Sarı inek ve sevgilisi öküzün hikayesi

Barış · 2. November 2010, 04:59 PM

Müslümanlığı seccadenin dışına taşırmayanlar iş başında. Her defasında halkın gözüne soka soka ibadet ederler. Meydanlara çıkmadan önce halkın din duygularını sömürmekte bir sakınca görmezler. Seccadeden kalktıklarında sivrilmiş köpek dişleriyle etraflarına sırıtırlar. Camilerden meydanlara geçerken söyledikleri her şeyi halka kabul ettirecek kuvvet ve kudrete ulaşmışlardır.

Onlar için önemli iki şey vardır.

1. Para.
2. Bu parayı elde tutmaya ve çoğaltmaya yarayacak iktidar koltukları.

Kıblesi/yolu/hedefi para olanın ilahı da paradır. Atalarının para için uydurdukları din, onlar için biçilmiş kaftandır. Halkı bu atalar dinine yönlendirirken kendileri din perdesi arkasında olabilecek en büyük namussuzlukları para için yaparlar. Her defasında her yaptıklarını imanları adına yaptıklarını söylemekten çekinmezler. Ve bunu her söylediklerinde oylarına oy katarlar. Halkın açlığından istifade edecek kadar küçülüler. Makarna ve mercimek verip Allah’ın kitabını oy toplamaya alet ederler.

Kur’an’da sarı inek altının sembolüdür. Yani paranın ve zenginliğin. Ve sarı ineği en çok öküzler sever. Şimdi sizlere M.Ö 400 yılında Sokrates’in öğrencisi Platon tarafından yazılmış bir yazı okutacağım. Bakalım buradaki kıblesi/yolu/hedefi sarı inek/altın olan öküzü tanıyabilecek misiniz?

Adil namıyla önce devlette yer, sonra da hangi aileden isterse bir eş edinir. Çocuklarını kimle isterse evlendirir, kimle isterse ilişki ve ortaklık kurar, bütün bu muamelelerden çıkar sağlar çünkü adaletsizlik etmekte hiçbir sakınca görmez. Kamusal yahut özel bir davası olsa kazanır ve karşı tarafın kazancını da alır. Kazanç sağladıkça zenginleşir; dostlarına iyilik düşmanlarına kötülük eder. Kurbanlar keser, tanrılara büyüleyici ve yeterli adaklar sunar, sevdiği adamlara ve tanrılara adil adama nispeten çok daha fazla hizmet eder. Onlara yaranmaya çalışır, böylece cennet nimetlerinden de adil adama düşenden çok daha fazlasını umar. (Platon, Devlet)

KUVAYİ MİLLİYECİ

Güncel Meydan sitesinden alıntıdır.

hiiic · 3. November 2010, 03:58 PM

Alıntı:

Kur’an’da sarı inek altının sembolüdür. Yani paranın ve zenginliğin. Ve sarı ineği en çok öküzler sever. Şimdi sizlere M.Ö 400 yılında Sokrates’in öğrencisi Platon tarafından yazılmış bir yazı okutacağım. Bakalım buradaki kıblesi/yolu/hedefi sarı inek/altın olan öküzü tanıyabilecek misiniz?

okudukça gülerim güldükçe okurum artık bundan sonra... Ben o öküzü tanıyorum.

2. November 2010, 04:59 PM	#1
Barış Uzman Üye Üyelik tarihi: Sep 2008 Mesajlar: 785 Tesekkür: 1.340 366 Mesajina 989 Tesekkür Aldi Tecrübe Puanı: 16	Sarı inek ve sevgilisi öküzün hikayesi Müslümanlığı seccadenin dışına taşırmayanlar iş başında. Her defasında halkın gözüne soka soka ibadet ederler. Meydanlara çıkmadan önce halkın din duygularını sömürmekte bir sakınca görmezler. Seccadeden kalktıklarında sivrilmiş köpek dişleriyle etraflarına sırıtırlar. Camilerden meydanlara geçerken söyledikleri her şeyi halka kabul ettirecek kuvvet ve kudrete ulaşmışlardır. Onlar için önemli iki şey vardır. 1. Para. 2. Bu parayı elde tutmaya ve çoğaltmaya yarayacak iktidar koltukları. Kıblesi/yolu/hedefi para olanın ilahı da paradır. Atalarının para için uydurdukları din, onlar için biçilmiş kaftandır. Halkı bu atalar dinine yönlendirirken kendileri din perdesi arkasında olabilecek en büyük namussuzlukları para için yaparlar. Her defasında her yaptıklarını imanları adına yaptıklarını söylemekten çekinmezler. Ve bunu her söylediklerinde oylarına oy katarlar. Halkın açlığından istifade edecek kadar küçülüler. Makarna ve mercimek verip Allah’ın kitabını oy toplamaya alet ederler. Kur’an’da sarı inek altının sembolüdür. Yani paranın ve zenginliğin. Ve sarı ineği en çok öküzler sever. Şimdi sizlere M.Ö 400 yılında Sokrates’in öğrencisi Platon tarafından yazılmış bir yazı okutacağım. Bakalım buradaki kıblesi/yolu/hedefi sarı inek/altın olan öküzü tanıyabilecek misiniz? Adil namıyla önce devlette yer, sonra da hangi aileden isterse bir eş edinir. Çocuklarını kimle isterse evlendirir, kimle isterse ilişki ve ortaklık kurar, bütün bu muamelelerden çıkar sağlar çünkü adaletsizlik etmekte hiçbir sakınca görmez. Kamusal yahut özel bir davası olsa kazanır ve karşı tarafın kazancını da alır. Kazanç sağladıkça zenginleşir; dostlarına iyilik düşmanlarına kötülük eder. Kurbanlar keser, tanrılara büyüleyici ve yeterli adaklar sunar, sevdiği adamlara ve tanrılara adil adama nispeten çok daha fazla hizmet eder. Onlara yaranmaya çalışır, böylece cennet nimetlerinden de adil adama düşenden çok daha fazlasını umar. (Platon, Devlet) KUVAYİ MİLLİYECİ Güncel Meydan sitesinden alıntıdır. __________________ Kimse kimsenin yargıcı değil, olmamalı da zaten..Herkes kendi üzerinde gözetmen ve yargıç olsun..Kendimizi rahatsız edelim, dünyamız değişsin...Belki o zaman huzuru bulmuş benliğimiz başkalarına kendiliğinden ışık saçar../Elif.