hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > İMAN > Kur’an

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 2. April 2010, 09:12 AM   #1
halukgta
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Feb 2010
Mesajlar: 436
Tesekkür: 67
264 Mesajina 549 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
halukgta has much to be proud ofhalukgta has much to be proud ofhalukgta has much to be proud ofhalukgta has much to be proud ofhalukgta has much to be proud ofhalukgta has much to be proud ofhalukgta has much to be proud ofhalukgta has much to be proud of
Standart Kur'anın bizlere önerdiği yol.......

Bizler hayatımızda ne yazık ki yaşantımızı doğru ve Rabbin önerdiği bir yolda, düzende yaşamadığımız için, her zaman sorunlarla ve üzücü olaylarla karşılaşmaktayız. Bu bireysel yanlışlığı yapan bizler, bir toplumu oluşturduğumuza göre o toplumda da huzur, birlik ve beraberlikten söz etmek mümkün olmayacaktır. Peki, Rabbim bizlerin nasıl bir yol takip etmemizi istiyor din ve iman adına, önerdiği yol nedir onu hiç düşündük mü? Bakın bizlere Rabbin önerdiği yolu kur’an ayetinde nasıl açıklıyor?

Bakara 143: İşte böyle! Biz sizi, insanlar üstüne tanık olasınız, resul de sizin üstünüze tanık olsun diye, orta yolu izleyen bir ümmet yaptık……

Yukarıdaki ayetin değişik meallerine de baktığımızda ayette geçen orta yolu izleyen sözünü bir kısmı dengeli ve ölçülü bir toplum, ya da vasat/ adil bir ümmet yaptık şeklinde de nakleden mealler olduğunu görürüz. Şimdide aşağıdaki ayeti dikkatle okuyalım.


Maide 77: De ki: “Ey Kitap ehli! Hakkın dışına çıkarak dininizde aşırı gitmeyin. Daha önce sapmış, birçoklarını da saptırmış ve dümdüz yoldan da şaşmış bir milletin arzu ve keyiflerine uymayın.”

Yukarıdaki ayeti değişik meallerine de baktığınızda bir kısmında, İnançlarınızın içerdiği hakikatin sınırlarını ihlal etmeyin, yolun denge noktasından uzağa düşmüş topluma uymayın, ya da dininizde haksız olarak taşkınlık etmeyin. Şeklinde çevirenler var. Rahman bu ayetiyle biz kullarına nasıl bir yol izlememizi emrediyor hiç düşündük mü? Dinde aşırıya gitmek, dinde haksızlıkla taşkınlık yapmak, yolun denge noktasından uzaklaşmak, inançların içerdiği hakikatın sınırlarını ihlal etmek ne olabilir? Denge noktası, orta yol sözleri üzerine lütfen düşünelim. Hayatımızda, yaşantımızda birçok örneklerini görmemiz mümkündür. Şimdide aşağıdaki ayeti düşünelim.

Cin 16: Şayet doğru yolda gitselerdi, onlara bol su (nimet) verirdik.

Rahman kullarının doğru yolda gitselerdi onlara nimetler verirdik derken, doğru yolu nasıl anlatıyordu diğer ayetlerinde? Dinde aşırıya gitmeyen, orta yolu takip eden, hakikatın sınırlarını aşmayan yani dengeli ve ölçülü bir toplum olun diyerek bizleri iki zıt uçlara yönelmeden, birbirine saygılı karşılıklı dertlerini dinleyen, Rabbin kur’anda emrettiklerine uyan, adaletli bir toplum olmamızı istiyordu. Çok dikkat etmemiz gereken uyarı ise, DİNİNİZDE AŞIRI GİTMEYİN. İşte Rabbim bizlere öyle bir kitap göndermiş ki, bizler onun ışığında başarıya ulaşacağımız, mutlu ve huzurlu olacağımız çok açıktır. Fakat bizler kur’anı özet bir bilgi görüp, her şeyin onda yazmayacağını söyleyenlere inandığımız andan itibaren, ne yazık ki Rabbin bu uyarısından uzaklaştığımızın farkında bile değiliz. Dinde aşırıya gitmenin doğru yoldan sapmak olduğunu söyleyen Rabbim i, sanırım biraz daha dikkatle dinlememizin zamanı geldi de geçiyor bile.

Şimdide bu ayetler ışığında içinde bulunduğumuz ortamı düşünelim. Acaba gerçekten bizler Rabbin önerdiği, dengeli ve ölçülü bir toplum yani orta yolu izleyen bir toplum muyuz? Bu soruyu tarafsız bir şekilde kendimize soralım ve cevabını aramaya çalışalım. Bizler, içinde yaşadığımız ortamda ne yazık ki din adına bir orta yolu yani aşırılığa kaçmadan dinimizi yaşamayı hiç başaramadığımızı düşünüyorum. Bir kısmımız Rabbim Rum suresi 32. ayetinde söylediği gibi dinde sakın bölünmeyin, bölünenlere baktığınız da hepsi kendisinin hak yolunda olduğunu sanırlar diyerek, kur’an dışına çıkmanın, kuran dışından dine hükümler koymanın, tehlikesine dikkat çekiyor bizlere. Enam 159 ise Rabbim böyle yapanları uyarıp; İnançlarının bütünlüğünü bozarak guruplara, fırkalara ayrılanlara gelince: onlar için yapabileceğin bir şey yoktur. Onların işi Allaha kalmıştır diyerek, Allah vakti geldiğinde onların yaptıklarını gösterecektir sözleriyle tehdit ettiği halde, bizler hala kur’anın uyarısını görmezden gelip, dinde bölünmenin bir bereket bir güzellik olduğunu söylemekte bir sakınca görmediğimiz içindir ki, Rabbin önerdiği orta yoldan, Rabbin önerdiği dümdüz yoldan ayrıldığımızın farkında bile değiliz.

Yaşantımızı düşünelim din ve iman adına öyle bölünmüşüz ki herkes birbirine düşman olmuş adeta. Ne söylenirse söylensin kimse kimseyi dinlemediği için, hak ve doğru bilgi de, bazen eğrinin arasında kaybolmuş, fark edememişiz, görememişiz hakkın yolunu.

Bizler o kadar sert ve acımasız bölünmüşüz ki, birbirimize tahammül edemez hale geldiğimizden, bazı kelimeler bizde iticilik yaratmış. Her inanç kendisine bulduğu isimle anılarak yaratmış kendi itikatlarını. Danışma gereği bile kalkmış neredeyse rabbin kelamına. Ne orta yol kalmış nede Rabbin koyduğu sınırlar. Herkes kendi sınırlarını çizmiş Allah adına. Rahman bizleri uyarıp DİNDE AŞIRI GİTMEYİN diyorsa, her şeyin aşırısının sonu kötü olacağını bilmeliyiz. Rabbim hakikatın sınırlarını aşmayın, dosdoğru yolda gidin diyorsa, demek ki dinde Rabbin koyduğu bir sınır var demektir. Bu sınırı eğer kur’anda aramazda beşerin kitaplarında ararsak, acaba doğru bir sınır içinde kalabilir miyiz? Din ve iman adına birbirimizi kırarak, beşerin sözlerini savunmak adına gösterdiğimiz çabaların karşılığını, kimden almayı umut edebiliriz, bunu çok iyi düşünmeliyiz.

Önümüzde apaçık kuran ve ayetlerinin olduğunu söyleyen Rabbim var. Gelin önce onu bir dinleyelim, ama tarafsız ön yargısız, anamızdan yeni doğmuşçasına tertemiz, arı, duru düşüncelerle onu dinleyelim. Rabbin huzuruna gittiğimizde hiç kimseyi yanımızda yardımcı bulamayacağımızı söyleyen Rabbe kulak verelim, onu anlamaya çalışalım. Aynı Allah a, kitaba ve peygamberine inanan bizler, tüm ön yargılarımızı bir kenara bırakarak bir araya gelelim ve Rabbin önerdiği yol olan aklı öne çıkararak kur’anı anlamaya çalışalım. Allah dinde aşırıya gitmeyin, orta yolu izleyin, yani hakikatın sınırlarını aşmayın sözlerine kulak verip, orta yolda buluşalım. Bunun zamanı geldi ve geçiyor. Bugün var olan bizler, yarın emaneti teslim edebiliriz, bunun bilinciyle birbirimizi suçlamak, küfretmek yerine orta noktada buluşalım. Düşmanlıkla doğrular bulunmaz, yaşanmaz. Doğru tektir oda Rabbin kur’anda çizdiği sınırlardır. Onun dışına çıkmak dinde aşırıya gitmek olacağını rabbim ayetinde bizlere söylüyor. Tüm İslam âlemini düşünün lütfen, acı, gözyaşı ve adaletsiz yaşam ön plana çıkıyor. Kur’ana uydukları için mi bu haldedirler, yoksa kur’andan çokkkkk ama çokkkkk uzaklarda yaşadığımız için mi? Bunun yorumunu sizlere bırakıyorum.

Rabbim, İslam âlemini içinde bulunduğu bu bölünmüşlükten, birbirine karşı düşmanlıklarından, Rabbin koymuş olduğu sınırların aşılmasından, bizleri ne olursun koru ve yaptığımız hatalarımızdan dolayı bizleri affet. Bizlere birlik ve beraberliğin şevkini ver. Bizleri kur’an etrafında toplanan, onun hükümleri ile iman eden, hakka yönelen, aşırılıklardan uzak duran, batıla yönelmeyen bir toplum olmamızı sağla. Allah yardımcımız olsun. Eğer bu düşmanlık devam ederse birilerinin kölesi olmaktan kurtulamayacağımız çok açık. Kaybeden biz Müslümanlar oluruz, düşmanlarımız sevinir, şeytan galip gelir. Gelin el birliğiyle şeytanı ve İslam düşmanlarını alt edelim ve birlik olalım. Birbirimizi sen, ben, onlar, şunlar diye ayırmayalım. İslam ı şekilcilikten kurtarıp, kur’anın ruhuna teslim olalım. Tek yumruk olalım ki, İslam düşmanlarına atacağımız yumruk güçlü olsun. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK
halukgta isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
halukgta Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
sabaha_dogru (3. April 2010)
Alt 2. April 2010, 10:01 AM   #2
Ali Rıza Borazan
Uzman Üye
 
Ali Rıza Borazan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Feb 2009
Mesajlar: 399
Tesekkür: 59
244 Mesajina 485 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17
Ali Rıza Borazan will become famous soon enoughAli Rıza Borazan will become famous soon enough
Standart Kuran’da geçen ruh can ve ruhul-kudüs kelimelerinin

Kuranda kullanılan, hiçbir kelime hiçbir kelimenin yerine kullanılmamıştır. Her kelime kuran içerisinde farklı bir yer işkâl etmiştir. Dünya üzerinde yedi milyar insan varsa bu yedi milyar insanın parmak uçları hiç biri hiç birine benzemez. Bir Ağaç üzerinde milyonlarca yaprak olsa da bunların hiç biri diğer yaprakla aynı değildir. Allah Böyle Muazzam bir kâinat muazzam bir kitap göndermiştir.

İşte Kurandaki bir ayetin ve bir konun düzgün anlaşılabilmesi için o ayet ve konuda geçen kelimelerin önce ne anlama geldiği kuran içerisinde aranarak ne anlama geldiği tespit edilmesi gerekmektedir. Bir de Kuran dışından kuranda geçen bir kelime hakkında yapılan tanımlar, kuranda geçen kelimenin, tam anlamını veremediğinden kuranda geçen diğer kelimelerin tanımlarıyla çatışmakta böylece, ayetlerin ve konuların yanlış anlaşılmasına neden olmaktadır. Şimdi kuranda geçen konumuzun ana başlığını oluşturan ruh ve can kelimelerini ayrı ayrı kuranda arayarak düzgün tespit edersek bu kelimeler geçen ayet ve konuların doğru anlaşılmasına katkıda bulunacağını ümit ediyorum.

RUH
42/52- Böylece sana emrimizden bir ruh vahyettik. Sen, kitap nedir, iman nedir bilmiyordun. Ancak Biz onu bir nur kıldık; onunla kullarımızdan dilediklerimizi hidayete erdiririz. Şüphesiz sen, dosdoğru olan bir yola yöneltip-iletiyorsun.

Bu Hitap, son peygamber hz. Muhammet (sav) medir. “Böylece sana emrimizden bir ruh vahyettik” Vah yedilen ruh, peygambere, vah yedilen vahiy için kullanılmış. Bir başka deyişle gönderilen kurandır.

4/ 171- Ey Kitap Ehli, dininiz konusunda taşkınlık etmeyin, Allah'a karşı gerçek olandan başkasını söylemeyin. Meryem oğlu Mesih İsa, ancak Allah'ın elçisi ve kelimesidir. Onu (�L�kelimesini) Meryem'e yöneltmiştir ve O'ndan bir ruhtur. Öyleyse Allah'a ve elçisine inanınız; "üçtür" demeyiniz. (Bundan) kaçının, sizin için hayırlıdır. Allah, ancak bir tek İlah'tır. O, çocuk sahibi olmaktan Yücedir. Göklerde ve yerde her ne varsa o’nundur. Vekil olarak Allah yeter.

Şimdi bu ayette Geçen ruh ile ilgili cümleyi alalım.” . Onu (Ol kelimesini) Meryem'e yöneltmiştir ve O'ndan bir ruhtur. Burada ruh kelimesi Hazreti isa peygamber için kullanılmıştır. O insanlara konuştuğu ve anlattıkları vahiydir. Bu sebeple Allahın bir kelimesini oluşturmaktadır.

15/29- "Ona bir biçim verdiğimde ve ona Ruhum'dan üfürdüğümde hemen ona secde ederek (yere) kapanın

Burada Kullanılan ruh; ona Ruhumdan üfürdüğümde hemen ona secde ederek (yere) kapanın.
Burada insan olmanın özelliklerini ortaya çıkaran bir ruh oluyor. Bir başka deyişle Allahın kendi ruhundan üflediği, ruh insanda kullanılıyor. Bu insana üflenen ruh ile peygamberlere gelen ruhtan farklıdır. İnsanlarda bu ruh hem rahim sıfatı ile hem da cebbar sıfatı ile insan hayat buluyor. Bir başka deyişle insan her iki yöne de gidebilme özelliği le her iki yönde de hayat bulabiliyor.

16/ 2- Kullarından dilediklerine, melekleri emrinden olan ruh ile indirir: Benden başka İlah yoktur, şu halde Benden korkup-sakının, diye uyarın."

Bu Ayette de Allah’ın kendi emrinden olan ruhu kullarından dilediklerine “Benden başka İlah yoktur,” Burada dilediklerine derken yol seçme özgürlüğü olan insanlara vahyin yolunu tercih edenler, feraset penceresini açanlar anlamında kullanılmıştır. Yoksa Allah kimseye zulmetmez. İnsan fıtratından gelen o rabbim sen sin sözü ie kucaklaşan bir anlayışı yaşamına götüren anlamında olan ruhtur.

17/ 85- Sana ruhtan sorarlar; de ki: "Ruh, Rabbimin emrindendir, size ilimden yalnızca az bir şey verilmiştir."

Burada Tanımlanan ruh, diğer kuranda tanımladıklarının dışında olan bir ruhtur ki, “Ruh, Rabbimin emrindendir.” Allah hakkında olan bilgidir. Bunu başka ayetlerle açıklamamız gerekiyor.
91/1- Güneş'e ve onun parıltısına andolsun,
2- Onu izlediği zaman Ay'a,
3- Onu (Güneş) parıldattığı zaman gündüze,
4- Onu sarıp-örttüğü zaman geceye,
5- Göğe ve onu bina edene,
6- Yere ve onu yayıp döşeyene,
7- Nefse ve ona 'bir düzen içinde biçim verene',
8- Sonra ona fücurunu (sınır tanımaz günah ve kötülüğünü) ve ondan sakınmayı ilham edene (andolsun).
9- Onu arındırıp-temizleyen gerçekten felah bulmuştur.
10- Ve onu (isyanla, günahla, bozulmalarla) örtüp-saran da elbette yıkıma uğra
Kâinatı yaratıp arşa istiva eden ve kâinatta olup biten her şey onun kontrolü altın da olan ruhtur. Diğerlerine akseden ruh hep bu ruhun tezahürü ile olmaktadır.


19/ 7- Sonra onlardan yana (kendini gizleyen) bir perde çekmişti. Böylece ona ruhumuz (Cibril'i) göndermiştik, o da, düzgün bir beşer kılığında görünmüştü.

Düzgün bir beşer kılığında görülen elçi olan bir beşer ” Böylece ona ruhumuz (Cibril'i) göndermiştik, o da, düzgün bir beşer kılığında görünmüştü. Bu da diğer ayetlerin açıklamasına ihtiyacı var. Düzgün beşer olanlar hep kuranda peygamberler için kullanılmıştır.

18/110- De ki: "Şüphesiz ben, ancak sizin benzeriniz olan bir beşerim; yalnızca bana sizin İlahınızın tek bir İlah olduğu vahyolunuyor. Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, artık salih bir amelde bulunsun ve Rabbine ibadette hiç kimseyi ortak tutmasın."
Düzeltilmiş olan beşerler peygamberlerdir. Her peygamber kendilerinden önceki gelen peygamberleri doğrular ve tasdik ederler ve kendilerinden sonra gelecek olan peygamberleri de müjdelerler. Bu Bile Kuranın bir insan uydurması olamadığına yeter ve artar bile.


21/ 91- Irzını koruyan (Meryem); Biz ona Kendi ruhumuzdan üfledik, onu ve çocuğunu insanlığa bir ayet kıldık. Buradaki ruh nahl suresi ikinci ayetteki anlatılan anlamında olan bir ruhtur.

32/ 9- Sonra onu 'düzeltip bir biçime soktu' ve ona Ruhundan üfledi. Sizin için de kulak, gözler ve gönüller var etti. Ne az şükrediyorsunuz?

Yine insana üfürülen ruhun insan üzerinde ne gibi bir etki gösterdiğini anlatan bir ruhtur. “Sizin için de kulak, gözler ve gönüller var etti. Ne az şükrediyorsunuz?”

38/ 72- "Onu bir biçime sokup, ona Ruhum'dan üflediğim zaman siz onun için hemen secdeye kapanın."

Burada secde edecek konuma gelen bir halife anlamında bir insandan söz ediliyor.

40/ 15- Dereceleri yükselten Arş'ın sahibi (Allah), 'toplanma ve buluşma' günü ile uyarıp-korkutmak için, Kendi emrinden olan ruhu kullarından dilediğine indirir.

58/ 22- Allah'a ve ahiret gününe iman eden hiçbir kavim (topluluk) bulamazsın ki, Allah'a ve elçisine başkaldıran kimselerle bir sevgi (ve dostluk) bağı kurmuş olsunlar; bunlar, ister babaları, ister çocukları, ister kardeşleri, isterse kendi aşiretleri (soyları) olsun. Onlar, öyle kimselerdir ki, (Allah) kalplerine imanı yazmış ve onları Kendinden bir ruh ile desteklemiştir. Onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacaktır; orda süresiz olarak kalacaklardır. Allah, onlardan razı olmuş, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte onlar, Allah'ın fırkasıdır. Dikkat edin; şüphesiz Allah'ın fırkası olanlar, felah (umutlarını gerçekleştirip kurtuluş) bulanların ta kendileridir.
Burada tanımlanan ve kendinden bir ruh ile desteklenen kuranda örneği verilen muhacirler ve ensardan söz etmektedir. Bu tip müslümanlar bir birlerine kenetlenmiş o Allahın tanımladığı bir topluluığu oluşturmuşlardır Allah bunlardan razı olmuştur.


66/ 12- İmran'ın kızı Meryem'i de. Ki o kendi ırzını korumuştu. Böylece Biz ona ruhumuzdan üfledik. O da Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını tasdik etti. O, (Rabbine) gönülden bağlı olanlardandı.
70/ 4- Melekler ve Ruh (Cebrail), ona, süresi elli bin yıl olan bir günde çıkabilmektedir.
78/ 38- Ruh ve meleklerin saflar halinde duracakları gün; Rahman'ın kendilerine izin verdikleri dışında olanlar konuşmazlar. (Konuşacak olan da,) Doğruyu söyleyecektir.
97/ 4- Melekler ve ruh, onda Rablerinin izniyle her bir iş için inerler.
Kuranda tanımlanan Ruhu Bu ayetleri anladıktan sonra şöyle izah edebiliriz.
RUH: Allah’ın Kendisine ait sıfatların kâinata yansıması ve onlarda tecelli etmesidir. Ve böylece gönderilen ruh ile onların hayat bulmalarıdır.
O zaman Kuranda Allahın ruhundan üfleyip de şekillenen varlıkları tanımlamaya çalışalım.
1- Allah peygamberlere gönderdiği vahiylere ruh demiş. Ve bu vahiylerle cehaletten kurtularak, vahye tabi olanların aydınlanması anlamında olan ruhtur.
2- Peygamberlerde olan ruh Bulunmuş olduğu kendi toplumlarında gönderilen vahiylerle bütünleşip toplumda örnek bir yaşam sergilemesi nedeni ile ruh anlamında kullanılmıştır.
3- Ruh İnsanda şekillenmiş insana hayat vermiş ruh olmuş.
4- Ruh Hazreti Meryem’de onu toplumla arasını ayırarak, Allahın vahiylerine gebe bir peygamber oluşmasına neden olmuş.
5- Ruh Evrene yansımış Evrende muazzam bir düzen intizam sağlamıştır.
KUTSAL RUH (Ruhul-kudüs)
2/ 87- Andolsun, Biz Musa'ya kitabı verdik ve ardından peş peşe elçiler gönderdik. Meryem oğlu İsa'ya da apaçık belgeler verdik ve onu Ruhu'l-Kudüs'le teyid ettik. Demek, size ne zaman bir elçi nefsinizin hoşlanmayacağı bir şeyle gelse, büyüklük taslayarak bir kısmınız onu yalanlayacak, bir kısmınız da onu öldürecek misiniz?
2/ 253- İşte bu elçiler; bir kısmını bir kısmına üstün kıldık. Onlardan, Allah'ın kendileriyle konuştuğu ve derecelerle yükselttiği vardır. Meryem oğlu İsa'ya apaçık belgeler verdik ve O�u Ruhu'l-Kudüs'le destekledik. Şayet Allah dileseydi, kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra, onların peşinden gelen (ümmet)ler, birbirlerini öldürmezdi. Ancak ihtilafa düştüler; onlardan kimi inandı, kimi inkar etti. Allah dileseydi birbirlerini öldürmezlerdi. Ama Allah dilediğini yapandır.
16/ 102- De ki: "İman edenleri sağlamlaştırmak, Müslümanlara bir müjde ve hidayet olmak üzere, onu (Kur'an'ı) hak olarak Rabbinden Ruhu'l-Kudüs indirmiştir."
5/ 110- Allah şöyle diyecek: "Ey Meryem oğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla. Ben seni Ruhu'l-Kudüs ile destekledim, beşikte iken de, yetişkin iken de insanlarla konuşuyordun. Sana Kitab�, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğrettim. İznimle çamurdan kuş biçiminde (bir şeyi) oluşturuyordun da (yine) iznimle ona üfürdüğünde bir kuş oluveriyordu. Doğuştan kör olanı, alacalıyı iznimle iyileştiriyordun, (yine) Benim iznimle ölüleri (hayata) çıkarıyordun. İsrailoğulları�a apaçık belgelerle geldiğinde onlardan inkara sapanlar, "Şüphesiz bu apaçık bir sihirdir" demişlerdi (de) İsrailoğulları�ı senden geri püskürtmüştüm."
26/ 193- Onu Ruhu'l-emin indirdi.
Ruh: Allah’a has bir olgunun yaratıklara üflemesi veya vermesi ile onlardaki hayat biçimlerinde fiilen görülen emarelerdir.
Ruhu-l-Kudüs: Gönderilen peygamberler için kullanılmıştır. Peygamberler vahiylerin güdümünde Allah’ın Gösterdiği yolda yürüyen yanıldığı zaman düzeltilen, insanlarla kendisi arasında insanlara örnek bir modeldir.

CAN
Kuran’da geçen can kelimesi, Ruh kelimesinden nüans farkı ile ayrılmaktadır. Can ile Ruhu biri birinden ayıran temel özellik, Can her canlının dünya yaşamında ayakta kalmasının temel şartıdır. Ruh ise; canlıları kendi görevleri içerisinde görevlerine uygun bir hayat sergilemesidir.
Bir İnsan peygamber bir insan da peygamber değildir. Peygamberi peygamber yapan ondaki sadece canlılık olan olgu değil, onun tolumla olan iletişimin Allahın tanımladığı şekilde şekillenmesidir. Ama diğer insanlarda bu böyle değildir. Onlar takva yolunda gidebildikleri gibi fısk ve fücur yolunda da gidebilmektedirler. Onların düzelticisi kuran veya toplumlar peygamberlerdir.
2/ 2- Dediler ki: "Sen Yücesin, bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yok. Gerçekten Sen, her şeyi bilen, hüküm ve hikmet sahibi olansın."
2/ 155- Andolsun, Biz sizi biraz korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabır gösterenleri müjdele
2/ 164- Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün art arda gelişinde, insanlara yararlı şeyler ile denizde yüzen gemilerde, Allah'ın yağdırdığı ve kendisiyle yeryüzünü ölümünden sonra dirilttiği suda, her canlıyı orada üretip-yaymasında, rüzgârları estirmesinde, gökle yer arasında boyun eğdirilmiş bulutları evirip çevirmesinde düşünen bir topluluk için gerçekten ayetler vardır.
3/ 54- Sonra kederin ardından üzerinize bir güvenlik (duygusu) indirdi, bir uyuklama ki, içinizden bir grubu sarıveriyordu. Bir grup da, canları derdine düşmüştü; Allah'a karşı haksız yere cahiliye zannıyla zanlara kapılarak: "Bu işten bize ne var ki?" diyorlardı. De ki: "Şüphesiz işin tümü Allah'ındır." Onlar, sana açıklamadıkları şeyi içlerinde gizli tutuyorlar, "Bu işten bize bir şey olsaydı, biz burada öldürülmezdik" diyorlar. De ki: "Evlerinizde olsaydınız da üzerlerine öldürülmesi yazılmış olanlar, yine devrilecekleri yerlere gidecekti. (Bunu) Allah, sinelerinizdekini denemek ve kalplerinizde olanı arındırmak için (yaptı). Allah, sinelerin özünde saklı duranı bilend
3/ 186- Andolsun, mallarınızla ve canlarınızla imtihan edileceksiniz ve sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve şirk koşmakta olanlardan elbette çok eziyet verici (sözler) işiteceksiniz. Eğer sabreder ve sakınırsanız (bu) emirlere olan azimdendir.
42/ 29- Göklerin ve yerin yaratılması ile onlarda her canlıdan türetip-yayması O'nun ayetlerindendir. Ve O, dileyeceği zaman onların hepsini toplamaya güç yetirendir.
4/ 95- Mü'minlerden, özür olmaksızın oturanlar ile, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenler eşit değildir. Allah, mallarıyla ve canlarıyla cihad edenleri oturanlara göre derece olarak üstün kılmıştır. Tümüne güzelliği (cenneti) va'detmiştir; ancak Allah, cihad edenleri oturanlara göre büyük bir ecirle üstün kılmıştır.
5/ 45- Biz onda, onların üzerine yazdık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve (bütün) yaralara (karşılık da) kısas vardır. Ama kim bunu sadaka olarak bağışlarsa o kendisi için bir kefarettir. Kim Allah'ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar, zalim olanlardır.
6/ 38- Yeryüzünde hiçbir canlı ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki, sizin gibi ümmetler olmasın. Biz kitapta hiçbir şeyi noksan bırakmadık, sonra onlar Rablerine toplanacaklardır.
6/ 93- Allah'a karşı yalan uydurup iftira düzenden veya kendisine hiçbir şey vahyolunmamışken �ana da vahy geldi" diyen ve "Allah'ın indirdiğinin bir benzerini de ben indireceğim" diyenden daha zalim kimdir? Sen bu zalimleri, ölümün 'şiddetli sarsıntıları' sırasında meleklerin ellerini uzatarak onlara: "Canlarınızı (bu kıskıvrak yakalanıştan) çıkarın, bugün Allah'a karşı haksız olanı söylediğiniz ve O'nun ayetlerinden büyüklenerek (yüz çevirmeniz) dolayısıyla alçaltıcı bir azapla karşılık göreceksiniz" (dediklerinde) bir görsen.
9/ 55- Şu halde onların malları ve çocukları seni imrendirmesin; Allah bunlarla ancak onları dünya hayatında azaplandırmak ve canlarının inkar içindeyken zorlukla çıkmasını ister.
15/ 27- Ve Cann'ı da daha önce 'nüfuz eden kavurucu' ateşten yaratmıştık.
55/ 15- Cann'ı da 'yalın-dumansız bir ateşten' yarattı.
Can, Ruh, Kutsal Ruh, Kelimelerini, Aktardığımız Ayetler ışığında tanımlayacak olursak,
CAN: Allahın Evrende yarattıkları, evrenin yasalarında olan kanunlarla bütünleşen, doğar, büyür ve ölür, yasalarıyla örtüşen varlıklarda onların bir süreç içerisinde eceline kadar diri tutan enerji olan ve dumansız ateşten yaratılan bir varlıktır.
RUH-ÜL KUDÜS: İnsanlar içerisinde Kendisini nefsin azgın tutkularından arındırtarak Allaha ulaşmak için çaba sarf edenlerin Allah’tan peygamberler için vahiyle diğer insanlardan peygamberlere tabi olanları, doğru bir yolda yürümelerinin Allah tarafından desteklenmesi ve onaylanmasıdır.
RUH: Her canlıda veya cansız varlıklarda, Allahın kendi özelliklerinden Yaratıklar üzerinde yansımasının bir tezahürüdür. İnsan olanlarda verilen tezahürü Onların kendi özgür iradeleriyle gittikleri veya gitmek istedikleri yönde yollarının açılmasıdır.
Peygamberlerde, Olan ruh Peygamberlerin Allahın şstediği şekilde yaşamasının tecellisidir.
Ali Rıza Borazan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Ali Rıza Borazan Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
dost1 (2. April 2010), sabaha_dogru (3. April 2010)
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
bizlere, kuranın, yol, önerdiği


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 12:35 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam