hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > İMAN > Peygamberlere İman > Kuran'da adı geçen Peygamberler > Adem Peygamber

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 17. August 2017, 09:54 AM   #1
yolcu42
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Oct 2016
Mesajlar: 208
Tesekkür: 25
34 Mesajina 37 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 18
yolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud of
Standart adem(as) dan öncesi(iblisin krallığı)

Slm.bakara 30 ayetinden adem (as) öncesini anlamaya çalışabilirmiyiz bakalım.katkılarınızı bekliyorum.
1.meleklerin"yeryüzünde kan dökecek birini mi yaratacaksın"demesi yeryüzünde bugün ki gibi kanlı yaşam formlarının yaşadığının bir kanıtı olabilir mi?

2.yeryüzünde halife yaratılmasını melekler kan dökecek kaos çıkaracak biri olarak görüyor
Oysa bir yere yönetici atamak oranın ıslah edilmesini sağlar.şayet orda zaten bir yönetici varsa çift yönetim savaşlara zemin hazırlar.acaba daha önce yeryüzünde bir yönetici varmıydı?

3."ademe bütün isimleri öğretti" cümlesinde "bütün" için "he" zamiri kullanılıyor(akılsız varlıklar için)
Onları meleklere arzetti "cümlesinde "onlar" için "hüm" zamiri kullanılıyor(akıllı varlıklar için)arapça bilenler fikirlerini paylaşırsa sevinirim.
Melekler biz senin öğrettiğinden başkasını bilmeyiz"diyor
Acaba adem(as)in özelliği analitik düşünebilmesimiydi.


5.adem için secde etmek acaba onun yöneticiliğini tanımak mı.çünkü yusuf100 de anne baba kardeşlerinin yusuf için secde ettikleri var.onun yöneticiliğini kabul etmek olabilir mi.

6.kuranda cehennem tabirleri bazı ayetlerde
Hümeze6 "fuadlara işleyen ateş."
Nisa56 "derileri yandıkça derilerini değiştiriz." ayetinde geçtiği gibi derileri yakan ateş vb. gibi ifade edilir.(yalnız derinin yanıp et ve kemiğin yanmaması güneş ışığı ile olabilir mi?)
Acaba biz kendimiz mi cehennemi hazırlıyoruz?
Savaşlar... ve sonuç: yürek yangınları.
"Tüketim çılgınlığı,aşırı tüketim ve sonuç: sera etkisi ve küresel ısınma ve böylece derilere işleyen ateş yüzünden bazen sokağa bile çıkamama.
(rum41)insanların kendi işledikleri yüzünden karada ve denizde fesad(kaos) çıktı.
(Rahman7-8)göğü yüksetti mizanı koydu.mizanı bozmayın diye.
(kaynakların israf edilerek aşırı tüketimi,fabrikalar,nükleer silahlar vb. sonuç: Atmosferde biriken gazlar.sonuç:ölçüsü bozulmuş gök ve sera etkisi küresel ısınma.

(tekasur5-6 ) eğer bilseydiniz cehennemi görürdünüz.

7.Acaba bu dünya cennet ve cehennem hayatının fragmanı mı. Acaba iblisin (sözde) kralığında allahın kurallarını görmeyerek yaşarsak ne olacağını mı görüyoruz.

Belki de Allahın halis kulu olmak için dünyada staj görüyoruz. Stajyer kullarız belki de. Adaleti gözeten,yardımsever,mütavazı,Allahın emirlerine uyan,cennette kaos çıkarmayacak vb.gibi özellikleri kazanabilirsek halis kullar arasına girebileceğiz belki.

8.Genel kanı,daha önce cinler alemi vardı. onlarda ateştendi.Katılıyorum fakat o ateş bizim algıladığımız ateş olmayabilir.
Kimya dilinde ateş(yakıcı madde) oksijendir.Canlılar hücrelerinde onu yakarak yaşamını sürdürür.Ve yeşil bitkilerdeki ve tek hücrelilerdeki klorofille üretilir.
(yasin80).Size yeşil ağaçtan ateş çıkaran odur.Siz ondan yakıyorsunuz."
Canlılığın devamı için"üreme,besin,su,oksijen"gerekir.
Vakıa58-72 arasını okursanız burada geçen ateşin aslında oksijen olabileceğini görebilirsiniz.
Vakıa73 de çölden gelip geçenler diye bişey yok.arapçasına bakın.(mügvin gaviy kelimesinin türevidir.gaviy=güç demektir.güç ve enerjinin eşanlamlı olduğunu düşünürsek,mitokontrinin görevi oksijenle enerji(atp) üretmektir.
Ve kuranda cinlerin ateşten yaratıldığı geçmez. ateşten yaratılan cann dır(hicr27-rahman15 arapçasına bakın.).sadece şu var. araf12 iblis''beni ateşten yarattın''der. sonra kehf50 ''iblis cinlerdendi''der. peki arapça bilenler cevaplarsa sevinirim kehf50 (kene minel cinni=iblis cinlerdendi)ve başka ayette bakara34 (kene minel kafirin=iblis kafirlerden oldu) .İkisi de aynı kalıp.peki (iblis cinlerden oldu) manası olabilir mi.daha önce melekti büyüklenip rabbine isyan edince mi cinlerden oldu acaba.

9.bir de beşer kelimesi var. dikkat edin kuranda hep "ey insanlar" der."ey beşerler" demez.
ve peygamberlere hep "o da bizim gibi bir beşer" derler.hiç "o da bizim gibi bir ins veya insan " demezler.
beşer=et kemik kanla bildiğimiz dış görünüş
insan=vasıf duygular karakter gibi.bizi diğer canlılardan ayıran insan yapan özellikler(düşünme edepli olma,hırslı,aceleci,....)
Beşer=donanım.
İns-cin-insan=yazılım.
olabilir mi acaba?

En doğrusunu allah bilir

Konu yolcu42 tarafından (9. February 2018 Saat 06:08 PM ) değiştirilmiştir.
yolcu42 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
yolcu42 Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
dost1 (21. August 2017)
Alt 18. August 2017, 07:24 PM   #2
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Yukarıdaki yazıyı doğru yanıtlayabilmek ve kişileri doğruya ulaştırabilmek için ilk önce dinsel yayınların başat kitabı 'İşte Kur'an/Tebyin'ül Kur'an"dan Bakara 30 ve insanın; dikkat edin canlı bir varlık olarak değil de, evrilmiş ve bir insana dönüştürülmüş bir şekil olarak, onun da ötesinde halife olarak yaratılıyor olması ile ilgili kısım çok dikkatli okunmalıdır. İlgili kısımı vereceğim.
Sayın Eliaçık'ın da bu yönde yazısı var. Aynılık(destek) görülsün diye bir zamanlar bu siteye bir makalemde o yazıyı aktarmıştım.

Sonra "halife"nin ne olduğunu öğrenmek gerekiyor.
Halife, İslam tarihindeki hani var ya dört tane mostralık ve de benzetmeleri işte o ve o görevi üstlenmişler değil.
Allah tarafından gorevlendirilmediklerinden dolayı(Peygamber olamayacaklarından) görevli de değiller. Çünkü görevi ancak Allah verir. O görev de Peygamberliktir.
Devlete HİZMET görevi Kur'an'da ancak halkın seçimi ile elde edilebilir ve seçilen ancak toplumun talimatlarıni yerine getirilebilir.

Yani halifelik onların masalları değil. Onlar, İslam=Selam=Barış olmasına rağmen savaşçı, işgalci, haraççı, can alıcı.... vs insanlardı. (Tarihten sayfalar.)

İşte vereceğimi söylediğim ilgili kısım: (bu kısımda geçen 'yapacağım' veya 'yapacaksın' ifadelerinin zaman anlatımlarını tartışabiliriz)

"Bakara-30.-: Ve bir zaman Rabbin, meleklere, “Ben yeryüzünde bir halîfe kılıcıyım [yapacağım]” demişti. Onlar [melekler], “Orada bozgunculuk yapan, kan döken birisini mi kılacaksın [yapacaksın]? Oysa biz, Seni överek tesbîh ediyor ve Seni takdîs ediyoruz” demişlerdi. O [senin Rabbin], “Ben sizin bilmediğiniz şeyleri çok iyi bilirim” demişti.

31. Ve O [senin Rabbin], Âdem'e o isimlerin tümünü öğretti. Sonra onları meleklere sundu ve “Hadi, haber verin Bana şunların isimlerini, eğer doğru kimseler iseniz” dedi.

32. Onlar [melekler], dediler ki: “Sen her türlü noksanlıktan münezzehsin! Senin, bize öğretmiş olduğunun dışında bizim için bilgi diye bir şey yoktur. Şüphesiz Sen, en iyi bilenin, en iyi yasa koyanın ta kendisisin.”

33. O [senin Rabbin], dedi ki: “Ey Âdem! Haber ver onlara; onların adlarını.” Sonra da o [Âdem], onlara, onların adlarını haber verince, O [senin Rabbin], “Dememiş miydim Ben size! Şüphesiz Ben, göklerin ve yerin gaybını bilirim. Ve Ben, sizin açığa vurduklarınızı ve sakladıklarınızı bilirim” dedi.

Bu âyet grubunda, insanların evrendeki konumuna ilişkin temsîlî bir açıklama yapılmakta; insanın ilk yaratılışı değil, dünyadaki bilgilenme ve güçlenme süreci anlatılmaktadır. Bu açıklamalar, temsîlî anlatım tekniğiyle canlı bir piyes sahnesi gibi sunulmuştur. Bir sahne, sahnede de aktörler [Allah, melekler ve Âdem] vardır, aralarında konuşuyorlar.

Bu bölüm iki sahneden oluşuyor:

SAHNE 1

Allah:

-- Ben yeryüzünde bir halîfe kılıcıyım [yapacağım].

Melekler:

-- Orada bozgunculuk yapan, kan döken birisini mi kılacaksın [yapacaksın]. Oysa biz, Seni överek tesbîh ediyor ve Seni takdîs ediyoruz.

Allah:

-- Ben sizin bilmediğiniz şeyleri çok iyi bilirim.

Allah Âdem'i, bilgilenme sürecinden geçirmiş, ona eşyayı ve isimlerini tanıtmıştır. İsim, müsemmayı [adı taşıyan varlığı] ifade eder. Demek oluyor ki Allah, Âdem'in aklını-fikrini, zekasını geliştirmiş, o da varlıkları tanımış ve onların özelliklerine göre birer isim vermiştir. Varlıkların isimleri, anlam ve ses itibariyle varlıkların özelliklerine göre verilir. Meselâ; taş, kaya, demir (aslı, temur'dur), çelik gibi isimler, bir yandan onların sertlik özelliğini ifade ederken, diğer yandan da sert harflerle [seslerle] telaffuz edilmiştir. “Yağ” ise, yumuşak bir varlık olduğundan yumuşak seslerle isimlendirilmiştir. İnsanlığın diline kazandırılan yeni isimlerin tümü, o varlığın özelliğine uygun olarak verilmektedir. Varlığın özelliği bilinmediği takdirde, varlığa verilen isim uygun düşmeyecektir. Artık, insan türü [Âdem] bilgili, bilgilenen bir konumdadır. Bu sürecin ne kadar zaman aldığı Kur’ân'da bildirilmemiştir. Bu süreç belki yüzbinlerce, belki milyonlarca yıl sürmüştür. Bu bilgilenme, daha evvel “Rûh üfürme olarak açıklanmıştı.[11]

SAHNE 2

Allah, Meleklere:

-- Hadi, haber verin Bana şunların isimlerini, eğer doğru kimseler iseniz.

Melekler:

-- Sen her türlü noksanlıktan münezzehsin! Senin, bize öğretmiş olduğunun dışında bizim için bilgi diye bir şey yoktur. Şüphesiz Sen, en iyi bilenin, en iyi yasa koyanın ta kendisisin.

Allah:

-- Ey Âdem! Haber ver onlara; onların adlarını.

Âdem, hepsinin ismini bildirir.

Allah:

-- Dememiş miydim Ben size! Şüphesiz Ben, göklerin ve yerin gaybını bilirim. Ve Ben, sizin açığa vurduklarınızı ve sakladıklarınızı bilirim.

Sahne burada kapanır.

Pasajın doğru anlaşılması için öncelikle خليفة [halîfe] sözcüğünün iyi bilinmesi gerekir. Halîfe, “birinin ardından onun yerine gelen, geçen” demektir. Bununla ilgili geniş açıklama Sâd sûresi'nin sonunda mevcuttur.[12] Buradan, insanlardan evvel dünyaya egemen olan bazı varlıklar olduğu anlaşılıyor. Allah onların egemenliğini sona erdirip onların yerine insanı dünyaya egemen kılmıştır.

Âyetlerden açıkça anlaşıldığına göre insan, bilgilenmezden evvel yeryüzünde kan döken ve fesat çıkaran bir yaratık konumundaymış. Bu demektir ki bilgiden uzaklaştığında insan yine kan döken ve fesat çıkaran bir varlık konumuna dönmektedir.

Âdem'in bilgilenmesi, başka âyetlerde, “Âdem'e rûh üfürülmesi” olarak geçer. Meleklerde bilgilenme istidadı yoktur, zira Allah onları robotvari yaratmıştır. Dolayısıyla onlar, yaratılış programı çerçevesinde varlıklarını sürdürürler.

Buradaki meleklerin –ki ملك[milk] kökünden türemiştir– “doğal güçler” olduğunu unutmayalım. Melek kavramı ile ilgili detaylı bilgi birçok yerde verilmişti.

34. Ve hani Biz, meleklere, “Âdem'e secde edin [boyun eğin, teslim olun]” demiştik de İblis dışında melekler hemen secde etmişti [boyun eğmişti, teslim olmuştu]. O [İblis] yan çizdi, büyüklendi. Ve o kâfirlerden idi.

Bu âyette ise, Sâd, A‘râf, Tâ-Hâ, Hicr ve İsrâ sûrelerinde detaylı olarak sunulan başka bir temsîlî anlatıma gönderme yapılmaktadır. Konu Sâd sûresi'nde detaylı bir şekilde verilmişti. Sâd sûresi'ndeki pasajın tahlilini burada da naklediyoruz:

Hani Rabbin bir zaman meleklere, “Şüphesiz Ben çamurdan bir beşer yaratıcıyım. Onu tesviye edip(sağını-solunu yontup, şekil verip düzenleyeceğim), rûhumdan kendisine üflediğim zaman derhal ona secdeye kapanın” demişti. (Sâd/71-72)

71-85. âyetlerin oluşturduğu pasaj da bağımsız bir necm olup insan soyunun ilk yaratılış aşamalarına dair özellik arzeden noktalar Kur’ân'da ilk kez bu pasajda yer almıştır. Daha sonra A‘râf, Hicr, İsrâ, Kehf ve Bakara sûrelerinde de değinilen bu konuya, Kur’ân'ın iniş sırasına göre ilk defa bu sûrede yer verildiğinden, biz de ayrıntılı tahlilimizi burada yapacak ve konu ile sonraki karşılaşmalarımızda buraya atıfta bulunacağız.

Hemen belirtmek gerekir ki, insanoğlunun yeryüzündeki sorumluluk sınavının nasıl başladığı ile ilgili olay, burada ve konunun yer aldığı diğer sûrelerde temsîlî olarak anlatılmıştır. Olayın bir tiyatro sahnesi gibi canlandırılarak anlatılması, evrenin, dünyanın ve canlıların varoluş aşamaları hakkında bilgi sahibi olmayanların konuyu iyi anlamalarını sağlamaya yöneliktir.

Konunun Allah, melekler, Âdem ve İblis arasında geçen diyaloglarla anlatılması, olayın tamamen temsîlî olduğunu göstermektedir. Çünkü Yüce Allah'ın bir insanla bu tarz konuşması veya Kendi yarattığı bir şeyin O'na isyan etmesi, bizzat Kendisinin Kur’ân'da bildirdiğine göre mümkün değildir.

71. âyette ifade edilen “çamurdan yaratılış”, “tesviye-bir halden başka bir hale geçirilerek şekillendirerek düzenleme”, “rûhun üfürülmesi”, "eşeysiz üreme/eşeyli üreme" safhaları ve “meleklerin secdesi”, bir anda olup bitmiş olaylar değildir. Kur’ân'da verilen ayrıntılara göre, bu olaylar milyarlarca yıllık bir süreçte gerçekleşmiştir. Yani, bu anlatımlardan, “Allah, melekleri ve İblis'i çağırdığı bir toplantıda, birkaç dakika içinde hemen Âdem'i yaratacağını söyledi ve yaratıverdi. Sonra meleklere secde etmelerini söyledi, onlar da derhal secde ettiler. Ama İblis secde etmedi” şeklinde, her şeyin çok kısa bir zamanda gerçekleştiği anlamında bir sonuç çıkarılmamalıdır."
(YANİ ALLAH KİTABINDA EVRİM ÖĞRETİSİ VERİRKEN .................... . Hah tam da onlar işte.)

Gelelim "Halife" ifadesine.
Onu da lütfen gelecek yazıda ; çünkü çok uzun oldu ki daha yazılacak çok şey var.

Fakat bir şey daha var? "Adem" ne?
İlk insan mı?
İlk Peygamber mi?
Belirli bir dönemin insanını tanıtan/anlatan bir ifade mi?
İnsanlık mı?
Mesela meallerde geçen "adem'in iki oğlu" yukarıda sayılanlardan hangisinin?

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

Konu galipyetkin tarafından (21. August 2017 Saat 04:58 PM ) değiştirilmiştir.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
galipyetkin Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
dost1 (21. August 2017), yolcu42 (19. August 2017)
Alt 19. August 2017, 10:17 AM   #3
yolcu42
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Oct 2016
Mesajlar: 208
Tesekkür: 25
34 Mesajina 37 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 18
yolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud of
Standart

Slm galipyetkin.teşekkürler yorumunuz için.
Sad26 da davud(as)ın halife olduğunu ve adaletle hükmetmesini söyler.halefe kelimesi dediğiniz gibi arda gelen,çeşit anlamında.fakat sonuna "te" eki alınca sad26 da olduğu gibi yönetici-yargıç anlamına geldiğini düşünüyorum.çoğul kulanımlarda bazen haleife(6/165-10/14-10/73) bazen hulefei( 7/69-7/74)-geçmesi bunlarla alakalı olabilir mi?
İnsan olarak zaten bir halife olabilir miyiz.çünkü bütün canlılar(at,eşek,arı,tavuk....vb)tasarrufumuza verilmiş.
tesviye etmek ve evrim konusundaki fikrinizi anlayamadım.bu konuyu açabilir misiniz acaba?
Esenlik sizinle olsun kardeşim.
yolcu42 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 19. August 2017, 12:40 PM   #4
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Bu yönü kısa anlatacağım.
Selam'dan oluşan bir dinde emredici unsur/unsurlar yoktur.
TOPLUM KENDİ KENDİSİNİ İDARE EDER. GEREKİRSE TEMSİL EDİLMESİ" veya o toplumun verdiği kararların uygulanması için" bir kişiyi seçmez, GÖREVLENDİRİR.
O kişi karar makamında değildir.
Kendisini o mevkiye getiren TOPLUMUN temsilcisidir. Alacağı veya vereceği kararlar kendisini seçmiş olan toplumun talimatları dışında olamaz.
Kendisi ne kadar doğru olduğuna inansa dahi kendi düşünce ve fikrini işgal ettiği mevkiide toplumu/devleti bağlayacak şekilde uygulayamaz ve uygulatamaz. Ancak toplumun görüşüne sunar, alabilirse toplumdan "olur" alır, sonra uygular. Aksi ihanettir.
İşte size uygulanması gereken demokrasi ile bu gün yutturulan ve uygulanan demokrasinin farkı.
(Devam edeceğim.)

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

Konu galipyetkin tarafından (19. August 2017 Saat 01:12 PM ) değiştirilmiştir.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 21. August 2017, 09:57 AM   #5
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Evet. Gelelim "halife" ifadesine.

Başka bir sebeple de yakın zamanda yazmıştım ve bu kelimenin ifade ettiği mana"memur"dur demiştim.
Halife=memur

Memur üstünden emir ve talimatlar alıp onlara uygun hareket eden ve onları uygulayandır. O halde Allah ayetinde yaratmakta olduğu halifeyi işaret ederken insanı tanıtmaktadır. Peygamberler dahil her insan bir halifedir Allah'tan emir alır, hayata uygular ve doğuştan taşıdığı melekelerle sosyal yaşamaya yatkındır.
Bundan sapmalar başladığında aralarından seçilen peygamberler vasıtası ile yola getirilirler. Gelmeyenler cehenneme.

Dolayısı ile "halife" ifadesi ihtilaf/ayrılığa düşme'den türetilmiştir. Şu halde ihtilaf iyi yönde de olabilir, kötü yönde de olabilir. Bu bize fıtraten verildiği gibi her türlü bilgi, öğreti ve tecrübe, akıl, vicdan vs..... ile de elde edilebilir, veya önlenebilir. İyisi cennete, kötüsü cehenneme yoldur.

Bizler halifeyi ve halifeliği iyi yönü ile anarız. O nedenle kişi öncekinden devraldığı/halef olduğu görevi daha iyi bir seviyeye getirmelidir ki halifelik hissini taşıyabilsin, huzurlu, mutlu olsun ve kişisel ve toplumsal olarak bu dünyada ve öbür dünyada cennetini yaşasın.
Kim de "İblis" ile işbirliği yapar da işi savsaklar, bozar, çalar, yok ederse, kan dökücü,kaos çıkarıcı olur, halifeliği kötüye kullanırsa tepetaklak olur. Cehennemde hem odunluk, hem de odunculuk yapar.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

Konu galipyetkin tarafından (31. August 2017 Saat 08:31 AM ) değiştirilmiştir.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 25. August 2017, 09:47 PM   #6
yolcu42
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Oct 2016
Mesajlar: 208
Tesekkür: 25
34 Mesajina 37 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 18
yolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud of
Standart

Sorduğum sorulara ve açtığım konuya fazla cvp olmamış fakat
Elinize sağlık "evrim" dışında güzel çalışma olmuş.
Evrim dışında dememin sebebi bana göre evrimin mantıksız olması.
Yanlış anlamayın.
teşekkürler.

Konu yolcu42 tarafından (26. August 2017 Saat 08:02 AM ) değiştirilmiştir.
yolcu42 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 3. September 2017, 04:25 AM   #7
Abdullah Tanrıkulu
Yeni Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2016
Mesajlar: 29
Tesekkür: 9
11 Mesajina 13 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 0
Abdullah Tanrıkulu has much to be proud ofAbdullah Tanrıkulu has much to be proud ofAbdullah Tanrıkulu has much to be proud ofAbdullah Tanrıkulu has much to be proud ofAbdullah Tanrıkulu has much to be proud ofAbdullah Tanrıkulu has much to be proud ofAbdullah Tanrıkulu has much to be proud ofAbdullah Tanrıkulu has much to be proud of
Standart

Allahın meleklerinin, dolayısıyla Allah'ın halifesidir Adem.

Allah'ı ve meleklerini birbiri ile ilgisizmiş gibi düşünmemek gerekir. Tıpkı benim bilincim ile bu yazıyı yazdığım MELEKelerim olan ellerimin ilişkisi gibi. Sonuçta ellerim ben ne istediysem onu yazıyorlar. "Yazmamı istediğiniz" bir şey varsa ellerime değil, bana söyleyin.

Şahsi düşüncem;
BİLİNÇLİ İNSAN'tan önce dünyadaki her şey Allahın koyduğu yasalar doğrultusunda ilerliyordu. Şimdi de öyle gerçi fakat o zamanlar Allahın koyduğu yasalara, AKIŞA müdahale etmeye teşebbüs edecek bir güç (ÖZGÜR İRADE) yoktu. İnsanın evrimsel süreçte bilince, değerlendirme ve karar mekanizmasına, özgür iradeye ulaşması ile HER ŞEYDEN ÖNCE KENDİNE/BİLİNCİNE karşı sorumlu oldu.
Başkasından duymuş olsanız dahi kalbinizden "Bu yapılması gereken bir şey, bu yapılmaması gereken bir şey" deyip de yapılmaması gerektiğini düşündüğünüz bir şeyi yaparsanız ilk ihanet ettiğiniz kişi kendinizsinizdir.

Meleklerin secdesi (İTAATİ) de özgür iradenin Rabbin akışına müdahalesine İZİN verildiğini ve özgür iradenin ana ilahi kanunlar çerçevesinde kendi alanında yaşamı istediği gibi şekillendireceğini ifade eder.

buna benzer şekilde düşünüyorum. En doğrusunu Rabbimiz bilir.

Evrim konusunda şurada görüş belirttim:
http://www.hanifler.com/showthread.php?t=3986

Konu Abdullah Tanrıkulu tarafından (3. September 2017 Saat 04:28 AM ) değiştirilmiştir.
Abdullah Tanrıkulu isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
ademas, dan, öncesi


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 06:05 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam