hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > HUKUK > Hukuk > Yemin

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 25. January 2009, 10:43 PM   #1
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.015
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart Yemin (kasem) Cümlesi

Selamun Aleykum! Değerli Kardeşlerim!

Kasem (yemin) cümlesi:


" القسم Kasem (yemin)" sözcüğünün esas anlamı; "güç, kuvvet" demektir. Terim olarak ise sözcük; "iddia edilen tezi somut kanıtlar ile güçlendirmek" anlamına gelmektedir. "Kasem (yemin) cümlesi" de, insanların düşüncelerini anlatırlarken, ileri sürdükleri tezleri, kanıtlarla güçlü bir şekilde ortaya koymakta kullandıkları bir cümle çeşididir.

Kasem cümlesi iki bölümden oluşmaktadır. Bunlardan birincisi; yemin edilen (kanıt, tanık gösterilen) "kasem bölümü", ikincisi ise; söylenmek istenen asıl tezin ileri sürüldüğü "kaseme cevap bölümü" dür. Yani;

- kasem cümlesinin "yemin bölümünde", cümlenin ikinci bölümünde ileri sürülecek tezi desteklemek üzere, kişiler, olaylar, nesneler… kanıt gösterilir,

- kasem cümlesinin "kaseme cevap bölümü"nde de, ileri sürülen tez, asıl söylenmek istenen yargı belirtilir.


Muhataplar tarafından anlaşılabilmesi ve kabul edilebilmesi için, kasem edilen şeyin mutlaka somut ve akıl sahibi herkes tarafından ulaşılabilir özellikte olması gerekir. "Yemin ederim, ediyorum" vs. gibi ifadeler yemin sayılmaz ve bu ifadeleri taşıyan cümleler de yemin cümlesi değildir. Yemin; somut kanıtlardan, yemin cümlesi de; Kur`an`da Rabbimiz tarafından verilmiş örneklerde olduğu gibi, bu somut kanıtlarla güçlendirilmiş yargılardan oluşmalıdır.


Kasem cümlesinin yapısı ve belirgin özellikleri:


Kasem cümlesinin birinci bölümü olan "kasem bölümü", kasem edatlarının (vav, be, te), sözcüğün başına getirilmesi ile oluşturulur. Kasem cümlesinin ikinci bölümü olan "kaseme cevap bölümü" ise, mutlaka bağımsız bir cümle hâlindedir ve bu cümle istenildiği gibi değil, bazı kurallara tâbi olunarak kurulur:

Kaseme cevap olan cümle;
1-) İsim cümlesi ise ve olumlu ise, cümlede mutlaka " ل lam" veya "انّ inne" edatlarından birisi veya her ikisi birden getirilir.
2-) Fiil cümlesi ise ve,
a) cümle olumlu ise;
I - fiil geçmiş zaman kalıbında ise " قد kad" ve " ل lam" edatları birlikte getirilir (bazı durumlarda "lam" hazfedilebilir (gösterilmeyebilir).
II- fiil geniş zaman kalıbında ise (fiili muzari), "lam" ile "tekit nunu" getirilir.
b) cümle olumsuz ise, nefy edatlarından birisi (ma, la) getirilir.


Bundan önce tahlilini yaptığımız surelerdeki tüm kasemlerin hepsinin cevap cümleleri, yukarıda belirttiğimiz kurallara uygun olarak kurulmuştur.

Ama görünen odur ki, sureler düzenlenirken ve mushaf tertip edilirken bu kural, sahabe tarafından maalesef dikkate alınmamıştır. Benzer örneklerini ileride Kaf, Naziat ve Sad surelerinde de göreceğimiz bu uygulamanın ve böyle bir mushaf tertibinin, Allah ve peygamberimiz tarafından yapılmış olması mümkün değildir, düşünülemez.

Büruc suresinin eldeki tertibi üzerinde çalışma yapan eski tefsirciler (!), 4. ayeti kaseme cevap yapabilmek için olmadık yollara başvurmuşlardır. Kimileri takdir yaparak ayetin içine “lekad” sözcüğünü eklemişler, kimileri de kasemin cevabını mahzuf (silinmiş) sayıp, “mutlaka kıyamet kopacaktır” anlamında bir cevap uyduruvermişlerdir. Bunun gibi meal ve tefsirlere (!) piyasada çokça rastlanmaktadır.
Oysa 12. ayet, teknik yapısını yukarıda belirttiğimiz kasem cümlesinin “kaseme cevap” bölümünü oluşturmaktadır ve surede ilk üç ayetten oluşan “kasem bölümü”nden hemen sonra yer alması gerekmektedir. Gerek dil bilgisi kurallarına, gerekse suredeki söz akışına uygun olan bu durumun, Arapça dilini ve Kur’an ilimlerini bilenler tarafından reddedilmesi mümkün değildir.
Bize göre, kasem cümlesinin teknik özellikleri yanında, surenin bütünündeki söz akışının anlamı da dikkate alınarak, Büruc suresi aşağıdaki tertip üzerine okunup anlaşılmalıdır:

1- Burçlar sahibi gökyüzüne,
2- söz verilmiş o güne,
3- şahitlik edene ve şahitlik edilene kasem olsun ki,
12- Rabbinin kıskıvrak yakalaması gerçekten çok şiddetlidir.
13- Başlatan ve iade eden ancak O’dur şüphesiz.
14- Ve O çok bağışlayandır, çok sevendir,
15- Arş’ın sahibidir, Mecid’dir,
16- dilediğini en ileri derecede yapandır.

17, 18- O orduların; Firavun ve Semud’un haberi sana geldi mi?

4- Ashab-ı Uhdud öldürüldü.
5- Şiddetli tutuşturulmuş ateşin.
6- Hani onlar onun üzerine oturmuşlar,
7- ve inananlara yaptıklarına tanık idiler.
8, 9- Müminleri cezalandırmalarının (intikamlarının) sebebi de, onların yalnız çok güçlü, övgüye lâyık, göklerin ve yerin hükümranlığı kendinin olan ve her şeye şahit olan Allah’a iman etmelerinden başka bir şey değildi.

10- Şüphesiz ki inanan erkek ve kadınları ateşlere salıp (işkence edip) sonra da tövbe etmeyenler için cehennem azabı vardır, yangın azabı da onlar içindir.
11- Muhakkak ki, inanan ve salihatı işleyenler için altından ırmaklar akan cennetler vardır. İşte bu büyük kurtuluştur.

19- Fakat o inkârcılar hâlâ bir yalanlama içindedirler.
20- Oysa Allah onları arkalarından kuşatıcıdır.

21- Aksine o, Mecid/ şerefli bir Kur’an’dır.
22- Korunmuş levhada.
Kaynak:İşte Kur'an (hakkı Yılmaz)

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allaha'a emanet olunuz.
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
cümlesi, kasem, yemin


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 08:48 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam