16. June 2014, 02:52 PM | #21 | ||||
Uzman Üye
Üyelik tarihi: May 2014
Mesajlar: 299
Tesekkür: 8
56 Mesajina 69 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 21 |
Alıntı:
İtiraz noktanızı belirtirseniz sohbet imkanımız olur. Alıntı:
"Şüphesiz biz emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar onu yüklenmek istemediler, ondan çekindiler. Onu insan yüklendi. Çünkü o çok zalimdir, çok cahildir." Ahzab 72 Ruhlara emanet soruluyor, bazıları kabul ediyor, bazıları etmiyor. Nasıl karar veriyorlar? Tekamülün çekinilecek kadar ağır bir yük, zorlu bir yol olduğunu nasıl biliyorlar? Çünkü yol anlatılıyor/gösteriliyor. Bu şekilde, "herkese taşıyabileceği kadar yük" prensibi gereği ruh, ancak taşıyabileceği kadar olgunlaştığında maddeleşmeyi yüklenmeyi istiyor, ondan çekinmiyor."kendileride övüp yücelten miş... nedendir bu tavırları, onlar sanki atanan halefin selefleri, sanki o ana kadar arzda hükm sürenler, sanki haleflerini alçaltıp kendilerini övüyorlar, neden arkadaş..." “Bir zamanlar Rabbin meleklere: "Ben, yeryüzünde bir halife atayacağım7." demişti de onlar şöyle konuşmuşlardı: "Orada bozgunculuk etmekte olan, kan döken birini mi atayacaksın4? Oysaki bizler, seni hamt ile tespih ediyoruz; seni kutsayıp yüceltiyoruz1. Allah şöyle dedi: "Şu bir gerçek ki ben, sizin bilmediklerinizi bilmekteyim5." Bakara 30 “Ve Âdem'e isimlerin tümünü öğretti3. Sonra onları meleklere göstererek şöyle buyurdu: "Hadi, haber verin bana şunların isimlerini, eğer doğru sözlüler iseniz." Bakara 31 “Dediler ki:..Bize öğretmiş olduğunun dışında bilgimiz yok bizim2…" Bakara 32 “Allah buyurdu: "Ey Âdem, haber ver onlara onların adlarını." Âdem onlara onların adlarını haber verince, Allah şöyle buyurdu: "…ben, sizin açığa vurduklarınızı da saklayageldiklerinizi de en iyi biçimde bilmekteyim6." Bakara 33 1- “bizler, seni hamt ile tespih ediyoruz; seni kutsayıp yüceltiyoruz.” Ruh, Allah’ın kendi öz ruhundan, saf iyilik hali, pozitivite. Bu haldeyken adı melek. 2- “Bize öğretmiş olduğunun dışında bilgimiz yok bizim.” Melek, tekamülü seçmeyen ruh olduğundan, pozitiviteden başka hal/bilgi edinmez. 3- “Âdem'e isimlerin tümünü öğretti.” Adem, tekamül eden ruh olduğundan, pozitiviteden başka hal (negativite) ve bilgi edinir. 4- “Orada bozgunculuk etmekte olan, kan döken birini mi atayacaksın?” Tekamülün başlangıcı, negativite 5- “Şu bir gerçek ki ben, sizin bilmediklerinizi bilmekteyim.” Melekler, tekamülün başındaki ademin negativite halini bildiler. Bilmedikleri, tekamülden sonra olacağı haldi. 6- “ben, sizin açığa vurduklarınızı da saklayageldiklerinizi de en iyi biçimde bilmekteyim” Melekler ve Adem’in dışarı vurdukları o anki tekamül halleri. Saklayageldikleri ise içlerindeki aynı ruh. 7- “Ben, yeryüzünde bir halife atayacağım.” Her kavram, ancak kendi zıddıyla tanımlanır/bilinir. Pozitivitedeki melek, kendi halini deneyimler ama bilemez, çünkü zıddını deneyimlemez/bilmez. Tekamüle negativiteden başlayan adem, pozitivite aşamasına geldiğinde… kendi zıddını artık bildiğinden, kendi halini de bilir. Yeryüzü halifeliği ve meleklerin ona secdesi, tekamül eden ruhun bu üstünlüğü için. Detay için, http://hanifler.com/showthread.php?t=3505 Alıntı:
Melek = Tekamül etmeyen ruh. Cin = Ruh/enerji formunda tekamül eden ruh. Adem = Bedenlenerek madde alemde tekamül eden ruh. "Andolsun ki sizi yarattık, sonra sizi biçimlendirdik, sonra da meleklere "Âdem'e secde edin" dedik." Araf 11 Yaratılan ve biçimlenenler tekil değil çoğul. Âdem tekil bir ad değil, topluluk adı. "Andolsun ki sizi yarattık, sonra sizi biçimlendirdik, sonra da meleklere "Âdem'e secde edin" dedik." Araf 11 - Adem, bir bedene üflenecek ruhların topluluk adı."Onu, amaçlanan düzgünlüğe ulaştırıp ruhumdan içine üflediğim zaman, önünde hemen secdeye kapanın." Hicr 29 - Her ruh, Allah’ın ruhundan. "Şüphesiz biz emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar onu yüklenmek istemediler, ondan çekindiler1. Onu insan yüklendi2. Çünkü o çok zalimdir, çok cahildir3." Ahzab 72 1- Tekamül bir seçenek, her ruh isteyip istemediğine kendisi karar verir.1- Tekamülün zorluğundan çekinerek istemeyenler var (melek). 1- Zorluğuna rağmen tekamülü kabul edenler var (adem). 1- Tekamül, gök, yer, dağ gibi cisimlerin olduğu madde alemde. 2- Tekamülü seçen ruh, madde bedene üflenince insan olur: insan = adem + beden 3- Tekamül, zalim ve cahil halden, yani negativiteden başlar. “Hani Rabbin, ademoğullarından, bellerinden zürriyetlerini alıp onları öz benliklerine şahit tutarak sormuştu: "Rabbiniz değil miyim?" Onlar: "Rabbimizsin, buna tanıklık ederiz." demişlerdi.” Araf 172 - Rabbin (eğiten, daha iyiye güzele klavuzlayan, tekamül ettirenin) tekamülü ruhlara sorması. - Ademoğulları, bedenlenerek tekamülü kabul edenler. Alıntı:
İblis = düşünme yetisi (daha doğrusu, düşünme yetisinin iyi kullanılmaması) Cin = Başka yerden gelen yabancı insanlar, tanımadığımız yabancı insanlar, gizli ajanlar, görünmez varlıklar, güçler tanımlarına geleceksiniz. Benim sorum, İblis ve cinlerin bir varlık olmadığına, insanın yetileri ve davranışları olduğuna işaret eden Kuran ayetlerini paylaşmanız. |
||||
16. June 2014, 02:59 PM | #22 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: May 2014
Mesajlar: 299
Tesekkür: 8
56 Mesajina 69 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 21 |
Tekamül ayetlerimi sırasıyla vermeye devam ediyorum Galip kardeşim. Selamlarımla...
|
17. June 2014, 09:25 PM | #23 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2012
Mesajlar: 304
Tesekkür: 0
59 Mesajina 91 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
yorumum,
nemli toprak/balçık/çamur, su ve toprak ikilisi, sperm ve yumurta ikilisi/çekirdekler birleşimi oluşan zigot misali... araf/10 ve lekad mekkennaaKUM fiil ardı.../ arzda var edilenler "KUM/SİZ"... araf/11 ve lekad halaknaaKUM summe savvernaaKUM.../ tasarlandıktan sonra biçimlendirilenler "KUM/SİZ"... secde/7 ellezii ahsene kulle şey’in halakaHU.../ en iyi halde tasarlanan... ve bedee halkal insaani min tiin.../ nemli topraktan yoktan tasarlanan... tasarlananların hayatı buradaki gibi zigotların/hücrelerin arzda birden yoktan tasarlanıp yerleştirilmesiyle başladı, zariyat/49 Ve min kulli şey’in halaknaa zevceynii.../ herşey ikili tasarlandı.. tarık/5 fel yenzuril insaanu mimme hulık.../ insan nasıl tasarlandığına baksın... tarık/6 hulika "min maain daafik".../ "atılan sudan" tasarlandı... secde/8 summe ceale neslehu min sulaaletin min maain mehiin.../ tasarımdan sonra neslini kendi hakir bir su, meniden devam ettiren... furkan/54 ve huvellezii halaka minel maai beşeren fe cealehuu neseben ve sıhraa..../ akıcı sudan beşer tasarlayan ve ona neseb sıhr kılan.. sonra herbiri kendi atık suyundan/menisinden neslini devam ettirip soy sop kılınan... nur/45 Vallahu halaka kulle daabbetin min MAAİN.../ SUdan tasarlanan yürüyen varlıklar... fe minhum men yemşii alaa batnih ve minhum men yemşii alaa ricleyn ve minhum men yemşii alaa erba.../ karınları, iki ve dört ayakları üzerinde yürüyen mahluklar... değişik türlerdeki yürüyen her canlı için ayrı ayrı kendi zigotu/döllenmiş yumurtası arza yerleştirildi/var edildi ve sonra secde/8 gerçekleşip herbiri kendi doğal üreyişine geçti... araf/10 ve lekad mekkennaaKUM fiil ardı.../ arzda var edilenler "KUM/SİZ"... araf/11 ve lekad halaknaaKUM summe savvernaaKUM.../ tasarlandıktan sonra biçimlendirilenler "KUM/SİZ"... ayetlerdeki ifade "ademi tasarladık sonra biçimlendirdik" değil, arz da var edilip tasarlanıp biçimlendirilen "KUM/SİZ" sad/26 yaa davuudu innaa cealnaake haliifeten fiil ardı fahkum beynen naasi bil hakkı ve laa tettebiil hevaa.../ davud, arzda hevaya uymadan naas arasında hak ile hükmetmesi için halife atanan... davud, arzda hevaya uymadan hak ile hükmetmesi için selefi yerine halef atanandır... araf/10 dakiler arzda "arzda var edilenler/yerleştirilenler/mekkennaaKUM" ve "tasarlanıp sonra şekillendirilenler/halaknaaKUM summe savvernaaKUM" dir... bakara/30 un halefi tıpkı davud gibi araf 10,11 deki muhteremler arasında hükmetmesi istenen halifedir... bakara/30 ve iz kaale rabbuke lil melaaiketi "innii caailun fiil ardı haliifeh".../ meleklere bildirilen "arzda halef atanması"... davudun halife atanması ile bu ayette bahsedilen halifenin ataması arasında fark görmüyorum... |
17. June 2014, 09:38 PM | #24 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2012
Mesajlar: 304
Tesekkür: 0
59 Mesajina 91 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
ali imran/59
inne mesele iisaa indallaahi ke meseli aadem../ allah a göre isa durumu adem durumu gibi... halakahu min "turaabin" summe kaale lehu kun fe yekuun.../ "kuru topraktan" tasarlanan sonra ol denilip olan... isanın durumu adem gibi, sadece gibi, imesel olan isa kuru topraktan tasarlanıp "kun" emri devreye sokulan, yalnız toprak, yalnız yumurta misali... diğeri nemli topraktan/toprak ve su tasarlanan, tasarlanıp ruh üflenilen, sperm ve yumurta/zigot misali... babadan kastınız nedir, sperm mi beşer mi, bu ifadelerin, ademin veya isanın babalarının var olup olmadığıyla ilgisi ne... maide/110 ve iz tahluku minet tiini ke hey’etit tayri bi iznii fe tenfuhu fiihaa fe tekuunu tayran bi iznii.../ meryem oğlu isa aldığı izin ile nemli topraktan tasarladığı kuş gibi şekle yeni bir izin ile üfleyerek tasarlandığı şekilde oluş, burada yoktan var ediliş yok, ama izin ile tasarlanış ve üfleniş var.. bu kuş halk edildi/tasarlandı, üflendi, isanın kuşunun tekamülü yok mu, varsa nedir/nasıldır... |
17. June 2014, 09:52 PM | #25 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2012
Mesajlar: 304
Tesekkür: 0
59 Mesajina 91 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
1- “bizler, seni hamt ile tespih ediyoruz; seni kutsayıp yüceltiyoruz.”
Ruh, Allah’ın kendi öz ruhundan, saf iyilik hali, pozitivite. Bu haldeyken adı melek. 2- “Bize öğretmiş olduğunun dışında bilgimiz yok bizim.” Melek, tekamülü seçmeyen ruh olduğundan, pozitiviteden başka hal/bilgi edinmez. 3- “Âdem'e isimlerin tümünü öğretti.” Adem, tekamül eden ruh olduğundan, pozitiviteden başka hal (negativite) ve bilgi edinir. 4- “Orada bozgunculuk etmekte olan, kan döken birini mi atayacaksın?” Tekamülün başlangıcı, negativite üstteki ifadelerle alttaki ifadeleri nasıl denklediğini anlamadım, ruhu negatif ve pozitif diye böldün ve pozitif olana melek dedin ve ona tekamülü seçtirmedin.. . şu tekamülden kastın nedir , evrim mi... |
18. June 2014, 08:10 AM | #26 | ||
Uzman Üye
Üyelik tarihi: May 2014
Mesajlar: 299
Tesekkür: 8
56 Mesajina 69 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 21 |
Alıntı:
Altını çizdiğim "birden" kelimesi hakkında: Şeylerin belli bir sırayla olması, biz zaman boyutundakiler için. Allah ise zaman ve mekandan münezzeh olduğundan, tüm anlar onun için birlikteler. Dolayısıyla O, "ol" dediğinde olur. Biz zaman boyutundakiler içinse bu, milyarlarca yıl sürer. Yani yine, her ikisi de doğru. Alıntı:
|
||
18. June 2014, 11:08 AM | #27 | ||
Uzman Üye
Üyelik tarihi: May 2014
Mesajlar: 299
Tesekkür: 8
56 Mesajina 69 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 21 |
Alıntı:
"Allah katında İsa'nın durumu, Âdem'in durumu gibidir. Onu topraktan yarattı, sonra ona "Ol!" dedi. Artık o, olur." Ayetin ilk kısmı Allah katına ait (madde aleme/yeryüzüne ait değil). Adem Allah'dan bir ruh olarak yaratılmıştı. İşte bilgi de bu: İsa da Adem gibi, yani o da Allah'dan bir ruh. Ve asıl bilgi: Tüm ademoğulları, Adem gibi olan İsa gibiler: Onlar Allah'dan birer ruhlar (bedenlenmiş olarak). "Allah katında İsa'nın durumu, Âdem'in durumu gibidir. Onu topraktan yarattı, sonra ona "Ol!" dedi. Artık o, olur." Toprağa geçtik, yani ayet artık Allah katında değil, madde alemde. O diye bahsedilen, homo sapiens bedenin tekamülle yaratılması (önceki cümledeki "gibi" edatı ruh konusunu beden ile örtmek için kullanılıyor. "Allah katında" ve "toprak" ifadeleri ise bu örtmeyi kaldıran şehr). "Allah katında İsa'nın durumu, Âdem'in durumu gibidir. Onu topraktan yarattı, sonra ona "Ol!" dedi. Artık o, olur." Bu da ikinci örtme. Tekrar Allah katına dönülerek Allah'ın zaman ve makandan münezzeh olduğu bilgisi gibi anlaşılması çok zor bir konu ile, Adem ve İsa arasındaki ruhi ilgi tekrar örtülüyor. Kuran'ın kendi sade üslubunun dışına çıkarak yarattığı bu bilinçli karmaşada... verilen bilginin ne kadar önemli olduğunu görüyoruz: "Onu (bedeni), amaçlanan düzgünlüğe ulaştırıp ruhumdan (ademi) içine üflediğim zaman, önünde hemen secdeye kapanın." Hicr 29 Adem = İsa = Allah'dan ruhun bedene bağlanması“Meryem'in oğlu İsa Mesih, Allah'ın resulü ve kelimesidir. Onu, kendisinden bir ruhla beraber Meryem'e atmıştır.” Nisa 171 “Biz de ruhumuzu ona göndermiştik de o kendisine sapasağlam bir insan şeklinde görünmüştü.” Meryem 17 İnsan = bedenlenmiş ruh. İlgili ayet grubu: http://hanifler.com/showthread.php?t=3507 (Kuran'da insanın tanımı: Beden + ruh) Alıntı:
"gibi" edatı ile Adem ve İsa arasında kurulan ilgi, babasız olmaları. Adem bir babadan doğmadı, Tanrı'dan bir ruh olarak yaratıldı. İsa, kendisinin Tanrıdan bir ruh olduğunu kavrayan ilk insan. Bu yüzden Tanrı'dan bir ruh olmanın anlatımı, sembol ismi. Bedenlerimizdeki ruhlar, bedenlenmemiş ruhlar "gibi"ler. Çünkü aynılar, babasızlar... onlar üremez, yaratılırlar. Bahsettiğin kuş vb. mucizeler, bu bilgiyi paylaşmak için. Allah'dan ruhlar olarak bizler, Allah'ın isim ve sıfatlarıyız. İsa'nın mucizeleri, bu isim ve sıfatları göstermek için. |
||
18. June 2014, 11:41 AM | #28 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: May 2014
Mesajlar: 299
Tesekkür: 8
56 Mesajina 69 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 21 |
Alıntı:
Ruhi evrim... sırasıyla melek, cin, adem, insan ve sonraki aşamalardan oluşur. Melekler, Allah'dan bir ruh olarak ruhun ilk yaratıldığı hal olduğundan, mutlak pozitivite. Sonrasında tekamüle başladığında, önce ruh formunda cin olarak, sonra madde formunda insan olarak tekamül eder. Melek = Henüz tekamüle başlamamış olan ruh Cin = Ruh formunda tekamül etmekte olan ruh Adem = Madde bedene bağlanacak kadar tekamül etmiş ruh İnsan = Ruhun/ademin madde bedene bağlanarak tekamülü Tekamülde Allah'ın isim ve sıfatları, nefs denen perde ile örtülür/unutturulur. Artık kendi halini (pozitiviteyi) bilemeyen ruh, kendi olmayan hali (negativiteyi) deneyimler. Deneyimledikçe, deneyimlediklerinden yavaş yavaş kendi halini öğrenir/hatırlar. Bu, üstteki nefs/unutma perdesinin yavaş yavaş kalkmasıdır. Nefs perdesinin tamamen kalktığında, yaratılan yaratanına döner. İnsan aşamasında tekamül: http://hanifler.com/showthread.php?t=3509 (Kuran'da tekamülün tanımı) |
|
19. June 2014, 08:59 PM | #29 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Apr 2012
Bulunduğu yer: earth
Mesajlar: 433
Tesekkür: 229
167 Mesajina 302 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
Alıntı:
tekamül ün zorluğundan çekinen ve istemeyen ruh melek? o zaman; “Dediler ki:..Bize öğretmiş olduğunun dışında bilgimiz yok bizim…" peki seçenek nerede? burdaki tekamül etmeyen ruhların(meleklerin) bize bu kadarı yeter fazlası harddisk te bad sector yapar.Yada daha fazlasını öğrette tekamülde level atlayalım dediğini görmüyoruz. size göre tekamülden önce her ruhun pozitive durumda olduğunu var sayarsak(melek) ayette bakara 30 orada ben bir halife atayacağım derken içinizden bazılarını demiyor.yada gönüllü aydınlanmayı isteyen birisini yine ve 31. ayette Tanrı meleklere doğru sözlü iseniz derken hangi pozitive likten bahsedebiliriz.Demekki melek! lerin kendine göre fikirleri ve iddiaları var.buda onların her iki yönlü düşünebildiğini gösteriyor.(pozitive-negative) Tekamülde bedenlenen ruha homo sapiens yani insan diyorsunuz.Ve anladığım kadarıyla tekamülü ise ruhun yolculuğu olarak (negative olmaktan pozitive olmayı) görüyorsunuz. Peki homo sapiens iyide homo habilisle homo erectus un suçu ne.Yada homo grubunu es geçiyorum.Pelagia noctiluca nın yada zavallı herhangi bir endemik türün.Konunun madde kısmını sorunlu görüyorum.eğer ruhun seçenekle bedenende tekamül ettiğini düşünürsek japon balığı olmadığıma şükrediyorum.
__________________
(FOR RAVEN) Konu khaos tarafından (19. June 2014 Saat 09:03 PM ) değiştirilmiştir. |
|
20. June 2014, 11:58 AM | #30 | |||||
Uzman Üye
Üyelik tarihi: May 2014
Mesajlar: 299
Tesekkür: 8
56 Mesajina 69 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 21 |
Alıntı:
“Bize öğretmiş olduğunun dışında bilgimiz yok bizim.” Melek, tekamülü seçmeyen ruh olduğundan, pozitiviteden başka hal/bilgi edinmez. “Âdem'e isimlerin tümünü öğretti.” Adem, tekamül eden ruh olduğundan, pozitiviteden başka hal (negativite) ve bilgi edinir. Sonsuz kendinden bir bölgeyi ("bölge" benzetme amacıyla, sonsuzda zaman ve mekan olmadığından bölge de olmaz) nefs perdesiyle ayırdığında, orası melektir. Meleğin nefsi var, o bir varlık. Ancak halen yaratıldığı halde, yani Allah'ın isim ve sıfatlarıyla. Dolayısıyla saf pozitivite. Dolayısıyla tekamül şansı yok çünkü zaten tekamül edilecek noktada. Meleklerin tekamülü değil görevleri var. O görevleri icra ederler. Bu, aynı zamanda onların bir nefs/varlık olarak varoluşa adaptasyonları süreci. Adaptasyon süreci tamamlandığında, tekamül süreci başlar. Tekamül dediğimiz, nefs perdesi dediğimiz, bir unutma halinden başka bir şey değil. Melek, kendinde olan isim ve sıfatları unutur. Böylece kendi olan hali (pozitivite) değil, kendi olmayan hali (negativite) edinir. Dikkat edilirse varlık yine kendisi, sadece hali değişti. İşte cin, o halin adı. Cin negativiteyi deneyimledikçe bilgisi artar, kendini öğrenir/hatırlar. Belli bir aşamaya geldiğinde onu daha zorlu bir öğrenme/hatırlama süreci bekler. Ruh/enerji formundan vazgeçerek bir bedene bağlanma, bedenlenme aşaması. Bu, bir sporcunun çok daha sıkı bir üst programa geçmesi gibi. Madde aleme gelmek, enerji formunun pek çok imkanından vazgeçmek, adeta hapishane boyutunda bir spor kampına girmek gibi. Elimizdeki imkanlar alınınca çok daha fazla yaratıcı olmak zorunda kalırız ki, bu da tekamülde yeni imkanlar demek. İşte Adem, bu aşamaya gelmiş halin adı (varlık değil hal çünkü hepsi aynı varlık). İşte insan, ruhun adem halinin bir bedene bağlanmış halinin adı. Tekamül sıralamasını nereden biliyoruz dersek... - Melek ve cin aynı varlık. Aradaki tek fark tekamül. - Melek ademe secde ettiğine göre, tekamül eden etmeyenden ileri. - İblis'den (cinlerden) Ademe secde istendiğine göre tekamül edenlerden adem cinden ileri - Madde alemde tekamülü sadece insan kabul edebiliyor, o kadar zor. İnsan en ileride olan. Böylece sıralama çıkıyor... melek, cin, adem, insan (sonrasında da konsey, Ruh ve Tevhid). Tekrar belirteyim bunlar makamlar değil, aynı okulun farklı sınıfları. Talebeler arasındaki tek fark zaman. Ve zaman da bir ilüzyondan ibaret olduğundan, aslında hiç bir fark yok. Alıntı:
Alıntı:
Allah "ben yeryüzüne bir halife atayacağım/yaratacağım" dediğinde, melekler o insanın ne olduğunu bildikleri gibi, onun hakkında muhakeme yürütüyor, sorguluyor ve Allah ile diyaloğa giriyorlar. Onlar düşünce ve iradeye sahipler. Ruh Allah'dan olduğundan, hangi halin içinde olursa olsun Allah'ın tüm isim ve sıfatlarına sahip. Melekler yine de robotvari çünkü mutlak pozitivitedeyken seçenek/seçim olmaz. Bu sadece, negativite/pozitivite ikiliği/ilüzyonundayken mümkün. Alıntı:
Alıntı:
Burada şu nokta önemli ki, tekamülün kendisi tek ama yolları sonsuz. Adem ile birleşme seviyesine bu gezegende homo sapines türü geldi. Başka bir tür de olabilirdi. Tanrı'nın sonsuz isim ve sıfatları olduğundan, her birimiz sonsuz sayıdaki kombinasyonlardan sadece biriyiz. 100 milyar kere 100 milyar yıldız sadece tek bir evren, ve evrenler de sonsuz kere sonsuz. |
|||||
Bookmarks |
Etiketler |
adem, cin, iblis, kuranda, melek, ruhun, tanımı, şeytan |
|
|