hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > HUKUK > Adalet ve Zulum

 
 
Seçenekler Stil
Alt 11. February 2010, 12:35 AM   #11
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.016
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun Aleykum! Değerli Müslümanlardan Kardeşim!

Yazı size ait değilse lütfen kaynak belirtin.

Alıntı:
müslümanlardan Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Türkiye Cumhuriyetinin Kanunları önünde eşit sayılmayan sınıf,zümre ve kişi var mıdır?DEMİŞSİNİZ KARDEŞ,

MİLLET VEKİLLERİ VE HALK EŞİT DEĞİL.

BİRDE TCK KANUNLARINA GÖRE HZ MUHAMMED BU GÜN YAŞAMIŞ OLASAYDI
ANAYASAYI BOZMAK ,ŞERİAT PROPAAGANDASI YAPMAK VE DEVLET DÜZENİNİ YIKMAYA ÇALIŞMAKTAN DOLAYI TERORİST İLAN EDİLİR VE ASILIRDI....Birde şu yazıyı okursanız belki daha iyi anlaşılır.

SONUÇ
Anayasaya bakınız. Yasalar önünde herkes eşittir. Milletvekilleri, bakanlar vb görevliler sahip oldukları sorumluluklar ve haklar yönünden eşit değildir. Eşit olması da düşünülemez.

قسطKIST VE عدلADALET

“ قسطkıst” sözcüğü genellikle “ عدلadalet” diye açıklanmıştır. Böyle açıklanmış olmakla beraber, “kıst” sözcüğü tam olarak “adalet” demek değildir. Çünkü “adalet”, “bire bir karşılık, denge, denklik, eşitlik” (Lisanü’l-Arab; c.7, s. 359-360) demek iken, “kıst” sözcüğü “nasip, pay, hak edilmiş olan pay” (Lisanü’l-Arab, c.6, s. 123-128) demektir.

“Kıst” söz konusu olduğunda, mutlaka hak edilen ve söz verilen kadar karşılık ödenir. Bir nevi eşitlik olan “adalet” ise işlenene bire bir karşılık vermeyi gerektirir. Hâlbuki eşitlik her zaman hakkın karşılığı değildir, hatta bazen de zulümdür. Nitekim çalışma hayatında eşitlik esası değil, elemanların kalifiye oluşu, kıdemi gibi hususlar hesaba katılarak kıst esası uygulanır; böylece ücretler kişilerin niteliklerine göre belirlenir. Bir aile reisi de evlâtları arasında eşitlik ilkesiyle değil, kıst ile muamele yapar. Çünkü her çocuğun yaşına ve gördüğü eğitime göre ihtiyaçları değişiktir ve çocuklar aile bütçesinden bu ihtiyaçlara göre pay alırlar. Meselâ, biri ilk öğretimde diğeri üniversitede okuyan iki çocuklu bir aile, çocukların harçlıklarını hiçbir zaman eşit miktarlarda tespit etmez.
Türevleriyle birlikte Kur’an’da 27 kez yer alan “kıst” sözcüğünün, “ اقتساط iktisat [zulme yol açmadan, aşırıya kaçmadan, hayırlı, yararlı yolu izlemek”, “ تقسيط taksit [hakkı olan bir şeyi belli zamanlara pay pay bölmek]” ve “ قسطاسkıstas” formları Arapça anlamlarının aynısıyla Türkçede de kullanılmaktadır.

Rabbimiz hem “ عادلAdil”, hem de “ قاسطKasit”tir. Yani, hem adaletle hem de kıst ile muamele eder:

Ve Allah rızk konusunda kiminizi kiminize fazlalıklı kılmıştır. Kendilerine fazlalık verilenler, kendi rızklarını sağ ellerinin malik olduklarına, hepsi onda eşit olmak üzere vermezler. O hâlde bunlar Allah’ın nimetini bilerek inkâr mı ediyorlar? (Nahl/71)

Rabbinin rahmetini onlar mı paylaştırıyorlar? Şu basit hayatta [dünya hayatında] onların geçimliklerini aralarında Biz paylaştırdık Biz. Birbirlerine işlerini gördürsünler diye Biz onların bir kısmını bir kısmının üzerine derecelerle yükselttik. Ve Rabbinin rahmeti onların biriktirdikleri şeylerden daha hayırlıdır. (Zühruf/32)

Mirasın dağıtımında evlâtlar arasındaki pay farklılığı ve miras taksiminde başkasına ait yetim bulunması hâlinde o yetime de pay verilmesi, Rabbimizin “kıst” ile muamelesinin örneklerindendir.
Rabbimiz insanlara da kıst ile muamele etmelerini emretmiş ve bu davranışta bulunanları övmüş ve sevdiğini bildirmiştir.

Yalana çok kulak verenler, haram çok yiyenler! Artık onlar, eğer sana gelirlerse, aralarında hükmet ya da onlardan yüz çevir. Ve eğer onlardan yüz çevirirsen, artık sana hiçbir zaman zarar veremezler. Ve eğer hükmedersen o zaman aralarında hakkaniyetle hükmet. Şüphesiz Allah, hakkaniyetle davrananları sever. (Maide/42)

Ve eğer müminlerden iki grup birbirleriyle savaşırlarsa hemen onların arasını düzeltin. Şayet biri ötekinin üzerine saldırırsa, Allah’ın buyruğuna dönünceye kadar saldıran tarafla savaşın. Sonra da eğer dönerse aralarında adaletle barış yapın ve hakkaniyetle davranın. Şüphesiz ki Allah, hakkaniyetle davrananları sever. (Hucurat/9)

Ant olsun ki Biz, elçilerimizi açık delillerle gönderdik ve insanların hakkaniyeti ayakta tutmaları ve Allah`ın dinine ve elçilerine görmeden yardım edenleri belirlemesi için beraberlerinde kitabı ve ölçüyü indirdik. Biz, demiri de indirdik ki onda büyük bir kuvvet ve insanlar için faydalar vardır. Şüphesiz Allah kuvvetlidir, mutlak üstündür. (Hadid/25)

Allah sizi, din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilik etmekten, onlara hakkaniyetle davranmaktan men etmez. Şüphesiz ki Allah adalet yapanları sever. (Mümtehine/8)

Ve eğer ki yetimleriniz konusunda hakkaniyeti koruyamayacağınızdan korktuysanız; o takdirde sizin için hoş [helâl, uygun] olan, yetimlerin kadınlarından ikişer ikişer, üçer üçer, dörder dörder nikâhlayın. Şayet o takdirde de adaleti gözetemeyeceğinizden korktuysanız, bir tanesini nikâhlayın. Ya da yeminlerinizin malik olduğunu nikâhlayın. Bu haksızlığa sapmamanız için en uygunudur. (Nisa/3)

Bu konuda ayrıca Bakara/282, Ahzab/5, Âl-i Imran/18, 21, Nisa/127, 135, En’am/152, A’raf/29, Yunus/4, 47, 54, Hud/85, Enbiya/47 ve Rahman/9’a bakılabilir.

“Kıst” sözcüğü, “adl” sözcüğü gibi “ezdat”tandır. “Hak edilmiş pay” anlamında kullanılan sözcük, aynı zamanda bu anlamın zıddı olan “zulüm, hakkı gasp etme” anlamında da kullanılır:

Ve gerçekten biz [bize gelince, bizim durumumuz ise]; Müslümanlar bizdendir, zalimler de bizdendir. Ama kimler teslim olduysa [Müslüman olduysa], işte onlar rüşdü [doğruyu, güzeli, iyiyi, gerçeği] arayanlardır. Ama zalimlere gelince, onlar da cehennem için odun olmuşlardır.” (Cinn/14, 15)

Alıntı:
müslümanlardan Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
BİRDE TCK KANUNLARINA GÖRE HZ MUHAMMED BU GÜN YAŞAMIŞ OLASAYDI
ANAYASAYI BOZMAK ,ŞERİAT PROPAAGANDASI YAPMAK VE DEVLET DÜZENİNİ YIKMAYA ÇALIŞMAKTAN DOLAYI TERORİST İLAN EDİLİR VE ASILIRDI....Birde şu yazıyı okursanız belki daha iyi anlaşılır..
Siz gerçekten böyle bir örnek vermeyi uygun görüyor musunuz?
Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah, Mekkeli Abdullah oğlu Muhammedi Resulu ve Nebisi ilan ederek vahyetmiş Resulü de aldığı vahyi tebliğ ederek tabi olan insanlardan oluşan bir devlet kurmuştur.

Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan insanların büyük çoğunluğu kendilerini " MÜSLÜMAN" olarak adlandırmaktadır. Bu "müslümanlık" Allahın vahyine uyan bir "müslümanlık" mıdır değil midir? Tartışılır.

Yine aynı şeyi yapıyorsunuz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti mi ? Vur abalıya!
Allah Resulunun hayatını bilseniz ve tebliğ ettiği vahyi tanısanız... !!!




Alıntı:
müslümanlardan Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Yirminci yüzyıl deniien bir çağda yaşıyoruz.

Saadet dönemini ondört asır geride bırakmışız. Aydınlık ve aydınlık kaynağı dönem İle aramızda ondört asırlık bir tarih oluşmuş.

Ondört asır, bindörtyüz yıl!..

Neler olmamış ki bu ondört asırlık dönemde? Üzülünecek, sevinilecek, şaşırılacak, kızılacak neler olmamış ki?

Bölünmeler, parçalanmalar, iç savaşlar..

Hz. İbrahim (a.s.)'ın “Ya Rabbi zürriyetimden imamlar ve önderler kıl” duası üzerine Rabbimizin: “Zalimler Benim ahdime erişemez” buyruğu ile red*dedilen saltanat sisteminin, bu İlahi buyruğa rağmen teşekkülü ve sultanoğlu zalimlerin başa geçmesi..

Hz. Musa (a.s.) Rabbani görevi için kardeşi Ha*run (a.s.)'ı yardımcı olması için isterken, kardeşlerini katleden ve ellerindeki kardeş kanını değişik fetva*larla yıkamaya çalışan sultanlar..

Yaşamak için, sultanların zulmünü de yaşatan ve bu zulmü din adına onaylayan, meşru gösteren çanak yalayıcıları..

ResululLah (s.a.v.)'e ümmet ve halef olduklarını iddia eden sultanların, Resulullah (s.a.v.)'in sade ya*şantısına karşılık saraylarda ve yüksek tahtlarda hi*lafet görevini yürütmeye çalışmaları..

Kültür ve eğitim faaliyetleriyle insanları ve top*lumları değil, toprakları fethetmeyi amaçlayan sa*vaşlar. .

Batıda kral-papaz, doğuda sultan-şeyhülislam ilişkileri..

Müsbet ilme karşı takınılan menfi tavırlar..

Saraya ve ihtişamlı yaşantıya haklı bîr kızgınlık*la bakan binlerce göz..

Son dönemlerinde 'Hasta adam' olarak adlan*dırılan Osmanlının tabi bir ecel ile ölmesi..

Saltanat sisteminin kaldırılması..

Dinin istismarına şahit olan gözlerin, istismarcı*lara değil dine düşman edilmesi..

Cumhuriyetin kurulması..

Dinin istismarını önlemek için, dîn ile devlet iş*lerinin ayrılması ve laikliğin teşekkülü..

Dinin istismarını önlemek için Kur'an'ı Kerim'de beyan edilen kanunların yürürlükten kaldırıl*ması ve hayat şeklini belirleyecek olan kanunların meclislerden çıkarılması..

Dinin istismarını önlemek için yapılan bu çalış*malara karşı çıkan veya engel olan kimselerin, dinin istismarını önlemek için katledilmesi..

Dinin istismarını önlemek için, imam-hatip ve ilahiyat fakültelerinin kurulması ve din görevlilerinin devlet kof tölünde yetiştirilmesi..

Dinin istismarını önlemek için, cami ve benze*ri yerlerde dinin devlet tarafından öğretilmesi..

Dinin istismarını önlemek için, devletin belirle*diği müfredatın dışına çıkarak Kur'an'ı Kerim'deki bazı hükümleri gündeme getiren din görevlilerinin görevden alınması ve cezalandırılması..

Dinin istismarını önlemek için, devleti meşru gören zararsız gruplara müsamaha edilmesi ve dini asabiyete sahip olan kimselerin bu gibi gruplarda deşara edilmesi..

Ve istismar edilmesinden endişe duyulan dinin, bilinen sebeblerle ortadan kalkması..

İşte böyle geldik günümüze veya böyle getiril*dik..
Aynı uslup aynı suçlamalar. Suçlamalar... İftiralar...Allah'ın koyduğu din ile Mezhepler ve Tarikatlar dininin mensupları arasında olanların dışavurumu...


Alıntı:
müslümanlardan Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster


Dünya müslümanları idrak ve iman etmelidir ki,

bu Sünnetullah kıyamete kadar yürürlükte ola*cak ve kıyamet bu Sünnetullah'ın bir tecellisi olarak kopacaktır. Dünya müslümanlarına düşen görev, ne oturup kıyameti beklemek ve ne de gayri İslami yol*lar ile içinde bulundukları devleti ele geçirmeye ça*lışmaktır. Durmak bilmeden İlerleyen zaman, dünya insanlarını korkunç bir akibete yaklaştırmaktadır. Bu akıbet mücerret olan devletleri değil, müşahhas olan insanları tehdit etmektedir. Ebedi azaba kurumlar veya makamlar değil, bu makamlarda oturan insan*lar duçar olacaklardır. Bu nedenle öncelikle insanla*rın kurtarılması ve kurtuluşa çağrılması gerekmekte*dir.

Dünyanın süper ve gayrisüper devletlerinde ya*şayan tüm insanlar için, İlahi bir uyarı ile yeni bir dönem başlayacaktır.

Uzun yıllardır böyle gelmekte olan sömürü, böyle gelmekte olan zulüm, böyle devam etmeye*cektir.

Saat yaklaşmıştır.

Bu İlahi davet ve Sünnetullah ile uyarı dünya gündemine geldiği zaman, bütün dünya insanları bu Sünnetullah'ın hükmü çerçevesine gireceklerdir. Bu İlahi buyruğun mübelliğleri Allah'a kul olmuş ve sa*dece Allah'tan korkan dünya müslümanlarıdır. Bu kutlu müslümanların elinde, dilinde, kalbinde ve ya*şantılarında yüce bir Kitap, Kuranı Kerim bulun*maktadır..
Değerli Kardeşim! Asıl sorun bu. Bunun yolu eğitimden geçer.
Bedir'de,Hendek'te, Uhud'da savaşanlar, inandıkları için inandıklarını ikame etmek için "salat" edenlerdir.
Allah Resulu ne zaman "salat" için çağırdıysa çağrıya uyan ve gereğini yapanlardır.

Furkan;30:Elçi de: “Ey Rabbim, hiç şüphesiz benim kavmim şu Kur’an’ı mehcur (terk edilmiş bir şey) edindiler.” dedi.

Alıntı:
müslümanlardan Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

Dünya insanlarından istediklerimiz mal, ma*kam, para veya herhangi bir menfaat değil, sadece Allah'a kul olmaları ve bu şerefli kulluk ile kurtuluş bulmalarıdır.

Sadece bunu istiyor ve bu istek ile yürekten dua ediyoruz.

Selam, hidayete tabi olanlar üzerinedir.
Bu duaya yürekten katılıyorum. Bunun gerçekleşmesi "vur abalıya" misali devlete söğmekten değil "LA İLAHE İLLA ALLAH" sözünü taklidi değil de tahkiki söyleyenlerden oluşmuş insanların çoğalmasından geçer.
Unutmayalım ! Toplumu oluşturan bireylerdir. KUR'AN'A inanmış ve KUR'AN'ı yaşam biçimi edinmiş bireylerin oluşturduğu "TOPLUM" "MÜSTEKBİR;MÜTREF,TAĞUT" u en iyi şekilde bilecek,bu tiplerin yönetime geçmesine izin vermeyecek soyut bir kavram olan "DEVLETİ"n de "HAK" üzere en iyi şekilde yönetilmesini sağlayanlardan olacaktır.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
dost1 Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 3 Kisi:
Barış (11. February 2010), hiiic (8. October 2010), Miralay (19. July 2010)
 

Bookmarks

Etiketler
defteri, ilımlılaştırmanın, seyir, İslam’ı


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 09:50 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam