12. November 2012, 01:43 PM | #31 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17 |
Alıntı:
Size de teşekkür ederim. benim daha sonra soracağım sorulardan bir tanesini siz burada güzelce açıklayarak sormuşsunuz. Sevgili Halil ağabeyimiz, önceki sorularımı cevapladıktan sonra, diğer sorularımda olacak... Bu şekilde namaz konusu daha belirginleşecektir diye düşünüyorum... selam ve saygılarımla... aorskaya |
|
12. November 2012, 02:03 PM | #32 | ||
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.020
Tesekkür: 3.570
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 |
Selamun Aleykum! Değerli Aorskaya Kardeşim!
Size yeniden okur musunuz dememin nedeni: Alıntı:
Alıntı:
Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay |
||
dost1 Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | sevginur (14. November 2012) |
12. November 2012, 02:40 PM | #33 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
Alıntı:
Birazcik dahi olsa ironie denen bir sey yok sizde, yukarida yazilardaki soru ve cevaplar, birilerinin sacma satirlarindan örneklerdir onlar. Ben böyle seylere güler gecerim. Anlatmak istedigim, zavalli insanlarimiz ne sorular soruyorlar ve ne cevaplar aliyorlar. Mühim olan sorulari dogru kisilere yöneltmektir, dogru kaynaklardan aramaktir. Benim niyetim burada sizlere ders vermek olmadigini elbette anlamissinizdir Saygilarimla |
|
12. November 2012, 03:23 PM | #34 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17 |
Alıntı:
İroni konusunda haklısın galiba... İmansızı, rivayetçisi, her şeyi aklınca çözdüğünü sanan cahili derken, ironiyi göremeyebiliyorum. Ama, senin yazım şeklinde bunu biraz zorlaştırıyor. Şimdi, burada yaptığın açıklamalardan sonra aynı cümledeki bazı yazıların sana ait olduğu anlaşılıyor. halbuki, cümlede aynı satırdan senin yazılarını devam ettiğinden, senin veya ötekilerin yazısını ayırmak güç oluyor. Bu yanlış anlamalara sebep olmamak için, alıntıladığın yazıyı ya [quote] (bitişinde aynı parantez içi / işareti ile başlayacak şekilde olmalıdır) aralıklarında yaz, yahutta alıntı yazıyı bütünüyle başka renk, kendi yazını da başka renk yap ki, hangi cümle senin yada başkasının anlaşılsın. Bizlere ders verme niyetinde olmadığını söylemene gerek yoktu. Böyle niyet olsun olmasın, benim bildiğimden daha doğru bir bilgiyle karşılaşırsam, onu ders olarak dikkate alır, dersime çalışır ve onu öğrenip kabul ederim. Bundan da en ufak bir şekilde gocunmam, aksine hatamı düzelttiğim için kendimi de buna yardımı olan kardeşimi de daha çok severim. Benim yazılarıma katılımınızda, küfür ve şahsi niteleme olmadıkça, hiç çekinmeden yazınız lütfen sevgili merdem. Senden de öğreneceğim çok şey mutlaka vardır diye düşünüyorum ve inşallah faydalanmayı da isterim. selamlar, aorskaya Konu aorskaya tarafından (12. November 2012 Saat 03:40 PM ) değiştirilmiştir. |
|
12. November 2012, 07:38 PM | #35 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
Selamun Aleykum Aorskaya Kardesim,
Abdest konusunu baslatan siz oldunuz, burada kafa karisikligi yapilmasina lüzum yok. http://www.istekuran.net/makaleler.html Hakki Yilmaz Hocamizin harika aciklamalari var, sitesinde görebilirsiniz ve yararlanabilirsiniz, eger konulari o siteden kopye edip yapistiracak olursaniz daha uygun olur. Ve aciklanmasi gerecek püf noktalari gözümüze carparsa o zaman hep beraber tartisiriz. Sayet aranan tema yok ise Hakki Hocamizin sitesinde, bir de ona sorarsak fena olmaz. Burasi ilkokul degil, asagi yukari her bir kardesimizin az cok bilgisi var ve de site arandiginda bir cok konularda anlasilir sekilde aciklamar var.Tam olarak tespit edemedim, acaba site kardeslerimizden Kur'an meali yapabilme kapasitesi olanlar varmi aramizda? Yanlis ve eksiklerimiz varsa, bizleri bu konularda aydinlatma yetkilisi Kardeslerimizden bahsediyorum. Bu gün her cocugun yapabilecegini yapmakla kalmiyalim; Ayetleri kopyeleyip yapistirmakla kalmiyalim lütfen. Tartisma konusu olacak baska temalar ortaya atilacak olursa bundan hepimiz faydalanabilir ve en uygun akla yakani kabullenebiliriz. Selamlarimla |
merdem Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | dost1 (12. November 2012) |
12. November 2012, 07:49 PM | #36 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17 |
Alıntı:
Sayın dost1, "alçala alçala ve gizlice/açıkça göstererek dua" etmeyi nasıl namaz olarak bulabiliyorsunuz. Bu hem araf 55.ayette anlama ters düşmektedir, hem de vakitleri anlatan ayetlerde, namazla ilgili olarak salat yerine, [ed-du‘au bi't-tezarru‘=alçala alçala; sürekli alçalarak yakarma] deyiminin geçmesini gerekli kılar. Yine namazla ilgili ön şart olan abdest ayetlerinde de salat ifadesi namazı karşılamaktadır. Araf 55.ayetteki,"alçala alçala ve gizlice/açıkça göstererek dua" yı namaz olarak değilde, herhangi bir zaman veya mekanla sınırlandırmaksızın yapacağımız duanın şekli olarak kabul etmemize engel ne olabilir? Araf 55.ayeti önceki ve sonraki ayetlerle bir arada ele alıp anlamaya çalışırsak, burada geçen "alçala alçala ve açık-gizli dua"nın sadece dua biçimini gösterdiğini daha kolay görebiliriz. ARAF SURESİ ALINTILAR: 50-51. Ve ateşin ashâbı, cennetin ashâbına, “Biraz su veya Allah'ın sizi rızıklandırdığı şeylerden bize aktarın” diye seslendiler. Onlar da, “Allah, dinlerini alaya ve eğlenceye alan, basit, iğreti hayata aldanan inkârcılara ikisini de gerçekten yasaklamıştır!” dediler. –Bu günle karşılaşacaklarını umursamadıkları, âyetlerimizi bile bile inkâr ettikleri gibi, Biz de bu gün onları umursamayacağız [cezalandıracağız]–. 52. Hiç kuşkusuz onlara, inananlar için, bir kılavuz ve rahmet olarak, tam bir bilgiyle detaylandırdığımız bir Kitap getirmiştik. 53. Onun ilk plâna çıkmasından başka ne bekliyorlar? Onun ilk plâna çıkacağı gün geldiğinde, önceleri onu umursamayanlar, “Rabbimizin elçileri gerçekten bize gerçeği getirmişti. Acaba bizim için aracılık edecek aracılar var mı? Veya geri gönderilip de yaptıklarımızdan başkasını yapabilir miyiz?” diyecekler. Kuşkusuz kendilerini kayba uğratmışlardı. Uydurdukları şeyler de onlardan ayrılmıştır.” 54. Şüphesiz ki sizin Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra Arş üzerine istiva eden, gündüzü, durmadan kovalayan gece ile bürüyen ve güneş, ay ve yıldızları emrine boyun eğmiş olarak yaratan Allah'tır. İyi biliniz ki yaratma ve emir sadece O'na özgüdür. Âlemlerin Rabbi olan Allah ne cömerttir! 55. Rabbinize yalvara yakara ve gizlice dua edin. Kesinlikle O, haddi aşanları sevmez. ******************** 50ve 51.ayete baktığımızda, cehennemliklerin istekleri ve isteğin karşılanmayacağı anlatımı, 52.ayette de bunun gerekçesinin, yol gösterici olarak kitap indirilmesi olduğu, 53.ayette de indirilen kitabı umursamayıp, o kitaptan sorumlu olduklarını akıl edemedikleri, ancak kitaptan sorulacakları gün geldiğinde ve kitap öne çıktığında yani kitaptan sorulduklarında ise; o kitabın gerçekleri içerdiğini anlayacaklarını, kurtuluş için başkalarını arayacaklarını yada geri gönderilmeyi isteyecekleri, ama kabul edilmeyerek hüsrana uğrayacakları bildirilmektedir. 54.ayette ise rabbimiz kısaca yeniden hatırlatılarak, yaratma ve emrin sadece ona özgü olduğu, (başka emirler yerine, rabbin emirlerinin mutlaka yapılması gerektiği) ve (bunların yapılması halinde) rabbimizin çok cömert olacağı gösterilmektedir. 55. ayette ise (işte bunların devamı olarak, öncekilerin durumuna düşmemeyi, rabbin tek yaratan ve tek emir sahibi olduğunu, isteklerinin yapılması halinde çok cömert olduğu hatırlanarak) rabbimize yalvara yakara, alçala alçala gizli/açık dua etmemiz gerektiği belirtilmektedir. Burada, namazla ilgili bir anlatımı ben bulamıyorum. Öncekilerin durumuna düşmemek için bu ayette dua etmek vardır. Üstelik namaz gibi belli vakitlerle sınırlama olmadan bu vardır. Üstelik bu dualar içinde abdest veya başka bir ön şartta belirtilmemiştir. Şu halde, bu ayetten namazı belirlemek, ayetin beklediği duayı sadece namaz gibi belli vakitlere hapsetmek olurki, bu önceden gelen anlatılanların durumuna düşmemek için her an yapılabilecek duayı sekteye uğratmak, kısıtlamak demektir. A‘râf;205:Ve her zaman kendi içinden, korkarak ve alçala alçala, yüksek olmayan bir sesle Rabbini an ve umursamazlardan olma! [/quote] Bu ayette de, sadece namaz vakitlerinde değil, (akla gelen ve imkan bulunan) her zaman alçala alçala, saygıyla ürpererek dua edilmesinin istenmesi de yukarıda bahsettiğim gibi namazı değil, duayı gösteriyor. sayın dost1, yukarıda belirttiğim nedenlerle sizin araf 55.ayetten namaz tespitinize katılamıyorum. Ayrıca; namazın farz olduğunu açıklamışsınız, ben onu görmemişim. Dolayısıyla, namazın farz oluşu ile ilgili sorularım dışındaki soruları uygun olduğunuzda cevaplamanızı rica ediyorum. saygı ve selamlarımla... aorskaya |
|
12. November 2012, 11:01 PM | #37 | ||||||||||||
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.020
Tesekkür: 3.570
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 |
Selamun Aleykum! Değerli Aorskaya Kardeşim!
Alıntı:
Salat ve namaz birbirinden farklı iki kavramdır. Salat namazı kapsamaz. “salât” sözcüklerinin bilinen “namaz” ile alakası yoktur. Namaz, salat için musallaya toplananların salatı başlatmadan önce gerçekleştirdikleri dualarıdır/ tazarruan olan yakarışlarıdır. Alıntı:
Yazımızda bu ayet belirtilmişti. Sanırım dikkatinizden kaçtı. A’raf;55: “Üd'u Rabbeküm tedarruan ve hufyeten, inneHu la yuhıbbul mu'tediyn” Rabbinize alçala alçala ve gizlice/açıkça göstererek dua edin. Kesinlikle O, haddi aşanları sevmez A‘râf;205:” Vezkür Rabbeke fiy nefsike tedarruan ve hıyfeten ve dunel cehri minel kavli bil ğuduvvi vel asali ve la tekün minel ğafiliyn “ Ve her zaman kendi içinden, korkarak ve alçala alçala, yüksek olmayan bir sesle Rabbini an ve umursamazlardan olma! Dua edilirken önce Allah üstün vasıflarıyla anılıp O'na hamd edilmeli, sonra kişisel istekler dile getirilmelidir. Fâtiha sûresi'nde öğretilen dua buna en güzel örnektir. Dua, hudû ve huşû içinde, umarak, korkarak ve ürpererek yapılmalıdır. Bu kuralın en iyi uygulanma zamanlarının, günlük gailelerden uzak bulunulan gece ve seher vakitleri olduğu kanaatindeyiz. Toplu olarak dua etmenin de hudû ve huşû duygularını canlandırması bakımından etkili olacağını düşünüyoruz. “namaz” sözcüğünün Farsça'daki “eğilerek saygı ile dua etmek” anlamı Arapça'da ve Kur’ân'da بالتّضرّع الدّعاء [ed-du‘au bi't-tezarru‘=alçala alçala; sürekli alçalarak yakarma] şeklinde ifade edilir. Nitekim bu ritüelin ana hatları, Rasûlullah'tan bize intikal etmiştir. Ne var ki, bunların bazıları, anlam ve kavram olarak mecrasından çıkarılmıştır. Âyetten anlaşıldığına göre namazda [Rabbimizin huzurunda dua anında] sürekli bir alçalma sergilenmelidir. Şöyle ki: Kul; • Saygılı bir şekilde durarak, • Ta’zim ve tekbir ile [Allah'ı büyükleyerek, Allah'ın her şeyden daha yüce olduğunu ifade ederek], • Bel bükerek, • Yere kapanarak, • Oturup boyun bükerek Allah'a yakaracaktır. Bu sürekli alçalış şekli, bizzat Rasûlullah'tan bize intikal etmiş bulunmaktadır. Nitekim günümüzde kılınan namazın şekli böyledir. Alıntı:
“Kur’an meallerinde “namaz” diye çevrilen kelime “salat”tır. Bugünkü kılınan namaz salat değildir. Bugünkü “namaz “ diye bilinen kelime Kur’an’daki “tazarrulu dua” dır. Müslümanlara “farz “ diye nitelenen “yapılması gereken” anlamındadır. Salat, yapılması gerekendir/farzdır... Namaz/tazarrulu dua yapılması gerekendir/farzdır.” Alıntı:
“Namaz/tazarrulu dua yapılması gerekendir/farzdır. “ Alıntı:
Dinin indiği coğrafyada insanların hareket halinde oldukları zamanlar bu zamanlardır. Alıntı:
Dinin indiği coğrafyada insanların hareketli oldukları saatler bu vakitlerdedir. Öğle, ikindi vakti diye bildiğimiz vakitlerde o coğrafyada insanlar genellikle evlerinde dinlenme halindedir. Bugün camilerde imamların sesli olarak okumalarının hangi vakit ve rekatlarda olduğunu düşündünüz mü? Alıntı:
Alıntı:
Lütfen! camilerde imamların sesli olarak okumalarının hangi vakit ve rekatlarda olduğunu düşünür müsünüz? Alıntı:
Namaz, salat için musallaya toplananların salatı başlatmadan önce gerçekleştirdikleri dualarıdır/ tazarruan olan yakarışlarıdır. Alıntı:
Salatın ikamesi bütün müslümanlara kıble yapılmıştır. Salatı ikame kurumları mutlaka oluşturulmalıdır ve bunların ayakta tutulması işletilmesi için de sürekli çaba harcanmalıdır. Tehlike anında yapılan salatlar da tehlikeye nasıl karşı konulabileceği ile ilgili olacak çalışmalardır. Tehlikenin durumuna göre karar verilir. Alıntı:
Alıntı:
Günümüzde ne yazık ki, mescidler ve camilerde salat çoğunlukla sözkonusu değildir. Yapılanlar; bilinçten, huşudan yoksun bırakılan zamlandırılmış namazlardır. Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay |
||||||||||||
13. November 2012, 01:09 AM | #38 | |
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.020
Tesekkür: 3.570
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 |
Selamun Aleykum!
Alıntı:
"Ve yeryüzünde sefere çıktığınız zaman, kâfirlerin; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimselerin size bir kötülük yapacağından korkarsanız salâttan [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma çalışmanızdan] kısaltmanızda [eğitimi öğretimi kısa kesmenizde] sizin için bir sakınca yoktur. Şüphesiz kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimseler, sizin için apaçık düşmandırlar. Ve sen seferde olanların içinde bulunup da onlar için eğitim-öğretim verdiğin zaman içlerinden bir kısmı seninle beraber dikilsinler/eğitime katılsınlar. Silâhlarını da yanlarına alsınlar. Bunlar, yeterli bilgi alıp ikna olduklarında arka tarafınıza geçsinler. Sonra eğitim-öğretim almamış diğer bir kısmı gelsin seninle beraber eğitim-öğretim yapsınlar ve tedbirlerini ve silâhlarını alsınlar. Kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimseler, silâhlarınızdan ve eşyanızdan habersiz durumda olsanız da size ani bir baskın yapsınlar isterler. Eğer size yağmurdan bir eziyet erişir veya hasta olursanız, silâhlarınızı bırakmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Tedbirinizi de alın. Şüphesiz Allah, kâfirler; Kendisinin ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimselere alçaltıcı bir azap hazırlamıştır. Sonra eğitim-öğretimi tamamlayınca, artık Allah'ı ayakta, oturarak, yan yatmışken anın. Sükûnet bulduğunuzda/ güvene erdiğinizde, salâtı ikame edin [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturun, ayakta tutun]. Hiç şüphesiz salât [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma görevi], eskiden beri mü’minler üzerine vakti belirlenmiş bir yazgıdır. Ve o düşman toplumu takip etmede gevşeklik göstermeyin. Eğer siz acı çekiyor idiyseniz, artık şüphesiz onlar da sizin acı çektiğiniz gibi acı çekiyorlar. Ve siz, Allah'tan onların ümit edemeyecekleri şeyleri umuyorsunuz. Ve Allah, en iyi bilendir, en iyi yasa koyandır." Nisa 101-103 de "KIYAM edip "secde"ye vararak yerine getirirler" ifadesini bulduysanız bu tür şeylerin akla gelmesi kaçınılmazdır." Savaş için sefere çıkan bir orduyu düşündüğümde aklıma: Savaşa giren ordu ne yapar? Ordunun başındaki komutanlar ne yapar? Ordunun izleyeceği bir savunma veya saldırı planları yok mudur? Askerler aman bize kafirler saldıracak diye komutanlarının verdiği direktifleri dinlemezler mi? vb sorular geliyor. Şahsen ben savaş için sefere çıkan bir orduda er olsam, kafirleri yenebilmek için komutanların verecekleri dersleri cankulağı ile dinlerim ki, kafirlere karşı başarısız olmayalım. Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay |
|
13. November 2012, 01:34 AM | #39 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 817
Tesekkür: 0
157 Mesajina 225 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Merhaba.
Nitekim bu ritüelin ana hatlari, Rasûlullah'tan bize intikal etmistir. Ne var ki, bunlarin bazilari, anlam ve kavram olarak mecrasindan cikarilmistir. Ritüelin ana hatlari bize Resûlullah'tan intikal etmistir iddiasi mecrasindan cikarildigina sanki kanittir. Yaratilan izlenim o. Öyle ya. Intikal eden hangi sey mecrasindan cikarilmiyor ki! Oysa Resûlullah'tan intikal iddiasi ADI ÜSTÜNDE iddiadir. Bir iddia, baska bir iddia ile kanitlanamaz. KIYAM ve SECDE ile yerine getirilen salât Kurân'da, örnegin Nisâ 102'de, var. Mecrasindan asil cikarilan, KIYAM ve SECDE kelimeleridir. "Allah onu diyor ama benim dedigimi kastediyor" iddiasi. KIYAM saygi durusudur, SECDE itaattir... saptirmasi. Hayir. KIYAM kIyamdir: ayakta durmak (Nisâ 103). SECDE ise dünya kuruldugundan beri yapilan bir harekettir: yere kapanmak. Ve bunlar sekildir. Nisâ 102'de sözü edilen, sekilsel bir ibadettir. Ister Farsca namaz diyelim ister Kurânca salât, ayni sey. Gecerli olan kelimelerin aidiyeti degil anlamidir (17:110) "Ritüel"imizin cikis noktasi ise Resûlullah degil Kurân'dir. Kurân yeter. Dinin indigi cografyada insanlarin hareketli olduklari saatler bu vakitlerdedir. Ögle, ikindi vakti diye bildigimiz vakitlerde o cografyada insanlar genellikle evlerinde dinlenme halindedir. Korkarim basimizi yine alakasiz tarafa ceviriyoruz. Egitim-ögretim ve sosyal yardimlasma, istirahat anlari dahil, ihtiyac duyulan her an yapilir. Sekilsel salât ise yalnizca gün batimindan hemen sonra ve gün dogumundan hemen önce. Su cografyaya bu cografyaya ya da su kisinin bu kisinin ihtiyaclarina bagli olmayan Allah'in belirledigi iki vakit. Nisâ 101-103'e dikkat. Vakit gün dogumundan hemen öncedir. Kanit? Saldiri beklentisi. Saldirilar safakta baslar. Cünkü sonuc almak icin gündüzün isigina ihtiyac var. Sabah namazi icin sabitlenen vakit. Belirlenen o vakitte (kitâben mevkûta) halen fiilî catisma olmasa da düsmanin bir saldirisla üzerimize cullanacagindan endise etmemize ragmen, gerekli önlemleri alarak, KIYAM ve SECDE ile yerine getirecegiz o salâti. Salât degisik ayetlerde degisik anlamlara geliyor bahanesiyle Nisâ 101-103'teki sekilsel salâti yok sayamayiz. Sekilsel salât = namaz Kurân'da var. Sevgi ile, Hasan Akcay Konu Hasan Akçay tarafından (13. November 2012 Saat 02:28 AM ) değiştirilmiştir. |
13. November 2012, 08:38 AM | #40 | ||||||
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17 |
Alıntı:
Abdest konusunu başlatmakla nasıl bir kafa karışıklığı yaratılmış oluyorki? Zaten karışık olan kafalar olduğu için başlık açıldığı belli değilmidir? Alıntı:
Ben de bunu görüp, faydalanmaya çalışıyorum zaten. Ancak, sayın Yılmaz'da insandır, hataları vardır, olacaktır, bu gözardı edilmesin... Alıntı:
Sen, bunu uygun buluyorsan kendin söylediğiğn gibi yapabilirsin. Ama, kurandan konuları bilen kimseler, konu ile ilgili görüşlerini bağımsız olarak burada açabilmeli, Hakkı yılmaz veya başka meal edenlerin mealleri yada kendi meali ile ayetlerle de desteklemelidir. Bu şekilde olan anlatıma katılmayanlarda yine aynı şekilde yanlış buldukları kısımlar için aynısını yapabilmelidir. Alıntı:
İsteyen herkes, istediği kimsenin görüşlerini kendisine destek olarak kullanabilir. Sayın Yılmaz'dan yardımda alınabilir, fena olacak bir durum elbette olmaz. Ama, buna gerek duymayacak konuya hakim kimseler içinde bu kabulleriniz gereksiz olur. Alıntı:
Burada çok değerli (meal yapabilecek) kimseler var. Onlarda (sağolsunlar, inşallah devamlı yapsınlar) zaten konuları gördükçe katkılarını sunuyorlar. Yanlış ve eksiklik gördüklerinde düzeltme yazılarını yazıyorlar. Bu yeni başlanacak bir şey değil yani, burada bu dediğin zaten yapılmaktadır. Alıntı:
Burada, tamda yapılmaya çalışılan, dini konularda doğruyu bulmaya çalışmak için yapılan fikir alışverişi olmaktadır. Tartışmalar bunun için vardır, ve inşallah sadece bu amaçla ilgili olarakda devam etmelidir. selamlar, aorskaya Konu aorskaya tarafından (13. November 2012 Saat 08:43 AM ) değiştirilmiştir. |
||||||
Bookmarks |
Etiketler |
abdest, abdesti, ayrılır, bozar, gereklidir, için, kaça, nedir, neler |
|
|