hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > İMAN > Melekler'e İman

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 18. October 2012, 07:49 AM   #1
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart Melekler vardır, ayrı yaratıklardır. Rabbimizin yada insanın kendi melekesi değildir!

Selamlar,

Meleklerle ilgili farklı başlıklar altında, bizzat dahil olduğum yazışmalarda, melekler için, onların ayrı yaratıklar olduğuna ilişkin ayetlerden bir çok delil getirilmesine rağmen, hala ısrarla onların ayrı varlıklar olmadığı,

1- kimilerinin; dağ, taş, ova, bayır oldukları,
2- kimilerinin; aslan, kaplan, kuş vb. hayvan olduğunu,
3- kimilerinin; rüzgar, yağmur, ay ve güneş olduğu,
4- meleklerin aslında rabbimizin kendi özelliklerinden olan gücü, kuvveti olduğu,
5- meleklerin, insanın kendi melekesi olduğu,
şeklinde görüşlere sahiplenilmektedir.

Konu, sadece meleklerin doğru anlaşılmasında değil, benzeri şekilde ayrı varlıklar olarak yaratılmış olan cin ve özellikle de İblis'in de doğru tanınarak, gerekli tedbirlerin alınması yönünden çok daha başka boyutları olan ve sanıldığından daha da önemli olan bir konu olmaktadır.

Böyle iddialara sebep olabilen "melek" kavramının sadece "arab dili grameri" ile de çözülmesi mümkün değildir. Çünkü, hiç bir dilin grameri, bu anlamlara gelecek bir kavramı açıklayamaz.

Bu nedenle, burada gramer konuları da dahil olmak üzere, daha fazla bizlerin sözleri ile devam etmek yerine, rabbimizin indirdiği değişmesiz ve korunmakta olan ve evrensel özelliği gereği her yer ve zamanda geçerli olan kuranda, meleklerin geçtiği konulara ilişkin ayetleri topluca alıntılamayı ve onlar üzerinden anlatımlarda bulunmayı gerektirmektedir.

Meleklerin geçtiği konulara ilişkin ayetler, aşağıda topluca alıntılanmıştır. Olası bütün meal hatalarına rağmen, bu ayetlerden sadece birisinde dahi meleklerin ayrı bir varlık olmadıklarını görebilen olursa, ayeti öncelikle bulunduğu suredeki konumu itibarıyla, yani o yerdeki konu bütünlüğünü bozmayacak şekilde inceler ve anladığını yazarsa, ona göre bu konulara devam edilmesinin daha doğru olacağına inanıyorum.

saygılarımla...
aorskaya

Konu aorskaya tarafından (18. October 2012 Saat 08:14 AM ) değiştirilmiştir.
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 18. October 2012, 07:50 AM   #2
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart

KURANDA GEÇEN MELEKLER İLE İLGİLİ AYETLER

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla


1. Hani Rabbin, Meleklere: "Muhakkak ben, yeryüzünde bir halife var edeceğim" demişti. Onlar da: "Biz seni şükrünle yüceltir ve (sürekli) takdis ederken, orada bozgunculuk çıkaracak ve kanlar akıtacak birini mi var edeceksin?" dediler. (Allah "Şüphesiz sizin bilmediğinizi ben bilirim" dedi. (BAKARA SURESİ / 30)


2. Ve Adem'e isimlerin hepsini öğretti. Sonra onları meleklere yöneltip: "Eğer doğru sözlüyseniz, bunları bana isimleriyle haber verin" dedi. (BAKARA SURESİ / 31)


3. Ve meleklere: "Adem'e secde edin" dedik. İblis hariç (hepsi) secde ettiler. O ise, diretti ve kibirlendi, (böylece) kafirlerden oldu. (BAKARA SURESİ / 34)


4. Her kim Allah'a, meleklerine, elçilerine, Cibril'e ve Mikail'e düşman ise, artık şüphesiz Allah da kafirlerin düşmanıdır." (BAKARA SURESİ / 98)


5. Ve onlar, Süleyman'ın mülkü (nübüvveti) hakkında şeytanların anlattıklarına uydular. Süleyman inkâr etmedi; ancak şeytanlar inkâr etti. Onlar, insanlara sihri ve Babil'deki iki meleğe Harut'a ve Marut'a indirileni öğretiyorlardı. Oysa o ikisi: "Biz, yalnızca bir fitneyiz, sakın inkâr etme" demedikçe hiç kimseye (bir şey) öğretmezlerdi. Fakat onlardan erkekle karısının arasını açan şeyi öğreniyorlardı. Oysa onunla Allah'ın izni olmadıkça hiç kimseye zarar veremezlerdi. Buna rağmen kendilerine zarar verecek ve yarar sağlamayacak şeyi öğreniyorlardı. Andolsun onlar, bunu satın alanın, ahiretten hiç bir payı olmadığını bildiler; kendi nefislerini karşılığında sattıkları şey ne kötü; bir bilselerdi. (BAKARA SURESİ / 102)

6. Şüphesiz, inkâr edip kafir olarak ölenler, Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların laneti bunların üzerinedir. (BAKARA SURESİ / 161)


7. Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz iyilik değildir. Ama iyilik, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, Kitaba ve peygamberlere iman eden; mala olan sevgisine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, isteyip-dilenene ve kölelere (özgürlükleri için) veren; namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve ahidleştiklerinde ahidlerine vefa gösterenler ile zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda sabredenler(in tutum ve davranışlarıdır). İşte bunlar, doğru olanlardır ve müttaki olanlar da bunlardır. (BAKARA SURESİ / 177)


8. Onlar, bulut gölgeleri içinde Allah'ın (azabının) meleklerle onlara gelmesini ve (azap) emrinin gerçekleşmesini mi gözlüyorlar? Oysa bütün işler Allah'a döner. (BAKARA SURESİ / 210)


9. Peygamberleri, onlara (şöyle) dedi: "Onun hükümdarlığının belgesi, size Tabut'un gelmesi (olacaktır ki) onda Rabbinizden 'bir güven duygusu ve huzur' ile Musa ailesinden ve Harun ailesinden artakalanlar var; onu melekler taşır. Eğer inanmışlarsanız, bunda şüphesiz sizin için bir delil vardır." (BAKARA SURESİ / 248)


10. Elçi, kendisine Rabbinden indirilene iman etti, mü'minler de. Tümü, Allah'a, meleklerine, Kitaplarına ve elçilerine inandı. "O'nun elçileri arasında hiç birini (diğerinden) ayırdetmeyiz. İşittik ve itaat ettik. Rabbimiz bağışlamanı (dileriz). Varış ancak Sana'dır" dediler. (BAKARA SURESİ / 285)

11. Allah, gerçekten kendisinden başka ilah olmadığına şahitlik etti; melekler ve ilim sahipleri de O'ndan başka ilah olmadığına adaletle şahitlik ettiler. Aziz ve Hakim olan O'ndan başka ilah yoktur. (AL-İ İMRAN SURESİ / 18)

12. mihrapta namaz kılarken, melekler ona seslendi: "Allah, sana Yahya'yı müjdeler. O, Allah'tan olan bir kelimeyi (İsa'yı) doğrulayan, efendi, iffetli ve salihlerden bir peygamberdir." (AL-İ İMRAN SURESİ / 39)


13. Hani melekler: "Meryem, şüphesiz Allah seni seçti, seni arındırdı ve alemlerin kadınlarına üstün kıldı," demişti. (AL-İ İMRAN SURESİ / 42)


14. Hani Melekler, dediler ki: "Meryem, doğrusu Allah kendinden bir kelimeyi sana müjdelemektedir. Onun adı Meryem oğlu İsa Mesih'tir. O, dünyada ve ahirette 'seçkin, onurlu, saygındır' ve (Allah'a) yakın kılınanlardandır.." (AL-İ İMRAN SURESİ / 45)


15. O, melekleri ve peygamberleri Rabler edinmenizi emretmez. Siz, müslüman olduktan sonra, size küfrü mü emredecek? (AL-İ İMRAN SURESİ / 80)


16. İşte bunların cezası, Allah'ın meleklerin ve bütün insanların lanetlerinin üzerine olmasıdır. (AL-İ İMRAN SURESİ / 87)


17. Sen mü'minlere: "Rabbinizin size meleklerden indirilmiş üç bin kişiyle yardım-iletmesi size yetmez mi?" diyordun. (AL-İ İMRAN SURESİ / 124)


18. Evet, eğer sabrederseniz, sakınırsanız ve onlar da aniden üstünüze çullanıverirlerse, Rabbiniz size meleklerden nişanlı beş bin kişiyle yardım ulaştıracaktır. (AL-İ İMRAN SURESİ / 125)


19. Melekler kendi nefislerine zulmedenlerin hayatına son verecekleri zaman derler ki: "Nerde idiniz?" Onlar: "Biz, yeryüzünde zayıf bırakılmışlar (müstaz'aflar) idik." derler. (Melekler de "Hicret etmeniz için Allah'ın arzı geniş değil miydi?" derler. İşte onların barınma yeri cehennemdir. Ne kötü yataktır o? (NİSA SURESİ / 97)


20. Ey iman edenler, Allah'a, elçisine, elçisine indirdiği kitaba ve bundan önce indirdiği kitaba iman edin. Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, elçilerini ve ahiret gününü inkar ederse, şüphesiz uzak bir sapıklıkla sapıtmıştır. (NİSA SURESİ / 136)


21. Fakat Allah, sana indirdiğiyle şahidlik eder ki, O, bunu kendi ilmiyle indirmiştir. Melekler de şahittirler. Şahid olarak Allah yeter. (NİSA SURESİ / 166)


22. Mesih ve yakınlaştırılmış (yüksek derece sahibi) melekler, Allah'a kul olmaktan kesinlikle çekimser kalmazlar. Kim O'na ibadet etmeye 'karşı çekimser' davranırsa ve büyüklenme gösterirse (bilmeli ki,) onların tümünü huzurunda toplayacaktır. (NİSA SURESİ / 172)


23. Ve derler ki: "Ona bir melek indirilmeli değil miydi?" Eğer bir melek indirilseydi, elbette iş bitirilmiş olurdu da sonra kendilerine göz açtırılmazdı. (EN'AM SURESİ / 8)


24. Onu eğer bir melek kılsaydık, elbette erkek (suretinde bir melek) kılardık ve mutlaka katmakta oldukları (şüpheleri) yine katardık. (EN'AM SURESİ / 9)


25. De ki: "Size Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum, gaybı da bilmiyorum ve ben size bir meleğim de demiyorum. Ben, bana vahyedilenden başkasına uymam." De ki: "Kör olanla, gören bir olur mu? Yine de düşünmeyecek misiniz?" (EN'AM SURESİ / 50)


26. Böylece İbrahim'e, -kesin bilgiyle inananlardan olması için- göklerin ve yerin melekûtunu10 gösteriyorduk. (EN'AM SURESİ / 75)


27. Allah'a karşı yalan uydurup iftira düzenden veya kendisine hiç bir şey vahyolunmamışken "Bana da vahy geldi" diyen ve "Allah'ın indirdiğinin bir benzerini de ben indireceğim" diyenden daha zalim kimdir? Sen bu zalimleri, ölümün 'şiddetli sarsıntıları' sırasında meleklerin ellerini uzatarak onlara: "Canlarınızı (bu kıskıvrak yakalanıştan) çıkarın, bugün Allah'a karşı haksız olanı söylediğiniz ve O'nun ayetlerinden büyüklenerek (yüz çevirmeniz) dolayısıyla alçaltıcı bir azabla karşılık göreceksiniz" (dediklerinde) bir görsen... (EN'AM SURESİ / 93)


28. Gerçek şu ki, biz onlara melekler indirseydik, onlarla ölüler konuşsaydı ve her şeyi karşılarına toplasaydık, -Allah'ın dilediği dışında- yine onlar inanmayacaklardı. Ancak onların çoğu cahillik ediyorlar. (EN'AM SURESİ / 111)


29. Onlar, kendilerine meleklerin gelmesini mi, ya da Rabbinin gelmesini mi veya Rabbinin bazı ayetlerinin gelmesini mi bekliyorlar? Rabbinin ayetlerinden bazılarının geleceği gün, daha önce iman etmemişse veya imanıyla bir hayır kazanmamışsa hiç kimseye imanı yarar sağlamaz. De ki: "Bekleyin, biz de şüphesiz beklemekteyiz." (EN'AM SURESİ / 158)


30. Andolsun, biz sizi yarattık, sonra size suret (biçim-şekil) verdik, sonra meleklere: "Adem'e secde edin" dedik. Onlar da İblis'in dışında secde ettiler; o, secde edenlerden olmadı. (A'RAF SURESİ / 11)


31. Şeytan, kendilerinden 'örtülüp gizlenen çirkin yerlerini' açığa çıkarmak için onlara vesvese verdi ve dedi ki: "Rabbinizin size bu ağacı yasaklaması, yalnızca, sizin iki melek olmamanız veya ebedi yaşayanlardan kılınmamanız içindir." (A'RAF SURESİ / 20)

32. Siz Rabbinizden yardım taleb ediyordunuz, O da: "Şüphesiz ben size birbiri ardınca bin melek ile yardım ediciyim" diye cevap vermişti. (ENFAL SURESİ / 9)

33. Rabbin meleklere vahyetmişti ki: "Şüphesiz ben sizinleyim, iman edenlere sağlamlık katın, inkâr edenlerin kalblerine amansız bir korku salacağım. Öyleyse (ey müslümanlar,) vurun boyunlarının üstüne, vurun onların bütün parmaklarına." (ENFAL SURESİ / 12)

34. Melekleri, onların yüzlerine ve arkalarına vurarak: "Yakıcı azabı tadın" diye o inkâr edenlerin canlarını alırken görmelisin. (ENFAL SURESİ / 50)

35. Şimdi onların: "Ona bir hazine indirilmeli veya onunla birlikte bir melek gelmeli değil miydi?" demeleri dolayısıyla göğsün daralıp sana vahyolunanlardan bir kısmını terk mi edeceksin? Sen yalnızca bir uyarıcısın. Allah her şeye vekildir. (HUD SURESİ / 12)


36. "Ben size Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum, gaybı da bilmiyorum. Melek olduğumu söylemiyorum ve gözlerinizin aşağılık gördüklerine, Allah kesin olarak bir hayır vermez de demiyorum. Nefislerinde olanı Allah daha iyi bilir. Bu durumda (bunun aksini yaparsam) gerçekten o zaman zalimlerdenim (demek)dir." (HUD SURESİ / 31)


37. (Kadın) Onların düzenlerini işitince, onlara (bir davetçi) yolladı, oturup dayanacakları yerler hazırladı ve her birinin eline (önlerindeki meyveleri soymaları için) bıçak verdi. (Yusuf'a da "Çık, onlara (görün)" dedi. Böylece onlar onu (olağanüstü güzellikte) görünce (insanüstü bir varlıkmış gibi gözlerinde) büyüttüler, (şaşkınlıklarından) ellerini kestiler ve: "Allah'ı tenzih ederiz; bu bir beşer değildir. Bu, ancak üstün bir melektir" dediler. (YUSUF SURESİ / 31)


38. Gök gürültüsü O'nu hamd ile, melekler de O'na olan korkularından tesbih ederler.. O, yıldırımları gönderip bununla dilediğine çarpar; onlar ise Allah hakkında çekişip-tartışırlar. O, gücü (ve cezası) pek çetin olandır. (RA'D SURESİ / 13)


39. Onlar, Adn cennetlerine girerler. Babalarından, eşlerinden ve soylarından 'salih davranışlarda' bulunanlar da (Adn cennetlerine girer). Melekler onlara her bir kapıdan girip (şöyle derler (RA'D SURESİ / 23)


40. "Eğer doğruyu söylüyor isen, bizlere melekleri getirmeli değil miydin?" (HİCR SURESİ / 7)


41. Hak olmaksızın biz melekleri indirmeyiz. O zaman da onlara göz açtırılmaz. (HİCR SURESİ / 8)


42. Hani Rabbin meleklere demişti: "Ben, kuru bir çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan bir beşer yaratacağım." (HİCR SURESİ / 28)


43. Böylece meleklerin tümü, topluca secde etti. (HİCR SURESİ / 30)


44. Kullarından dilediklerine, melekleri emrinden olan ruh ile indirir: Benden başka ilah yoktur, şu halde benden korkup-sakının, diye uyarın." (NAHL SURESİ / 2)


45. Ki melekler, kendi nefislerinin zalimleri olarak onların canlarını aldıklarında, "Biz hiç bir kötülük yapmıyorduk" diye teslim olurlar. Hayır, şüphesiz Allah, sizin neler yaptığınızı bilendir. (NAHL SURESİ / 28)


46. Ki melekler, güzellikle canlarını aldıklarında: "Selam size" derler. "Yaptıklarınıza karşılık olmak üzere cennete girin." (NAHL SURESİ / 32)


47. (Küfre sapanlar) Kendilerine meleklerin gelmesinden veya Rabbinin emrinin gelmesinden başka bir şey mi gözlüyorlar? Onlardan öncekiler de öyle yapmıştı. Allah onlara zulmetmedi, fakat onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı. (NAHL SURESİ / 33)


48. Göklerde ve yerde olan ne varsa, canlılar ve melekler Allah'a secde ederler ve onlar büyüklük taslamazlar. (NAHL SURESİ / 49)


49. Rabbiniz size erkekleri seçti de meleklerden dişileri mi (kendine) edindi? Gerçekten siz büyük bir söz söylemektesiniz. (İSRA SURESİ / 40)


50. Hani, meleklere: "Adem'e secde edin" demiştik. İblis'in dışında (hepsi) secde etmişlerdi. Demişti ki: "Bir çamur olarak yarattığın kimseye ben secde eder miyim?" (İSRA SURESİ / 61)


51. "Veya öne sürdüğün gibi, gökyüzünü üstümüze parça parça düşürmeli ya da Allah'ı ve melekleri karşımıza (şahid olarak) getirmelisin." (İSRA SURESİ / 92)


52. De ki: "Eğer yeryüzünde (insan değil de) tatmin bulmuş yürüyen melekler olsaydı, biz de onlara gökten elçi olarak elbette melek gönderirdik." (İSRA SURESİ / 95)


53. Hani meleklere: "Adem'e secde edin" demiştik; İblis'in dışında (diğerleri) secde etmişlerdi. O cinlerdendi, böylelikle Rabbinin emrinden dışarı çıkmıştı. Bu durumda Beni bırakıp onu ve onun soyunu veliler mi edineceksiniz? Oysa onlar sizin düşmanlarınızdır. (Bu,) Zalimler için ne kadar kötü bir (tercih) değiştirmedir. (KEHF SURESİ / 50)


54. (Ona gelen melek "İşte böyle" dedi. "Rabbin dedi ki: - Bu benim için kolaydır, daha önce sen hiç bir şey değil iken, seni yaratmıştım." (MERYEM SURESİ / 9)


55. Hani biz meleklere: "Adem'e secde edin" demiştik, İblis'in dışında (diğerleri) secde etmişlerdi, o, ayak diremişti. (TAHA SURESİ / 116)


56. Onları, o en büyük korku hüzne kaptırmaz ve: "İşte bu sizin gününüzdür, size va'dedilmişti" diye melekler onları karşılayacaklardır. (ENBİYA SURESİ / 103)


57. Allah, meleklerden elçiler seçer ve insanlardan da. Şüphesiz Allah, işitendir, görendir. (HAC SURESİ / 75)


58. Bunun üzerine, kavminden inkâra sapmış önde gelenler dediler ki: "Bu, sizin benzeriniz olan bir beşerden başkası değildir. Size karşı üstünlük elde etmek istiyor. Eğer Allah (öne sürdüklerini) dilemiş olsaydı, muhakkak melekler indirirdi. Hem biz geçmiş atalarımızdan da bunu işitmiş değiliz." (MÜ'MİNUN SURESİ / 24)


59. De ki: "Eğer biliyorsanız (söyleyin Her şeyin melekutu (mülk ve yönetimi) kimin elindedir? Ki O, koruyup kolluyorken kendisi korunmuyor." (MÜ'MİNUN SURESİ / 88)


60. Dediler ki: "Bu elçiye ne oluyor ki, yemek yemekte ve pazarlarda dolaşmaktadır? Ona, kendisiyle birlikte uyarıcı olacak bir melek indirilmesi gerekmez miydi?" (FURKAN SURESİ / 7)


61. Bize kavuşmayı ummayanlar, dediler ki: "Bize meleklerin indirilmesi ya da Rabbimizi görmemiz gerekmez miydi?" Andolsun, onlar kendi nefislerinde büyüklüğe kapıldılar ve büyük bir azgınlıkla baş kaldırdılar. (FURKAN SURESİ / 21)


62. Melekleri görecekleri gün, suçlu-günahkarlara bir müjde yoktur. Ve o gün (melekler onlara) derler ki: "(Size sevinçli haber) Yasaktır, yasak." (FURKAN SURESİ / 22)


63. Göğün bulutlarla parçalanacağı ve meleklerin bir indirilme ile indirileceği gün; (FURKAN SURESİ / 25)


64. De ki: "Size vekil kılınan ölüm meleği, hayatınıza son verecek, sonra Rabbinize döndürülmüş olacaksınız." (SECDE SURESİ / 11)


65. O'dur ki, sizi karanlıklardan nura çıkarmak için size rahmet etmekte; melekleri de (size dua etmektedir). O, mü'minleri çok esirgeyicidir. (AHZAB SURESİ / 43)


66. Şüphesiz, Allah ve melekleri Peygambere salat ederler. Ey iman edenler, siz de ona salat edin ve tam bir teslimiyetle ona selam verin. (AHZAB SURESİ / 56)


67. O gün, onların hepsini bir arada toplayacak (haşredecek), sonra meleklere diyecek ki: "Size tapanlar bunlar mıydı?" (SEBE' SURESİ / 40)


68. Hamd, gökleri ve yeri yaratan, ikişer, üçer ve dörder kanatlı melekleri elçiler kılan Allah'ındır; O, yaratmada dilediğini arttırır. Şüphesiz Allah, her şeye güç yetirendir. (FATIR SURESİ / 1)


69. Her şeyin melekutu (hükümranlık ve mülkü) elinde bulunan (Allah) ne yücedir. Siz O'na döndürüleceksiniz. (YASİN SURESİ / 83)


70. Ki onlar, Mele'i A'la'ya kulak verip dinleyemezler, her yandan kovulup atılırlar; (SAFFAT SURESİ / 8)


71. Yoksa onlar, şahidlik etmekteyken biz melekleri dişiler olarak mı yarattık? (SAFFAT SURESİ / 150)


72. "Mele-i Ala (yüce topluluk) tartışıp dururken, benim hiç bir bilgim yoktur." (SAD SURESİ / 69)


73. Hani Rabbin meleklere: "Gerçekten ben, çamurdan bir beşer yaratacağım" demişti. (SAD SURESİ / 71)


74. Meleklerin hepsi topluca secde etti; (SAD SURESİ / 73)


75. Melekleri de arşın etrafını çevirmişler olarak Rablerini hamd ile tesbih ettiklerini görürsün. Aralarında hak ile hüküm verilmiştir ve: "Alemlerin Rabbine hamdolsun" denilmiştir. (ZÜMER SURESİ / 75)


76. Onlara "Yalnızca Allah'a kulluk edin" diye önlerinden ve arkalarından elçiler gelince, dediler ki: "Eğer dileseydi Rabbimiz melekler indirirdi. Bundan dolayı biz, sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyi inkâr edicileriz." (FUSSİLET SURESİ / 14)


77. Şüphesiz: "Bizim Rabbimiz Allah'tır" deyip sonra dosdoğru bir istikamet tutturanlar (yok mu); onların üzerine melekler iner (ve der ki "Korkmayın ve hüzne kapılmayın, size vadolunan cennetle sevinin." (FUSSİLET SURESİ / 30)


78. Gökler, neredeyse üstlerinden çatlayıp-parçalanacaklar; melekler de Rablerini hamd ile tesbih ederler ve yerde olanlara mağfiret dilerler. Haberiniz olsun; gerçekten Allah, bağışlayan ve esirgeyen O'dur. (ŞURA SURESİ / 5)


79. Onlar, ki Rahmanın kulları olan melekleri dişiler kıldılar. Kendileri yaratılışlarına şahit mi oldular? Onların şahitlikleri yazılacak ve (bundan dolayı) sorumlu tutulacaklar. (ZUHRUF SURESİ / 19)


80. "Bu durumda (eğer doğruysa), üzerine altından bilezikler atılmalı ya da yakınında yer almış vaziyette onunla birlikte melekler gelmeli değil miydi?" (ZUHRUF SURESİ / 53)


81. Eğer biz dilemiş olsaydık, elbette sizden melekler kılardık; yeryüzünde (size) halef (yerinize geçenler) olurlardı. (ZUHRUF SURESİ / 60)


82. Öyleyse melekler, yüzlerine ve arkalarına vura vura canlarını aldıkları zaman nasıl olacak? (MUHAMMED SURESİ / 27)


83. Onun yakını olan (ve yanından ayrılmayan melek) dedi ki: "İşte bu, yanımda hazır durumda olan şey." (KAF SURESİ / 23)


84. Siz ikiniz (ey melekler), her inatçı nankörü atın cehennemin içine, (KAF SURESİ / 24)


85. Göklerde nice melekler vardır ki, onların şefaatleri hiç bir şeyle yarar sağlamaz; ancak Allah'ın dileyip razı olduğu kimseye izin verdikten sonra başka. (NECM SURESİ / 26)


86. Gerçek şu ki, ahirete iman etmeyenler, melekleri dişi isimlerle isimlendiriyorlar. (NECM SURESİ / 27)


87. Eğer sizler (Peygamberin iki eşi) Allah'a tevbe ederseniz (ne güzel); çünkü kalbleriniz eğrilik gösterdi. Yok eğer ona karşı birbirinize destekçi olmaya kalkışırsanız, artık Allah, onun mevlasıdır; Cibril ve mü'minlerin salih olan(lar)ı da. Bunların arkasından melekler de onun destekçisidirler. (TAHRİM SURESİ / 4)


88. Melek(ler) ise, onun çevresi üzerindedir. O gün, Rabbinin arşını onların da üstünde sekiz (melek) taşır. (HAKKA SURESİ / 17)


89. Melekler ve Ruh (Cebrail), ona, süresi elli bin yıl olan bir günde çıkabilmektedir. (MEARIC SURESİ / 4)


90. Biz o ateşin koruyucularını meleklerden başkasını kılmadık. Ve onların sayısını inkâr edenler için yalnızca bir fitne (konusu) yaptık ki, kendilerine kitap verilenler, kesin bir bilgiyle inansın, iman edenlerin de imanları artsın; kendilerine kitap verilenler ve iman edenler (böylece) kuşkuya kapılmasın. Kalplerinde bir hastalık olanlar ile kafirler de şöyle desin: "Allah, bu örnekle neyi anlatmak istedi?" İşte Allah, dilediğini böyle şaşırtıp-saptırır, dilediğini böyle hidayete erdirir. Rabbinin ordularını kendisinden başka (hiç kimse) bilmez. Bu ise, beşer (insan) için yalnızca bir öğüttür. (MÜDDESSİR SURESİ / 31)


91. Ruh ve meleklerin saflar halinde duracakları gün; Rahman'ın kendilerine izin verdikleri dışında olanlar konuşmazlar. (Konuşacak olan da,) Doğruyu söyleyecektir. (NEBE' SURESİ / 38)


92. Rabbin(in buyruğu) geldiği ve melekler dizi dizi durduğu zaman; (FECR SURESİ / 22)


93. Melekler ve ruh, onda Rablerinin izniyle her bir iş için inerler. (KADİR SURESİ / 4 )

Konu aorskaya tarafından (18. October 2012 Saat 08:09 AM ) değiştirilmiştir.
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
aorskaya Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
raven (18. October 2012), Yeşua (14. November 2012)
Alt 18. October 2012, 08:46 AM   #3
pramid
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 764
Tesekkür: 191
507 Mesajina 1.128 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
pramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud of
Standart

Tahrif ettiğiniz ayetleri yazıp da parantez içinde "melek" diye yutturmaya çalıştığınız ayetleri yazıp durmayın. Örnek: Nerede melek yazıyor bir bak şu ayetin Arapçasına bakalım.

Biliyorsanız yazın, bilmiyorsanız daha fazla rezil olmayın. İnatlarınız imanınız olmasın. Yazdıklarınızdan sorumlusunuz bilginiz olsun.

Alıntı:
54. (Ona gelen melek "İşte böyle" dedi. "Rabbin dedi ki: - Bu benim için kolaydır, daha önce sen hiç bir şey değil iken, seni yaratmıştım." (MERYEM SURESİ / 9)
pramid isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 18. October 2012, 10:25 AM   #4
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart

Alıntı:
pramid Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Tahrif ettiğiniz ayetleri yazıp da parantez içinde "melek" diye yutturmaya çalıştığınız ayetleri yazıp durmayın. Örnek: Nerede melek yazıyor bir bak şu ayetin Arapçasına bakalım.

Biliyorsanız yazın, bilmiyorsanız daha fazla rezil olmayın. İnatlarınız imanınız olmasın. Yazdıklarınızdan sorumlusunuz bilginiz olsun.
Buraya alıntıladığım ayetler, "meleklerin ayrı varlıklar olduğu" konusunu pekiştirmek içindi ve meal hataları olabileceği notuyla aktardığımı belirtmiştim.

Sen, bu nota rağmen hangi hakla, ayetleri tahrif ettiğimi söyeleyebilirsin. Haddini fazlasıyla aşmaya başladın. Bu saldırganlığına sebep kelimelerle iletişiminin zayıflaması, konuşacak şey bulamaman olmalıdır.

Burada da, itirazınızı, bırakalım bir bilinçli müslümanı, mümini, basit bir insan gibi bile yapsan yeterli idi.


Bu ayette, melek geçmiyorsa, "bu ayette melek yoktur." diye insanca ikaz edersin, ben de bakarım, ya olumlu yada olumsuz görüşümü bildiririm. Ama, böyle şeyler olabileceğini unutmuş olmalısın.


Şimdi senin bu saçma çıkışlarınla daha fazla meşgul olmadan, bahsettiğin ayetle ilgili olarak çok sayıda çevirileri ele alalım:


İmam İskender Ali Mihr : (Melek): “İşte böyle.” dedi. Senin Rabbin: “O, bana (benim için) kolaydır. Daha önce sen bir şey değilken seni, Ben yaratmıştım.” buyurdu.

Diyanet İşleri : (Vahiy meleği) dedi ki: Evet, öyle. (Ancak) Rabbin diyor ki: “Bu, bana göre kolaydır. Nitekim daha önce, hiçbir şey değil iken seni de yarattım.”

Abdulbaki Gölpınarlı : Böyledir bu dedi, Rabbine dedi, bu pek kolay ve sen yokken evvelce de seni yaratmıştım.

Adem Uğur : Allah: Öyledir, dedi; Rabbin: O bana kolaydır. Daha önce, sen hiçbir şey değilken seni de yaratmıştım, buyurdu.

Ahmed Hulusi : "Orası öyledir" dedi (Rabbi). . . (Ancak) Rabbin dedi ki: "O bana kolaydır. . . Sen (anılır herhangi) bir şey değilken, daha önce seni halketmiştim. "

Ahmet Tekin : Melek:
'Öyledir, doğrudur. Rabbin, bu işi yapmak bana kolaydır. Bundan önce, senin varlığın ortada yokken seni ben yarattım, buyurdu.' dedi.

Ahmet Varol : (Melek) dedi ki: 'Böyledir. Rabbin: 'Bu bana kolaydır. Daha önce sen hiçbir şey değilken seni yarattım' dedi.'

Ali Bulaç : (Ona gelen melek "İşte böyle" dedi. "Rabbin dedi ki: - Bu benim için kolaydır, daha önce sen hiç bir şey değil iken, seni yaratmıştım."

Ali Fikri Yavuz : (Cebrâil ona şöyle) dedi: “- Dediğin gibidir, fakat Rabbin buyurdu ki, bu işi yapmak bana kolaydır. Bundan önce seni yarattım, halbuki hiç bir şey değildin.”

Bekir Sadak : Allah: «Rabbin boyle buyurdu; Cunku bu bana kolaydur, nitekim sen yokken daha once seni yaratmistim» dedi.

Celal Yıldırım : Allah ona: «Bu böyledir. Rabbin buyurdu, o bana göre çok kolaydır; sen hiçbir şey değil iken bundan önce seni yarattım,» dedi.

Diyanet İşleri (eski) : Allah: 'Rabbin böyle buyurdu; Çünkü bu bana kolaydır, nitekim sen yokken daha önce seni yaratmıştım' dedi.

Diyanet Vakfi : Allah: Öyledir, dedi; Rabbin: O bana kolaydır. Daha önce, sen hiçbir şey değilken seni de yaratmıştım, buyurdu.

Edip Yüksel : 'Evet öyledir,' dedi, 'Rabbin, 'O iş bana kolaydır. Seni daha önce yaratmıştım ve sen hiç bir şey değildin' diyor.'

Elmalılı Hamdi Yazır : Buyurdu: öyle, fakat rabbın buyurdu ki: o bana kolaydır, bundan evvel seni yarattım! Halbuki hiç bir şey değildin

Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Buyurdu ki: «Öyle! Fakat Rabbin, «o Bana kolaydır, bundan önce de seni, sen hiçbir şey değilken yarattım.» dedi.»

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : (Allah yahut Cebrail ona şöyle) dedi: «Dediğin gibidir, (fakat) Rabbin buyurdu ki, bu işi yapmak bana kolaydır. Nitekim bundan önce seni yarattım. Halbuki sen hiçbir şey değildin.»

Fizilal-il Kuran : Allah dedi ki; «Rabbin buyurdu ki, bu iş O'nun için kolaydır, vaktiyle ben seni hiçbir şey değilken yoktan varetmiştim.»

Gültekin Onan : (Ona gelen melek "işte böyle" dedi. "Rabbin dedi ki: -Bu benim için kolaydır, daha önce sen hiç bir şey değil iken, seni yaratmıştım."

Hasan Basri Çantay : (Melek) dedi: «Öyledir. (Fakat) Rabbin buyurdu ki: — o, bana göre pek kolay. Daha evvel sen bir şey değilken seni yaratmışımdır».

Hayrat Neşriyat : (Allah) buyurdu ki: 'Böyledir!' (Ve) Rabbin (yine) buyurdu ki: 'O bana pek kolaydır; nitekim daha önce sen (de henüz) hiçbir şey değil iken, muhakkak ki seni de yaratmıştım!'

İbni Kesir : Öyledir. Rabbım buyurdu ki: Bu, bana çok kolaydır. Daha önce sen yokken seni de yaratmıştım.

Muhammed Esed : (Melek "Orası öyle, (ama)," dedi, "Rabbin diyor ki: 'Bu Benim için kolaydır, tıpkı daha önce seni yoktan var ettiğim gibi".

Ömer Nasuhi Bilmen : Buyurdu ki: «Öyledir. Rabbin buyurdu ki, o Bana kolaydır ve muhakkak ki, Ben seni bundan evvel yaratmıştım, halbuki sen hiçbir şey değildin.»

Ömer Öngüt : Allah ona: “Bu böyledir. ” dedi. Rabbin buyurdu ki: “Bu bana kolaydır. Daha önce seni de yaratmıştım. Halbuki sen hiçbir şey değildin. ”

Şaban Piriş : -İşte böyle, dedi. Senin Rabbin o bana çok kolaydır, dedi. Daha önce sen de yoktun, seni de yaratmıştım.

Suat Yıldırım : Melek dedi: "Öyledir, fakat Rabbin buyurdu ki: Bunu yapmak bana pek kolay! Nitekim seni yoktan var eden de Ben değil miyim?"

Süleyman Ateş : Dedi: "Öyledir, ama Rabbin: 'O bana kolaydır, daha önce sen de hiçbir şey değilken seni de yaratmıştım' dedi."

Tefhim-ul Kuran : (Ona gelen melek «İşte böyle» dedi. «Rabbin dedi ki: -Bu benim için kolaydır, daha önce sen hiç bir şey değil iken, seni yaratmıştım.»

Ümit Şimşek : 'Öyledir,' buyurdu Allah. 'Fakat Rabbin buyurdu ki: Bu Benim için kolaydır. Bundan önce de seni hiçbir şey değilken yaratmıştım.'

Yaşar Nuri Öztürk : "Bu budur." dedi. Rabbin şöyle buyurdu: "Onu yapmak benim için çok kolaydır. Nitekim daha önce de sen hiçbir şey değilken seni yaratmıştım."


Dikkat edilirse; bir çok kimse tarafından burada "meleğin açıklama yaptığı görüşü" vardır. Bazılarıda melek yada rabbimizi işaret etmeden, (biraz uyanıklık yapıyorlar herhalde) anlatımı yaparken, çok az kimse de melek olmadığını, her durumda seslenenin doğrudan rabbimiz olduğunu belirtmişlerdir.

Burada; melekten bahsedenler bilerek ayeti tahrifmi etmiş olurlar. Bana göre; ilk cümleden sonra, "senin rabbin" deyimini gören bu kimseler, rabbimizin kendinden bahsedecekse senin rabbin diye kelam etmeyeceğini düşünmeleri nedeniyle, bu sözü rabbimizin değil, meleğin ağzından aktarmışlardır.

Ancak, bana göre de surenin daha ilk ayetinden itibaren rabbimizin sözleri ile muhatap olan Zekeriya peygambere, bu ayette de meleğin anlatımı yoktur.

MERYEM SURESİNDEN ALINTILAR:
(Sayın Hakkı Yılmaz'ın çevirisidir)

2- (Bu,) Rabbinin, kulu Zekeriyya’ya olan rahmetini anmasıdır.
3- Bir zamanlar o, Rabbine gizli olarak seslenmişti.
4–6- Dedi ki: “Rabbim! Şüphesiz benim kemiğim zayıflayıp gevşedi ve başım ağarmış saçıyla alev gibi tutuştu. Sana dua etmekle de Rabbim, bedbaht olmadım. Ve gerçekten ben, arkamdan, mevalimden [yakınlarımdan, amcaoğullarımdan] endişedeyim. Karım da kısırdır. Onun için katından bana, bana da mirasçı olacak, Yakub ailesine de miras olacak bir veliy [yakın, yardımcı] bağışla. Rabbim, onu sen rızanı kazanan biri kıl!”
7- “Ey Zekeriyya! Şüphesiz biz sana bir delikanlıyı – onun ismi Yahya’dır-müjdeliyoruz. Bundan önce ona hiçbir adaş kılmadık.
8- O [Zekeriyya]: “Rabbim! Karım kısır, ben de son derece kocamışken benim nasıl bir delikanlım olabilir?” dedi.
9- O [Allah] dedi ki: “Öyledir! Rabbin buyurdu ki, o Bana kolaydır. Bundan önce de Ben seni, sen hiçbir şey değilken yarattım.”
10- O [Zekeriyya]; “Rabbim! Bana bir ayet [alâmet] ver” dedi. O [Allah]; “Senin alâmetin, sapasağlam olduğun hâlde, üç gece insanlarla konuşmamandır” buyurdu.


3 ila 6. ayetlerde gizlide olsa, peygamberimizin, kendi soyundan olanları mirasçı değerine layık görmemesi nedeniyle doğrudan rabbimizden; onun katından bir evlat dilemesi ve bunun üzerine 7.ayette rabbimizin ona, yeniden evlat vereceğini bildirmesi üzerine, 8.ayette yaşı nedeniyle bunun imkansızlığını düşünen ve aklı almayan peygamberin doğrudan rabbimize yönelik sorusuna 9. ayette cevap verilmektedir.

Buraya kadar peygamber ve rabbimiz başkası olmadan dillendirmişlerdir. O halde burada olmayan melek 9.ayette de olmamalıdır. Şimdi 9.ayeti şöyle yorumlarsak, "melek" olmadığını diğer çevirenlere de anlatabiliriz.

9.ayette rabbimiz; kafası karışan peygamberimize; önce, "o öyledir" dedi. Sonra, tereddütleri tamamen gidermek için, "senin rabbin olan bana, o kolaydır. Bundan önce de Ben seni, sen hiçbir şey değilken yarattım.” diyerek burada kendisinin bir kez daha her şeye gücü yetttiğinin bilinmesi dersini vermiştir.

(Aslında, burada sayın Yılmaz'ın çevirisinde de "rabbin buyurduki..." şeklinde cümle nedeniyle ilk cümleye ters durum ortaya çıkıyor. İlk cümle de O (Allah) dediki, yazıldıktan sonra; "rabbin buyurduki..." şeklinde bir yazım, sanki başkasının anlatımı havasını veriyor. Çünkü; bilindik cümle yapısında bir kimse kendisinden bu şekilde bahsedemez. Burada, "buyurdu" kelimesi olmadan, cümlenin sonuna "dedi" şeklinde çeviri daha uygun olurdu. Ancak, bu kadar kusur kabul edilir olmalıdır diye düşünüyorum.)

10. ayette de Zekeriya, (zannımca) ikna olurken, ayrıca rahatlamak amacıyla bunun gerçekleşeceğine dair belirti, iz istemiştir.

Buraların hiç birinde melek devrede değildir. Bu ayrı bir konudur. Ama, bu ayette meleğin olmaması, meleklerin olmadığı, yada ayrı yaratıklar olmadığı anlamına gelmez.

Şimdi konumuza bu ayet dışındakilerle devam edebiliriz.

Bu tarz hatalı bulduğunuz kısımları, müslümana yakışır bir tavırla dillendirmenizi rica ederek noktalıyorum.

selamlar,
aorskaya

Konu aorskaya tarafından (18. October 2012 Saat 10:38 AM ) değiştirilmiştir.
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
aorskaya Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
raven (18. October 2012), Yeşua (14. November 2012)
Alt 18. October 2012, 10:54 AM   #5
pramid
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 764
Tesekkür: 191
507 Mesajina 1.128 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
pramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud of
Standart

Alıntı:
Dikkat edilirse; bir çok kimse tarafından
Sen Alim denen zerzevatları erbab ediniyorsun. Çoğunluk seni aldatiyor. Alim denen pislikleri uyursun. Zira müşrikler de pistir.

Neyse çoğunluk demiştik.

Yeryüzünde bulunanların çoğuna uyacak olursan, seni Allah'ın yolundan saptırırlar. Onlar zandan başka bir şeye tabi olmaz, yalandan başka söz de söylemezler.

Senin söylediklerinin bir çoğu yalan ve Allaha iftira. Dikkat et

"Çünkü, onlar (putlar), insanlardan birçoğunun sapmasına sebep oldular, Rabbim. Şimdi kim bana uyarsa o bendendir. Kim de bana karşı gelirse, artık sen gerçekten çok bağışlayan, pek esirgeyensin."

Yoksa sen, onların çoğunun gerçekten (söz) dinleyeceğini yahut düşüneceğini mi sanıyorsun? Hayır, onlar hayvanlar gibidir, hatta onlar yolca daha da sapıktırlar.

Aklını çalıştırmayanların üzerine de Allah pislik yağdırır. Müşrikler hayvandan daha beter varlıklardır.

Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul edendir, çok esirgeyicidir.

Zandan kaçın ve Kuranı arapça tahlil et. Meal yazanlar zanlarını kurana aktarmış ve öyle anlamaya çalışmışlardır.
pramid isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 18. October 2012, 10:56 AM   #6
pramid
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 764
Tesekkür: 191
507 Mesajina 1.128 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
pramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud of
Standart

... Sana gelen ilimden sonra onların arzularına uyacak olursan, andolsun ki, Allah'tan sana ne bir dost ne de bir yardımcı vardır.

Bize gelen ilimden sonra da çoğunluğa uyacak değiliz.

Çokluk kuruntusu sizi o derece oyaladı ki,

Yeryüzünde bulunanların çoğuna uyacak olursan, seni Allah'ın yolundan saptırırlar. Onlar zandan başka bir şeye tabi olmaz, yalandan başka söz de söylemezler.
pramid isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 18. October 2012, 11:23 AM   #7
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart

Alıntı:
pramid Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Sen Alim denen zerzevatları erbab ediniyorsun. Çoğunluk seni aldatiyor. Alim denen pislikleri uyursun. Zira müşrikler de pistir.

Neyse çoğunluk demiştik.

Yeryüzünde bulunanların çoğuna uyacak olursan, seni Allah'ın yolundan saptırırlar. Onlar zandan başka bir şeye tabi olmaz, yalandan başka söz de söylemezler.
Benim alim denen kimselerin görüşlerini din kabul ettiğimi nerden çıkarıyorsun?

Bırak artık şu dayanaksız atıp tutmaları, defalarca anlatımıma, yazılarıma rağmen hala kendi bildiğin yöntemle karşı çıkmaya son ver.

Yeryüzünde bulunanların çoğu, islam dışı inançlar peşindedir. Çoğunluğa uymuş olsaydım, sanırım islamdan olduğumu, iman ettiğimi yazılarımda göremezdin.

Daha fazla tutarsız iddialarda bulunup, komik olayların kahramanı olmaya son verelim artık değilmi?

selamlar,
aorskaya
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
aorskaya Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
raven (18. October 2012)
Alt 18. October 2012, 11:26 AM   #8
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart

Alıntı:
pramid Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

Senin söylediklerinin bir çoğu yalan ve Allaha iftira. Dikkat et
"Kork korkmazdan, utan utanmazdan" diye bir sözünün en kuvvetli örneği olmaya aday mı olmaya çalışıyorsunz?

Çoğu iftira ve yalan olduğunu iddia ettiğin sözlerimden azını yazamazsın şimdi değilmi?

Yanlış bile demiyorsun, o kadar kibirine, egona yenik düşüyorsunki, din konuşmak yerine hep benden konuşuyorsun...

Piramid'i artık bu yönleriyle kabul etmeye çalışacağım...

selamlar,
aorskaya
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
aorskaya Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
raven (18. October 2012), Yeşua (14. November 2012)
Alt 18. October 2012, 11:32 AM   #9
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart

Alıntı:
pramid Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
... Sana gelen ilimden sonra onların arzularına uyacak olursan, andolsun ki, Allah'tan sana ne bir dost ne de bir yardımcı vardır.

Bize gelen ilimden sonra da çoğunluğa uyacak değiliz.

Çokluk kuruntusu sizi o derece oyaladı ki,

Yeryüzünde bulunanların çoğuna uyacak olursan, seni Allah'ın yolundan saptırırlar. Onlar zandan başka bir şeye tabi olmaz, yalandan başka söz de söylemezler.
Peygambere rabbimden ilim geldi, hataları rabbimce düzeltti de sana gelen ilimi sen gerçekten her zaman doğru anladığını, yanılmaz birisi olduğunumu düşünüyorsun?

Eğer, durumun buysa, seni fazla rahatsız etmemek gerek diye düşünüyorum. Ama, yanılabileceğini de kabul ediyorsan, yada anlayamadığın yerler olacağını da kabul ediyorsan seninde bizlerden bu açıdan farkın yok.

Benim tek kaynağım, değişmez, doğru, korunan kaynak olarak kurandır. Zanna göre hareket etmediğim gibi edenleri de rastlarsam ikaz ederim.

Ama, aynı dikkati sen kendini efendi ilan etmemeye çalışarak göster.

selamlar,
aorskaya
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
aorskaya Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
raven (18. October 2012), Yeşua (14. November 2012)
Alt 18. October 2012, 11:47 AM   #10
pramid
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 764
Tesekkür: 191
507 Mesajina 1.128 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
pramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud of
Standart

Âl-i İmrân 19
(Medenî 89) Allah nezdinde hak din İslam'dır. Kitap verilenler, kendilerine ilim geldikten sonradır ki, aralarındaki kıskançlık yüzünden ayrılığa düştüler. Allah'ın ayetlerini inkâr edenler bilmelidirler ki Allah'ın hesabı çok çabuktur.


Andolsun biz İsrailoğullarını güzel bir yurda yerleştirdik ve onlara temiz nimetlerden rızık verdik. Kendilerine ilim gelinceye kadar ayrılığa düşmediler. Şüphesiz ki Rabbin, kıyamet günü onların, aralarında ihtilaf etmekte oldukları şeyler hakkında hükmedecektir. Yûnus 93

.....Zira her ilim sahibinin üstünde daha iyi bilen birisi vardır. Yusuf 76

İsrâ 107
(Mekkî 50) De ki: Siz ona ister inanın, ister inanmayın; şu bir gerçek ki, bundan önce kendilerine ilim verilen kimselere o (Kur'an) okununca, derhal yüz üstü secdeye kapanırlar.

Hac 54
(Medenî 103) Bir de, kendilerine ilim verilenler., onun (Kur'an'ın) hakikaten Rabbin tarafından gelmiş bir gerçek olduğunu bilsinler de ona inansınlar, bu sayede kalpleri huzur ve tatmine kavuşsun. Şüphesiz ki Allah, iman edenleri, kesinlikle dosdoğru bir yola yöneltir.

Artık ilim geldikten sonra o ayetler ışığında çene üzere secde etmek düşer.

Biraz daha kuran ile meşgul olalım. Bilmeden konuşmayalım.

Eğer Kuran + Hadis/Rivayetler diyenlere de bir ayet

A’râf 30
(Mekkî 39) O, bir gurubu doğru yola iletti, bir guruba da sapıklık müstehak oldu. Çünkü onlar Allah'ı bırakıp şeytanları kendilerine dost edindiler. Böyle iken kendilerinin doğru yolda olduklarını sanıyorlar.

Konu pramid tarafından (18. October 2012 Saat 11:52 AM ) değiştirilmiştir.
pramid isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
pramid Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
hiiic (18. October 2012)
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
ayrı, değildir, insanın, kendi, melekesi, melekler, rabbimizin, vardır, yada, yaratıklardır


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 10:52 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam