14. January 2015, 06:21 PM | #21 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Mar 2013
Mesajlar: 641
Tesekkür: 77
125 Mesajina 170 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22 |
Mushaf konusu icinde han kardes. Ayetler benim acimdan birbiriyle ters dusuyor yani anlam kaymalari var. Anlamlar degismis bu yuzden baglanmiyor. Anlamaya calisiyorum
|
14. January 2015, 11:36 PM | #23 | |
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.023
Tesekkür: 3.573
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 |
Selamun aleyküm Kardeşim,
Alıntı:
Lütfen Ta Ha 114'ü iyi tefekkür etmeye çalışalım. Feteallellahul Melikül Hakk ve la ta'cel bil Kur'âni min kabli en yukda ileyke vahyuHu, ve kul Rabbi zidniy ilma. İşte hak olan, biricik hükümdar olan Allah ne yücedir! Onun vahyi sana tamamlanmadan evvel, okumayı/öğretmeyi acele etme ve “Rabbim, bana bilgiyi artır!” de. Değerli Kardeşim, Bu Âyet, Kur’an’ı iyi anlamak ve onu doğru yaşamak için gerekli çok önemli bir ilkeyi daha ortaya koymaktadır. Bu ilkeyi, daha evvel Müzzemmil ve Furkan surelerinde bildirilmiş olan tertil ilkesiyle [Kur’an’ı iniş sırasına göre ayırma, birbirine karıştırmama yöntemiyle] birlikte değerlendirirsek, ortaya şöyle bir sonuç çıkar: Kur’an’ı tam olarak anlamak isteyen kimse, aceleci davranmaktan, yani bir konuya ait ayetlerin tümünü göz önüne almadan o konu hakkında acele ile sonuçlar çıkarmaktan sakınmalı, daima Kur’an’ı bir bütün olarak ele almalıdır. Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay |
|
15. January 2015, 01:09 AM | #24 | ||
Katılımcı Üye
Üyelik tarihi: Jul 2012
Mesajlar: 75
Tesekkür: 44
7 Mesajina 8 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
Alıntı:
o düşünceye ulaşmama sebep olan etken; "Hz. Peygamber'e isnat edilen bir mushaf olmaması ve mushaflaştırma için de kesin bir vasiyetinin de olmaması(rivayet-hadis var mıdır?)." Ama, Hz. Ebu Bekir'in tereddütünü yazan rivayetler vardır. Peygamberin vafatından sonra, ortada farklı kişilerce deri vs. üzerine yazılmış notlar şeklinde kayıtlar olduğu, bunların yine farklı kişilerce şahsa ait olarak ve ayrıca resmi amaçla Hz. Osman tarafından mushaflaştırıldığı günümüze kadar gelen ve kabul edilen rivayetler. Ayet ışığında Peygamberimiz Allah'ın emrini yerine getirmemiştir diyemeyiz ancak "zikri koruyacak olan biziz" ayeti gereğince bu işi Allah'ın takdirine bırakmış olabilir mi? Sizlerin savunmanıza göre Kitap kelimesi ile kastedilenin "mushaf" olduğu görülüyor. Ancak korunacak olanın ise "zikir" olduğunu yine ayetten okuyoruz. Ve "derilere yazılmış bir Kitap"tan bahsediliyor ise, sadece günümüz mushafını mı anlamalıyız, yoksa deri üzerine yazılabilecek ayet-sure-necm parçacıklarına da yorabilir miyiz? Alıntı:
yazarın bulguları ve görüşleri de malesef tereddüt ve hüsnüzan ile bezenmiş gibi geldi bana. İşin en rahatsız edici yanı da, bunca asırdır sakal-hırka vs. özenle korunmuş fakat bu mushaf konusu daima tereddüt+hüsnüzan ile ele alınmış. Ayetteki "korunacak zikir" kelimelerine günümüz mushafı anlamı yüklenerek, olay geçiştirilmek zorunda kalınmış...
__________________
1:6 İlet bizi O dosdoğru yola... |
||
15. January 2015, 05:57 PM | #25 |
Yeni Üye
Üyelik tarihi: Jan 2015
Mesajlar: 12
Tesekkür: 0
1 Mesaja Tesekkür Edildi
Tecrübe Puanı: 0 |
hiç bir kitap yada kişi tüm insanlar için rehber olamaz...
Rehber olacak şeyin öncelikle insanın hemen yanı başında hazır bulunması onun açık seçik dolaysız tercüme yada tefsire ihtiyaç olmadan anlaşılabilinir olmasıNın gerektiği açıktır... Ne kuran ne başka bir kitap yada kişi böyle bir özellikte değildir... Sadece insanın kendi fıtratında hazır bulduğu iyi ve kötüyü ayırdetme özelliği belki Bu rehberliğe layıktır... Eğer korunan bir şey varsa muhtemeldir ki o bu özelliıe sahip akıl vicdan diyebildiğimiz ve belki de kuranda da zikr diye bahsedilen Ana kitap diye anılan levhi mahfuz diye betimlenen şey olabilir... kurandan hiç haberi bile olmayan ama dosdoğru yaşayıp gidenler nasıl bunu beceriyorlar diye Düşünmek faydalı olabilir... |
15. January 2015, 06:57 PM | #26 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 |
Alıntı:
"Hz. Peygamber'e isnat edilen bir mushaf olmaması...... Ama, Hz. Ebu Bekir'in tereddütünü yazan rivayetler vardır. Peygamberin vafatından sonra, ortada farklı kişilerce deri vs. üzerine yazılmış notlar şeklinde kayıtlar olduğu, bunların yine farklı kişilerce şahsa ait olarak......" Ayetle sabit olan Peygamberimizin ayetleri deri üzerine yazdığı. Koskoca İslam'ın Peygamberi ayetleri yazıp da öylesine sağda solda bırakmış, yazıya dökmekle seçillmiş Peygamberin işi bitmiş midir? Bunları hatıra diye eşe dosta mı dağıtmıştır? Yukarıda verdiğimiz ayetten başka anlamlar da çıkmamakta mıdır? mesela yazılanları konularına göre düzenle yani ciltle ve bu düzenlemeleri /ciltleri topla yani mushaf haline getir gizli emri yok mu? Eğer bir müslümansanız ve müslüman gibi düşünüyorsanız buna erişirsiniz. Peygamberin vefatı ile yapılan karşı devrim sonrası kim "Bu mushaf Peygamberin Mushafı diyebilirdi veya derdi?" Verilen aleyhte palavra rivayetlere karşı, lehte, destekleyen rivayetler de vardır. Hem de öyle palavra cinsinden değil. Eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Süleyman Ateş'in 1995 tarihli Kur'an'ı Kerim Meali eserinden(sh-19): "Hz Peygamber, gelen vahyi, etrafında bulunan vahiy katiplarine yazdırırdı. Her ayetin hangi sureye yazılacağını işaret buyururdu. ...........Kur'an'ı Kerim .....Peygamberimizin koyduğu tertip üzerine ezberlenir, namazlarda/salat diye ifade edilen kur'an yardımı olan "ayet izahlarında" anlatılırdı." Kur'an'â, Peygamber'e, İslam'a karşıtlık yeter artık. Fazlası ve ısrarı bizim de fazlalığımızı ve ısrarımızı getirir ki gönüller kırılabilir. Saygılarımla. Galip Yetkin. Konu galipyetkin tarafından (1. May 2016 Saat 09:06 AM ) değiştirilmiştir. |
15. January 2015, 07:11 PM | #27 | |
Katılımcı Üye
Üyelik tarihi: Jul 2012
Mesajlar: 75
Tesekkür: 44
7 Mesajina 8 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
Alıntı:
Muhsinler(Güzel ve iyi davrananlar) için bir hidâyet ve bir rahmettir. 31:3 (O,) sağduyu sahiplerine bir yol gösterici ve öğüttür. 40:54 ...İşte bu (Kitap) Allah'ın rehberidir. Dilediğini bununla doğru yola iletir. Ama Allah kimi sapıklığında bırakırsa artık ona yol gösteren olmaz. 39:23
__________________
1:6 İlet bizi O dosdoğru yola... Konu han tarafından (15. January 2015 Saat 07:29 PM ) değiştirilmiştir. |
|
15. January 2015, 08:21 PM | #28 | ||
Katılımcı Üye
Üyelik tarihi: Jul 2012
Mesajlar: 75
Tesekkür: 44
7 Mesajina 8 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
Alıntı:
Allah kelâmın en güzelini indirdi, ikizli, ahenkli bir kitab, ondan rablarına saygısı olanların derileri örperir, sonra derileri de kalbleri de Allahın zikrine yumşar, o işte Allah rehberidir, Allah onunla dilediğini doğru yola çıkarır, her kimi de Allah şaşırtırsa artık ona hidayet edecek yoktur. 39:23 Kitabın bu özelliğini ben, samimi insanları düşünmeye-sorgulamaya teşvik etmek ve iyi-doğruyu arama niyetinde olmak şartıyla, bahşedilen akıl-ilim miktarınca bir mana algılaması amaçlanmış olabilir diye düşünüyorum. İslam dünyasındaki farklı-zengin yorumların bu sebeple oluştuğunu düşünüyorum. (sunni, şafi, sufizm, vs.) Bunca farklılığın-zenginliğe sahip müslümanların ise düştüğü tek hata, kendi fırkalarında kabul görmüş olan öğretileri-kaideleri mutlak kabul edip, geri kalanı reddetmeleri veya dışlamaları. Bu durumun Kuran felsefesine uygun olmadığı kanaatindeyim. Sizin yukarıdaki sorgulamarınızdan şunu mu anlamalıyız? "Hz. Peygamber mushaflaştırdı ve o mushaf bu güngü mushaftır" veya "Hz. Peygamber mushaflaştırdı ancak hemen sonrasındaki siyaset ile işler karıştı" Alıntı:
Selamlarımla.
__________________
1:6 İlet bizi O dosdoğru yola... Konu han tarafından (15. January 2015 Saat 08:24 PM ) değiştirilmiştir. |
||
15. January 2015, 08:45 PM | #29 |
Yeni Üye
Üyelik tarihi: Jan 2015
Mesajlar: 12
Tesekkür: 0
1 Mesaja Tesekkür Edildi
Tecrübe Puanı: 0 |
kuran mushafının değişikliğe uğramış olması gayet mümkündür ...
hatta belkide kutsal kitapların hepsinde bu gerçekleşmiştir... Bunun daha önceki insanlar tarafından yapıldığını bizzat kuran da ifade eder... Kendi elleriyle bir şeyler yazıp bu allah katından diyenler anlatılır... Aynı şey kuranın dA başına gelmiş olamaz mı... Eskilerin yaptıklarını sonrakiler niye yapmış olmasın... önümüze konulan her şeyi bu allahın sözüdür emridir diye kabul etmek akıllıca değil... |
15. January 2015, 11:06 PM | #30 | |
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.023
Tesekkür: 3.573
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 |
Selamun aleyküm,
Alıntı:
Tayyar Altıkulaç'ın iki ciltlik çalışmasını okudum. İlim adamı duyarlılığı ile yapılan bir çalışma olarak görüyorum. Lütfen 2.dakikadan sonra izler misiniz? Değerli Kardeşim, Günümüzde "Mushaf" ile "Kur'an" sıkça karıştırılmakta, "Zikir" sözcüğüne farklı anlamlar yüklenebilmektedir. Âl-i Imran; 58, A’râf; 63, 69, Hicr; 6, Enbiya; 7, 42, 50, 105, Furkan; 29, Şuara; 5, Ya Sin; 69, Sad; 1, 8, 49, 87, Zümer; 23, Fussılet; 41, Şûra; 5, Zühruf; 36, 44, Kamer; 25, Kalem; 51, Tekvir; 27, Kehf; 83, Ta Ha; 10, 99, 113, Saffat; 3, 168, Talâk; 10, Mürselât; 5, Müminun; 71, En’âm; 90. âyetlerini okursak: “Anmak, hatırlamak, hatırdan çıkarmamak, unutmamak, öğüt almak, ibret almak” anlamındaki "zikir" sözcüğünün, mastar ve tüm türevleri ile hep bu sözlük anlamıyla kullanıldığını görürüz. Sözcük, “EZ-ZİKR” şekli ile, yani başındaki harf-i tarif ile muarref -belgisizliği giderilmiş, belirtili bir sözcük yapılmış ve MECAZ-I MÜRSEL olarak, “ÖĞÜT VERME” ekseni etrafında "Vahy, İlâhî Kitap; Kur’an, İncil, Tevrat, Zebur" için kullanılmıştır. Değerli kardeşim, Kur'an/Zikir, Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah'ın belirttiği şeklinde okundukça; Nisa 82: "Onlar hâlâ, Kur’ân'ı gereği gibi düşünmezler mi? Eğer ki o, Allah'tan başkası tarafından olsaydı, kesinlikle onun içinde birçok karışıklıklar bulurlardı." Fussilet;26: "Ve kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimseler: “Üstün gelmeniz için bu Kur’ân'ı dinlemeyin, onun içinde anlamsız şeyler yapın/ anlaşılmasını her türlü yolla engelleyin” dediler." Fussilet;52: De ki: “Hiç düşündünüz mü? Eğer Kur’ân, Allah katından olup da sonra siz bu gerçeği örtbas etmişseniz… Kendisi uzak bir ayrılığın içinde bulunan kimseden daha sapık kim olabilir?” Fussilet;53: Onun hak olduğu ortaya çıkıncaya kadar, hem dış dünyada, hem kendi bünyelerinde alâmetlerimizi/ göstergelerimizi onlara göstereceğiz. Rabbinin şüphesiz her şeye tanık olmuş olması da yetmedi mi? âyetleri akıldan çıkarılmadıkça; Hicr;9:İnna nahnu nezzelnez Zikra ve inna lehu leHafizun "Hiç kuşkusuz Biz, o ZİKİRİ Biz indirdik Biz. Ve mutlaka Biz onun için koruyucularız." âyetine olan iman sürekli olarak artmaktadır. Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay |
|
Bookmarks |
Etiketler |
şerif, şive, ayet, başkan, diyanet, halife, hareke, iniş, komisyon, kur'an, kureyş, lehce, lisan, müze, mekke, mushaf, nüsha, orjinal, osman, resmi, taşkent, tayyar, tertip, topkapı, toplanma |
|
|