hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > YARATILIŞ > Güneş Ay ve yıldızlar > Takvim

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 21. February 2013, 02:18 PM   #1
merdem
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
merdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud of
Standart Hicri Takvim Kur'an'a Aykırıdır

Degerli Kardeslerim fikirlerinizi, bilgilerinizi lütfen paylasiniz ve gercege ulasmamizda birbirimizi destekleyelim.




Hicri Takvim Kur'an'a Aykırıdır


O, Güneş'i bir aydınlık, Ay'ı bir ışık yapan ve senelerin sayısını ve hesabını bilesiniz diye, Ay'a menziller ayarlayandır. Allah bunu ancak gerçek ile yaratmıştır. O, bilecek olan bir kavim için Âyetleri detaylandırır. (Yunus, 5)

Ayette “senelerin sayısını ve hesabını bilesiniz diye”, diyor ve ekliyor, “Ay’a menziller ayarladık”. Seneyi meydana getiren, senenin oluşmasına neden olan şey bilimsel olarak da sabittir ki dünyanın güneş etrafında bir kez dolanmasıdır. İşte bu senelerin yani dünyanın güneş etrafında kaç kez döndüğünün hesabını Ay’a bakarak yapacağız.

Takvimler saymak içindir. Tarih verebilmek, dün, bugün, yarın diyebilmek geçmişi anlatabilmek, geleceği planlayabilmek kısaca sosyal hayatı düzene koyabilmek içindir. Takvim olsa ya da olmasa, o takvim ya da bu takvim olsa, “bir sene” dünyanın güneş etrafında bir tur atmasıyla oluşur. Hicri takvim Ay’ın dünya çevresinde dolanımını esas alan bir takvimdir. Ay dünya çevresinde 29,5 günde dolanır; bu bir ayı oluşturur. Ay’ın dünya etrafında dolanmasının senenin oluşumu ile hiçbir ilişkisi yoktur. Tüm takvimler gibi hicri takvim de sadece sayım yapmak için kullanılan bir yöntemdir. Bu açıklamalardan sonra şimdi bir soru soralım:

“…Senelerin sayısını ve hesabını bilesiniz diye…” diyen Allah, “sene” kelimesini kullanırken bir senenin dünyanın güneş etrafında bir kez dolanmasıyla ortaya çıktığını bilmiş midir, bilememiş midir?

Bu soruya verdiğimiz cevaba göre ayetin ilgili bölümünü bir kez daha okuyalım: “Senelerin sayısını ve hesabını bilesiniz diye, Ay'a menziller ayarlayandır”.



O halde Kur'an'a göre aslolan Güneş takvimidir ve Güneş takvimini kullanırken senelerin hesabını Ay’a bakarak yapacağız. Ay’ın her gece gökte başka bir hali var bu haller periyodik olarak tekrar ediyor. Belirli periyotlarla görünen Ay’ın hallerinden senelerin sayısını ve hesabını çıkarabiliriz. Ancak bunun içinde güneş takvimini bir yerden başlatmak bir başlangıç noktası belirlemek gerekiyor.

Şüphesiz Allah katında; gökleri ve yeri yarattığı günkü Allah'ın yazısında, ayların sayısı, on ikidir. Bunlardan dördü haramlardır. İşte bu koruyan dindir. Bu sebeple onlarda [haram aylarda] kendinize zulmetmeyiniz. Ve sizinle toptan savaşan müşriklerle siz de toptan savaşın. Ve şüphesiz Allah'ın muttakiler ile beraber olduğunu bilin. (Tevbe, 36)

Kur’an’ın bütünü incelendiğinde Kur’an ayetlerinin insanın, dünyanın ve evrenin dinamiklerine göre yazıldığı görülecektir. Bu ayetteki “ayların sayısı on ikidir” ifadesi takvimlerdeki 12 aya bölünmüş 30 günlük zaman dilimlerini değil, Şehri Ramazan’dan/Sıcak Dolunay’dan itibaren arka arkaya gelen 12 dolunayı işaret etmektedir (Şehri Ramazan/Sıcak Dolunay ile açıklamalar Savm-Oruç makalemizde yapılmıştır). Yine “bunlardan dördü haramlardır” ifadesi de Şehri Ramazan’dan/Sıcak Dolunay’dan itibaren görülen 4 dolunayı kastetmektedir. Dolunaylar her 29,5 günde bir ortaya çıkarlar. Allah gökleri ve yeri yarattığından beri bu böyledir.

Başlangıç olarak alınacak dolunay Şehri Ramazan/Sıcak Dolunay’dır. Şehri Ramazan/Sıcak Dolunay 21 Haziran’daki yaz dönümünden sonraki ilk 0-30 gün içerisinde görülür. Yılın hep en sıcak günlerinde görünüyor, kızıllığı ve parlaklığı ile göze çarpıyor bu sebeple ona Çilek Dolunay’ı da deniyor. Bu ayette dolunayların sayısı ya da sayımı 12’dir diyor. Ancak bazı yıllar 13 dolunay görünüyor. Burada önemli olan dolunayların sayısı değil, iki Sıcak Dolunay arasındaki süre. Çünkü iki Sıcak Dolunay arası bir sene (Yunus, 5). Seneyi hesaplayabilmek için en az 12 dolunay saymak gerekli. Ancak 13 olduğu yıllar da olacak. Bu yıllarda da senenin hesabı için gerekli olan 12 dolunay sayma şartı yine yerine geliyor. 13 dolunay görünen senelerde 13’ncü dolunayı ait olduğu senede bırakıp tekrar ilk Sıcak Dolunay’dan itibaren “bir” diyerek sayacağız. Bu sayımı yaptığımız esnada dünya güneş etrafında bir tur atmış olacak ve biz dolunaylara bakarak senenin hesabını yapmış olacağız. İkinci Sıcak Dolunay’a geldiğimizde ikinci sene başlayacak. Ve bu sayede seneleri sayabileceğiz. Senelerin sayısını ve hesabını bilmek için gökyüzüne bakıp dolunayları saymak dışında yapacak bir şey yok. “Şüphesiz Allah katında; gökleri ve yeri yarattığı günkü Allah'ın yazısında, ayların sayısı, ay olarak on ikidir. Bunlardan dördü haramlardır. İşte bu koruyan dindir”.

Peki sayımı böyle yapmak neden önemli?

1.Bakara 185’teki “Şehri Ramazan/Sıcak Dolunay” tamlaması Ramazan ayı olarak çevrilmekte bu sayede 3 gün olması gereken savm süresi/oruç süresi, bu çeviri ile 30 güne çıkmaktadır. Ayrıca Hicri takvim güneş takviminden kısa olduğu için, her sene farklı tarihlerde savm edilmektedir.

2.Kur’an’ın haram aylar/yasak aylar dediği Sıcak Dolunayla birlikte sayılan dört dolunay dönemi hayvanların doğurdukları, yavrularını büyüttükleri, tabiatın kendisini yenilediği bir dönemdir. Bu dönemde av yapılması durumunda yavrular büyüyemeden ölmekte nesilleri tehlikeye girmektedir. Bu döneme ilişkin Maide Suresi’nde av yasağı var. Ancak bugün bir seneden kısa olan hicri takvim (354 gün) sayesinde hac ayları (takvim ayları) her sene 10 gün geriye gitmekte dolayısile haram aylardaki/yasak aylardaki av yasağı da ihlal edilmektedir.

Ey iman etmiş kimseler! Sözleşmeleri yerine getirin. Siz dokunulmaz iken [hacc görevi sürdürürken] avlanmayı helâl görmeksizin, size okunacaklar hariç, en‘âmın [dört bacaklı, iki tırnaklı, geviş getiren ve ot yiyen hayvanların] kusursuzları/gerdanlıksızları size helâl kılındı. Şüphesiz Allah dilediğini hükmeder [dilediği yasayı koyar]. (Maide, 1)

Ey iman etmiş kimseler! Siz dokunulmaz iken [hacc görevini sürdürürken] av hayvanı öldürmeyin... (Maide, 95)

Su avı ve onun yenilmesi, size ve yolculara yarar olmak üzere size helal kılındı. Kara avı ise, siz hac görevi sürdürür olduğunuz müddetçe size haram edilmiştir. Ve Kendisine toplanacağınız Allah’ın koruması altına girin. (Maide, 96)

Tevbe 36’dan bir sonraki ayet, Sıcak Dolunay’la başlayan ve 4 dolunay dönemince devam eden haramın/yasağın nasıl helal/serbest hale getirildiğini anlatmaktadır. Hicri takvimciler Sıcak Dolunay’dan itibaren 12 dolunay saymakta ve aynı sene içinde görülen 13’ncü dolunaya “bir” diyerek devam etmekte, bu sayede güneş yılına göre devamlı geriye giden bir takvim yılı ve takvim ayları meydana getirip, haram dolunayları/yasak dolunayları helal/serbest hale getirmekte ve av yasağını delmektedirler.

O “nesi”, ancak küfürde fazlalıktır ki, onunla küfretmiş kimseler şaşırtılır; Allah'ın haram kıldığının sayısına uydursunlar da Allah'ın haram kıldığını helâl kılsınlar diye onu bir yıl helâl, bir yıl haram sayarlar. Kendilerine amellerin kötülüğü süslenip güzel gösterildi. Ve Allah, kâfirler toplumuna hidâyet etmez. (Tevbe, 37)

Hicri takvim Kur’an gerçeklerine taban tabana zıttır. Hicri takvim ile haram dolunaylar/yasak dolunaylar helal hale getirilmekte, tabiat onarılamaz şekilde tahrip edilmektedir.



Selam ve dua ile.


http://www.kurandini.net/hicri-takvi...na-aykrdr.html
merdem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 21. February 2013, 03:10 PM   #2
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.015
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun Aleyküm! Değerli Merdem Kardeşim!

RAMAZÂN SÖZCÜĞÜ ve RAMAZÂN AYI

رمضان [ramazân] sözcüğünün kökü, ر م ض 'dır [r-m-z'dır]. Muteber lugatlarda bu sözcüklerle ilgili şu bilgiler verilir:
رمَض [ramaz] ve رمضا [ramzâ], “şiddetli sıcak”tır. Ramaz, güneşin sıcaklığının şiddetinden taşların sıcaklaşması” demektir.
İbn Sikit, bu sözcüğün, “okun ucunu incelsin diye iki taş arasında dövmek” anlamına gelen رمض 'dan [ramd'dan] geldiğini, ucu inceltilmiş oka رامض [râmid] denildiğini söylemiştir.

Denildiğine göre Araplar ayların isimlerini eski dilden değiştirdiklerinde o ayların denk geldikleri zamana göre adlandırdılar. Bu ay da sıcağın ileri derecede olduğu günlere denk geldi. O bakımdan ona bu isim verildi.
Her dilde, ilk defa karşılaşılan şeyi ifade etmek için bir sözcük vaz‘ edilir. Vaz‘ edilen sözcük ile sözcüğün ifade ettiği şey arasında her zaman doğru ilgi olmayabilir. Türetilen sözcük halk arasında yaygınlaştığında, kimse o sözcük ile o sözcüğün ifade ettiği şey arasındaki ilginin doğru veya yanlış olduğuna bakmaz ve herkes o sözcüğü kullanır.

Meselâ, Kristof Kolomb Hindistan'a ulaştığını sanarak karşısına çıkan adalara “Batı Hind Adaları” ismini vermiştir. Bu ismin coğrafî gerçeklere uymadığı bugün herkesçe bilinmesine rağmen isim düzeltilmeden kullanılmaya devam edilmektedir. Bağırsakta sadece bir tane olduğu zannedilerek “tek şerit” anlamındaki taenia solium diye adlandırılan parazit de böyledir. Sonraları bu parazitin bağırsakta birden çok olduğu öğrenilmesine rağmen ismi değiştirilmemiştir. Ya da, eskiden rahimdeki bir illetten kaynaklandığı zannedilerek “rahim” anlamına gelen hysteria sözcüğü ile tanımlanmış olan bir sinir hastalığı, artık kaynağının rahim olmadığının bilinmesine rağmen hâlâ bu isimle anılmaktadır.

Bu durum Arapça için de aynen geçerlidir. Meselâ, bir kimsenin, “cinn” denilen görünmez doğa-üstü güçlerin etkisi altına girdiği zannıyla vaz‘ edilmiş olan mecnûn [cinlenmiş] sözcüğü, bugün akıl hastalıklarının cinnlerle alâkası olmadığının bilinmesine rağmen hâlâ akıl hastaları için kullanılmaktadır. Veya, güneş sistemindeki hareketlerin ve yörüngelerin bilinmediği dönemlerde, “güneşin ufkun üzerine çıkması” anlamına gelen tulûu'ş-şems [güneşin doğması] ve “güneşin ufukta kaybolması” anlamına gelen grubu'ş-şems [güneşin batması] sözcükleri, artık bu olayların dünyanın kendi ekseni etrafında dönmesinden kaynaklandığının öğrenilmesine rağmen, hâlâ aynen kullanılmaktadır.

Demek ki, sözcük ile sözcüğün ifade ettiği şey arasındaki ilginin yanlışlığı her dilde söz konusudur. Bu tip sözcüklerin kullanımı yaygınlaştıktan sonra, sözcüklerin bina edildikleri temelin hatalı veya yanlış olduğunu bilen bilim adamları bile sözcükleri aynı şekilde kullanmaya devam etmişlerdir.

Bu açıklamalarla söylemek istediğimiz şudur: Diğer diller gibi Arapça'da da, sözcükler ile bunların ifade ettiği şeyler arasındaki ilginin yanlış olduğu bilindiği hâlde kullanılan sözcükler vardır. Bu tip sözcükler Kur’ân'da o dönemde yaygın olan anlamları ile kullanılmıştır. Çünkü Arap diliyle inmiş olan Kur’ân, insanların kolayca anlaması ve öğüt alması için indirilmiştir. Bundan dolayı, insanların Kur’ân'ı anlamaları için sözcüklerin yaygın anlamlarıyla kullanılması kaçınılmazdır. Nitekim Câhiliye dönemi Araplarının inançlarına göre “cinnler ülkesinin ismi” olan ve “harikulâde şeyler” için kullanılanابقر [ebqar] sözcüğü, “Ebgar” diye bir ülke olmamasına rağmen, Kur’ân'da, وابقرىّ حسان [ve ebqariyyin hisân/ve Ebgarlı halılar/harikulâde, nefis, şahane halılar] (Rahmân/76) şeklinde kullanılmıştır.

Ramazân sözcüğü de bu kapsamdadır. İlk vaz‘ edildiğinde, senenin en sıcak günleri olması nedeniyle bu isim verilmiştir. Ramazân, senenin serin veya soğuk günlerine de denk gelmesine rağmen bu isim değiştirilmemiş, ilk vaz‘ındaki gibi kalmıştır.
Sözcüğün bu anlamları ekseninde, “çöl kumlarında yalın ayak yürürken ayakların yanması, sıcağın şiddetinden çadırlardan kente dönülmesi, aşırı susuzluktan insanın hararetinin atması, güz döneminde yağan yağmur vs. gibi bir çok versiyonu oluşmuştur.

“Ramazân” sözcüğünün, Allah'ın isimlerinden biri olduğu bile ileri sürülmüştür:
Mücâhid şöyle dermiş: “Bana “Ramazân”ın Allah'ın isimlerinden bir isim olduğuna dair haber ulaşmıştır.”
Bu konuda rivâyet edilen, “Ramazân Yüce Allah'ın isimlerinden bir isimdir” ifadesi delil gösterilir ise de bu sahih değildir. Çünkü bu Ebû Ma‘şer Necih'in rivâyet ettiği hadistendir ki bu da zayıftır.

İbn Sikkit ise, Câhiliye Araplarının Şevval, ayında harâm ayların girişinden önce savaşmak amacıyla Ramazân ayında silâhlarını incelterek savaş hazırlığı yapmalarından olsa gerektir” demiştir.

Bazıları, senenin bu ayına Ramazân adının verilmesinin nedenini, günahları sâlih amellerle yakması şeklinde açıklamıştır. Bir başkası da, “Ramazân ayında kalpler âhiret hakkında düşünüp öğüt alma hararetinden dolayı tıpkı kum ve taşların güneş ışığından ısınıp yanmaları gibi yandıklarından dolayı bu adı almıştır” demiştir. Ama bunlara itibar edilemez, zira bu isim, senenin 9. ayına İslâm'ın gelişinden sonra verilmiş değildir.

Ayın dünyanın etrafında dönüşüne göre tanımlanan Kamerî takvimde, 1) Muharrem, 2) Safer, 3) Rebîü'l-Evvel, 4) Rebîü'l-Âhir, 5) Cemâziye'l-Evvel, 6) Cemâziye'l-Âhir, 7) Receb, 8) Şâban, 9) Ramazân, 10) Şevval, 11) Zilkâde, 12) Zilhicce olmak üzere 12 ay bulunur. Kamerî takvimde bir ay, yaklaşık 29.5 gün, bir yıl ise 354 gündür. Bu durumda Kamerî takvimde ayların 6'sı 29 gün, 6'sı da 30 gün kabul edilir.
Kamerî aylardan olması hasebiyle Ramazân'ın güneş takvimine göre herhangi bir ayda sabitlenmesi söz konusu olmaz. Zira Allah birçok görevi Kamerî takvime bağlamıştır.

O, güneşi bir aydınlık, ay'ı bir ışık yapan ve senelerin sayısını ve hesabını bilesiniz diye aya menziller ayarlayandır. Allah bunu ancak gerçek ile yaratmıştır. O, bilecek olan bir kavim için âyetleri detaylandırır. (Yûnus/5)

Sana hilâllerden [yeni aylardan] soruyorlar. De ki: “Onlar, insanlar ve hacc için, zaman ölçüleridir.” Evlerinize arka taraflarından girmeniz “birr” değildir. Ama “birr”, takvâlı davranmaktır. Öyleyse, evlerinize kapılarından girin. Ve başarıya erenlerden [kurtulanlardan] olmanız için Allah'a takvâlı davranın. (Bakara/189)

Bu âyetlerden ve konumuz olan Bakara/185. âyetten, özellikle hacc ve oruç görevlerin Kamerî takvime göre yapılması gerektiği anlaşılıyor. Bunun hikmetlerine gelince; dünya güney ve kuzey yarım küre olarak ayrılmakta, yarım kürenin birinde kış iken diğerinde yaz hüküm sürmektedir. Örneğin, kuzey yarım kürede Ocak ayı soğuk iken, güney yarım kürede en sıcak aydır. Ayrıca sabır ve takvâ sahibi olacak kimseler için her zaman diliminde ve her türlü atmosferde eğitim alıp deneyim kazanmaları çok yararlıdır. Ayrıca, Kamerî yıl, güneş yılından 10 gün eksik olduğundan, ömürde birkaç Ramazân fazla idrak edilir, hacc birkaç yıl fazla yapılır ve zekât birkaç yıl fazla verilir.
Kaynak: İşte Kur'an

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 21. February 2013, 06:53 PM   #3
Hasan Akçay
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 811
Tesekkür: 0
155 Mesajina 223 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
Hasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud of
Standart

Merhaba merdem kardesim.

Takvim benim de ögrenmeye çalistigim bir konu. Makaleniz o yüzden ilgimi çekti çünkü. Ama buradaki bazi ifadeler bana yanlis gibi geliyor. Örnegin

...iki Sicak Dolunay arasi bir sene (Yunus, 5).

Hayir. Iki sicak dolunay arasi en az 12 dolunaydir ama her üç kezde bir 13 dolunay olur. Yani uzunluk açisindan degisir. Oysa sene sabittir. "Sene"den kasit semsî yil ise uzunluk 365 gündür; kamerî yil ise 354 gün.

13 dolunay görünen senelerde 13’ncü dolunayi ait oldugu senede birakip tekrar ilk Sicak Dolunay’dan itibaren “bir” diyerek sayacagiz. Bu sayimi yaptigmiz esnada dünya günes etrafinda bir tur atmis olacak ve biz dolunaylara bakarak senenin hesabini yapmis olacagiz.

Kusura bakmayin, bu söylenen de yanlis. Dünyamizin günes etrafinda 1 tur atmasi daima 365 gün alir ve bunun sayilari bazan 12 bazan 13 olan dolunaylarla ilgisi yok.

Dogrusu su:

Iki sicak dolunayin arasina Tevbe 36'da IDDET deniyor. Yukarda anlatmaya çalistim; bir IDDET en az 12 dolunay. Efendim, iddettir bu; YIL degil. Ama her üç iddetten biri 13 dolunaya sahip. Iste bu bir mucize. Çünkü iddetler o sayede günes yiline uyarlaniyor. Örnegin 7 iddet = 7 günes yili. Dolunaylar günes yilinin heseplanmasini böyle sagliyor.
Hasan Akçay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 21. February 2013, 09:02 PM   #4
merdem
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
merdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud of
Standart

Alıntı:
Hasan Akçay Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Merhaba merdem kardesim.

Takvim benim de ögrenmeye çalistigim bir konu. Makaleniz o yüzden ilgimi çekti çünkü. Ama buradaki bazi ifadeler bana yanlis gibi geliyor. Örnegin

...iki Sicak Dolunay arasi bir sene (Yunus, 5).

Hayir. Iki sicak dolunay arasi en az 12 dolunaydir ama her üç kezde bir 13 dolunay olur. Yani uzunluk açisindan degisir. Oysa sene sabittir. "Sene"den kasit semsî yil ise uzunluk 365 gündür; kamerî yil ise 354 gün.

13 dolunay görünen senelerde 13’ncü dolunayi ait oldugu senede birakip tekrar ilk Sicak Dolunay’dan itibaren “bir” diyerek sayacagiz. Bu sayimi yaptigmiz esnada dünya günes etrafinda bir tur atmis olacak ve biz dolunaylara bakarak senenin hesabini yapmis olacagiz.

Kusura bakmayin, bu söylenen de yanlis. Dünyamizin günes etrafinda 1 tur atmasi daima 365 gün alir ve bunun sayilari bazan 12 bazan 13 olan dolunaylarla ilgisi yok.

Dogrusu su:

Iki sicak dolunayin arasina Tevbe 36'da IDDET deniyor. Yukarda anlatmaya çalistim; bir IDDET en az 12 dolunay. Efendim, iddettir bu; YIL degil. Ama her üç iddetten biri 13 dolunaya sahip. Iste bu bir mucize. Çünkü iddetler o sayede günes yiline uyarlaniyor. Örnegin 7 iddet = 7 günes yili. Dolunaylar günes yilinin heseplanmasini böyle sagliyor.
Merhaba Hasan Kardesim,


Bu konuda izahatli bir sekilde faydalancagim linkler verebilirsen cok memnun olurum.

Takvimlerin yani sira beni ilgilendiren meselelerden birisi: Demek peygamberimiz eski takvim üzerinden yapiyordu ibadetlerini ve tabii ki onunla beraber tüm müminler.

ALLAH'in son resulünün ölümünden sonra neden takvim degisikligine bir lüzum hissedildigi de beni meraklandiriyor. Ibadet geceleri, aylari ne gibi bir fark yaratiyor iki takvim arasi? vb.

Kimin ve ne hakla böyle bir karari aldigi da yani sira cok enteresant. Ibadetlere akseden bu karar uygun bir kararmiydi? Ibadetlerle ilgili bir konu dini hükümler arasinda sayilmazmi?


Selam ve dua ile.
merdem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 22. February 2013, 02:00 AM   #5
Hasan Akçay
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 811
Tesekkür: 0
155 Mesajina 223 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
Hasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud of
Standart

...linkler verebilirsen cok memnun olurum.

Hot/"ramadan"
http://free-minds.org/forum/index.php?topic=9188.0

Bu çalisma
yazarin kendisi tarafindan
Arapcaya tercüme edildi.

CÂHILIYE DÖNEMI ARAP TAKVIMINDE NESÎ (doktora tezi)
http://www.belgeler.com/blg/146f/chi...sdlamic-period

Demek peygamberimiz eski takvim üzerinden yapiyordu ibadetlerini...

Kesinlikle.

Kamerî yilli esas alan hicrî takvimden önce,
Hz Muhammed elbet dahil, Araplar iki takvim kullaniyordu.

1.Yildiz takvimi
2.Ay-günes takvimi

Yıldiz takviminde bir YIL, 28 menâzil idi. Bunlarin 27'si 13 gün, 1'i 14. Toplam 365 gün.

Ilginç olan, YILDIZ takviminin esas aldigi yılda menâzil var; aylar yok. Hac ve oruç ibadetleri ise şehr (شهر) denen "ay"larda yapilir; Allah'in elçisi içinde aylar bulunmayan yidiz takvimini kullanmis olamaz.

Allah'in elçisi eger takvim kullandiysa ay-günes takvimini kullanmistir, ki onun esas aldigi YIL da 365 gün sürer yani saf kamerî yil degildir, semsî yila uyumlu hale getirilmistir.

Yillik ibadetler her hangi bir takvim sistemine degil gökteki aylara göredir. Ve gökteki aylar vakten sabittir. Örnegin oruç vakten sabit olan "şehru ramazân"da tutulur.

Burada
önemli olan
sudur:

Hicrî takvimin esas aldigi saf kamerî yilin aylari baskadir Kurân'in "şehr"leri baska.

Hicrî yilin esas aldigi saf Kamerî yil vakit kavramindan yoksundur çünkü onun aylari vakten habire kayar. Örnegin Hz Muahmmed'in dogdugu ay bir ilk bahara denk gelir, bir yaza, bir son bahara, bir kisa.

Günes yilina uyarlanmadigi için
saf kamerî yilin kendisi ve ona ait aylar
vakit makit bildiremez.

Örnegin
Hz Muhammed hangi mevsimde dogdu?

Kurân'in "şehr"leri ise vakten sabittir; örnegin شهر رمضان Haziranin 21'indeki "yaz dönencesi"ne endekslidir.

Isterseniz ayrintiya sanra gireriz Allah izin verirse.
Yoksa yazi uzayacak.

Sevgi ile,
Hasan Akcay
Hasan Akçay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Hasan Akçay Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
merdem (22. February 2013)
Alt 22. February 2013, 02:51 PM   #6
bartsimpson
Super Moderator
 
bartsimpson - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2012
Mesajlar: 963
Tesekkür: 481
200 Mesajina 303 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
bartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud of
Standart

Alıntı:
Hasan Akçay Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
...linkler verebilirsen cok memnun olurum.

Hot/"ramadan"
http://free-minds.org/forum/index.php?topic=9188.0

Bu çalisma
yazarin kendisi tarafindan
Arapcaya tercüme edildi.

CÂHILIYE DÖNEMI ARAP TAKVIMINDE NESÎ (doktora tezi)
http://www.belgeler.com/blg/146f/chi...sdlamic-period

Demek peygamberimiz eski takvim üzerinden yapiyordu ibadetlerini...

Kesinlikle.

Kamerî yilli esas alan hicrî takvimden önce,
Hz Muhammed elbet dahil, Araplar iki takvim kullaniyordu.

1.Yildiz takvimi
2.Ay-günes takvimi

Yıldiz takviminde bir YIL, 28 menâzil idi. Bunlarin 27'si 13 gün, 1'i 14. Toplam 365 gün.

Ilginç olan, YILDIZ takviminin esas aldigi yılda menâzil var; aylar yok. Hac ve oruç ibadetleri ise şehr (شهر) denen "ay"larda yapilir; Allah'in elçisi içinde aylar bulunmayan yidiz takvimini kullanmis olamaz.

Allah'in elçisi eger takvim kullandiysa ay-günes takvimini kullanmistir, ki onun esas aldigi YIL da 365 gün sürer yani saf kamerî yil degildir, semsî yila uyumlu hale getirilmistir.

Yillik ibadetler her hangi bir takvim sistemine degil gökteki aylara göredir. Ve gökteki aylar vakten sabittir. Örnegin oruç vakten sabit olan "şehru ramazân"da tutulur.

Burada
önemli olan
sudur:

Hicrî takvimin esas aldigi saf kamerî yilin aylari baskadir Kurân'in "şehr"leri baska.

Hicrî yilin esas aldigi saf Kamerî yil vakit kavramindan yoksundur çünkü onun aylari vakten habire kayar. Örnegin Hz Muahmmed'in dogdugu ay bir ilk bahara denk gelir, bir yaza, bir son bahara, bir kisa.

Günes yilina uyarlanmadigi için
saf kamerî yilin kendisi ve ona ait aylar
vakit makit bildiremez.

Örnegin
Hz Muhammed hangi mevsimde dogdu?

Kurân'in "şehr"leri ise vakten sabittir; örnegin شهر رمضان Haziranin 21'indeki "yaz dönencesi"ne endekslidir.

Isterseniz ayrintiya sanra gireriz Allah izin verirse.
Yoksa yazi uzayacak.

Sevgi ile,
Hasan Akcay
oldukça kafa karıştırıcı bir husus

(tez dokümanını okuyorum ama o kadar karışık ki kafa iyice koptu)

kuranda zaman kavramı sabit olmalı ... olmalı ki salat zamanları ona göre ... oruç zamanları ona göre .... hac ve hac bayramı ona göre olsun

ben her zaman şunu şaçma buldum benim doğum günüm 16 mart 1970 bu hiç değişmez ... ama biri çıkar derse ki, senin 16 mart 1970 dediğin evrensel zaman diliminde yıldız tarihi 275842.789 :P ... o zaman nolucek ??? (ışınla bizi scotty)

MÜZZEMİL 20: ... GECE VE GÜNDÜZÜ Allah ÖLÇER; SİZİN BU VAKİTLERİ TAKDİR EDEMEYECEĞİNİZİ BİLDİĞİNDEN SİZİ MUAF TUTTU…

Sevgili pramidin yazısında gördüğüm hususta, muaf olduğumuz bir zaman çizelgesi var ise ibadetle ilgili zamansal kavramları Allah'ın bizzat bildirmiş olması lazım ve bundada kaynak kuran olmalı değilmi?

o zaman ne diye bizim doğum tarihleri sabitte, peygamberin ki her yıl değişiyor, niye her yıl oruç, bayramlar vs. farklı zamanlarda oluyor???

o zaman ya bizim doğum günleri yanlış ya diğerleri...

böyle söyleyince çocukça geliyor biliyorum ama müzemmil 20 de söylenen husus çok mantıklı

sen zamanı güneşe, aya, burçlara ve yıldız konumlarına göre hesaplarsan, evren dinamiği gereği bir göktaşı gelir aya çarpar 1 milim kayar tüm zamanın şaşar örnekler çoğalabilir

haaa niye çocukça dedim... "apaçık anlaşılabilir" bir kitapta şüphe olmaz. o dönem araplarının hepsi astronomi ile ilgilenmiyordu herhalde...

saatte yoktu, herkesin cebinde kum saati taşıdığını da sanmıyorum.

bi araba laf ettimde diyeceğim şu ki "apaçık anlaşılabilir" bir kitabın insanları...

basit olun... "apaçık anlaşılabilir" olun... ilminizden ziyadesi ile faydalanalım...
bartsimpson isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
bartsimpson Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Miralay (26. June 2013)
Alt 22. February 2013, 03:35 PM   #7
merdem
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
merdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud of
Standart

Degerli Bart Kardesim,

ben de hep düsünür dururum, Islam Dini kolaylik dinidir.

Acaba öylemi? Onda var bizde neden olmasin, kiliseye karsilik camii, Kudüs'e karsilik Kabe, papazlara hahamlara karsilik hocalar, seyler, gavslar ( bu hususta müslümanlar oldukca zengin günahlara yer kalmadi ) miladi takvime karsilik hicri takvim: zanki zaman hicri olunca hersey bir baska oluyor onlarin haclari var bizim hilalimiz. Sanki Allah her bir insana her bir inanca ayri ayri semboller de beraberinde paketlemis dünyaya gelirken.

Yani alafranga tuvalete varana kadar ayirmisiz herseyi. Müslüman mezarligi hiristiyan mezarligi yahudi mezarligi: Allah'in bizlere sundugu yeryüzünü parsellemisiz kendi inanclarimiza göre. Acaba Allah'in huzurunda toplanildigi zaman da da mi ayricalikli parseller olacak diye düyünmeye basliyor insan.

Kur'an kendi kendini aciklar diyor, aciklamasina aciklayacak da elimizin altinda art düsüncesiz katiksiz bir arapca-türkce lügata sahip olsak.

O da yok. Kafirin, müsrigin bulasmadigi nokta karistirmadigi halt kalmamiski saf bir lügata sahib olalim. Ortada yüzde yüz kelime oyunu oldugundan yüzde yüz eminim. Maksat sasirtmak degil mi inananlari.

Eskiler siz Kur'an'dan anlamazsiniz diyerek bizlere ne yutturdularsa yutmusuz maasAllah ne diyelim : Afiyet olsun.

Hepsini kusup yenilen besinlenmemiz lazim, lazimda, bu sefer yemek recetelerinde yine bir iki malzeme degisiklikleri var. Kimi ninelerini örnek alir, kimi amcasinin ögütlerine sadik kalir kimi ayip olmasin bacima der meallerin anasi aglayan aglayana.

Kimi der aman efendim sahislar darilmasin biz yine bazi terimleri ayni birakalim.

Atalar dini dedik ya. Kur'an'da namaz yok örtü yok hac yok ( var da tamamen baska anlamlarda ) dendigi zaman : hah bir akilli sen ciktin, demek analarimiz, ninelerimiz, bacilarimiz, kardaslarimiz, dedelerimiz, babalarimiz enayiymis gibi. Hoppla, yahu ne zaman varacagiz birlestigimiz tek bir noktaya.

Ama "AMIN" demege gelince tüm dünya hep birlikle amin diyor bir seylere, ne garip.

Günümüzün müslümanlarina kadar yapilan ibadetlerin Peygamberimizin zamaninda yapilan ibadetlerle ayni zaman birimlerini paylasmadiklarindan eminim.

Ne namaz, ne oruc ve ne de hacc peygamberimizin uyguladigi zamana göre degil. Bu acidan gidersek, zaten namaz, oruc ve hac Kur'an'da anlatimak istenen cok uzakta olan ibadet sekilleriyse, o zaman hicri olmus miladi olmus takvimin ne önemi var.

Kimse kendi halinle ugrasmaz olmus kimlere kafir diyebilirm diye zar atmaya baslamis.

Rabbimiz aklinizi kullanin diyor, hangi akli, asirlardan beridir tecavüze ugramis aklimizin kullanilacak yönü mü kalmis? Az bir kalanin da aklini kullanmasina engel olunmaya calisiliyor.

Basim agrimaya basladi. Birilerinin dedikleri gibi aklisiz bas agrimaz

Aklina hangisi uyuyorsa onu uygula. Tüm site kardeslerimiz gibi sende dogrunun yolundasin. Bu sitede edindigin bilgilerden yola cikarak az cok iyi ve güzelin, kötü ve cirkinin ne oldugunu anlayacak kavramdasin. Kalbinin sesine uy.

Takvim meselesine gelince, araplar ile usa arasindaki alisverisleri düsünüyorum da misal olarak, acaba hangi takvim üzerinde anlasiyorlar gelecek senelerin planlarini düzenlerlerken.


Selam ve dua ile.
merdem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
merdem Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
bartsimpson (22. February 2013), Miralay (26. June 2013)
Alt 23. February 2013, 12:46 AM   #8
Hasan Akçay
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 811
Tesekkür: 0
155 Mesajina 223 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
Hasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud of
Standart

kuranda zaman kavrami sabit olmali…

Sabit zaten; bunda kusku
yok.

sabit olmali ki salat zamanlari ona göre… olmali.

Ona göre zaten. "Salâti gündüzün iki ucunda yerine getir" (11:114). Gündüzün iki ucu: 1.günesin dogdugu an, 2.günesin battigi an.

Günes keyfî anlarda degil gündüzün aksam denen son ucunda batiyor ve sabah denen ilk ucunda doguyor. Bu dogup batmalar yer kürenin kendi ekseni etrafinda günese bakarak dönmesinin sonuçlari.

O hareket
insanlar tarafindan yavaslatilip hizlandirilamadigi için
sabittir ve onun ürettigi namaz vakitleri sabit.

oruç zamanlari ona göre .... hac ve hac bayrami ona göre olsun

Oruç ve hac vakitleri dolunay dogdugunda baslar, ceyrek ay karnini içeri çekip hilal halini aldiginda sona erer. Bakin bu görüntüler ayin günes karsisindaki "yer küreyi dolanma hareketi"nin sonuçlari.

O hareket te insanlar tarafindan yavaslatilip hizlandirilamaz; sabittir ve onun ürettigi oruç ve hac vakitleri sabit.

Vakten oynak olan, kamerî yilin bölümleri olan aylar. Çünkü, yili aylara bölme isini insanlar yapiyor, son derece keyfî bir sekilde. O kadar keyfî ki aylari olmayan yil sistemleri dahi üretebiliyorlar. Örnegin Hz Muhammed’in kullandigi yildiz takvimine esas olan YIL, 12 ay degil 28 menâzil.

Kisacasi, kamerî yilin vakten oynak aylari beserî düzenleme olup yazik ki Allah’in kurdugu düzene fesat sokmustur; örnegin Tevbe 37’de sözü edilen nesî küfrünü otomatige baglamistir.

ne diye bizim dogum tarihleri sabit te, peygamberin ki her yil degisiyor

Hz Muhammed’in dogumunda da geçerli olan semsî yildir. Nitekim semsî yila göre Türkiye'de kutlanan KUTLU DOGUM HAFTASI vakten sabit.

Hz Muhammed’e ait oldugu söylenen dogum tarihinin degiskenligi kamerî denen SANAL yilin yedigi bir nane. O SANAL yil sistemini siz kabul etseniz sizin dogum tarihiniz de degisir.

Eger semsî yilin 16 Mart’inda dogduysaniz bu, kamerî yilin 8 Muahrremidir.

Buna göre
sizin
dogum tarihleriniz:

8 Muh 1420 = 24 Nisan 1999 ……. ILK BAHAR
8 Muh 1412 = 20 Temmuz 1991 … YAZ
8 Muh 1405 = 04 Ekim 1984 …………. SON BAHAR
8 Muh 1395 = 21 Ocak 1975 …………. KIS

Kamerî yila göre

siz
hangi mevsimde dogdunuz?

Hz Muhammed
hangi mevsimde dogdu?

Aklimiz basimiza gelip te bunu sordugumuz an… sorun, çözüm yoluna girer.

Sevgi ile
Hasan Akcay
Hasan Akçay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Hasan Akçay Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Miralay (26. June 2013)
Alt 23. February 2013, 05:55 AM   #9
Hasan Akçay
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 811
Tesekkür: 0
155 Mesajina 223 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
Hasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud of
Standart

Hz Muhammed sagken ve daha önce
yila ait "ay"a YERH deniyordu.

Bunu kanitlayan
arkeolojik bulgular var.

Örnegin

bir mezar yazisi (http://www.islamic-awareness.org/His...ns/raqush.html) ve
Ebrehe kitabesi (http://www.mnh.si.edu/epigraphy/e_pr...04_sabaean.htm).

Aslinda DOLUNAY anlamina gelen "şehr"e yila ait ay anlaminin sonradan yüklendigi anlasiliyor. Bunun pek çok kaniti var ama biz simdilik yalnizca birini analim:

Haram aylar anlaminda dört haramlar "şehr"lerin içindedir (9:36) ve haram aylarda kan dökmek, örnegin, avlanmak haramdir (5:2,95). Bunun anlami,

bir: haram aylar av hayvanlarinin üreme vaktidir; av hayvanlari yilin sicak mevsiminde yavru yaparlar, vakten sabit;

iki: haram aylar, öyle uyduruk kamerî yilin uyduruk haram aylari gibi, üçü bir arada ama biri yilin apayri bir vaktinde degil ARKA ARKAYA gelirler.

Orucun vakti haram aylarin ilki olan "sicak ay"dir, şehru ramazân, vakten sabit.

Hac ibadeti ise haram aylarin ikincisi olan Zilhicce basta olmak üzere "sicak ay"dan sonraki üç haram ayda yapilir, vakten sabit. Çünkü geleneksel Mekke panayiri yaz mevsiminde ve son baharin ilk ayinda kurulur (106:2).

Panayir
anlamindaki

ticarî hac (28:27) ve
dinî hac (22:27…)

es zamanlidir.
Hasan Akçay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Hasan Akçay Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Miralay (26. June 2013)
Alt 23. February 2013, 01:34 PM   #10
bartsimpson
Super Moderator
 
bartsimpson - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2012
Mesajlar: 963
Tesekkür: 481
200 Mesajina 303 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
bartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud of
Standart

Alıntı:
Hasan Akçay Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Hz Muhammed sagken ve daha önce
yila ait "ay"a YERH deniyordu.

Bunu kanitlayan
arkeolojik bulgular var.

Örnegin

bir mezar yazisi (http://www.islamic-awareness.org/His...ns/raqush.html) ve
Ebrehe kitabesi (http://www.mnh.si.edu/epigraphy/e_pr...04_sabaean.htm).

Aslinda DOLUNAY anlamina gelen "şehr"e yila ait ay anlaminin sonradan yüklendigi anlasiliyor. Bunun pek çok kaniti var ama biz simdilik yalnizca birini analim:

Haram aylar anlaminda dört haramlar "şehr"lerin içindedir (9:36) ve haram aylarda kan dökmek, örnegin, avlanmak haramdir (5:2,95). Bunun anlami,

bir: haram aylar av hayvanlarinin üreme vaktidir; av hayvanlari yilin sicak mevsiminde yavru yaparlar, vakten sabit;

iki: haram aylar, öyle uyduruk kamerî yilin uyduruk haram aylari gibi, üçü bir arada ama biri yilin apayri bir vaktinde degil ARKA ARKAYA gelirler.

Orucun vakti haram aylarin ilki olan "sicak ay"dir, şehru ramazân, vakten sabit.

Hac ibadeti ise haram aylarin ikincisi olan Zilhicce basta olmak üzere "sicak ay"dan sonraki üç haram ayda yapilir, vakten sabit. Çünkü geleneksel Mekke panayiri yaz mevsiminde ve son baharin ilk ayinda kurulur (106:2).

Panayir
anlamindaki

ticarî hac (28:27) ve
dinî hac (22:27…)

es zamanlidir.
Hasan bey salat vakitleri tamam da ...

oruç, hac, bayramlar içinde sabit sabit diyosunuz...

"Oruç ve hac vakitleri dolunay dogdugunda baslar, ceyrek ay karnini içeri çekip hilal halini aldiginda sona erer"

"Orucun vakti haram aylarin ilki olan "sicak ay"dir, şehru ramazân, vakten sabit. "

de...

ne zaman?
ocak mı?
şubat mı?
ilkbahar mı?
sonbahar mı?
oğlak dönencesi güneş ile ay arasına 180 derece açı yaptığında mı?
ayın günes karşısındaki yer küreyi dolanma hareketinin kaçıncı evresinde?
bize göre nerede?
ne zaman?

sabit sabit deyip durmayın biliyorsanız "apaçık" açıklayın.

vallahi bilgili olduğunuza inanıp yazılarınızı okuyor ve soru soruyorum.

çünkü ben bilmiyorum...

yoksa sizde mi bilmiyorsunuz?

o zaman kafamızı karıştırmayın ne olur...

Allahın cahil araba 3-5 ayette anlattığını 9 ileti oldu (toplasan kitapçık olur) çözemedik!!!!!
bartsimpson isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
bartsimpson Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Miralay (26. June 2013)
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
aykırıdır, hicri, kurana, takvim


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 06:21 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam