14. February 2013, 03:14 PM | #41 | |
Super Moderator
Üyelik tarihi: Mar 2012
Mesajlar: 963
Tesekkür: 481
200 Mesajina 303 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
Alıntı:
Yıllarca bunları okuduk... Aş bunları artık... aş... |
|
14. February 2013, 03:16 PM | #42 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16 |
Alıntı:
Değerli dost1, Müslüman tanımızın kapsamı bakımından yazınıza itirazım dışında diğer kısımlarda belirttiğiniz gibi, imansızlarla mücadele ve davetlerdeki yöntemlerle ilgili kurandan delillerle yaptığınız anlatımı aynen kabul ediyor ve şahsen böyle de yapmaya çalışıyorum. Ancak; burada ne davet etme vardır, ne de mücadele etme vardır. Sadece bir durum tespiti vardır. Bu ise kurandan deliller getiren müslümanlardan olan bizler ile, kurandan delil getirmeden yine müslüman olan diğer kardeşlerimizin uyuşmazlığıdır. Bu tür ortamlarda aslında bizleri rahatsız eden ve geren durumlarda bizzat iki tarafında müslüman olmakla birlikte, kur'andan delil getirmeden konuya ters iddilarda bulunmasıdır. Yoksa karşı taraf olarak müslüman olmayan birinin iddiaları olsa idi, gayet tabi onun kurandan delil getirmesi de beklenilmeksizin, konu anlatılmaya çalışılırdı. Şimdi, sizin müslüman tanımızdan farklı olarak bir hususu açıklayarak yazımı bitiriyorum. Müslüman, Allah'a (dini islama) teslim olan kimsedir. Bu kimse gerek islama yeni giren biri olabileceği gibi gerekse de islamı iyi bilen ve yaşayan biri olabilir. İşte islamı iyi bielrek yaşamaya devam eden birisi artık mümin olmuş demektir. Bu durumda, Mümin de müslüman tanımının kapsamına girer. Ama, diğer müslümanlardan üstün derecede müslüman olarak kendisine mümin denilir. Saygı ve sevgilerimle... aorskaya |
|
14. February 2013, 03:32 PM | #43 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16 |
Alıntı:
Sormaktaki amacın neydi o halde? Yazılan gibi olduğunu kabul edemediğin içinmi, yoksa sormuş olmak içinmi sormuştun... Soruna cevap veren birine, "yıllarca bunları okuduk" diyebilmek nasıl bir tutumdur? Seninde aşman gereken çok şeyler olduğunu inşallah görebilirsin... selam, selam aorskaya |
|
14. February 2013, 03:44 PM | #44 | |
Super Moderator
Üyelik tarihi: Mar 2012
Mesajlar: 963
Tesekkür: 481
200 Mesajina 303 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
Alıntı:
Gerisi sana kalmış... sen bilirsin!!! |
|
14. February 2013, 04:00 PM | #45 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16 |
Alıntı:
Bir türlü, senin görüp aştığını da anlayamamışım! Ama şimdi anlamak için; "bir şeyi hem bilecek kadar aşıp ve hem de nasıl yeniden konu edebildiğini sorgulamanı" istesem yine önem verip dikkate almazsın herhalde... Herneyse, buna fazla takılmadan; "aştıktan sonra da neler yapmam gerektiğini" de söylese idin çok iyilik etmiş olurdun! Ama, bunu bana bırakmanda önemli bir gelişme kabul edilmeli galiba... Senin aştığın konuda sorduğun soruya, benim aşmadan verdiğim cevabı da yine aşamayan kardeşlerimiz okusunlar o halde... selamlar, aorskaya |
|
14. February 2013, 05:23 PM | #46 | ||
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.018
Tesekkür: 3.568
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 |
Selamun Aleyküm! Değerli Aorskaya Kardeşim!
Alıntı:
" Müslüman" sözcüğünün aslı "müslim"dir. “Sağlama alan” demektir. İslam olan kişilere denilir. الإسلام[islâm] sözcüğü, “berâet/uzak tutma; korkudan, kuşkudan, beladan, huzursuzluktan, mutsuzluktan, kavgadan savaştan, ağrıdan, sızıdan, maddî ve manevî sıkıntılardan, zayıflıktan çürüklükten… tüm olumsuzluklardan uzak olma" anlamındaki س ل م(s-l-m) kökünden türemiş if‘âl kalıbında mastar bir sözcük olup isim ve mastar olarak kullanılır. Günlük yaşantımızda sıkça kullanılan "[b]sâlim, selâm, teslim" de bu kökten türetilmiş sözcüklerdir. Bu kök harflerden türetilen islâm kalıbı, “sağlamlaştırma” (dertten, tasadan, korkudan, mutsuzluktan, kavgadan, savaştan ve benzeri şeylerden uzaklaştırma) demektir. "İslâm dini" de, “insanları sağlamlaştıran din” [dert, tasa, savaş, zayıflık, manevî hastalık, mutsuzluk ve benzeri şeylerden uzaklaştırıp sağlama, güvenceye alan ilkeler] demektir. İslam olana da müslim/müslüman denilir. Hucurat;14: Kaletil a'rabu amenna* kul lem tu'minu ve lâkin kulu eslemna ve lemma yedhulil iymanü fiy kulubiküm* ve in tutıy'ullahe ve RasûleHU layelitküm min a'maliküm şey'a* innAllahe Ğafurun Rahıym; Bedevî Araplar, "İman ettik!” dediler. De ki: "Siz "İman etmediniz", ama 'eslemnâ'/müslim olduk (sağlamlaştırdık; kendimizi sağlama aldık) deyin; iman henüz kalplerinize girmedi. Ve eğer Allah'a ve elçisine itaat ederseniz, O, yaptıklarınızdan hiçbir şeyi size eksiltmez." Gerçekten Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir! Alıntı:
"İslam dinine çağrı De ki: “Gökleri ve yeri yoktan var eden, besleyen, fakat Kendisi beslenmeyen Allah'tan başka velî mi edineyim?” De ki: “Ben İslâm kişilerin ilki olmakla emrolundum.” Ve sen sakın Allah'a ortak koşanlardan olma!" (En‘âm/14) "De ki: “Benim salâtım [sosyal desteğim], ibâdetim, hayatım ve ölümüm sadece Kendisinin ortağı olmayan âlemlerin Rabbi Allah içindir. Ve ben böyle emrolundum ve ben Müslümanların ilkiyim.” (En‘âm/162-163) "De ki: “Ben kesinlikle dini yalnızca Kendisine özgü kılarak Allah'a kulluk etmekle emrolundum. Ve bana Müslümanların ilki olmam için emir verildi.” De ki: “Şüphesiz Rabbime karşı gelirsem büyük günün azabından korkarım.” (Zümer/12-13) Değerli Kardeşim! "Cihad", İslam dinin temel sabitelerinden biridir. Günün şartlarına göre Kur’an (bilgi) ile, mal ile, dil ile, beden ile yerine getirilir. Daha açık bir ifade ile Cihad, Allah tarafından kullarına verilmiş olan “bedenî, malî ve zihnî kuvvetleri" Allah yolunda; Kur’an’ı anlama, anlatma, yaşama ve yayma, tanıtmak için kullanmak, o yolda kuvvet harcamaktır. Bu da bilgi, beden ve mal ile yapılır. İslâm dinin tanıtılması Kur’an’ın tebliğ ve tebyin esasına dayanır. Bu faaliyetinin adı “ilim ile cihad”dır. Buna “Kur’an ile cihad” da denilir. Ayette Kur’an ile cihadın “Büyük cihad” olarak nitelenmesi, Allah’ın ilim ile cihad konusuna ne kadar önem verdiğini göstermektedir. Allah’ın insana ihsan etmiş bulunduğu mal ve servetin Allah yolunda harcanması mal ile yapılan cihaddır. Bilindiği gibi dünyada her iş para ile yapılmaktadır. Hakkın korunması ve zafere ulaşılması da yine paraya bağlıdır. Bunun için mal ile cihadın önemi de çok büyüktür. “Ey inanmış olan kimseler! Size, sizi can yakıcı bir cezadan kurtaracak, kazançlı bir ticaret göstereyim mi? Allah’a ve O’nun elçisine inanacaksınız; Allah yolunda canlarınızla, mallarınızla çaba harcayacaksınız. İşte bu, eğer bilirseniz, sizin için daha iyidir: Sizin günahlarınızı bağışlar ve sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere ve Adn cennetlerindeki hoş meskenlere girdirir. İşte bu, büyük kurtuluştur. “Saf, 10-12 “De ki; eğer ki babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, akrabalarınız, kabileniz, elde ettiğiniz mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız meskenler, size Allah’tan, O’nun elçisinden ve O’nun yolunda cihaddan daha sevimli ise, artık Allah emrini getirinceye kadar bekleyiniz. Ve Allah fasıklar kavmine doğru yolu göstermez. “Tövbe; 24: “Müminler ancak, Allah’a ve O’nun elçisine iman edenler, sonra da şüpheye düşmeyen ve malları ve canları ile Allah yolunda cihad eden kimseledir. İşte bunlar sadıkların ta kendisidir.” Hucûrât, 15: “Hafif techizatla, ve ağırlıklı olarak sefere çıkın ve mallarınızla, canlarınızla Allah yolunda cihad edin. Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır.” Tövbe; 41: “Müminlerden özür sahibi olmaksızın oturanlarla Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenler eşit olamazlar. Allah, mallarıyla, canlarıyla cihad edenleri, derece itibariyle, oturanlara fazlalıklı kıldı. Ve Allah onların hepsine “En Güzel”i vaad etmiştir. Ve Allah mücahitlere, oturanların üzerine büyük bir ecir fazlalaştırmıştır: Kendi katından dereceler, bir mağfiret ve rahmet. Ve Allah, çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.” Nisa 95, 96: Ayrıca şu ayetlere de bakılmalıdır: Al-i Imran 142, Tevbe 16, 19, 20, 24, 73, 88, Bakara; 218, Muhammed; 31, Enfal, 72, 74, 75, Nahl; 10, Ankebut; 68, Maide; 35, 43, Tahrim 9, Hacc; 78. Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Alalh'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay |
||
14. February 2013, 08:34 PM | #47 |
Guest
Mesajlar: n/a
|
Sevgili kardeşim Bart;
Çok sevdiğim bir dostum vardı, aynen benim gibi yazar aynen düşündüğüm gibi düşünürdü. Sanki ikizimdi. Kardeşimdi. ... yı her yaptıgımda onu hatırlarım. Bir dileği begenmenize mutlu oldum. İnsallah... Sayın aorskaya amacım ne sizi nede sayın merdemi kırmak. Aksine bazı yazılariniza katilmasam da hepsini severek okuyorum. Sanirim bu forumda kacirdigim hicbir yazi yok uzun suredir. Anlatiş şeklimi bağışlayın ama kişisel olarak algılamayınız. Burayi bir okul olarak goruyorum. Daha ogrenecek cok seyi olan ogrencileriz biz. Benim dogrularim kesindir dogrudur demem bence boyledir derim. Selametle |
15. February 2013, 08:18 AM | #48 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16 |
Alıntı:
Beni kırmanız çok önemli değildir. Çünkü, herhangi bir zamanda basitçe "kusura bakma" demeniz halinde kırgınlık giderilebilir, yada aynı şekilde devam edilirse de kırgınlık sürebilir. Ancak, bunlarla kıyaslanmayacak kadar önemli olan başka bir tehlikeli durumu yaratmamaya dikkat etmek gerekir. Ahiret konusu, cennet ve cehennem konusu hayati öneme sahip konulardır. Bu hususlarda yapılacak yanlışlar, kişinin ebedi yaşamını cehennemde geçirmesine sebep olabilecek, telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurabilir. İşte bu yüzden, cennet ve cehennem gerçeği, kur'andaki anlatımı ile ele alınmalı, burayı kimlerin ne şekilde yaşayarak hakedecekleri, hiç bir durum hafife alınmadan anlatılabilmelidir. Bu durumun aksine, kurana dayanmayan akıl yürütmeleri ile kişilerin ahiret yerlerini belirlemeye çalışmak telafisi imkansız yanlışa düşmek olur. Konular hakkındaki hassasiyetim bu yüzdendir. İmansızların, zalimlerin bilerek bu durumu yaratmalarına sadece buna kanacak kimseler için ikaz amaçlı yazılarımı yazar, bırakırım ama aynı durum müslüman kardeşim tarafından kur'andan ayrılması yüzünden oluşuyorsa, kendisine de hatasını görmesi için çabalara girerim. Size yazdıklarımla ilgili yansımaları bu şekilde değerlendirmenizi rica eder, gelişmelerle ilgili açıklamanız için teşekkür eder ve özellikle ahiret konularına çok dikkat ederek yazmanızı dilerim. saygı ve selamlarımla... aorskaya |
|
15. February 2013, 08:23 AM | #49 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16 |
Alıntı:
Eksik bulduğum kısımla ilgili son yazınızdaki içerikle düzeltmeleriniz sonucu konu okuyucular tarafından daha iyi anlaşılacaktır diye düşünüyorum. Nazikane yaklaşamınız ve zahmetten kaçınmadan ortaya koyduğunuz güzel yazılarınız için teşekkür ederim. saygı ve selamlarımla, aorskaya |
|
15. February 2013, 10:00 AM | #50 | |
Guest
Mesajlar: n/a
|
Alıntı:
Aslinda biliyor musun insanlar birbirine aynadir. Ve bir insandaki kusur veya guzellik aslinda sizdedir. Buna egosal yönlendirme denir. Neyse selam ederim Allah bizleri vahiyden ayirmasin... |
|
Bookmarks |
Etiketler |
ahriette, bazılarının, bilinip, hali, insan, iyi, müslüman, nasıl, olacak, olarak, olmayan |
|
|