hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > EKONOMİ > Yemek içmek > Yemesi içmesi haram olanlar

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 16. March 2010, 11:44 AM   #1
Ali Rıza Borazan
Uzman Üye
 
Ali Rıza Borazan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Feb 2009
Mesajlar: 399
Tesekkür: 59
244 Mesajina 485 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17
Ali Rıza Borazan will become famous soon enoughAli Rıza Borazan will become famous soon enough
Standart Nesh ve mensuh

NESH VE MENSUH
Nesh etmek Kurana göre yanlış veya hatalı bir yaşamın, davranışın yerine benzerinin ve daha güzelinin gelişiyle terk edilmesi demektir.
2/106- Biz, daha hayırlısını veya bir benzerini getirinceye (kadar) hiçbir ayeti neshetmez (hükmünü yürürlükten kaldırmaz) veya unutturmayız. Bilmez misin ki Allah, gerçekten herşeye güç yetirendir.

İslam toplumlarında anlaşılan nesh, sanki Allah bir şeyi önceden yanlış söylemiş veya bilememiş de sonradan bu yaptığı yanlışın farkına vararak düzeltmesi veya söylediğinden vaz geçerek değiştirmesi, Anlamında anlaşılmıştır.

Allah bu noksanlıklardan uzaktır. Nesh ilgili ayet konu içerisinde kendisinden önce gelen ayetlerden ne demek istediğinin anlaşılması gerekmektedir.
2/105- Kitap Ehlinden olan kafirler ve müşrikler, Rabbinizden üzerinize bir hayrın indirilmesini arzu etmezler. Allah ise, dilediğine rahmetini tahsis eder. Allah büyük fazl sahibidir.
İşte bu ayet neshedilen olayın ne olduğunu bize açıklamaktadır.


Kurandaki ayetlerin ne demek istediği kuranda onunla ilgili diğer ayetlerden anlaşılır. Kuran bir olayı bir konuyu anlatırken, masal ve hikâye gibi anlatmamıştır. Onları bir arada toplu bir halde bulamayız, Onunla ilgili ayetler Kuranın her tarafına serpiştirilmiştir. Doğru olan bir anlayışı ortaya çıkarmak için o konu hakkındaki kelime ve ayetlerin bir araya getirilip, orada o konunun bir bina gibi düzgün şekilde inşa edilmesi gerekir.

Bir Bina yapacağın zaman, taşını bir yerden, çimentosunu bir yerden, demirini bir yerden kerestesini bir yerden kirecini başka bir yerden alıp bir usta ve işçiler nezaretinde yapılıyorsa. Kurandaki bir konu da aynen öyle inşa edilir. Yazdığım makalelerde bu olayları sık sık tekrar ediyorum ki anlaşılsın diye.

Nesh ile ilgili ayeti açıklayabilmek için önce orada kullanılan kelimelerin ne anlama geldiğini kuranda arayarak bulmakla mümkün olur.” Biz, daha hayırlısını veya bir benzerini getirinceye (kadar) hiçbir ayeti neshetmez (hükmünü yürürlükten kaldırmaz) veya unutturmayız ”

Nesh edilen ayet nedir? Onu Yakalamaya çalışalım

Ayet: Allahın kâinatta yaratmış olduğu zerreden küreye kadar var olan her şeydir. Kuranda kullanılan kelimeler ve ayetler ayet olduğu gibi. Kuranın dışında yaratılmış olan, maddeler ve insan yaşamını olumlu veya olumsuz etkileyen her şey de birer ayettir. Olaya bu açıdan baktığımız zaman nesh etme olayını daha güzel kavrarız kanaatindeyim.

Kuranda geçen bir ayet ayet olduğu gibi, deve de bir ayettir. Yanlış din de bir ayettir. Doğru din anlayışı da bir ayettir. Haram da bir ayettir. Helal da bir ayettir. savaş barış da bir ayettir. Ayet içerisinde geçen daha güzeli ve benzeri olan da bir ayettir.
Asıl toplumun yanlış anlayıp da Allahın gönderdiği dinlerin bozulmasına vesile olan anlayış Allahın Din olarak Peygamberlere gönderip de sonradan bu dinleri beğenmeyip değiştirmesi anlayışıdır. Bu Ayetin kendinden önce gelen ayetlere dikkat ettiğimiz zaman, muhatap olan ehlikitap ve onların yaşadıkları yanlış din anlayışlarıdır. Yani Hazreti Musa peygambere ve hazreti İsa peygambere gelen vahiy orijinli gelen dinin, mensupları tarafından saptırılarak veya yozlaştırılarak yaşadıkları dindir. Nesh etmek, Doğru olan dinle yanlışların düzeltilerek yanlış olan din anlayışının hükmünün kaldırılmasıdır. Yoksa orijinal olan Musa’ya veya İsa’ya gelen dinin hükmü değildir.
7/ 157- Onlar ki, yanlarındaki Tevrat'ta ve İncil'de (geleceği) yazılı bulacakları ümmi haber getirici (Nebi) olan elçiye (Resul) uyarlar; o, onlara marufu (iyiliği) emrediyor, münkeri (kötülüğü) yasaklıyor, temiz şeyleri helal, murdar şeyleri haram kılıyor ve onların ağır yüklerini, üzerlerindeki zincirleri indiriyor. Ona inananlar, destek olup savunanlar, yardım edenler ve onunla birlikte indirilen nuru izleyenler; işte kurtuluşa erenler bunlardır.
Onların helallerini haram haramlarını haram yapan din orjial olan İsa Musa’ya gelen dinlerin helali haramı değil kendilerinin ortaya koydukları dinlerin helali haramıdır.


İnsanlık tarihinin başlangıcından bu tarafa Allahın peygamberler aracılığı ile göndermiş olduğu dinin adı İslam, o dine, gönderilmiş olan peygamberlere bağlılığını gösterenlerin adı da müslümandır. Öyleyse peygamberler arasında helal ve haram farklılığı değil, Şartlar farklılığı vardır. Bu şartlar farklılığı aynı peygamberin yaşam döneminde olduğu gibi, farklı peygamberlerin dönemlerin de de yaşam ve şartlar farklılığı vardır.

At Eti Haram değilse, Allah bunu yasaklamamışsa onu kimsenin At eti yenmez Haram demeye hakkı yoktur. Ancak atı kesip yersek hayatımızın büyük olmazsa olmazlarını oluşturan yaşam hayatımız sekteye uğrar. Atı binek olarak, savaşta barışta yük götürmede, çift sürmede odun getirmede işimizi kolaylaştırırken onu çok az bir ihtiyaç için yok etmek bizim hayatımızın zorlaşmasına neden olduğu için kesip yemeyiz. (Ayet verilecek) Veya bizim et ihtiyacımız için özel olarak yaratılmış hayvanları kesip yeriz. Eğer kesip yemek o saymış olduğumuz gerekçelerden daha ön plana çıkarsa onu da keser yeriz burada şartlar değişmiştir.
16/ 118- Yahudi olanlara da, bundan önce sana aktardıklarımızı haram kıldık. Biz onlara zulmetmedik, ancak onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı.
Bu hitap son peygamberedir. Ona neyin helal neyin haram oldğu kuranın diğer ayetlerinde açıklanmıştır.
5/ 4- Sana, kendilerine neyin helal kılındığını sorarlar. De ki: "Bütün temiz şeyler size helal kılındı." Allah'ın size öğrettiği gibi öğretip yetiştirdiğiniz avcı hayvanların yakalayıverdiklerinden de -üzerine Allah'ın adını anarak- yiyin. Allah'tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah, hesabı çabuk görendir.
6/ 145- De ki: "Bana vahyolunanlar içinde, yiyen bir kimsenin yiyeceği (şeyler) için, ölü eti, dökülen kan, domuz eti -ki bu gerçekten murdardır- ya da Allah'tan başkası adına kesilmiş bir fısk dışında, haram kılınmış bir şey bulmuyorum. Kim kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalırsa, -saldırmamak ve haddi aşmamak şartıyla- (bu sayılanlardan ölmeyecek kadar yiyebilir). Şüphesiz senin Rabbin bağışlayandır, esirgeyendir.
İşte kuranın yasakladığı bütün yiyecekler kendilerinden önce gelen toplumlara da yasak kuranın yuemesini serbest kıldığı bütün şeylerde kendilerinden önceki gelenlere de helal veya serbesttir.




