hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > TANIŞMA ALANI > Kendinizi Tanıtın

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 4. May 2024, 05:34 AM   #21
Hasan Akçay
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 824
Tesekkür: 0
163 Mesajina 231 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
Hasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud of
Standart

Alıntı:
dost1 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Hasan Akçay kardeşim,
Rahmetli Talat Turhan abi vardı. O yıllarda tanıyor muydunuz?
Talat Turhan'ı tanımadım sevgili dost1,
hakkında bir şey söyleyemiyeceğim.
Hasan Akçay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 16. June 2024, 03:49 PM   #22
Hasan Akçay
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 824
Tesekkür: 0
163 Mesajina 231 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
Hasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud of
Standart

NE AĞLIYORSUNUZ LEN İNEKLER

Kararların okunacağı gün geldi.
Yerlerimizi aldık.

Salonda çıt yok,
heyecan içinde bekliyoruz.
Galiba en sakin benim
ama içimde bir şeyler eriyor gibi.
Dudaklarımı sıkıyor,
çoraplarımla oyalanıyorum.

Avukatlar girdiler. Bir üsteğmen avukat
sanıklar arasındaki kardeşine gülümsedi.
Salonun sorusu: Kaç kişi, kaç kişi?
Üsteğmen ellerini ölçü diye kullandı:
on, yirmi, otuz, kırk, elli, altmış, yetmiş...
Çocuklar "Çok!" dediler, fiyuuu yaptılar.

Mahkeme heyeti geldi.

Duruşma yargıcı Mehmet Karaaslan
ceza alan öğrencilerin adlarını okumaya başladı,
eğer cezaya itiraz etmişse onu da belirtiyordu
Bunların toplamı epeyce vardı.

Adı okunan öğrenci ön tarafa çıkıyor,
10 kişi olunca salondan ayrılıyorlardı.

En ummadığım arkadaşlar
ceza almaya başladı.
"Şimdi benim adım okunacak" diye yüreğim hopluyordu.

Adı okunan arkadaş
allak bullak oluyor,
tarifsiz bir duyguyla "Hoppalaaa!" diyordu.

Hiçbiri ağlamadı
ama salon kendini tutamadı.
Kriz geçirenler vardı,
arkadaşları onları tuvalete götürdü.

Salonda disiplin kalmadı. Duruşma yargıcı "Sessiz olun!" diye
yararsız bir iki uyarıdan sonra
sanki sağır gibi
başını kaldırmadan okumaya devam etti.

Sesi titriyordu,
bizden bile daha üzgündü.

Kenan Dikici'nin
ceza alıp salondan ayrılırken
gülümsediğini gördüm.
"Ne ağlıyorsunuz len inekler?" der gibiydi.

Askerî liseden beri arkadaşımdı,
bu kelimeyi çok kullanırdı.

75 arkadaşımız ceza aldı.

Mahkeme heyeti
salondaki disiplinsizlik yüzünden
aramızdan geçemedi,
her halde salon boşaldıktan sonra çıktılar.
.

Konu Hasan Akçay tarafından (1. May 2025 Saat 07:37 AM ) değiştirilmiştir.
Hasan Akçay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Hasan Akçay Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
dost1 (20. June 2024)
Alt 16. July 2024, 04:51 AM   #23
Hasan Akçay
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 824
Tesekkür: 0
163 Mesajina 231 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
Hasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud of
Standart

GEREKÇE

Kararın gerekçesinde açıklandığına göre
harekete bütün harb okulu öğrencileri katılmıştır.

-

Ama hastanedekiler katılmadı,
ve herkes gibi onlar da tutuklanıp yargılandı.
Açıklamada bundan hiç söz edilmiyor.

Okuldan onlar da atıldı.

Bizim "erkek general" gibilere yakışan da buydu,
şöyle diyordu:

İçinizden biri bir subayımdan herif diye söz etmiş,
haddine mi düşmüş. Eğer bir subayıma her hangi
biriniz saygısızlık ederse
hepinizi teker teker cezalandırırım.

Hayır,
masumu suçludan ayrı tutacaksın,
hukuk bunu gerektirir.

Keşke hiç olmazsa
duruşma yargıcı
yüzbaşı Mehmet Karaaslan'ı dinleselerdi.

Bir tanığa öğrencilerin aldatılmış olup olmadığını sordu.

Tanık:
Bu bir silahlı ayaklanmadır. Bu bir Kabakcı isyanı, bu
bir Patrona Halil isyanı gibidir. Genel kurmay başkanını
yatağının altında arayanlaaar, genel kurmay ikinci baş-
kanına ateş edenleeer!

Yargıç:
Bırakın onları! Farklı tavırlar olacaktır. Onlar başka. On-
lar öteki mahkemede.

-

Gerekçe devam ediyor: Katılanların
kimisi "isyan olmuş ama bastırılmış, biz nöbet tutmaya gidiyoruz" diye,
kimisi ise "Silahlı Kuvvetler ihtilal yapmış" diye düşünmüştür.
İkinci düşüncede olanların harekete BİLEREK katıldığı açıktır
ama hangi öğrencinin hangi düşüncede olduğu tesbit edilememiştir.

İsyan olmuş ama bastırılmış diyenler de silahlı kuvvetler ihtilal yap-
mış diyenler de yalnızca biz harbiyelilerdik. Tamamen uydurmaydı.
Mahkeme bize neden bu kadar kolay inandı emin değilim.

Tahminim şudur:

Duruşma yargıcımız hukukçu yüzbaşı Mehmet Karaaslan bizim aklan-
mamız durumunda subay çıkacağımıza inanıyordu. Disiplin cezasına
çarpılarak okuldan atılacağımız aklına gelmiyordu.

O yüzden ne kadar çok harbiyeli aklanırsa o kadar iyiydi. İnanmak is-
tedi, inandı.

Tanıklık yapan subayların çoğu da sayın Karaaslan gibi düşünüyordu,
o yüzden lehimizde yalan bile söylediler. Örneğin 28. tümen komuta-
nı tümgeneral Nuri hazer...

Ben Talât Aydemir'le birlikte hareket ettiğimizi biliyordum. Bunu
"Conguroğlu gelmiş, Talat Aydemir'i gördün mü?" sözlerini duyunca
anladım. Yasal olarak ceza almam gerekirdi.

Ama suç işlemedim çünkü
darbecilerin yanında olmadım.

Asker olarak
ne yapmam gerekiyorsa
onu yaptım:

Alarm verilmişti, kalktım.

Birliğim silahlanıp gitmişti,
bir silah kapıp arkalarından koştum.
Onlara meclis yolunda yetiştim,
gece talimi yapıyor gibiydiler. Olağan bir şeydi,
ta ki "Conguroğlu gelmiş, Aydemir'i gördün mü?"
sözleri dolaşmaya başlayıncaya kadar.

O zaman da iş işten geçmişti,
bize biz okuldayken sahip çıkmaları gerekirdi.
Okulun dışında arkadaşlarımı bırakıp kaçmayı
aklımdan bile geçirmedim.

Ama darbe "silahlı zorbalık"tır, ona itirazımı sürdürdüm:

Silahımın emniyetini açmadım. Bana ateş edilse bile
karşılık vermiyecektim, bunu daha önce söylemiştim,
o gece de söyledim.

Ve ilk fırsatta
sınıf arkadaşım Erdoğan Gülsoy'la birlikte
gidip bir kapı girintisine sığındım.

Sabah ortalık ağarmaya başlayıp ta
darbe karşıtı bir subay
bizi alıncaya kadar orda bekledik.

(Bunu mahkemede söylemedim, yalnızca buraya yazıyorum.)


İHMAL

Gerekçede şu da var:
hareket gecesi harbiyelilerin ihmal edildiği kanaatine varılmıştır.

Aslında harbiyeliler yalnızca harekeket gecesi değil
Talat Aydemir onların okuluna komutan yapılmak suretiyle
2 yıldan beri ihmal edilmiş. Aydemir'in
harbiyelileri şartlandıracağı biline biline.

Albay Aydemir
bizden önceki devreyle
22 Şub 1962'de
darbe girişiminde bulununca emekli edildi,
yerine tuğgeneral Kemalettin Eken atandı.

Onun ne yaptığını ise
kendi oğlunun avukatlığını üstlenen
albay Ethem Baykara anlattı:

Bir okul komutanı ki
yıl içinde öğrencilere yaptığı konuşmaları
delil olsun diye kasede aldırır.


Hatırlıyorum, bir keresinde komutanımız bizi yemekhanede
topladı. O konuşurken bazı öğrenciler "Yemekler kötü, yemekhaneyi
pislik götürüyor" diye yüksek sesle sürekli homurdandılar,
parazit yaptılar.

O zaman bunu yadırgamıştım. Saygı gerekir ve
daha önemlisi disiplin gerekir diye düşünmüştüm.

Homurdananlar
bence
Talat Aydemir'in çengeline takılıp
onun tarafından
beyni yıkanan öğrencilerdi.

Demek ki
homurtular kasede alınmış.
Oysa komutan babadır,
hiçbir baba bunu yapmaz, yapmamalı.

Peki, bir topluluğu yöneten kişi
nasıl davranmalı?
Buna dair bazı öneriler
SÜRÜ PSİKOLOJİSİ başlıklı bölümde var.

Neyse.
Ben aklandım. Serbest bırakıldık,
hakkımızda sonra karar verilecekmiş,
çağırırlarsa okula döneceğiz.
.

Konu Hasan Akçay tarafından (Dün Saat 08:08 AM ) değiştirilmiştir.
Hasan Akçay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Hasan Akçay Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
dost1 (18. July 2024)
Alt 23. July 2024, 02:39 AM   #24
Hasan Akçay
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 824
Tesekkür: 0
163 Mesajina 231 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
Hasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud of
Standart

ÜNİFORMA

Aynı yaz,
1963.

Jandarma karakolundan çağırdılar,
resmî yerdir diye
üniformamı giyerek gittim.

Hayal:

Komutanın odasına girdim.
"Beni çağırmışsınız komutanım."
Evet. Hoş geldiiin.
"Hayırdır."
Hayırdır hayır hayır. Haberler güzel.
"Okuldan?"
Evet. Kalan sınavlara çağırıyorlar. Subay olacaksın.
"Çok şükür."

Gerçek:

Koltuğu gösterdi, oturdum.
Eliyle üniformamı işaret ederek
"Bunu giymemen lazım" dedi.

Efendim?

"Eve varınca üniformayı çıkar.
Tebliğ etmemiz isteniyor,
disiplin kurulu okuldan atılmanıza karar vermiş."

O da üzgündü.

Kalktım,
tebliği aldığıma dair imzamı attım,
çıktım.

Cep defterimden kopardığım bir yaprakla başlayan
assubay-subay olma maceram böyle bitti.

Şöyle başlamıştı:

Pancar çapalıyordum.
El kadarcık bir cep defterim vardı. Çıkardım,
bir yaprak kopardım. Yazdım:

Konya assubay okulu müdürlüğüne,
okulunuza öğrenci alıyormuşsunuz. Ben assubay olmak
istiyorum. Anam babam razıdır. Kaydımın yapılması için
gerekli işleme izin verilmesini...

Bu dilekçeyi ciddiye alıp işleme koydular, iyi mi.

Fakat...
sınava girmek için giriş belgesi almaya gittim,
memur olmaz dedi.
Neden?
Evraklarından biri eksik.

Dünyam başıma yıkıldı.

Ben öyle üzgün oradan çıkarken
üst kata çıkan merdivenin başında bir adam belirdi,
kırk yıllık tanıdığımmış gibi,

"Ne oldu?" dedi.
Sınava giremiyorum.
"Neden?"
Evraklarım eksik.
"Sen dur orda."

İndi geldi,
kapıdan adama biraz da öfkeyle baktı: Verin buna sınav belgesini.

Memur ayağa fırladı, eğilip bükülerek, ellerini ovuşturarak: Onu
hazırlıyordum komutanım, derhal efendim, hazır.

Sonradan öğrendim, okulun müdürüymüş. Albay.

Sınava girdim, kazandım,
askerî üniformayı giydim.

Okulu bitirme vaktinde
genel kurmay başkanı orgeneral Rüşdü Erdelhun
galiba Amerika dönüşü
bizim okula da uğramış.

Önüne beni çıkarıp tanıttılar:
bu yıl okulumuzu birincilikle bitiren öğrencimizdir, komutanım.

Yüzüme babam gibi bakarak
"Benim bir Osman'ım vardı" dedi,
assubay okulunu birincilikle bitirdi,
liseye devam etmesini sağladık. Şimdi çok başarılı bir subay.
Hadi seni de göreyim.

Ödüller verdiler. Bir tanesi duvar takvimiydi.

Aslında takvim şeklinde bir şiir kitabı. 365 yaprak. Her yaprağı-
nın ön sayfasında, arkasında dünyadan ve Türkiye'den şiirler
vardı. Su içer gibi kana kana okudum. Bir kısmı hala aklımdadır.

Subay olmak üzere askerî liseye böyle geçtim.

Şimdi harb okulunu bitirmeme yalnızca 1 hafta kala
üniformayı çıkar diyorlar.

Malum, askerde işler emirledir
ama emir var emir var.

Örneğin
size ölmeyi emrediyorum... asker olun demektir,
üniformayı çıkarın ise asker olmayın.

Madem öyle,
ben de çıkardım.

Garibim
bir süre odamın duvarında asılı kaldı,
sonunda babam mı attı ben mi attım
hatırlamıyorum.


MERHABA SİVİL DÜNYA

Yeniden okula başladım,
öğretmen olacağım.

Bir hocam "senin İngilizcen çok iyi" dedi,
"özel ders verir misin?"
Kabul ettim, aileme yük oldum diye
zaten içim içimi yiyordu.

Bir gün Bahçelievler'de derse giderken
az ötemde bir subay
(Harb Okulunda Almanca hocası)
durdu. Baktı. Tanımıştı.
Bir şey söyleyecek gibiydi
ama arkası gelmedi,
o yoluna devam etti ben yoluma.

Hoşça kal askerlik,
merhaba sivil dünya.
.

Konu Hasan Akçay tarafından (16. June 2025 Saat 02:23 PM ) değiştirilmiştir.
Hasan Akçay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Hasan Akçay Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
dost1 (20. October 2024)
Alt 23. July 2024, 04:37 AM   #25
Hasan Akçay
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 824
Tesekkür: 0
163 Mesajina 231 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
Hasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud of
Standart

UYUM

Eh biraz uyum sorunu yaşandı.
Örneğin Harbiyede
hocalarımızın nerdeyse hepsi subaydı,
o yüzden öğretmen öğrenci ilişkisi
aynı zamanda ast üst ilişkisiydi.

Derste bir şey söyleyeceksek
ayağa kalkardık,
sıranın dışına çıkıp
orda hazırola geçer, öyle konuşurduk.

Sivilde de öyle yaptım. Sonra baktım
benden başka kimse öyle yapmıyor,
bıraktım. Oturduğum yerden konuştum.
Kahvede sohbet eder gibi.
Oh... Rahatmış.

Sivilde
hocalardan da uyum sağlayamıyan oldu.
Bir hoca "Sen çok çalışıyorsun" dedi,
"özel bi maksadın mı var?"

Ne diyebilirdim?

Şaka olarak bile
evet efendim
az biraz ihtilal yapmak istiyorum
demedim.
.

Konu Hasan Akçay tarafından (14. May 2025 Saat 12:56 PM ) değiştirilmiştir.
Hasan Akçay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Hasan Akçay Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
dost1 (20. October 2024)
Alt 19. October 2024, 01:44 PM   #26
Hasan Akçay
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 824
Tesekkür: 0
163 Mesajina 231 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
Hasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud of
Standart

DENSİZ

Genel Kurmay Başkanlığına dilekçe yazdım,
postayla yolladım. Dedim ki:

Ben hep askerî okullarda okudum,
askerî ortaokulu, liseyi birincilikle bitirdim.
Askerliği çok seviyorum.
Çevirmenlik gibi bir görev verilirse
askeriyede sivil olarak ta çalışır, mutlu olurum.

Cevap vermediler
ama gazetelerde
Genel Kurmay Başkanlığına çevirmen alınacaktır,
isteyenlerin filan tarihteki sınava katılmaları...
diye bir ilan yayınlandı. Belki tesadüftü.

Sınava gitmedim.
"Gel seni sınavsız alalım" deseler de gitmeyecektim
çünkü amacım işe girmek değil
bize yapılan haksızlığı Genel Kurmaya hatırlatmaktı.
Öğretmenlik te güzel bir meslek.

O zamanın genel kurmayına
yaptığım bu densizlik gösterir ki
çoğu arkadaşım gibi
ben de
derinden sarsılmışım.

Biz çürük meyvalı ağaçtan döküldük ya,
bazan yuvarlanarak bir araya geldiğimiz oluyor.
Öyle bir keresinde "Filanca arkadaşımız noldu?" dedim.
Cevap: Yasa dışı işlere karışmış. Öyle duydum.

Bir gün Galata köprüsünün kalabalığında
benim yaşımda birini gördüm,
kendisinden büyükçe biri, her halde ağabeyi,
onu yakasından çeke çeke götürüyordu.

Yaşıtım beni tanıdı, eu au gibi sesler çıkararak
el kol hareketleri yapmaya başladı.
Ağabeyi "Kusura bakmayın" dedi,
"okuldan atıldıktan sonra böyle oldu."

Bir keresinde de
İngilizce öğretmenleri için düzenlenen bir yaz çalış-
masında Ortadoğu Teknik Üniversitesinden gelen biri
"Size Ahmet Bey'in selamı var" dedi.
Ahmet Bey?
"Profesör Ahmet Çıtır."

Hatırladım. Harb okulunda
kendisine
Ahmet Çatır Çutur diye takıldığım bir arkadaşım.

Hayata olumlu bakan, neşeli biriydi.

"Ama" dedi selamı getiren,
"Profesör Çıtır biraz değişik biri."

Biz... dedim,
çoğumuz biraz değişik biriyiz.
Darbe yedik,
darbe bizi değişik biri yaptı.
.

Konu Hasan Akçay tarafından (14. June 2025 Saat 05:57 PM ) değiştirilmiştir.
Hasan Akçay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Hasan Akçay Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
dost1 (20. October 2024)
Alt 21. October 2024, 05:05 AM   #27
Hasan Akçay
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 824
Tesekkür: 0
163 Mesajina 231 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
Hasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud of
Standart

MOLLA KÂSIM

Yıllar önce
harbiyeli hasan akçaylar vardı,
onların üzerinde birileri siyasî oyunlar oynadılar
ve yavrularını yuvadan atan leylek misali
onları yuvadan attılar.

Ama insanlar leylek değildir.

Şimdi de
yıllar sonra harbiyeli başka hasan akçaylar var,
onların üzerinde de siyasî oyunlar oynanıyor.
Ona yanarım.

Bizim leylek analar bu dünyadan göçüp gittiler,
şimdikiler de göçüp gidecek
ama hesab soran bir molla kâsım
mutlaka gelecek:

Derviş Yunus bu sözü
Eğri büğrü söyleme
Seni sigaya çeker
Bir Molla Kâsım gelir.
.

Konu Hasan Akçay tarafından (1. May 2025 Saat 07:49 AM ) değiştirilmiştir.
Hasan Akçay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Hasan Akçay Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
dost1 (5. January 2025)
Alt 30. November 2024, 08:23 AM   #28
Hasan Akçay
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 824
Tesekkür: 0
163 Mesajina 231 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
Hasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud of
Standart

https://www.youtube.com/watch?v=JANKA8pp33g
Hasan Akçay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Hasan Akçay Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
dost1 (5. January 2025)
Alt 5. January 2025, 06:22 AM   #29
Hasan Akçay
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 824
Tesekkür: 0
163 Mesajina 231 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
Hasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud of
Standart

KADER?

Şimdi 85 yaşındayım,
yıl 2025.

62 yıl önce
"İki Numaralı Mahkeme"yi yazdığım defterimi
evden çıkarken olduğu yerde bırakırdım,
bilirdim ki babam okuyacak.

Üzgün olduğumu elbet anlıyordu.
Üzülme boş ver diye bana bisiklet aldı.
"Bin, dolaş... Açık havaya çık."

Üzüntüm ise subay olamadığım için değil
onun isteğini yerine getiremediğim içindi.

Çok istiyordu subay olmamı,
bizim köyden ilk ben subay çıkacaktım.
Nolur affet baba,
kaderi yenemedim.

Ama yenemediğim
sahiden kader miydi?
.

Konu Hasan Akçay tarafından (14. June 2025 Saat 06:01 PM ) değiştirilmiştir.
Hasan Akçay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Hasan Akçay Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
dost1 (5. January 2025)
Alt 5. January 2025, 01:11 PM   #30
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.082
Tesekkür: 3.624
1.093 Mesajina 2.442 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Alıntı:
Hasan Akçay Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Talat Aydemir'in ikinci Darbe Girisimi | 21 Mayis 1963 | 32. Gün Arsivi
İzledim geçmişi anmış olduk.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
iki, mahkeme, numaralı


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 09:33 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam