hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > İMAN > Kur’an > Kuranın Özellikleri

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 27. November 2012, 08:24 AM   #1
pramid
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 764
Tesekkür: 191
507 Mesajina 1.128 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
pramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud of
Standart Bir teori: Huruf-u Mukatta

Huruf-u Mukatta
Kuran surelerinin 29 tanesi "kısaltılmış harfler" veya "kesik harfler" adıyla bilinen huruf-u mukatta ile başlar. Her ne kadar müfessirler bu harflerin Allah ile peygamberi arasında gizli bir şifre olduğu yönünde görüş beyan etselerde gerçekte bazı islam tefsircilerinin belirttiği gibi bu harfler kendi surelerinin isimlerini gösterir. İslam öncesi Arapların bu tip harflerle bazı nesneleri de isimlendirdiğini bilmekteyiz.

Örneğin :

Elif-Aleph-Alpha :Öküz "elif kelimesi öküz anlamına geliyor ve önceleri öküz tarım yeni keşfedildiğinden kutsaldı."

Bet-Beta-Beyt : Ev

Dalet-Delta: Kapı

Gimel- Cimel-Camel: Deve-Köprü

He: Pencere

Vav : Çivi,Kanca,pekiştirme, Vahid ismini ,.Vahidiyet, Vahdaniyeti ihtiva etmesi yönüyle de Allah’ın birliğini ifade eder.Harfi med olduğu gibi, kasem harfidir. VAV HARFİ İLE BAŞLAYAN KELİMELERE DİKKAT EDİNİZ. SORUMLULUK GEREKTİREN İŞLERDİR: VALİ, VEZİR, VELİ, VEKİL, VARİS, VASİ, VALİDE, VAAD ETMEK VB...

Zayin: Kılıç

het: çit

tet:yılan

lamed:asa

mem:su

nun:balık, kapanda olmak, sıkışmak, kaçmak isteyen, Tıpkı yunus gibi. Bkn: Enbiya 87, Kalem/Nun suresinde de buna dikkat çekilir.Bkn: Kalem 48

sameh:dayanak yay takımyıldızı

Ayn-Ayın:Göz, para,

Ğayn: Bulut

Pe-pi: Ağız, merkür

kaf-qaf: Avuçiçi

reş: baş, satürn

şin:diş,gökyüzü

taw:haç,jupiter

ye: son, ölüm


Diyanetin Kuran mealinden şu satırlar oldukça dikkat çekici :

"Elif-Lam-Mim gibi Kur'an'da bazı surelerin başında yer alan Huruf-u Mukatta Kur'an'ın nazil olduğu dönemde Arap edebiyatında yaygın bir kullanıma sahipti. Şairler ve belâgat ehli bunları kullanırdı. Hatta bunun örneklerine İslâm öncesi şiir ve nesrinde rastlanmaktadır. O dönemde, herkes, bu harflerin anlam ve önemini kavradığı için, bunların Kur'an'da kullanılmasına karşı çıkan veya sorular yönelten olmadı. Çünkü bu tür kullanım onlara yabancı değildi. Hatta hiçbir saldırı fırsatını kaçırmayan İslâm ve Kur'an düşmanları bile bu harflerin kullanımına karşı çıkmadılar"


Bu harflerin Arapçaya kaynaklık eden İbranice'deki ve eski Arap dillerindeki kullanımı ile bağlantı kurarak açıklamalarını geliştiriyor ve bu harfler sadece fonotik sesleri değil aynı zamanda Çin alfabesinde olduğu gibi bu haflerin şekillerinin bazı anlamların ve nesnelerin sembolize edilmesi amacıyla kullanılmış olabilir. Aslında bu tip kullanımın tarihi Mısır hiyerogliflerine kadar gidiyor.

Örneğin:

Elif, İbranice'de ve eski Arapça'da "sığır" anlamında kullanıldığı gibi biçimi de "sığır başı" şeklindeydi: أ

Bê harfi İbranice'deki "Beth"in türevi olup ve o da Beyt (=ev) anlamında kullanıma sahip: ب‎

Cîm, Cimel telafuzu ile Cemel (=deve) anlamında İbranice'de kullanılmış: ج‎

Tâ harfi "yılan" anlamında kullanıma sahip: ط

Mîm ise "su dalgalarını" temsil eden şekilde kullanılıyor : م

Kalem suresinin "Nun" ( ن ) mukattasının eski anlamıyla ne yapacağını bilmez kapana düşen kişiyi temsil ettiğini söyleyebiliriz. O kişi ki kendinden bile şüphe etmektedir. Bu surelerin başlarındaki bu mukattalar o surelerin konusu ile aralarındaki ilişkinin eski anlamlarını temsil etmektedir.

Bazı Kuran sureleri Farahi'nin bu teorisini destekler niteliktedir. Örneğin Ta-ha suresi

Ta ( ط ) harfi ile başlamakta ve yukarıda belirtildiği gibi bu harf "dik duran bir kobra yılanını" sembolize etmekte ve bu surede de aynı zamanda Musa'nın elindeki bastonun yılana dönüşmesi konu edinilmektedir. (Taha 17-21)

Aynı şekilde Şuara suresi de Ta Sin Mim mukatta harfleri ile başlamakta ve ilk harfi olan

Ta ( ط ) yani "Musa'nın yılanı" ile ilgili ayetler bu surede de geçmektedir. (Şuara 32-33)

Bakara suresi de Elif Lam Mim mukatta harfleri ile başlamakta ve ilk harfi olan Elif أ İbranice'deki kullanımında "sığır başı" anlamına gelmekte ve bu sure de (Bakara 67 ve devamı) yahudilerin kurban edilen sığırı ile ilgili ayetler geçmektedir.

Aynı mukattalar ile başlayan surelerin bir diğer özelliği ise işledikleri konuların, stil ve yapılarının birbirine benziyor olması.

Örneğin, "Elif" "mukattası ile başlayan sureler "tevhid" yani "Allah'ın birliği" fikrini işliyor.

Ayrıca bazı araştırmacılar da bu harflerin sureler isimlendirilmeden önce kullanılan isimleri olduğunu söylerler. Buna örnek olarak da Taha suresinin "Ta.Ha" mukattası, Yasin suresinin "Yasin" mukattası ile Sad suresinin "Sad" mukattası, Kaf suresinin de "Kaf" mukattası ile başlaması gösterilir.

Mukatta harfleri geçici bir dönem bir surenin diğerlerinden ayrılması amacıyla kullanılmış bir "sure isimlendirme" biçimiydi.

Bu harfler arasında "birlikte kullanım" kuralı da vardır. Örneğin "Elif"i mutlaka "Lam" takip eder "Ha" harfini de "Mim"

Şimdi aşağıda bu harflerin sure isim ve Kuran sıra numarası ile mukattaların kendilerinin yazılı olduğu listeyi inceleyelim :

Bakara (2) ----- Elif, Lam, Mim
Ali İmran(3) ---- Elif, Lam, Mim
Araf (7) ---- Elif, Lam, Mim, Sad
Yunus (10)------ Elif, Lam, Ra
Hud (11)--------- Elif, Lam, Ra
Yusuf (12)------ Elif, Lam, Ra
Rad (13) -------- Elif, Lam, Mim, Ra
İbrahim (14)----- Elif, Lam, Ra
Hicr (15)--------- Elif, Lam, Ra
Meryem (19)-----Ka, Ha, Ya, Ayn, Sad
Ta-ha (20)--- -Ta, Ha Şuara (26)--- Ta, Sin, Mim
Neml (27)------- -Ta, Sin
Kasas (28 )-------Ta, Sin, Mim
Ankebut (29)----Elif, Lam, Mim
Rum (30)---------Elif, Lam, Mim
Lukman (31)-----Elif, Lam, Mim
Secde (32)-------Elif, Lam, Mim
Yasin (36)-----Yasin
Sad (38 )-------Sad
Mümin (40)--------Ha, Mim
Fussilet (41)------Ha, Mim
Şura (42)-------- Ha, Mim (1.ayet), Ayn, Sin, Kaf (2. ayet)
Zuhruf (43)-------Ha, Mim
Duhan (44)------ Ha, Mim
Casiye (45)----- -Ha, Mim
Ahkaf (46)--------Ha, Mİm
Kaf (50)--------Kaf
Kalem (68 )--------Nun


Bu mukattaların Mekke dönemi surelerinde olabilmesi bir yana, dikkat edilirse bazıları hariç mushaf sıralamasında birbirini takip eden surelerde kullanldığı görülecektir. Örneğin (2,3)--(10, 11, 12 ,13 14, 15)--(19,20)- (26,27,28,29,30,31 32)- (40,41,42,43,44,45,46,)

Bu durum bu harflerin surelerin mushaf sıralamasının yapılması sırasında ve sureleri henüz isimlendirmeden önce birbirinden ayırabilmek amacıyla kullanılan geçici bir isimlendirme biçimi olduğunu gösteren bir işaret sunmaktadır bize. Tabii burada Kuran'ın Muhammed döneminde mushaf haline getirilip getirilmediğini tartışmayacağız, bunu ayrı bir başlıkta ele alacağım ama Mekke döneminde ayetlerin ayrı surelerde toplanması ve bunların bir mushaf sıralamasına sokulması yönünde bir çalışma yapılmış olduğunun izleri var adeta.

İşte bu nokta da surelerin isimlendirilmesinin surelerin ayetlerinin bir kısmının oluşmasından sonra yapıldığı ve geriye kalan ayetlerin ise ortaya çıktıkça sonradan bu isimlendirilmiş surelere alınarak tasnif edildiğini söyleyebiliriz.

Aslında bu bir bakıma sure isimlerinin de "neden o isimle" adlandırıldığı ile ilgili de ipucu verir. Mesela Bakara (=sığır, borsa) suresini ele alalım:

286 ayeti olan bu surenin ismi neden diğer ayetlerde geçen konulara göre değil de Musa'nın kavmi ile ilgili 47-73 arası ayetlerde geçen ve de spesifik olarak bakara ile ilişiğin kesilmesi konu edilmesi de 67 ve devamı) ayetler dikkate alınarak Bakara (=Sığır/Borsa/Finans) ismi konulmuştur" sorusuna verilecek cevap, bu 25-30 ayetin konusu olan olay 286 adet ayet içinde ağırlık merkezini oluşturmaz ama bu sureye Bakara ismi verilene kadar ki ayetlerin içinde ağırlık merkezi oluşturabilir şeklinde olacaktır. Yani Bakara isimi bu surenin 286 adet ayetinden sonra değil tahminen 90-100 civarında ayetin ortaya çıkmasından sonra konulmuştur. Böyle olunca 25-30 ayetlik Musa hikayesi henüz 90-100 ayetlik olan sure içinde ağırlık merkezini oluşturmuştur ve Bakara (=sığır) ismi de bu yüzden konulmuştur.

Keza çok detaylandırmadan Meryem suresi ile ilgili de bir şeyler söyleyelim.

Meryem suresinin mukatta harflerinden sonraki ilk giriş ayeti şöyle :

Meryem 2. (Bu,) Rabbinin, Zekeriyya kuluna rahmetinin anılmasıdır.

Girişinde "Rabbin Zekeriya kuluna rahmetinin anılmasından" bahseden bir sure neden Zekeriya ismini almadı da Meryem ismini aldı ? Halbuki adeta bu surenin amacını belirleyen bir giriş yapılmış ve surenin adeta (sadece) Zekeriyayı anmak için vahyedildiği belirtilmiştir. O halde bu surenin ismi vahyin amacına uygun olmalıydı.

Meryem suresinin ayet gruplarına bir bakalım:

1-11 Zekeriya
12-15 Yahya
16-40 Meryem
41-50 İbrahim
55-55 Musa
56-58 İdris
59-98 Diğer konular

Görüleceği gibi en çok bahsi geçen isim 24 ayette konu edilen Meryemdir.

İşte ilk giriş ayetinde Zekeriya'ya olan rahmetin anılmasından bahseden ayet bunu surenin tamamı için değil 3-11 ayetleri için söylüyor.

Aslında surelerden önce bu çeşit ayet grupları vardı. İşte sure tasnifi bu ayet gruplarının bir araya getirilmesi ile oluyordu. Hal böyle olunca baskın olan ayet grubu da sureye kendi ismini veriyordu.

Konuyu şimdilik daha fazla detaylandırmadan toparlayalım:

a- Mukatta harfleri Mekke dönemi surelerin özelliğidir ama Mekke dönemi surelerinin hepsi mukatta harfleri ile başlamaz. Bu da bu uygulamanın Mekke döneminin bile tamamını kapsamadığını gösterir.

b -Mukatta harfleri hem Kuran sıralaması açısından hem surelerin nüzul tarihi açısından kesintiye uğrar; yani bir yerden sonra bu uygulamadan vazgeçilir. Kuran sıralamasında 68. sureden sonra yoktur, nüzul tarihi açısından da Mekke döneminden sonra yoktur. Hatta Mekke dönemin içinde de bir zamandan sonra mukatta harfleri uygulamasından vazgeçilmiştir.

c- Kuran'daki sıralamada ağırlıklı olarak birbirini takip eden surelerde mevcuttur. Bu da mukatta harflerinin görevinin surelerin birbirinden ayrılması olduğunun işaretini verir.

d- Mukatta harfleri surelerin bütünü için değil o surelerin ilk ayet grupları için konuluyordu.

e- Hal böyle olunca da mukatta harfleri Bakara ve Ali İmran suresinin Mekke dönemi ayet grupları için kullanılmıştı. Bu iki surenin tamamına göre değil Mekke döneminde inen ilk ayet gruplarına göre konuya bakmak gerekir.

f-Surelerin ilk ayrımı işte bu surelerin girişindeki ayet gruplarından kaynaklanıyordu. Daha doğrusu sure oluşturmak zorunda kalmak bu surelerin ilk ayet gruplarının getirdiği bir zorunluluktu. Şöyle ki:

Bakara 2.. O kitap (Kur'an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakiler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir.

Ali İmran 3. O, sana Kitab'ı hak ve önceki kitapları tasdik edici olarak indirdi, Tevrat ile İncil'i ve Furkan'ı indirmişti.

Araf 2.. (Bu), kendisiyle insanları uyarman, inananlara öğüt vermen için sana indirilen bir kitaptır. Artık bu hususta kalbinde bir şüphe olmasın.

Yunus 1.Elif. Lam. Ra. İşte bunlar hikmet dolu Kitab'ın ayetleridir

Hud 1. Elif. Lam. Ra. (Bu sana indirilen), hikmet sahibi (ve) her şeyden haberdar olan (Allah) tarafından ayetleri sağlamlaştırılmış, sonra da açıklanmış bir kitaptır.

Kassas 2. Bunlar, apaçık Kitab'ın ayetleridir.

Sadece 6 adetini yazdık ama siz hepsine bakabilirsiniz (Ankebut, Rum ve Kalem) hariç diğer surelerin de hepsi aynı şekilde Kuran'ın kendisinin bir "vahiy" kitabı olduğunu anlatarak giriş yapar. Hatta bu üç surenin de başlangıçtaki değil ama sonraki ayetlerinde Kuran'ın kendisinin vahiy kitabı olduğu iddiasına vurgu vardır.

İşte bu ilk ayetlerin birbirine benzer şekilde "Kuran'ın kendisinin vahiy kitabı olması" ile ilgili olması bile bunların alt alta gelecek şekilde veya aynı surede toplanacak şekilde dizilmelerine engel oluştururur.


g- Mekke döneminde bu 29 sure ile ilgili mushaf tarzı bir çalışma yapılmış olabilir. Çünkü burada görüleceği gibi mukatta harfleri ile başlayan bu surelerin ilk ayetlerinde Kuran'ın kitap oluşuna vurgu vardır. Büyük bir ihtimalle 29 surenin (veya 27) ilk grup ayetleri ile bir mushaf oluşturulmuştu.

Burada kastedilen "kitap"da en az bu 29 (veya 27) sure vardı.

***

Buraya kadar anlattıklarımdan genel olarak Huruf-u mukatta harflerinin "kullanım amacını" ortaya koyduk. O da geçici olarak kullanılan "sure isimlendirme" ve "sureleri birbirinden ayırarak surelerin başlangıç ve bitiş yerlerinin ortaya koyan işaretler" oluşu idi. Tabii neden bütün surelerde yok da sadece bazı surelerde var şeklindeki soruya verilecek cevap ise bu kullanımın bir dönemden sonra terk edildiği ve yerini bugünkü sure isimlerine bıraktığı şeklinde olacaktır.

Peki bu spesifik Huruf-u mukatta harflerinin seçilmesi sebebi ne idi? Yani neden bir surede
"Elif, Lam Mim" iken diğer surede "Ha, Mim" veya "Ta Ha" olarak geçiyordu ? Bu harflerin tek tek veya bir araya gelmiş olarak anlamı ne idi ?

Bu konu ile ilgili olarak da ilk ortaya koyduğumuz "Farahi teorisi" kısmen bu harflerin İslam öncesi Arapçaya kaynaklık eden İbranice'deki ve eski Arap dillerindeki kullanımı ile bağlantı kurması ve temelini de Eski Ahit'ten alan İsrailoğulları'nın Musa ve diğer peygamber kıssalarını sembolize etmesi oldukça ilginç olmakla beraber Kuran'daki bu harf kombinasyonlarını açıklama konusunda pek gerçekçi görünmemektedir.

Herşeyden önce Huruf-u Mukatta'nın Türkçe karşılığından başlayalım: "Kısaltılmış harfler" veya "kesik harfler" olarak tercüme ediliyor. Bu noktada şu soruyu sorarak konuya girmemiz yerinde olacaktır:

Neyin kısaltılmışı veya neyin kesik hali ?

Evet, büyük ihtimalle bu harfler bir kelime, bir ayet veya bir cümlenin "kısaltılmış" halini temsil ediyorlar. Hani derler ya; "isminden de anlaşılacağı gibi....." diye işte bizimde burada yaklaşımımız bu olacak.

Şimdi şöyle bir fikir ortaya koyabiliriz: Mukatta harfleri sure isimleri olarak geçici bir süre kullanıldığına göre bu harfler;

a) surelerin oluşumu ile yakından ilgilidir.

b) surelerin isimlerini alma biçimi ile de yakından ilgilidir.

Elimizdeki Kuran'ın son halinde bulunan surelerinin isimlerini nasıl aldığı ile ilgili oldukça fazla bilgimiz var.

Kuran'daki 114 surenin;

72 tanesi ismini 1. ayette geçen kelimeden alıyor. Örneğin: Saffat suresi 1. ayetteki "saf tutmuş meleklerden", Fatır suresi 1. ayetteki "yaratıcı" anlamına gelen "fatır"dan vb...

7 sure de grup ayetlerden, yani surenin bir grup ayetinde geçen konudan alıyor.

Örneğin: Hicr suresi 80-84. grup ayetlerinde Hicr halkından (Salih peygamberin kavminin yaşadığı bölgenin adı) bahsettiği için, Bakara suresi 67-71. ayetlerde geçen Allah'ın "Sığır kesme emri" ile ilgili konudan, Meryem suresi 16-40 grup ayetlerinde geçen Meryem ile ilgili olarak vb..

11 sure genel anlamdan, yani surenin genelinde veya bütününde bahsedilen konudan alıyor. Örneğin: Yusuf suresi başından sonuna kadar Yusuf peygamberden bahsedildiği için bu adı almıştır, Talak suresi de genelinde talâk (boşanma)'dan bahsettiği için bu adı almıştır vb...

22 sure ise ilk ayetlerden değil surenin ileriki ayetleri içindeki çeşitli konu ve kelimelerden alıyor. Örneğin Rad suresi 13. ayetteki rad (=gök gürültüsü)'nden, Nahl suresi 68. ayetteki "arı" kelimesinden almıştır vb...

Evet madem ki, mukatta harfleri geçici bir süre "sure isimleri" olarak kullanılmıştır, o halde sure isimlendirme yöntemlerine uygun olarak oluşmuştur.

Yukarıda da belirttiğimiz gibi Kuran'daki surelerin isimleri;

a) öncelikle ve baskın olarak 1. ayetler ile yakın ilişkilidir.

b) surenin genelinde veya bütününde bahsedilen konu ile ilişkilidir

c) surede geçen grup ayetlerden birisinden veya ağırlıklı olarak değinilen konularla ilişkilidir

d) surede herhangi bir yerdeki ayette geçen her hangi bir kelime ile ilişkilidir.

İşte bu yukarıdaki 4 seçenek üzerinde yapılacak bir inceleme bize geçici bir dönem için kullanılan mukatta harflerinin doğası hakkında bilgi verecek olan çıkış noktalarımız olacak.

Burada şunu unutmamalıyız ki, nasıl Kuran'daki surelerin isimleri bu yukarıda belirttiğim 4 seçeneğe göre dağılmış ise aynı şekilde mukatta harfleri de bu 4 seçeneğe göre dağılmış olabilir; yani 29 surede bulunan mukatta harflerinin isimlerini illaki 1. ayetten almaları gerektiği yönünde bir yorumumuz olamaz.

Bütün bunları dikkate alırken de aynı zamanda "huruf-u mukatta" kelimesinin karşılığının "kısaltılmış harfler veya kesik harfler" olduğunu bir kere daha hatırlatmak isteriz.

Yani sure isimlendirme yöntemine bağlı olarak ortaya koyduğumuz 4 seçeneğe göre değerlendirme yapacağız ama bu sefer surelerin normal isimlerinden farklı olarak ayrıca kelimelerin kısaltılmış hallerini anlayarak bir bağlantı kurmaya çalışacağız.

Bu çok kolay değildir. Çünkü bu harfler yukarıdaki seçeneklerde de bahsettiğimiz gibi surenin herhangi bir yerindeki herhangi bir kelimeden de gelebilirler.

Yani baskın olarak surelerin isimlerini aldıkları 1. ayette iseler işimiz kolay ama surenin herhangi bir ayetindeki herhangi bir kelimenin "kısaltılmış" biçimleri iseler o zaman bir o kadar işimiz zor olacak.

Evet, şimdi kolay olandan başlayalım. O da Kaf suresinin "kaf" mukattası.

Kaf suresi yakından incelendiğinde neredeyse içinde "kaf" harfinin geçmediği kelimenin olmadığı görülecektir. Toplam 50-60 civarı "kaf" harfi vardı bu surede. Bunlar Kur'an, halk, kavl, kablehum, kavm, kaıyd, kale, karinuhu, rakib, saik, ilka, tekaddüm, kunne, müttekin, kalb, kurun, nakib, teşakkuk ve hukuk vb bir çok kelime "kaf" harfleridir.

Bu sure tam anlamıyla bizim bu yukarıdaki mantıksal çizgimizin doğruluğunu ispatlar gibidir. Hem "kaf" mukattası sureye ismini vermiş ve mukatta harflerinin kullanım amacının "sure isimlendirmesi" olduğunu göstermiş hem de ismini surede baskın olarak geçen bir harften almıştır. Yani bu durum mukatta harflerinin surelerin dışında ve surelerle ilgisiz "müteşabih" bir ayet olduğu gibi gizemcilik kokan açıklamaların yersizliğini ortaya koymaktadır. Mukatta harfleri kendi sureleri ile çok yakından ilgilidir ve hiçte gizemli bir yönü yoktur. Bunu diğer mukattlarda da göreceğiz.

Şimdi benzer mukattaları alan ve mushaf sırası olarak da birbiri ardından gelen şu sureleri mukattallarını da bir inceleyelim:

Yunus (10)------ Elif, Lam, Ra
Hud (11)--------- Elif, Lam, Ra
Yusuf (12)------ Elif, Lam, Ra
Rad (13) -------- Elif, Lam, Mim, Ra
İbrahim (14)----- Elif, Lam, Ra
Hicr (15)--------- Elif, Lam, Ra

Toplam 6 sure, hepsi birbiri ardına gelen sureler ve de hepsinde Elim, Lam, Ra ortak olarak var yalnızca Rad suresinde fazladan bir "Mim" var.

Anlaşılıyor ki, burada bir "grup sure" durumu var. Aynı daha önce bahsettiğimiz "grup ayetler" gibi Kuran'da şimdiki sure ayrışmasını almadan önce muhtemeldir ki, bazı farklı sureler tek bir çatı altında bulunuyordu. Daha doğrusu Kuran'daki bugünkü sure bölümlenmesini aşamalı olarak almıştı.

Bu konudaki tek gösterge bu mukatta harfleri değildir. Enfal ve Tevbe surelerinin tek sure olarak değerlendirilip araya besmele konulmaması ve bu yüzden de Tevbe suresinin Kuran'daki besmelesiz tek sure oluşu gibi tuhaflıklar ve birden fazla surenin tek bir sure gibi değerlendirilip tek bir isimle anılması gibi çeşitli halk arasında dolaşan rivayetler (Felak ve Nas surelerinin "Muavvizetan" sureleri olarak isimlendirilmesi gibi-----bu konulara daha sonra ayrıca değineceğim) bize bu mukattaların gösterdiğine ilave olarak kanıt olabilecek doneler sunmaktadır.

Kısacası Kuran'daki sure ayrışmasının bir "ilk aşaması" ve "ikinci aşaması" olduğunu söyleyebiliriz.

Şimdi gelelim yukarıdaki 6 sure bağlamındaki mukattalara.

10. Yunus suresindeki : Yunus, Musa, Harun ve Nuh peygamberler
11. Hud suresinde : Nuh, Hud, Salih, İbrahim, Lut, Şuayb ve Musa peygamberler
12. Yusuf suresinde : Yusuf ve Yakup peygamberler
13. Rad suresinde: Herhangi bir peygamber ismi veya kısası geçmemekle beraber "Andolsun senden önce de peygamberler gönderdik ve onlara da eşler ve çocuklar verdik (Rad 38) ve de Muhammed'in kendisinin resul olarak anılması sözkonusudur.
14. İbrahim suresinde: Musa, Nuh, Hud, Salih ve İbrahim
15. Hicr suresinde: İbrahim, Lut, kavminin oturduğu Eyke ve Medyen bölgesinin ismi verilerek Şuayb peygemerden ve sureye ismini veren Salih peygamberin kavminin yaşadığı bölge olan Hicr geçmektedir.

Kısacası bu 6 surenin ortak noktası peygamberlerden yani resullerden bahsetmesidir. Yani aslında bu sureler daha önce tek bir surenin çatısı altında bulunurken sonradan ayrışmış ve bu ayrışmanın işareti olarak da mukatta harfleri almıştır. Bu surenin ilk adı El-RESULsuresidir. İşte "Elif, Lam Ra" da bu El-Resul suresinin "kısaltılmış" veya "kesik" halidir. Ayrışmadan sonra da isimlerini kendi içindeki resullerden birisinden veya onlarla ilgili bir şeyden almışlardır. Yunus, Hud, Yusuf, İbrahim ve Salih peygamberin kavminin yaşadığı Hicr sureleri.

Burada tek istisna Rad suresidir ve Rad isminde peygamber yoktur ama sure ismi de bir peygamber ismi değildir ve bu surede spesifik bir peygamber kısası da geçmemekte sadece genel anlamda resullerden bahsedilmektedir. Üstelik bu surede fazladan bir "Mim" harfinin bulunması da dikkat çekicidir.

Rad suresindeki "Elif, Lam, Mim, Ra" mukattasının da El-Mursel yani Muhammed'in isimlerinden birisine veya genel anlamda "şeriat ile gönderilen peygamberler" anlamındaki kelimenin "kısaltılmış" hali olduğunu belirtmektedir.

(Elif, Lam, Mim, Ra = ELMR = El-Mürsel)

***

Yasin ve Sad mukattaları ile kaldığımız yerden devam edelim.

Yasin suresi müslümanların hastaların ölümünün yaklaştığı durumlarda veya cenazelerinde, mezar başında okuduğu bir sure olmasına rağmen (Uydurulan ve erbab edinilen sünnet-i Muhammed gereği) içerik olarak "ölüm" ile ilgili bir şey görünmüyor. Ama bir sonraki Saffat suresinde ölüm ile ilgili süreçler anlatılmaktadır. Hal böyle iken acaba Saffat suresinde olması gereken mukattalar bir önceki Yasin suresinde mi kalmıştır ? Ye harfı ölüm için, sin ise su misali ile çorak toprağın diriliş için kullanılmaktadır.

Bu surelerin bir dönem iç içe olabileceklerini işaret ediyor. Yani aslında bunlar tek sure idi. Saffat suresinin giriş ayetleri olan 1-11 hariç kafiyelerinin birbirine benzemesi bu şüpheyi daha da artırmaktadır. Hatta öyle ki, ilk 11 ayeti es geçip 12. ayetten başlasak Saffat suresini Yasin suresinin sonuna tam uyacak şekilde ilave edebiliriz.

Yasin 80.Ellezı ceale leküm mineş şeceril ahdari naran fe iza entüm minhü tukıdun
Yasin 81.Eveleysellezı halekas semavati vel erda bi kadirin ala ey yahlüka mislehüm bela ve hüvel hallakul alım
Yasin 82. İnnema emruhu iza erade şey'en ey yekule lehu kün fe yekun
Yasin 83. Fe sübhanellezı bi yedihı melekutü külli şey'iv ve ileyhi türceun

Saffat 12.Bel acibte ve yesharun
Saffat 13.Ve iza zükkiru la yezkürun
Saffat 14.Ve iza raev ayetey yesteshırun
Saffat 15.Ve kalu in haza illa sıhrum mübın
Saffat 16. Eiza mitna ve künna türabev ve ızamen e inna le meb'usun
Saffat 17. E ve abaünel evvelun
....
....

vb.

Peki, bu iki surenin tek sure olduğunu düşünürsek o zaman YaSin mukattası bu tek surenin neresinden almıştır kendisini ?

Bu durum aynı zamanda daha önce bahsettiğimiz surelerin oluşmasının "bir önceki aşaması"nın da var olduğunu yani surelerin en az iki aşamdan geçerek son halini alması yönündeki fikirleri destekler niteliktedir.

Peki Saffat suresinden çıkartılan ilk 1-11 ayetlerinin durumu ne olacak ? Bu ayetler elimizde kaldı. Belki Adından olduğu gibi saffın devamı. Bu ayetlerin orjinal poziyonunun Saffat'tan bir sonraki sure olan Sad (38 ) suresine mükemmel bir uyum gösterdiğini söylüyor. Burada da Sad mukattasının işte bu 11 ayetin 1. ayettindeki es-Saffat'tan geldiğini belirtiyor. Sad mukattasının bu sure içinde herhangi bir isimden alınmamış olmasının da nedeninin bu olduğunu söylüyor.

Eğer Sad mukattasına işaret edebilecek alternatif bir kelime veya harf yoğunluğu (Kaf suresindeki gibi) olsa idi bu teoriye daha fazla şüphe ile bakılabilirdi.

Gelelim bu aşağıdaki Elif, Lam, Mim grubuna :

Bakara (2) Â ----- Elif, Lam, Mim
Ali İmran(3) ---- Elif, Lam, Mim

Ankebut (29)----Elif, Lam, Mim
Rum (30)--------Elif, Lam, Mim
Lukman (31)-----Elif, Lam, Mim
Secde (32)------Elif, Lam, Mim

Bu surelerin aynı mukattalara sahip Bakara ve Ali İmran ile bağlanılı olduklarını ama Bakara ve Ali İmran surelerinin uzun sureler oluşunun ve Kuran'da genel olarak uzundan kısaya sure sıralama kuralının olmasının onları başa çektiğini ve bu iki surenin diğer 4 sureden sıralamada koptuğunu söyleyebiliriz. Elim Lam ve Mim mukattalarının 'El-Mesel' in kısaltılmışı olduğunu ve bu surelerin mesel (kıssa) sureleri olduğu için bu mukattaları aldığınıda düşünebiliriz.

7. sure olan Araf ise Elif, Lam, Mim, Sad mukattaları almış, yani fazladan bir Sad var.

11. ayetinde geçen "size şekil verdik" (=sümme savvernaküm) ifadesi bu surenin 180. ayettinde de geçen esmaül husna yani Allahın isimlerinden birisi ile ilişkili olup bu isim Müsavvir dir. (Müsavvir'in karşılığı: Şekil, renk ve desen veren, görünüş kazandıran, görünüşü ahenkli kılan)

İşte Araf suresi 11. ayetinde geçen Müsavvir bu ayete ismini vermiştir.

(Elif, Lam, Mim, Sad = ELMS= El-Müsavvir)


Şimdi de Ta Sin grubuna bakalım.

Şuara (26)------ *Ta, Sin, Mim
Neml (27)-------- Ta, Sin
Kasas (28 )------Ta, Sin, Mim

Şuara ve Kasas surelerindeki Mim harflerinin Musa peygambere işaret ettiğini çünkü bu iki sureninde Musa peygember kıssalarıyla başladığını da düşünebiliriz.

Şuara suresinin Sin mukattasının eş-Şuara= Şairler ismini aldığı bu surenin 224 ayetinden aldığını hatırlatarak Ta harfininde 63. ayetteki yine Musa kıssası ile ilgili olarak Tavd (=yüksek dağ) kelimesinden geldiğini de düşünebiliriz.

Kasas suresi ise çoğunlukla Süleyman peygamber kıssalarından oluştuğu gibi bu suredeki Ta mukattasının aldığı isim olarak Süleyman peygambere yardım eden kuşlardan yani "Tayr"dan almış olabileceğini de düşünebiliriz. Tayr 16,17 ve 20. ayetlerde geçiyor.

En zorlanılan durum ise bu Kasas suresindeki Sin mukattası. Bu Sin mukattasına işaret edecek tek kelime 30. ayetteki "es-satıl (=uçurum) olabileceğini belirtiyor. Ta mukattasının da 29 ve 46. ayetlerde geçen Tur dağının "Ta" harfinden alabileceğini belirtmiştik.


Şimdi gelelim Ha Mim grubuna bakalım:


Mümin (40)------Ha, Mim
Fussilet (41)------Ha, Mim
Şura (42)-------- Ha, Mim (1.ayet), Ayn, Sin, Kaf (2. ayet)
Zuhruf (43)-------Ha, Mim
Duhan (44)------ Ha, Mim
Casiye (45)----- Ha, Mim
Ahkaf (46)-------Ha, Mİm

Hepsinde aynı tarzda sureye giriş mevcut olup bu sureler de eskatoloji grubu sureler olarak düşünülüyor. Eskatoloji, dünyanın sonu ile ilgilenen tanrıbilim ismi ile geçiyor litaratürde. Buradaki anlamıyla öbür dünya, cehennem, mahşer, azap, sorgu sual vb. öte dünya anlatımları mevcut bu surelerde ortak olarak.

Bu surelerde cehennem, nar, azap, ateş kelimelerinin oldukça fazla geçtiğini ve "kaynar su" anlamına gelen "Hamim" kelimesinin Mümin suresinde geçtiğini ve öte taraftaki tipik cezalandırma biçimi olduğunu görmekteyiz..

Mümin 72- Kaynar suda (Hamim), sonra da ateşte yakılacaklardır

Bu sureler içinde Şura suresinde fazladan Ayn, Sin, Kaf mukattalarının ise bu suredeki 17. ayetteki "lealles saate karıb" yani kıyamet saati kelimesinin kısaltılmışı olabilir.

***

Genel bir toparlama yapalım.

Şu ana kadar ki bütün açıklamalarda ön çıkan bir gerçek var ki, o da mukatta harflerinin sure isimleri olduğudur.

Peki neden mukatta harfleri sure ismidir tekrar edelim ve bu bağlamda bu harflerle ilgili önemli notlarımıza da dikket çekelim:

a-İstisnasız hepsi surelerin başındadır. Bu durum tek başına bunların bir sure ismi olduğu gerçeğini akla getirmektedir.

b-Kuran'daki 4 surenin mukatta harfleri ile bu surelerin isimleri aynıdır. Bunlar: Yasin, Sad, Kaf ve Taha sureleridir. Bu durum da bu harflerin ilk kullanılış amacını sure isimlendirme olduğunu göstermektedir.

c- Ağrılıklı olarak mushaf sıralamasında birbirini takip eden surelerde kullanılır. Örneğin (2,3)--(10, 11, 12 ,13 14, 15)--(19,20)- (26,27,28,29,30,31 32)- (40,41,42,43,44,45,46,)
Bu durum bu harflerin surelerin mushaf sıralamasının yapılması sırasında ve sureleri henüz isimlendirmeden önce birbirinden ayırabilmek amacıyla kullanılan geçici bir isimlendirme biçimi olduğunu gösteren bir işaret sunmaktadır bize

d- Mukatta harfleri hem mushaf sıralaması olarak hem de nüzul olarak bir yerden sonra kesintiye uğrar ve artık kullanılmaz. Bunun sebebi de sure isimlendirme yöntemi olarak surelerde bulunan çarpıcı kelimelerin "kısaltılmış" halinin yerine kelimenin tamamının kullanılması anlayışına bırakmasıdır.

e-İslam öncesi Arap şiirinde zaten mukatta harflerinin bir kaside isimlendirme yöntemi olarak kullanılıyor olması

f- Mukatta harfleri ile başlayan sureler "bir vahiy kitabı olarak Kuran'a vurgu yapan" giriş ile başlaması ve bu tip benzer girişin surelerin oluşumunu zorunlu kılması (Çünkü aynı ayetler alt alta yazılarak tek bir surede toplanamaz) ve daha da önemlisi bütün bu "kitap" üzerine yapılan vurguların Mekke döneminde yazılan bir mushafın var olması gerçeğine işaret etmesi.

Aşağıda mukatta harfleri ile başlayan surelerin tamamının girişini ve ayrıca mukatta harfleri ile başlamayan ama aynı tip girişe sahip olan üç sureyi de ilave ederek gösteriyoruz:

Bakara 2. O kitap (Kur'an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakiler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir.
Ali İmran 3. (Resulüm!) O, sana Kitab'ı hak ve önceki kitapları tasdik edici olarak indirdi, Tevrat ile İncil'i ve Furkan'ı indirmişti.
Araf 2 (Bu), kendisiyle insanları uyarman, inananlara öğüt vermen için sana indirilen bir kitaptır. Artık bu hususta kalbinde bir şüphe olmasın.
Yunus 1 Elif. Lam. Ra. İşte bunlar hikmet dolu Kitab'ın ayetleridir.
Hud 1. Elif. Lam. Ra. (Bu sana indirilen), hikmet sahibi (ve) her şeyden haberdar olan (Allah) tarafından ayetleri sağlamlaştırılmış, sonra da açıklanmış bir kitaptır.
Yusuf 1. Elif. Lam. Ra. Bunlar, apaçık Kitab'ın ayetleridir.
Rad 1. Elif. Lam. Mim. Ra. Bunlar, Kitab'ın ayetleridir. Sana Rabbinden indirilen haktır, fakat insanların çoğu inanmazlar.
İbrahim 1. Elif. Lam. Ra. (Bu Kur'an), Rablerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, yani her şeye galip (ve) övgüye layık olan Allah'ın yoluna çıkarman için sana indirdiğimiz bir kitaptır.
Hicr 1 Elif. Lam. Ra. Bunlar Kitab'ın ve apaçık bir Kur'an'ın ayetleridir.
Meryem: Böyle bir giriş yok
Taha 2. Biz, Kur'an'ı sana, güçlük çekesin diye değil, ancak Allah'tan korkanlara bir öğüt olsun diye indirdik.
Şuara 2. Bunlar, apaçık Kitab'ın ayetleridir.
Neml 1 Ta. Sin. Bunlar Kur'an'ın, (gerçekleri) açıklayan Kitab'ın ayetleridir.
Kasas 2 Bunlar, apaçık Kitab'ın ayetleridir
Ankebut 45 (Resulüm!) Sana vahyedilen Kitab'ı oku ve namazı kıl.....
Rum 58. Andolsun ki biz, bu Kur'an'da insanlar için her çeşit misale yer vermişizdir.
Lukman 2. İşte bu ayetler, hikmet dolu Kitab'ın ayetleridir.
Secde 2. Bu Kitab'ın, alemlerin Rabbi tarafından indirilmiş olduğunda asla şüphe yoktur.
Yasin 2 Hikmet dolu Kur'an hakkı için,
Sad 1. Sad. Öğüt veren Kur'an'a yemin ederim ki,
Mümin 2 Bu Kitap mutlak galip, hakkıyla bilen, lütuf sahibi Allah tarafından indirilmiştir. Fussilet 2 (Kur'an) rahman ve rahim olan Allah katından indirilmiştir.
Şura 52 İşte böylece sana da emrimizle Kur'an'ı vahyettik. Sen, kitap nedir, iman nedir bilmezdin
Zuhruf 2. Apaçık Kitab'a andolsun ki ,
Duhan 2 Apaçık olan Kitab'a andolsun ki,
Casiye 2. Kitap, aziz ve hakim olan Allah tarafından indirilmiştir
Ahkaf 2. Bu Kitap aziz ve hakim olan Allah tarafından indirilmiştir.
Kaf 1 Kaf. Şerefli Kur'an'a andolsun.
Kalem 1. Nun. Kaleme ve (kalem tutanların) yazdıklarına andolsun ki
---------------------------
Kehf 1. Hamd olsun Allah'a ki kulu (Muhammed'e), Kitab 'ı indirdi ve ona hiçbir eğrilik koymadı.
Furkan 1 Ãlemlere uyarıcı olsun diye kulu Muhammed'e Furkan'ı indiren, Allah, yüceler yücesidir
Zümer 1. Bu Kitap izzet ve hikmet sahibi Allah katından indirilmiştir.



Bu yukarıdaki listede göreceğimiz gibi "hikmet dolu Kitab'ın", "öğüt veren Kitab" veya "Kitab'a andolsun ki" vb. ifadeler ile başlayan mukatta surelerinin 4 istisnası vardır. Bunlardan üçünde bu tip ifade ilk ayetlerde değil surenin daha sonraki (mushaf sırasına göre) ayetlerinde mevcut olup yalnızca birinde hiç mevcut değildir. Bu tip kitaba vurgu yapan ayetin bir tek Meryem suresinde olmamasını daha önce bu surenin Kehf suresi ile birleşik bir sure olması ve bu girişin ayrışmadan sonra Kehf suresinde kalması ile açıkladık.

Diğer üç surede ise büyük bir ihtimalle bu ayetler önceleri sure başında bulunmakta idi ve sonraları ise sureler üzerinde yapılan çeşitli düzenlemeler ile surelerin ilerleyen ayetlerinde kaldı. Surelerin bilahire tevkifi (vahiy) kaynaklı düzenlemeye tabi tutulduğuna yönelik fazlasıyla rivayet olduğu gibi sure düzenlemesinin "içtimai" olarak da yapıldığı yönünde rivayetler vardır. Bazı rivayetler ve bazı araştırmacılar da bir kısım surelerin tevkifi bir kısım surelerin ise içtimai olduğunu söylemektedir. Sonuçta her halükarda ayetlerin indiği sıra ile alt alta yazılmadığını ve bilahire sure başlıkları altında düzenlemeye tabi tutulduğunu biliyoruz. İşte bu üç suredeki bu tip bir giriş ayetinin surelerin sonraki ayetlerinde kalması da böyle bir "bilahire" yapılan düzenlemeye ait olması muhtemeldir. Benim bu konuda tahminim o dur ki, bu tip "bilahire" yapılan düzenlemelerde kriter olarak alınan unsur Kuran'daki "kafiye-fasıla" unsurudur.

Daha önce söylediğimiz gibi Muhammed'e şairdir taftası vurdular ve şairler için oldukça sıradan olan bir "kaside isimlendirme" yöntemi olan huruf-u mukatta ile surelerini isimlendiriyordu.

Muhammed burada farklı olarak;

Beyit yerine Ayet
Kaside yerine Sure
Kafiye yerine de Fasılayı kullandı.


Yasin 69. Biz ona (Peygamber'e) şiir öğretmedik..." ayetinden de anlayacağımız gibi amaç Kuran'ın bir şiir kitabı olarak tanınmasını engellemekti.

Anlaşılan o ki, Kuran'daki kafiye (fasıla) unsurunun yanı sıra surelerin mukatta harfleri ile başlaması da Kuran'ın bir şiir kitabı olduğu yönündeki eleştirlere daha da haklılık kazandırıyordu.

Bu anlamda huruf-u mukatta harflerinin bir yerden sonra terkedilmesi ile Kuran'ın bir şiir kitabı olmaktan çıkması veya bir şiir kitabı olarak tanınmasının önüne geçilmesi amaçlanmış olabilir. Şiire düşkün araplara bir ön girizgah olup, dikkati sözlere çeken bir hitap olabilir.


Mukatta harfleri ile başlamayan ama girişi mukattalı surelere benzeyen üç sureden (Kehf, Furkan, Zümer) sureleri içinde Kehf suresinin poziyonunu Meryem suresi ile birlikte açıkladık. Geri kalan iki sureninde hemen peşinden mukattalı surelerin başlaması oldukça dikkat çekici. Bu sureleri de peşinden başlayan mukattalı surelerle ilişkili olarak incelememiz gerekebilir. Ama bu iki surenin diğer mukattalı surelerle nasıl bir bağı olduğu sorusu cevap bekleyen bir soru olarak önümüzde durmaktadır.

Sonuçta bütün bu deliller bize apaçık bu harflerin sure isimleri olduğunu göstermekte.

Ayrıca bu konuya tarihteki islam ulemasının sözleri ile de destek bulabiliriz.

Suyuti'nin El-Itkan isimli eserinde bazı isimler ve bunların yaptığı açıklamalar yer almaktadır.

Örneğin:

İbnu Ebi Hatim, Mücahid'den yaptığı rivayette şöyle dediğini nakleder:

--Fevatihi suver'in hepsi kelimelerden alınmış hece harfleridir.

Suyut'i devam eden paragrafta şöyle der:

Arapçada kelimenin herhangi bir harfiyle tamamını ifade etmek adet haline gelmiştir. Mesela şairin
"O kadına dur, dedim. Kadın işte durdum, dedi sözündeki " .....harfi......." yerinde kullanılmıştır. (noktalı kısımlar kitapta Arapça olduğu için alamadım)

Zeccac bu sözü tercih etmiş, şöyle demiştir: Araplar kelimenin bir harfini telafuz ettiğinde, bununla kelimenin tamamını telafuz etmiş olurlar.

Maverdi'nin Zeyd b. Eslem'den naklettiğine göre bu harfler, surelerin adıdır. Zemahşeri bu rivayeti daha pek çok kimselere nispet etmiştir.

İbnu Cerir, Sevri tariki ile İbnu Ebi Necih'den Mücahid'in şöyle dedğini rivayet eder: Elif Lam Mim-- Elif Lam Mim Sad gibi harfler Allah'ın surelere başlangıç yaptığı harflerdir.

Ebu'ş-Şeyh, İbnu Cureyc tariki ile Mücahid'in bu harfler hakkında şöyle dediğini rivayet eder: Bunlar Allah'ın surelere başlangıç yaptığı harflerdir.

Daha da ilginci hatırlasanız Araf suresinin başındaki Elif, Lim, Mim, Sad mukattalarını El-Müsavvir olarak almıştık. İşte bunun aynısını Suyuti'nin nin el-Itkan'ında da görmek mümkün. Diyor ki:

Kirmani "el-Garip" adlı eserinde bu harflerin el-Müsavvir olduğunu nakleder. (C.2- s.22)

Yani burada daha da detaya girilerek aynı zamanda teorimizdeki tespit ile bire bir uyumlu bir açıklama yapılmış.

Bütün bu bilgiler apaçık olarak bize mukattaların sure isimleri olduğunu ve geçici bir süre için kullanıldığını göstermektedir.

Bunu ortaya koydukatan sonra bu mukattaların ne anlama geldiğini de anlama yolunda bir adım atmış oluyoruz.

Daha önce bir çok yerde açıklamasını yaptığım gibi halihazırdaki Kuran surelerinin isimlerinin hepsi hatta bu surelerin diğer isimleri bile bizzat ait oldukları sure içinden alınmaktadır; aynı kasidelerde olduğu gibi. Burada da sureler bir kaside yapısına sahiptir ve kasidenin içinden seçilen çarpıcı kelimelerin sureye isim vermesi gibi burada da bu sure isimlerinin sure içinden seçilmesi bizim ortaya koyacağımız ikinci temel ilkedir.

Kuran'da 114 sure var ve bu surelerin isimlerinin tamamı bizzat o surenin içinde geçen herhangi bir kelimeden veya konudan gelmiştir.

Bunu aksini öne süren bütün iddialar temelden yanlıştır. Eğer Kuran'daki surelerden bir kısmı ismini o surenin dışından alsaydı biz böylesine kesin bir ilke belirleyemez ve sure dışına atıf yapan ihtimallere de kapıyı açık tutardık.

Halbuki 114 surenin tamamının ismi surenin içinde oluşmuştur ve bizim için artık bu aşamadan sonra sure dışından isim ithal etmek ilkesel olarak mümkün değildir.

İki temel kuralımız var ve bunları aklımızdan çıkarmamalıyız:

Kural 1- Mukatta harfleri sure isimleridir
Kural 2- Sure isimleri surenin içinden alınır, dışından değil.

İşte bu açıdan mukatta harfleri ile ilgili bütün fikirleri ve rivayetleri bu iki temel kuralın süzgeçinden geçirmek zorundayız.

Aksi bütün düşünceler "keyfii" yoruma açık olacaktır.

Şimdi bu mukatta harflerinin burada yaptığımız açıklamaların haricindeki görüşleri ve rivayetleri alarak değerlendirmelerde bulunalım:

a-Mukatt harflerinin nümeric değerleri vardır ve 19 sistematiğini (!) tamamlayıcı bir unsurdur.
b-Mukatta harflerinin nümeric (ebced) değeri Muhammed'in ümmetinin ömrünü göstermektedir. (bu konudaki rivayeti inceleyeceğiz)
veya bunların anlamlı bir ebced değeri vardır.
c-Mukatta harfleri Allah'ın isim ve sıfatlarının kısaltılmışıdır.
d-Mukatta harfleri Kuran'ın yazan vahiy katiplerinin isimlerinin kısaltılmışıdır.
e-Mukatta harfleri Kuran'ın isimlerinin kısaltılmışıdır
f- Kur'an'ın icazına delalet etmektedir
g-Dikkat çekmek amacı ile konulmuş "uyarı harfleri" dir.

***

Feth Suresi 29. ayet Arap alfabesindeki tüm harflerin toplandığı tek ayettir.

Muhammed, Allah'ın Resülüdür. Onunla beraber olanlar, inkârcılara karşı çetin, birbirlerine karşı da merhametlidirler. Onların, rükû ve secde halinde, Allah'tan lütuf ve hoşnutluk istediklerini görürsün. Onların secde eseri olan alametleri yüzlerindedir. İşte bu, onların Tevrat'ta ve İncil'de anlatılan durumlarıdır: Onlar filizini çıkarmış, onu kuvvetlendirmiş, kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş, ziraatçıların hoşuna giden bir ekin gibidirler. Allah kendileri sebebiyle inkarcıları öfkelendirmek için onları böyle sağlam ve dirençli kılar. Allah, içlerinden salih amel işleyenlere bir bağışlama ve büyük bir mükafat vaad etmiştir.

En doğrusunu ALLAH bilir.
pramid isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
pramid Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
dost1 (27. November 2012), Miralay (28. November 2012)
Alt 27. November 2012, 09:30 PM   #2
ates demir
Guest
 
Mesajlar: n/a
Standart

Elinize sagllık sayın Pramid
Guzel bir çalışma olmuş.
Severek bir çırpıda okudum.
Sadece bir noktada bir anlamda farklı düşünüyorum.
Hamim in sıcak su veya kaynar su oldugunu düşünmüyorum.
Yakın veya sıcak sözcüğü daha uygun kanımca.
Kuranın geneline bakıldığında Cennet ehli icinde hamim kelimesi kullanıldıgından anlam kaynar su olamıyor.
Sevgilerimle
  Alıntı ile Cevapla
Alt 30. November 2012, 01:47 PM   #3
pramid
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 764
Tesekkür: 191
507 Mesajina 1.128 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
pramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud of
Standart

FONETİK HAFIZA ALFABESİ

Bu yöntemde, rakamların okunuşlarındaki sessiz harfler kullanılarak bir fonetik hafıza alfabesi oluşturuluyor.
Bu sistemi oluştururken dikkat edeceğimiz birkaç husus var:
1. Rakamların okunuşlarındaki sessiz harfleri kullanarak bir fonetik hafıza alfabesi oluşturuyoruz.

2. Fonetik alfabeyi oluştururken sesli harf kullanmıyoruz.

3. Kullandığımız harfleri tekrar kullanmıyoruz.

4. Üç tane joker harfimiz var: R-H-Ğ. Temeli oluştururken joker harfleri de kullanmıyoruz.

5. Ayrıca, bir rakam için kullandığımız sessiz harfi, başka bir rakam için kullanmıyoruz.

RAKAMLAR VE KARŞILIKLARI
1. BİR: BİRdeki sesli harfi çıkardığımızda B ve R kalıyor. Joker olan R'yi de çıkardığımızda geriye B kalıyor. B ile P ağızdan çıkış itibariyle birbirine yakın harflerdir. BİRin simgesi olarak B ve P'yi alıyoruz.

2. İKİ: İKİdeki sesli harfleri çıkardığımızda, İKİnin fonetik alfabemizdeki karşılığı olarak K harfi kalıyor.

3. ÜÇ: ÜÇteki sessiz harf Ç'dir. Ağızdan çıkış itibariyle Ç'ye benzedikleri için, ÜÇün simgeleri olarak Ç ile beraber C-Ş-J harflerini alıyoruz.

4. DÖRT: DÖRT kelimesindeki sesli harfi ve joker harf olan R'yi çıkardığımızda geriye, sembol olarak D-T harfleri kalıyor.

5. BEŞ: BEŞ kelimesinde, sesli harfi ve daha önce kullandığımız B Ş harflerini atıyor ve "Ne kaldı?" diye soruyoruz. Sorumuz aynı zamanda cevabı da içinde taşıyor ve BEŞin sembolü N oluyor.

6. ALTI: Sesli harfleri ve daha önce kullanılan T harfini attığımız da ALTInın sembolü olarak karşımıza L harfi çıkmaktadır.

7. YEDİ: Sesli harfleri çıkardığımızda geride Y harfi kalıyor. YEDİ nin sembolü olarak Y'yi ve ağızdan çıkışı Y'ye benzeyen G'yi alıyoruz.

8. SEKİZ: SEKİZ kelimesindeki sesli harfleri ve kullanılan harfi çıkardığımızda, geriye, sembol olarak S-Z harfleri kalıyor.

9. DOKUZ: Kuralları uyguladığımız zaman DOKUZ kelimesinden geriye hiçbir harf kalmıyor. Yalnız, DOKUZ: kelimesi, etini yemediğimiz bir hayvanı çağrıştırıyor. Aradaki tek farklı harf ise M'dir. DOKUZ un sembolü olarak M'yi alıyoruz.

0. SIFIR: SIFIR kelimesindeki sesli harfleri, joker harfi ve kullanılan harfi çıkardığımızda geriye F kalır. Ağızdan çıkış olarak F'ye benzeyen V'yi de ekliyor ve SIFIR için sembol olarak F ve V'yi alıyoruz.

Bu durumda, fonetik alfabemizde, rakamların karşılığı olan temel harf tablomuzu şöyle yazabiliriz:

1. BİR (B-P))
2. İKİ (K)
3. ÜÇ (Ç-Ş-C-J)
4. DÖRT (D-T)
5. BEŞ (N)
6. ALTI (L)
7. YEDİ (Y-G)
8. SEKİZ (S-Z)
9. DOKUZ (M)
0. SIFIR (F-V)

Şimdi, bu tablonun temel hafıza sisteminde nasıl kullanıldığını ele alalım.

1 rakamını temsil eden harf B veya P'dir. O zaman, Temel Hafıza Sistemi'nde 1'i temsil edecek olan kelimemiz B veya P ile başlayacaktır.

2 rakamını temsil eden harf K olduğuna göre, 2 rakamını temsil edecek olan kelime K ile başlayacaktır.

3 rakamını temsil edecek olan kelime, Ç-C-Ş-J harflerinden biriyle başlayacaktır.

Bu şekilde devam ederek 10 numaraya geldiğimizde iki rakamla karşılaşırız: l ve 0. "1'in sembolü neydi?" "B veya P"; "0'ın sembolü neydi?" "F veya V". O zaman, 1'in yerine B veya P'yi, 0'ın yerine ise F veya V'yi koyarak uygun bir kelime bulmalıyız.

Gerektiğinde, yardımcı olarak joker harfleri de kullanabiliriz.

Başka bir örnek verelim. Sayımız 16 olsun. 1'in sembolü B veya P, 6'nın sembolü ise L'dir. P*L harflerinin ortasındaki kutuya bir sesli harf koyarak anlamlı bir kelime üretelim. Bu kutuya "İ" harfini koyduğumuzda 16'nın karşılığı olarak PİL diyebiliriz.

Son bir örnek verelim: Sayımız 66 olsun. 6 rakamını temsil eden harf L olduğuna göre L* L* 'deki boş kutulara "A" ve "E" harflerini koyarak, 66'ya LALE diyebiliriz.

********

Birinci Yöntem: Cümleden (Sembol) Oluşturulması

1- Öncelikle kelimeyi yazın.

2- Tekrarlayan harfleri çıkarın, anlamını bozmayacak şekilde sesli harfleri eksiltin.

3- Harfleri birer şekil olarak görün ve bundan içinizden geldiği gibi bir tılsım oluşturun.

4- Bu tılsımı tek çizimlik hale getirin.

5- Tılsımınızı tamamlayın.

Bunu örnekle açıklamak daha rahat olacaktır (Örnek yabancı bir kaynaktan alınmıştır);

“I will see a woman with pink hair” (Pembe saçlı bir kadın görmek istiyorum) cümlesinin tılsımını çıkaracaksınız. Öncelikle bu örnekte kişi tekrarlayan ve sesli harfleri atmış. Bu sizin tercihinize kalmış bir durumdur, normalde birkaç sesli harf kalabilir. Bunları atınca elimizde şu harfler kalıyor: W L S M N T H P K R


Bu şekilde devam ettirilerek tılsım sadeleştirebilir. Bir de Türkçe bir örneği adım adım vermek gerekirse:


İkinci Yöntem: Kelimeden-İsimden Sigil Oluşturulması

Sigil oluşturma yöntemi kabalistik çalışmalarda sephirot denen kürelere zihinsel seyahat yapmak için, ilahi isimlerin enerjilerini çekmek veya melekleri davet etmek için çok kullanılırdı. Bu yöntemle üretilen sigiller rüyalarda mesajlar almak, melek meditasyonlarında, enerji çalışmalarında veya astral denemelerinde kullanılabilmektedir. Mesela Malkuth, yaşam ağacında (evrenin kozmik diyagramı) bulunan kürenin isimlerinden biridir. (Sephirot küreler demektir. Kabalizme göre evrenin 10 boyutu vardır. Her bir boyutu küre olarak tasvir etmişlerdir.) Bu kürenin sigili çıkarılarak o küreye seyahat yapılabileceği düşünülmektedir.

Bu sigil yöntemi hermetik çalışma disiplinin önemli bir kısmını oluşturur. Yöntem oldukça basittir.

1- Aşağıdaki diyagramın bir çıktısını alın. Üzerine bir kağıt yerleştirin. (Ya da paintte açın)

2- Kelimenin ilk harfi üzerinden hareket ederek dik bir şekilde ikinci harfe düz çizgi çizin. (Paintte yapacaksanız çizgi butonu ile rahatça çizebilirsiniz).

3- İkinci harften üçüncü harfe de düz bir çizgi çizin. Tek tek bu çizgiyi son harfe kadar devam ettirin.

4- İlk harfe başladığınız yere bir yuvarlak, son harfte biten noktaya da bir çizgi çizin. Daire başladığınız noktayı, çizgi bitirdiğiniz noktayı temsil eder. Böylece sigiliniz hazır. Aşağıda çizime dair bazı örnekleri inceleyebilrsiniz:

http://arsiv.indigodergisi.com/73/efe-elmas-2.htm

Konu pramid tarafından (30. November 2012 Saat 02:25 PM ) değiştirilmiştir.
pramid isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
bir, hurufu, mukatta, teori


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 09:28 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam