24. February 2013, 01:32 PM | #31 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
Enfal 41. ayette ganimetlerin nasıl bölüneceği açık olark anlatılmıştır. Ganimet 1/5'erden:
a_Allah ve peygambere, b-yakınlara, c-yetimlere, ç-yoksullara, d-yolculara Bir ''üçkaat'' da ''b'' şıkkında yapılmıştır. Buradaki ''yakın'' ifadesi ''peygamber akraba çevresi'' olarak verilmiştir. Şimdi bir soru: ''savaşta elini, kolunu, bacağını kaybetmiş gaziler ile savaş nedeniyle tarlası, ekini hayvanı zarara uğramış kişiler veya onların eşleri nerede? bunlar ganimetten paya müstehak değil mi?''. İşte ''yakınlar'' olarak ifade edilenler de ''Savaşla yakınlığı olanlar'' manasında olup bu gazi ve zarar uğrayanlar olup, yan gelip de yatıp peygamberle yakınlığı nedeniyle beleşçiliği ifade eden bir ifade yoktur. ''Asalet, hem aristokrasi, hem liberalizm, hem feodal sistemlerde soydan geldiği kabul edilirken, bizim toplumlarımızda kişinin kendisinde-benliğinde güzel ahlaklı olmak diye kabul edilir. Buna ''erdem'' denilir ve islam bunun dışa yansımasına ''salih amel'' der. Kişi kendisinde güzel ahlak anlayışını toplamalı ve hareketlerine yansıtmalı ki, ona asil, asaletli kişi denilsin. Buna erdem-fazilet deniyor. Bunun ölçüsü de ''iffet'', yani ihtiyacı kadarla yetinip fazlasına tamah etmemek, elinde ise derhal zimmetten çıkarmaktır. İslam yaşamı da iffet-ismet üzerinedir. Bu nedenle de islam yaşamı seyitleri, eşraftanları, efendileri, şeyhleri, şıhları içinde barındırmaz. Barındırıyorsa düşünülmelidir. Bunlar mülkü ve maddi şeyleri, cahiller de bunları-bu asalakları veli edinmiştir.'' Dogru sözü selamlamak lazim gelir. a_Allah ve peygambere,( peygamber öldü, Allah'a pay nasil verilecek? b-yakınlara, c-yetimlere, ç-yoksullara, d-yolculara Hasan ve Hüseyin öldürdüklerinde geride kalan cocuklari yetim ve öksüz sayilmazlarmi? Onlara bir pay verilse ganimetlerden cok mu görülür? Hem bir taraftan peygamber soyu katledilecek hemde geriye kalan aileleri orta yerde ac susuz birakilacak, bu mudur adalet. Hem illede peygamber soyundardir diye bir özellik verilmiyecek olurlarsa, neden 3. Halife Osman soyundan olduklari icin bazilarina özellikler taninsin? Madem soy sop ile halledilecek bir durum yok ise ortada, o zaman halkin oyuyla karar verilir. Ama silah kuvveti, para ve hile üzerine halka baskiyla degil. |
merdem Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | dost1 (25. February 2013) |
24. February 2013, 01:48 PM | #32 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
Türkün akli sonradan gelir misali, benim de sonradan aklima geliyor.
Galip Kardesim, bir yerlerde okumustum, Osmanli zamaninda da peygamber soyundan gelenlere devlet bir maas bagliyordu. Bana kalsa bu maas bir nevi susma payi rolünü oynuyordu, devlet islerine karismasinlar bir kösede uslu uslu otursunlar diye, hemde müslüman olarak halen kendilerini suclu hissediyorlardi zamaninda peygamber soyuna yapilan katliamlardan dolayi. Bu yüzdendir yapilan yardimlar. Kimsenin de sikayeti olmamistir bu neden böyledir diye. Ben hic kimseye soyundan dolayi bir üstünlük taniyanlardan degilimdir. Yardima ihtiyaci olan herkese yardim edilmesi gerektigini savunurum. Selam ve dua ile. Not: Güzel bir temaya deginmissiniz gercekten. Tebrik ederim. Hic olmazsa asirlardir süren ve tabu bir tema olarak görülen konular üzerinde paylasimlar yapabiliyoruz. Tuhaftir ama, halen Muaviye ve Ali hakkinda konusmaya gelince sanki insanlara göklerden bir yasak konulmus gibi kimse yanasmiyor konulara. Neymis efendim, müslümanligi bölmek olurmus sayet bu konulari acarsak. Bölüsmelerin sebebini bir arastirmak akillarina gelmiyor sanki, zaten tam da bu olaylar sebeb olmustur müslümanlarin arasina fitne sokup mezheblere bölen. |
25. February 2013, 02:10 AM | #33 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 |
Sayın merdem.
Her müslümana kendi elinin emeği vardır.Yani bir müslüman üretecek çalışıp çabalayacak ve ürettiğini, emeğinin karşılığını tüketecektir. Asalak yaşam müslüman yaşamına aykırıdır. Biz listeler halinde yayınlanan ve bazı listelere göre (cariyeler hariç) 20+küsur, bazı lstelere göre 30+küsur eşli diye anlatılmaya çalışılan Peygamberimizin tek eşli (Haticenin vefatı ile Ayşe) olduğuna inananlardanız. Bu nedenle de binlerce ''şerifler'', ''şerif yardımcıları'', ''herifler'', ''filan-feşmekân'' (asaletli bir sınıf) icat edilmesine de karşıyız.. Yani Peygambere saygı peygamber enayiliği yaratmamalıdır. Bizim dinimizde ''peygamber soyu'' diye bir kavram yoktur; bu nedenle de bizim dinimizde ''peygamber atanmaz, peygamber seçilir''. Dolayısı ile bir soy-sop meselesi değildir peygamberlik. Hatırlayın bakara-l24. ayeti; Allah İbrahim'i bazı kelimeler ile sınar. Atanacak sınanmaz, yetiştirilir; seçilecek ise sınanır. O halde peygamber ailesi, Peygamber soyu diye bir üstün sınıf da yoktur.Dolayısı ile peygamber soyundan gelenler de genel esaslara tabidir.Bu genel esasları da şuradan okursanız ve fikrinizi beyan ederseniz memnun olurum:http://www.hanifler.com/showthread.p...0822#post10822 Saygılarımla. Galip Yetkin. |
25. February 2013, 08:33 AM | #34 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
Degerli Galip Kardesim,
bir seye inanmak/zannetmek baska bir sey, gercekler baska bir sey ifade ederler. Lütfen bana asagidaki Ayetlerden ne anlatildigini izah edermisiniz. Neden tek esli bir peygambere Allah bu sekilde hitap ediyor cok esli bir peygamber olarak ? Yoksa arap dilindeki hitap sekli yüzünden mi böyle cümleler olusmustur? Selam ve dua ile. 33:37 - Hem hatırla o vakti ki, o kendisine Allah'ın nimet verdiği ve senin de ikramda bulunduğun kimseye: "Hanımını kendine sıkı tut ve Allah'tan kork" diyordun da nefsinde Allah'ın açacağı şeyi gizliyordun. İnsanlardan çekiniyordun. Halbuki Allah kendisini saymana daha lâyıktı. Sonra Zeyd o kadından ilişiğini kestiği zaman, biz onu sana eş yaptık ki, oğulluklarının ilişkilerini kestikleri hanımlarını nikâhlamada müminlere bir darlık olmasın. Allah'ın emri de yerine getirilmiştir. 33:50 - Ey peygamber! Biz bilhassa sana şunları helâl kıldık: Mehirlerini vermiş olduğun eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak ihsan buyurduklarından sahip olduğun cariyeleri, amcalarının kızlarından, halalarının kızlarından, dayılarının kızlarından, teyzelerinin kızlarından seninle beraber hicret etmiş olanları, bir de mümin bir kadın kendini peygambere hibe ederse, peygamber nikâh etmek istediği takdirde, onu başka müminlere değil de sadece sana mahsus olmak üzere helâl kıldık. Onlara eşleri ve cariyeleri hakkında neyi farz kıldığımızı biliyoruz. Bunlar sana hiçbir darlık olmaması içindir. Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. 33:52 - Bundan başka kadınlar sana helâl olmaz. Bunları başka eşlerle değiştirmek de olmaz. İsterse güzellikleri hoşuna gitsin. Ancak sahip olduğun cariyen başka. Allah her şeye gözcü bulunuyor. Ahzab 28: Ey Peygamber, eşlerine şöyle söyle: "Eğer şu iğreti dünya hayatını ve onun süsünü istiyorsanız, haydi gelin size boşanma bedellerinizi vereyim de sizi güzellikle serbest bırakayım. Ahzab 29: Eğer Allah`ı, Peygamberini ve ahiret yurdunu diliyorsanız, bilin ki, Allah, içinizden güzel davrananlar için büyük bir mükâfat hazırlamıştır. Ahzab 32: Ey Peygamber hanımları! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer (Allah`tan) korkuyorsanız, (yabancı erkeklere karşı) çekici bir eda ile konuşmayın; sonra kalbinde hastalık bulunan kimse ümide kapılır. Güzel söz söyleyin. Ahzab 33: Evlerinizde vakarla oturun, eski cahiliye âdetinde olduğu gibi açılıp saçılmayın. Namazı kılın, zekâtı verin, Allah`a ve Resulüne itaat edin. Ey Ehl-i Beyt! Allah sizden, sadece günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor. Ahzab 53: Ey iman edenler! Siz zamanını gözetlemeksizin, bir yemeğe davet edilmedikçe, Peygamberin evlerine girmeyin. Ancak davet edildiğiniz vakit girin. Yemeği yediğinizde hemen dağılın, sohbete dalmayın. Çünkü bu hareketiniz Peygamberi üzmekte, fakat o (size bunu söylemekten) utanmaktadır. Ama Allah, hakkı söylemekten çekinmez. Peygamberin hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. Bu, hem sizin kalpleriniz, hem de onların kalpleri için daha temiz bir davranıştır. Sizin Allahın Resulünü üzmeniz ve kendisinden sonra onun hanımlarını nikâhlamanız asla caiz olamaz. Çünkü bu, Allah katında büyük (bir günah) tır. Ahzab 59: Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına (bir ihtiyaç için dışarı çıktıkları zaman) dış örtülerini üstlerine almalarını söyle. Onların tanınması ve incitilmemesi için en elverişli olan budur. Allah bağışlayandır, esirgeyendir. |
merdem Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | dost1 (25. February 2013) |
25. February 2013, 10:06 AM | #35 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 |
Sayın merdem.
Sorduğunuz sorular başka bir başlık konosu ama sorularınızın cevabı da esasen 33/52. Tabiidir ki bizim de kendimize göre görüşlerimiz var fakat bu konunun kompetanı Sayın Hasan Akçay'dır ve bizim vereceğimiz bilgiler O'nu kopye etmek, sitede yazdığından da en azından kendisine ayıp etmek olur. Ahzab suresi üzerine bir ''çeviri-yorumu'' da var. Ait olduğu başlıktan bilgi edinmek veya fikrini öğrenmek için sorarsanız size açıklamalarda bulunmaktan zevk alacağını biliyorum. Nisa/3 hakkında da çok iyi bir araştırıcıdır. Saygılarımla. Galip Yetkin. |
25. February 2013, 10:22 AM | #36 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
Sitede bulunan yazilari, makaleleri, aciklamalari bir okuyayim önce ( uff.... hayli bir vakit alacak ama, hic olmazsa bilgim olan konularda bir yazismada bulunabilirim.)
Tavsiyenizden dolayi tekekkür ederim degerli kardesim Galip. Ben de ayni hataya düsmüs bulunuyorum bir cok üyeler gibi, en önce siteyi bir arastirmam gerekirdi, ondan sonra fikirlerimi sunmak. Selam ve dua ile. |
25. February 2013, 01:34 PM | #37 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: May 2010
Mesajlar: 568
Tesekkür: 4.080
276 Mesajina 635 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 |
Selam kardeşlerim,abilerim,üstadlarım,güzel insanlar.
İşlerimin yoğunluğundan pek fırsat bulamasam da; bu konudaki yazışmalar hoşuma gittiği için az da olsa zamanımı ayırmak istedim. Öncelikle merdem kardeşim geçmiş olsun. Yanlış okumadıysam başınız ağrıyormuş. Allah şifalar versin. Seyitler,şerifler konusunu okuyunca aklıma komik bir anı geldi. 25 yıl boşa geçen tarikat hayatımda, seyit olduğu iddia edilen her kim varsa; (isterse çocuk olsun) karşısında hürmetle eğilir, elini öperdik. İşyerinden bir bayan arkadaşım bizim bu halimize hayret ederek,neden küçücük bir çocuğun önünde eğilip,elini öptüğümüzü sordu. Biz de onun seyit olduğundan böyle yaptığımızı söyledik. Seyitin kelime anlamını sorunca, Biz de,"peygamber soyundan gelenlere seyit denir" demiştik. Bayan arkadaşımız da yarı hayret,yarı hiddet içerisinde, "O halde benim de elimi öpmeniz gerek!" dedi. Biz de ona gerçekten peygamber soyundan mı geldiğini sorunca. "Tabii ki ben de peygamber soyundanım, hadi elimi öpün bakalım. Adem peygamberin soyundanım." demez mi |
Miralay Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | merdem (25. February 2013) |
25. February 2013, 02:34 PM | #38 | |
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.023
Tesekkür: 3.573
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 |
Selamun aleyküm! Değerli Merdem Kardeşim!
Alıntı:
(Tövbe: 60) Kesinlikle, Allah tarafından bir fariza [taksim/zorunlu görev] olarak; sadakalar [kamu gelirleri] ancak, fakirler, miskinler [yoksullar, işsizler] o iş üzerine çalışan görevliler [kamu görevlileri], müellefe-i kulûb [kalpleri İslâm'a ısındırılacaklar], boyunduruktakiler [özgürlüğü olmayan köleler], ağır borç altındakiler, Allah yolundakiler [askerler, öğrenci ve öğretmenler], yolda kalmışlar içindir. Allah her şeyi en iyi bilendir ve yasa koyandır. Âyetteki, Eğer siz Allah'a iman etmiş, hakk ile bâtılın ayrıldığı o gün; iki ordunun karşı karşıya geldiği o gün [Bedir günü], kulumuza indirdiğimiz Âyetlere iman etmiş iseniz ifadesi, çok ciddi bir ikaz olup, "eğer Allah'a inanmışsanız sadakaları [kamu gelirlerini] böyle taksim edin, inanmıyorsanız ne yaparsanız yapın" demektir. Buradan, taksimatın böyle yapılmaması hâlinde Allah'a iman edilmiş olmayacağı anlaşılıyor. Âyette, ganimetin öncelikle Allah için olduğu ifade ediliyor ki bundan maksat, –Allah'ın bir hissesi bulunduğunu bildirmek değil– söze tazim üslubu [Allah'ı zikretmek] ile başlamak ve kamu yararını ön plana çıkarmaktır. Çünkü her şey Allah'ın mülkü ve milkidir. Kur'ân'da Allah'a izafe edilen her şey, "kamu yararını" ifade eder; "Beytullâh, nâqatullâh" gibi. Âyetteki, yakınlığı olanlar ifadesiyle, genellikle Peygamber'in yakınları, Ehl-i Beyt, Kureyş kabilesi, Hâşimoğulları, Muttaliboğulları gibi akrabalarının kastedildiği ileri sürülmüştür. Hâlbuki Haşr Sûresinde savaş ganimetlerinden bahsedilirken, yakınlığı olanlar ifadesi, bizzat Allah tarafından açıklanmıştır: (Haşr: 7–8) Allah'ın, o kent halkından, Rasûlü'ne verdiği ganimetler, içinizden yalnız zenginler arasında dolaşmasın diye Allah'a, Elçi'ye yakınlık sahiplerine; göç eden fakirler –ki onlar, Allah'ın lütuf ve rızasını ararken yurtlarından ve mallarından çıkarılmışlardır, Allah'a ve Elçisi'ne yardım ederler. İşte onlar, doğruların ta kendileridir– yetimlere, miskinlere, yolcuya aittir. Elçi, size ne verdiyse onu hemen alın. Sizi neden aloyduysa ondan geri durun. Allah'a da takvâlı davranın. Şüphesiz Allah, kovuşturması çok çetin olandır. "Ganimetlerin tümü, niçin gaziler arasında paylaştırılmayıp da beşte-biri kamuya ayrılıyor?" diye sorulabilir. Bunun birinci nedeni, İslâm'daki savaşın ana gayesinin dünyevî çıkar için olmayışıdır. İkinci nedeni de, yetimler, yoksullar vs.'nin de Allah için savaşa katılmak istediği hâlde imkân bulamamalarıdır. Bunlar savaşa katılamasalar da gönülleri savaşa katılanlarla beraber olmuş ve onların zaferi için dua etmişlerdir. Âyette, ganimetin beşte-dörtlük kısmının ne yapılacağı belirtilmemiştir. Ancak, Âyetteki söz akışı ve Rasûlullah'ın uygulaması, kalan kısmın savaşa katılanlar arasında hakkaniyetle paylaştırılması gerektiğini göstermektedir. Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay |
|
26. February 2013, 06:16 AM | #39 |
Katılımcı Üye
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 74
Tesekkür: 11
12 Mesajina 17 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
Kuran neden hiç isimden/haticeden bahsetmiyor.
Neden hep "peygamber eşleri" ifadesi geçiyor. |
26. February 2013, 04:51 PM | #40 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2012
Bulunduğu yer: 38° 36′ 50″ N, 27° 26′ 3″ E
Mesajlar: 102
Tesekkür: 97
52 Mesajina 104 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
Hadi bu sefer şeytanın avukatlığını yapayım... Hz. Peygamberin torununu ve ailesini katledenler neye göre hareket etti? ne düşündüler? Peygamberin kanını taşıyan o mübarek insanları öldürürken nereden(hangi kitaptan) ilham aldılar
ha birde bazı arkadaşlarda Hz.Peygambere ve eşlerine(validelerimize) karşı alerji olduğunu seziyorum.dikkat edin bu alerji sizde bulantı, kusma, karın ağrısı, gaz, karında şişkinlik, döküntü, dil ve damakta şişme, boğazda kaşıntı ve cehennemde yanmaya sebep olabilir. Böyle küçük dağları ben yarattım havasıyla Hz Peygamberden ve eşlerinden bahseden zevat acaba günlük hayatta kendilerine bey,hanımefendi,sayın yada my lord diye hitap edilmemesinden hoşlanırlar mı acaba? (yazanların tavırlarına bakılırsa bu mümkün değil) mesela; komşunuzun on sekiz yaşındaki oğlu sizin yanınızda karınıza -aysel naaber derse ne yaparsınız. yada sizin altınızda çalışan bir kadronun -Murtaza şu yıllık izni bi imzalasana demesine
__________________
Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem. Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem |
raven Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | merdem (26. February 2013) |
Bookmarks |
Etiketler |
hatİce |
|
|