hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > AHLAK > İyi Ahlak > İhlas

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 3. November 2009, 01:03 PM   #1
TUĞÇE DENİZ AKIN
Katılımcı Üye
 
TUĞÇE DENİZ AKIN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: May 2009
Mesajlar: 93
Tesekkür: 79
42 Mesajina 79 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
TUĞÇE DENİZ AKIN will become famous soon enoughTUĞÇE DENİZ AKIN will become famous soon enough
Standart Kur’ân-ı Kerim’de İhlâs Kavramı

Kur’ân-ı Kerim’de “ihlâs” kelimesi, tüürevleriyle birlikte 31 yerde kullanılmaktadır. Kur’ân-ı Kerim’de hulûs kökünden çeşitli kelimeler hem sözlük, hem terim anlamında yer almaktadır. On yerde geçen “muhlisîne lehu’d-dîn” ifadesindeki ihlâs kavramı, “yalnızca Allah’a yönelip O’na kulluk etme, O’na güvenip O’ndan dilekte bulunma, sadece Allah’ın dinini tanıyıp din konusunda kendini Allah’a adama, tevhid inancının saflığını bâtıl itikadlarla zedelemekten sakınma, saf dindarlık” şeklinde hem şirke, hem riyâya zıt bir anlam taşır (7/A’râf, 29; 98/Beyyine, 5). Yine Kur’ân-ı Kerim’deki “ibâdullahi’l-muhlasîn” ifâdesi, “Allah’ın yardımına mazhar olup hâlis dindarlığa ve hidâyete ulaştırılmış kullar” mânâsına gelmektedir. Fahreddin er-Râzî, bu ifâdenin geçtiği Hicr sûresinin 40. âyetini açıklarken ihlâsın “bir şeyi karışımdan temizleyip saf hale getirmek” şeklindeki sözlük anlamını hatırlattıktan sonra insanın bir ameli ya sırf Allah için ya da Allah’tan başka biri için veya her iki amacı birlikte gözeterek yapacağını, sonuncu durumda ya Allah rızâsını veya başkasını memnun etmeyi öne alacağını belirtmekte, bunlardan sadece birinci amelin makbul olduğunu, ameline gösteriş karıştırmakla birlikte Allah rızâsını önde tutanların da ihlâslı kimselerden sayılmasının umulduğunu söylemektedir (Mefâtihu’l-Gayb, 19/188-189). Âyetlerde bildirildiğine göre şeytan, ihlâslı kişilere zarar veremeyeceğini itiraf etmiştir (15/Hicr, 40; 38/Sâd, 83). Bu sebeple Kur’an’da ihlâs, peygamberlerin başlıca niteliklerinden sayılmıştır 10/Yûnus, 24; 19/Meryem, 51; 38/Sâd, 45-46). Ayrıca, Kur’ân-ı Kerim’in 112. Sûresine, dinin temel ilkesi olan tevhidi en hâlis, en güzel şekilde dile getirdiği için “ihlâs” adı verilmiştir.


İhlâs, esâsen bir nesnenin başka şeylerden ayıklanarak sadece bir şeye âit ve ona özgü kılınması anlamına gelir. Yahûdilerin âhiretin kendilerine âit olduğu iddiâsı (2/Bakara, 94) ve bu iddiâya, âhiretin sadece iman edenlere âit olduğu (7/A'râf, 32) şeklinde verilen cevabın yanı sıra, dörtten fazla evliliğin, öteki mü'minler ayıklanarak sadece Hz. Peygamber'e özgü bir durum oluşu da bu kelime ile anlatılır (33/Ahzâb 50). İhlâs, Kur'ân-ı Kerim'de ibâdetlerin hâlis bir niyetle, gösterişe kapılmadan, sırf Allah rızâsı için yapılması anlamıyla birlikte, genel anlamda kulluk (39/Zümer, 2, 3, 11; 12/Yûsuf 24; 98/Beyyine, 5) ve dinin sadece Allah'a hasredilmesi anlamında (7/A'râf, 29; 4/Nisâ, 146; 10/Yûnus, 22; 29/Ankebût, 65 vd.); şirkin zıddı (29/Ankebût, 65; 98/Beyyine, 5) olarak kullanılmaktadır.


İhlâs kavramı, 12/Yûsuf sûresinin 80. âyetinde “Ondan ümitlerini kesince (meseleyi) gizli görüşmek üzere ayrılıp çekildiler (halesû)” şeklinde ayrılık anlamındadır. “... Biz O'na muhlis kullarız, ihlâsla (gönülden) bağlananlarız.” (2/Bakara 139). Bu âyetteki “muhlis” kelimesi, “tâat ve ibâdetle ihlâs sahibiyiz. Hiçbir şeyi O’na eş koşmayız. O’ndan başka hiçbir şeye de ibâdet etmeyiz” anlamındadır. 12/Yûsuf sûresi 24. âyetinde Hz. Yusuf için; “Şüphesiz o, ihlâslı kullarımızdandır” buyurulmaktadır. Yusuf (a.s.), tevhid ve ibâdetinde “muhlis” idi.


Gerek Bakara 139 ve Yusuf 24. âyetlerinde ve gerekse başka âyetlerde geçen “muhlis” kelimesi ile vasıflanan müslümanlar, yahûdinin teşbih ve nasârânın teslisinden berî oldukları için ihlâsla vasıflanmışlardır.


"... Biz O'na muhlis kullarız, ihlâsla (gönülden) bağlananlarız.” (2/Bakara, 139)


"... Biz Allah içiniz ve biz O'na döneceğiz." (2/Bakara, 156)


"Şüphesiz münâfıklar (kendi akıllarınca) Allah'ı aldatmaya kalkışırlar, Allah'a oyun etmeğe çalışırlar; halbuki Allah onların tuzak ve oyunlarını başlarına çevirmektedir. Onlar namaza kalktıkları zaman üşenerek kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar. Allah'ı da pek az zikrederler, az hatırlarlar. Bunların (insanların) arasında bocalayıp durmaktalar; ne onlara (bağlanırlar) ne bunlara. Allah'ın şaşırttığı kimseye asla bir (çıkar) yol bulamazsın." (4/Nisâ, 142-143)


“Şüphe yok ki münâfıklar cehennemin en alt katındadırlar. Artık onlara asla bir yardımcı bulamazsın. Ancak, tevbe edip hallerini düzeltenler, Allah’a sımsıkı sarılıp dinlerini/ibâdetlerini ihlâsla, yalnız O’nun için yapanlar başkadır. İşte bunlar (gerçekte) mü’minlerle beraberdirler ve Allah mü’minlere yakında büyük mükâfat verecektir.” (4/Nisâ, 145-146)




kaynak : KAVRAM Anskl-Ahmet Kalkan
TUĞÇE DENİZ AKIN isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
TUĞÇE DENİZ AKIN Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
hiiic (14. September 2011)
Alt 14. September 2011, 10:24 AM   #2
hiiic
Uzman Üye
 
hiiic - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2010
Mesajlar: 1.979
Tesekkür: 1.908
1.298 Mesajina 2.732 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 26
hiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud of
Standart

sanırım Platonun yada sokratesin bir lafı var.

"kanunlar ve kurallar sadece iyi insanları etkiler ve zora sokar. Oysa kötü insanlar kanunların etrafından bir delik bulurlar yada o kanunların açıklarını kullanırlar."

***

Şunu artık çok iyi anladım ki Kuranı anlamak ve onu tatbik etmek için MUHSİN olmak gerekiyor. Aksi taktirde Kuranı kültürünün çok dışında amaçlara hizmet ederken görüyorsunuz.
sonra bu yaptıklarını savunmak için Kuranda yazmayanların peşine düşüyorlar ve bu açıkları kendi kanunlarıyla yamıyorlar.Oysa bu kesinlikle YASAKLANDI (Maide 101).
aynı şekilde Kuran bütünlüğü ve kültürüne aldırış etmeden bir tek ayeti kendi çabalarına amaçlarına hizmet ettiriyorlar.
Örneğin Kuranda kesinlikle yasaklanan dikili şeylere tapmamanın önemi defalarca vurgulandığı halde alakasız bir ayeti kullanarak kabeye "sırf Allaha yaklaştırsın" diye ibadet ediyor, ordaki taşları öpme yarışına giriyor hatta bir zamanlar hurma atılarak tapılan puta aynı şekilde taş atıyorlar ve bunu uydurma rivayetle destekleyip kendi geçmiş pagan kültür ve geleneklerini dine yama yapıyorlar.

***

Kadınları dövmeyle ilgili bir ayet var.
Allah kuranda insan sevgisini ve insana tebliğ metodunu apaçık şekilde açıklamışken, insanlara zulüm ve baskıyı, peygambere dahi zorbalık ve zorla baskıyı (müdafa ve ceza şartları hariç) yasklamışken kadın dövmek ne anlama gelebilir?

Bunu en başta söylediğim gibi Muhsinlerden ihlaslılardan başkasının anlayabileceğini sanmıyorum. Zaten Allah konuyu fazla detaya sokmayıp ondan öğüt alıp o ayetlerden yararlanabilecek muhsinler için indirmiştir.

O ayet kadına vurmaya RUHSAT değildir. Aşırı ve gerekli durumlarda sessiz kalarak, işleri oluruna bırakarak çözmeye çalışacak insanlara uyarı mahiyetindedir sadece. Yani yapanlara destek değil, yapmayanlara uyarıdır. tıpkı savaşta adam öldürmeyi günah sayabilecek olanlara Allahın verdiği öğüt gibi.

Çünkü Kuran Kültürü şunu emreder;

41/34: Güzellikle çirkinlik, iyilikle kötülük bir olmaz. Kötülüğü en güzel tavırla sav. O zaman görürsün ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sımsıcak bir dost gibi oluvermiştir.
11/114: ... Güzellikler çirkinlikleri silip süpürür. İşte bu Allah'ı ananlara bir öğüttür.
28/54: İşte böylelerine ödülleri, sabrettikleri için iki defa verilir. Onlar, çirkinliği güzellikle karşılayıp savarlar...


2/195: ... Güzel düşünüp güzel işler yapın. Çünkü Allah, güzellik sergileyenleri (muhsinleri) sever.
29/69: ... Allah, güzel düşünüp güzel davrananlarla mutlaka beraberdir.
31/22: Güzel düşünüp güzel davranarak kendini Allah'a veren kimse, şüphesiz ki en sağlam kulpa sarılmış olur...
3/148: Allah da onlara hem Dünya nimetini verdi, hem de ahiret sevabının en güzelini. Allah, güzel düşünüp güzellik sergileyenleri sever.


10/26: Güzel düşünüp güzel davrananlara, daha iyisi ve üstünü verilir. Onların yüzlerine ne bir leke bulaşır, ne de bir horluk gelir. İşte onlar cennet ehlidir ve orada onlar ebedi kalacaklardır.
6/160: Kim ortaya iyilik ve güzellik koyarsa ona on katı verilir, ortaya kötülük koyan ise sadece getirdiğinin dengiyle cezalandırılır...
12/56: ... Biz, dilediğimiz kimseye rahmetimizi ulaştırırız; güzel düşünüp güzel davrananların da ödülünü veririz.


7/199: Sen affetmeyi esas al...
42/40: Kötülüğün cezası, ona denk bir kötülüktür. Fakat affedip barışmayı esas alanın ödülünü bizzat Allah verir...
3/134: Takva sahipleri... insanların kusurlarını affederler. Allah da o iyilik edenleri sever.
24/22: Affetsinler, hoş görsünler. Allah'ın sizi affetmesini istemez misiniz?
hiiic isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 14. September 2011, 10:28 AM   #3
hiiic
Uzman Üye
 
hiiic - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2010
Mesajlar: 1.979
Tesekkür: 1.908
1.298 Mesajina 2.732 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 26
hiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud of
Standart

yine 2 kere gönderdi.
Vardır bi hayırlısı o halde bende bu bölüme yukarıdaki ayetleri tekrar yazıyorum.
demekki 2 kere okunması gerekliymiş


41/34: Güzellikle çirkinlik, iyilikle kötülük bir olmaz. Kötülüğü en güzel tavırla sav. O zaman görürsün ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sımsıcak bir dost gibi oluvermiştir.
11/114: ... Güzellikler çirkinlikleri silip süpürür. İşte bu Allah'ı ananlara bir öğüttür.
28/54: İşte böylelerine ödülleri, sabrettikleri için iki defa verilir. Onlar, çirkinliği güzellikle karşılayıp savarlar...

2/195: ... Güzel düşünüp güzel işler yapın. Çünkü Allah, güzellik sergileyenleri (muhsinleri) sever.
29/69: ... Allah, güzel düşünüp güzel davrananlarla mutlaka beraberdir.
31/22: Güzel düşünüp güzel davranarak kendini Allah'a veren kimse, şüphesiz ki en sağlam kulpa sarılmış olur...
3/148: Allah da onlara hem Dünya nimetini verdi, hem de ahiret sevabının en güzelini. Allah, güzel düşünüp güzellik sergileyenleri sever.


10/26: Güzel düşünüp güzel davrananlara, daha iyisi ve üstünü verilir. Onların yüzlerine ne bir leke bulaşır, ne de bir horluk gelir. İşte onlar cennet ehlidir ve orada onlar ebedi kalacaklardır.
6/160: Kim ortaya iyilik ve güzellik koyarsa ona on katı verilir, ortaya kötülük koyan ise sadece getirdiğinin dengiyle cezalandırılır...
12/56: ... Biz, dilediğimiz kimseye rahmetimizi ulaştırırız; güzel düşünüp güzel davrananların da ödülünü veririz.


7/199: Sen affetmeyi esas al...
42/40: Kötülüğün cezası, ona denk bir kötülüktür. Fakat affedip barışmayı esas alanın ödülünü bizzat Allah verir...
3/134: Takva sahipleri... insanların kusurlarını affederler. Allah da o iyilik edenleri sever.
24/22: Affetsinler, hoş görsünler. Allah'ın sizi affetmesini istemez misiniz?

Konu hiiic tarafından (14. September 2011 Saat 10:49 AM ) değiştirilmiştir.
hiiic isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
kavramı, kerim’de, kur’ânı, İhlâs


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 08:35 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam