26. February 2015, 03:46 PM | #21 | |
Katılımcı Üye
Üyelik tarihi: Jul 2012
Mesajlar: 75
Tesekkür: 44
7 Mesajina 8 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
Alıntı:
Özellikle düşünme konusundaki çıkarım-yorum biraz farklı geldi bana. Kırmızı ve mavi renkle işaretli kısımlarda ufak bir çelişki var gibi. Kısa ifadeyle düşünmenin kaynağının dış uyaranlara(veya duyu organları ile algılamaya) bağlı olduğu belirtilerek, ağırlıklı olarak "bilinçaltı beyin fonksiyonları", düşünme şeklinde tanımlanmış. Bunun yanında "kontrol edilemeyen ve her koşulda çalışan bir fonksiyon" olduğu da yazılmış. Ben mavi yoruma daha çok katılıyorum. Çünkü düşünme fonksiyonu sadece insana özgü bir mekanizma değil. Tek hücreli bakteriden tutun, sürüngeninden uçanına, insana kadar her canlıda bu mekanizma görülüyor. Buna psikolojide "içgüdü" de deniyor. Dolayısı ile uzaya veya herhangi bir hissiz ortama tek hücreli bakteriyi koyalım. Bu mekanizma muhtemelen yine çalışacaktır. Ancak, bu bakteri sıfırdan inşa olmaya(biyolojik yaratılmaya) başlarken bu hissiz ortamda bırakılsa ve dışarıdan hiçbir uyarana maruz kalmadan gelişmesi sağlansa dahi, bu gelişme süreci de kendi içinde bir mekanizma olduğundan, can verilen her varlık otomatik olarak hislerle donatılmış olur. Ve kendi içgüdüsü(beslenme, hayatta kalma güdüleri gibi) de, dolayısıyla düşünme mekanizması da inşa olur.Ve ister istemez (bilinçsiz) düşünme mekanizması başlar. Bu konular için "düşünme", "bilinç"(alt/üst bilinç), "içgüdü" gibi kavramlar da irdelenmeli. Sizin "tefekkür" tanımınız daha çok "üst bilinç" tanımına yakın duruyor. Bu konulardaki görüşünüz nedir? Selam ve saygılarımla,
__________________
1:6 İlet bizi O dosdoğru yola... Konu han tarafından (26. February 2015 Saat 03:49 PM ) değiştirilmiştir. |
|
27. February 2015, 09:12 AM | #22 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: May 2014
Mesajlar: 299
Tesekkür: 8
56 Mesajina 69 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 21 |
Başlık konusuna odaklanılmasını talep ediyorum çünkü önemli bir tez içeriyor:
- İster güzel düşünüp güzel davranmayan, hayra ve barışa yönelik iş yapmayan, - İster Allah'ın indirdiğiyle (Kuran, mistik metinler) hükmetmeyen, - İster mutlak tekilliğin(in) farkında olmayan, - İsterse de başka bir anlamda olsun, Kuran "kafir" terimi ile dinsiz olanları ve/veya başka dinleri anlatmıyor. Doğrudan inananların çoklarını, ve aksine şerh düşmediğine göre de, müslümanların çoklarını anlatıyor. |
27. February 2015, 06:34 PM | #23 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Mar 2013
Mesajlar: 641
Tesekkür: 77
125 Mesajina 170 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22 |
Madde=enerji=ilizyon....
Bilim adamlari bosuna ugrasiyor maddeyi cozmek icin. Ozkan kardesimiz cozmus Ilizyonmus. Ahmet hoca neden uzaya uydu firlatiyorsunuz bana sorun ben cevaplarim demisti... Gercekten bu bilim adamlari cok saf.... |
28. February 2015, 02:58 AM | #24 | |
Katılımcı Üye
Üyelik tarihi: Jul 2012
Mesajlar: 75
Tesekkür: 44
7 Mesajina 8 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
Alıntı:
2:112 Evet, kim tam bir teslimiyetle yüzünü Allah'a döner ve iyilik yapanlardan olursa, Rabbi katında mükafatını görecektir; ve böyleleri ne korkacak, ne de üzülecekler 31:22 Kim tam bir teslimiyetle yüzünü Allah'a döner ve ve iyilik yapanlardan olursa, elbette, sapasağlam bir kulpa yapışmıştır. Bütün işlerin sonu Allah'a varır. Kuran'da "teslimiyetle yüzünü Allah'a dönme/çevirme" ifadeleri bir hayli geçiyor, malum. "iyilik yapma" ifadeleri ise ikincil sırada geliyor. Ben bu yüzden "Mutlak Tekillik Bilinciyle..." dedim. Çünkü yüzünü Allah'a çevirmeyen(Benliğini Allah'a teslim etmeyen) biri, yaptığı iyilikleri Allah'tan değil kendi BEN'liğinden bilecektir. Yüzünü Allah'a teslim etmeyenler içinde, dediğin gibi müslüman-hıristiyan-yahudi vd. benlikli her kul olabilir. Ancak, tevhid'e aykırı inanışlar içinde olan kitap ehli ağırlıklı olarak bu ifadenin kapsamındadır diye düşünüyorum. Çünkü yaptığı/yapacağı iyiliği kendi benliğine veya yanılgıyla diğer inandığı ilahlarına ithaf edebilme ihtimali vardır.(isa'ya, meryem'e, üstün ırkına vs.) Bu durumda, Allah'a teslimiyetsiz yapılacak olan her iyilik küfre araç olacaktır. Bu yüzden naçizane yorumumla küfür; tevhid'i özümseyemeyen her davranış-inanış olabilir. Yine dinsiz olanlar veya tevhid kavramı hasarlı dinlerden olanlar da kafir sayılabilir.
__________________
1:6 İlet bizi O dosdoğru yola... Konu han tarafından (28. February 2015 Saat 03:01 AM ) değiştirilmiştir. |
|
2. March 2015, 10:35 AM | #25 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 |
sayın han.
".........Ve ister istemez (bilinçsiz) düşünme mekanizması başlar." demişsiniz bana yazdığınızda Buna ben derim ki:"Neyi düşünme? Dünyanız ne kadar ki?" Ve eğer sizi düşünceye sevk edecek dış etken yoksa nereye kadar...? "Uzay misali bu yönden verilmiş olmalı". Hatta algısızlara karşı da söylenen bir deyiş de var:"Uzayda mı yaşıyorsun?" Hissetmek değişik bir olgu, etkilenmek, dolayısı ile tecrübe değişik bir olgu. Söyleşi sitedeki konusuna taşınırsa incelemeye katılabilirim. Saygılarımla. Galip Yetkin. |
galipyetkin Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | han (2. March 2015) |
Bookmarks |
Etiketler |
hak, iman, kafir |
|
|