hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > GELENEK DİNİ > Mezhepler ve Tarikatlar

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 4. January 2011, 01:44 PM   #1
ebu Maruf
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 111
Tesekkür: 18
39 Mesajina 55 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
ebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud of
Standart Kuranı anlamak için Hadislere ihtiyaç varmıdır

Rahman ve Rahim olan ALLAH ı ismiyle

Bazı ayeti Kerimeler vardır ki.Mana olarak açık değillerdir.Bu tür ayeti Kerimeleri anlayabilmek için insanların çeşitli kaynaklara ihtiyacı vardır.
Kimisi fenni ilimleri kaynak olarak kabul ederki.Bu ilimlerde çoğu zanna dayalı kurallardır.Ayrıca fenni ilimler dönemimiz itibarıyle Darwinizm düşüncesine sahip kişilerin tekelinde sayılırki.
Hucurât 6
Ey iman edenler! Eğer bir fasık size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz.

Bu ayeti kerime gereği illaki fenni ilimler noktasında kaynak alınması gerekiyorsa mümin bilim adamlarına itibar etmek gereklidir.
Fakat ALLAHa ve Rasulune itaat edin yada Onun nehy ettiklerinden sakının emrettiklerini yapın gibi yüzlerce ayet gereği bizlerin ALLAH Rasulunun s.a.v sözlerine itibar etmemiz gereklidir.
Peki bunu nasıl yapacağız.
Malum ki ALLAH Rasulu s.a.v Efendimiz zahiren yani bedenen 1400 sene önce dünyasını göç etti.
Bu durumda onun emirlerine nasıl itaat edeceğiz.
Bazılarının iddiası gibi ALLAH Rasulune itaat ALLAH a itaaat dir şeklindeki yorumları iyi anlamak gerekli.
ALLAH Rasulunun mübarek ağızlarından Kuran Ayetlerinden başka hiç bir şey dökülmemiş ise o zaman.Sadece Ayeti Kerimelerin herkesin kendince anlayıp amel etmesi ALLAH a ve Rasulune itaat olur.
Halbuki bunu mantık kabul etmez zira.Öyle olsa Peygamberlerin tebliği yapmaları mümkün olmaz.Müğminler bile kötülükten men etmek zorunda iseler peygamberler fazlasıyla yapmak zorundalar.
ayrıca amirlerin her sözünüde bu mantıkla ayet olarak kabul etmek zorundayız
zira
Nisa 59. Ey iman edenler! Allah'a itaat edin. Peygamber'e ve sizden olan ülülemre (idarecilere) de itaat edin. Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz Allah'a ve ahirete gerçekten inanıyorsanız onu Allah'a ve Resul'e götürün (onların talimatına göre halledin); bu hem hayırlı, hem de netice bakımından daha güzeldir.
Malum ki ALLAH boş sözden beridir.Nakıs sözü yoktur.
Bu durumda ALLAH Rasulunun s.a.v Ayetler dışında ağzından başka şeylerinde
döküldüğü malumsa.Yüzlerce ayeti amel edebilmek için Ondan gelen sözlerin hangileri olduğunu araştırmamız gereklidir.
Hadis rivayetlerinin ALLAH Rasulune s.a.v ait olup olmadığını anlamak için Terazi olan KURANI bütün olarak ele alıp bize göre tearuz eden ayeti kerimelerin mantıklı açıklamasını yapıp yapmadığı.
Ayrıca rivayet edenlerin çokluğunun önemi gibi esaslar çok önemlidir.
Hadis rivayetlerinin tamamını red etmek yüzlerce ayeti kerimeye gerekli ehemmiyeti vermemek demektir.
Tabiki tüm rivayetlerin doğruluğunu iddia etmekde yanlışdır.
Zira İslam dinine fitne sokmak isteyenlerin varlığı malumdur.
İşte bu sebebden dolayı kalplerimiz rivayetlerin ALLAH Rasulune s.a.v ait olup olmadığına kanaatı gereklidir.
Bir insan bir rivayetin ALLAH Rasulune ait olduğuna kanaatı oluşupda onunla fetva vermesi yada onunla amel etmesi eleştirilemez zira ayeti kerimeye itaat etmesi eleştirmesi manasına gelir.
Tabiki müzakere edilecektir fakat onları tekfir etme kendini üstün görme vs işler mümine hakarettir.
Bir kişinin ayeti inkarı küfürdür.
Hadis rivayetini ALLAH Rasulu söylememiştir diye inkarı küfür olmaz.Fakat ALLAH Rasulu söylemişsede banane demekde ALLAH a saygısızlıkdır.Zira Onun seçtiği elçiyi beğenmemektir.
Bu hassasiyet içerisinde Ayeti Kerimelerin anlaşılması gereklidir.
Bir kaç uydurma hadis rivayetini örnek vermek isteyen olacaktır.
Burda şimdiden belirtiyorum.Ben bütün rivayetlerin sahih olduğunu iddia etmiyorum.
Hiç bir muahddis ve din alimide bunu idda etmemiştir.

selametle

Konu ebu Maruf tarafından (4. January 2011 Saat 01:47 PM ) değiştirilmiştir.
ebu Maruf isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
ebu Maruf Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
FEDAKARADAM (17. April 2011)
Alt 4. January 2011, 02:18 PM   #2
Miralay
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: May 2010
Mesajlar: 568
Tesekkür: 4.080
276 Mesajina 635 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
Miralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud of
Standart

Selam ebu Maruf kardeşim.

Hadislerin inkarı söz konusu olamaz. Kim söylerse söylesin güzel sözlerden ibret almak lazımdır. Hele ki, bu Allah'ın elçisi Muhammed aleyhisselam'ın söylediği iddia edilenler ise, baştacıdır. Cenabı Allah bize ondan güzel bir örnek mi (urvetul vuska) göndermiştir ki,O'nu örnek almayalım. Resulullah gözümüzün nuru,başımızın tacıdır.

Bizler de, Kur'an süzgecinden geçmiş;Kur'anla çelişmeyen,uydurma olmayan hadisleri Kur'anı daha iyi anlamak adına (özellikle Kur'an da ayetlerin iniş sırasını gözeten kardeşlerimiz tarafından) baştacı ederiz. Hadisler bize tarih bilgisi verirler. Ayetler necm necm inerken ki, resulun ve sahabelerin yaşadığı heyecanı bizlerin de yaşaması adına hadislerden de yararlanırız. Ama birtek şey biliriz ki; dinde hüküm koyma yetkisi yalnız ve yalnız Allah'a aittir. Resul de, Allah'ın verdiği hükümleri tebliğ ederek görevini ve sorumluluğunu yerine getirmiş olur. Resulun ağzından çıkan her söz,vahiyle bize tebliğ edilmek üzere inmiş ayetlerdir. "O hevasından konuşmaz" Ancak vahiy çerçevesinde konuşabilir. Bize de Allah'a ve vahyi tebliğle mükellef olan resule itaat düşer. Semi'na ve ata'ne demek boynumuzun borcudur.

Öncelikle bizim hakkımızda sizde yer alan önyargıya istinaden; bizler hadis düşmanı değiliz. Tasavvuf düşmanı da değiliz.

Biz kişilerle de uğraşmayız. Bizler insanlığı küfre ve şirke düşürecek amillere,sistemlere düşmanız. Bizim için her insan cehennemden kurtarılması gereken insanlardır. Savaşımız,amacımız,çabamız bundandır.

Lütfen bazı konularda bizi bağışlayın. Yeri gelir dilimiz keskin kılıç gibi olur;kalb kırarız istemeden. Sırf her müslümanı kardeşimiz olarak gördüğümüzden, tehlikeli yollarda dolaşan kardeşlerimize olan üzüntümüzdendir.

Sizleri de kırmışsak hakkınızı helal ediniz.
Miralay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Miralay Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Anonymous (6. January 2011)
Alt 4. January 2011, 06:09 PM   #3
ebu Maruf
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 111
Tesekkür: 18
39 Mesajina 55 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
ebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud of
Standart

Ve Aleykemüs-Selam ve Rahmetullahi ve Berekatuhu Miralay kardeşim.
İyi niyetinize inanıyorum.
Yaptığınız tamamen yanlışdırda demiyorum.
Ben Tevhid mücadelesinin cahil sofi için çok önemli olduğuna inanıyorum.Hatta inanınız ki bunun mücadelesini bizzat ehli tasavvuf olarak bende veriyorum.
Lakin konu edilen meseleler umuma açıktır.Ben bizzat gözümle çok şeye şahid oldum.Avrupada bir çok gayri müslimin tasavvuf vesilesi ile islama girdiğini.Tevbe alırken alkollu ağızla tevbe sonrası namaza başladığını bu yollarda uyuşturucunun bir gece nasıl bırakıldığına kaç kere şahid olduk.
Her ne kadar cahil sofilerin yanlışları olsada bu yolların doğruluğundan hiç terettütüm olmadı.Sizinle bu meselerler bahsedilirken umuma açık bir ortamda yazışma olduğu için insanlar indinde yanlış anlaşılmalara vesile olmaması için umuma hitaben kendimce yanlış algılanılan şeyleri düzeltme çabasındayım.Yoksa şu inanıyor şu inanmıyor da demiyorum.
Zaten Rabbim insanı o konuda serbest bırakmış.
ebu Maruf isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 4. January 2011, 06:29 PM   #4
hiiic
Uzman Üye
 
hiiic - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2010
Mesajlar: 1.979
Tesekkür: 1.908
1.298 Mesajina 2.732 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 26
hiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud of
Standart

....

Konu hiiic tarafından (7. January 2011 Saat 10:50 PM ) değiştirilmiştir.
hiiic isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 4. January 2011, 08:37 PM   #5
Anonymous
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 176
Tesekkür: 627
164 Mesajina 386 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
Anonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud of
Standart

Alıntı:
ebu Maruf Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Ve Aleykemüs-Selam ve Rahmetullahi ve Berekatuhu Miralay kardeşim.
İyi niyetinize inanıyorum.
Yaptığınız tamamen yanlışdırda demiyorum.
Ben Tevhid mücadelesinin cahil sofi için çok önemli olduğuna inanıyorum.Hatta inanınız ki bunun mücadelesini bizzat ehli tasavvuf olarak bende veriyorum.
Lakin konu edilen meseleler umuma açıktır.Ben bizzat gözümle çok şeye şahid oldum.Avrupada bir çok gayri müslimin tasavvuf vesilesi ile islama girdiğini.Tevbe alırken alkollu ağızla tevbe sonrası namaza başladığını bu yollarda uyuşturucunun bir gece nasıl bırakıldığına kaç kere şahid olduk.
Her ne kadar cahil sofilerin yanlışları olsada bu yolların doğruluğundan hiç terettütüm olmadı.Sizinle bu meselerler bahsedilirken umuma açık bir ortamda yazışma olduğu için insanlar indinde yanlış anlaşılmalara vesile olmaması için umuma hitaben kendimce yanlış algılanılan şeyleri düzeltme çabasındayım.Yoksa şu inanıyor şu inanmıyor da demiyorum.
Zaten Rabbim insanı o konuda serbest bırakmış.


Sevgili kardeşim bu anlattığınız bir ölçü olamaz.

Hemen hemen bütün dinler iyiyi güzeli emreder. O halde herhangi bir dine giren, herhangi bir dini hayatı örneğin TANRISIZ bir din olan budizmi seçen ve geri kalan kötü hayatını bırakan insanı kurtulmuş olarak görüp sevinmeli miyiz? Budizme giren insanlar kötü alışkanlıklarından kurtuluyorlar dünyanın değersiz olduğunu anlayıp ferrarilerini bile satıyorlar diye budizmi teşvik mi etmeliyiz?

Tevhid olmadıktan sonra kötü alışkanlıklardan kurtulmak neye yarar. Hindular, Budistler, Hristiyanlar vb. hepsi kendilerince insanları kurtarmak için uğraşıyor zaten.
Anonymous isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Anonymous Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Miralay (5. January 2011)
Alt 4. January 2011, 10:56 PM   #6
ebu Maruf
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 111
Tesekkür: 18
39 Mesajina 55 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
ebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud of
Standart

Alıntı:
Anonymous Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Sevgili kardeşim bu anlattığınız bir ölçü olamaz.

Hemen hemen bütün dinler iyiyi güzeli emreder. O halde herhangi bir dine giren, herhangi bir dini hayatı örneğin TANRISIZ bir din olan budizmi seçen ve geri kalan kötü hayatını bırakan insanı kurtulmuş olarak görüp sevinmeli miyiz? Budizme giren insanlar kötü alışkanlıklarından kurtuluyorlar dünyanın değersiz olduğunu anlayıp ferrarilerini bile satıyorlar diye budizmi teşvik mi etmeliyiz?

Tevhid olmadıktan sonra kötü alışkanlıklardan kurtulmak neye yarar. Hindular, Budistler, Hristiyanlar vb. hepsi kendilerince insanları kurtarmak için uğraşıyor zaten.
Dostum bahsettiğim şey insanların telsis inancından kurtulup tevhid dinine girip ALLAH için namaz kılmalarıdır.
Ben tasavvufta hiç bir ulemanın falanca şeyh ALLAHın oğludur yada falanca Şeyh 2. bir ilahdır yada Falanca Şeyhe ibadet edin,secde edin v.s emirler duymadım.Size göre vesilelerin hepsine tutunmak şirk olabilir.Bana göre vesile sadece araçtır amaç için kullanılır.Sizin bakış açınızdan bakıldığı zaman para kullanmakda şirktir.
Doktora gitmekte şirktir.
Zira para sayesinde bir şey satın alındığı sanılıyor yada doktor sayesinde şifa bulunduğuna inanılıyor.
Halbuki Rabbim senin mal sahibi olmanı murad etmişse onu satın alman için sana para nasip ediyor yahut iyileşmeni murad etmişşe doktoru vesile ediyor bunlar farklı şeylerdir.
Bu durumda bana söylermisin sen doktora gitmiyormusun?
ebu Maruf isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 5. January 2011, 01:03 AM   #7
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.016
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun Aleykum! Değerli Kardeşlerim!

Maide;35: Ya eyyühelleziyne amenüttekullahe vebteğu ileyHilvesiylete ve cahidu fiy sebiyliHi lealleküm tüflihun

Ey iman etmiş olan kişiler! Felâha ermeniz için, Allah'a takvâlı davranın, O'na yaklaştıracak/ulaştıracak şeyleri arayın ve O'nun yolunda gayret gösterin.



Maide;36: İnnelleziyne keferu lev enne lehüm ma fiyl Ardı cemiy’an ve mislehu meahu liyeftedu bihi min azabi yevmil kıyameti ma tukubbile minhüm* ve lehüm azabün eliym

Şüphesiz, küfretmiş olan şu kimseler; bütün yeryüzündekiler ve onunla birlikte bir o kadarı daha, kıyâmet gününün azabından kurtulmalık vermek için kendilerinin olsa, onlardan kabul edilmez. Ve onlar için can yakıcı bir azap vardır.


Maide;37: Yüriydune en yahrucu minen nari ve ma hüm bi hariciyne minha ve lehüm azabün mukıym

Onlar, ateş'ten çıkmak isterler. Ama oradan çıkanlar değillerdir. Ve onlar için devamlı bir azap vardır.

Bu âyetlerde de uyarılar devam etmektedir:

• Mü’minler, felâha ermek [kurtulmak, zafer kazanmak, durumlarını koruyabilmek] için, Allah'a takvâlı davranmalıdır.

• Allah'a yaklaştıracak şeyleri aramalı, O'nun rızasını kazandıracak her türlü aracın peşinden koşmalı ve O'nun yolunda gayret göstermelidirler.

• Yeryüzündekilerin tümü ve onunla birlikte bir o kadarı daha küfredenlerin olsa ve kıyâmet gününün azabından kurtulmak için fidye olarak verseler, onlardan kabul edilmez ve onlar için can yakıcı bir azap vardır.

• Onlar, ateş'ten çıkmak isterler. Ama oradan çıkanlar değillerdir. Ve onlar için devamlı bir azap vardır.


وسيلة [vesîle], “kendisiyle bir başkasına ulaşılan, yaklaşılan şey” .
demektir.


Burada, mü’minlerden, kendilerini Allah'a yaklaştıracak ameller işlemeleri istenmektedir.

Kişiyi Allah'a yaklaştıracak amelleri de şu âyetlerden öğrenebilmekteyiz:

Hayır, hayır! Ona itaat etme! Secde et [teslim ol, boyun eğ] ve yakınlaş. (Alak/19)
Ve sizi huzurumuza yaklaştıracak olan, mallarınız ve evlâtlarınız değildir. Ancak kim iman eder ve sâlihâtı işlerse, işte onlar; kendileri için yaptıklarına karşı kat kat karşılık olanlardır. Ve onlar yüksek köşklerinde güven içindedirler. (Sebe/37)

Yine bedevî Araplardan kimi de vardır ki, onlar, Allah'a ve âhiret gününe inanır ve harcadığını Allah katında yakınlıklar ve Elçi'nin destekleri edinir [sayar]. Gözünüzü açın! Şüphesiz bu, onlar için bir yakınlıktır. Allah onları yakında rahmetine girdirecektir. Şüphesiz Allah gafûr'dur, rahîm'dir. (Tevbe/99)


Şüphesiz şu, Rabb'lerinin haşyetinden [Rabb'lerine duydukları derin hayranlık ve saygı sonucu O'ndan uzaklaşma korkusundan] tirtir titreyen kimseler, Rabb'lerinin âyetlerine inanan kimseler, Rabb'lerine ortak tanımayan kimseler, şu, şüphesiz kendileri, Rabb'lerine dönecekler diye verdiklerini kalpleri ürpererek veren kimseler; işte onlar, iyiliklerde yarışanlardır ve onun [iyilikler] için önde gidenlerdir. (Mü’minûn/57-61)

Muhâcir ve Ensâr'dan ilk önce öne geçenler ve iyileştirme-güzelleştirme ile onları izleyen kimseler; Allah onlardan razı oldu, onlar da O'ndan razı oldular. Ve O [Allah], onlara, içlerinde temelli kalıcılar olarak altlarından ırmaklar akan cennetler hazırladı. İşte bu, büyük bir kurtuluştur. (Tevbe/100)

Öne geçenler de, öne geçenlerdir. İşte onlar [öne geçenler], yaklaştırılanlardır. (Vâkıa/10-11)

Ve yeryüzünde hiçbir dâbbeh/canlı yoktur ki, rızkı Allah'a ait olmasın. O [Allah], onun yerleşik yerini de geçici bulunduğu yeri de bilir. Hepsi apaçık bir kitaptadır. (Hûd/6)

Ve andolsun ki, Biz, sizi güçlü kılmadığımız şeylerde onları güçlü kılmıştık [size vermediğimiz imkânları onlara vermiştik]. Onlara da kulaklar, gözler ve duygular kılmıştık [vermiştik]. Buna rağmen kulakları, gözleri ve duyguları onlara hiçbir fayda sağlamadı/kendilerinden hiçbir şeyi uzaklaştıramadı. Çünkü onlar Allah'ın âyetlerini bile bile inkâr ediyorlardı. Alay etmekte oldukları şey de onları sarıp kuşatıverdi. (Ahkâf/26)

Hayır, hayır! “Ebrâr”ın kaydı, kesinlikle illiyyîn'dedir. –İlliyyîn'in ne olduğunu sana ne bildirdi?– Yaklaştırılmışların tanık olduğu rakamlanmış/yazılmış bir kayıttır! Şüphesiz ki “ebrâr”, elbette, naim'in içindedirler, tahtlar üzerinde beklenti içindedirler. Yüzlerinde nimetin aydınlığını görürsün. Onlar, mühürlü saf bir içkiden sulanırlar. Ki onun mühürü/neticesi misktir. Karışımı tesnim'dendir. Yaklaştırılmışların içecekleri bir pınardandır. –Artık yarışanlar, işte bunda yarışmalıdırlar.– (Mutaffifîn/21-28)

Bazıları, buradaki vesîle sözcüğüne, “Allah'a götürecek, Allah ile kul arasında aracı olacak mürşit” manası vermektedirler, ki bu, tevhid ile bağdaşmayan, şirk içeren bir anlayıştır:

Dikkatli olun, hâlis din sadece Allah'a aittir. O'nun astlarından birtakım velîler edinenler, “Onlar [Allah'ın astlarından edindiğimiz velîler] bizi Allah'a daha fazla yaklaştırsın diye biz onlara tapıyoruz.” Şüphesiz kendilerinin ihtilaf edip durdukları şeylerde, onların arasında Allah hüküm verecektir. Şüphesiz Allah, yalancı ve çok nankörün ta kendisi olan kişilere kılavuzluk etmez. (Zümer/3)

Ölü veya diriyi, peygamber veya sâlih kulu Allah'a aracı yapmaya kalkmak şirktir.
Şurası da unutulmamalıdır ki, Allah'a vesile arama yükümlülüğü, sadece Müslümanlar için değil, Peygamber için de geçerlidir. Zira Peygamber de bu âyetin muhatabıdır. Kişiler vesile oluyorsa, peygamberler kimi vesile edineceklerdir?


Kusursuzluk sadece Alalh'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
dost1 Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 4 Kisi:
Barış (7. January 2011), hiiic (7. January 2011), Miralay (5. January 2011), snobyx (5. January 2011)
Alt 5. January 2011, 07:16 AM   #8
Miralay
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: May 2010
Mesajlar: 568
Tesekkür: 4.080
276 Mesajina 635 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
Miralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud of
Standart

Öncelikle dost1 beyfendinin yazdıkları, herşeyi yeterince açıklamış olarak düşünüyorum.

Mavi yazılar bana aittir.

Alıntı:
ebu Maruf Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Dostum bahsettiğim şey insanların telsis inancından kurtulup tevhid dinine girip ALLAH için namaz kılmalarıdır.
Ben tasavvufta hiç bir ulemanın falanca şeyh ALLAHın oğludur yada falanca Şeyh 2. bir ilahdır Öncelikle burada duralım isterseniz. Hangi tasavvuf kitabını açıp okuyacak olsanız; Ricalül gaybın yani Gavsların ,kutupların,Allah dostu olarak bilinen zatların Haşa! Cenabı Allah'ın yardımcısı olarak tabiat olaylarına tasarrufları olduğu;Kur'anda "Biz" diye geçen yerlerde bu zatları kastettiğini görürsünüz.yada Falanca Şeyhe ibadet edin,secde edin v.s emirler duymadım.evet hiçbir tarikatte öyle bir emir verilmez. Ama nedense uygulamada hiç te öyle olmadığına siz bile şahit olmuşsunuzdur. Şeyhin huzurunda el pençe divan durmalar. Şeyhinin gözüne bakmaktan korkmalar (direkt gözlerine bakarsan,nazarıyla seni yakar,kül edermiş),şeyhin türbesinde yapılan sapkınlıklar,türbede (merkadda) ibadet ettikten sonra anarya vites geri geri çıkmalar...vs Size göre vesilelerin hepsine tutunmak şirk olabilir.Bana göre vesile sadece araçtır amaç için kullanılır.Sizin bakış açınızdan bakıldığı zaman para kullanmakda şirktir.Doğru söylüyorsunuz. Her neyi araç olmaktan çıkarıp,amaç haline getirmişsek; o bizim putumuz olmuştur. Tasavvuf kitaplarında geçer mi,geçmez mi yorumu size bırakıyorum ama; uygulamada acaba şeyh araç mıdır,yoksa amaç mıdır? Yorum sizin.
Doktora gitmekte şirktir.
Zira para sayesinde bir şey satın alındığı sanılıyor yada doktor sayesinde şifa bulunduğuna inanılıyor.
Halbuki Rabbim senin mal sahibi olmanı murad etmişse onu satın alman için sana para nasip ediyor yahut iyileşmeni murad etmişşe doktoru vesile ediyor bunlar farklı şeylerdir.
Bu durumda bana söylermisin sen doktora gitmiyormusun?

Lat,menat,uzza,hubel'i de Kabe'ye getirenler de belki iyi niyetlilerdi."Ne var canım bunda bunlar para kazanma amacımız için araçtırlar" bile demişlerdir.
Sonuçta ne oldu? Gerçekten asıl amaç olan rant geliri araçları; başka insanlar için amaç oldular.

Put deyince hemen aklımıza heykeller gelmesin. Yukarıda da belirttiğim gibi; birşeyler bizim için araçsa sorun yok; amaaaa! eğer amaç haline dönüşmüşse o zaman farketmeden şirk bataklığına gömülüyoruz demektir.Bu ince çizgiyi kaybetmememiz lazımdır.

Tarikatte her gün letaifleri çekerken sıkça tekrarlanan,"İLAHİ ENTE MAKSUDİ VE RIDAKE MATLUBİ" yani "İlah'ım,Allahım maksadım,amacım sensin ve rızana talibim" ilkesine sadık kalarak,sadece Allah'ı maksat yani amaç edinenlere ne mutlu. Onlara selam olsun.
Miralay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Miralay Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 4 Kisi:
Barış (7. January 2011), FEDAKARADAM (22. April 2011), kamer (8. January 2011), snobyx (5. January 2011)
Alt 5. January 2011, 10:33 AM   #9
ebu Maruf
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 111
Tesekkür: 18
39 Mesajina 55 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
ebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud of
Standart

Alıntı:
Miralay;7911Öncelikle burada duralım isterseniz. Hangi tasavvuf kitabını açıp okuyacak olsanız; Ricalül gaybın yani Gavsların ,kutupların,Allah dostu olarak bilinen zatların Haşa! Cenabı Allah'ın yardımcısı olarak tabiat olaylarına tasarrufları olduğu;Kur'anda "Biz" diye geçen yerlerde bu zatları kastettiğini görürsünüz.
[B
Nickli Üyeden Alıntı
Dostum bakın tasarrufla maliklik farklı şeylerdir.
Tasarrufu siz maliklik olarak algılarsanız o zaman bu düşüncenizde haklısınız.Lakin mülkiyet sahibi olmakla ona emanet edilen nimetin tasarrufunda olmak farklı şeylerdir.
ALLAHU TEALA 2. ilahdan bahsederken bakın ben bunu bir ayeti kerime ışığında izah etmeye çalışıyım.
Bakara 253
O peygamberlerin bir kısmını diğerlerinden üstün kıldık. Allah onlardan bir kısmı ile konuşmuş, bazılarını da derece derece yükseltmiştir. Meryem oğlu İsa'ya açık mucizeler verdik ve onu Ruhu'l-Kudüs ile güçlendirdik. Allah dileseydi o peygamberlerden sonra gelen milletler, kendilerine açık deliller geldikten sonra birbirleriyle savaşmazlardı. Fakat onlar ihtilafa düştüler de içlerinden kimi iman etti, kimi de inkar etti. Allah dileseydi onlar savaşmazlardı; lakin Allah dilediğini yapar
.
Bakın bu ayeti Kerimedede belirtildiği gibi ALLAH c.c peygamberine a.s mücizeler veriyor.
Bunu kullanmasa anlamı yoktur.Kullanırsa siz ilahlık taslama diyorsunuz ki bu yanlıştır.
Onun yaptığı şeylerden dolayıda onu ilah sanmakta yanlıştır.
İlahlık kavramı başka hiç bir şeye ihtiyac duymadan güçlere sahip olmak demektir.
Halbuki ne peygamberler nede evliyaullah o şekilde iddada bulunmaz aksine nimetin ALLAH dan geldiğini belirtir.Bu konu başlığı altındaki izahatta yapıldığı halde bunun ilahlık taslama olarak algılanmasının sebebini inanınki anlayamadım.
İnsan kendisi ALLAHın izni olmadıktan sonra yürüyebilirmi?Mümkün değildir.Fakat insanların bir çoğu yürüyor.Ve de yürüme yeteneği onlara ALLHU EALA istedikleri gibi tsarrufda bulunsun diye verilmiş.
Siz hiç diyebilirmisiniz şimdi insan yürüyerek ilahlık taslıyor.Lütfen biraz mantıklı bakalım olaylara.
Bize zahir olayların dışındaki kereamet yada mücizelerin yani olağan dışı algılanan meslelerin ilahlık olarak algılanması belki şunu atladığımızdan kaynaklanıyor olabilir.
Bizde öyle şeyler olmuyor ya bunlar olagan üstü insanlar olağan üstü insanlarda ilah olur haşa.
Halbuki bakın insan diyoruz.
İnsan ise yaratılmıştır.Yaratıln ilah olamaz.
[/b]
yada Falanca Şeyhe ibadet edin,secde edin v.s emirler duymadım.evet hiçbir tarikatte öyle bir emir verilmez. Ama nedense uygulamada hiç te öyle olmadığına siz bile şahit olmuşsunuzdur. Şeyhin huzurunda el pençe divan durmalar. Şeyhinin gözüne bakmaktan korkmalar (direkt gözlerine bakarsan,nazarıyla seni yakar,kül edermiş),şeyhin türbesinde yapılan sapkınlıklar,türbede (merkadda) ibadet ettikten sonra anarya vites geri geri çıkmalar...vs Size göre vesilelerin hepsine tutunmak şirk olabilir.Bana göre vesile sadece araçtır amaç için kullanılır.Sizin bakış açınızdan bakıldığı zaman para kullanmakda şirktir.Doğru söylüyorsunuz. Her neyi araç olmaktan çıkarıp,amaç haline getirmişsek; o bizim putumuz olmuştur. Tasavvuf kitaplarında geçer mi,geçmez mi yorumu size bırakıyorum ama; uygulamada acaba şeyh araç mıdır,yoksa amaç mıdır? Yorum sizin.
Dostum şeyhi araç olmaktan çıkarıp amaç yapan kişi ister tasavvufta olsun ister haniflerde olsun ister şu cemaatte farketmez o kişi şirke doğru ilerler ALLAH MUHAFAZA.
Rabbim bütün kardeşlerimizi ve bizleri korusun.
Lakin bu olayı genelleme öyle düşünüyor olarak algılayıp top yekun onları zan altına koymak niyet okuyuculuğudur.
Halbuki kalblere tam anlamıyla vakıf olan ancak ALLAH c.c dır.
Bizler için bağlayıcı olan şahsın söyledikleridir
.




Lat,menat,uzza,hubel'i de Kabe'ye getirenler de belki iyi niyetlilerdi."Ne var canım bunda bunlar para kazanma amacımız için araçtırlar" bile demişlerdir.
Sonuçta ne oldu? Gerçekten asıl amaç olan rant geliri araçları; başka insanlar için amaç oldular.
Dostum niyet okuyuculuğu yapmamak gerekli bunu ALLAH bilir asıl olan yol olarak tevhid yolunda olup olmamakdır.
Tevhid yolunda olupda sonra küfre giren Belamda Ayeti kerimede anlatılır.İş tevhid inancının belirlenmesindedir.Bize Göre Tevhid inancını açıklayan bir konu başlığında bu meseleyi daha detaylı müzakere edlim.Lakin inanki konumuz hadislerin gerekliliği yada gereksizliği olduğu halde döndü dolaştı akaide geldi.Konuları iyi müzakere edmiyoruz.Muallakda kalıyor
.

Put deyince hemen aklımıza heykeller gelmesin. Yukarıda da belirttiğim gibi; birşeyler bizim için araçsa sorun yok; amaaaa! eğer amaç haline dönüşmüşse o zaman farketmeden şirk bataklığına gömülüyoruz demektir.Bu ince çizgiyi kaybetmememiz lazımdır.
Haklısın dostum nefse tapmakda şirktir.Şeyhe tapmakta.İlmine tapmakda.heykele tapmakta.

Tarikatte her gün letaifleri çekerken sıkça tekrarlanan,"İLAHİ ENTE MAKSUDİ VE RIDAKE MATLUBİ" yani "İlah'ım,Allahım maksadım,amacım sensin ve rızana talibim" ilkesine sadık kalarak,sadece Allah'ı maksat yani amaç edinenlere ne mutlu. Onlara selam olsun.
selam

Dostum şeyhin tasarrufu noktasında bir örnek vereyim.
Ben şeyh değilim lakin başımdan geçen bir olayı anlatayım.
Bir ara bir kaç arkadaşla oturuyoruz.Bir pekmez kavanozu geldi.Yanımdaki arkadaşların bir kısmı hariç çoğunluğu benden fiziksel olarak daha iri ve güçlü hepsi uzun süre açmaya çalıştılar fakat bir türlü açılmadı.Sonra Hacı sende bir dene dediler.
Bende aynen şöyle düşündüm.
ALLAHın ismini duyan her varlık nasılki acziyete düşer ve nasılki her molekul ve atom Rabbimin ismine ve emrine itaat eder.
Bismilahil -Kadir dedim ve hiç zorlanmadan kavanoz açıldı.Belki elimi bile dokundurmamışımdır.Bunu bir kaç kez yaşadım.Kardeşlerimede tavsiyede bulundum.Sizede tavsiye ederim.
Şimdi ben insanlara göre olağan üstü olarak kabul edilen bu olayı yani keramet yada ismi her neyse kendi gücümlemi yaptım.Yoksa ALLAHU TEALA nın lutfuylamı.
ALLAHın lutfuyla olduğu aşikardır ki ALLAH ın ismini kullanıyorum.
Ben buna ALLAHın verdiği ilimden istifade etmek derim.Ben açıl kavanoz açıl sana emrediyorum deseydim kavanozda açılsaydı kendimden sanırdım ALLAH Muhafaza o zaman sakatlarda olurdum.
İşte evliyaullahda maddelere üzerinde tasarruf kullanırken Rabbimin isimlerini kullanırlar.Bunu kötü niyetle yapmaya kalkanlar ise Belam ibni Baura gibileridir.Nasılki ALLAHın ilmini hikmetini ismi azamı nefsani duyguları için kullandı başına gelenler ayetlerde sabit.
Fakat o dahi ilahlık taslamamıştır zira ALLAHın ismini kullanmıştır.
İsa a.s Ölüleri dirilmek için ne kullanırdı kun bi iznillah.
Şimdi İsa a.s Efendimiz ilahlıkmı tasladı.ALLAHU TEALAnın ona öğrettiği ilimden istifade ederek tasarrufta bulundu.

Konu ebu Maruf tarafından (5. January 2011 Saat 10:44 AM ) değiştirilmiştir.
ebu Maruf isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
ebu Maruf Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Miralay (5. January 2011)
Alt 5. January 2011, 10:56 AM   #10
Miralay
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: May 2010
Mesajlar: 568
Tesekkür: 4.080
276 Mesajina 635 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
Miralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud of
Standart

ebu Maruf kardeşim

O kavanozu açarken bismillahil-Kadir değil de, şeyhimin himmetiyle deseydiniz şirke bulaşmış olmaz mıydınız?

Asıl anlatmak istediğim konu şudur. Siz hasta olsanız,şifa bulmak için doktora mı gidersiniz,yoksa Allah dostu diye bildiğiniz şeyhinizden medet mi istersiniz?

Tamam ikisi de tevessüldür. şirkle arasında çok ince bir çizgi vardır. Birincisi doktor,cenabı Allah'ın halkettiği tıp ilmini sünnetullah gereği kullanıyor.
Diğerinde ise,evinizde oturup,nasıl olsa şeyhim beni görüyor diyerek,himmet isteyerek şifa bulmaya çalışmaktır.

Doktora gittik. Doktor rabbimin bahşettiği tıp ilminin tüm imkanlarını kullandı. Lakin çare bulamadı. Elini açarsın rabbime dua edersin. Daha da olmadı. Haaa o zaman salih,sadık,takva ehli güzel bir müslüman kardeşinin yanında kendin için cenabı Allah'tan dua etmesini rica edersin. Zaten rızkın dolmuş,ömrün bitmişse hiçbirşey çare olmaz.

Yine de elimizdeki tüm çareleri deneyip,çaresizlik anında ya da daha evvel de olur durmadan tazarru,niyaz eylersin.

Rabbim tüm çareleri halkedendir.

Konu Miralay tarafından (5. January 2011 Saat 10:59 AM ) değiştirilmiştir.
Miralay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
anlamak, hadislere, için, ihtiyaç, kuranı, varmıdır


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 09:26 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam