hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > NÜZUL SIRASINA GÖRE TEBYîNÜ'L -KUR'AN İŞTE KUR'AN ve VİDEOLARI Hakkı Yılmaz > İniş Sırası ile Sureler > 92.Nisa Suresi

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 6. March 2018, 11:52 PM   #231
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.023
Tesekkür: 3.573
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun aleyküm, Değerli yolcu42 kardeşim,

Alıntı:
yolcu42 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Halil hocam selamlar.

Yanlış anlamadıysam şöyle diyorsunuz doğru mudur:
"eski arap gelenekleri üzerine dinimiz gelmiştir.
Değerli kardeşim, Abdullah oğlu Muhammed'in içinde yaşadığı bir toplum ve bu toplumun da bir takım uygulamaları var. Abdullah oğlu Muhammed, Allah'ın Resulü/Nebisi olunca içinde yaşadığı toplumun gelenek ve göreneklerleri üzerine GELİŞEN OLAYLAR ya da SORULAR, Cenabı Allah'ın indinde uygun olan ya da olmayan durumlar vahiyle bildiriliyor. Vahyi alan Resullullah toplumuna bu vahyi bildirince inananlar da indirilen bu vahye göre durumlarını yaşamlarına sokuyorlar.

Alıntı:
Başka ifadeler gibi Ma meleket eyman ifadesi de islamiyet öncesinde kullanılan bir ifadedir.
Ma meleket eyman/Sözleşmelilerin sahip oldukları deyimi Abdullah oğlu Muhammed zamanında var. Abdullah oğlu Muhammed, Allah'ın Resulu/Nebisi olunca bu durumdakilerle ilgili gelen sorular ve yaşanan olaylara açıklık getiren ayetler vahyediliyor.


Alıntı:
örneğin müminün 6 da "eşleri veya yeminleri bağladıkları" şeklinde ayrı ayrı ifade kullanmıştır fakat kuranın diğer hükümleri zaten bu ikisinin eşit haklara sahip olduğunu belirtir.
Değerli kardeşim, Eşler ve eş olanlar için evet ama eş olmayanlar için eş olma hukuku söz konusu değildir. İsterseniz ayetlere bakalım:
Mü'minun 6:İlla alâ ezvacihim ev ma meleket eymanühüm feinnehüm ğayru melumiyn ayetinde belirtilenler Mearic 29,30 da da belirtilir:
Velleziyne hüm lifurucihim hafizun;
Ve onlar ki, ferclerini mühafaza edicidirler.
İlla 'alâ ezvacihim ev ma meleket eymanuhüm feinnehüm ğayru melumiyn
Eşleri ve yahut sağ ellerinin malik oldukları/Sözleşmelilerin sahipleri müstesna. Çünkü onlar levmedilmiş değillerdir.

Değerli kardeşim,
Abdullah oğlu Muhammed'in yaşadığı toplumda, kadın ve erkek esirler köleleştirilerek belirli koşullar, sözleşmeler çerçevesinde koruyucu ailelerin himayelerine veriliyordu. Gasb ya da miras yoluyla bunlara sahib olan aileler, bunların iş gücünden- cinsellikleri dahil- yararlanıyor ve koruyorlardı. Abdullah oğlu Muhammed, Allah'ın Resulü/Nebisi Muhammed oldu, toplum vahiylerle uyarılmaya başlandı. Enfal 67 ve Muhammed 4 de esir alınarak köleleştirme yasaklandı. Gasb ya da miras yoluyla köle edinme ortadan kalktı. Sadece harp esirlerinden değişime tabi tutulmayan, fidye verilmeyen ve kendi ailesinden himaye edecek kimsesi bulunmayan hanımlar belirli koşullar çerçevesinde birilerinin himayesine verilmeye başlandı.
Bu uygulamalar eski uygulamalar gibi olmayıp vahye uygun ilke ve kurallarla belirlenen uygulamalardı ve zaman içerisinde ma meleket eyman'ın bitmesine yönelik ilke ve kurallar getirilmişti.

Bizim müzakeremize konu olan “ma meleket eymanühüm [sözleşmelerinin sahip oldukları]” kadınlar vahiyle belirlenen ilke ve kurallar çerçevesinde “Kamunun himayesi altında olup koruyucu ailelere kamu tarafından verilmiş olanlardır.

Cahiliye gelenek ve görenekleri vahiyle kaldırılmıştır. Ayetlerde belirtilen ma meleket eyman,tamamen kamu otoritesinin denetimindedir.
Söz konusu ayetlerdeki “veya sözleşmelerinin sahip oldukları”, sorumlulukları kendilerinde bulunanlarla cinsel ilişkiye girebilmek için mutlaka yakınlarından izin alıp örfe göre mehirlerini verip nikâhlanacaklardır.

Ayetlerdeki "ev" edatının farklı kullanımları vardır."Ev” bağlacının bir anlamı da “et Tafsilü ba’de’l icmal (özet ifadeden sonra ayrıntılı açıklama)” dır.
El İtkân ma’rifeti meani’l edevat; ev Maddesine bakılabilir.


Alıntı:
Yani şöyle bir ifade olsa,
"ali veya ahmet gelebilir"

Bu ifade ali ile ahmedin farklı sıfatlara sahip olduğunu gösterse de başka cümlelerde ali'ye de ahmedin sahip olduğu haklar verilmiştir"
Değerli kardeşim,
Bilginiz dahilindedir "ev" edatının paragraf ve cümlenin durumuna göre farklı işlevleri olur.

Alıntı:
Sadece benim aklıma takılan bazı ayetler vardı.aslında ben de böyle düşünüyordum.

Mesela nisa36 da eş ve çocuklardan bahsetmemesi
Eş ve çocuklar ile ilgili yükümlülükler bellidir.

Alıntı:
Aslında yazınızı okuyunca müminün6 da verdiğim " veya" bağlacına " yani" anlamı vermenin biraz keyfi olabileceğini farkettim.

Eğer benim düşündüğüm gibi .

"ma meleket eyman" ifadesine "şu an yönetiminizde(elinizde) bulunan anlamı verince şunlar oluyor

Müminün 5-6 " eşleri veya yönetimi altındakiler(mesela evinde yaşayanlar) dışında furuçlarını korurlar"
Burda furucunu korumak kavramı üzerine düşününce
Meryem için 21/91 -- 66/12" furucunu koruyan(hasun)
Eş ve yeminleri bağladıkları dışında ( müminün6)"furucunu koruyan(hafız)
Korumak için İki ayrı yüklem kullanılıyor.(hasun ve hafız)
Hasun ve hafiz arasında fark var. İnşaallah uygun bir zamanda bu sözcüklerin geçtiği tüm ayetleri paylaşırım ve birlikte aradaki farkı görmüş oluruz.


Alıntı:
Acaba kişinin aile içinde" eşi veya ev halkı" içinde furucunu korumaya gerek olmaması demek " edep yerlerini açması" değilde " "zinetlerini belli edebilecek kıyafetlerle ( eşofman,tişört) oturabilmesimidir

Yani nur 30-31 de
Furcunu korumak ve zinetini belli etmek aynı şeyi ifade edebiliyor olabilir
Nur 30 da " furucunu korusunlar,bu daha temizdir."der ve devam eder.
Zinetlerin örtülmesinin - kendiliğinden açığa vuranlar dışında- gerekli olmadığı kişilere yönelik bir açıklama. Cenabı Allah'ın; "Zinaya yaklaşmayın." emrinin anlaşılmasına yönelik vurgular yapılan ayetler.
Alıntı:
Ayrıca nisa3 de şöyle bir anlam oluyor

"ikişer üçer,dörder evlenin
Adaletsiz davranmaktan Korkarsanız bir tane veya şu an elinizde olan( yani elinizde iki tane varsa onunla yetin)
Bu belirttiğiniz ayetler yetim hukuku ile ilgili ayetlerdendir.

Alıntı:
Aslında biraz karışık oldu

Aklımın bir yanı sizin gibi düşünürken diğer yanı ma meleket eyman ifadesinin " ev halkını da kapsadığını da düşünüyor.
Neyse inşallah araştırıyorum.

Selamlar
Ev halkını bir küme sayarsak eşler, çocuklar, ebeveynler, sözleşmelilerin sahip oldukları bu kümenin elemanlarıdır. Hepsi de aynı evi kullanmaktadırlar ancak işlevleri farklıdır.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Alalh'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
dost1 Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
yolcu42 (7. March 2018)
Alt 7. March 2018, 12:28 AM   #232
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.023
Tesekkür: 3.573
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun aleyküm,

Alıntı:
Hasan Akçay Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Nisâ 25'in
bu Hakkı Yılmaz mealindeki hür kelimesinin
Arapça metinde karşılığı yok.

Uydurmuşlar bu kelimeyi
ve içme suyuna lağım katarcasına
Allah'ın ayetine boca etmişler.

Daha önce bunu dile getirdim ve şuna da dikkat çekmeye çalıştım
Türkçeye vakıf olan bir insan bilir ki
bir yerde hür kadınlar var diyorsanız hür olMAyan kadınlar da var diyorsunuz.

Oysa "Kuran'daki islam"da hür olmayan kadın yok.

Anlatamamışım,
bundan sonra da anlatamıyacağım ortada
çünkü ne yaptığımız ne yapacağımızın teminatıdır.
Ne yaptığımız ortada.
Nisa 24. "Vel muhsanatü minen nisai illâ ma meleket eymanüküm..."
Nisa 25:"Ve men lem yestetı' minküm tavlen en yenkihal muhsanatil mu'minati femin ma meleket eymanüküm min feteyatikümül mu'minat..."

Söz konusu bu ayetlerde "HÜR" sözcüğü ayette yok. Ayette olan "Vel Muhsanat" birebir çevirdiğimizde "korunan" demek. Ayetteki belirlilik takısı ile gelmiş "Vel muhsanatü minen nisai" ile birlikte aldığımızda ayet bire bir; "Korunmuş kadınlar/Korunma altına alınmış kadınlar" diye çevrilir.
Bu ayetlerin indiği toplumda herkesçe bilinen "VEL MUHSANAT" olan kadınlar. Ya EVLİ KADINLARDIR. Ya da "HÜR KADINLARDIR". Bu nedenle de ayette belirtilmemiş olmasına rağmen okuyucuların anlayabilmesi için bu şekilde yapılmıştır.

İslamda hür olmayanların bulunmaması gerektiği ile islamın tebliğ edildiği toplumun mevcutlarında hür bulunup bulunmaması aynı şeyler değildir.

Bu mantık Bakara 178:"Ya eyyühelleziyne amenu kütibe aleykümül kısasu fiyl katla* el hurru bil hurri vel abdu bil abdi vel ünsa bil ünsa* femen ufiye lehu min ahıyhi şey'ün fettiba’un Bil ma'rufi ve edaün ileyhi Bi ıhsan* zâlike tahfiyfün min Rabbiküm ve rahmetün, femenı'teda ba'de zâlike felehu azabun eliym"

ayetine ne diyecek?

Bakara 221:Ve la tenkihul müşrikati hatta yü'minn* ve le emetün mü'minetün hayrun min müşriketin velev a'cebetküm* ve la tünkihul müşrikiyne hatta yu'minu* ve le abdün mü'minün hayrun min müşrikin velev a'cebeküm* ülaike yed'une ilennari, vAllahu yed'u ilel cenneti vel mağfirati bi izniHi, ve yübeyyinü ayatihi linNasi leallehüm yetezekkerun

ayetinde belirtilenlere ne diyecek?


Alıntı:
Bir örnek daha,
buyurun:

Burada iffetlerini değil ferclerini korurlar diyor.
Bakınız Cenabı Allah Nisa;6:
"...ve men kâne ğaniyyen felyesta'fif... diyor.
Şimdi burada ne diyeceğiz? Zengin olanlar İffetli davransınlar mı diyeceğiz?


Hayır. Zenginler yetimlerin mallarını yemekten çekinsinler diyeceğiz
çünkü bu cümle Türkçedir, buradaki iffet kelimesi o yüzden Türkçedir.
"...ve men kâne ğaniyyen felyesta'fif" ise Arapçadır ve buradaki iffet kelimesi Arapçadır.
Türkçe cümledeki iffet = Arapça cümledeki iffet olmaz.

Arapçadaki iffet
eş anlamlı olarak geçmemiş Türkçeye yani "çakma aynılık"tır olay,
ki İngilizcesi "false cognate"tir
eğer mukayese bir işe yarayacaksa.

Türkçe kelimelerde Arapça anlamlar aramak
vehimdir, demiştim. Boş yere demişim.

Sözün sonuna gelmişiz.

Pes ediyorum,
bu forumda yazmıyacağım artık
Boşu boşuna niye yazayım.
.
Arapçadaki ferc sözcüğünü yine Arapça olan ancak, Türkçeye de geçmiş olan "İffet" sözcüğünün karşılamadığını belirtmek için daha ne yapmalı bilmiyorum.
Nasıl ki, Türkçedeki iffet , Arapçadaki iffet ile aynı olmazsa Türkçedeki iffet Arapçadaki ferc sözcüğünün aynısı olmaz.

Yazıp ya da yazmamak kişilerin özgür iradeleri ile verecekleri kararlarıdır.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 24. April 2018, 10:05 AM   #233
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Bizim "ferc" ve "iffet" ifadelerinin anlamları bakımından Sayın Halil Ay/dost1'den bir ayrılığımız yok. Evvelce burada ifade ettik.
Ayetlerin Arabça'dan tercümelerine de bir şey diyebilecek bir halimiz yok.

Fakat biz yukarıdaki ayetlerin Kuran'casının değişik anlamları olduğunu düşünüyoruz.
Meselâ: " "Vel muhsanatü minen nisai"/"Korunmuş kadınlar/Korunma altına alınmış kadınlar" olan Arapçadan tercümeyi biz Kuranca olarak "boşta gezen değil, bir işte çalışan veya bir çalıştıranı/(çalıştıranı ile 'evli') 'yani patronu olan' olduğundan korunan/çalışan veya çalıştırılan işçi" olarak anlıyoruz.

"Hür" ifadesi de burada esaretten kinaye olmayıp,
"gerek düşünce yönünden serbest, gerek emek yönünden işsiz güçsüz takımından"
anlamını vermektedir;
yani bir iş bağlantısı kurmasına olanak verilmemiş veya o olanağı bulamamış, iş-güç olanakları edinmesine imkan verilmeyen /olmayan, avare değil ama çaresiz işçi/boştaki çalışmaya aday olanlar/iş arayanlar(yaşlı da olabilirler, randıman alınamayıp da işine son verilenler de).

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

Konu galipyetkin tarafından (8. December 2020 Saat 11:47 AM ) değiştirilmiştir.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 7. January 2019, 04:25 PM   #234
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Devletin ve de islamın getirdiği kaidelere Hümtehine Suresi'nde konumuzla ilgili bir ayet var:

60/MUMTEHİNE-12:
Ey nebî (peygamber/devlet başkanı)! Mü’min kadınlar; Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zinada bulunmamak, evlâtlarını öldürmemek, elleri ve ayakları arasında bir iftira uydurmamak, maruf bir iş konusunda sana asi olmamak üzere, sana tâbî olmak için geldikleri zaman, artık onların biatlerini kabul et ve onlar için Allah’tan mağfiret dile. Muhakkak ki Allah; Gafur’dur (mağfiret edendir, günahları sevaba çevirendir), Rahîm’dir (Rahîm esması ile tecelli edendir).

Bu meale baktığımız zaman bir özellikle karşılaşıyoruz: Burada belirtilen aykırılıklar sanki yalnızca kadınlar tarafından işlenebilirmiş gibi bir özellik.
Bu tür yalan yanlış/eksik anlatımlar tüm tarih boyunca kadınlara zulüm olmuştur.Recm edilmişlerdir.
Bu gün dahi bu zulüm Arab Ülkeleri, Afganistan, Endonezya ve diğerlerinde sürmektedir. Türkiye'ye bakın her gün bir kaç kadın öldürülmekte.

Burada yazılanlar erkekler tarafından işlenirse Kitapta ne ceza verilir?.
Ayatin mealine göre böyle suçlar erkekler tarafından işlenemez.
Bu durumda, erkeklere imtiyaz tanınması kadınlara zulüm olacağından mealin Kuranca anlaşılması gereklidir.

Nebi/Peygamber/devlet başkanı niye kadınlardan alıp da erkeklerden biat/itaat sözü almasın ki?

Halbuki "nisa" kelimesine "işçi" anlamını verdiğinizde, bu kelime hem kadın, hem de erkek çalışanı içerir.
Böylece de anlarız ki ayet kadınlar için değil, yeni kurulmakta olan "İslâm devletine" ve dinin kaidelerine ve de dinin kurallarına kadın-erkek çalışan kesimlerin bağlı kalacaklarına dairdir.

Saygılarımla
Galip Yetkin

Konu galipyetkin tarafından (17. April 2021 Saat 06:39 PM ) değiştirilmiştir.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 21. July 2019, 03:59 PM   #235
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Bir yanlış anlama olasılığını ortadan kaldırmak istiyorum. O da Ahzab-59. ayet.
15. sayfada biraz dokunmuştum.

Ayetin meali sanki peygamber ve iman etmişler çok karılıymış gibi; şöyle:
Ey Nebi! Eşlerine, kadınlarına ve iman etmişlerin hanımlarına de ki:........

Halbuki ayetin orijinaline baktığımız zaman:
-Ya eyyühenNebiyyü,
kul
liezvacike
ve
benatike
ve
nisail müminiyne...........(Müminlerln nisalarına)


Yani: -Ey Nebi(devlet başkanı/toplumun idarecisi)!
Söyle
MÜMİNLERİN
EŞLERİNE/liezvacike,
ve
KIZLARINA/benatike,
ve
İŞÇİLERİNE/nisa- dır.

Dolayısı ile Nebi kendi eş ve kadınlarına hitap etmemektedir.


Görülüyor ki kitabın orijinaline uygun çevirisi yapıldığında düzgün bir mânâya ulaşılıp bazı ifadelere takla attırılmıyor. Burada da gayet belirgin olarak belirtilen şudur: müminlerin eşleri, "ezvac/zevceler/karılar" kelimesi ile ifade edilmiş; dolayısı ile de ayette zikredilen "nisa" da müminlerin işçileri/müminlerin hizmetlileri vs...dir.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

Konu galipyetkin tarafından (8. June 2022 Saat 09:22 AM ) değiştirilmiştir.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 4. October 2019, 08:11 AM   #236
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Sayın yazar Hüsnü Mahalli'nin köşesinden
yazının bütünlüğüne dokunmadan, yalnızca "kadınlar hakkında" kısmı için alıntıladım. Art niyet aranmamalı.


Kendimi bildim bileli bu coğrafyanın her ülkesinde sorun yaşanıyor.

Hafıza-i beşer nisyan ile malul olduğu için insanlar genel olarak her şeyi unutur.

Ders almadan unutan toplumlar iflah olmaz.

Mehmet Akif “Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar; Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?” demişti ama hep tekerrür ediyor.

42 yıldır gazeteciyim ve çoğunlukla savaş, darbe, katliam, kavga, sorun, ilkellik, bağnazlık, yolsuzluk ve rezilliklerle ilgili haber ve makaleler yazdım ve televizyon programları yaptım.

Hepsinde de dini bağnazlıkların dolaylı-dolaysız rolü ya da ilgisi vardı.

Şimdi de öyle.

Çok gerilere gitmeye gerek yok.

Son sekiz yılın yani Kanlı Arap Baharı’ndan bu yana yaşananlara bir bakın.

Batılı emperyalist ülkeler ve bölgesel işbirlikçileri Arap ülkelerine demokrasiyi getireceklerdi.

Yanlış anlamayın Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerine değil cumhuriyetlerle yönetilen ülkelere.

Peki demokrasi nasıl getirilecekti?

Diktatörler devrilecek yerine AKP modelini örnek alacak olan İslamcılar işbaşına getirilecekti.

Yani şimdi IŞİD’çiler Şam’da, Bağdat’ta, Kahire’de, Sanaa’da, Trablus’da, Beyrut’da iktidarda olacak birileri de buna çok sevinecekti.

Ülkeler yıkıldı, milyonlarca insan öldürüldü ve sakat bırakıldı ve inanılmaz acılar yaşandı ve yaşanıyor ama kimin umurunda!

Hepsi ve her şey din iman adına.

Yüzlerce ruh hastası silahlı grup ‘En hakiki Müslüman biziz’ diyor ve cinayetlerin her türlüsünü işliyorlar.

Cinayet işlemeyenler de rezaletlerin her türlüsüne meraklı.

Büyük oyunun tek amacı var:

“İnsanlarımız yoksul, cahil ve zavallı kalsın”.

Batının büyük oyununa hizmet edenler hep bu amaca hizmet etmiş ve ediyor.

Hadi bir zamanlar Sovyetler Birliği ve komünistler vardı peki ya şimdi ne var?

Akıllı, vicdanlı, dürüst ve onurlu insanlar onların düşmanı.

Tersi bütün özellikler yani özelliksizler olanlar için müthiş malzeme.

Bildiğiniz son örneklerden biri:

Çocuğu olmayan ailelere okunmuş üflenmiş elma pazarlanması.

Sevgili Peygamberimizin tesbih, seccade, hurma, yüzük ve terliklerini pazarlayanlar Havva’nın elmalarını Adem’lere yedirmeye kalkıştılar.

Neyse ki ayva ya da armutu düşünmemişler.

Bu işin espirisi ama İslam coğrafyasının birçok ülkesini biliyorum ama bu kadar rezaleti hiçbirinde görmedim.

Bir tek Afganistan ve Pakistan’ın kırsal bölgelerinde Türkiye benzeri tarikatlar, tekkeler, zaviyeler ve şeyhler görmüştüm.

Yani Taliban ruhlu.

Örneğin ‘Sekiz yaşında kız çocukları evlendirenler’.

Örneğin ‘Suriye savaşında şehit düşen mücahitlere 24405 huri ve cariye verenler’.

Örneğin ‘Ölen eşlerle cinsel ilişki kurulabilir’ diyenler.

Gavurun teknolojisini kullananlar da var:

‘Karılarınızı WhatsApp’la boşayabilirsiniz’ diyenler.

Adamların işi gücü kadınlar.

İyi de kadınlar onları doğurmuş, onlara kız çocuğu vermiş sonra eşleri olmuş.

Bacılar, halalar, teyzeler, anneanne ve babaannelerin tümü kadın.

Peki bu ruh hastalarının derdi ne?

Derdi yok çünkü adamlar ruh hastası.

Hadi onlar ruh hastası da onlara göz yumanlara, pirim verenlere ve baş tacı edenlere ne demeli!

İşimiz zor çünkü bu adamlar giderek çoğalıyor ve 17 yıllık AKP iktidarı daha çok onlara yaradı ve yarıyor.

Tıpkı FETÖ olayında olduğu gibi.

Bu işin şakası yok ve bu iktidarla bu adamlardan kurtulmak çok zor.

Her şey hızla yozlaşıyor ve bağnazlaşıyor.

Televizyonlarda ya da sosyal medyada gördüğünüz herhangi bir şeyhin ‘çalmayın, çarpmayın, yolsuzluk yapmayın, dürüst olun’ ya da benzeri öğütlerde bulunduğunu gördünüz mü?

Göremezsiniz çünkü bu öğütlerle ‘ideal toplum’ haline gelecek olan insanlar arasında onların yeri olamaz.

İnsanlar yoksullaştırılmalı, cahil bırakılmalı sonra da irade ve beyinleri esir alınmalı.

Hikaye bundan ibaret.

42 yıllık gazetecilik yaşamımda İslam coğrafyasında gördüğüm tek ve en tehlikeli gerçek.

Çözüm kolay değil ama bu gerçeği bilmekle yola çıkılmadan hiçbir sorun çözülmez çözülmeyecektir.

Adamlar çok tehlikeli.

4 Ekim 2019


Saygılarımla.
Galip Yetkin.

Konu galipyetkin tarafından (4. October 2019 Saat 04:30 PM ) değiştirilmiştir.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
galipyetkin Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
dost1 (5. October 2019)
Alt 13. August 2020, 04:12 PM   #237
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Son zamanlarda kamuda "İstanbul Sözleşmesi" üzerinde çokça çekişme yaşanmakta. Acaba bu sözleşmenin içeriği hakkında etraflı bir bilgimiz var mı?
Kadınları ilgilendirdiği için, bu sözleşmeyi buraya alarak bilgilerinize sunmak istedim.
Buyrun:



Tartışmaların odağında olan ve 'İstanbul Sözleşmesi' olarak bilinen Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi 1 Mayıs 2011'de imzaya açıldı. Sözleşme bugüne kadar kadına karşı şiddet, ev içi şiddet, toplumsal cinsiyete dayalı şiddete ilişkin en kapsamlı tanımlamaları yaparak; cinsiyet, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli tüm ayrımcılık biçimlerine karşı mücadele edilmesi, erkek şiddetinin önlenmesi, şiddete karşı tedbir alınması konusunda taraf devletlere pek çok yükümlülük getiriyor. Sözleşmenin etkin bir şekilde uygulanması halinde kadına karşı şiddetin ve kadın cinayetlerinin önlenebileceği ifade edilirken, sözleşmenin "aile yapısını bozduğu", "toplumu yozlaştırdığı" gibi iddialarla sözleşmenin feshedilmesini isteyenler de bulunuyor.

İstanbul Sözleşmesi hakkında neler söylenmişti?

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu sözleşme için "Bizim için ölçü değildir. İstanbul Sözleşmesi nas değildir" dediği iddia edilmişti.

Change.org' internet sitesinde de Türkiye'nin sözleşmeden çekilmesi için imza kampanyası başlatılmıştı.

Hüda-Par konuyla ilgili yayımladığı bir açıklamada, "İstanbul Sözleşmesi, detaylı olarak incelendiğinde toplumun temel dinamiklerini tahrip eden bir yapıya sahip olduğu rahatlıkla görülecektir" demişti.

Milli Gazete yazarı Şakir Tarım, "Yıkım Projesi: İstanbul Sözleşmesi" isimli yazısında, sözleşmeyi "Türkiye'nin bekasına yönelmiş en büyük tehdit" olarak yorumlamış ve sözleşmenin vakit geçirilmeden yürürlükten kaldırılmasını istemişti.

Yeni Akit yazarı Ali Erkan Kavaklı , "Aile kadın ve erkeğin birlikte yürütebileceği kurumdur. Erkeği evden uzaklaştırarak aileyi yaşatma imkanı yok. İthal kanunlarla aile yaşatılamaz. Sözleşme iptal edilmeli. Kendi dinimizi, inançlarımızı, örf ve adetlerimizi esas alan adaleti sağlayacak ve aileyi yaşatacak düzenleme yapılmalı" demişti.

Saadet Partisi Konya Milletvekili ve Gençlik Kolları Başkanı Abdulkadir Karaduman, “İstanbul Sözleşmesi adı verilen ucube, adeta aile yapımızı çökertmek için kaleme alınmış bir metindir” ifadesini kullanan Karaduman, "Kim ne diyorsa desin, hangi tarafta durursa dursun, toplumu bir felakete ve uçuruma sürükleyen, haneleri birbirinden ayıran İstanbul Sözleşmesi derhal feshedilmelidir" demişti.

Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan, dünyada aile ve toplum dokusunun en güçlü ülkelerin başında Türkiye’nin geldiğini belirterek “İstanbul Sözleşmesi ve cinsiyet eşitliği projeleriyle aile yapısı ile sosyal dokunun büyük bir saldırıyla karşı karşıya” olduğunu savundu. Kaplan, “Türkiye, İstanbul Sözleşmesi’nden derhal çıkmalı ve “cinsiyet eşitliği” gibi sinsi projeleri akit geç olmadan kaldırmalıdır” demişti.

Saadet Partisi Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ebru Asiltürk, "İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmemesi için hiçbir sebep gözükmemektedir. Geleneklerimizden, göreneklerimizden, alışkanlık ve anlayışlarımızdan kaynaklanan sorunlarımız varsa toplum olarak özeleştiri yapmalı ve kendimize uygun hukuku yine kendimiz üretmenin onurunu taşımalıyız." demişti

Sözleşme metni

Eşcinselliğe özendirdiği ve AB fonları doğrultusunda Türkiye'de yürürlüğe girdiği iddia edilerek de hedef gösterilen İstanbul Sözleşmesi'nin metni şu şekilde:

Madde 1 – Sözleşmenin Maksatları

1 Bu sözleşmenin maksatları şunlardır:
a kadınları her türlü şiddete karşı korumak ve kadına karşı şiddeti ve aile içi şiddeti önlemek, kovuşturmak ve ortadan kaldırmak;
b kadına karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına katkıda bulunmak ve kadınları güçlendirmek de dahil olmak üzere, kadınlarla erkekler arasında önemli
ölçüde eşitliği yaygınlaştırmak;
c kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetin tüm mağdurlarının korunması ve bunlara
yardım edilmesi için kapsamlı bir çerçeve, politika ve tedbirler tasarlamak;
d kadına karşı şiddeti ve aile içi şiddeti ortadan kaldırma amacıyla uluslararası işbirliğini
yaygınlaştırmak;
e Kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetin ortadan kaldırılması için bütüncül bir
yaklaşımın benimsenmesi maksadıyla kuruluşların ve kolluk kuvvetleri birimlerinin
birbiriyle etkili bir biçimde işbirliği yapmalarına destek ve yardım sağlamak.

2 Tarafların söz konusu Sözleşmenin hükümlerini etkili bir biçimde uygulamalarını sağlama
amacıyla bu Sözleşmede spesifik bir izleme mekanizması oluşturulmuştur.



Madde 2 – Sözleşmenin Kapsamı

1 Bu Sözleşme, aile içi şiddet de dahil olmak üzere, kadınları orantısız bir biçimde etkileyen,
kadına karşı her türlü şiddet için geçerli olacaktır.

2 Taraflar bu Sözleşmeyi tüm aile içi şiddet mağdurları için uygulamaya teşvik edilir. Taraflar
bu Sözleşmenin hükümlerinin uygulanmasında toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin kadın
mağdurlarına özel olarak dikkat göstereceklerdir.

3 Bu Sözleşme, barış zamanında ve silahlı çatışma durumlarında geçerli olacaktır.



Madde 3 – Tanımlar

Bu Sözleşme maksatlarıyla:
a “kadına karşı şiddetten”, kadınlara karşı bir insan hakları ihlali ve ayrımcılık
anlaşılacak ve bu terim, ister kamu ister özel yaşamda meydana gelsinler, söz konusu
eylemlerde bulunma tehdidi, zorlama veya özgürlüğün rastgele bir biçimde
kısıtlanması da dahil olmak üzere, kadınlara fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik
zarar ve acı verilmesi sonucunu doğuracak toplumsal cinsiyete dayalı tüm şiddet
eylemleri olarak anlaşılacaktır;
b “aile içi şiddet”, eylemi gerçekleştiren, mağdurla aynı ikametgahı paylaşmakta olsun
veya olmasın veya daha önce paylaşmış olsun veya olmasın, aile içinde veya aile
biriminde veya mevcut veya daha önceki eşler veya birlikte yaşayan bireyler arasında
meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik şiddet eylemleri olarak
anlaşılacaktır;
c “toplumsal cinsiyet”, herhangi bir toplumun, kadınlar ve erkekler için uygun
olduğunu düşündüğü sosyal anlamda oluşturulmuş roller, davranışlar, faaliyetler ve
özellikler olarak anlaşılacaktır;
d “kadınlara karşı toplumsal cinsiyete dayalı şiddet”, bir kadına karşı, kadın olduğu için
yöneltilen veya kadınları orantısız bir biçimde etkileyen şiddet olarak anlaşılacaktır;
e “mağdur”, a ve b fıkralarında belirtilen davranışlara maruz kalan herhangi bir şahıs
olarak anlaşılacaktır;
f “kadın” terimi, 18 yaşından küçük kızları da kapsayacaktır.



Madde 4 – Temel haklar, eşitlik ve ayrımcılık yapılmaması

1 Taraflar herkesin, özellikle de kadınların, gerek kamu gerekse özel alanda şiddete maruz
kalmaksızın yaşama hakkını yaygınlaştırmak ve korumak için gerekli olan yasal ve diğer
tedbirleri alacaklardır.

2 Taraflar, kadınlara karşı her türlü ayrımcılığı kınayacak ve ayrımcılığı önlemek üzere,
özellikle aşağıdakiler dahil olmak üzere, gerekli yasal ve diğer tedbirleri alacaklardır:
– ulusal anayasalarında veya ilgili diğer mevzuata kadın erkek eşitliği ilkesini dahil
edecek ve bu ilkenin uygulamada gerçekleştirilmesini temin edeceklerdir;
– yerine göre, yaptırımların uygulanması yolu da dahil olmak üzere, kadınlara karşı
ayrımcılığı yasaklayacaklardır;
– kadınlara karşı ayrımcılık yapan yasa ve uygulamaları yürürlükten kaldıracaklardır.

3 Taraflar bu Sözleşme hükümlerinin, özellikle de mağdurların haklarını korumaya yönelik
tedbirlerin, cinsiyet, toplumsal cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasi veya başka tür görüş, ulusal
veya sosyal köken, bir ulusal azınlıkla bağlantılı olma, mülk, doğum, cinsel yönelim,
toplumsal cinsiyet kimliği, sağlık durumu, engellilik, medeni hal, göçmen veya mülteci
statüsü veya başka bir statü gibi, herhangi bir temele dayalı olarak ayrımcılık yapılmaksızın
uygulanmasını temin deceklerdir.

4 Kadınların toplumsal cinsiyete dayalı şiddete karşı korunması için gerekli olan özel
tedbirler, bu Sözleşme hükümlerince ayrımcılık olarak sayılmayacaktır.



Madde 5 – Devletin yükümlülükleri ve titizlikle yapması gereken inceleme ve
araştırmalar

1 Taraflar kadınlara karşı herhangi bir şiddet eylemine girişmekten imtina edecek ve devlet
yetkililerinin, görevlilerinin, organlarının, kurumlarının ve Devlet adına hareket eden diğer
aktörlerin bu yükümlülüğe uygun bir biçimde hareket etmelerini temin edeceklerdir.

2 Taraflar, devlet dışı aktörlerce gerçekleştirilen ve bu Sözleşmenin kapsamı dahilindeki
şiddet eylemlerinin önlenmesi, soruşturulması, cezalandırılması, ve bu eylemler nedeniyle
tazminat verilmesi konusunda azami dikkat ve özenin sarfedilmesi için gerekli yasal ve
diğer tedbirleri alacaklardır.



Madde 6 – Toplumsal cinsiyet konusunda hassasiyet gerektiren politikalar

Taraflar bu Sözleşmenin uygulanmasına ve sözleşme hükümlerinin etkilerinin
değerlendirilmesine bir toplumsal cinsiyet bakış açısı katacak ve kadınlarla erkekler
arasında eşitliğe ve kadınların güçlendirilmesine ilişkin politikalarını yaygınlaştıracak ve
etkili bir biçimde uygulayacaklardır.



Bölüm II – Bütüncül politikalar ve veri toplama

Madde 7 – Kapsamlı ve koordineli politikalar

1 Taraflar bu Sözleşme kapsamındaki her türlü şiddetin önlenmesi ve bu tür şiddet
eylemleriyle mücadele edilmesine yönelik ilgili tüm tedbirleri içeren Devlet çapında etkili,
kapsamlı ve birbiriyle koordineli politikaların benimsenip uygulanmasını mümkün kılacak,
gerekli yasal ve diğer tedbirleri alacak ve kadına karşı şiddete karşı bütüncül bir
mukabelede bulunulmasını temin edeceklerdir.

2 Taraflar ilgili tüm birim, kurum ve kuruluşlar arasında etkili bir işbirliği sağlanmak
suretiyle, ve 1. fıkrada yer alan politikalarla, mağdurun haklarının, alınan tüm tedbirlerin
merkezinde yer almasını temin edeceklerdir.

3 Bu fıkra uyarınca alınacak tedbirlere, yerine göre, hükümet kuruluşları, ulusal, bölgesel ve
yerel parlamentolar ve yönetimler, ulusal insan hakları kurumları ve sivil toplum
kuruluşları gibi, ilgili tüm aktörler müdahil olacaktır.




Madde 8 – Finansal kaynaklar

Taraflar, devlet dışı aktörler ve sivil toplum tarafından gerçekleştirilenler de dahil olmak
üzere, bu Sözleşmenin kapsadığı her türlü şiddet eylemini önlemeye ve bunlarla
mücadeleye yönelik bütüncül politikaların, tedbirlerin ve programların yeterli bir biçimde
uygulanması için uygun finansal kaynakları ve insan kaynaklarını tahsis edeceklerdir.



Madde 9 – Sivil Toplum Kuruluşları ve sivil toplum

Taraflar kadınlara karşı şiddet uygulanmasıyla mücadelede aktif bir rol oynayan sivil
toplum kuruluşlarının çalışmalarını her düzeyde takdir ve teşvik edecek ve destekleyecek
ve bu kuruluşlarla etkili bir işbirliği gerçekleştirecektir.



Madde 10 – Koordinasyon kurumu

1 Taraflar bu Sözleşme kapsamındaki her türlü şiddeti önleme ve bunlarla mücadeleye
yönelik politika ve tedbirlerin koordinasyonu, uygulanması, izlenmesi ve
değerlendirmesinden sorumlu bir veya birden fazla kurumu belirleyecek veya kuracaktır.
Bu kurumlar Madde 11’de belirtildiği gibi verilerin toplanmasını koordine edecek, verileri
analiz edecek ve sonuçlarının dağıtımını sağlayacaktır.
2 Taraflar bu fıkra uyarınca belirlenen veya oluşturulan kurumların Bölüm VIII uyarınca
alınan tedbirlerin genel mahiyeti hakkında bilgilendirilmelerini sağlayacaktır.
3 Taraflar bu fıkra uyarınca belirlenen veya oluşturulan kurumların, diğer tarafların
bünyesinde yer alan muadil kuruluşlarla doğrudan iletişim kurma ve ilişkiler oluşturma
yeteneğine sahip olmalarını sağlayacaklardır.

Madde 11 – Veri toplama ve araştırma

1 Taraflar bu Sözleşmenin uygulanması maksadıyla aşağıdakileri yapacaklardır:
a Bu Sözleşme kapsamında kalan her türlü şiddet olayıyla ilgili birleştirilmemiş istatiksel
veriyi düzenli aralıklarla toplayacaklardır;
b Bu Sözleşme kapsamında kalan her türlü şiddet olayının kökünde yatan nedenler ve
bunların etkileri, şiddet olayları, ceza oranlarının yanı sıra, bu Sözleşmenin
uygulanması için alınan tedbirlerin etkililiğini incelemek üzere, bu olaylarla ilgili
araştırmaları destekleyeceklerdir.
2 Taraflar bu Sözleşme kapsamında kalan her türlü şiddet olayının yaygınlığını ve nasıl bir
eğilim içinde olduğunu değerlendirmek üzere, düzenli aralıklarla halk anketleri yapmaya
gayret edeceklerdir.
3 Taraflar uluslararası işbirliğini harekete geçirmek ve bu alanda uluslararası standartların
yerleştirilmesini sağlamak üzere, bu fıkra uyarınca toplanan bilgileri bu Sözleşmenin
Madde 66’sında belirtilen uzmanlar grubuna vereceklerdir.
4 Taraflar bu fıkra uyarınca toplanan bilgilerin kamuoyunun erişimine açık olmasını
sağlayacaklardır.

Bölüm III – Önleme

Madde 12 – Genel yükümlülükler

1 Taraflar kadınların daha aşağı düzeyde olduğu düşüncesine veya kadınların ve erkeklerin
toplumsal olarak klişeleşmiş rollerine dayalı ön yargıların, törelerin, geleneklerin ve diğer
uygulamaların kökünün kazınması amacıyla kadınların ve erkeklerin sosyal ve kültürel
davranış kalıplarının değiştirilmesine yardımcı olacak tedbirleri alacaklardır.
2 Taraflar herhangi bir gerçek veya hükmi şahsiyetin bu Sözleşmenin kapsamında kalan her
türlü şiddet eylemini önleyecek gerekli yasal ve diğer tedbirleri alacaklardır.
3 Bu bölüm uyarınca alınan tüm tedbirlerle, belirli şartlar nedeniyle hassas konuma gelmiş
insanların ihtiyaçları göz önüne alınacak ve karşılanmaya çalışılacak ve tüm tedbirlerin
merkezinde mağdurların insan hakları yer alacaktır.
4 Taraflar özellikle gençler ve erkekler olmak üzere, toplumun tüm bireylerinin bu Sözleşme
kapsamındaki her türlü şiddet olayının önlenmesine aktif bir biçimde katkıda bulunmasını
teşvik etmeye yönelik gerekli tedbirleri alacaktır.
5 Taraflar kültür, töre, din, gelenek veya sözde “namus” gibi kavramların bu Sözleşme
kapsamındaki herhangi bir şiddet eylemine gerekçe olarak kullanılmamasını temin
edeceklerdir.
6 Taraflar kadınların güçlendirilmesine yönelik program ve faaliyetlerin yaygınlaştırılması
için gerekli tedbirleri alacaklardır.

Madde 13 – Farkındalığın arttırılması

1 Taraflar bu Sözleşme kapsamındaki her türlü şiddet eyleminin ortaya farklı şekillerde çıkışı
ve bu eylemlerin çocuklar üzerindeki etkisi ve bu şiddet eylemlerinin önlenmesi ihtiyacı
konusunda halk arasındaki farkındalığın ve anlayışın arttırılması için, yerine göre ulusal
insan hakları kuruluşları ve eşit haklar kuruluşları, sivil toplum kuruluşları ve özellikle de
kadın örgütleriyle işbirliği de dahil olmak üzere, düzenli olarak ve her düzeyde farkındalık
arttırıcı kampanya ve programları yaygınlaştıracak veya uygulayacaktır.
2 Taraflar bu Sözleşme kapsamındaki şiddet eylemlerini önlemeye yönelik mevcut tedbirler
konusundaki bilgilerin halk arasında en geniş bir şekilde dağıtımını sağlayacaklardır.

Madde 14 – Eğitim

1 Taraflar, yerine göre, tüm eğitim seviyelerinde resmi müfredata, kadın erkek eşitliği,
toplumsal klişelerden arındırılmış toplumsal cinsiyet rolleri, karşılıklı saygı, kişisel
ilişkilerde çatışmaların şiddete başvurmadan çözüme kavuşturulması, kadınlara karşı
toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve kişilik bütünlüğüne saygı gibi konuların, öğrencilerin
zaman içinde değişen öğrenme kapasitelerine uyarlanmış bir biçimde dahil edilmesi için
gerekli tedbirleri alacaklardır.

2 Taraflar 1. fıkrada belirtilen ilkeleri yaygın eğitimin yanı sıra, spor, kültür ve eğlence
tesislerinde ve medyada yaygınlaştırılmasına yönelik gerekli tedbirleri alacaklardır.



Madde 15 – Profesyonel kadroların eğitilmesi

1 Taraflar, bu Sözleşme kapsamındaki her türlü şiddet eylemlerinin mağdurları veya
mağduriyete neden olanlar üzerinde çalışan ilgili profesyonel kadroların, söz konusu şiddet
olaylarının önlenmesi ve tespit edilmesi, kadın erkek eşitliği, mağdurların ihtiyaçları ve
haklarının yanı sıra, ikincil mağduriyetin önlenmesi konularında uygun bir şekilde eğitimini
sağlayacak veya bu eğitimi güçlendireceklerdir.

2 Taraflar 1. fıkrada sözü edilen eğitimin, bu Sözleşme kapsamındaki şiddet olayı vakalarının
çeşitli kurumlara sevkedildiklerinde kapsamlı ve uygun bir biçimde ilgilenilmelerini
mümkün kılmak üzere, birden fazla kurum ve kuruluş arasında koordineli işbirliği
konusunda eğitimi de içermesini teşvik edeceklerdir.



Madde 16 – Önleyici müdahale ve tedavi programları

1 Taraflar ileride meydana gelecek şiddet olaylarını önleme ve şiddete dayalı davranış
kalıplarını değiştirme amacıyla, aile içi şiddet girişiminde bulunanlar için, kişisel ilişkilerde
şiddete başvurmayan davranışlar benimsemeyi öğretmeye yönelik eğitim programları
oluşturulmasını veya desteklenmesini mümkün kılacak gerekli yasal veya diğer tedbirleri
alacaklardır.

2 Taraflar özellikle cinsel suç işleyenlerin yeniden suç işlemelerini önlemeye yönelik eğitim
programları oluşturulmasını veya desteklenmesini mümkün kılacak gerekli yasal veya diğer
tedbirleri alacaklardır

3 Taraflar 1. ve 2. fıkrada belirtilen tedbirleri alırken, mağdurların insan haklarının
emniyetinin ve desteklenmesinin başlıca kaygı olmasını ve yerine göre bu programların
mağdurlara yönelik özel destek hizmetleriyle yakın koordinasyon içinde oluşturulup
uygulanmasını temin edeceklerdir.



Madde 17 – Özel sektör ve medyanın katılımı

1 Taraflar, özel sektörü, bilgi ve iletişim teknolojisi sektörünü ve medyayı, bu sektörlerin
ifade özgürlüğüne ve bağımsızlığına gerekli saygıyı göstererek, kadına yönelik şiddeti
önlemeye ve kadın onuruna saygıyı arttırmaya yönelik politikaların oluşturulmasına ve
uygulanmasına ve bu konularda kılavuzların oluşturulmasına ve kendi kendini düzenleyici
standartların belirlenmesine katılmaya teşvik edecektir.

2 Taraflar özel sektör aktörleriyle işbirliği içinde, çocuklar, anne babalar ve eğitimciler
arasında, zararlı olabilecek, cinsel ve şiddet içeren aşağılayıcı içeriklere erişim sağlayan bilgi
ve iletişim ortamıyla nasıl baş edileceğine yönelik beceriler geliştirip yaygınlaştıracaktır.

Bölüm IV – Koruma ve destek

Madde 18 – Genel yükümlülükler

1 Taraflar tüm mağdurları daha başka şiddet eylemlerine karşı korumak için gerekli yasal ve
diğer tedbirleri alacaklardır.

2 Taraflar, iç hukukları uyarınca, bu Sözleşmenin 20 ve 22’nci maddelerinde belirtilen genel
ve uzman destek hizmetlerine sevk de dahil olmak üzere, mağdurları ve tanıkları bu Sözleşmenin kapsadığı her türlü şiddet eylemine karşı korur ve desteklerken; yargı birimleri,
savcılar, kolluk kuvvetleri, yerel ve bölgesel yönetimler dahil, ilgili tüm devlet kurumlarının
yanı sıra, sivil toplum kuruluşları ve ilgili diğer kurum ve kuruluşlarla etkili bir işbirliği için
uygun mekanizmaların mevcudiyetini temin etmek üzere, gerekli yasal ve diğer tedbirleri
alacaklardır.

3 Taraflar bu bölüm uyarınca alınan tedbirlerin:
– kadınlara karşı şiddetin ve aile içi şiddetin toplumsal cinsiyet boyutlu bir anlayışa
dayalı olmasını ve mağdurun insan haklarına ve emniyetine odaklanmasını,
– mağdurlar, mağduriyete neden olanlar ve çocuklar arasındaki ilişkileri ve bu
unsurların daha geniş toplumsal ortamını da göz önüne alan bütüncül bir yaklaşıma
dayalı olmasını,
– ikincil mağduriyetten kaçınılmasını amaçlamasını,
– Şiddetin kadın mağdurlarının güçlendirilmesini ve ekonomik bağımsızlığını
amaçlamasını,
– yerine göre çeşitli koruma ve destek sistemlerinin aynı binalarda bulunmasına imkan
sağlamasını,
– Çocuk mağdurlar dahil, hassas konumdaki insanların spesifik ihtiyaçlarına dönük
olmasını ve bu imkanların mağdurlara sağlanmasını temin edeceklerdir.

4 Söz konusu hizmetler, mağdurun şikayette bulunarak dava açmasından veya mağduriyete
neden olanlar hakkında ifade vermesinden bağımsız olarak sağlanacaktır.

5 Taraflar uluslararası hukuk uyarınca konsolosluk korumasına veya diğer tür korumaya
veya desteğe hakkı olan vatandaşlarına ve diğer mağdurlara bu tür hizmetleri sağlamak
üzere uygun tedbirleri alacaklardır.



Madde 19 – Bilgi

Taraflar mağdurların mevcut destek hizmetleri ve yasal tedbirler konusunda
anlayabildikleri bir dilde yeterli ve zamanında bilgi almalarını sağlayacak gerekli yasal veya
diğer tedbirleri alacaklardır.



Madde 20 – Genel destek hizmetleri

1 Taraflar mağdurların şiddet eylemi sonrasında iyileşmelerini kolaylaştıracak hizmetlere
erişimini sağlayacak gerekli yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır. Bu tedbirlere
gerektiğinde, yasal ve psikolojik danışmanlık hizmetleri, finansal yardım, konut sağlama,
eğitim, öğretim ve iş bulma yardımı da dahil olacaktır.

2 Taraflar mağdurların sağlık hizmetlerine ve sosyal hizmetlere erişim sağlamalarını ve söz
konusu servislerin yeterli kaynağı olmasını ve hizmeti sağlayacak profesyonel kadroların
mağdurlara yardımcı olacak ve onları uygun hizmet birimlerine sevk edecek şekilde
eğitilmelerini temin edecek yasal ve diğer tedbirleri alacaklardır.

Madde 21 – Bireysel/toplu şikayetlerde sağlanacak yardım

Taraflar mağdurların ilgili bölgesel ve uluslararası bireysel/toplu şikayet mekanizmalarıyla
ilgili bilgi sahibi olmalarını ve söz konusu mekanizmalara erişimini temin edeceklerdir.
Taraflar mağdurlara, bu tür şikayetlerde bulundukları sırada duyarlı ve bilgileye dayalı bir
yardım sağlanmasını destekleyecek ve yaygınlaştıracaklardır.



Madde 22 – Uzman destek hizmetleri

1 Taraflar bu Sözleşme kapsamındaki şiddet eylemlerine maruz kalmış mağdurlara, yeterli bir
coğrafi dağılım çerçevesinde, derhal, kısa ve uzun dönemli uzman destek hizmetleri
sağlanması ve bu yönde gerekli düzenlemelerin yapılması için gerekli yasal ve diğer
tedbirleri alacaklardır.

2 Taraflar tüm şiddet mağduru kadınlara ve çocuklarına uzmanlık gerektiren kadın destek
hizmetlerini sağlayacak ve bu yönde gerekli düzenlemeleri yapacaklardır.



Madde 23 – Barınaklar

Taraflar mağdurlara, ve özellikle kadın ve çocuklara, kalacak güvenli yer sağlamak üzere
uygun, yeterli sayıda kolayca erişilebilir barınaklar oluşturmak ve mağdurların yardımına
proaktif bir biçimde koşmak üzere gerekli yasal ve diğer tedbirleri alacaklardır.



Madde 24 – Telefon yardım hatları

Taraflar bu Sözleşme kapsamındaki her türlü şiddet olayıyla ilgili olarak telefonla arayanlar
için, gizliliğe bağlı kalarak veya arayanların kimliklerinin açıklanmamasına gereken dikkati
göstererek, ülke çapında 7 gün 24 saat esasına göre faaliyet gösteren ücretsiz telefon
hatlarının oluşturulması için gerekli yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır.



Madde 25 – Cinsel şiddet mağdurlarına destek

Taraflar mağdurlar için tıbbi ve adli tıp muayenesi yapmak, travma desteği ve danışmanlık
hizmetleri sağlamak üzere uygun, yeterli sayıda ve kolayca erişilebilen, ırza geçmeyle ilgili
kriz merkezleri veya cinsel şiddet sevk merkezleri oluşturmak üzere gerekli yasal veya
diğer tedbirleri alacaklardır.



Madde 26 – Çocuk tanıkların korunması ve bunlara destek sağlanması

1 Taraflar mağdurlara koruma ve destek hizmetleri sağlanırken, bu Sözleşme kapsamındaki her türlü şiddet olayının çocuk tanıklarının haklarının ve ihtiyaçlarının gerektiği gibi
biçimde göz önüne alınması maksadıyla gerekli yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır.

2 Bu madde uyarınca alınacak tedbirlere bu Sözleşme kapsamındaki her türlü şiddet olayının
çocuk tanıklarına, yaşlarına uygun psikososyal danışmanlık hizmeti dahil edilecek ve söz
konusu tedbirlerle çocuğun menfaatlerine uygun olarak gereken ilgi gösterilecektir.



Madde 27 – Haber verme

Taraflar bu Sözleşme kapsamındaki şiddet eylemlerinin gerçekleştirilmesine tanık olan veya
bu tür eylemlerin gerçekleştirildiğine veya müteakip şiddet eylemlerinin gerçekleştirilebileceğine dair makul gerekçeleri olan şahısların bunu yetkili makamlara bildirmelerini teşvik etmeye yönelik gerekli tedbirleri alacaklardır.



Madde 28 – Profesyonel kadroların bildirimleri

Taraflar iç hukukun belirli meslek sahiplerine getirdiği mahremiyet ilkesinin, uygun
koşullar altında, söz konusu meslek erbabının bu Sözleşme kapsamında yer alan ciddi bir
şiddet eyleminin gerçekleştirildiğine dair makul nedenleri olması halinde, böyle bir şiddet
eyleminin gerçekleştirildiğini ve müteakip ciddi şiddet eylemlerinin
gerçekleştirilebileceğini, yetkili kurum veya makamlara bildirmesinin önünde engel teşkil
etmemesini temin etmek üzere gerekli tedbirleri alacaklardır.
Bölüm V – Esasa müteallik hukuk

Madde 29 – Hukuk davaları ve hukuk yolları
1 Taraflar mağdurun saldırgana karşı yeterli hukuki yollara başvurmasını sağlayacak yasal
veya diğer tedbirleri alacaklardır.
2 Taraflar mağdurlara, uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak, güç ve yetkileri
dahilinde gerekli önleyici veya koruyucu tedbirleri almayan devlet makamlarına karşı yeterli
hukuki yolların sağlanması için gerekli yasal veya diğer önlemleri alacaklardır.



Madde 30 – Tazminat

1 Taraflar mağdurların bu Sözleşmede belirlenen herhangi bir suç nedeniyle faillerden
tazminat talep etme hakkına sahip olmasını temin etmek üzere gerekli yasal veya diğer
tedbirleri alacaklardır.

2 Hasarın fail, sigorta şirketi veya finansmanı devletçe sağlanan sağlık ve sosyal sigorta
hükümlerince karşılanmaması halinde, ciddi bedensel yaralanma veya sağlık bozukluğuna
uğrayanlara yeterli Devlet tazminatı sağlanacaktır. Bu durum, mağdurun emniyetine
gereken dikkat sarfedilmesi koşuluyla, Tarafların, söz konusu tazminatın, fail tarafından
verilen tazminat kadar azaltılması talep etmesini ihtimal dışı bırakmaz.

3 2. fıkra uyarınca alınacak tedbirler, tazminatın makul bir süre içinde verilmesini teminat
altına alacaktır.



Madde 31 – Velayet altına alma, ziyaret hakları ve emniyet

1 Taraflar çocukların velayetinin ve ziyaret haklarının belirlenmesinde, bu Sözleşme
kapsamındaki şiddet olaylarının göz önüne alınmasını temin edecek gerekli yasal veya diğer
tedbirleri alacaklardır.

2 Taraflar herhangi bir ziyaret hakkı veya velayet hakkının kullanılmasının mağdurun veya
çocukların haklarını veya emniyetini tehlikeye düşürmemesini sağlayacak gerekli yasal veya
diğer tedbirleri alacaklardır.



Madde 32 – Zorla evlendirmelerin doğuracağı hukuki sonuçlar

Taraflar mağdura gereksiz bir parasal veya idari yük getirmeksizin, zorla gerçekleştirilen
evliliklerin geçersiz ve hükümsüz kılınabilmesini veya sona erdirilmesini temin edecek
yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır.



Madde 33 – Psikolojik şiddet

Taraflar bir şahsın psikolojik bütünlüğünü zorlamayla veya tehditlerle ciddi bir şekilde
bozmaya yönelik kasıtlı girişimlerin cezalandırılmasını temin edecek gerekli yasal veya
diğer tedbirleri alacaklardır.



Madde 34 – Taciz amaçlı takip

Taraflar başka bir şahsa yönelik olarak gerçekleştirilen ve bu şahsı, şahsın kendisini
güvende hissetmesini önleyecek şekilde korkutacak, kasıtlı bir biçimde tekrarlanan
tehditkar davranışların cezalandırılmasını temin edecek gerekli yasal veya diğer tedbirleri
alacaklardır.

Madde 35 – Fiziksel şiddet

Taraflar başka bir şahsa karşı kasten fiziksel şiddet eylemlerinde bulunmanın
cezalandırılmasını temin edecek gerekli yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır.



Madde 36 – Irza geçme de dahil olmak üzere cinsel şiddet eylemleri

1 Taraflar aşağıdaki kasten gerçekleştirilen eylemlerin cezalandırılmasını sağlamak üzere
gerekli yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır:
a başka bir insanla, rızası olmaksızın, herhangi bir vücut parçasını veya cismi kullanarak,
cinsel nitelikli bir vajinal, anal veya oral penetrasyon gerçekleştirmek;
b bir insanla, rızası olmaksızın, cinsel nitelikli diğer eylemlere girişmek;
c Başka bir insanın, rızası olmaksızın, üçüncü bir insanla cinsel nitelikli eylemlere
girmesine neden olmak.

2 Rıza, mevcut koşullar bağlamında değerlendirilmek üzere, şahsın özgür iradesi sonucunda
gönüllü olarak verilmelidir.

3 Taraflar 1. fıkrada yer alan hükümlerin aynı zamanda iç hukukta kabul edilmiş olan, eski
veya mevcut eşlere veya birlikte yaşayan bireylere karşı gerçekleştirilmiş eylemler için de
geçerli olmasının temin edilmesi için gerekli yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır.





Madde 37 – Zorla yapılan evlilikler

1 Taraflar bir yetişkini veya çocuğu kasten evliliğe zorlamanın cezalandırılmasını temin
etmek üzere gerekli yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır.

2 Taraflar, bir yetişkinin veya çocuğun, ikamet ettiği Taraf veya Devletten farklı bir Tarafa
veya devlete, söz konusu yetişkini veya çocuğu evliliğe zorlama amacıyla kasten
kandırılarak götürülmesinin cezalandırılmasını temin etmek üzere gerekli yasal veya diğer
tedbirleri alacaklardır.



Madde 38 – Kadın sünneti
Taraflar aşağıda belirtilen kasten gerçekleştirilen eylemlerin cezalandırılmasını temin etmek
üzere gerekli yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır:
a kadının labia majora, labia minora veya klitorisinin tümünün kesilip çıkartılması, labia
majoranın kenarlarının birleştirilmesi veya başka türlü bir kesmeye tabi tutulması;
b bir kadını a fıkrasına belirtilen eylemlerden birine maruz kalmaya zorlama veya bu
eylemleri bir kadına yaptırmak;
c bir genç kızı a bendinde belirtilen eylemlerden herhangi birine teşvik etmek, zorla
maruz bırakmak veya bunları bizzat kendisine uygulatmak

Madde 39 – Kürtaja ve kısırlaştırmaya zorlama

Taraflar aşağıda belirtilen kasti eylemlerin cezalandırılmasını temin etmek üzere gerekli
yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır:
a kadına, önceden bilgilendirilmiş olurunu almadan kürtaj uygulamak;
b Bir kadının önceden bilgilendirilmiş onayı olmaksızın ve kadın söz konusu usulün
mahiyetini anlamaksızın, kadının doğal üreme kapasitesini sona erdirme maksatlı veya
bu etkiyi doğuran bir ameliyat yapmak.



Madde 40 – Cinsel taciz

Taraflar bir şahsın onurunu ihlal etme etkisi yaratan veya bu maksatla gerçekleştirilen, ve
özellikle de aşağılayıcı, düşmanca, hakaretamiz, küçük düşürücü veya saldırgan bir ortam
yaratırken, her türlü istenmeyen, cinsel mahiyette sözlü veya sözlü olmayan veya fiziksel
davranışın cezai veya diğer yasal yaptırıma tabi olmasını temin etmek üzere gereki yasal
veya diğer tedbirleri alacaklardır.



Madde 41 – Yardımcı olmak ve yataklık yapmak ve yeltenmek

1 Taraflar bu Sözleşmenin Madde 33,34,35,36,37,38.a ve 39. Maddelerince belirlenmiş suçların
işlenmesine, bu suçlar kasten işlendiğinde, yardımcı olmak ve yataklık yapmanın suç olarak
kabul edilmesi için gerekli yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır.

2 Taraflar, kasten işlendiğinde, bu Sözleşmenin madde 35,36,37,38.a ve 39. Maddelerince
belirlenmiş suçları işleme girişimlerinin suç kabul edilmesi için gerekli yasal veya diğer
önlemleri alacaklardır.



Madde 42 – Sözde “namus” adına işlenen suçlar da dahil olmak üzere, işlenen suçlar
için gerekçelerin kabul edilmemesi

1 Taraflar bu Sözleşme kapsamında kalan şiddet eylemlerinin gerçekleştirilmesinden sonra
başlatılan ceza davalarında kültür, töre, din, gelenek veya sözde “namus”un gerekçe olarak
öne sürülmesinin önlenmesini temin etmek üzere, gerekli yasal veya diğer tedbirleri
alacaklardır.

2 Taraflar, herhangi bir şahsın bir çocuğu 1. fıkradaki eylemleri gerçekleştirmeye
kışkırtmasının, yapılan eylemlerle ilgili olarak söz konusu şahsın cezai sorumluluğunu
ortadan kaldırmasının önlenmesini temin etmek üzere, gerekli yasal veya diğer tedbirleri
alacaklardır.



Madde 43 – Cezai suçların uygulanması

Bu Sözleşme uyarınca belirlenen suçlar, mağdurla fail arasındaki ilişkinin mahiyetinden
bağımsız olarak geçerli olacaktır.



Madde 44 – Yargı yetkisi

1 Taraflar suçun aşağıdaki hallerde işlenmesi halinde, bu Sözleşme uyarınca belirlenen
herhangi bir suçla ilgili olarak yargı yetkisi oluşturmak üzere gerekli yasal veya diğer
tedbirleri alacaklardır:
a kendi topraklarında; veya
b kendi bandıralarını taşıyan bir gemide; veya
c kendi yasalarına göre tescil edilmiş bir uçakta; veya
d kendi vatandaşlarından biri tarafından; veya
e normal ikametgahı kendi topraklarında olan bir şahıs tarafından işlenmesi halinde.

2 Taraflar söz konusu suçun vatandaşlarından birine veya normal olarak kendi topraklarında
ikamet eden birine karşı işlenmesi halinde, bu Sözleşmede belirlenen herhangi bir suçla ilgili
olarak yargı yetkisi oluşturmaya yönelik gerekli yasal veya diğer tedbirleri almaya
çalışacaklardır.

3 Bu Sözleşmenin Madde 36,37,38 ve 39 uyarınca belirlenen suçların kovuşturulması için,
taraflar yargı yetkilerinin söz konusu eylemlerin işlendikleri topraklarda cezalandırılması
koşuluna tabi olmasının önlenmesini temin etmek üzere, gerekli yasal veya diğer tedbirleri
alacaklardır.

4 Bu Sözleşmenin Madde 36,37,38 ve 39’u uyarınca belirlenen suçların kovuşturulması için,
taraflar 1 d ve e fıkralarına ilişkin yargı yetkisinin, kovuşturmanın ancak mağdurun eylemi
haber vermesinden sonra veya Devlet’in suçun işlendiği yerle ilgili bilgiyi sağlaması halinde
başlatılması koşuluna bağlı olmasınıın önlenmesini temin etmek üzere, gerekli yasal veya
diğer tedbirleri alacaklardır.

5 Taraflar, eylemi icra ettiği iddia edilen failin kendi topraklarında bulunduğu hallerde ve söz
konusu şahsı sırf milliyetine istinaden üçüncü bir tarafa teslim etmedikleri durumlarda, bu
Sözleşmede belirlenen suçlarla ilgili yargı yetkisini oluşturmak üzere gerekli yasal veya
diğer tedbirleri alacaklardır.

6 Birden fazla Taraf bu Sözleşme uyarınca belirlenen ve işlendiği iddia edilen bir suçla ilgili
yargı yetkisi talebinde bulunduğunda, ilgili taraflar, yerine göre, kovuşturma için en iyi
yargı yetkisini belirleme amacıyla birbirleriyle istişarede bulunacaklardır.

7 Uluslararası hukukun genel kuralları saklı kalmak kaydıyla, bu Sözleşme, Taraflardan
birinin kendi iç hukukuna dayalı olarak icra edeceği cezai yargı yetkisini uygulamadan hariç
tutmaz.



Madde 45 – Yaptırımlar ve tedbirler

1 Taraflar Bu Sözleşme uyarınca belirlenen suçların, ciddiyetleri dikkate alınarak, etkili,
orantılı ve caydırıcı cezalarla cezalandırılması için gerekli yasal veya diğer tedbirleri
alacaklardır.

2 Taraflar faillerle ilgili olarak aşağıda belirtilen diğer tedbirler de alabilirler:
– hüküm giyen şahısların izlenmesi veya bu şahısların kontrol altında tutulması;
– Çocuğun menfaatleri, ki buna çocuğun güvenliği de dahildir, başka bir şekilde teminat
altına alınamıyorsa velayet haklarının geri alınması.



Madde 46 – Cezayı ağırlaştırıcı koşullar

Taraflar, aşağıdaki koşulların, bu koşulların söz konusu suçun halihazırda temel unsurlarını
oluşturmadığı hallerde, iç hukukun ilgili hükümlerine uygun olarak, bu Sözleşmede
belirlenen suçlarla ilgili olarak verilecek cezanın belirlenmesinde ağırlaştırıcı koşullar olarak
göz önünde bulundurulabileceğini temin etmek üzere gerekli yasal veya diğer tedbirleri
alacaklardır:
a suçun, iç hukukun kabul ettiği eski veya mevcut bir eşe veya birlikte yaşanan bireye
karşı, aile fertlerinden biri tarafından, mağdurla birlikte ikamet eden biri tarafından
veya yetkisini suistimal eden biri tarafından işlendiği hallerde;
b suçun veya suçların mükerrer olarak işlenmesi halinde;
c suçun belirli şartlar nedeniyle hassas konuma gelmiş bir bireye karşı işlenmesi halinde;
d suçun bir çocuğa karşı veya çocuğun huzurunda işlenmesi halinde;

e suçun iki veya daha fazla insan tarafından birlikte hareket ederek işlenmesi halinde;
f suçtan önce veya suçun işlenmesi esnasında çok aşırı düzeylerde şiddet uygulanmış
olması halinde;
g suçun silah kullanarak veya silah tehdidiyle işlenmiş olması halinde;
h suçun mağdura ağır fiziksel veya psikolojik zarar vermesi halinde;
i Failin daha öncede de benzer suçlardan hüküm giymiş olması halinde.



Madde 47 – Başka bir Tarafça verilen hükümler

Taraflar ceza hükmünü belirlerken, bu Sözleşme uyarınca belirlenen suçlarla ilgili olarak
başka bir Tarafça verilen nihai hüküm olasılığını da göz önüne alarak gerekli yasal veya
diğer tedbirleri alacaklardır.

Madde 48 – Zorunlu anlaşmazlık giderme alternatif süreçlerinin veya hüküm vermenin
yasaklanması

1 Taraflar bu Sözleşme kapsamında yer alan her türlü şiddet olayıyla ilgili olarak,
arabuluculuk ve uzlaştırma da dahil olmak üzere, zorunlu anlaşmazlık giderme alternatif
süreçlerini yasaklamak üzere gerekli yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır.

2 Taraflar bir para cezasının ödenmesinin emredilmesi halinde, failin mağdura karşı finansal
yükümlülüklerini yerine getirebilme yeteneğinin gereken biçimde hesaba katılmasının temin
edilmesi için gerekli yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır.

Bölüm VI – Soruşturma, kovuşturma, usul hukuku ve koruyucu tedbirler

Madde 49 – Genel yükümlülükler

1 Taraflar bu Sözleşme kapsamındaki her türlü şiddet olayı ile ilgili soruşturma ve yasal
işlemlerin, bir yandan cezai işlemlerin tüm safhalarında mağdurun hakları dikkate alınırken,
gereksiz bir gecikme olmaksızın sürdürülmesini temin etmek üzere gerekli yasal ve diğer
tedbirleri alacaklardır.

2 Taraflar temel insan haklarına uygun bir biçimde ve toplumsal cinsiyet temelli bir şiddet
eylemi anlayışıyla, Sözleşme uyarınca belirlenen suçların etkili bir biçimde soruşturulup
kovuşturulmasını temin etmek üzere gerekli yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır.



Madde 50 – Ani mukabele, önleme ve koruma

1 Taraflar sorumlu kolluk kuvveti birimlerinin bu Sözleşme kapsamındaki her türlü şiddet
eylemine karşı, mağdurlara yeterli korumayı derhal sağlayarak süratle ve gereken biçimde
mukabelede bulunmalarını temin edecek gerekli yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır.

2 Taraflar önleyici operasyonel tedbirler ve kanıt toplama da dahil olmak üzere, sorumlu
kolluk kuvveti birimlerinin bu Sözleşme kapsamındaki her türlü şiddet eylemini süratle ve
uygun bir biçimde önlemesi ve bunlara karşı koruma sağlamasını temin edecek gerekli yasal
veya diğer tedbirleri alacaklardır.



Madde 51 – Risk değerlendirmesi ve risk yönetimi

1 Taraflar riski yönetmek ve gerektiğinde koordineli bir biçimde emniyet ve destek temin
etmek üzere tüm yetkili makamların ölüm riski, durumun ciddiyeti ve şiddet eyleminin
tekrarlanması riskini değerlendirmelerini temin etmek üzere gerekli yasal veya diğer
tedbirleri alacaklardır.

2 Taraflar 1. fıkrada belirtilen değerlendirmede, soruşturmada ve koruyucu tedbirler
uygulamasının her aşamasında, bu Sözleşme kapsamındaki şiddet eylemlerini
gerçekleştirenlerin ateşli silahlara sahip olduğunun göz önüne alınmasını temin etmek üzere
gerekli yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır.



Madde 52 – Acil durumlarda uzaklaştırma emirleri

Taraflar, yetkili makamlara, ani tehlike durumlarında, aile içi şiddet faillerinin, mağdurun
veya risk altındaki şahsın ikametgahını yeterli bir süre için terk etme emri verme ve faillerin
mağdurun veya risk altındaki şahsın ikametgahına girmesini veya mağdurla veya risk
altındaki şahısla temas etmesini yasaklama yetkisi verilmesini temin edecek yasal veya
diğer tedbirleri alacaklardır.



Madde 53 – Engelleme veya koruma emirleri

1 Taraflar bu Sözleşme kapsamındaki her türlü şiddet mağdurlarının uygun engelleme veya
koruma emirlerinden yararlanmasını temin edecek gerekli yasal veya diğer tedbirleri
alacaklardır.

2 Taraflar 1. fıkrada sözü edilen engelleme emirlerinin aşağıdaki niteliklere sahip olmasını
temin etmek üzere gerekli yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır:
– söz konusu emirler mağdurun derhal korunmasını sağlayacak ve mağdura gereksiz
finansal veya idari yük getirmeyecektir;
– belirli bir süre için veya bu süreyle ilgili bir değişiklik yapılıncaya veya yürürlükten
kalkıncaya kadar verilecektir;
– gerektiğinde derhal yürürlüğe (ex parte) girecektir;
– diğer yargı süreçlerinden bağımsız olarak veya bunlara ilaveten verilebilecektir;
– daha sonra başlatılabilecek yargı süreçlerine dahil edilmesi mümkün olacaktır.

3 Taraflar 1. fıkrada saptanan kısıtlama veya koruma emirlerinin ihlallerin etkili, orantılı ve
caydırıcı cezai veya diğer yasal yaptırımlara tabi olmasını sağlamak üzere gereken yasal veya
diğer tedbirleri alır.



Madde 54 – Soruşturmalar ve kanıtlar

Taraflar herhangi bir hukuk veya ceza davasında mağdurun cinsel geçmişi ve davranışıyla
ilgili var olan kanıtlara yalnızca davayla ilgili ve gerekliyse izin verilmesini temin etmek
üzere gerekli yasal veya diğer önlemleri alacaktır.



Madde 55 – Ex parte (nizasız) ve ex officio (re’sen) yargılama

1 Taraflar, bu Sözleşme’nin 35, 36, 37, 38 ve 39. maddelerinde belirlenen suçlarla ilgili
soruşturma ve kovuşturmaların, suçun kısmen veya tamamen kendi topraklarında işlenmiş
olması durumunda, mağdurun ifadesine veya şikayetine bağlı olmaksızın ve mağdurun
ifadesini veya şikayetini geri çekmesi durumunda dahi devam edebilmesini temin
edeceklerdir.

2 Taraflar, kendi iç hukuk kurallarının öngördüğü koşullara uygun biçimde, bu Sözleşme’de
belirlenen suçlarla ilgili olarak yürütülen soruşturma ve yargı süreçlerinde mağdurun kendi
talebi doğrultusunda kamu kuruluşlarından ve sivil toplum kuruluşlarından ve aile içi
şiddet danışmanlarından yardım ve/veya destek almasına olanak sağlamak üzere gereken
yasal veya diğer tedbirleri alacaktır.



Madde 56 – Koruma tedbirleri

1 Taraflar soruşturmaların ve yargı sürecinin tüm safhalarında, özellikle aşağıdakileri
sağlayarak, mağdurların, tanık olarak özel ihtiyaçları da dahil olmak üzere, haklarını ve
çıkarlarını koruyacak yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır:
a mağdurların, ailelerinin ve tanıkların, sindirmeye, misillemeye ve tekrar mağdur
bırakılmaya karşı korunmalarını sağlayacaklardır;
b mağdurun en azından kendisinin veya ailesinin tehlikede olabileceği durumlarda,
failin kaçması veya geçici veya kesin olarak serbest bırakılması halinde mağdurun
bilgilendirilmesini sağlamak;
c mağdurlara, iç hukuk kurallarının öngördüğü koşullar altında, hakları ve
faydalanabilecekleri hizmetler ve şikayetlerinin takibi, masraflar, soruşturma veya
davaların genel gelişimi ve mağdurların bu süreç içindeki rolleri, ve davalarının
sonuçları hakkında bilgi vermek;
d mağdurun iç hukuk kurallarının usulüne uygun olarak duruşmalara katılmasını,, kanıt
temin etmesini ve kendi görüşlerini, ihtiyaçlarını ve kaygılarını doğrudan veya bir
aracı vasıtasıyla sunmasını ve bunların dikkate alınmasını sağlamak;
e mağdurlara haklarının ve menfaatlerinin usule uygun olarak arz edilmesi ve dikkate
alınması için uygun destek hizmetleri sağlamak;
f mağdurun mahremiyetini ve görüntüsünü korumak için tedbirlerin alınabilmesini
temin etmek;
g mağdur ile failler arasında temastan mahkemede ve kolluk kuvvetlerinin binalarında,
mümkün olduğu ölçüde kaçınmak;
h davaya taraf olarak katılan veya kanıt sunan mağdurlara bağımsız ve yetkin
çevirmenler sağlamak;
i iç hukuk kurallarına uygun biçimde, mağdurun, varsa uygun iletişim teknolojilerinden
yararlanarak, mahkeme salonuna gitmeden veya en azından fail olduğu iddia edilen
kişinin mahkeme salonunda bulunmadığı bir ortamda ifade vermesini sağlamak

2 Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddet mağduru ve tanığı olan bir çocuğa, çocuğun çıkarları
ilkesini dikkate alınarak, yerine göre, özel koruma önlemleri sağlanacaktır.



Madde 57 – Hukuki yardım

Taraflar, mağdurların iç hukuk kurallarının öngördüğü koşullar altında hukuki yardım ve
ücretsiz adli yardım alma hakkını sağlayacaklardır.



Madde 58 – Zaman aşımı

Taraflar, bu Sözleşme’nin 36, 37, 38 ve 39. maddelerinde tanımlanan suçlarla ilgili yasal
işlemlerin başlatılması için öngörülen zaman aşımı süresinin, mağdurun reşit olmasından
sonra etkili bir dava sürecini başlatmaya olanak tanıyacak şekilde, yeterli bir süre devam
etmesini ve suçun ağırlığıyla orantılı olarak sağlamak üzere gereken yasal veya diğer
tedbirleri alacaktır.

Bölüm VII – Göç ve iltica

Madde 59 – Oturma izni

1 Taraflar, ikametgâh durumu iç hukuk tarafından tanınan eş veya birlikte yaşanan bireye
bağlı olan mağdurlara, evliliğin veya ilişkinin bozulması durumunda özellikle zor
koşullarda, başvuru üzerine, evliliğin veya ilişkinin süresini dikkate almaksızın eşten
bağımsız oturma izninin verilmesini sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri
alacaktır. Eşten bağımsız oturma izninin verilmesine ve süresine ilişkin koşullar iç hukuk
tarafından belirlenir.

2 Taraflar ikametgâh durumu iç hukuk tarafından tanınan eş veya birlikte yaşanan bireye
bağlı olan mağdurların ikametgah nedeniyle başlatılan sınır dışı işlemlerini bağımsız oturma
izni için başvurmalarına olanak sağlayacak şekilde durdurabilmelerini sağlamak üzere
gereken yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır.

3 Taraflar, aşağıdaki durumlardan biri veya her ikisi birden söz konusu olduğunda
mağdurlara yenilenebilir oturma izni verecektir:
a yetkili makamların, mağdurların, kişisel durumlarının bir gereği olarak ülkede
kalmalarının gerekli olduğunu uygun bulması halinde;
b yetkili makamların mağdurların, soruşturma veya cezai işlemler sırasında yetkili
makamlarla işbirliği içinde olmaları amacıyla ülkede kalmalarının gerekli olduğunu
uygun bulması halinde

4 Taraflar evlilik amacıyla başka bir ülkeye getirilen ve bunun sonucunda normal olarak
yaşadıkları ülkenin oturma iznini kaybeden zorla evlilik mağdurlarına, izinlerini geri
alabilmelerini temin etmek üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır.



Madde 60 – Toplumsal cinsiyete dayalı iltica talepleri

1 Taraflar kadına yönelik, toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin, Mültecilerin Statüsüne İlişkin
1951 Sözleşmesi 1A(2) Maddesi anlamında zulüm olarak ve tamamlayıcı/ ikincil korumayı
gerektiren ciddi bir hasar biçimi olarak tanınabilmesini temin etmek üzere gerekli yasal veya
diğer tedbirleri alacaklardır.

2 Taraflar, Sözleşme’de tanımlanan tüm gerekçelerin toplumsal cinsiyete duyarlı bir şekilde
yorumlanmasını ve bu gerekçelerden herhangi biri veya bir kaçı nedeniyle zulüm görme
tehlikesi söz konusuysa, başvuru sahiplerine, yürürlükteki ilgili hukuki vasıtalara göre
mülteci statüsünün tanınmasını temin edeceklerdir.

3 Taraflar iltica başvurusu yapanlar için toplumsal cinsiyete duyarlı ülkeye kabul usullerinin
ve destek hizmetlerinin yanı sıra, toplumsal cinsiyet yönergelerini ve mülteci statüsünün
belirlenmesi ve uluslararası koruma için başvuruyu da kapsayan, toplumsal cinsiyete duyarlı
sığınma usullerini oluşturmak için gerekli yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır.



Madde 61 – Geri göndermeme

1 Taraflar, uluslararası hukuk çerçevesindeki yükümlülükleri uyarınca geri göndermeme
ilkesinin tanınması için gerekli yasal veya diğer tedbirleri alacaktır.

2 Taraflar statüsü ve ikamet durumuna bakılmaksızın, korumaya muhtaç, kadına yönelik
şiddet mağdurlarının hayatlarının risk altında olabileceği veya işkenceye veya insanlık dışı
muameleye veya cezalandırılmaya maruz kalabilecekleri hiçbir ülkeye hiçbir durum altında
iade edilmeyeceklerini güvence altına almak üzere gerekli yasal veya diğer önlemleri
alacaklardır.

VIII. Bölüm – Uluslararası işbirliği

Madde 62 – Genel prensipler

1 Taraflar, bu Sözleşmenin hükümlerine uyarak, medeni hukuk ve ceza hukuku konularında
işbirliğine ilişkin uluslararası ve bölgesel anlaşmaları ve belgeleri uygulayarak, ortak veya
karşılıklı mevzuat ve iç hukuk kuralları esas alınarak üzerinde mutabakata varılmış
düzenlemeleri uygulayarak, ve mümkün olan en kapsamlı şekilde, aşağıdaki amaçlara
yönelik olarak işbirliği yapacaklardır:
a bu Sözleşmenin kapsamına giren her türlü şiddet eyleminin önlenmesi, bunlarla
mücadele edilmesi ve bunların kovuşturulması;
b mağdurların korunması ve mağdurlara destek sağlanması;
c bu Sözleşmeye göre suç olarak kabul edilen eylemler hakkında soruşturmaların ve
yasal sürecin yürütülmesi;
d Koruma emirleri dahil olmak üzere, Tarafların yargı makamlarınca bu konuya ilişkin
verdikleri hukuki ve cezai kararlarının uygulanması.

2 Taraflar, bu Sözleşme uyarınca suç olarak tanımlanan bir eylemin mağdurlarının, bu suç
ikamet ettikleri ülkeden başka bir Taraf devletin topraklarında gerçekleştiği takdirde,
ikamet ettikleri Devletin yetkili makamlarına şikayet başvurusunda bulunabilmelerini temin
etmek üzere gereken yasal ve diğer tedbirleri alacaklardır.

3 Bu sözleşmeye Taraf başka bir devlet ile, cezai konularda, suçluların iadesinde veya o
devletin verdiği hukuk ve ceza davaları kararlarının uygulanmasında, aralarında yapmış
oldukları anlaşmaya dayanarak hukuki konularda karşılıklı yardımlaşmada bulunan bir
Taraf, böyle bir anlaşma yapmadığı başka bir Taraftan, kendisine hukuki işbirliği talebi
geldiğinde, bu Sözleşmenin tanımladığı suçlara ilişkin cezai konularda, suçluların iadesinde
veya bu Sözleşmeye Taraf o ülkenin hukuk veya ceza davaları kararlarının uygulanmasında
karşılıklı hukuki yardımlaşmada bulunabilmek için bu Sözleşmeyi hukuki temel olarak
alabilir.

4 Taraflar, kadınlara yönelik şiddetin ve aile içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadele
edilmesi çabalarını, üçüncü Devletlerin yararlanacağı kalkınma amaçlı yardım
programlarıyla, gereken yerlerde bütünleştirecekler, Madde 18, 5. fıkra uyarınca
mağdurların korunmasını kolaylaştırmak amacıyla üçüncü Devletlerle ikili ve çok taraflı
anlaşmalar yapacaklardır.

Madde 63 – Risk altındaki kişilerle ilgili tedbirler

Taraflardan herhangi birinin, edindiği bilgilere dayanarak, bir kişinin başka bir Taraf ülkede
bu Sözleşmenin Madde 36, 37 38 ve 39’da belirtilen şiddet eylemlerine her an maruz kalma
riski altında olduğunu düşünmek için makul nedenleri varsa, bilgilere sahip olan bu Tarafın
elindeki bilgileri, gerekli tedbirlerin alınmasını sağlamak amacıyla, gecikmeksizin diğer
Tarafa iletmesi teşvik edilmektedir. Risk altındaki kişinin çıkarları açısından, mümkün olan
her yerde bu bilgilere, korumayla ilgili mevcut hükümlerin ayrıntıları da dahil edilmelidir.



Madde 64 – Bilgilendirme

1 Önlemler alması talep edilen Taraf, talep eden Tarafı bu konuda atılan adımların sonuçları
hakkında derhal bilgilendirecektir. Talep edilen Taraf, önlemlerin alınmasını talep eden
Tarafı, amaçlanan faaliyetlerin yerine getirilmesini engelleyen veya önemli derecede
geciktirme ihtimali olan koşullardan da gecikmeksizin haberdar edecektir.

2 Taraflardan biri, karşıdan bir talep gelmeksizin, kendi yaptığı soruşturmalar çerçevesinde
edindiği bilgileri, bu bilgilerin karşı Tarafa bu Sözleşmede belirtilen suçları önlemede veya
bu suçlara ilişkin soruşturma ve kovuşturma başlatılmasında veya yürütülmesinde yardımcı
olacağını düşünüyorsa veya söz konusu karşı Tarafın bu konuyla ilgili işbirliği talebi
olacağını düşünüyorsa, kendi iç hukukunun izin verdiği ölçüde diğer Tarafa iletebilir.

3 2. Fıkra uyarınca herhangi bir bilgi edinen bir Taraf, uygun görüldüğü takdirde, yargı
sürecinin başlatılması veya bu bilgilerin hukuki ve cezai kovuşturmada göz önüne alınması
için bu bilgileri kendi yetkili makamlarına ulaştıracaktır.



Madde 65 – Verilerin Korunması

Kişisel veriler, Kişisel Verilerin Otomatik İşlenmesinde Bireylerin Korunması Sözleşmesinin
Taraflara getirdiği yükümlülükler gereğince saklanacak ve kullanılacaktır (ETS No. 108).

IX. Bölüm – İzleme yöntemi

Madde 66 – Kadınlara yönelik şiddetle ve aile içi şiddetle mücadele konusunda
uzmanlar grubu

1 Kadınlara yönelik şiddetle ve aile içi şiddetle mücadele konusunda uzmanlar Grubu
(bundan böyle “GREVIO” olarak anılacaktır) bu Sözleşmenin Taraflarca uygulanmasını
izleyecektir.

2 GREVIO en az 10, en çok da 15 üyeden oluşacak, üyelerin cinsiyet ve coğrafi bölge
açısından dengeli olması, ayrıca farklı konularda uzmanlaşmış olmaları gözetilecektir.
Üyeler, dört yıllık bir görev süresi için Tarafların aday gösterdiği kimseler arasından
Taraflar Komitesince seçilecek; üyeler ancak bir dönem daha görev yapabilecek ve Taraf
ülkelerin vatandaşları arasından seçilecektir.

3 10 üyenin ilk seçimi bu Sözleşmenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde
yapılacaktır. Diğer 5 üyenin seçimi ise 25inci ülke onayladığında veya katıldığında
gerçekleşecektir.

4 GREVIO üyelerinin seçimi şu prensiplere göre yapılacaktır:
a yüksek ahlaki değerlere sahip bir kişiliği olan; insan hakları, toplumsal cinsiyet eşitliği,
kadınlara yönelik şiddet ve aile içi şiddet, veya mağdurlara yardımcı olma veya onları
koruma konularında yetkinlikleri kabul edilmiş, veya bu Sözleşmenin kapsadığı alanlarda
mesleki deneyimi olan kişiler arasından şeffaf usuller ile seçileceklerdir;
b GREVIO’da aynı ülke vatandaşı iki üye bulunamaz;
c üyeler, temel hukuk sistemlerini temsil etmelidirler;
d kadınlara yönelik şiddet ve aile içi şiddet alanı ile ilgili kişileri ve kurumları temsil
etmelidirler;
e üyeler kendi kişisel özellikleriyle katılacaklar, görevlerini yerine getirirken bağımsız ve
tarafsız davranacaklar ve görevlerini etkili bir şekilde yerine getirmeye müsait
olacaklardır.

5 GREVIO üyelerinin seçilme usulleri, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından,
Taraflara danışıldıktan ve Tarafların oybirliğiyle onayı alındıktan sonra, bu Sözleşmenin
yürürlüğe girmesinden itibaren altı ay içinde belirlenecektir.

6 GREVIO kendi çalışma esaslarını kendisi belirleyecektir.

7 GREVIO üyeleri ve, Madde 68’in 9. ve 14. fıkralarında belirtildiği şekilde ülke ziyareti
yapacak diğer heyet üyeleri, bu Sözleşmenin ekinde belirlenmiş olan ayrıcalıklardan ve
dokunulmazlıklardan yararlanacaklardır.



Madde 67 – Taraflar Komitesi

1 Taraflar Komitesi, Sözleşmeye Taraf ülkelerin temsilcilerinden oluşacaktır.

2 Taraflar Komitesi, Avrupa Konseyi Genel Sekreteri tarafından toplantıya çağırılacaktır. İlk
toplantısını, bu Sözleşmenin yürürlüğe girmesinden itibaren bir yıl içinde, GREVIO
üyelerini seçmek üzere yapacaktır. Müteakip toplantılar, Tarafların üçte birinin, Taraflar
Komitesinin Başkanının veya Genel Sekreterin talebi üzerine yapılacaktır.

3 Taraflar Komitesi kendi çalışma esaslarını kendisi belirleyecektir.



Madde 68 – Usuller

1 Taraflar, GREVIO’nun hazırladığı bir soru formunu esas alarak, Avrupa Konseyi Genel
Sekreterine, GREVIO tarafından değerlendirilmek üzere, bu Sözleşmenin hükümlerinin
uygulanabilmesini sağlayacak yasama tedbirleri ve diğer tedbirler hakkında bir rapor
sunacaktır.

2 GREVIO 1. fıkra uyarınca sunulan bu raporu, ilgili Tarafın temsilcileriyle birlikte
değerlendirecektir.

3 Daha sonraki değerlendirme faaliyetleri dönemler halinde yapılacak, bunların uzunluğuna
da GREVIO karar verecektir. Her dönem başında GREVIO, değerlendirmeye esas alınacak
spesifik maddeleri seçerek bir soru formu gönderecektir.

4 GREVIO bu izleme usulünü yürütebilmek için uygun araçları belirleyecektir. GREVIO her
değerlendirme dönemi için, Tarafların uygulamalarını değerlendirme prosedürüne esas
oluşturacak bir soru formu kullanabilir. Bu soru formu bütün Taraflara hitaben
hazırlanacaktır. Taraflar bu ankete ve GREVIO’dan gelecek bütün bilgi taleplerine cevap
vereceklerdir.

5 GREVIO, Sözleşmenin uygulamasıyla ilgili bilgileri, insan haklarının korunmasıyla görevli
ulusal kurumlar yoluyla olduğu kadar sivil toplum kuruluşlarından ve sivil toplumdan da
edinebilir.

6 GREVIO, bu Sözleşmenin ilgi alanına giren bölgesel ve uluslararası enstrümanlardan ve
kuruluşlardan elde edilecek mevcut bilgilere gereken önemi verecektir.

7 Her değerlendirme dönemi için soru formu belirlerken GREVIO, bu Sözleşmenin Madde
11’inde belirtildiği şekilde Taraflarca toplanmış olan mevcut verileri ve araştırmaları
dikkate alacaktır.

8 GREVIO, diğer uluslararası belgeler uyarınca oluşturulmuş kuruluşlardan olduğu kadar
Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiserinden, Parlamenter Asamblesinden ve Avrupa
Konseyinin bu konuda özelleşmiş birimlerinden bu Sözleşmenin uygulamaları hakkında
bilgi edinebilir. Söz konusu kuruluşlara iletilen şikayetler ve bunların sonuçları GREVIO’ya
bildirilecektir.

9 GREVIO, elde edilen bilgiler yetersiz ise veya 14. fıkrada hükmedilen koşullarda, ulusal
makamların işbirliği ve bağımsız ulusal uzmanların yardımıyla, ülke ziyaretleri
düzenleyebilir. Bu ziyaretler sırasında GREVIO’ya belirli konularda uzmanlaşmış kişiler
yardımcı olabilir.

10 GREVIO, değerlendirmeye esas alınan sözleşme hükümlerinin uygulamalarına ilişkin
incelemelerinin yer alacağı bir rapor taslağı hazırlayacak; bu taslakta, tespit edilmiş
sorunları söz konusu Tarafın ne şekilde ele alması gerektiğine ilişkin önerilerine ve
tavsiyelerine de yer verecektir. Bu rapor taslağı, hakkında değerlendirme yürütülen Tarafa,
yorumlarını almak üzere iletilecektir. Bu yorumlar, raporun kabulü sürecinde GREVIO
tarafından dikkate alınacaktır.

11 Elde edilen bütün bilgileri ve Tarafların yaptığı yorumları esas alarak GREVIO, raporu ve,
bu Sözleşme hükümlerini uygulayabilmek amacıyla Taraf ülkenin aldığı tedbirlere ilişkin
vardığı sonuçları, kabul edecektir. Bu rapor ve varılan sonuçlar, ilgili Tarafa ve Taraflar
Komitesine gönderilecektir. GREVIO’nun raporu ve varılan sonuçlar, söz konusu Tarafın
olası yorumlarıyla birlikte, kabul edildikten sonra kamuya açıklanacaktır.

12 1. ila 8. fıkralardaki usuller saklı kalmak üzere, Taraflar Komitesi rapora ve GREVIO’nun
vardığı sonuçlara dayanarak söz konusu Tarafa yönelik şu tavsiyeleri benimseyebilir: (a)
GREVIO’nun vardığı sonuçların uygulanması için alınması gereken tedbirlere ilişkin
tavsiyeler; gerekirse bunların uygulaması hakkındaki bilgilerin sunulması için bir tarih
belirlenebilir; ve (b) bu Sözleşmenin layıkıyla uygulanabilmesi için söz konusu Taraf ile
işbirliğini geliştirmeyi amaçlayan tavsiyeler.

13 GREVIO’ya, Sözleşmenin geniş çapta veya defalarca ihlalinin önlemesi veya sınırlanması
amacıyla derhal müdahale gerektiren sorunların bulunduğunu gösteren güvenilir bilgiler
ulaştığında, kadınlara yönelik ciddi, büyük çapta veya sürekli şiddet uygulanmasını önlemek için taraflarca alınan tedbirlere ilişkin özel bir raporun acilen sunulmasını talep
edebilir.

14 GREVIO, söz konusu Tarafın verdiği bilgileri ve kendisine ulaşan diğer güvenilir bilgileri
göz önüne alarak, bir veya daha fazla üyesini, bir soruşturma yapıp acilen GREVIO’ya rapor
etmek üzere tayin edebilir. Gerektiğinde ve söz konusu Tarafın rızası ile, bu soruşturma
kapsamında söz konusu ülkeye bir ziyaret de yapılabilir.

15 14. fıkrada sözü edilen soruşturmanın bulguları incelendikten sonra GREVIO bu bulguları,
kendi yorum ve tavsiyelerini ekleyerek söz konusu Tarafa, durum gerektiriyorsa Taraflar
Komitesine ve Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesine iletecektir.



Madde 69 – Genel tavsiyeler

GREVIO uygun düşen ve gereken her durumda, bu Sözleşmenin uygulamasına ilişkin genel
tavsiyeler belirleyebilir.



Madde 70 – İzlemede parlamentonun rolü

1 Ulusal parlamentolar, bu Sözleşmenin uygulanması için alınan tedbirlerin izlenmesine
katılmaya davet edilecektir.

2 Taraflar GREVIO raporlarını kendi ulusal parlamentolarına sunacaklardır.

3 Avrupa Konseyi Parlamenter Asamblesi, bu Sözleşmenin uygulamalarını düzenli aralıklarla
değerlendirmeye davet edilecektir.

X. Bölüm – Diğer uluslararası enstrümanlarla ilişkiler

Madde 71 – Diğer uluslararası enstrümanlarla ilişkiler

1 Bu Sözleşme, Sözleşmeye Taraf olan ülkelerin Taraf olduğu veya Taraf olacağı ve bu
Sözleşmenin ele aldığı konular hakkında hükümler içeren diğer uluslararası
enstrümanlardan doğan yükümlülükleri etkilemeyecektir.

2 Bu Sözleşmenin Tarafları, Sözleşmenin hükümlerini tamamlamak veya güçlendirmek veya
bu hükümlerle ifadesini bulmuş prensiplerin uygulanmasını kolaylaştırmak amacıyla
birbirleriyle, bu Sözleşmenin ele aldığı konularda iki taraflı veya çok taraflı anlaşmalar
yapabilirler.

XI. Bölüm – Sözleşmede yapılacak değişiklikler

Madde 72 – Değişiklikler

1 Taraflardan herhangi birinin bu Sözleşmede değişiklik yapmak üzere getireceği her teklif,
Avrupa Konseyi Genel Sekreterine iletilecek ve Genel Sekreter tarafından Avrupa Konseyi
üye Devletlerine, bütün imza sahiplerine, bütün Taraflara, Avrupa Birliğine, Madde 75’in
hükümleri uyarıca bu Sözleşmeyi imzalamaya davet edilen Devletlere ve Madde 76’nın
hükümleri uyarınca bu Sözleşmeyi kabul etmeye davet edilmiş bütün Devletlere
gönderilecektir.

2 Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, değişiklik teklifini değerlendirecek ve, bu Sözleşmenin
Avrupa Konseyi üyesi olmayan Tarafların görüşünü aldıktan sonra, Avrupa Konseyi
Kuruluş Belgesi Madde 20.d’de belirtildiği şekilde çoğunluk sağlayarak değişikliği kabul
edebilecektir.

3 Bakanlar Komitesi tarafından 2. fıkraya göre kabul edilen değişiklik metni, onaylanmak
üzere Taraflara gönderilecektir.

4 2. fıkraya göre kabul edilen herhangi bir değişiklik, tüm Tarafların onaylarını Genel
Sekretere bildirdikleri tarihten itibaren bir aylık sürenin bitimini izleyen ayın birinci günü
yürürlüğe girecektir

XII. Bölüm – Son maddeler

Madde 73 – Bu Sözleşmenin etkileri

Bu Sözleşmenin hükümleri, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önlemeye ve bunlarla
mücadeleye çalışan kimselere daha uygun haklar tanıyan veya tanıyacak olan iç hukuk
hükümlerinin ve halen yürürlükte olan veya yürürlüğe girme ihtimali bulunan bağlayıcı
uluslararası enstrümanların hükümlerinin uygulanmasını engellemeyecektir.



Madde 74 – Uyuşmazlıkların çözümlenmesi

1 Taraflar, bu Sözleşmenin hükümlerinin uygulanması veya yorumlanmasında ortaya
çıkabilecek herhangi bir uyuşmazlığı karşılıklı olarak görüşerek, uzlaşarak, bir hakeme
başvurarak veya karşılıklı olarak anlaşarak belirleyecekleri herhangi bir barışçıl yoldan
çözümlemenin yollarını arayacaklardır.

2 Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, anlaşmazlığa düşen Tarafların başvurabileceği,
tarafların üzerinde mutabık kalmaları halinde, çözüm yöntemleri oluşturabilir.



Madde 75 – İmzalama ve yürürlüğe girme

1 Bu Sözleşme Avrupa Konseyi üye Devletlerinin, hazırlanma sürecine katılmış üye olmayan
Devletlerin ve Avrupa Birliğinin imzasına açılacaktır.

2 Bu Sözleşme onaya veya kabule tabidir. Onay veya kabul belgeleri Avrupa Konseyi Genel
Sekreterliğine teslim edilecektir.

3 Avrupa Konseyi üye devletlerinden en az sekizi dahil olmak üzere, Sözleşmeyi imzalayan
10 devletin, 2. fıkranın hükümleri uyarınca Sözleşmenin bağlayıcılığına rıza gösterdiklerini
ifade etmelerinden itibaren üç aylık sürenin bitimini izleyen ayın birinci günü yürürlüğe
girecektir.

4 1. fıkrada söz edilen ve Sözleşmenin bağlayıcılığına rıza gösterdiğini sonradan bildiren
devletler veya Avrupa Birliği açısından Sözleşme, onay veya kabul belgesinin teslim
tarihinden itibaren üç aylık sürenin bitimini izleyen ayın birinci günü yürürlüğe girecektir.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

Konu galipyetkin tarafından (27. August 2020 Saat 10:00 AM ) değiştirilmiştir.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
nisa, suresi


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 09:56 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam