hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > İMAN > Şirk ve Müşrikler > Şirk

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 27. September 2008, 12:00 PM   #1
EVVAB_İNSAN
Uzman Üye
 
EVVAB_İNSAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 220
Tesekkür: 35
42 Mesajina 53 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
EVVAB_İNSAN is on a distinguished road
Standart ŞİRK ve DÜNYASALLAŞMA

ŞİRK ve DÜNYASALLAŞMA

RAHMAN RAHİM ALLAH ADINA

…Dikkat et, hâlis din yalnız ALLAH’INDIR. O’nu bırakıp kendilerine bir takım dostlar edinenler: Onlara, bizi sadece ALLAH’A yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz, derler. Zümer Suresi/67

…Öldüğümüz, bir toprak ve bir kemik olduğumuz zaman, gerçekten biz mi diriltilecekmişiz? Andolsun, bu tehdit bize ve bizden önceki atalarımıza yapılmıştı; bu, geçmişlerin uydurma masallarından başka bir şey değildir. Müminun Suresi/81–82

…Dediler ki: Hayat ancak bu dünyada yaşadığımızdır. Ölürüz ve yaşarız. Bizi ancak zaman helâk eder. Casiye Suresi/17

İman noktasında İnsanlık tarihinin en önemli sorunu şüphesiz yanlış ALLAH ve AHİRET inancıdır. Bu yanlış üzerine bina etmiş olduğu dünyasında maalesef her zaman kan ve gözyaşı hâkim olmuştur ve olmaktadır.

HZ. KUR’AN dışı akımlarda ulaşılamaz ALLAH tasavvuru ŞİRKİN, tek dünya tasavvuru DÜNYASALLAŞMANIN sebebi olarak karşımıza çıkmıştır. İşte bu noktalarda HZ. KUR’AN insanlığa devamlı uyarılarda bulunarak YÜCE ALLAH’IN ulaşılamaz değil, aksine kullarına şah damarından daha yakın olduğunu (“Biz, o insana şah damarından daha yakınız." Kaf 16) ve ahiret yurdunun gaybi bir mutlak gerçek olduğunu sürekli hatırlatmıştır.

Bu iki problemi yoğun bir şekilde iliklerine kadar içmiş olan bir kavimden bahseder VAHİY, “İSRAİLOĞULLAR”ından. Biz de HZ. KUR’AN’IN anlatımıyla hem ŞİRKE hem de DÜNYASALLAŞMAYA örnek teşkil eden bu kavmin özelliklerinden bahsederek günümüz insanın en önemli problemlerine ışık tutacağız.

HZ. KUR’AN’IN amacı bu kavmin tarihi sürecini anlatmak değil, o kavmin yapmış olduğu hatalar ve yanlışlarından dolayı başlarına gelen felaketin vahyin sonraki muhataplarına örnek teşkil etmesi amacıyla apaçık bir uyarı olması içindir.

İşte ayetler ışığında ŞİRK ve DÜNYASALLAŞMA içlerine sindirmiş olan İsrailoğullarının genel özellikleri;

1- YÜCE ALLAH’A verdikleri söze sadık kalmazlar. İLAHİ hükümlere göre yaşayıp, sadece YÜCE ALLAH’A kul olma ve böylelikle yalnızca O'na ibadet etme sözlerini yerine getirmezler. (Bakara 246; Mâide 12–13; A'râf 165).
2- YÜCE ALLAH’A kul olmanın gereklerinden olan iyiliği emredip, kötülüğe engel olma görevini terkederler. (Mâide 79).
3- YÜCE ALLAH’A itaat konusunda hainlik yaparlar. YÜCE ALLAH’A itaati terkederler. (Mâide 13, 32).
4- Dost olunması yasaklanan kâfirlerle dostluk kurarlar. (Mâide 80–81).
5- İmandan yüz çevirirler. (Bakara 63–64, 74; A'râf 148; 45; Câsiye 16–17).
6- RASÜL’E asi olup başka rehberler edinirler. (Mâide 20–26; A'râf 138–140).
7- Puta taparlar. (Bakara 51–52, 92–93; A'râf 148–152, 155–156; Tâhâ 83–97).
8- RASÜLLERİ yalanlarlar veya öldürürler. (Mâide 70–71; İsrâ 4).
9- YÜCE ALLAH’IN emirlerine karşı kayıtsız kalıp, ilâhî emirlere uymamak için kaytarmanın yollarını ararlar. (Bakara 67–73).
10- Faiz yerler. (Nisa 161).
11- Fesat çıkarırlar. (Mâide 64).
12- YÜCE ALLAH’IN kendilerine verdiği nimetler üzerinde hak sahibi olanların haklarını vermeyerek cimrilik yaparlar. Yoksulu, düşkünü, öksüzü, yetimi, güçsüzü, sakatı korumazlar. (Nisa 39.)
13- Dünyayı asıl kabul edip, ahireti dikkate almazlar. Sadece maddeyi ölçü alarak ahireti hesaba katmadıkları için de sorumsuz bir hayat tarzını benimserler. (Bakara 96).
14- İnsanların mallarını haksız şekilde gasbederler, ticari dalaverelerle ve diğer bazı usullerle halkı sömürürler. (Âl-i İmrân 75; Nisâ 161; Tevbe 34).
15- Dinlerine karşı lâkayt davranır, dinin ciddiyetini dikkate almazlar. (Nisa 137).
16- YÜCE ALLAH hakkında yanlış ve kötü zanlarda bulunurlar. (Âl-i İmran 181; Mâide 64).
17- Bütün olumsuz özelliklerine rağmen; kendilerini YÜCE ALLAH’IN seçkin kulları olarak niteler, cennetlik olduklarına inanırlar. (Bakara 94, 111–112; Nisa 49–50; Mâide 18; Cuma 6)
18- RASÜL’DEN inanmayacakları ve yapmayacakları şeyleri isterler. (Nisa 153).
19- Bazı meleklere düşman olurlar. (Bakara 97).
20- Din adamlarını, kendisine itaat edilmesi zorunlu kişileri (RAB) edinirler. (Tevbe 31).
21- YÜCE ALLAH’A olan ahitlerine veya insanlarla olan antlaşmalarına uymazlar. (Enfal 56–57).
22- YÜCE ALLAH’IN seçkin kullarından birisi olan Hz. Meryem'e iftira atarlar. (Nisâ 156–157; Meryem 27-34).
23- Kendilerine sırat-ı müstakimi gösteren kitaplarını tahrif eder, yanlış gidişlerini meşru gösterecek şeyler yaparlar. (Bakara 75–79, 95, 174; Âl-i İmran 78, 93; Nisâ 46; Mâide 13, 41–43)

HZ. KUR’AN İsrailoğullarının bu temel özelliklerini nazil olduğundan bu tarafa ve bundan sonra son saate kadar tüm insanlığa bir uyarı mahiyetinde bildirip aynı hataları tekrarlamamalarını, aksi halde akıbetlerinin aynı olacağını açık şekilde beyan etmektedir. Fakat insanoğlu bu mesajı dün okuyamadığı gibi bugünde okuyamamış, ŞİRK ve DÜNYASALLAŞMA bataklığı yolculuğuna son sürat devam etmiştir.

Hiç kuşkusuz bunlardan en acısı günümüz Müslümanlarının da dünyasallaşma çıtasının oldukça yükselmesi ve yukarıda sayılan özelliklerin Müslüman toplumlarda da görülmesidir.

Bugün Müslümanlar kendi aralarında birbirlerine şöyle soru yöneltmektedirler:
Neden Müslüman ülkeler fakir, güçsüz, geri kalmışlardır. Özne değil de neden nesne konumundadırlar?

Müslümanların bu sorunun cevabını verebilmeleri için HZ. KUR’AN’A yani vahye bakış açılarını gözden geçirmelerinin gerektiği inancındayız. Daha doğrusu vahiyle yaşam tarzlarını karşılaştırarak bir otokritik yapılırsa sorunun cevabı ortaya çıkacaktır.

Sonuç olarak; ŞİRK ve DÜNYASALLAŞMA dün olduğu gibi günümüzün, yarınımızın da kadim bir hastalığıdır. Sınırda ki ŞEYTAN ve dostları boş durmamaktadır. İnsanlara bol bol ŞİRK ve DÜNYASALLAŞMA şarabı sunarak kandırmaktadır. Bunda da oldukça başarılı olmuşlardır. Müslümanların şeytanın bu tuzaklarına karşı HZ. KUR’AN-I KERİME sımsıkı sarılmaları, onları ŞEYTANIN tuzaklarından uzak tutacak ve NESNESİ olduğu dünyasında ÖZNE kılacaktır. Müslümanların özne olduğu dünyada huzur ve refah hâkim olacaktır. Aksi halde durumumuz ortadadır; kan ve gözyaşı. VESSELAM…
__________________
Gerçekler Bizi Özgür Kılar...

Konu EVVAB_İNSAN tarafından (11. October 2008 Saat 01:32 PM ) değiştirilmiştir.
EVVAB_İNSAN isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 9. October 2008, 09:35 PM   #2
Kirpi
Katılımcı Üye
 
Kirpi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 46
Tesekkür: 0
0 Mesajina 0 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 0
Kirpi is on a distinguished road
Standart ŞİRK ve DÜNYASALLAŞMA

Alıntı:
EVVAB_İNSAN Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
ŞİRK ve DÜNYASALLAŞMA

RAHMAN RAHİM ALLAH ADINA

…Dikkat et, hâlis din yalnız ALLAH’INDIR. O’nu bırakıp kendilerine bir takım dostlar edinenler: Onlara, bizi sadece ALLAH’A yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz, derler. Zümer Suresi/67

…Öldüğümüz, bir toprak ve bir kemik olduğumuz zaman, gerçekten biz mi diriltilecekmişiz? Andolsun, bu tehdit bize ve bizden önceki atalarımıza yapılmıştı; bu, geçmişlerin uydurma masallarından başka bir şey değildir. Müminun Suresi/81–82

…Dediler ki: Hayat ancak bu dünyada yaşadığımızdır. Ölürüz ve yaşarız. Bizi ancak zaman helâk eder. Casiye Suresi/17

İman noktasında İnsanlık tarihinin en önemli sorunu şüphesiz yanlış ALLAH ve AHİRET inancıdır. Bu yanlış üzerine bina etmiş olduğu dünyasında maalesef her zaman kan ve gözyaşı hâkim olmuştur ve olmaktadır.

HZ. KUR’AN dışı akımlarda ulaşılamaz ALLAH tasavvuru ŞİRKİN, tek dünya tasavvuru DÜNYASALLAŞMANIN sebebi olarak karşımıza çıkmıştır. İşte bu noktalarda HZ. KUR’AN insanlığa devamlı uyarılarda bulunarak YÜCE ALLAH’IN ulaşılamaz değil, aksine kullarına şah damarından daha yakın olduğunu (“Biz, o insana şah damarından daha yakınız." Kaf 16) ve ahiret yurdunun gaybi bir mutlak gerçek olduğunu sürekli hatırlatmıştır.

Bu iki problemi yoğun bir şekilde iliklerine kadar içmiş olan bir kavimden bahseder VAHİY, “İSRAİLOĞULLAR”ından. Biz de HZ. KUR’AN’IN anlatımıyla hem ŞİRKE hem de DÜNYASALLAŞMAYA örnek teşkil eden bu kavmin özelliklerinden bahsederek günümüz insanın en önemli problemlerine ışık tutacağız.

HZ. KUR’AN’IN amacı bu kavmin tarihi sürecini anlatmak değil, o kavmin yapmış olduğu hatalar ve yanlışlarından dolayı başlarına gelen felaketin vahyin sonraki muhataplarına örnek teşkil etmesi amacıyla apaçık bir uyarı olması içindir.

İşte ayetler ışığında ŞİRK ve DÜNYASALLAŞMA içlerine sindirmiş olan İsrailoğullarının genel özellikleri;

1- YÜCE ALLAH’A verdikleri söze sadık kalmazlar. İLAHİ hükümlere göre yaşayıp, sadece YÜCE ALLAH’A kul olma ve böylelikle yalnızca O'na ibadet etme sözlerini yerine getirmezler. (Bakara 246; Mâide 12–13; A'râf 165).
2- YÜCE ALLAH’A kul olmanın gereklerinden olan iyiliği emredip, kötülüğe engel olma görevini terkederler. (Mâide 79).
3- YÜCE ALLAH’A itaat konusunda hainlik yaparlar. YÜCE ALLAH’A itaati terkederler. (Mâide 13, 32).
4- Dost olunması yasaklanan kâfirlerle dostluk kurarlar. (Mâide 80–81).
5- İmandan yüz çevirirler. (Bakara 63–64, 74; A'râf 148; 45; Câsiye 16–17).
6- RASÜL’E asi olup başka rehberler edinirler. (Mâide 20–26; A'râf 138–140).
7- Puta taparlar. (Bakara 51–52, 92–93; A'râf 148–152, 155–156; Tâhâ 83–97).
8- RASÜLLERİ yalanlarlar veya öldürürler. (Mâide 70–71; İsrâ 4).
9- YÜCE ALLAH’IN emirlerine karşı kayıtsız kalıp, ilâhî emirlere uymamak için kaytarmanın yollarını ararlar. (Bakara 67–73).
10- Faiz yerler. (Nisa 161).
11- Fesat çıkarırlar. (Mâide 64).
12- YÜCE ALLAH’IN kendilerine verdiği nimetler üzerinde hak sahibi olanların haklarını vermeyerek cimrilik yaparlar. Yoksulu, düşkünü, öksüzü, yetimi, güçsüzü, sakatı korumazlar. (Nisa 39.)
13- Dünyayı asıl kabul edip, ahireti dikkate almazlar. Sadece maddeyi ölçü alarak ahireti hesaba katmadıkları için de sorumsuz bir hayat tarzını benimserler. (Bakara 96).
14- İnsanların mallarını haksız şekilde gasbederler, ticari dalaverelerle ve diğer bazı usullerle halkı sömürürler. (Âl-i İmrân 75; Nisâ 161; Tevbe 34).
15- Dinlerine karşı lâkayt davranır, dinin ciddiyetini dikkate almazlar. (Nisa 137).
16- YÜCE ALLAH hakkında yanlış ve kötü zanlarda bulunurlar. (Âl-i İmran 181; Mâide 64).
17- Bütün olumsuz özelliklerine rağmen; kendilerini YÜCE ALLAH’IN seçkin kulları olarak niteler, cennetlik olduklarına inanırlar. (Bakara 94, 111–112; Nisa 49–50; Mâide 18; Cuma 6)
18- RASÜL’DEN inanmayacakları ve yapmayacakları şeyleri isterler. (Nisa 153).
19- Bazı meleklere düşman olurlar. (Bakara 97).
20- Din adamlarını, kendisine itaat edilmesi zorunlu kişileri (RAB) edinirler. (Tevbe 31).
21- YÜCE ALLAH’A olan ahitlerine veya insanlarla olan antlaşmalarına uymazlar. (Enfal 56–57).
22- YÜCE ALLAH’IN seçkin kullarından birisi olan Hz. Meryem'e iftira atarlar. (Nisâ 156–157; Meryem 27-34).
23- Kendilerine sırat-ı müstakimi gösteren kitaplarını tahrif eder, yanlış gidişlerini meşru gösterecek şeyler yaparlar. (Bakara 75–79, 95, 174; Âl-i İmran 78, 93; Nisâ 46; Mâide 13, 41–43)

HZ. KUR’AN İsrailoğullarının bu temel özelliklerini nazil olduğundan bu tarafa ve bundan sonra son saate kadar tüm insanlığa bir uyarı mahiyetinde bildirip aynı hataları tekrarlamamalarını, aksi halde akıbetlerinin aynı olacağını açık şekilde beyan etmektedir. Fakat insanoğlu bu mesajı dün okuyamadığı gibi bugünde okuyamamış, ŞİRK ve DÜNYASALLAŞMA bataklığı yolculuğuna son sürat devam etmiştir.

Hiç kuşkusuz bunlardan en acısı günümüz Müslümanlarının da dünyasallaşma çıtasının oldukça yükselmesi ve yukarıda sayılan özelliklerin Müslüman toplumlarda da görülmesidir.

Bugün Müslümanlar kendi aralarında birbirlerine şöyle soru yöneltmektedirler:
Neden Müslüman ülkeler fakir, güçsüz, geri kalmışlardır. Özne değil de neden nesne konumundadırlar?

Müslümanların bu sorunun cevabını verebilmeleri için HZ. KUR’AN’A yani vahye bakış açılarını gözden geçirmelerinin gerektiği inancındayız. Daha doğrusu vahiyle yaşam tarzlarını karşılaştırarak bir otokritik yapılırsa sorunun cevabı ortaya çıkacaktır.

Sonuç olarak; ŞİRK ve DÜNYASALLAŞMA dün olduğu gibi günümüzün, yarınımızın da kadim bir hastalığıdır. Sınırda ki ŞEYTAN ve dostları boş durmamaktadır. İnsanlara bol bol ŞİRK ve DÜNYASALLAŞMA şarabı sunarak kandırmaktadır. Bunda da oldukça başarılı olmuşlardır. Müslümanların şeytanın bu tuzaklarına karşı HZ. KUR’AN-I KERİME sımsıkı sarılmaları, onları ŞEYTANIN tuzaklarından uzak tutacak ve NESNESİ olduğu dünyasında ÖZNE kılacaktır. Müslümanların özne olduğu dünyada huzur ve refah hâkim olacaktır. Aksi halde durumumuz ortadadır; kan ve gözyaşı. VESSELAM…
Sevgili dostum EVVAB_İNSAN. Hazreti Resûlullah (s.a.v.) efendimiz ümmetin nasıl bilmeden şirk koşacağına yemin ediyor. İzleyelim. Bir rivayete göre Hazreti Resûlullah efendimiz demiş ki. Allah'a kasem ederim ki bundan böyle ümmetim açıkça şirk koşmayacak amma gene, Allah'a kasem ederim ki Ahir zamana dek bilmeden şirk koşacak!...
ŞİRK: Allah'a Ortak Koşmak. Peki Asıl Şirk ne ki Peygamber efendimiz kasem (yemin) ediyor?!. Siz (ler) Şirk deyince ne anlıyorsunuz?! Şirk anlayışınızı öğrenebilimiyiz mümkünse?. Vereceğiniz cevaba şimdiden teşekkür ederim.
Kirpi.
__________________
Madem ki kul Hak olmaz,kul Hakk'ın gayrı olmaz
Kul çün ayn-ı Hak olmaz kimdir kul kimdir Çalap ?
Kirpi isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10. October 2008, 01:29 PM   #3
EVVAB_İNSAN
Uzman Üye
 
EVVAB_İNSAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 220
Tesekkür: 35
42 Mesajina 53 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
EVVAB_İNSAN is on a distinguished road
Standart "ŞİRK"

YÜCE ALLAH sakınanlardan, koruyanlardan, koruyanlardan razı olsun. Sorunuzla “ŞİRK” in daha iyi anlaşılmasına daha da netleşmesine katkıda bulunuyorsunuz, teşekkür ederim.

“ŞİRK”

YÜCE ALLAH’IN astlarından (yarattıkları) bir şeyi YÜCE ALLAH’A denk tutup ona ibadet etmek. YÜCE ALLAH’IN astlarına (yarattıklarına) itaatte bulunmak, hem onun hem de YÜCE ALLAH’IN emirlerini müsavi görerek ortak koşmak veya o şeyi YÜCE ALLAH’ın hükmünün önüne geçirmektir

…ALLAH’I bırakıp ta sana fayda veya zarar vermeyecek şeylere tapma. Eğer bunu yaparsan, o taktirde sen mutlaka zalimlerden (müşriklerden) olursun. Yunus Suresi/106

YÜCE ALLAH’IN astlarından (yarattıklarından) hiçbirin hüküm koyma yetkisi yoktur. İnsan yalnızca YÜCE ALLAH’A teslim olur ve onun hükümlerini uygular.

…Hüküm yalnız ALLAH’INDIR. Yusuf Suresi/40

YÜCE ALLAH’A isyan olan bir ameli helal görecek kadar YÜCE ALLAH’IN astlarından (yarattıklarından) olan evliya âlim veya şeyh saydıklarına uyanlar (ALLAH korusun) bu sınıftadırlar.

…(Yahudiler) YÜCE ALLAH’I bırakıp âlimlerini (hahamlarını); (Hıristiyanlar) da rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih’i rabler edindiler. Tevbe Suresi/.

YÜCE ALLAH’TAN başkasının kanunlarına KUR’AN’İ ifadeyle, “Cahiliyye hükümleriyle hükmetme” denilmektedir. Burada YÜCE ALLAH, kendi hükmü dışında geçerli veya hayırlı olabilecek bir hükmün olmadığını açık ve kesin olarak bildirmiştir.

…Emir ve yasaklama hakkı, sadece ALLAH’INDIR, «Bilesiniz ki, yaratmak ta, emretmekte Ona mahsustur. A’raf Suresi/54

Bilesiniz ki, .... O’na mahsustur O ifâdesi, bu hakkın başkasına nisbetin asla mümkün olmadığına açık bir delildir. Ayette görüldüğü üzere yaratma ve emretme hakkını, YÜCE ALLAH’TAN başkasına nisbet eden kimse İSLAM akaidinin dışına çıkmış, müşrik olmuştur:

Yarattıkları üzere yegâne tasarruf sahibi olan yalnız yaratıcıdır. YÜCE ALLAH AZZE ve CELLE dir. Yarattıklarının yararına olanı en iyi bilen de sadece O’dur. O’ndan başkası hiç bir şey yaratmamıştır.

…Deki: ben, yalnızca sizin gibi bir beşerim. (Şu var ki) bana, ilâh’ınızın sadece bir ilâh olduğu vahyolunuyor. Artık her kim, RABBİNE kavuşmayı umuyorsa, salih amel yapsın ve RABBİNE ibâdette hiçbir şeyi ortak koşmasın. Kehf Suresi/110

YÜCE ALLAH’IN KADİR-İ MUTLAK olduğu hususlarda ister Peygamber veya alim, şeyh olsun, ister salih bir kul olsun YÜCE ALLAH’IN astlarından (mahluklarından) medet ummak ya da YÜCE ALLAH’A yapılan duâda onları vesile kılmak bu kabildendir.

Başkasını YÜCE ALLAH’I sever gibi ya da O’ndan daha fazla sevmek, bu da ŞİRKTİR. Sevgi ihlâsla boyun eğmenin bir göstergesidir. Bütün sevgiler YÜCE ALLAH’A duyulan sevgiye nispetledir.

…İnsanlardan bazısı ALLAH’TAN başkasını ALLAH’A (haşa) eşler ve benzerler edinir de onları, ALLAH’I sever gibi severler. İMAN EDENLER ise daha çok ALLAH’I severler. Bakara Suresi/165

YÜCE ALLAH’IN Rububiyeti gereği O’na mahsus olan kâinattaki tasarruf ve tedbiri bir takım salih kimselere nisbet etmek, onların da bu hususta güç sahibi olduğuna inanmaktır. Bu salih saydıkları kimseleri YÜCE ALLAH’A has olan vasıflara nisbet etmek şirk kabilindendir. Peygamber de olsa bu böyledir.

Örneğin mutlak gaybı YÜCE ALLAH’TAN başka kimse bilemez. Dolayısıyla YÜCE ALLAH’TAN başkasının gaybı bildiği iddiası kişiye. YÜCE ALLAH adına bilmediği bir şeyi söylediği için büyük bir sorumluluk getirir, sahibini küfre götürür.

...Eğer gaybı bilseydim elbette daha çok hayır yapmak isterdim ve bana hiçbir fenalık dokunmazdı, ben sadece inanan bir kavim için bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim. A’raf Suresi/188

İslâmdan olmadığı halde İslâmmışcasına rağbet gören bidat ve hurafelere yönelerek. Müslümanlar neredeyse kendilerinden önceki müşrik kavimler gibi dinlerini oyun ve eğlence edinme tehlikesiyle karşı karşıyadırlar. Ölmüş salihleri yüceltmeye, onlar için kurban kesmeye, duâlarında onlardan medet ummaya, kabirlerini bayram yerlerine çevirip onları tavaf etmeye başladılar.

“Ey RABBİMİZ! Bize yalnız Senin Hükümlerinle yaşayabilmek için gayret edeceğimiz bir basiret, bir güç ver. Bizleri şirkin her türlü kirinden, tevhidin nuruyla temizle ve bizi dosdoğru yola ilet! Şüphesiz Sen her şeye gücü yetensin!”

HAMD ÂLEMLERİN RABBİ, ALLAH’A MAHSUSTUR…

Her şeyin doğrusunu sadece YÜCE ALLAH bilir…

Selam ve muhabbetle kalın...
__________________
Gerçekler Bizi Özgür Kılar...

Konu EVVAB_İNSAN tarafından (11. October 2008 Saat 01:35 PM ) değiştirilmiştir.
EVVAB_İNSAN isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 6. September 2010, 02:34 PM   #4
pramid
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 764
Tesekkür: 191
507 Mesajina 1.128 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
pramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud of
Standart

Allah insanı yaratır ve yarattığını koruma altına alır.

İnsanın 4 tane sahip olduğu şey vardır.

1-canı ve vücudu
2-malları
3-zürrüyeti;(çocukları)
4-akıl


allah yarattığı insanın canını koruma altına almaktadır. Ayetler ile sınırları çizmektedir.

1-canın korunması

vücut sağlığı için içki içmek haram, domuz eti haram vb. Bunların yenilmesi ve içilmesi yasaktır. Vücut sağlığını koruma altına alıyor.canımız yani bir anlamda ömrümüzü nasıl kullanmamız gerektiği için allah emirler vermiştir. allahın verdiği hayatın her aşamasında zikrin olduğunu yani allahı gündemde tutmamızı öğütler.

namaz ve oruç ibadetleri bize verilen bu nimetlerin bir kısmını allah adamaktır.

Ayrıca bir kişiyi kasten öldürür ise cezalandırma ayetleri ve korkutma ayetleri ilede can güvenliği koruma altına alınmış.

Soru? Başka kimler bu canı koruma altına alıyor. Kanun ve insan hakları vb.

2- malın korunması.

Allah mal nasıl kazanacağımızı tartıyı doğru tartmamızı, ticaret ile malı kazanmamızı, ribayı yasakladığını vb. Mal kazanma ile ilgili ayetleri bize bildiriyor.

Kazanılmış malın çalınmasının yani hırsızlığın yasak olduğunu ve çalınması halinde hükümlerini bize bildiriyor ve sınır koyuyor. kişi öldüğünde kalan malını koruyor ve varislere taktimi nasıl olacağını anlatıyor. varis küçük ise yetimin malının korunması hakkında şiddetli uyarılarda bulunuluyor.

sadaka ve zekat ibadetleri bize verilen bu nimetlerin bir kısmını allah adamaktır.

Soru? Başka kimler bu malı koruma altına alıyor ? Kimin hakkını,kimin sıfatına ortak oluyorlar?

3- zürriyyetin korunması

Allah zinaya yaklaşmayın ve helal yollar ile çoğalın diyor.eşlerin haklarını belirleyip aralarındaki münasebeti belirleyip sınırlarını koyuyor ve hükmediyor.


Soru? Başka kimler bu zürriyyeti koruma altına alıyor ? Kimin hakkı ?, kimin sıfatına ortak oluyorlar?

4- akılın korunması

dünyadaki hayatın ne için yaratıldığı, nasıl mühteşem olduğunu ve hiç bir çatlak ve bozukluğun olmadığını, sonun nasıl olacağını, ne yapmamız gerektiğini geçmiş ümmetlerin örnekleri ile anlatılmakta, korkutma ve müjdeler ile cenneti ve cehennemi anlatmakta. örnekler ile ayetleri açıklayarak akletmemizi yani aklımızı başımıza devşirmemizi yazmakta.

Soru? Başka kimler bu aklı koruma altına alıyor ? Neler vaad ediyor ve ne diyorlar?

KANUN KOYMAK ALLAHIN SIFATLARINDANDIR.Allahın hakkına tecavüz şirktir ve bu büyük bir zulümdür.sınırları allah koyar ve bu sınırların aşılmamasını emreder.

Konu pramid tarafından (6. September 2010 Saat 04:43 PM ) değiştirilmiştir.
pramid isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
pramid Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Miralay (6. September 2010)
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
dünyasallaşma, şırk


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 10:24 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam