1. July 2012, 01:08 AM | #1 |
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.023
Tesekkür: 3.573
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 |
Tebbet sûresi
MEKKE DÖNEMİ
Necm: 17 1Ebû Leheb'in30 iki gücü yok oldu.31 2Kendisi de yok oldu. Malı ve kazandığı şeyler kendisine yarar sağlamadı. 3-5Yakında o ve boynunda liften bir ip odun taşıyıcısı olarak karısı, alevli ateşe atılacaklar. (6/111, Tebbet/1-5) Dip not: 30 Sûrede, Ebû Leheb olarak zikredilen şahsın Kureyş eşrafından Abduluzza b. Abdulmuttalib b. Hâşim; karısının da Ümmü Cemil [Avrâ] olduğu herkes tarafından tartışmasız kabul edilmiştir. Tarih kayıtları Ebû Leheb'in son derece zengin, iri cüsseli, kırmızı suratlı, çabuk hiddetlenen birisi olduğunu belirtmektedir. Hayatının sonuna kadar hep İslâm'a karşı savaşmış, her zaman müşriklerin başında veya yanında yer almıştır. Bedir savaşı'na bizzat iştirak etmemiş olsa da, kendi yerine ücretli bir asker göndermiştir. Peygamberimiz Allah'tan gelen mesajları insanlara ulaştırmaya başlayınca ilk karşı koyan Ebû Leheb olmuştur. Fâtiha'nın topluma karşı okunması esnasında, “Helâk olası, bizi buraya bunun için mi topladın?” diyerek o'nu taşlamış ve ayağından yaralamıştır. Daha sonraları da Peygamberimiz, görevi gereği, pazar ve panayırlarda dolaşıp hakkı tebliğ ederken Ebû Leheb de o'nu bir gölge gibi takip ediyor; o'nu etkisiz hâle getirebilmek için her yolu deniyordu. Toplantılarını sabote ediyor, “Bu benim yeğenim mecnundur, o'na kulak asmayın” diyerek herkesi etkilemeye çalışıyordu. Bu sözlü tacizlerini bazen fiilî saldırıya kadar götürüyordu. Yaptıkları bunlarla da sınırlı değildi. Bazı yerlerde de “Eğer kardeşimin oğlunun dedikleri doğru ise, çoluk-çocuğumu ve malımı fidye olarak verip kendimi azaptan kurtarırım” diye Peygamberimizle alay ediyordu. Ebû Leheb, Peygamberimize olan düşmanlığını sözlü ve fiilî tacizlerle her platformda sürdürürken karısı da boş durmuyor, Peygamberimizin oturduğu sokağa ve evinin etrafına dikenler sererek ve aleyhinde dedikodular yayarak kocasına destek veriyordu. Bu desteği o kadar içten veriyordu ki, çok sevdiği ve devamlı boynunda taşıdığı gerdanlığını bile bu uğurda, Peygamberimize yapılacak kötülüklerin ödülü olarak harcadı. Birçok müfessir, 6. âyette geçen “boynunda liften bir ip” ifadesinin bu meşhur gerdanlığı temsil ettiğini düşünmektedir. Böyle bir engellemenin en yakın akrabaları tarafından yapılması Peygamberimizi çok üzüyordu. Çünkü onların engellemeleri ve menfi propagandaları nedeniyle istediği başarıyı gösteremiyordu. Amcasının verdiği zarar, başkalarının verdiğinden kat kat fazlaydı. Bazı kimseler, “Kendi amcasının bile inanmadığına biz niçin inanalım?” diyordu. “Leheb sûresi” olarak bilinen bu âyetler, böyle bir ortamda Peygamberimizi teselli etmek, desteklemek, o'na moral ve güç vermek için inmiştir. Daha önce inmiş olan âyetlerde, herhangi bir isim verilmeden, mal, mülk, çevre ve güç sahibi olduklarından dolayı şımarıp azan kimselerden bahsedilmiş, âhiret gününü de yalanlayan bu kişilerin Allah'a havale edilmesi gerektiği, onların cezalarının Allah tarafından verileceği bildirilmişti. O sûrelerde sıfatları ve karakterleri ile zikr edilenler, bu sûrede Ebû Leheb'in kişiliğinde somutlaştırılmıştır. Kur’ân, zaman ve mekânlar üstü evrensel bir mesaj olduğu için, bu mesajın sadece belli bir tarih aralığına ve belli bir coğrafyaya ait olduğunu düşünmek yanlıştır. Allah, Kur’ân'da bir konu hakkında örnek verirken tarih, yer ve isim belirtmez. Ele aldığı kişileri, o kişilerin davranışları, sıfatları ve karakterleri üzerinden tanıtır. Böyle yaparak verdiği örneğin her zaman ve her yerde geçerli olmasını sağlar. Sûrenin diğer bir mesajı da, Peygamberimizin öz amcası için bile herhangi bir kayırmasının söz konusu olmadığına göre, krallık, kölelik, zenginlik ve fakirlik gibi sosyal mevkilerin ya da seyyitlik ve şeriflik gibi soy özelliklerinin insana âhirette hiçbir ayrıcalık kazandırmayacak olduğudur. Bu âyetler geleceğe yönelik verdiği bir haberle de ayrı bir mucize sergilemektedir. Sûrede Ebû Leheb ve karısının iman etmeyecekleri ve cehennemlik oldukları bildirilmiştir. Sûrenin inişinden sonra 15 sene daha yaşayan Ebû Leheb, gerçekten de ölünceye kadar iman etmemiştir. Kur’ân'ın inmeye devam ettiği yıllarda herkes tarafından görülen bu mucize,Muhammed'in peygamberliğinin de apaçık delillerinden biridir. 31 Tebbet kelimesinin sözcük anlamı, “kurudu, yok oldu, helâk oldu” demektir. Âyette geçen iki el ifadesinin, “cüz’iyyet mecâz-ı mürsel”i olarak anlaşılması, yani iki elin zikri ile bizzat ellerin sahibinin kastedilmesi ikinci plândadır. İki el ifadesi, Ebû Leheb'in iki gücünü temsil etmektedir. Nitekim necm'in 3. cümlesi bu güçleri “onun malı ve kazandığı şeyler” olarak açıklamaktadır. Ebû Leheb'in varlıklı bir kişi olduğu göz önünde tutulduğunda, “kazandığı şeyler” ile kastedilenin de çevresi, kurduğu teşkilât, oğulları, uşakları ve yetiştirdiği militanlar olduğu akıl yoluyla çıkarılabilir. Biz Mealde mecâz anlamı tercih ettik.
__________________
Halil Ay |
27. January 2013, 07:24 PM | #2 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Jan 2013
Mesajlar: 231
Tesekkür: 406
80 Mesajina 206 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22 |
Selamün Aleyküm Dost1 kardeşim.
Allah ilmini artırsın. Peygamberlerin soyunun değil de yolunun mukaddes olduğuna en güzel örneklerden biridir "Tebbet Suresi". Sağlıcakla.
__________________
Euzubillahimineşşeytanirraciym Bismillahirrahmanirrahiym [Bakara131'den] أَسْلَمْتُ لِرَبِّ الْعَالَمِي Eslemtu li rabbil âlemîn Ben, âlemlerin Rabbine teslim oldum. |
40tr40 Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | Miralay (28. January 2013) |
Bookmarks |
Etiketler |
suresi, tebbet |
|
|