14. January 2013, 09:13 AM | #21 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
Alıntı:
|
|
merdem Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | aorskaya (15. January 2013) |
14. January 2013, 09:46 AM | #22 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
Victor Hugo / Sefiller
Sunu da belirtmek isterim, islami bir ortamda gecmedi cocuklugum ve gencligim. Ama yinede kendime göre görüslerimi olusturdum.
Ilk okudugum roman Victor Hugo' nun Sefiller kitabiydi. Romanda gecen insafliksizlari, haksizliklari, sefilligi, öksüzlerin acilarini, kadinlarin caresizligini vb. bir cok manevi duygulari iceren olaylari büyük bir aci ile okudum gözyaslari icinde. Hayatin zorlugunu, insanlarin suistimalliklerini derin bir sekilde izdirap icinde izledim. Uzun zaman tesirinden kurtulamadim. Her insanda ayni tesiri birakmaz, kimisi laf olsun torba dolsun diye okur, kimisi okuduklarindan ders almak bir seyler ögrenmek icin okur. Insanoglu hangi sartlar altinda olursa olsun, nerede yetisirse yetissin Rabbini tanimasi icin sonsuz yollar vardir. Hangi kaynak olursa olsun ilham alinacak sonsuz örnekler vardir. Insan insan oldugunu hic bir terbiye görmedende anliyabilir, kendini yetistirebilir. Illede cogunlugun ardindan gitmesine lüzum yoktur. Belki siz okumamistir, kis bir özet sunayim: Yazar, Sefiller‘i on dört yılda tamamlamıştır. Sefiller Romanında, bir suçlunun yaşam öyküsü anlatılmıştır. Victor Hugo, bu romanda yoksul, kenar mahalle yaşamını toplumcu bir gözle incelemiştir. Sefiller, toplumsal bir belge niteliğinin yanında, oldukça sürükleyicidir. Victor Hugo‘nun bu eserinde roman kahramanı, Jean Voljean’dır. Ekmek çaldığından, kürek cezasına çarptırılır. Kaçmaya kalkınca 19 yıl ceza çeker. Hapisten çıkınca kimse ona iyi davranmaz. Bir psikopos onu, evine aiır. Şamdanlarını çalar, yakalanır. Psikopos şikayetçi olmak bir yana iki şamdan daha armağan eder. Bu olay yaşamın dönüm noktasıdır. Adını Medeleıne olarak değiştirir. Zengin olur. Belediye başkanı seçilir. Fantin adlı bir kadını Komiser Javert’in elinden kurtarır. Javert, onun kimliğini, merak etmektedir. Jean Voljean adında birinin yakalandığını öğre*nince, kendi adına suçsuz birinin yakalanmasına razı olmaz. Komiser Javerte teslim olur. Bir süre sonra tekrar hapisten kaçar. Fantine’in kızı Cassette’i büyütmek istese de, Javert yine peşinde*dir. Bir manastırda yaşar. Bu arada Cossette büyür ve Marius adında bir üniversite öğrencisine aşık olur. İhtilal başlamıştır. Cumhuriyetçilerce yakalanan Javert’in İdamından önce kaçmasına göz yumar. Vicdan azabı ve minnettarlık duyguları içinde görevini yapamadığını hisseden Komiser Javert Seine nehrine kendini atarak intihar eder. Marius’la Cossette evlenir. Yaşlı Jean Valjean öldüğünde başucunda piskoposun verdiği şamdanlar yanmaktadır. |
merdem Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | dost1 (14. January 2013) |
15. January 2013, 01:04 PM | #23 | |||
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17 |
Alıntı:
Aslında, yazıma alıntı yaparakmı yoksa, doğrudan girip sonra alıntılayarakmı devam edeyim diye terddüt etmekteyken bu alıntı ile başlamayı uygun gördüm. Bu başlıkta geçen bütün yazıları baştan sona okudum. Konuya ilişkin öğrenme/öğretme amacından ziyade daha çok kişisel çekişmelere düşülen durumları gördüm. Bu duruma gelinmesine sebep olan kısımları incelediğimde üzülerek bir hususu tespit ettim. Sevgili Galip kardeşim, Siz, hangi konuda olursa olsun, sizin görüşlerinize uymayan bir görüş beyan edildiğinde, bu görüşü yine konuyla ilgili delillerinizi, kendi anlayışlarınızı ortaya koyarak çürütmek yerine, görüş sahibini görüşü yüzünden küçük gören tavırda yazılarla sorular yönelterek şüpheye düşürmeye çalışıyorsunuz. Ben de şahsen bu tutumunuzla ilgili olarak daha önce de sizi tenkit etmiştim. Aslında, burada yazdıklarım yanlış algılanarak, tartışmayı daha da büyütecek şeylerden kabul edilecekse de ben aynı görüşte olmayacağım. Tartışma olmasın, konu uzamasın diye bir şeylerin üstü kapatılıp görmezden gelindikçe, bu yaklaşımda olan kimselerin hatalarını görme imkanı olmayacağından hep benzeri davranışlara devam edeceklerdir. Ama, rabbin şahitliğini de unutmadan, haksız olanı ve haklı olanı açıklamaya çalışmak burada tanık olan herkesin görevidir. Ben de bu nedenle kendime göre haklı-haksızı göstermek ve haksız olanın hatasını düzeltmesine yardımcı olmak istiyorum. Tartışmaları yatıştırmak, ortadan kaldırmak gerektiğinden, yanlış anlaşılacak olsam dahi doğruları söylemem gerekirse, bu durum galip kardeşimin aynı düşünmeyen kardeşimize üslübundan, yanlış yaklaşımından kaynaklanmaktadır. Şimdi son olarak yukarıya alıntıladım yazınızdaki tutarsızlığı delil olarak göstermek ve hatanızı görmenizi beklemeyi düşünüyorum. 1- Alıntı:
2 - Alıntı:
Artık, ciddi olarak yazarların fikirlerine karşı tutumunuzu gözden geçirmenizi ve sadece yanlış bulduğunuz kısmı alıntılayarak, doğrusunu yazmanız gerektiğini umarım görür ve bundan sonra böyle yapabilirsiniz. selamlarımla, aorskaya |
|||
15. January 2013, 01:10 PM | #24 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17 |
Alıntı:
Karşılıksız olarak yapılan eziyet durumu yoksa, siz nasıl başdaştıramadığınızı açıklayabilirmisiniz? Suçlu birine, suçu karşılığı belirlenen ceza ona eziyet değilmidir? Aynı kimse suçlu iken, tövbe ile af dileyip gerçekten pişmanlığını gösterse ona merhamet edilmesi anlaşılamaz, kabul edilemez şeymidir? selamlar, aorskaya |
|
15. January 2013, 01:15 PM | #25 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17 |
Alıntı:
Bu konudan bağımsız olarak güncelö bir durumu örnekleyerek size bir soru soralım. Sizin önemli tutarda paranızı çalan bir hırsıza verilen hapis cezası da ona yapılan bir eziyet değilmidir? Eziyet sadece, şahsın vücuduna vurulan darbe, yada başka etkiler sonucumu olur? Size hırsıza verilen hapis cezası yeterliyse, siz zalimmi olursunuz? selamlar, aorskaya |
|
15. January 2013, 01:18 PM | #26 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17 |
Alıntı:
Kuranda zina edenlere 100 sopa yerine 100..... ne vardır? Şimdi bari bunu delillerinizle açıklarmısınız? Size göre 100 sopa yoksa ne vardır? selamlar, aorskaya |
|
15. January 2013, 01:29 PM | #27 | |||
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17 |
Alıntı:
Hayır, eş tutmuyor. Aksine bu sözüyle türbanlıları, meclise girmede eşcinsellerden daha öncelikli, daha hak sahibi bulan laflar etmiş! "Türbanlıları bile .... almıyorlar" sözünde, onların kendilerinden önce alınması gerekenler olduğunun kabulü vardır. Alıntı:
Cemil İpekçi, türbanlıların mecliste işi yoktur dememiş, aksine onların meclise alınmadığını örtülü bir şekilde eleştirmiş görülüyor. Alıntı:
Fazla söze gerek varmı kardeşim? selamlar, aorskaya |
|||
15. January 2013, 01:40 PM | #28 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17 |
Alıntı:
Müslümanlar için Zinanın cezasının ne olduğunu bilmek ayrı, bunun uygulanabilir olduğunu bilmek ise ayrı bir şeydir. Günümüzde, gerçek anlamda islam ülkesi olmadığından, zina cezasının da kuranda belirtildiği gibi uygulanmasını beklemek saflık olur. Elbette, islami yasaların olmadığı ülkelerde, ceza hukukuda yine islami olmayacaktır. Ancak, rabbimizin zina için belirlediği cezanın 100 sopa olması ve islam ülkesi olması halinde her dönem de geçerli olduğunun bilinmesi gerekir. Üstelik toplumda herkesin göreceği biçimde ve acıma tutmadan uygulanması yapılmalıdır. "Öyle, alan razı veren razı" gibi yorumlarla olay hafifletilemez. Zina ve sonuçları üzerinde yeterince düşünülmezse, bunun sakıncaları farkedilemez, önemi kavranamaz ve bu tür bahaneler bulunur. Halbuki, zinanın ürünü olan çocukların bakımı, eğitimi dahil gelişimi, topluma kazandırılmasında sorumluluk alınıp alınmaması sadece sorunlardan bir tanesi olarak düşünürseniz, olayın vahametini anlayabilirsiniz. Ayrıca, islamda her durumda sadece şahitlik değil, kanıt olması halinde buna gerek olmadığı da bilinmelidir. Bu nedenle, şahit gereği ve şahit bulunması için ya uluorta yada porno görüntülere ihtiyaç yoktur. Yine, 60-70 lik azgınların, küçük kızları kandırıp, yada zora sokup cinsellik yaşaması ise zina bile değildir. Bu en az bir tecavüzdür. Başka zorlamalarda dikkate alınarak tecavüze eklenmek suretiyle cezalandırılmaları gerekir. selamlar, aorskaya |
|
15. January 2013, 02:29 PM | #29 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
Alıntı:
|
|
15. January 2013, 02:44 PM | #30 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17 |
Sevgili merdem kardeşim,
Bir kimsenin yanlış olması ayrı bir şeydir, söylediklerinin doğru yanlış olması ise ayrı bir şeydir. "Bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir" lafını hatırlarsak, bu kimsenin de doğru şeyler söyleyebileceğini anlayabiliriz. Yanlış olan bu kimse, şimdi dinen doğru olan bir şeyi savunsa, o savunuyor diye siz vazmı geçebilirsiniz? Ayrıca, kişinin yanlışları yanında doğrularını da gizlemeden söyleyebilmek hakkın şahitliğini bilen bizler içinde zorunluluktur. Bu kimsenin durumu elbette bazılarının kabul ettiği gibi bir hastalık olmadığını biliyorum. Bu sapıklıktır ve bunun gibilerden oluşan bir kavim düzelmeyeceği kesinleştiğinde helak edilmiştir. Kendisi son derece çirkin, yanlış bir tercih içindeyse de, belki de samimi olarak tövbe edebilecek kimselerdendir. Bunu biz bilemeyiz. Bu yüzden, onun bu durumu kabul etmesine engel olacak durumları da yaratmaktan kaçınmalıyız. Yanlış olduğunu kurana göre söyleyip, savunabilmeliyiz. Ama başkaca şey yapmamıza gerek yoktur. Ayrıca benim; "doğru herkese aittir, kimde görülürse alınmalıdır, yanlış sahibine aittir, ulemada da olsa kaçılmalıdır." şeklinde bir anlayış kabulüm vardır. Bunun da çok doğru olduğunu sanıyorum. Kısaca, İpekçi yanlış yaşayan birisi olarak doğru sözler edebilir, doğru sözlerini kendinden bağımsız olarak değerlendirmek kabul etmek gerekir. Son olarak; bu kimsenin sözlerini açıklamamdan, onu türbanlıları savunduğunu çıkardığım falan anlaşılmamalıdır. Sadece kendinden önce meclise girmelerini haklı gördüğünü sözlerinden anladığımı bir kere daha belirtmek isterim. selamlar, aorskaya |
Bookmarks |
Etiketler |
ilişkiler, sapık |
|
|