![]() |
|
![]() |
#1 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 824
Tesekkür: 0
163 Mesajina 231 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Hz Muhammed’in
Miladî 622’de hicret ettigini herkes kabul ediyor ama hangi ay hicret ettigi belli degil. Yolculugun 14 Haziranda basladigini söyleyen de var ki akla yatan bi tarih bu çünkü 14 Haziran aksami ramazân hilalinin arefesi oldugu için ortalik tamamen karanlikti, görünmeden yol almaya el verisliydi. Ramazân hilallerinin göründügü şu tarihler iddetlerin sayisini, dolayisiyla yillarin sayisini gösteriyor (Yûnus 5): 1)15ha 622 2)04te 623 3)22ha 624 4)11ha 625 5)30ha 626 6)20ha 627 7)08ha 628 8)27ha 629 9)17ha 630 Not: ) ramazân hilali. Görüldügü üzere ramazân hilalinin vakti daima yaz mevsiminin basi olup gökteki bütün "şehr"ler gibi şehru ramazân vakten sabittir. Yesiller: "artik ay"a sahip iddetler. |
![]() |
![]() |
![]() |
#2 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 824
Tesekkür: 0
163 Mesajina 231 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Batni mekkete
Hudeybiye'yi de kapsar diyorsunuz. Tamam. Kapsar. Batni mekke Mekke'nin içini kapsadigi gibi Hudeybiye'yi ve ona benzeyen nice baska yerleri de kapsar. Bunda sorun yok. O halde itiraziniz neyedir? "Hudeybiye Kuran'da geçmiyor" dedim; itiraziniz buna mi? "Olaya düsülen 1 Zilkâde tarihi tipki Fi TARiHi gibi sanaldir" dedim; buna mi? "Olaya düsülen tarih sanal olduguna göre olayin kendisi de sanaldir, masaldir" dedim; buna mi itiraz ediyorsunuz? "Müsriklerin ve hicret edememis olan muminlerin bir arada oldugu yer Mekke'nin içidir, 16 km uzagi degil" dedim; itiraziniz buna mi? "Savasan taraflar nerde iseler ellerini orda birbirlerinden çekerler, ateskes orda geçerlidir" dedim; buna mi? Taraflar Mekke'nin 16 km uzaginda ellerini birbirlerinden çekmezlerse Mekke'nin içindeki mümin erkekleri ve mümin kadinlari öldürürler mi? Konu Hasan Akçay tarafından (16. May 2015 Saat 05:15 PM ) değiştirilmiştir. |
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
575 Mesajina 960 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Gene yanıltıcı mealler üzerinden fikir yürütmeler, dolayısı ile yanlışlar içinde bocalamalar. Neymiş?
Efendim "batni" kelimesi "içi" demekmiş; yok "karnı" demekmiş; yok yok "ortası" demekmiş; yok ya! "göbeği". Ama 16 Km. ötedeki yerler de batniye dahilmiş de ......... Aynı "sarı öküz"ün kesilmesindeki senaryo. Halbuki "batni" kelimesinin bir de "nesil" mânası var. Kelimeyi bu mâna ile cümleye yerleştirseler iş açığa çıkacak ama nedense yapmıyorlar. Yapmayınca da müşriklerle, münafıklarla, kafirlerle diğer kesimin ayrılması bölgesel, Mekke'ya has kalıyor. Halbuki Mekke'nin fethi ile, o fethe şahit olanlardan başlayarak ve de o günden başlayarak artık müşrik/münafık/kafir ile mümin nesillerinin kesin olarak ayrımının başladığı ve kesinleştiği bildiriliyor. 24. ayeti şöyle çevirebiliriz : "Onlara muzaffer kıldıktan sonra, Mekke nesilleriyle onların sizleri sömürmesini, sizlerin de onlar tarafından sömürülmenizi önleyen Allah yaptıklarınızı hakkıyla görendir." Burada kullanılan "sömürü" kelimesi yerine (şu an benim bulamadığım) her türlü istismarı ifade eden bir kelime kullanılmalıdır. Bu ayet "Mekke'nin içi mi dışı mı" tartışmasınnın çok ötesinde olarak o andan itibaren Muhammed Peygamber son peygamber olduğundan kıyamete kadar müslüman ile diğer nesillerin ayrıldiğı, İslamın bölgesel değil dünya dini olma adımını attığı anı anlatmaktadır. Unutmayın Mekke'de sırada "Hacc-ı Ekber" var. 25. ayete gelince .... Daha sonra açıklamaya çalışacağım. Saygılarımla. Galip Yetkin. Konu galipyetkin tarafından (17. July 2015 Saat 02:54 PM ) değiştirilmiştir. |
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
575 Mesajina 960 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
25. ayette geçen bir kelime var: El hedy.
Malum adamlar, hacda Allahın lutfunu aramayı ticaret yapmak olarak çevirdikleri gibi; tüccar kafalı bu adamlar, Allahın hidayeti ve Allahın hidayete erdirecek hediyesi, yani AYETLER mânâsı olan bu EL HEDY kelimesini hac yapanlara kurbanlık hediye/beleş yiyecek olarak tercüme ediyorlar ve hayvan tüccarlarını ve kasapları zengin etmek, hac yapan insanları soymak için yanıltıyorlar. İşte ayette müşriklerin İslâmın Mekkeye girmesine mani olmakla Mekkelilere ve Mekke nezdinde diğer yerlere Mescid-i haram kollektif yaşamının/Beyt yaşamının ve dolayısı ile Allahın hidayetinin/hediyesinin ulaşmasını engelledikleri anlatılıyor. Ve ayrıca daha evvel de ifade edildi. Tevbe-7. ayete rağmen Allahı, sanki müşriklerin Allahı ile aynı, aynı seviyede tutup anlaşmaktan, ateşkesten bahsediyorlar. Alah ile bunları nasıl aynı seviyeye getirir de bir anlaşma ile Allahı onların düşüncelerine göre hudutlayabilirsiniz. Peygamber vasıtasıyla yapılan anlaşma ile Allaha, -bunu yaparız, -şunu yapmayız diyebilirsiniz? Allaha şartlar koşabilirsiniz? Aklınız alıyor mu? Bu yönde tek bir istisna getirilmiştir, o da Mescid-il haram yaşamı istikametinde/Kollektif ve bölüşümcü yaşam yanında/yönünde yaşam süren bir grup himaye altına alınmış, beyt yaşamına uygun yaşadıkları için diğerlerinden ayrık tutulmuşlardır. Saygılarımla. Galip Yetkin. Konu galipyetkin tarafından (24. December 2019 Saat 08:09 PM ) değiştirilmiştir. |
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
575 Mesajina 960 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Denilebilir ki kesilen hayvanlar karın doyurmak için değil de Allah için kesiliyor. Ama Allah için kesilen hayvanların eti ve kanı hiç bir zaman Allah'a ulaşmaz ki.
Kaldı ki Mekke daha yeni fethedilmiş ve hac daha ilan edilecek. Müslümanların haccı bilinmiyor. "Sana gelsinler" denilen Peygamber öğretecek. Bilinen ise müşriklerin haccı; panayır. Müşrikler panayırda Kâbe'yi tavaf edip ilahları Lat için kurban kesip Kâbe'ye terk ediyorlardı. Tercümelerde Kitabın yazdığı değil, bu müşrik adetleri anlatılıyor. Dolayısı ile müslümanların yaşaması gereken kollektif yaşamının yaşandığı topluluk olan "mescid-il haram"ın ziyaret edilmesi, orada yaşanan kollektif yaşam şeklinin öğrenilmesi için istenmiş, ama saptırıcılar "mescid-il haram" ismini Kâbe'ye yakıştırıp insanları "Lat" putuna tahsis edilmiş o yapıya yönlendirip saptırmişlardır. Mümin savaşcılar ile müşrik savaşçılar Mekke'nin içinde karşı karşıya imiş ...... Yok öyle bir şey. Sisin bir yeri basması gibi, müslümanlar Mekke'yi çevreleyen tepelerden aynı bir sis gibi Mekke'ye inmişler ve hiç bir mukavemetle karşılaşmadan kansız olarak Mekke'yi fethetmişlerdir. Bu durum Allah'ın işteğidir ve ayette de bu şöyle belirtmiştir: "Şayet orada (onların arasında) kendilerini henüz bilmediğiniz için çiğneyip ezeceğiniz ve bu bilmeyerek yapılan bu iş yüzünden üzüleceğiniz, kınanacağınız iman eden erkekler ve iman eden kadınlar olmasaydı, .........". Belki kaale bile alınmayacak, kıyıda köşede bir iki kendini bilmez etkisizce kılıç çekmiş olabilir. Saygılarımla. Galip Yetkin. Konu galipyetkin tarafından (8. March 2022 Saat 09:15 PM ) değiştirilmiştir. |
![]() |
![]() |
![]() |
Bookmarks |
Etiketler |
fetih, suresi |
|
|