Fil ordusunu delen taşlar.

[hiiic]

Taş atan Ebabil kuşu dünyada yetişmeyen bir kuş türü olmakla beraber, yetişsede taş atacak ergonomiye sahip olması kendinden beklenemez. Ayrıca atmosferin altından yani sitmosfer civarı biryerdne bırakılan taşlar zırhlı bir insanı ve altındaki filip delip geçeceği şahibiledir ki zaten bu taşları bırakmak değil tepeden aşağı dalışa geçip hayvanların özel olarak bırakması (kafa yarmak amacıyla atması) gerekir..

Gelenekçi yaklaşıma göre bu taşlarda maktüllerin isimlerinin yazıdğı söylenir ancak biz bu konuda henüz bir arkeolojik esere rastlayamadığımız gibi sanki taşlar sadece orduyu delmekle kalmamış sanki dünyanın öbür ucundan da tekrar çıkıp gitmiş gibi bir esrarengizlik içerisindedir.
---------------
Olayın aslına gelince, bize göre ebabil kuşlarının attığı taştan mana meteor yağmurudur ve atmosferin içinden değil dışarısından gelmektedir. uzaydan çok yüksek hızlarla dünyamıza gelerek atmosferde eriyen bir meteor küçücük bir parça haline kadar erir ve sadece biraz iri bir kum tanesi kalınlığına ulaşınca önüne gelen herşeyi delip geçer. İşte fil ordusuna tepeden yağanda bu meteorlardır ve zırhlarını fillerini de delip delik deşik etmiş, oracıkta ordunun yok olmasına sebep olmuştur.
---------------

[hiiic]

Kıssasdan almamız istenilen ders hava savunmasını öğrenmemizdi ancak fil suresini 33 kere tespikle çekip cennete 1 köşk 2 araba alma fikri daha cazip geldiği için savunmayı savunmayı bırakıp yatışı savunmaya başladık. Uçak yapılıp bombalardan yararlananların müslümanız diyenler olmaması, müslmanların kurandan ne kadar uzaklaştığını, ordularında kendi işlerinden, asli görevlerinden başka her işe girerek (hükümet devirmek, anayasa yapmak, çay demlemek v.s.) farklı alanlarda akademi yaptığını gösterir.
Ebrehe gibi kendi otoritesinin ve merkeziliğinin dışında başka bir merkezi yapı istemeyen ve kendi yasalarını dayatan bir sitemin kafasına geçmesi kaçınılmazdır. En fazlada 3 rakamlı yılları görür.

[dost1]

Selamun Aleykum! Değerli Hiiç Kardeşim!

hiiic Nickli Üyeden Alıntı

Taş atan Ebabil kuşu dünyada yetişmeyen bir kuş türü olmakla beraber, yetişsede taş atacak ergonomiye sahip olması kendinden beklenemez. Ayrıca atmosferin altından yani sitmosfer civarı biryerdne bırakılan taşlar zırhlı bir insanı ve altındaki filip delip geçeceği şahibiledir ki zaten bu taşları bırakmak değil tepeden aşağı dalışa geçip hayvanların özel olarak bırakması (kafa yarmak amacıyla atması) gerekir..

Gelenekçi yaklaşıma göre bu taşlarda maktüllerin isimlerinin yazıdğı söylenir ancak biz bu konuda henüz bir arkeolojik esere rastlayamadığımız gibi sanki taşlar sadece orduyu delmekle kalmamış sanki dünyanın öbür ucundan da tekrar çıkıp gitmiş gibi bir esrarengizlik içerisindedir.
---------------
Olayın aslına gelince, bize göre ebabil kuşlarının attığı taştan mana meteor yağmurudur ve atmosferin içinden değil dışarısından gelmektedir. uzaydan çok yüksek hızlarla dünyamıza gelerek atmosferde eriyen bir meteor küçücük bir parça haline kadar erir ve sadece biraz iri bir kum tanesi kalınlığına ulaşınca önüne gelen herşeyi delip geçer. İşte fil ordusuna tepeden yağanda bu meteorlardır ve zırhlarını fillerini de delip delik deşik etmiş, oracıkta ordunun yok olmasına sebep olmuştur.
---------------

Aslında ebabil kuşu yoktur doğru düşünüyorsunuz.

Buraya bakar mısınız?

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz

[hiiic]

evet, zaten benimki kendi zannımdı, kelam çalışmasıyla doğruya en yakın olarak sizin görüşünüzü alıyorum, elbetteki en doğrusunu Allah bilir.

Allah razı olsun

[galipyetkin]

Bir alıntı:

-Abdulmuttalib, develerini Ebrehe’den geri isterken, Kabe’yi niye dert etmediğini şöyle açıkladı: "Kabe’nin sahibi var; ONU O KORUR. Ben develerin sahibiyim."

Bu bir rivayet. RİVAYET söylenti demek; doğru da olabilir yalan da. Siz bu rivayeti doğru buluyor musunuz?

Kabe, zamanı gelince sellere teslim olmadı mı; zamanı gelince düşman saldırısına uğrayıp yıkılmadı mı? ...ONU O KORUR. Korudu mu?

Fedakar Kızmaz (http://www.sevde.de/islam_Ans/H/hacerul.htm):

Tarih boyunca birçok saldırıya uğrayan Kâbe bu kez Emevî hükümdarı Abdülmelik b. Mervan tarafından görevlendirilen ve tarihe "Zâlim" lâkabıyla geçen Haccac tarafından mancınıklarla taşa tutuldu. Mekkelilerin suçu Muâviye ile başlayan kılıç gücüne dayalı "halife"leri tanımayıp sahabeden Abdullah b. Züyebr'in emrinde olmalarıydı. Zâlim Haccac'ın ordusu Kâbe'ye sığınan Abdullah b. Zübeyr'i ve birçok müslümanı şehîd etti. Abdülmelik'in izniyle Kabe'yi yıkıp tekrar inşa etti.

Daha sonraları Abbâsî hükümdarı el-Mutî'lillah zamanında Karmatîlerin saldırısına uğrayan Kâbe tekrar tahrip edildi. Tavaf sırasında hacıları kılıçtan geçiren Karmatîler Hacerü'l-Esved'i alıp Kufe'ye götürdüler (M. 929).

ONU O KORUR iddiası ilahî korumanın VAROLUSSAL olduğu gerçeğini gözardı eden boş bir inanış. Yani hurafe. Tıpkı öteki boş inanışlar gibi:

-Hz Muhammed cinlerle toplantı yaptı.
-Onun başının üzerinde sürekli bir bulut asılı dururdu.
-Uhud mağarası sürekli misk kokar.
-Kabe'nin Yemen köşesi dikiş tutmaz çünkü Ali'ye gebe olan Fatıma bint Esad oradan Kabe'ye girip Ali'yi doğurdu.

Fil sûresi (Sûre 105):

1.Rabbin fil halkının hesabını nasıl gördü bilmez misin?
2.Tuzaklarını bozmadı mı?
3.Ucan ebabiller yolladı da üzerlerine
4.pişmiş çamur taşları yağdırdılar –حجارة من سجيل
5.Böylece yenmiş ekin gibi yaptı onları.

pişmiş çamur taşları -حجارة من سجيل

Fîl 4: Uçan ebabiller fil halkının üstüne pişmiş çamur taşları yağdırdılar
Hicr 74: Lût halkının üstüne pişmiş çamur taşları yağdırdık.

Görüldüğü üzere pişmiş çamur taşları - حجارة من سجيل hem Fîl 4’teki fil halkının hem de Hicr 74’teki Lût halkının üstüne yağdı.

O halde "fîl halkı"ndan kasıt şu ikisinden biri olabilir:

(1)Gelenekteki söylentiye göre Kabe’ye saldıran Ebrehe ordusu
(2)Saptıkları için Allah’ın cezalandırdığı Lût halkı ve Semud halkı

Arabistan yarım adasının kuzey-batısındaki Dead Sea-Lût Gölü’nün güneyinde Sodom ve Gomorrah var. Lût halkı orada yaşamış.

Semûd halkı ise yine Arabistan yarım adasının kuzey-batısında. Oranın kuzeyinde Petra, güneyinde Madain Saleh var. MADAİN SALEH Salih'in kentleri demek ama El-Hicr olarak ta biliniyor.

El-Hicr’in hemen yanı başındaki El-Ula köyünde Arapçası CEBEL EL-FÎL olan doğal bir fil heykeli var ki onu milyonlarca yılın kum fırtınaları koskoca dağı YONTA YONTA ortaya çıkarmış.

Hz Salih Semud halkını şöyle uyarıyordu (Şu’ârâ 149, Â’râf 74): Dağlara ustaca evler yontuyorsunuz -Ve tenhitûne min el cibâli buyûten férihîn -وتنحتون من الجبال بيوتا فارهين:

Ama yalnızca evler değil filler de yontmuşlar. Örneğin Petra’daki tapınağın sütun başları fil heykelleri şeklinde:

Güney Arabistan’da bir kuyu. Kuyunun yanında bir kaya. Kayanın üstünde EBREHE KİTABESİ. İslam-öncesine ait on dizelik bu kitabe halen ilk yerinde duruyormuş; müzede sergilenen onun bir suretiymiş.

Kitabe GÜNEY ARABCASI anlamında Müsned el Cenubî ile yazılmış ( http://www.mnh.si.edu/EPIGRAPHY/e_pr...musnad-al-janu bi.htm). Kitabeye ait Latin alfabeli okunuş ile İngilizceden yaptığım çeviri:
''Rahman’ın izni ile O’nun ulu Hristiyan kralı Ebrehe ki Sebe’nin, Zuridan’ın, Hadrmaut’un, Yemen’in ve sahillerle dağlardaki bütün aşiretlerin kralıdır, yazdı bu dizeleri Ma’ad aşiretiyle Nisan ayında yaptığı el-Rabiya savaşı konusunda. Ve bütün Beni A’amir aşiretleriyle savaşıp Kinda ve Al’a Ebi Cabar’ı; Sa’ad, Murad ve Hadrmaut’a da Bişar bin Hasan’ı yönetici atadı. Kinda’nın Beni Amir’ine karşı ordunun önünde. Ve Turban’a doğru Zu Markh vadisinde Al'a karşı ve Manha vadisinde Murad ve Sa’ad’a karşı. Ve Kralı yakaladı ve öldürdü ve bol bol ganimet ele geçirdi. Ve Halban’da Ma’ad’a yetişerek savaşıp ganimet ve tutsaklar ele geçirdi. Ve sonra Omro bin el-Munzir’i ele geçirdi; onun oğlunu yönetici atadı ve altıyüz altmışikinin Zu A’allan ayında Rahman’ın gücü ile Halban’dan döndü''.

Görüldüğü üzere kitabede Ebrehe’nin Güney Arabistan’da yendiği aşiretler, ele geçirdiği topraklar ve oralara atadığı yöneticiler anılıyor ama Kabe’nin adı yok; filin adı yok.

Bir Kabe seferi söz konusu olsaydı dahi o sefere hiçbir fil katılamazdı. Çünkü filler sulak, ağaçlık alanlarda yaşar. Ebrehe'nin (kurgulanan) fili Yemen'den ta Mekke'ye varmak için uçsuz bucaksız çöller aşacak. Ayakları kızgın kuma dayanır mı? Deve değil ki o.

FİL o hayvan. Dev gibi vücuduna göre su içecek, sırtına su fışkırtacak. Çölde su var mı? Yeşil ağaç yiyecek; çöl orman mıdır?

Ebrehe ta Yemen'den bir fil ile çöller aşıp gelerek Kabe'ye saldırdı diye bir şey yok.

Petra ve Mekke'ye gelince, ikisi de susuzluğuyla ünlü yerler. Oralarda hiçbir file hayat hakki yok.

Petra tapınağının sütun başlarındaki heykeller yerli fillerin değil Hindistan fillerinin heykelleri. Ticaret için oraya gidip filleri gören ve onlardan etkilenen Araplar yaptırmış.

FİL HALKI Salih nebinin El-Ula’sındaki FİL DAĞI ve Petra tapınağının sütun başlarındaki FİL HEYKELLERİ ile aynı ortamı paylaşan Semûd ve Lût kavimleri.

Filleri öylesine önemsemişler ki
büyük olasılıkla
tapınmışlar onlara ve
Allah'ın cezasını hak etmişler.

Allah korkunç bir gürültüyle dünyalarını başlarına yıkıvermiş ve üzerlerine pişmiş çamur taşları yağdırmış.

1.Rabbin fil halkınının hesabını nasıl gördü bilmez misin?
2.Tuzaklarını bozmadı mı?
3.Ucan ebabiller yolladı da üzerlerine
4.pişmiş çamur taşları yağdırdılar –حجارة من سجيل
5.Böylece yenmiş ekin gibi yaptı onları.

hasanakcay.net
allahindini.net
_____________

Saygılarımla
Galip Yetkin.

[pramid]

ACİZANE BENİM PŞİRİLMİŞ TAŞLARDAN ANLADIĞIM, VOLKAN İÇERİSİNDE PİŞMİŞ TAŞLARDIR. PİR PATLAMA ETKİSİ İLE UÇAN VE BU UÇMA BÖLÜK BÖLÜK OLAN TAŞ PARÇALARI İLE GERÇEKLEŞMİŞ OLMA OLASILIĞIDIR. AYRICA METEORLARIN ATMOSFER ETKİSİ İLE KIZIŞMASI İLE PİŞMESİDE OLABLİR.

PİŞİRİLMİŞ TAŞ İFADESİ KURANDA

Hicr 74 Ve böylece, şehirlerinin altını üstüne getirdik; üzerlerine çamurdan pişirilmiş taşlar yağdırdık.

Hûd 82 Onlara azab emrimiz gelince, o memleketin üstünü altına getirdik ve üzerlerine, arka arkaya ateşte pişirilmiş çamurdan taşlar yağdırdık.

[galipyetkin]

Yapılan ilmi araştırmalar (http://www.kavimlerinhelaki.com/lutkavmi2.html) gösteriyor ki bu surede Ebrehe'nin mabedinin içine edilmesinden dolayı çıkarttığı fil ordusu eşliğinde bir savaş değil, hortumu ile sömürmekten koca bir file dönmüş Lut Kavmi'nin (Sodom ve Gomorre'nin) bu hortumculuğu ile Allah'a karşı açtığı savaşının-Bakara:279- sonucu, akıbeti ve Allah'ın sömürücülere karşı gazabı anlatılmış. (Sodom ve Gomore Lût Pegamberin öz kavmi olmayıp, kendisi İbrahim Peygamber tarafından onlara tebliğ için görevlendirilmişti)

Bence surenin esas vurgusu hortumcuların daha dünyada iken akıbetleri. Yani ''beyt ehli'' yerine ''bina ehli'' olmanın sonuçları.Daha öbür taraf var!
Saffat:137-138, Zariat:37, Hicr:75-77.

Saygılarımla
Galip Yetkin

[pramid]

galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı

Yapılan ilmi araştırmalar (http://www.kavimlerinhelaki.com/lutkavmi2.html) gösteriyor ki bu surede Ebrehe'nin mabedinin içine edilmesinden dolayı çıkarttığı fil ordusu eşliğinde bir savaş değil, hortumu ile sömürmekten koca bir file dönmüş Lut Kavmi'nin (Sodom ve Gomorre'nin) bu hortumculuğu ile Allah'a karşı açtığı savaşının-Bakara:279- sonucu, akıbeti ve Allah'ın sömürücülere karşı gazabı anlatılmış. (Sodom ve Gomore Lût Pegamberin öz kavmi olmayıp, kendisi İbrahim Peygamber tarafından onlara tebliğ için görevlendirilmişti)

Bence surenin esas vurgusu hortumcuların daha dünyada iken akıbetleri. Yani ''beyt ehli'' yerine ''bina ehli'' olmanın sonuçları.Daha öbür taraf var!
Saffat:137-138, Zariat:37, Hicr:75-77.

Saygılarımla
Galip Yetkin

https://dersvekuran.blogspot.com/202...imler.html?m=1

Kur'an-ı Kerim'de geçmiş kavimlerin güçleri hakkında birçok yerde önemli bilgiler verilir. Genel olarak, bu kavimlerin çok güçlü, kudretli, medeniyet ve teknoloji bakımından ileri oldukları ancak bu güçlerine güvenip kibirlendikleri, Allah'a isyan ettikleri için helak edildikleri anlatılır.

Bazı ana noktalar şöyle:

1. Ad Kavmi (Hz. Hud'un kavmi)

Son derece güçlüydüler: Kur'an'da Ad kavmi için "boyca iri yapılı", "çok güçlü" ve "yeryüzünde eşi görülmemiş bir kavim" olduğu ifade edilir.
Ayet örneği:
"Görmedin mi Rabbin Ad kavmine ne yaptı? Direklerle dolu İrem şehrine; ki onun bir benzeri başka hiçbir yerde yaratılmamıştı."
(Fecr Suresi, 6-8)

Azgınlıkları ve helakları: Güçlerine güvenip şımarınca, "korkunç bir kasırga" ile helak edildiler.
(Hakka Suresi, 6-8)
2. Semud Kavmi (Hz. Salih'in kavmi)

Teknolojileri ve mühendislikleri çok ileriydi: Dağları oyarak evler yaparlardı.
Ayet örneği:
"Semud kavmi ise kayaları yontarak vadilerde evler yapıyordu."
(Fecr Suresi, 9)

Azgınlıkları ve helakları: Peygamberleri Salih'i yalanladılar ve mucize olarak verilen dişi deveyi öldürdüler, sonunda "korkunç bir ses" ile yakalandılar.
(Şems Suresi, 11-14)
3. Firavun ve Mısır Halkı

Mısır uygarlığı çok gelişmişti: Orduları, sarayları ve anıtsal yapıları vardı.
Ayet örneği:
"Firavun, kazıklar sahibi idi."
(Fecr Suresi, 10)
(Bu "kazıklar" ifadesi, ya büyük inşaatları, ya da güçlü ordusunu simgeler.)

Kibirlendiler ve İsrailoğulları'na zulmettiler, Allah da onları denizde boğarak cezalandırdı.
(Yunus Suresi, 90-92)
4. Nuh Kavmi

Kalabalık ve güçlü bir topluluktu.
Ama peygamberlerine karşı çıkarak sonunda büyük bir tufanla yok oldular.
(Şuara Suresi, 105-120)
5. Medyen Halkı (Hz. Şuayb'ın kavmi)

Ticaret ve şehircilik alanında ileriydiler.
Ama hileli ölçüp tartarak adaletsiz oldular, zulüm yaptılar. Bu yüzden "gölge günün azabı" ile helak edildiler.
(Şuara Suresi, 176-189)
Genel Mesaj

Kur'an'da anlatılan tüm bu kavimlerle ilgili ortak tema şudur:

Allah onlara büyük güçler, zenginlikler ve uygarlıklar vermiştir.
Ancak onlar kibirlenip Allah'ı unuttular, zulme sapınca, güçleri onları kurtaramadı.
Bu olaylar, sonradan gelenlere ibret olsun diye anlatılır.
"Onlardan sonra nice nesiller yarattık. Nice nesillerin üzerinden uzun zaman geçti. Onlar için bir ibret olsaydı keşke!"
(Taha Suresi, 128)

Fil ashabı benzetmesi güç sahipleri
Fil Suresi'nin Analizi
Fil Suresi'nde (Kur'an 105:1-5):

"Rabbin fil sahiplerine ne yaptı, görmedin mi?
Onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı?
Üzerlerine bölük bölük uçanları gönderdi.
Onların üzerine pişirilmiş taşlar attılar.
Böylece onları yenilip çiğnenmiş ekin yaprağına çevirdi."

Burada "pişirilmiş taşlar" ifadesi (hijâratin min siccîl) dikkat çekicidir. "Siccil" kelimesi Arapça'da pişmiş, sertleşmiş toprak veya taş anlamına gelir. Bu, yüksek sıcaklıkla oluşmuş volkanik taşlar için kullanılabilecek bir tanımdır.

Bu anlatımda "ebabil kuşları uydurma bir anlatımdır. Doğal fenomen (örneğin volkanik patlama sonucu gökten yağan taş parçaları) olarak algılanması mümkündür. Sürü halinde gelişi, lav taşlarının yağmur gibi yayılmasını betimlemektedir.

Lût Kavmi'nin Helakı
Lût Kavmi’nin helakı (Hud 11:82, Hicr 15:73-74, Şuara 26:173 vb.) şöyle anlatılır:

"Şiddetli bir ses onları yakalayıverdi.
Yerin üstünü altına getirdik ve üzerlerine pişirilmiş çamurdan taşlar yağdırdık."

Bu anlatımda da "pişirilmiş taşlar" (hijâratin min siccîl) geçmektedir. Lût Kavmi’nin yaşadığı bölge (Sodoma ve Gomorra civarı, Ölü Deniz çevresi) jeolojik olarak aktif bir fay hattı üzerindedir ve geçmişte büyük çaplı jeotermal aktiviteler yaşanmıştır. Arkeolojik ve jeolojik bulgular, bu bölgede şiddetli depremler ve patlamaların meydana geldiğini desteklemektedir.

Benzerliklerin Değerlendirilmesi
Her iki anlatımda da öne çıkan ortak unsurlar:

Pişirilmiş taşlar: Her iki kıssada da gökten pişmiş taşların yağması ortak bir unsurdur. Bu taşların lav taşları ya da volkanik tüfler olduğu düşünülebilir.
Ani yıkım: Hem Mecaz anlatı ile kuvvet benzetmesi olan Fil ashabı,hem Lût Kavmi, aniden ve beklenmedik bir şekilde helak olmuştur.
Doğal afet metaforu: Helak edici olayların ilahi bir azabın tecellisi olarak, doğal felaketler (volkanik patlamalar, taş yağmurları) üzerinden gerçekleştiği vurgulanır.
Bu bağlamda, Fil Suresi'ndeki olayın da, Lût Kavmi'nin helakı gibi büyük çaplı bir volkanik faaliyet sonucu gerçekleşmiş olabileceği düşünülmektedir.

“Görmedin mi?” –
“أَلَمْ تَرَ” (Elem Tera) – “Görmedin mi?”
Kur’an’da sıkça kullanılır ve sadece bedensel görmeyi değil, idrak etmeyi, içsel farkındalığı, tanıklığı da kapsar.

Fil Suresi:
أَلَمْ تَرَ كَيْفَ فَعَلَ رَبُّكَ بِأَصْحَابِ الْفِيلِ
“Rabbin Fil ashabına ne yaptı, görmedin mi?”

Bu ifade:

Olayı yaşayanlara değil, duyanlara yöneliktir.
“Sen orada değildin ama bilinç düzeyinde tanık olmalısın” anlamındadır.
Olayların hafızaya ve kalbe kazınması amaçlanır.
Aynı tarz:
Lût kavmiyle ilgili anlatımlarda da vardır:
“Şüphesiz oradan geçenleriniz vardır; hâlâ akletmiyor musunuz?” (Sâffât 137)

🧱 2. Pişirilmiş Taşlar – İlahi Adaletin Aynı Sembolü
Olay

Ayet

Taş Motifi

Fil Ashabı

Fil 4: “فَجَعَلَهُمْ كَعَصْفٍ مَأْكُولٍ” → “Onları yenik ekin yaprağı gibi yaptı”

Önceki ayette: “bölük bölük uçan pişirilmiş taşlar”

Lût Kavmi

Hicr 74: “فَجَعَلْنَا عَالِيَهَا سَافِلَهَا وَأَمْطَرْنَا عَلَيْهِمْ حِجَارَةً مِّن سِجِّيلٍ” → “Üzerlerine pişmiş taşlar yağdırdık”

“سِجِّيل” – pişirilmiş taş, magma kaynaklı anlamı taşır

Ortaklıklar:
Gökten gelen taş → İlahi cezanın maddi sembolü
Siccil / سجّيل → Farsça “seng+gil”den (taş ve kil) türeyen bir kelime.
“Fırınlanmış kil taş” – yani kayıtlı, hazırlanmış, magma sıcaklığına işaret eden taş

Bu taşlar:
Rastgele değil, : “Onlar Rabbin katında işaretlidir” (Zâriyât 34)
Yazgısal cezadır – özel “adresli taş”
🧬 3. Derin Yapı: Aynı İlahi Formülasyon
İlahi Cezanın Formülü:
Uyarı (Resul gönderilir)
İnkar (Toplum tersine gider)
Helak (Gökten taş = adaletin sembolü)
İbret (Görmedin mi? İdrak et!)
Bu döngü hem Fil Ashabı’nda hem Lût Kavmi’nde görülür. Bu da Kur’an’ın:

“Geçmiş kavimler birer ayna, sen de onlara bakarak geleceği anlamalısın”
temasını destekler.