hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > NÜZUL SIRASINA GÖRE TEBYîNÜ'L -KUR'AN İŞTE KUR'AN ve VİDEOLARI Hakkı Yılmaz > İniş Sırası ile Sureler > 77.Mülk Suresi

 
 
Seçenekler Stil
Alt 26. December 2009, 08:18 PM   #1
ÖmerFurkan
Site Yöneticisi
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 450
Tesekkür: 33
85 Mesajina 163 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
ÖmerFurkan will become famous soon enoughÖmerFurkan will become famous soon enough
Standart 77.Mülk Suresi

MÜLK [HÜKÜMRANLIK] SÛRESİ’NE GİRİŞ
Mülk suresi Mekke’de 77. sırada inmiş olup adını 1. ayette yer alan “el-Mülk” sözcüğünden almıştır. Sureye “ الواقيةVâkıye [Koruyucu]” “ المنجيةMünciye [Kurtarıcı]” adını verenler de olmuştur. (Zemahşeri)
Surede evrendeki ayetlere [evrenin işleyiş yasalarına] dikkat çekilerek Allah’ın evrendeki mutlak hükümranlığı vurgulanmaktadır. Allah’ın verdiği nimetler hatırlatılıp insanlardan akıllarını kullanmaları, düşünmeleri, öğüt almaları, Allah’ın büyüklüğüne, öldürme ve diriltmeye kadir olduğuna inanmaları istenmektedir.
Ayrıca Kur’an’ın didaktik bir araç olarak kullandığı “karşıtlık metodu” ile kâfirlerin akıbetleri ve ahiretteki pişmanlıkları canlı bir sahne halinde nakledilerek müşrikler uyarılmaktadır.

https://youtu.be/LalXqIj9aU4 Hakkı Yılmaz Kuran ve İslam 404. Bölüm Mülk Suresi1. Bölüm.


MEAL:
RAHMAN RAHÎM ALLAH ADINA
1 – Mülk [Hükümranlık] elinde bulunan o zat [Allah] ne cömerttir! Ve O, her şeye güç yetirendir.
2 - O, hanginizin amelce daha iyi-güzel olduğunu sınamak için ölümü ve hayatı yarattı. O, Azîz’dir, Gafûr’dur.
3, 4- O, yedi göğü birbiri üzerine uyumlu olarak yaratandır. Rahmân'ın yaratmasında bir çatlaklık-uygunsuzluk görmezsin. Haydi, gözünü döndür, bir bozukluk görüyor musun? Sonra gözünü iki kere daha döndür! Gözün, aciz olarak ve çok bitkin olduğu halde sana dönecektir.
5 – Ve ant olsun ki, Biz, en yakın göğü kandillerle süsledik ve onları şeytanlar için taşlamalar yaptık. Ve onlar için alevli ateş azabını hazırladık.
6 - Rablerini inkâr edenler için de cehennem azabı vardır. Ve o, ne kötü dönüş yeridir!
7 - Oraya atıldıklarında, o kaynarken, onun korkunç sesini işitirler.
8 – O, az daha öfkeden çatlayacak. Her ne zaman oraya bir topluluk atılsa, onun bekçileri onlara sorar: “Size bir uyarıcı gelmedi mi?”
9 – Onlar derler ki: “Evet, bize uyarıcı geldi de biz yalanladık ve ‘Allah hiçbir şey indirmedi, siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz’ dedik.
10- Ve onlar derler ki: “Eğer biz dinlemiş olsaydık yahut akletmiş olsaydık şu çılgın ateşin ashabı içinde olmazdık
11 - Böylece günahlarını itiraf ettiler. Artık uzaklık çılgın ateş ashabı içindir.
12 – Şüphesiz ki gaybde Rabblerine haşyet duyanlar; bağışlanma ve büyük bir ödül onlar içindir.
13 – Ve sözünüzü ister gizleyin, ister onu açığa vurun; şüphesiz ki, O [Allah], göğüslerin özünü en iyi bilendir.
14 - Yaratan bilmez mi/ O, yarattığını bilmez mi? Ve O [Yaratan], Latıyf’dir, Habîr’dir.
15 - O [Allah], size yeryüzünü boyun eğer kılandır. Haydiyin, onun omuzlarında [dağlarında, tepelerinde] yürüyün ve O’nun [Allah'ın] rızkından yiyin. Ve diriliş, ancak O'nadır.
16- Gökte olan Kişinin sizi yere batırmasından güvende misiniz? Bir de bakarsın ki çalkalanıvermiştir.
17 – Ya da siz, gökte olan Kişinin üzerinize taş yağdıran bir kasırga göndermeyeceğinden güvende misiniz? Artık uyarımın nasıl olduğunu yakında bileceksiniz.
18 – Ve ant olsun, onlardan öncekiler de yalanladılar. Peki, Beni inkâr ediş nasıl oldu?
19 – Ve onlar, üstlerindeki sıra sıra sıralanmış ve dürülmüş uçan şeylere göz atmıyorlar mı? Onları Rahmân'dan başkası tutmuyor. Şüphesiz O, her şeyi en iyi görendir.
20 – Rahmân’ın astlarından şu size yardım edecek askerleriniz kimlerdir? Kâfirler, sadece bir aldanış içerisindedirler.
21 – Veya eğer O [Allah], rızkını kesiverse, size rızık verecek o kimse kimdir? Aslında onlar azgınlık ve nefrette direnip durmaktadırlar.
22 - Şimdi yüz üstü kapanarak yürüyen mi daha doğru gider, yoksa dosdoğru yolda dümdüz yürüyen mi?
23- De ki: “O, sizi inşa eden [yaratan], size kulak, gözler ve gönüller kılandır. Ne az şükrediyorsunuz [karşılık ödüyorsunuz]?”
24 - De ki: “O, sizi yeryüzünde dağıtıp yayandır ve siz O'na toplanıp götürüleceksiniz.”
25 - Bir de onlar: “Eğer doğru kimselerden iseniz bu söz verilen [tehdit] ne zaman?” diyorlar.
26 - De ki: “Kesinlikle bilgi [onun bilgisi], Allah’ın yanındadır. Ben ise yalnızca apaçık bir uyarıcıyım.”
27 – Artık onlar, onu yakınlaşmış görünce, inkâr edenlerin yüzleri kötüleşti. Ve "İşte bu, çağırıp durduğunuz şeydir!" dendi.
28 - De ki: "Gördünüz mü? Eğer Allah beni ve benimle beraber olanları helak etse yahut bize merhamet etse, peki, bu kâfirleri acıklı bir azaptan kim koruyacak?
29 - De ki: “O, Rahman’dır. Biz, O’na inandık ve sadece O’na tevekkül ettik. Artık kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu yakında bileceksiniz.”
30 - De ki: “Gördünüz mü? Eğer suyunuz yerin dibine geçiriliverse, size kim bir pınar suyu getirebilir?”

TAHLİL
1 – Mülk [Hükümranlık], elinde bulunan o zat [Allah], ne cömerttir! Ve O, her şeye güç yetirendir.
2 - O, hanginizin amelce daha iyi-güzel olduğunu sınamak için ölümü ve hayatı yarattı. O, Azîz’dir, Gafûr’dur.
Rabbimiz kendi yüce Zatını tanıttığı bu ayetlerde önce sınırsız cömertliğini ve her şeye gücünün yettiğini vurguladıktan sonra tüm insanlığa ölümü ve hayatı yaratmaktaki amacını açıklamaktadır.
2. ayetten anlaşıldığına göre, kimin daha ahlakî eylemler yapacağının denenme aracı olarak yaratılan “ölüm” ve “hayat” olguları Allah’ın sınırsız cömertliğinden kaynaklanmaktadır. Zira var edilmek ve varlığının bilincinde olmak insana sunulan en büyük nimettir. İnsanın kendi varlığının bilincinde olarak yaşaması, iman etmenin ve salihatı işlemenin zeminini oluşturan bir durumdur. Bu zeminde bulunmuş olmanın gerektirdiği sorumluluk bilinciyle hareket edildiği takdirde, insana cennet ve sonsuz nimetlere mazhar kılınacağı vaat edilmektedir. Bu iki uçlu zeminde [dünyada] bulunmayan bir varlığın sonsuz nimetlere ulaşması da elbette söz konusu olmayacaktır.
Rabbimiz “ölümü ve hayatı yarattı” ifadesinde önce “ölüm”ü zikretmektedir. Burada konu edilen “ölüm”, yaşanılan hayattan sonraki ölüm olmayıp ondan önceki “yokluk, hiçlik ve cansız maddelik” dönemidir. Bu konuya dair daha evvel Mü’min suresinde şu pasaj nakledilmişti:
Şüphesiz o küfretmiş olan kimseler ünlenilirler: “Elbette Allah'ın buğzu, kendinize buğzunuzdan daha büyüktür. Zira siz imana davet olunurdunuz da küfreder dururdunuz.”
Onlar [Kâfirler] dediler ki: “Rabbimiz! Sen bizi iki kere öldürdün, iki kere dirilttin. Artık günahlarımızı itiraf ettik. Şimdi çıkışa bir yol var mı?”
İşte bu, şu sebeptendir: Siz, “bir ve tek” olarak Allah'a davet edildiğiniz zaman inkâr ettiniz. O'na ortak koşulunca da inandınız. Artık hüküm, o çok yüce ve çok büyük Allah'ındır. (Mü’min/10-12)
Görüldüğü gibi, Mü’min/11’de de kâfirlerin “Rabbimiz! Sen bizi iki kere öldürdün, iki kere dirilttin” dedikleri nakledilmektedir. Bu ifade geçmişte farklı şekillerde yorumlanmıştır. Kimisi “Bunlar önce babalarının sulplerinde ölü idiler. Sonra Allah onları diriltti, sonra dünyada kaçınılmaz olan ölüm ile onları bir daha öldürdü. Sonra ahiret hayatı için onları tekrar diriltti. İşte, iki hayat ve iki ölüm bunlardır”; kimisi de “onlar öldükten sonra kabirlerinde diriltildiler, sonra öldürülüp mahşerde tekrar diriltildiler” demiştir. Bu görüşlerin ikisi de isabetli değildir. İki kere öldürülüp iki kere diriltilmenin ne olduğunun iyi anlaşılabilmesi için hem konumuz olan Mülk/2’ye hem de aşağıdaki şu ayete dikkat edilmelidir:
Siz Allah'ı nasıl inkâr edersiniz? Oysa siz ölüler idiniz de sizlere O hayat verdi. Sonra O, sizleri öldürecek, sonra canlandıracaktır. Sonra da kendisine döndürüleceksiniz. (Bakara/28)
Dikkat edilirse, Mülk/2’de Allah’ın önce ölümü, sonra hayatı yarattığı bildirildiği gibi, Bakara/28’de de insanların önce ölü oldukları, sonra insanlara hayat verildiği bildirilmektedir. İlk ölüm, insanın “toprak [cansız madde]” hali olup ikinci ölüm ise bu dünyadaki ölümüdür. İlk dirilme insanın dünyaya gelmesi, ikinci dirilme de ahiretteki “ba’s” [yeniden dirilme] halidir. Bunlar, iki ölüm ve iki hayattır.
1. ayette geçen “الملك el-mülk” kelimesinin başındaki “ الel” edatı “istiğrak” anlamına alınarak “ بيده الملكbiyedihi’l-mülk” ifadesinin “bütün âlemlerin; göklerin yerin ve arasındakilerin mülkü [hükümranlığı]” olarak anlaşılması gerekir. Bu anlamı aşağıdaki ayetler de teyit etmektedir: Al-i Imran/26, Al-i Imran/189, Bakara/107, Maide/17, 18, 40, 120, Tevbe/116, En’am/73, A’raf/158, İsra/111, Hacc/56, Furkan/2, 26, Mü’min/16, Fatır/13, Zümer/44, Şura/49, Hadid/2, 5, Casiye/27, Zuhruf/85, Fetih/14, Büruç/9.
ÖmerFurkan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
 

Bookmarks

Etiketler
77mülk, suresi


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 03:00 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam