hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > TARİH > Ehli Kitap > Hrıstiyanlar ve Hristiyanlık

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 10. January 2009, 05:16 PM   #1
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.015
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart Pavlus Hristiyanlığının İsa Nebi ile İlgili İddiaları

Selamun Aleykum! Değerli Kardeşlerim!

Hıristiyanlık denildiğinde sanırım herkesin aklına hemen Pavlus gelir. Hz. İsa’nın ayrılışından sonra geride kalan Havarilerin arasında iki önemli şahsiyet görülür. Biri Kudüs’teki Havarilerin lideri olan Hz. İsa’nın kardeşi lider Yakup, diğeri daha çok Roma İmparatorluğu toprakları olan Anadolu ve Ege kıyılarında ki, daha çok Yahudi olmayan Eski Yunanlılara (Grekler) misyonerlik faaliyetlerinde bulunan Aziz Pavlus’tur. İncil’de bu iki gurup arasında büyük çatışmalar olduğu görülür ve son derece önemli teolojik farklılar göze çarpar.7 Hıristiyanlıkta ilk yazılı metinler İncil’deki Pavlus’un mektuplarıdır. Konsillerde İncil’e girecek kutsal metinlerin seçiminde de Pavlus’un teolojik temelleri ölçü alındığı bir gerçektir. Konumuzun tam anlaşılması için, Hz. İsa hakkında İncillerde olan tanımlamalar üzerinde durmamız gerekir. Pavlus tam bir Mesih tutkunudur. Zaten Hıristiyan dininin ismi de Yunanca Mesihçiler anlamına gelen Hristianos‘tan türemiştir (İncil-Elçi. İşl. 11:26). Pavlus tam bir Mesih tutkunudur dedik. Pavlus’un Mesihi, çarmıhta insanların günahı için canını fidye olarak vermiş, çarmıhta ölümünden 3 gün sonra dirilmiş, göğe Tanrı’nın yanına alınmış ve kıyamete yakın tekrar dünyaya gelip inananlarını kurtaracak bir Mesih’tir. Pavlus’un İsa’sı sıradan bir insan olmayıp, Tanrısal özellikler taşıdığını iddia ettiğinden, dünyanın sonunda insanları bizzat kendi Tanrı gibi yargılayacaktır. Bu durumda kitabımızın ana konusu olan kıyamet savaşı, Hz. İsa’nın yeryüzüne tekrar gelişiyle doğrudan ilgili olduğundan, Pavlus ve onun bu teolojik esaslarının doğruluğu üzerinde de durmamız gerekiyor. Bu sebeple Pavlus Hıristiyanlığının doğruluğunu da sorgulayacağız. Diğer peygamberler gibi bir insan olan Hz. İsa’ya, ilk Tanrısal özellikler kazandıran Pavlus’tur. Pavlus’tan sonra İznik konsilinde M.S. 325 yılında alınan kararlarla Hz. İsa, tam Tanrı’ya eş teslisin bir Tanrı’sı ilan edildi. Hıristiyanlıkta Teslis inancına göre Tanrı, Baba-Oğul- Kutsal Ruh’tan oluşan üç şahsiyete sahiptir. Hıristiyan inancında Hz. İsa, Tanrı’ya eş tam bir Tanrı’dır. Yalnız Pavlus’un Mesih İsa’sı, tesliste Tanrı’ya eş bir Tanrı değildir. Tanrının Oğlu lakaplı Baba Tanrı’dan aşağı derece bir kutsal kişidir:

“3 Her türlü tesellinin kaynağı olan Tanrı’ya, merhametli Baba’ya, Rabbimiz İsa Mesih’in Tanrısı ve Babası’na övgüler olsun! (2.Korintliler-1)

27 Çünkü, “Tanrı her şeyi Mesih’in ayakları altına sererek O’na bağımlı kıldı.” “Her şey O’na bağımlı kılındı” sözünün, her şeyi Mesih’e bağımlı kılan Tanrı’yı içermediği açıktır.

28 Her şey Oğul’a bağımlı kılınınca, Oğul da her şeyi kendisine bağımlı kılan Tanrı’ya bağımlı olacaktır. Öyle ki, Tanrı her şeyde her şey olsun.” (1.Korintliler-15)

Ve insan olduğu da vurgulanarak:

“5-6 Çünkü tek Tanrı ve Tanrı’yla insanlar arasında tek aracı vardır. O da insan olan ve kendisini herkes için fidye olarak sunmuş bulunan Mesih İsa’dır. Uygun zamanda verilen tanıklık budur.” (Timeteos-2)

Pavlus’ta teslis anlayışı yoktur. Pavlus için Tanrı, tek bir Baba kimliğindedir. Kutsal Ruh ise Tanrısal bir güçtür. Pavlus’ta teslis anlayışı yoktur dedik ama, Hz. İsa’nın tanrılaştırılmasına ve teslis anlayışına yol açan Pavlus’tur. Hıristiyanlıkta teslis (üçlü Tanrı) Pavlus’tan 4 asır sonra M.S. 381 yılındaki İstanbul Konsil’iyle son şeklini almıştır. Hz. Meryem’in Tanrılaştırılması da yine M.S. 431 yılında ki Efes konsiliyle kararlaştırılmıştır.8 Protestanlar da bunu reddetmektedir. Zaten İncil’de Hz. İsa’nın bizzat kendi ağzından Tanrı’yı yücelttiğini görmekteyiz:

“49 Çünkü ben kendiliğimden konuşmadım. Beni gönderen Baba’nın kendisi ne söylemem ve ne konuşmam gerektiğini bana buyurdu.

50 O’nun buyruğunun sonsuz yaşam olduğunu biliyorum. Bunun için ne söylüyorsam, Baba’nın bana söylediği gibi söylüyorum.” (Yuhanna-12)

Hal böyle olunca, Hz. İsa kendi ağzıyla Tanrı’dan vahiy aldığını söylediğine göre, başka söze gerek yok. Tanrı’dan Vahiy alan kişi Tanrı olamaz. Vahiy alan kişi peygamberdir. Bu gerçeği İncil’de yine Hz. İsa’nın bizzat kendi ağzından söylediğini görüyoruz:

33 Yine de bugün, yarın ve öbür gün yoluma devam etmeliyim. Çünkü bir peygamberin Yeruşalim’in dışında ölmesi düşünülemez!


34 “Ey Yeruşalim! Peygamberleri öldüren, kendisine gönderilenleri taşlayan Yeruşalim! Tavuğun civcivlerini kanatları altına topladığı gibi ben de kaç kez senin çocuklarını toplamak istedim, ama siz istemediniz.” (Luka-13)

Hz. İsa hakkında bu konu, kitabımızın iddiaları için en önemli konudur. Çünkü Hz. İsa Tanrı’dır ve ikinci gelişte insanları yargılamak için gelecektir. Pavlus Hıristiyanlığının bir başka teolojik temeli de budur. Bu teolojinin sağlam bir temeli olmadığı ortadadır. Zaten Pavlus, Hz. İsa’nın sağlığında eğitip yetkin kıldığı Havarilerinde de değildir. Pavlus Hz. İsa’nın sağlığında, Hz. İsa’ya inanmayan tam bir Hıristiyan düşmanıydı. Ölümünden sonra Hz. İsa ile ilgili mucizevi bir görüm görüp, ona iman ettiğini iddia ederek, önce Havarilerin safına katılır. Daha sonra Hz. İsa’nın ve Havarilerin öğretilerine ters fikirler yayarak, Havarilerden ayrılır. Hz. İsa’yı Tanrılaştırır ve kendisine vahiy gönderdiğini iddia ederek, Anadolu’da yeni bir dini anlayış yaymaya başlar. Bu dönemde Kudüs’te Havarilerin lideri Hz. İsa’nın kardeşi Yakup’tur. Aralarında set tartışmalar olur. Bunu yine Pavlus’un İncil’de ki mektuplarından anlamaktayız:

“4 Çünkü size gelen ve bizim tanıttığımızdan değişik bir İsa’yı tanıtanları pekâlâ hoş görüyorsunuz. Ayrıca, aldığınız ruhtan farklı bir ruhu ve kabul ettiğinizden farklı bir müjdeyi (İNCİLİ) kabul ederek bunları hoş görüyorsunuz.

5 Sözüm ona üstün elçilerden hiç de aşağı olduğumu sanmıyorum!” (2.Korintliler-11)

Ve aralarında ki çekişmenin sıradan basit bir çekişme olmadığı da, yine Pavlus’un yazdıklarından anlaşılmakta:

“12 Övündükleri konuda bize eşit sayılmak isteyen fırsatçılara fırsat vermemek için, yaptığımı yapmaya devam edeceğim. 13 Bu tür adamlar sahte elçiler, düzenbaz işçiler, kendilerine Mesih’in elçisi süsü verenlerdir.

14 Buna şaşmamalı. Şeytanda kendisine ışık meleği süsü verir. 15 Ona hizmet edenlerin de kendilerine doğruluğun hizmetkârları süsü vermesi şaşırtıcı değildir. Onların sonu yaptıklarına göre olacaktır.“(2. Korintliler-11)

Hıristiyanlıkta Hz. İsa’nın çarmıhta ölümü çok tartışılmıştır ve hala da tartışılmaktadır. Anladığımız kadarıyla ilk Hıristiyanlık yıllarında da, bu konu çok tartışılmıştır. Özellikle Pavlus ile H.z. İsa’nın kardeşi Lider Yakup ve Hz. İsa’nın gerçek havarileri arasında. Sık sık Pavlus’a karşı bir başvuru kitabı olarak bakacağımız, Lider Yakup’un İncil’deki Mektubu’nda, Pavlus’un imanın baş şartı olarak vaaz ettiği, ÇARMIHTA ÖLÜP DİRİLEN KURTARICI MESİH konusu yoktur. Bu konu gerçekten en önemli iman konusu olsaydı, Hz. İsa’dan sonra Havarilerin lideri Yakup’ta bu konuya dikkat çekerdi. Lider Yakup İncil’deki Mektubunda işlediği en önemli konu Tevrat’a bağlı yaşamak ve Tanrıyı yüceltmektir. Zaten 27 farklı kitap olan İncil’de diğerlerinden en farklı olan Yakup’un Mektubu ile ilk defa yazılmış olan MARKOS İNCİLİ’DİR. Zaten Pavlus’un yukarıda verdiğimiz ifadesinde farklı iki İsa ve farklı iki İncil vaaz ettikleri açıkça anlaşılmaktadır. Pavlus Kudüs’teki Yakup liderliğindeki havarilerle ters düştüğünde, Roma hakimiyetinde, Anadolu’daki Yahudilerin dışındaki diğer insanlara yönelir. Bunlar eski Yunan halkı (Grekler) olup, bir çok Tanrı’ya sahip pagan- putperest bir toplumdu. Bunların anlayışında tanrılar insan gibi olup, tanrıçalara ve çocuklara sahipti. Peygamber gibi kutsal kişiler ve imparatorlar, ya Tanrı ya da Tanrının oğlu sıfatına sahip kimselerdi. Roma İmparatoru Augustus (M.Ö. 30-M.S.14) Tanrı veya Tanrının oğlu,Tiberius (M.S. 14-37) kurtarıcı Zeusun Oğlu veya Tanrı oğlu, Neron (M.S. 54-68) tanrıların en büyüğünün oğlu veya bütün dünyanın efendisi sıfatına sahip kişilerdi.9 Pavlus’ta hemen bu anlayışa uyum göstererek, Hz. İsa’yı Tanrının oğlu ilan ederek, tanrılaşmış bir kişi olarak ilan etti. Bu özellikteki İsa figürü kitleler tarafında kolayca benimsendi. Ne de olsa sıradan insan bir peygamberi böyle putperest-pagan anlayışında bir topluma kabul ettirmek çok zordu. Ayrıca bu toplumlarda, Tanrılar bedenlerini insanlar için fidye olarak sunup öldüğünde, hep göğe çıkar ve sonra yeniden dirilerek insanları kurtarmak için geri gelir. Sanırım Pavlus Hıristiyanlığındaki İsa figürünün nasıl oluştuğu anlaşılmıştır.

Hatta Pavlus ile Havarilerin çekişmelerinden dolayı, yolu Kudüs’e, Lider Yakup’un yanına düşen Pavlus, neredeyse canından olacaktır ve işgalci Roma askerleri yardımıyla ölümden kurtulur:

“30 Bütün kent ayağa kalkmıştı. Her taraftan koşuşup gelen halk Pavlus’u tutup tapınaktan dışarı sürükledi. Arkasından tapınağın kapıları hemen kapatıldı.31 Onlar Pavlus’u öldürmeye çalışırlarken, bütün Yeruşalim’in karıştığı haberi Roma taburunun komutanına ulaştı.

32 Komutan hemen yüzbaşılarla askerleri yanına alarak kalabalığın olduğu yere koştu. Komutanla askerleri gören halk Pavlus’u dövmeyi bıraktı. » (Elçilerin İşleri-21)

Sanırım anlatmak istediğimiz konu ve farklı görüşlerin temeli şimdi daha iyi anlaşılmıştır. Bu iki anlayıştan Kutsal Şehir Kudüs merkezli yaşayan, Hz. İsa’nın gerçek Havarileri, ilerleyen yıllarda özellikle Roma İmparatorluğunun işgaline karşı isyan eden Yahudilerin, Kudüs’ten sürülmesinden sonra, yavaş yavaş tarih sahnesinden silinmiştir. Roma ile barışık bir anlayışla Anadolu topraklarındaki Yunan halkı arasında, Pavlus’cu Hıristiyanlık gelişerek hakimiyetini pekiştirmiştir. Aralarındaki rekabette kaybeden Havariler anlayışındaki dini metinler, resmi (Kanon) İncillerden ayıklanmıştır. Maalesef elimize işin ayrıntılarını öğrenebileceğimiz, bir Havari (Elçi) metini bulunmamaktadır. Yalnızca Lider Yakup’un Mektubu kalmıştır. Diğer Havarilere (Elçilere) ait Petrus ve Yuhanna gibi isimlerle yazılmış olduğu sanılan eserlerinde, son günlerde başkalarına ait oldukları ispatlanmıştır

Hz. İsa kendinde bir yetki görüp, yeni bir şeyler söyleyenler için bakın kendi ağzında neler söylemekte:“20 Böylece sahte peygamberleri meyvelerinden tanıyacaksınız.

21 “Bana, ‘Ya Rab, ya Rab!’ diye seslenen herkes Göklerin Egemenliği’ne girmeyecek. Ancak göklerdeki Babam’ın isteğini yerine getiren girecektir.

22 O gün birçokları bana diyecek ki, ‘Ya Rab, ya Rab! Biz senin adınla peygamberlik etmedik mi? Senin adınla cinler kovmadık mı? Senin adınla birçok mucize yapmadık mı?’

23 O zaman ben de onlara açıkça, ‘Sizi hiç tanımadım, uzak durun benden, ey kötülük yapanlar!’ diyeceğim.” (Matta-7)

Sanırım Hz. İsa’nın nasıl Tanrılaştırıldı ve bunun temellerinin ne derece sağlıklı olduğu anlaşılmıştır.

Kaynak:İlhan Akkurt
Burada
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
hristiyanlığının, ile, nebi, pavlus, ıddiaları, İlgili, İsa


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 04:41 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam