hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > İMAN > Peygamberlere İman > Kuran'da adı geçen Peygamberler

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 5. May 2013, 01:48 PM   #11
bartsimpson
Super Moderator
 
bartsimpson - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2012
Mesajlar: 963
Tesekkür: 481
200 Mesajina 303 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22
bartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud of
Standart

Olaylara ve konulara "Allah öyle istediği için öyle olmuştur. O her istediğini yapar" diye ucu açık yaklaşımlarda bulunmayı pek benimsemiyorum.

Bunu kabullenirsek soytarının teki çıkar aklımızın açıklayamadığı sihirleri Allah mucizesi diye yutturur ve "Allah öyle istediği için oluyor der" bizde mal mal bakarız.

Sünnetullah kavramına, başta Allah'ın kendisinin karşı gelmeyeceğine inanıyorum...
Neden kendi koyduğu evrensel yasalara karşı gelsin ki ?
Karşı gelecekse neden bu yasaları koydu ?

Ama denirse ki insan da üreme XX+XY kromozomlarının birleşmesi ile olur. Fakat bazı özel şartlarda çok nadir olmakla birlikte ..............

İşte bu dahi Sünnetullah içerisindeki bir yasadır ki Allah'ın kendi yasası ile asla çelişmez.

Nahl (78) Allah sizi, analarınızın karnından siz hiçbir şey bilmez durumda iken çıkardı. Şükredesiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi.

Müminun (78) Halbuki O, sizin için kulakları, gözleri ve gönülleri yaratandır. Ne kadar az şükrediyorsunuz!

Ahkaf (26) Andolsun, size vermediğimiz imkân ve iktidarı onlara vermiştik. Kendilerine kulaklar, gözler ve kalpler vermiştik. Fakat kulakları, gözleri ve kalpleri kendilerine bir yarar sağlamadı. Çünkü Allah'ın âyetlerini inkâr ediyorlardı. Alaya aldıkları şey onları kuşattı.

Mülk (23) De ki: "O, sizi yaratan ve size kulaklar, gözler ve kalpler verendir. Ne kadar da az şükrediyorsunuz!"

Fatır (19) Kör ile gören bir olmaz.

Rad (16) De ki, "Kör ile gören bir olur mu? Ya da karanlıklarla aydınlık bir olur mu? Yoksa Allah'a, O'nun yarattığı gibi yaratan ortaklar buldular da bu yaratma ile Allah'ın yaratması onlara göre birbirine mi benzedi?" De ki: "Her şeyin yaratıcısı Allah'tır. O, birdir, mutlak hakimiyet sahibidir."

Şura (11) O, gökleri ve yeri yaratandır. Size kendinizden eşler, hayvanlardan da (kendilerine) eşler yaratmıştır. Bu sûretle sizi üretiyor. Onun benzeri hiçbir şey yoktur. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.

Ne kadar ilgiinç değil mi? Allah bize sadece kulak, göz ve kalp verdi, insan dediğin bundan ibaret başka birşey yok ?????? Hatta Allah'ın kendisi de yarattığı varlık gibi işitiyor ve görüyor!!!! Hemde "HAKKIYLA"

Gören göz... İşiten kulak... Hisseden kalp... Ne muhteşem bir kombinasyon....

Vallahi bu üçlü kombinasyonu hakkı ile birleştirebilen herkes tüm kainatı açıklayabilir.

O zamana kadar.............
__________________
"Hayat bugündür. Emin olduğun tek hayat. Onu en iyi şekilde yaşa."
bartsimpson isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
bartsimpson Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
mustafabey (5. May 2013)
Alt 5. May 2013, 02:05 PM   #12
merdem
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
merdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud of
Standart

Bart Evladim, o ne bicim söz, Allah tas yapar seni Tövbe de bakim bi güzel.

Saka bir yana, sen de bal gibi biliyorsun "görme istime ve bilmenin" ne oldugunu. Nerden esti aklina birden bire simdi bu sözleri etmek?

Inanki uzaylilar o kücücük yesil antenlerini sallaya sallaya gülüyorlardir halimize

Galip agabeyimiz yine ters ters bakacak bize. olmaz olmaz olmaz böyle sey diye.
merdem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 5. May 2013, 03:39 PM   #13
mustafabey
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2012
Mesajlar: 108
Tesekkür: 19
41 Mesajina 61 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22
mustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud of
Standart

Dini konuları kuranda anlatılan kıssaları anlamada sünnetullaha aykırı sonuçlar çıkarılması ve bu genel olmayan Allahın yaratma sıfatına aykırı hadiselerin, sanki mucizeymiş gibi, akli dayanağı olmayan böyle fenomenlere iman edilmesi gereken durummuş gibi algılamaya insanların zorlanması, akli çözüm yollarının kapanması, düşünemediğimizin bir göstergesidir.
Çözemediğimiz bir durum varsa, kesin Allahın işidir gibi bir anlayış, çözülemeyen konuları Allaha havale etme gibi bir genel anlayışın toplumda hakim olması, aklımızn kör, sağır ve dilsiz olarak kapandığını, yani atalar öğretisinin bizi mühürlediği ve bunlarıda Allahın hükümleri zannetmemiz bizim yanılgılarımızdır. Akıl tutulmasıdır. İslam dini akıl, mantık ve düşünce dinidir. Dini anlamaya çalırken hayali senaryolar kurmamalıyız.

Bedenin yaratılması ve insanın yaratılması ayrı değerlendirilmesi gerekir.
Beden=İnsan değildir.
mustafabey isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 5. May 2013, 03:59 PM   #14
merdem
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
merdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud of
Standart

Alıntı:
mustafabey Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Dini konuları kuranda anlatılan kıssaları anlamada sünnetullaha aykırı sonuçlar çıkarılması ve bu genel olmayan Allahın yaratma sıfatına aykırı hadiselerin, sanki mucizeymiş gibi, akli dayanağı olmayan böyle fenomenlere iman edilmesi gereken durummuş gibi algılamaya insanların zorlanması, akli çözüm yollarının kapanması, düşünemediğimizin bir göstergesidir.
Çözemediğimiz bir durum varsa, kesin Allahın işidir gibi bir anlayış, çözülemeyen konuları Allaha havale etme gibi bir genel anlayışın toplumda hakim olması, aklımızn kör, sağır ve dilsiz olarak kapandığını, yani atalar öğretisinin bizi mühürlediği ve bunlarıda Allahın hükümleri zannetmemiz bizim yanılgılarımızdır. Akıl tutulmasıdır. İslam dini akıl, mantık ve düşünce dinidir. Dini anlamaya çalırken hayali senaryolar kurmamalıyız.

Bedenin yaratılması ve insanın yaratılması ayrı değerlendirilmesi gerekir.
Beden=İnsan değildir.
Güzel bir analizede bulunmussun Mustafabey Kardesim,

Gelelim Meryem ve Isa konumuza. Hangi aciklamalardan cikardin asagidakileri:

-Sünnetullaha aykiri olarak
-Mucize olarak
-Atalarin etkisinde kalarak
-Allah bilir diye Allah'a havale edilerek
-Akla ters düsen

Tüm simdiye kadar Meryem ve Isa hakkinda yazilanlardan neye dayanarak bu analizi yaptin acaba ve senin kendi görüsün nedir onu da biraz aciklarmisin. Sahsi görüslerini paylas lütfen bizlerle.

Selam ve dua ile.
merdem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 5. May 2013, 05:22 PM   #15
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Al'i İmran 59: "Muhakkak ki İsa meselesi Allah katında, Adem meselesi gibidir. O'nu da topraktan yarattı. Sonra da "ol" dedi; O da oluverdi".

Bu ayette Adem'in yaratılışından bahsedildiği zannedilmiştir. Halbuki bu ayette "Ehl'i kitab"ın İsa Peygamber'e ilahlık vermesi ele alınmış ve kınanmışlardır. Onlar sadece babasız olması sebebiyle İsa'ya "ilâhlık" veriyorlardı ve O'nu O'nun hayata geliş tarzını mucize kabul ediyorlardı. Allah da onlara "madem ki size göre "sadece babasız" olan İsa'ya ilahlık veriyorsunuz, mucizevi kabul ediyorsunuz da yine size göre ''hem anasız hem babasız" olan "Adem"e niye ilahlık vermiyor sunuz, mucizevi kabul etmiyorsunuz? O daha layık diyerek yaratılan bir varlığa ilahlık verilemiyeceği ve mucizelere konu olamıyacağı belirtilmektedir. Önceki sayfadaki yazımda geçen İsa İbn Meryem ifadesinin üç ana mesajı da bunun üzerinedir. Ayetteki ''Allah katında'' ifadesine dikkat edilmelidir.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.
(Not: Sayın Kuman sorularına devam et yakında bu siteden kendi kendine bazı cevaplar bulacaksın ; ama lütfen hem kendi kendinle, hem de etrafınla kavga etme; çekiş.Yakında bazı konularda bazı şeyler yazılabilir. merdem dışında kimse kavga etmek istemiyor.)

Konu galipyetkin tarafından (5. May 2013 Saat 11:29 PM ) değiştirilmiştir.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 5. May 2013, 06:59 PM   #16
kuman
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Mar 2013
Mesajlar: 641
Tesekkür: 77
125 Mesajina 170 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22
kuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud of
Standart

sayın galip yetkin,
Bu siteden zaten bir şeyler öğrendim öğrendiklerim mantığıma göre de doğru şeyler. Burda öğrendiklerimi başka yazarlar bilimadamlarının yazdığı şeyler ile de doğruladım. Doğrulamadan beynim asla, kesin olarak kabul etmez.

Benim kavga ettiğim yada edeceğim tartıştığım tartışacağım kişiler belli ortak noktaları olan kişilerdir.

Ben bu vatanı seviyorum, milleti seviyorum, kimse yalan yanlış saçma sapan bir şeyler söyleyemez.

Kaldı ki kimle kavga ettim onuda bilmiyorum.

Yakında bazı konularıda ki bazı şeyleri sabırsızlıkla bekliyorum.

Not: Darıldıysan senin yazdığın yazılara karşı bir şey yazmam benim için sorun değil.

ve ben hala bu notu tam olarak anlayabildiğimi söyleyemem.
kuman isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 6. May 2013, 03:46 AM   #17
merdem
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
merdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud of
Standart

Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Al'i İmran 59: "Muhakkak ki İsa meselesi Allah katında, Adem meselesi gibidir. O'nu da topraktan yarattı. Sonra da "ol" dedi; O da oluverdi".

Bu ayette Adem'in yaratılışından bahsedildiği zannedilmiştir. Halbuki bu ayette "Ehl'i kitab"ın İsa Peygamber'e ilahlık vermesi ele alınmış ve kınanmışlardır. Onlar sadece babasız olması sebebiyle İsa'ya "ilâhlık" veriyorlardı ve O'nu O'nun hayata geliş tarzını mucize kabul ediyorlardı. Allah da onlara "madem ki size göre "sadece babasız" olan İsa'ya ilahlık veriyorsunuz, mucizevi kabul ediyorsunuz da yine size göre ''hem anasız hem babasız" olan "Adem"e niye ilahlık vermiyor sunuz, mucizevi kabul etmiyorsunuz? O daha layık diyerek yaratılan bir varlığa ilahlık verilemiyeceği ve mucizelere konu olamıyacağı belirtilmektedir. Önceki sayfadaki yazımda geçen İsa İbn Meryem ifadesinin üç ana mesajı da bunun üzerinedir. Ayetteki ''Allah katında'' ifadesine dikkat edilmelidir.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.
(Not: Sayın Kuman sorularına devam et yakında bu siteden kendi kendine bazı cevaplar bulacaksın ; ama lütfen hem kendi kendinle, hem de etrafınla kavga etme; çekiş.Yakında bazı konularda bazı şeyler yazılabilir. merdem dışında kimse kavga etmek istemiyor.)
Hugh! Beyaz adam yine güzel konustu!

"Kavga" dan maksadin nedir Galip Agabeyim? Ben Amazonemiyim?
merdem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 6. May 2013, 11:03 PM   #18
merdem
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
merdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud of
Standart Galip Agabeyimin Hatirina....

...kendimi tedavi yollarina yöneleyim dedim... Ätsch!

Merdem kiz ögrenmeye devam ediyor

Olur ya, bu yoldan baskalarina da belki bir faydam dokunur.

Konuyla alakasi yok demeyin, böyle barisci bir peygamberin tavsiyeleriden olabilir, elimizde belgeler yok ama, akil yolu he diyor.


****


Öfke kontrolü nasıl sağlanır?




Zor bir gün geçirdiniz. Eşinizle telefonda atıştınız, en yakın arkadaşınızla bozuştunuz, annenizle tartıştınız. Trafik berbat, sokaklar pis, insanlar saygısız... Sanki dünyanın bütün çirkinlikleri ve terslikleri aynı anda önünüze serilmiş gibi ve siz kendinizi her an patlamaya hazır bir saatli bomba gibi hissediyorsunuz. Her an şiddetli bir öfke nöbeti geçirebilir, omzunuza ilk çarpanı bir güzel pataklayabilirsiniz. Nitekim bunu yapıyorsunuz da... Üstelik son zamanlarda böyle anları sık sık yaşıyor, kendinize dışarıdan bir gözle baktığınızda gördüklerinize inanamıyor ve şu soruyu sormadan edemiyorsunuz: Bu gerçekten ben miyim? Ne zaman ve nasıl bu hale geldim?

Duygusal tepkiler

Öncelikle şunu bilmelisiniz ki, özel hayatınızda ve işyerinde her şey yolunda gitse bile şehir hayatının bitmek bilmeyen stresi içinde zaten farkında olmadan geriliyor, sinirleniyor ve zaman zaman öfkeleniyorsunuz. Bu gerilime bir de kişisel problemler eklenince abartılı duygusal tepkiler vermeniz gayet normal. Ama bu, tabii ki böyle tepkiler vermeyi sürdürmenizin doğru olduğu anlamına gelmiyor. Bir kere sonunda zararlı çıkan hep siz oluyorsunuz. Yakınlarınıza ya da tanımadığınız insanlara patladıktan sonra içinizi kaplayan pişmanlık duygusu bir yana, kişisel ilişkilerinizi bozuyor, iletişim kurma yeteneğinizi hiçe saymış oluyorsunuz. Yani içinizde zaman zaman kopan fırtınaları dindirmeniz şart. Bunun için de ilk olarak ne tür bir öfke nöbeti geçirdiğinizi belirlemeniz ve sonra da önleminizi ona göre almanız gerek. Şunu aklınızdan çıkarmayın ki aynı derecede sinirlenen insanlar kişilik yapılarına göre farklı tepkiler verir ve bu tepkilere göre birkaç gruba ayrılırlar. Acaba siz hangi gruba giriyorsunuz?..

Ruh sağlığı için riskli mevsim...

Baharla gelen aşırı neşe, para harcama isteği, abartılı giyinme, sürekli konuşma gibi davranış değişikliklerinin “iki uçlu duygu-durum bozukluğu”nun göstergesi olabileceği belirtildi. Davranış değişiklikleri, hastalıkların habercisi olabilir. Ruh sağlığı açısından sorun yaşayan kişiler için, baharı “riskli” olarak tanımladıklarının altını çizen uzmanlar, şunları söylüyor: “Mevsim değişikliklerinde uykusuzluk, yorgunluk, isteksizlik, iştahsızlık gibi durumların ortaya çıkması normaldir. Bunlar günlük yaşantımızı etkilemeyecek düzeyde olduğu sürece problem yok. Ancak, çalışma hayatımızı ve çevremizle ilişkilerimizi engelliyor ve bu olumsuz durum sürekli hale dönüşüyorsa mutlaka bir uzmana başvurulmalı. Çünkü çok sayıda depresyon türü mevsim değişiklikleri döneminde ortaya çıkar.” Bahar aylarını problemsiz atlatmak için uzmanların tavsiyesi; hafif gıdaların ve açık havada gerçekleştirilen etkinliklerin tercih edilmesi. Kendinize daha çok vakit ayırmak, uzun ve hafif tempolu yürüyüşler yapmak bahara uyum sağlamayı kolaylaştıracaktır.

Yenilmez savaşçı

Bazı kadınlar sinirlendikleri anda otomatiğe bağlanmış gibi sözlü saldırya geçerler. Karşılarındaki kişiye yüklenir, onu suçlar, sürekli şikayet eder, bağırıp çağırırlar. Aslında bu gruptakilerin öfkesi sabun köpüğü gibidir. Eğer siz de öfke nöbetine girince tıpkı bir volkan gibi patlıyor ve etrafınıza lav saçıyorsanız, öncelikle konuşma tarzınızı değiştirmeye çalışmakla işe başlayın. Kelimeleri doğru kullanmayı bilirseniz, insanları gücendirmeden sizi rahatsız edenin ne olduğunu çevrenize anlatabilirsiniz.

Pembe dizi kahramanı

Bazıları da önemsiz bir şaka karşısında bile kendilerini yerden vere atıp gözyaşları döker, zavallı kız pozlarına girer. Bu şekilde trajedi yaşayan bir insan, çevresindekiler için son derece rahatsız edicidir. Siz teselliye muhtaç ve çaresiz bir pembe dizi kahramanı değil, aklı başında ve güçlü bir kadınsınız. Zırlamayı kesin ve biraz daha soğukkanlı olmaya çalışın! Gücünüzü gözyaşlarınızı tutmaya harcayın ve gerekirse sakinleşmek için önce bulunduğunuz ortamdan bir süreliğine uzaklaşın.

Buzlar prensesi

Bazı kadınlar da kriz anlarında kendilerinden beklenmeyecek derecede soğukkanlı davranırlar. Eğer karakteriniz itibariyle öfkelenince böyle bir tepkisizlik içine giriyorsanız, sizi az tanıyan insanların yanında gayet iyi yapıyorsunuz. Ama söz konusu olan kişisel ilişkileriniz, mesela aileniz, arkadaşlarınız ya da eşinizse duygularınızı onlarla paylaşmamanız kesinlikle doğru değil. Öfkenizi doğru bir biçimde dile getirmeyi becerebilirseniz, içinizdeki gerginlikten kolaylıkla kurtulabilirsiniz.
merdem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
merdem Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
dost1 (6. May 2013)
Alt 7. May 2013, 01:03 PM   #19
mustafabey
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2012
Mesajlar: 108
Tesekkür: 19
41 Mesajina 61 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22
mustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud of
Standart

Alıntı:
merdem Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Degerli Mustafabey Kardesim,

hele su namazdan ne anliyorsun onu bir acikla da, sonra neden namaz kilanin önünden gecilmezi bir izah ediver.

Din kimsenin tekelinde değildir, islamda ruhbanlık yoktur, kimse kimseden üstün değildir, takva üstündür.


Birileri herhalde dini tekeline almis olmali ve ruhbanliga sarilmis olmali ki hiç kimsenin başkasının yaşamına müdahale etme hakkı yoktur yasamiza müdahale ederek zor/farz kosarak bir seyleri yutturmuslar.


Selam ve dua ile
Akıl devre dışı kalınca, insan kendini tutmayı öğrenemeyince, iradesini duygulara, istek arzularına ve hayallerine teslim eder dengesizlik ortaya çıkar. Ani duygu boşalmaları, ağlamalar, gülmeler , hırs, öfke yaşamdaki çaresizlik, çözümler üretememe sonucunda ortaya çıkabilir. Yaşam içerisinde insanları dengeye ulaştıracak, bilince ulaştıracak akıldır, iradesine sahip çıkan, kendini kontrol edebilen aklı ortaya çıkarmak için mücadele edilmelidir. Tek çare aklı devreye sokmak, akletmek, düşünmek, huzur akılda. Dengeli bir toplum için aklı başında insanların yetişmesi, insanların kendini yetiştirmesi şart.

Günlük yaşamda karşılaştığımız sorunları yine kendi ellerimizle yapıyoruz, karşılaştığımızda çözmediğimiz, çözüm üretmediğimiz problemler, başkalarının evlerini de birer birer dolaşıp tekrar bizi buluyor. Yolda gördüğümüz bir taşa kendimiz takılmasak da , kaldırmadığımız için bir başkası takılıp düşebiliyor. Başkasının görüpte kaldırmadığı taşlara bizde takılıp düşebiliyoruz. Onun içindir ki yoldaki taşları kaldırmak, insanların önlerindeki engelleri kaldırmak, göremediklerini algılatabilmek ibadettir. İbadetlerin amacı, insanı ortaya çıkarmak içindir, Allahın bizim yaptığımız hiçbir ibadete ihtiyacı yoktur, şükretmeliyiz, her şeyin hakkını vererek mücadele etmeliyiz. Müslüman olmak, islama girmek, insana, insanlığa hizmet etmektir. İnsanın önünde eğilmek, ademe secde etmek, insani değerleri hayatımızda sergilemektir. Biz ademe secde ettik mi? Büyütüp beslediğimiz şeytanlarımızı ademe kim secde ettirecek? Herkes müslümanın diye ortada geziyor, Allaha teslim olabildik mi? Müslümanlık gösterişle olur mu?, irademizi şeytana mı yoksa akıl yoluna(sıratı müstakim) mı teslim ediyoruz.

Yanlış yapılaşma, şehirleşmedeki çarpıklıklar, medenileşememek, toprakların çoraklaşması, yeşile, suya toprağa hasret kalmak, temiz hava soluyamamak, her yerin betonla kaplanması, insanları rahatsız edecek derecede sürekli gürültüye maruz kalmak, besinlerin kimyasallarla zehirlenmesi gibi çevresel faktörler haliyle insan bedeninde bozukluklar yarattığı gibi insanın ruh halini de bozuyor, huzursuzluk baş gösteriyor.
Ruh hali bozulan insanlar birbirinden kaçıyor, bir araya gelip çözüm üretecek akılları üretemiyorlar, toplumun kendini onaracak ruhu aklı oluşmuyor.

Kendi iradesine sahip olamayan duygularını öfkesini, stresini veya sevinçlerini ölçülü sergilemeyi öğrenememiş güruh duygu boşalmalarını, patlamalarını birbirlerine anlatıp aktarıp geçici bir rahatlığa kavuşmaya çalışıyor. Bu dengesizlikler bir ateş topu gibi toplumda yayılarak insanlar birbirlerini yakmaya başlıyor. Toplum içten içe yanıyor, cehennemi içinde taşıyor insanlar. Cahillikte aynı şekilde bulaşıcıdır, insanlar yalan yanlış bildiklerini, kulaktan dolma yarım anlayışları birbirlerine anlatarak, bilmedikleri konular hakkında zanda bulunarak, akıl ürünü olamayan, içinde düşünce dahi olmayan fikirleri, naklederek satıyorlar ve hastalık her eve bulaşıyor. Onun için herkes başını örtmelidir. İnsanın içinde olgunlaştıramadığı, yaşamda bir sonuca ulaşamadığı fikirleri bilgi gibi satmaması gerekir. Her insanın yaşantısı kendi dinidir, namazını da kendi hayatında kılar. Ama küfür üzere ama İslam üzere.

Ritüel olarak kılınan namaz eğitimdir, insanın kendini yaşama hazırlamasıdır, günün belli vakitlerinde Allahı anması, kendine islama gireceğine söz vermesi, Allaha teslim olacağım demesi, kurandan okudukları ile kıyama durması (uyanması), rüku etmesi uyandığı değerlere eğilmesi kabullenmesi ve secde etmesi de İslam çizgisine girilmesi, aklımızın iman etmesidir. Ritüel olarak yapılan aklımızın hazırlanmasıdır, hayatımızda gidilecek yolun tayin edilmesidir, niyettir. İbadetin aslı ise yaşamda, yaşantıda kılınacak olandır. Sürekli hazırlık yapıp, talim yapıp, niyet edip de uyacağız diye söz verilenler yaşantıda sergilenmezse, hayatımızı dosdoğru olarak kılamazsak, doğrulmazsak, istek ve arzularımıza uyarsak o zaman münafıklık ortaya çıkar. Bu durumda maun suresinde açıklanmıştır;

Alıntı:
MÂÛN SURESİ

1 Gördün mü o, dini yalan sayanı?

2 İşte odur yetimi itip kakan;

3 Yoksulu doyurmayı özendirmez o.

4 Vay haline o namaz kılanların ki,

5 Namazlarından gaflet içindedir onlar!

6 Riyaya sapandır onlar/gösteriş yaparlar.

7 Ve onlar, kamu hakkına/yardıma/zekâta/iyiliğe engel olurlar.


Dinde varolan tüm ritüeller hazırlıktır, ibadetin kendisi değildir, yaşamda hayatta kılınacak, ikame edilecek olan ibadetlere insanın kendisini hazırlamasıdır.


Akıl girmeyen, düşünce üretemeyen eve cahillik girer, körlük, sağırlık ve dilsizlik baş gösterir. Aynı zamanda atalar zihniyetini, geçmişten gelen her türlü mirası tartmadan, ölçmeden yersek; aklı, düşünceyi, idraki öldürürsek, ölü bir toplum haline dönüşürüz, dönüştük de, koyun gibi, davar gibi güdülen, domuz gibi arzulara sahip, maymun gibi iştahlı, balık gibi doymayan, şeytanın vesveseleriyle hayal kuran insan bedenine girmiş vasıfsız, olgunlaşamayan topluluklar haline dönüşürüz.

Toplum olarak ruh halimizi düzeltmeliyiz.

Alıntı:
Maide 110: Hani Allah demişti ki: "Ey Meryem oğlu İsa! Senin üzerinde ve annenin üzerinde olan nimetimi hatırla! Hani Ben seni Ruhü'l-Kudüs ile desteklemiştim. Beşikteyken ve yetişkinken insanlarla konuşuyordun. Hani sana kitabı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğretmiştim. Hani Benim iznimle çamurdan kuş şeklinde bir şey yapıyordun ve üflüyordun, o da Benim iznimle kuş oluveriyordu. Anadan doğma kör olanı ve alaca hastalığına yakalanmış kimseyi iznimle iyileştiriyordun. Yine Benim iznimle ölüleri çıkarıyordun. Ve hani İsrailoğulları'na apaçık mucizelerle geldiğin ve onlardan inkâr edenlerin "Bu ancak apaçık bir sihirdir" dedikleri zaman seni, onlardan korumuştum."

Konu mustafabey tarafından (7. May 2013 Saat 01:36 PM ) değiştirilmiştir.
mustafabey isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
mustafabey Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
kuman (7. May 2013)
Alt 7. May 2013, 02:14 PM   #20
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.014
Tesekkür: 3.566
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun aleyküm! Değerli Kardeşlerim!

Beşikteki bir çocuğun konuşması Sünnetullaha aykırıdır.


Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
meryem, mesih, oğlu, İsa


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 12:35 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam