29. October 2016, 06:42 AM | #21 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 817
Tesekkür: 0
157 Mesajina 225 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Alıntı:
ve "KADININ ADI yok" derken sözünü ettigim budur. Lütfen bakar misiniz iffetlerini koruyanlar "inanan KADINLAR ve erkekler"dir, dolayisiyla iffetlerini eslerinden ya da sözlesmelerinin sahip olduklarindan korumayanlar da onlar oldugu halde sayin Hakki Yilmaz'a göre sözlesmelerin sahip olduklari yalnizca inanan erkeklerin kadinlaridir, inanan KADINLAR için sözlesmelerin sahip oldugu erkekler olamaz. Kisacasi inanan KADINLAR 23:6'da yani Allah'in indirdigi ayette var, Hakki Yilmaz'in tahlilinde yok. |
|
29. October 2016, 07:26 AM | #22 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Gelelim surenin ilgili ayetlerine:
Dikkat edilirse bu ayetlerde kadın hakkında hiçbir ifade yok iken, akılları-başları apış arasına düşmüş olanlar ara/mesafe anlamına gelen "furuc-ferc" ifadesini "apışarası/cinsel organ" diye, "ezvac"ı eşleri/karıları, "vema meleket eyman"ı da cariye veya "kapatma" diye çeviriyorlar ve bu ifadelerle ayette olmayan "kadını", kadın anlamını meallere sokuşturuveriyorlar. Halbuki dikkat edin 4. ayette bu kişilerin sadaka verenler/devlete çalışanlar değil de zekat verenler, yani zekatı İslamın emirlerine uygun veren/mümin serbest ticaret erbabı olduğu bildiriliyor. "Zekat verenler" ifadesinin oraya konmasının bir amacı var, iş olsun diye konulmamış; ayetin anlamı bu ifade ile izah ediliyor. İffetli olmaları da verecekleri zekattan tırtıklamadıklarını, zekatı zimmetlerinde tutmadıklarını gösterir. İffet de ekonomik bir tabir olup, ırz ile namus ile bir ilişkisi yoktur. Bu nedenle: Bunların "eşleri", yani aynı işi beraber yaptıkları "ortakları"dır. Bunların "vema meleket eyman"ları da "işçileri"dir. İşte bu mümin serbest meslek erbapları, diğerleri ile yani uygun zekat vermeyenler ve müşrikler ile aralarını, aralarındaki mesafelerini koruyanlardır. Ayetin apış arası ile hiç ilgisi yoktur. Tek ilgisi sapıkların sapıkça düşünce tarzlarını bizimkilerin de sorgulamadan kabul edip meal propogandası yapmaları. Mümin işverenlerin ,Müslüman olmayabilen, fakat uygun zekat veren ortakları ve işçileri ile aralarındaki münasebetleri, bu durumdan, yani aralarına bir mesafe koyup da onu korumaktan müstesnadır ve bu istisna nedeniyle kimse mümin işverenleri kınayamaz. Fakat mümin işverenler bu münasebetlerin dışına taşarsa gösterilen tolerans sınırını aşmış olurlar ve kınanırlar. Bana göre ayetlerin anlattığı bu. Bir başka şey de iş hayatında Müslümanlar Müslüman olmayanları işine ortak veya işçi olarak alabiliyorlar ve bu kınanma gerektirmiyor. Saygılarımla. Galip Yetkin. Konu galipyetkin tarafından (28. October 2017 Saat 05:40 PM ) değiştirilmiştir. |
galipyetkin Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | bartsimpson (29. October 2016) |
29. October 2016, 10:19 AM | #23 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 817
Tesekkür: 0
157 Mesajina 225 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Edip Yüksel
BASÖRTÜSÜ konusunda bi makale yazmis: BASDÜRTÜSÜ. Sonra Mustafa Islamoglu ile yazismis, "Nûr 30-31'deki FERC aslinda iki seyin arasidir" demis Edip. Islamoglu: Bunu da nerden çikardin? Edip Yüksel: Hasan Akay'dan aldim. Edip Bey bunu sanal ortamda anlatinca, "Bari adimi dogru yazsaydin," dedim. "Benim adim Akay degil, benim adim Akcay." Biraz gülümseyelim diye anlatiyorum bunu ama dogrudur, FERC iki seyin arasidir. Örnegin çatlak, yarik. Bkz Kâf 6. Halk ona apisarasi der çünkü insanin apisarasindaki organi bi tür yariktir. Bkz Elmalili. Çogulu: furûc. Inanan erkekler "apisaralari"ni saklasinlar -yahfezû "furûc"ehum (Nûr 30) Inanan kadinlar "apisaralari"ni saklasinlar -yehfezne "furûc"ehunn (Nûr 31) Bisey daha: FERC iffet diye tercüme edilir ama iffet degildir, basbayagi "apisarasi"dir. O yüzden bakin, örnegin ameliyat masasinda apisaramizi doktorlara teslim ederiz ama iffetimizi asla. |
Hasan Akçay Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | dost1 (29. October 2016) |
29. October 2016, 11:38 AM | #24 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Sayın Mevlüt Erten'den bir kısım alıntı.
........ Zevc kelimesi, Kur'an'da fıil formu dışında zevc (tekil) zevceyn (ikili) ve ezvac (çoğul) isim formlarında çok kullanılan kelimelerden birisidir. Kur'an'ın Türkçe çevirilerinde bu kelimenin Kur'an'da kullanıldığı diğer anlamları dikkate alınmadan kelimenin Arapça'daki belirli anlamlarından olan çift ve zevce (hanım) anlamı ön plana çıkarılmış bunun bir sonucu olarak da mütercimler Kur'an'da gecen bir çok zevc kelimesine çift ve zevce anlamını vermişlerdir. Dolayısıyla da okuyucuların yanlış anlamalarına yol açmışlardır. ......... Zevc kelimesi tekin(fert) zıddıdır. Şöyle denir : Zevc(çift) veya ferd(tek). İşte eşlerden her birine zevc (karı-koca) denir. Birbiri ile ilişkili olan her iki şey ister aynı olsunlar isterse zıt olsunlar onlara zevcan (çift) ve onlardan her birine de zevc denir. Bu anlamda zevcan ikiyi, zevc de teki ifade eder. Çağulu ezvactır. ........... zevc kelimesi çift olmayı ifade eder. Kelime, tekil formunda kullanıldığında, çifti oluşturan elamanlardan biri, yani teki anlatmaktadır. Fakat anlam olarak çiftİn her iki elamanını da kapsar niteliktedir. Zevcan-zevceyn şeklinde kullanıldığında ise çift anlamında çifti oluşturan elamanlardan her ikisini de içerir nitelikte iki anlamdadır. dolayısıyla zevc kelimesi, tekin zıttı, KENDİSİNİN EŞİ OLAN TEK'dir. Dolayısıyla zevc kelimesi, tekin zıttı, kendisinin eşi olan tekdir. Buna göre zevc kelimesinin anlarnlarını şöyle tespit edebiliriz: l- Eş -biri diğerini tamamlayan- dişi/erkek, (karı-koca), 2- çift, 3- cins, tür, çeşit, 4- sınıf,grup, topluluk, 5- BENZERİ. Benim kanaatımca 1. sıradaki (karı-koca) ifadesi (erkek-dişi) olmalıdır. Çünkü Allah insanları "karı-koca" olarak yaratmamış fakat "erkek ve dişi"olarak yaratmıştır. İnsanlar her zaman evlenmezler veya evli kalmazlar. Ama her zaman erkek veya dişidirler. Eşyalar da öyledir. Birbirlerini tamamlarlar ve birlikte gördükleri işlere göre bazısı erkek bazısı dişidir; biri erkek diğeri dişidir. Mekanikerler, teknisyenleri, işçileri ve mühendisleri bu durumu iyi bilirler. Saygılarımla. Galip Yetkin. Konu galipyetkin tarafından (3. February 2018 Saat 12:12 PM ) değiştirilmiştir. |
29. October 2016, 12:28 PM | #25 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Kuran İncelemesi Org Sitesinden bir alıntı
..............Sonuç olarak “vemâ meleket eymânukum” ifadesinin "mot-a-mot"/kelimesi kelimesine çevrilemeyeceğini ve bir sözleşme-akit-yemin durumu altında olma durumunu ifade ettiğini, bunun bütünsel mantık içerisinde çelişkisiz bir şekilde ele alındıktan sonra, kurulan o mantığın dışına çıkmamak kaydıyla, ayeti kendi özeli içinde çevirmek gerektiğini anlamış bulunuyorum. Yani duruma göre “vemâ meleket eymânukum” kişinin nikahlı eşi, ailesi, evinde kalan bir misafir, evdeki SÖZLEŞMELİ ÇALIŞAN, eski zamanlarda savaş esiri olarak alınmış kişi ya da köleliğin kalkmadığı zamanlarda hakikaten kadın veya erkek köle olabiliyor. Ama “vemâ meleket eymânukum”ü kendisiyle özgürce cinsel ilişkiye girilebilecek kadın köle olarak çevirmek bu bütünsel mantıkta “asla” yapılamayacak olanı… Şimdi şu tabloya dikkat buyurun: İki ayet de kelimesi kelimesine birbirinin aynı. Yorum sizin. Mü'minun/6 ( İllâ alâ ezvâcihim ev mâ meleket eymânuhum fe innehum gayru melûmîn(melûmîne).) ile birebir aynı olan ayet; Mearic / 30 ( lllâ alâ ezvâcihim ev mâ meleket eymânuhum fe innehum gayru melûmîn(melûmîne).) Yaşar Nuri Öztürk: Mü'minun/6: Eşleri yahut akitleri aracılığıyla sahip bulundukları müstesnadır. Bu durumda kınanmış değillerdir onlar. Abdullah Parlıyan: Mü'minun /6:Ancak eşleri ve sahip olduğu cariyeler hariç, bunlarla olan ilişkilerinden dolayı kınanmazlar. Yaşar Nuri Öztürk: Me'ariç /30 : Ancak onlar, eşleriyle, akitlerinin sahip olduğu şeyler konusunda kınanamazlar. Abdullah Parlıyan: Me'ariç /30: Ancak eşleri yani nikah yoluyla ve meşru şekilde sahip olduğu ayrı… O zaman onlar kınanmazlar. Yaşar Nuri Öztürk'ten bir başka müminun tercümesi Mü'minun-6: Eşleri yahut akitleri aracılığıyla sahip bulundukları müstesnadır. Bu durumda kınanmış değillerdir onlar. Görülüyor ki ne olurlarsa olsunlar ezberlerini bir türlü bozamıyorlar. Saygılarımla. Galip Yetkin Konu galipyetkin tarafından (13. December 2017 Saat 12:15 PM ) değiştirilmiştir. |
25. October 2017, 04:49 AM | #26 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 817
Tesekkür: 0
157 Mesajina 225 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Mü'minûn
5, 6, 7 Hakkı Yılmaz'ın çevirisi: -Ve onlar, iffetlerini koruyan kimselerdir, -Eşleri veya yeminlerinin sahip oldukları ayrı, çünkü bundan dolayı kınanamazlar, oysa bunun ötesine gitmek isteyenler, işte onlar, sınırları aşanların ta kendileridir.- Hakkı Yılmaz'ın "tahlil"li: Ayette bu kadınların veya ifadesiyle ikinci bir grup sayılması ...mehir açısından o günün örfünde asıl hemşehrileriyle eşit olmamalarından kaynaklanmaktadır. Hayır, ayette asıl söylenen şudur: Apışaralarını (Elmalılı) saklayanlar KADINLAR dahil bütün mü'minlerdir, dolayısıyla apışaralarını eşlerine veya "mâ meleket eymân"larına açanlar KADINLAR dahil bütün mü'minler. Burada veya hem o hem o şeklinde bir kıyak değil. ya o ya o şeklinde SEÇENEK bildiriyor. İnanan erkeklerin de inanan KADINLARIN da cinsel ilişkide bulunması caiz olan, yalnızca 1 (bir ) kişidir: ya o veya o. O kıyak geleneksel kabulün zırvasıdır. |
26. October 2017, 01:51 AM | #27 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 817
Tesekkür: 0
157 Mesajina 225 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Beşer şaşar demişler.
Hepimiz beşeriz, yanılırız Ama sayın Hakkı Yılmaz'ın 23:6'ya getirdiği yorum sanki yanılgı değil de çok eşlilik Allah'ın hükmüdür iddasının onaylanmasıdır. Önce ayetteki "Mü'minler ırzlarını koruyanlardır" ifadesinden inanan KADINLARI dışlayıp ırzlarını koruyanlar yalnızca ERKEKLER imiş gibi gösteriyor. böylece "ama mü'minlerin eşleri veya yeminlerinin sahip oldukları ayrı" ifadesi "yalnızca erkeklerin eşleri veya yalnızca erkeklerin yeminlerinin sahip oldukları" olup çıkıveriyor, KADINLARIN eşleri veya kadınların yeminlerinin sahip oldukları diye bişey yok. Sonuç? Geleneksel çarpıtma: İnanan erkeklerin HEM eşleriyle HEM yeminlerinin sahip olduklarıyla (cariyeleriyle) cinsel ilişkide bulunmaları caizdir. Sayın Hakkı Yılmaz'ın bu çarpıtmaya getirdiği tek yenilik 4:25'e yaptığı göndermedir: Erkekler yeminlerinin sahip olduğu kadınlarla evlenmek için o kadınların ailelerinden izin alacaklar (4:25). Yani erkeklerin yeminlerinin sahip olduğu kadınları, o kadınların ailelerinin izniyle, ikinci eş olarak nikahlayıp onlarla cinsel ilişkide bulunmaları caizdir. Peki, Allah'ın indinde caiz midir? Elbette caizdir, tıpkı inanan kadınların eşleriyle VEYA yeminlerinin sahip olduğu erkeklerle (erkek köleleriyle) cinsel ilişkide bulunmarı nasıl caizse. Profesör Abdülaziz Bayındır videoya alınan bir açıklamasında o yüzden soruyor: Erkeklerin zevcelerine ek olarak dişi köleleriyle cinsel ilişkide bulunmaları caiz olduğuna göre kadınların da kocalarına ek olarak erkek köleleriyle cinsel ilişkide bulunmaları caiz midir? Yoo hayır. Neden yooo hayır? 23:6'dan o hüküm çıkarsa bu hüküm de çıkar! . Konu Hasan Akçay tarafından (26. October 2017 Saat 01:10 PM ) değiştirilmiştir. |
27. October 2017, 12:44 AM | #28 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 817
Tesekkür: 0
157 Mesajina 225 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Alıntı:
"Müminlerin yeminleri kimlere malikse onlar"ın 23:6'da görüldüğü üzere ezvâc-eş alınmış olanları var, 4:25'te görüldüğü üzere HiMAYE altına alınmış olanları var. Sayın Hakkı Yılmaz'ın tefsirinde bunlar karıştırılmış görülüyor. İnanan bir erkek ve inanan bir KADIN 23:6'da sözü edilen yemin nikahlı kişiyle birilerinden izin alarak mı evlendi ya da o kişi sığınmacı idi de (60:10) mü'min onunla doğrudan mı evlendi... bunun önemi yok çünkü konu bu değil. Burada konu mü'min bir erkek ve mü'min bir KADIN apışarasını KiME açabilir. Ayetteki cevap: Yalnızca 1 (bir) kişiye açabilir yani ya olağan nikah ile evlendiği eşine veya yemin nikahı ile evlendiği eşine. Yoksa Profesör Abdülaziz Bayındır'ın sorusuna verecek cevap bulamazsınız. . Konu Hasan Akçay tarafından (27. October 2017 Saat 05:51 AM ) değiştirilmiştir. |
|
1. November 2017, 06:43 PM | #29 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Bir eleştiri yapacağım.
Bu eleştiri tanıdığımız kişileri hedeflemiş değildir. Belki eleştirdiğim konunun müdafaasını yapmakta olabilirler ama dediğim gibi onlar özele alınmış hedefler değiller. Genel anlayışa eleştiridir yaptığım. Ahzab:-35. Diyanet İşleri. Şüphesiz müslüman erkeklerle müslüman kadınlar, mü’min erkeklerle mü’min kadınlar, itaatkâr erkeklerle itaatkâr kadınlar, doğru erkeklerle doğru kadınlar, sabreden erkeklerle sabreden kadınlar, Allah’a derinden saygı duyan erkekler, Allah’a derinden saygı duyan kadınlar, sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkeklerle oruç tutan kadınlar, namuslarını koruyan erkeklerle namuslarını koruyan kadınlar, Allah’ı çokça anan erkeklerle çokça anan kadınlar var ya, işte onlar için Allah bağışlanma ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır. Bu ayette görüyoruz ki kadın ile erkek her yönden eşit. Bu meallendirmede "iffet " ifadesi "namus" diye çevrilmiş. Gerek Mü'minun, gerek Nisa vs. surelerinin meallerine baktığımızda kadınların apış aralarını herkese açtığını, bunun yanlış olduğunu, apış arasını yalnızca şu, şu ....kişilere açabileceğini söylüyorlar. Ya erkekler....? Her şey serbest. Fakat meal öyle söylemiyor. İkisi de eşit. Ama, yaşantıda kadınlar orospu. İğfal edilseler bile recm edilirler; erkeklerin sırtı sıvazlanır. Neredesiniz bayanlar. Ahzab :-35'i bir daha okuyalım. Ne diyordu: ...namuslarını koruyan erkekler.... Bu erkekler kadınları eve hapsederek ve isimlerini "iffet" koyarak mı namuslarını koruyacaklar. Eve kapatılmış 4 karı, yanında sayısız cariye ve odalık ve bir tane herif........ Ne diyor Ahzab 35 meali? ....Sadaka/Zekat veren erkekler, sadaka/zekat veren kadınlar...... Şu halde, sadaka/zekat verebilmesi için bir kadının çalışıp para kazanması ve bu kazancının vergisini/zekatını vermesi gerekir. Kadın çalışır mı ya! Erkek adam, ayet öyle yazsa bile karısını çalıştırır mı? Birisi yan bakarsa acaba karı meyil eder mi? Erkeğin namusu lekelenmez mi. Erkeğin kendine has kişiliği ve namusu yok mu ki onları kadına bağlıyorlar? Ne diyorsun.....!? Kadına mı bağlı.....? Yok ya.....! Erkek adam gereğinde karıyı-kızını döver de, öldürür de.... Boru mu bu....! Adamın namus işi. Eğer "iffet" kelimesine "namus" manasını verirseniz kelime oyunları ile "kadınları" Allah'ın ayetlerine rağmen Allah'a isyankar ilan edersiniz. "İffet" kelimesinin ayetlerdeki anlamlarının "cinsel namus" olmadığını izah etmek için devam edeceğim. Saygılarımla. Galip Yetkin. Konu galipyetkin tarafından (13. December 2017 Saat 12:42 PM ) değiştirilmiştir. |
1. November 2017, 09:53 PM | #30 |
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.020
Tesekkür: 3.570
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 |
Selamun aleyküm, değerli kardeşlerim,
Kur'an'ın hiçbir ayetinde iffet sözcüğü geçmez. Bu sözcüğün de türetildiği kendinde olanla yetinme vb anlamlardaki - ayın,fe,fe- kök harflerinden türemiş dört ayet vardır. Bakara 273, Nisa 6, Nur,32-33. Meallerde kullanılan iffet sözcükleri Türkçedeki kullanımıyla Arapça anlamını karşılamamaktadır. Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle, Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay |
Bookmarks |
Etiketler |
giriş, mü’minun, suresine |
|
|