hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > İMAN > Peygamberlere İman > Kuran'da adı geçen Peygamberler > İsa Peygamber

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 30. April 2013, 06:54 PM   #41
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Merdem.

''Meryem'' ile "meryem konusu" seni de enterese etse iyi olur da lüzumsuz lüzumsuz laflar etmeyesin. Bunun için sana iki link vereyim de sen önce "Meryem"in ne olduğunu öğren de ondan sonra çevreni buna şevklendirir, ilgilenmeye davet edersin.
http://www.hanifler.com/showthread.p...0669#post10669
http://www.hanifler.com/showthread.p...0908#post10908

Galip Yetkin.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
galipyetkin Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
bartsimpson (30. April 2013)
Alt 30. April 2013, 07:44 PM   #42
merdem
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
merdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud of
Standart

Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Merdem.

''Meryem'' ile "meryem konusu" seni de enterese etse iyi olur da lüzumsuz lüzumsuz laflar etmeyesin. Bunun için sana iki link vereyim de sen önce "Meryem"in ne olduğunu öğren de ondan sonra çevreni buna şevklendirir, ilgilenmeye davet edersin.
http://www.hanifler.com/showthread.p...0669#post10669
http://www.hanifler.com/showthread.p...0908#post10908

Galip Yetkin.
Demek öyle, Meryem demek buymus. Oldu olacak Zekeriya, Yahya ve Isa'nin da kelime manalarini izah etseler fena olmazdi, manastirla mi havrayla mi yoksa mescidle mi ilgili bir manalari vardir.

Isa'nin annesi olan belli bir Meryem yok da olabilir, hepsine toptan Meryem denilirse sonu o olur, sari cizmeli Memed Aga.

Bu yoldan aciklamalara gidenlerin ne düsündükleri ne anladiklari beni pek ilgilendirmiyor. Belki de Allah ve Kur'an dan anladiklari da farklidir, o yüzden sitedeki yazilari incelemiyorum. Ille de birilerinin fikrini kabul etmeye mecbur degilim.

Bana ölüleri nasil diriltiyorsun göster, inanmadigimdan degil emin olmak icin istiyorum diyen bir Ibrahim peygamber ve bana kendini göster diyen bir Musa peygamberden olunmasi imkansiz olan sorular sormuyorum.

Sorsam da belki cevap gelmeyecek, cevap gelecek dahi olsa anlayacak olgunlugum olmadigindan o da isime yaramayacak.

Ortaya atilan konularin aciklamasinda bir prof'un yada bir cobanin benim icin önemi yok. Madem benim de bir aklim var, o halde aklima uyani kabul ederim.

Selam ve dua ile.
merdem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 30. April 2013, 08:18 PM   #43
Zinedov
Katılımcı Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2012
Bulunduğu yer: http://fb.com/zinedov
Mesajlar: 71
Tesekkür: 46
28 Mesajina 56 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22
Zinedov has much to be proud ofZinedov has much to be proud ofZinedov has much to be proud ofZinedov has much to be proud ofZinedov has much to be proud ofZinedov has much to be proud ofZinedov has much to be proud ofZinedov has much to be proud of
Standart

Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
-Yerden enaz beş-altı metre yükseklikte olan hurma dalına doğum esnasında Meryem nasıl tutunacak, nasıl sallayacak da hurmalar dökülecek ve o hurmaları yiyecek? Altından su akması da ne oluyor? Her doğumda bir su akar; bunu mu anlatıyor?
Yoksa altından akan su ile hurmalar cennet tasvirlerine mi gönderme.......vs. mi?

Tüm çevirilerde YANLIŞ OLARAK "su arkı" diye çevirilen SARİYYAN kelimesinin anlamı ÖNDER'dir.

SARİYYAN = ÖNDER

Tıpkı Meryem suresinin ilk başlarındaki Yahya peygamber için söylenen SEYYİDAN (EFENDİ) kelimesi gibi bir "ünvan" niteliğinde kelimedir o sariyyan kelimesi de.... (Efendi derken "çok efendi çocuk" manasında değil, öğretmen ve önder manasında Efendi)
__________________
www.facebook.com/zinedov

Konu Zinedov tarafından (30. April 2013 Saat 08:29 PM ) değiştirilmiştir.
Zinedov isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 30. April 2013, 08:22 PM   #44
Zinedov
Katılımcı Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2012
Bulunduğu yer: http://fb.com/zinedov
Mesajlar: 71
Tesekkür: 46
28 Mesajina 56 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22
Zinedov has much to be proud ofZinedov has much to be proud ofZinedov has much to be proud ofZinedov has much to be proud ofZinedov has much to be proud ofZinedov has much to be proud ofZinedov has much to be proud ofZinedov has much to be proud of
Standart

Kurana göre:

Kelime = VERİLEN SÖZ

Allahın kelimesi = ALLAHIN VERDİĞİ SÖZ

İsa = Allahın kelimesi = Allahın verdiği söz.

Yahya = Allahın kelimesinin doğrulayıcısı (Allahın verdiği sözü doğrulayıcı)

Meryem = Allahın kelimesinin doğrulayıcısı (Allahın verdiği sözü doğrulayıcı)


Allah mesihin geleceğini önceden haber vermişti tüm İSrailoğulları zaten onu bekliyordu.
__________________
www.facebook.com/zinedov
Zinedov isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 30. April 2013, 08:27 PM   #45
Zinedov
Katılımcı Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2012
Bulunduğu yer: http://fb.com/zinedov
Mesajlar: 71
Tesekkür: 46
28 Mesajina 56 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22
Zinedov has much to be proud ofZinedov has much to be proud ofZinedov has much to be proud ofZinedov has much to be proud ofZinedov has much to be proud ofZinedov has much to be proud ofZinedov has much to be proud ofZinedov has much to be proud of
Standart

Meryem ve İsa konusunun iki boyutu vardır.

1) Öğüt boyutu

2) Bilgi boyutu


Siz ve diğer Müslümanlar ancak öğüt boyutunu anlayabilirsiniz.
Bilgi boyutunu anlayabilmeniz için TEVRAT VE İNCİL biliyor olmanız ve onlara da Kuran gibi hakim olmanız gerekmektedir. Çünkü ayetlerin doğrudan muhatabı EHLİ KİTAP'tır. Onlara özel bir dille yazılmıştır. Tevrattaki sözler, İncildeki benzetmeler kullanılmıştır. Bunları bilmeden bakarsanız benzetmeleri anlayamayıp Meryem Cebraille buluştu falan sanarsınız.
__________________
www.facebook.com/zinedov
Zinedov isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 1. May 2013, 07:52 AM   #46
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

G.Y tarafından silimdi,

Konu galipyetkin tarafından (17. December 2014 Saat 06:05 PM ) değiştirilmiştir.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 1. May 2013, 11:25 AM   #47
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Bu yazıyı "Mesih-Meryem'in oğlu" yazısına mı yazsam derken burada karar kıldım ki Sayın Fersin tercümelerini bulandırmayalım. Biliyorum ki Fers daha bazı şeyler anlatacak. Yazacağım yazı bir alıntı. Neden kendinden yazmıyorsun derseniz ileride onu da anlatacağım. Yazı İsa'nın getirdiği ''ekonomik ve sosyal politika''yı anlatıyor.

Yazı şu:"Bilindiği gibi Hıristiyan çevrelerinde Hıristiyan ismi “CHRİSTOS” kavramından türetilmiş ve bu inançla kullanılmaktadır. Kuran ise, Ensariyet ve yardımlaşma kavramlarının DA mastarı olan “NUSRET”ten türetilen “Nasranî” ismini kullanmaktadır. "Hami-mahmi" türü yardımlaşana Nasranî denilmez. Firavun bunda ısrar ettiği için helâk oldu. Bunun için sınıflı toplumu garantiye alan "liberalist-kapitalist" kavramsal anlamda Nasranî değildir.

Acaba böylelerine “CHİSTOS” denebilir mi? İlk bilmemiz gereken budur. Bunu bilmezsek, Kur'an’ın övgü ve yergilerinde kullandığı "Hıristiyan" kavramının terimsel mi, kavramsal mı kullanıldığını her bir ayetten istinbat edemeyiz(bir anlam çıkartamayız). Karşılıklı yardımı keserek liberalistleşen sözde hıristiyanla, sanki Nasranîliği koruyormuş gibi bozuk düzenin devamı yolunda "şerde diyalog" kuramaya devam ederiz. Yardımlaşmanın "hami-mahmi" sisteminde değil, eşitler arasında herkesten herkese emek sergileyerek yardımlaşmanın isim yapıldığı bir idealizmden isimlendirmiştir Kuran.

Öncelikle özet bilgiler için Larousse ve Britannica gibi ciddiyeti az tartışılan Ansiklopedik bilgilerden alıntı yapıp, anlamları açıklayarak işe girişeceğiz. Şimdi tercihimize göre Hıristiyanlık konusundaki anlatımı Britannica’dan izleyelim.
Ansiklopedinin“H” maddesinin ilgili sayfasından ”Hıristiyanlığın ilk dönemi” başlıklı paragraftan biraz alıntı yapalım. "Hıristiyanlık, Filistindeki Yahudi toplumu içinde bir akım olarak doğdu.”

Buraya kadar kısmen doğru olan anlatımın içinde paradoks var; onu düzeltelim.Bunun için de konuyu ta baştan ele alalım da paradoks açıkça ortaya çıksın:
“Hıristiyanlık, Hz. İsa’nın yaşamını, kişiliğini, öğretilerini ve tanrısal görevini temel alan dini, ve de Eski Ahit ile yeni Ahitten oluşan "Kitabı Mukaddesi" "VAHYİ", ya da "tanrı esinine dayalı Kutsal metin sayar..."
Hıristiyanlık, Hz. İsa’nın adı dolayısı ile İsevilik, peygamberin görevine başlayıncaya değin yaşadığı Nasıra kenti dolayısı ile NASRANÎLİK olarak ta anar.”

Bu paragraf, önceki paragrafın paradoksudur; Bu son kayıtta “VAHYİ” denmesine karşın, sonraki alıntımızda(ki ansiklopedi de birinci paragraftır) gördük ki, “Bu din", Yahudi toplumu içinde bir akım olarak doğdu ibaresi arasındadır. Çünkü bir şey ya vahyi, yani Allah esinidir; ya da bir din içinde mezhep akımı halindedir. Doğrusu ise, Yahudi toplumu içerisinde, dinin geldiği bütün toplumlarda olduğu gibi çeşitli mezhepler vardır.

Ama aslında iki yol vardır. Yani iki şeriat:
Birisi Komşuluk dini hukukunun ihlali ile Liberalistleşme ve serbest yer ilkelerine göre yaşama.
Diğeri ise yardımlaşma toplumu ve kollektivist hayat tarzı.

Hak dine sadık kalanlar Ensariyet içinde tam dayanışmalı düzende karar kılarlar. Bunlar sadıklardır. Dalalete düşenler ise şeriat ve minhacı(doğru yolu/doğru metodu-sistemi) terk ederek liberalistleşirler. Bu son hale "DİNİ LİTERATÜRDE" (sosyal yaşamda değil) Liberalist(Laik) yaşam denilir.
Ensariyet de sadık dostlar toplumunu oluşturup, eşitler(tüm insanlık) arasında karşılıklı yardımlaşmaya Vera ve takva üzere yaşamaktır ki, Allah rızasını ve İnsan haklarını kıst üzere tamamen teslim ederek yaşamaktır. Bunun eski ahitte ki ismi "Melak-ı Sadak"tır. Doğruluktan samimi dostlar toplumuna kadar güzel anlamları olan bir yaşama biçimidir. Mescid el haram, Havra, Manastır ne ise O da odur. Yani bir Muhsinler yurdudur. Selam ona İsa ve annesinin yaşam biçimi böyle bir mezhebe göre idi. Nasranî yer ismi değil, muttakilerin mülkde kişisel menfaatlerde) iştirak halinde yaşadıkları manastır-havra hayat tarzıdır. Bu havranın bulunduğu arz parçasına Nasara denildiği için selam Ona İsa bu isimle anılmıştır. Mescid El Haram'lı Muhammed isimlendirmesi, Al'i Umran'lı Meryem gibidir. Yani o yaşam biçimini kıble yapan doğruluk üzere yaşayan toplum ve otoplumun üyesini ifade eder.

Yine tarihin her toplumunda olduğu gibi, Yahudi toplumunda da, Vera ve Takva kollektivizminin gerekli olduğunu savunup öyle yaşayanlarla, buna itiraz edip, dua ve hediye vererek işi geçiştirip kıst üzere hakların ödenmesine yanaşmayan kesimler vardır. Bu sonuncular ise, çoğunluktadır. Tıpkı zamanımız gelenekçileri gibi. Vera toplumu içinde hayat sürenler ve şerAİti böyle anlayanlar yardımlaşma toplumu ismini almış ve Ensar olmuşlardır. Tıpkı İslam toplumunun medeniyeti tercih edip Ensar ismi alması gibi. Haşır suresi 9. ayette nitelikleri sayılan toplumlardır. Nefsin cimriliğinden korunmuş ve diğerkâmlı/kâmil insan haline gelmişlerdir. Selam ona Zekeriya, Selam ona Meryem’in vasisi olup aynı Havra'da yaşamakta ve bu şerİAt üzerinde bulunmakta iken, Liberalistler (Serbest yerciler) tarafından şehit edildiler. Şeriat yorum ve yaşamları arasında bu kadar derin uyuşmazlık vardır.
İşte Selam ona İsa, zaten küçük bir toplum tarafından hak dinin Sosyo ekonomi politiğini benimsemiş ”Sadık dostlar” kesimini tasdik emek, serbest yercileri (Liberalistleri) yalancı ilan edecek vahiyler ile geldi. Bunu Maide suresinin 48. ayetinden öğreniyoruz. Hak peygamberlerin yolunu tasdik, yalancı sofistlerin izlerini silmek için geldi. Selam ona İsa Yahudi toplumuna elçi olarak gönderildiğinde bu toplumda iman konusunda bir sorun yoktu. Sorun, Kuran tarafından ''Icl'', "aculiyet" v.b kavramlarla anlatılan Liberalist-kapitalist yola sapıp ihtiyaç fazlasının infakına sırt çevirdikleri için şeriat ve minhaç konusunda toplumculuğu terk etmelerinden dolayı idi. Selam ona İsa bir havra-Manastır kurarak dindar insanın yaşaması gereken "Ekonomi politik sistemini" yaşayarak, yaşatarak gösterecekti. Günümüzde selam ona İsa gelse kaç gelenekçi buna razı olur, kaç milyonu onu öldürmek için fırsat kollar bir düşünün…(Sitede bir arkadaş diyordu ki: Oooo., Öyle bir kâr ediyorum ki...''. Hep iyiniyet yüklü nolmaktan dolayı ''NAFİLE'' kelimesinin mânâsı geliyor insanın aklına

Öyle ise Ansiklopedideki ifadeyi düzeltirsek, şöyle dememiz gerekir. Selam ona "İsa Nasraniyet"in kurucusu" değildir, Kur'an'la özdeşleştiremeyiz-kendine hastır.. Bu hayat biçimi de zaten Tevrat kapsamı içerside anlatılan (zekat-ı ita) yaşam biçimi idi. Buna havra, yani salavat veya salat sistemi deniyordu. Ama dalalet ehli buna aldırmıyor başka ve batıl bir şeriat içersinde(ferdiyetçi) yaşıyorlardı. İsa din şeraitinin antiliberalist olduğunu tasdik eden vahyi alarak, zaten annesi ve selam ona Zekeriya’nın ubudiyet biçimi olan Nasranîlerin tarafını tutup onları tasdik etti. Yani ensar ve isâr yapmanın, zekâtı tam ve peşin ödemenin kolay yolu olan mülkte iştirak halinde yaşayarak mülk tutkusundan kaçınarak insan haklarından tam temizlenmiş biçiminde yaşanması olduğunu yaşamıyla tasdik etti.

Diğer bir paradoks ise “ İsa, peygamberlik görevine başlayıncaya değin yaşadığı Nasara kenti dolayısı ile Nasranî adı ile anılır" yargısıdır. Bu kısmen doğrudur. Selam ona Meryem hamile kaldıktan sonra burayı terk etmiş olabilir. "Nasara''ya niçin Nasara denildiğini açıklanmaması da bir eksiktir. Asıl mesele de buradadır. Böyle güzel bir yaşam biçimini anlatan bir isimden niçin vazgeçildi de Christo ismi alındı? İsa Vera’sının özü zaten Ensariyettir. Bunun doğru ve detaylı tanımı ise, Kuran Haşır suresinin 9. ayetinde yapılmıştır: iştirak halindeki mülkiyette karşılıklı yardımlaşmalı hayat biçimidir. Tabi ki İsa doğmadan da bu yaşam biçimi bazı muttaki Yahudi kesimlerinde (havra-manastır yaşam biçimleri) vardı. Selam ona Zekeriya ve Meryem böyle bir havra-manastır yaşam biçime sadık kaldılar. Bunun için Liberalistler, Zekeriya ve Yahya’yı öldürdüler. Selam ona İsa’yı öldürmeye çalıştılar da, Allah yardımı ile bu badireden kurtarılıp, daha sonra eceli ile vefat ettirildi. Bütün bunları, tutucu Yahudiler, MÜLK ŞEHVETLERİ nedeniyle yaptılar. Bunu Yahudi milletinden seçilen büyük küçük nebi, Resul ve peygamberlerin geriye bıraktıkları kitaplardan anlıyoruz. İşledikleri konuların tamamına yakını ''Din Sosyo Ekonomi Politik"inin çığırından çıkartılıp liberalleşmeleri olduğu tarihi hakikatlardir. Yani Yunan Laiklik anlayışına göre, lirik ve epik bir liberalist hayat sürmekte idiler. Yine, Yunanlılar gibi sadece dua ve kurbanlarla, küçük bağışlarla günahtan kurtulmayı umuyor ve kâmil insan olma projesini terk ediyorlardı.(Bu konuya ileride değineceğim)

Mesele/arzu ettikleri yaşama engel olan İsa’nın Nasara kentinden olmasından değil, "Nasara"’nın sözlük anlamında yatmaktadır. "Nasara" (İmran=Umru=Manastır) ailesinin yüz yıllar boyunca “manastır” yaşam biçimini sürdürdükleri bir dini yaşam merkezidir orası. İmran ailesi de bir aile lakabı değil, "manastır-Havra ehli" demektir. İsmi de bu dini sosyo ekonomi politikten almıştır(Arapça umre ve El Umru kavramına bak). Zaten İmran da bir aile ismi değil “Al'i imran” kavramının derinliklerinde yatmaktadır. İmran kızı demek, havra- manastır rahibesi gibi bir anlama gelir. Önceden biliyoruz ki “Umru” manastır anlamına gelir. Açıklanacak kavramlar o kadar çok ki, bir metot takip etmemizi zorlaştırmaktadır. Zaten kavramların anlamlarını çarpıtmadan veya içlerini boşaltmadan hak dinleri bozmak zordur. Burada münafıklar barınamaz. Çünkü onlar ferdiyetçilik dışında bir sistemde yaşamaktan nefret ederler. Daha doğrusu Allah’ı birlemenin ve onu veli edinmenin yaşayarak kanıtlandığı, riyakârlık ithamından "beri/biz yana olmayan" mânâların geliştirildiği yerlerdir.

Maişet üzere yaşamak esas tutulmuştur; bir komün/karye ve Kollektif yaşam tarzı idi. Aynen Ahdi Yakin’in(Kur'an'ın) Haşr süresi dokuzuncu Ayette övülen “Ensar” toplumsal yaşamı idi. Nefsin cimriliği olan ferdiyetçilikten arınmışlardı. Yani yardımlaşmak için zengin olmayı beklemeden ve buna lüzum görmeden, daha kendi ve iyalinin ihtiyaçlarını tamamen karşılamamış insanların bu hal içinde karşılıklı yardımlaşmalarıdır. Çünkü maun suresinde riyakâr olarak tanımlananlar, yardım etmek için zengin olmayı şart koşarlar(Hami-Mahmi sistemi). Bu ise istismar ve ipe un sermektir. Oysa Ensar-isâr toplumu böyle bir şarta bağlanamaz. Onlar da karşılıklı yardımlaşarak sadakat ve samimiyetlerini isbat etmiş olurlar. Herkesin veren, herkesin alan olduğu, kimsenin kimseyi minnet ve mihnet altında bulundurmasına müsait olmayan vekarlı bir hayat sistemdir. Nimet aracısız, sadece Allah’tan alınmış, teşekkür de O’na edilmiştir…(El Fatiha Suresi)

Hem de öyle bir yardımlaşma ve dayanışma ki isar, din kardeşine teklif ve sunduğu şey, kendisine lazım ve ihtiyacı olan şey olduğu halde, içinde hiçbir kıskançlık duymadan, hatta sevinerek yapılan bir fedakârlıktır. Yani Eşitliğe gönül rızasıyla girmiş, bununla da içi ve vicdanı rahat etmemiş, eşitler arasında sonunculuğu isteyerek, severek benimsemiş bir erdem timsali toplumsal ortaklaşa yaşam biçimidir. İşin doğrusu bu olduğu için ve kısaca “ERDEMLİLİLİK” diye anılan bir güzel isim alınmışken, O niçin “Christos” gibi sosyo ekonomik bir mesaj içermeyen lakapla anılır oldu? Şimdi paradoksları giderirsek, ortaya şu çıkar. İsa zaten çocukluğunu, yüzyıllardır ontolojide vahdet, yaşamda birlik ve aynilik sosyal siyasetini titizlikle koruyan bir çevrede geçirdi. Onun için, bir türlü kavramsal manası ortaya çıkartılmayan “İsa” kavramını biz, “Amaca uygun insan” anlamına geldiğini sözlük diyalektiğinden çıkarmaya çalıştık. Tabi ki bu bir yönü.
Diğer anlamları da var. Mesela Kamil insan.
İsabet ettiğimizi de tahmin ediyorum..Amaç ise, erdemli yaşam Vera ve takva yaşam biçimine uygun ahlaki yapısı olan Kamil insan.
Yani İsa bu vasıfları taşıdığı için onun ismi bir fiilden türetilmiştir: Kamil adam veya amaca uygun insan.
Bu amaç ise mülk tutkusundan arınmaya tahammül etmeye uygunluktur. İsa bu anlama gelir ki, o daha dünyaya gelmeden Allah bu ismi vermiştir o’na.

Demek ki, Nasranîlik hak dinlerin, olmazsa olmazı olan Sosyal ve ekonomik siyasetinin anlamıdır. Bunun için de Yuhanna incili, mufassal(çok geniş bilgi içeren) bir İncil'i tasdiki için gelecek olan ”Nura”, yani Ahdi Yakin’e(Kuran'a) atıf yaparken, Ahdi Yakin de İncil ”fakirlere, ezilenlere zayıf bırakılmışlara(mustazaaflara) müjde” den övgü ile bahseder. Bu atıf "Ahdi Cedidin"(Tevrat'ın) O namuslu ve bilhassa iffetli (İtidal ve kavam üzerinde servet ve sermaye edinmeyen) insanlar içindir. Hayâlı kişilerin arsız ve yüzsüzlüğü beceremeyenlerin, nazik, kibar ve “ihtiyaç içinde iken dahi ikram ettiklerinden” arsız ve yüzsüzlerden aynı karşılığı bulamadıklarından müşkül duruma düşmüş olanlara bu mağduriyetlerine son verileceği ve Erdemden vazgeçmemeleri hususun da moral takviyesidir. Teselli budur. Çünkü erdem sistem haline getirilmezse, erdemin tercihi kısa zamanda sona erer. Ortalık, arsız, yüzsüz, iffetsiz ve hayâsızlara kalır."

Yazı bu. Üzerinde düşünülmeye değer olduğunu zannediyorum. Ve (zannederim ki "abi"sinden gelen bir işaret olarak) merdem alınganlık göstermeden(kendisinin aklı var ya, bu nedenle düşünme yeteneği dolayısı ile kimsenin işaretine ihtiyacı yok ya!) "HAMİ-MAHMİ" sistemini araştırır, ne olduğunu kavrar da düşünce sistemini ayetler ve ayetlerde geçen kelimeler üzerinde oluşturur da evvelki düşüncelerini Kur'an'danmış gibi (hadisler gibi) insancıkların akıllarına farkında olmadan sokmaz, sokmaya kalkışmaz, ve de üstün parasal varlığı ile "Al lan 10, yürrü" demez, ihtiyaç sahibine. Ama unutulmamalıdır ki ''devlet deniz, yemeyen domuz '' diyebilen ve halkın kendi RIZKINDAN (dikkat edin rızkından diyorum) artırıp verdiği vergileriyle oluşmuş toplumsal maddi oluşturduklarımıza ve namuslu işleri ile kazananların kazanç merkezlerine tasallutta bulunanlara namuslu kişilerin herhalde namusları, şerefleri ve İslam'ı anladıkları kadar iş düşüyor.
İş Başına.
(Kuman; Benim için iyi insansın. Bakara-104 çizgisinden; hem kendinin; hem de içinde yaşadığın toplumun değerlerinden sapma kardeşim. Herkes Türk olamaz, Türk'ün ne olduğunu bilir, ama bu bilgi ve meleke yönünde eylem menfaatine gelmez.)

Konu galipyetkin tarafından (2. May 2013 Saat 03:08 PM ) değiştirilmiştir.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 1. May 2013, 03:53 PM   #48
merdem
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
merdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud of
Standart

Meryem'in hamileligi, Isa'nin dogumu?!?!?! Konudan saptirmayalim lütfen.

Isa'nin hayati, havra-manastir yasamlari... Kur'an da yok ya o konular.... Ansiklopediler lügatlar basladi ayetler adina konusmaya, acaba o ansiklopediler lügatlar dipnot olarak mi tavsiye edilmis insanlara ( kendisini ap acik izah eden ayetlere nispet (!). Yoksa dünyaca kabul edilmis kaynaklar midir bunlar?

Ne bicim arapcaymis anlamadim gitti. Ya bu araplar dis ülkeler ile nasil anlasiyorlar, arapca olmamasi gerektir diye düsünüyorum. Kimsenin anlayamacagi bir dilde alis veris dahi olamaz. Elma istersin, elma haramdir diye adama hurma satarlar.

Amma da soru sormusum ha, araplar acaba kendi aralarinda nasil anlasiyorlar diye sormam gerekirdi.

Kimdir bu ansiklopedileri lügatlari yazanlar, hadisler rivayetler ortaligi kasip kavururken nerdeydi bu yazarlar ve alimler? Rivayetleri birakalim bir kenara derken.....
merdem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 1. May 2013, 04:57 PM   #49
bartsimpson
Super Moderator
 
bartsimpson - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2012
Mesajlar: 963
Tesekkür: 481
200 Mesajina 303 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
bartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud of
Standart

Alıntı:
Zinedov Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Meryem ve İsa konusunun iki boyutu vardır.

1) Öğüt boyutu

2) Bilgi boyutu


Siz ve diğer Müslümanlar ancak öğüt boyutunu anlayabilirsiniz.
Bilgi boyutunu anlayabilmeniz için TEVRAT VE İNCİL biliyor olmanız ve onlara da Kuran gibi hakim olmanız gerekmektedir. Çünkü ayetlerin doğrudan muhatabı EHLİ KİTAP'tır. Onlara özel bir dille yazılmıştır. Tevrattaki sözler, İncildeki benzetmeler kullanılmıştır. Bunları bilmeden bakarsanız benzetmeleri anlayamayıp Meryem Cebraille buluştu falan sanarsınız.
Ben bu fikrin üzerinde daha çok konuşulabileceği ve ilaveler yapılabileceği kanaatindeyim.

"muhatap ehli kitaptı..." bence isabetli ve doğru bir tespit.

Size "Mustafa Kemal'in karlar içinde yattığı bir resmi vardı?" desem......
__________________
"Hayat bugündür. Emin olduğun tek hayat. Onu en iyi şekilde yaşa."
bartsimpson isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 1. May 2013, 06:06 PM   #50
merdem
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
merdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud of
Standart

Size "Mustafa Kemal'in karlar içinde yattığı bir resmi vardı?" desem......


Herhalde ehl-i kitaba sormak lazimdir derim
merdem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
isa, kuranda, meryem, peygamber, resul, İsa, zekeriya


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 05:32 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam