hasan Akçay tarafından (25. February 2018 Saat 09:41 PM ) değiştirilmiştir. |
![]() |
![]() |
![]() |
#10 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 825
Tesekkür: 0
166 Mesajina 234 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Nisâ 25'teki "izâ uhsinne"yi
sayın Hakkı Yılmaz Türkçeye sahiplenildiklerinde diye çevirmiş. Alıntı:
onlar islama girip te islam tarafından korunur olduklarında diye okumak evlendiklerinde diye okumaktan elbet daha isabetlidir ama Sayın Hakkı Ylımaz'ın sahiplenildiklerinde diye okuması çok daha isabetli. Fakat en isabetlisi "Allah ne diyorsa o"dur yani lafzî çeviri. Yorumsuz, eksiltmesiz, artırmasız. O'nun dediği: izâ uhsinne yani korunmaktalarken. Evliliğe girdiklerinde demiyor Allah, sahiplenildiklerinde demiyor... Korunmaktalarken diyor. "Allah ne dediyse o"na razı olun, Allah'ın dediğini deyin yalnızca: Korunmaktalarken uygunsuz davranırlarsa onların cezası bağımsız olanların yarı cezasıdır fe izâ uhsinne fe in eteyne bi fâhışetin fe aleyhinne nısfu mâ alâl muhsanâti minel azâb . Konu Hasan Akçay tarafından (25. February 2018 Saat 11:59 PM ) değiştirilmiştir. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Bookmarks |
Etiketler |
nisa, suresi |
|
|