Bu Ayet örneklerinde de olduğu gibi, Kuran İki Kötüden mutlaka seçmek gerekirse daha az kötüyü, iki iyiden mutlaka daha çok iyiyi seçmemizi öğütler.

Kuranın Nesh ettiği ayet konu içerisinde bahsettiğimiz bu değildir. Konu içerisinde bahsedilen bozulmuş olan Musa ve İsa dininin doğru olanları aynı kalmak koşulu ile yanlış olan yerlerinin değiştirilerek yerine düzgün olanları getirilmesidir.

Allah insanlara Yahudilik ve Hıristiyanlık dinini göndermemiştir. Onlar kendileri böyle bir yakıştırma koymuşlardır. Onlar biz Hıristiyanlarız dediler. Ama Allah onlara müslüman olun demiştir. Allah İbrahim dinini örnek alın demiştir.3/ 67- İbrahim, ne Yahudi idi, ne de Hıristiyandı: ancak, O hanif (muvahhid) bir Müslümandı, müşriklerden de değildi.


Kuranda Her dilde olduğu gibi bir anlatım sanatı vardır. Bir Ayetin buraya tercümesini aktardıktan sonra,
6/ 146- Yahudi olanlara her tırnaklı (hayvanı) haram kıldık. Sığırlardan ve koyunlardan, sırtlarına veya bağırsaklarına yapışan veya kemiğe karışanlar dışında iç yağlarını da onlara haram kıldık. 'Azgınlık ve hakka tecavüzde bulunmaları' nedeniyle onları böyle cezalandırdık. Biz şüphesiz doğru olanlarız.

Bu Ayet örneğinde Yahudi olanlara, “Sığırlardan ve koyunlardan, sırtlarına veya bağırsaklarına yapışan veya kemiğe karışanlar dışında iç yağlarını da onlara haram kıldık.” Zaten Kuranın bütünlüğü içerisinde mantıksal bir kavrama yeteneği olmayanlar, sanki Allah Yahudi olanlara bu sayılanların haram edildiğini sanmışlardır.

Allah insanlara iki yol göstermiştir. Birisi Hak yol doğru olan yoldur. diğeri, ise batıl yoldur. Yanlış olan yoldur. Allah evrene iki yolda yürüyebilecekler için malzemeleri yaratmıştır. Ama insanlara demiştir ki, Haram olanlardan yemeyin çünkü bunlar fısk ve murdardır. Temiz ve helal olanlardan yiyin demiştir.

Allahın yarattığı şeyler özel durumlar hariç aynı şartlar altında bir kavme helâl bir kavme haram olmaz. Bu kuran Ve evrenin yasalarıyla uyuşmaz. İşte Orada Yahudiler, Allahın dinini tanımayıp, kendi zan ve tahminlerine göre, bir din uydurduklarından dolayı kendi kendilerine haram ettiklerinden dolayı haram ettik ifadesini kullanmaktadır. İşte Orada ayetin ne dediği değil ne söylemek istediği anlaşılmazsa kavram kargaşalığı ortaya çıkar.
74/ 31- Biz o ateşin koruyucularını meleklerden başkasını kılmadık. Ve onların sayısını inkar edenler için yalnızca bir fitne (konusu) yaptık ki, kendilerine kitap verilenler, kesin bir bilgiyle inansın, iman edenlerin de imanları artsın; kendilerine kitap verilenler ve iman edenler (böylece) kuşkuya kapılmasın. Kalplerinde bir hastalık olanlar ile kafirler de şöyle desin: "Allah, bu örnekle neyi anlatmak istedi?" İşte Allah, dilediğini böyle şaşırtıp-saptırır, dilediğini böyle hidayete erdirir. Rabbinin ordularını Kendisi'nden başka (hiç kimse) bilmez. Bu ise, beşer (insan) için yalnızca bir öğüttür.

Dilediğimi saptırırım ayetinde olduğu gibi. Dilemek Kişilerin istediği yola gitmede Allah donanımlı bir hale getirdikten sonra yol seçme özgürlüğü ile olayları kendi isteklerine bırakılmasıdır.76/3- Biz ona yolu gösterdik; (artık o,) ya şükredici olur ya da nankör.”
Yoksa Allah birini dileyip saptırırsa birini dileyip hidayete getirirse birini dileyip bağışlarsa insanları deneme anında müdahale etmeden adil Allah anlayışını nereye oturtturacağız?
Nasıl Allah insanlar arasından her hangi birisini insanların özgürce yol seçme anlayışı dışında, gel kulum seni diliyorum saptırıyorum, gel kulum seni diliyorum hidayete getiriyorum, gel kulum seni diliyorum bağışlıyorum anlayışı doğru değil ise, Yahudi olanlara Allahın helal ve temiz kıldığı şeyleri de haram etmesi doğru değildir.

Allah hidayete ermeyi sapmayı bağışlamayı helal ve temiz olanları, haram olanları, yaratır. Bunu imtihana tabi tutmak için yarattığı insanların özgür iradesine sunar. İnsanlardan dileyen sapar dileyen hidayete gelir. Dileyen bağışlanmak ister. Dileyen haram yer dileyen de helâl olanlardan yer. Allah onların özgür iradelerine dünya hayatında insanların müdahalesi hariç müdahalede bulunmaz.
O zaman Allah’ın nesh ederek bir benzerini ve daha güzelini meydana getirdiği ayet nedir? Ehli Kitap ve müşriklerin anladığı ve yaşadığı din anlayışlarının doğru olanları yerinde kalmak koşulu ile yanlış olanların yerini yeni bir düzenlemeyle değiştirilmesidir.

İşte Aradan yuvarlak hesap bin beş yüz yıl geçmiş olan kuranın inişi ile şimdiki zaman arasında geçen toplumlardaki din anlayışlarının yeniden gözden geçirilerek, Kuranın düzgün olarak anlaşılıp, doğru olan kuranın anlattığı din anlayışı keşfedilerek, Doğru yerlerin aynen kalmak koşulu ile yanlış olan yerlerin doğrularla yeniden düzenlenmesi gerekir.

Allah, Peygamberlik ayetini nesh ederek ve bir daha peygamber gelmemek üzere noktalamıştır.33/40- Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir; ancak O, Allah'ın Resûlü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah, herşeyi bilendir.
Yerini Her çağa hitap edecek her insanın alıp da kendisine bir kılavuz olan hayat kitabına bırakmıştır. Her insan elbette ki her ayeti anlayamaz, Ama Anlayamadığı yerleri de o konuda uzmanlaşan zikir ehlinden öğrenirler.

İnsanlar dünya hayatında değişik zekâ meziyet ilgi ilim, uğraşı alanlarına eğilim göstererek hepsi Allahın yarattığı kâinatı keşfetmede Küreselleşen dünyanın bir tuğlasını oluşturmuşlardır. Tıpta, biyolojide, inşaatta, fizikte, insanlar insanların hayatta daha güzel çağdaş müreffeh bir hayat yaşamalarında bir görev yapmaktadırlar. Bir İnsan Aynı zamanda bir tıp ilmini, aynı zaman da bir din ilmini, aynı zamanda bir kimya ilmini başarmasına ne ömrü yeter, ne de beyni bunları kavramaya yeter. Genellemesini bile sayamadığımız milyonlarca çeşit yaratıkları ayrı ayrı keşfetmek ayrı ayrı insanların ilgilenmesi ile çözülecek olan olaylardır. Yeni konular ve yeni yazılarda buluşmak dileğiyle
kuranianlamametodu.blogspot.com
Ali Rıza Borazan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Ali Rıza Borazan Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Apollonius (16. March 2010)
Alt 16. March 2010, 05:11 PM   #2
Apollonius
Katılımcı Üye
 
Üyelik tarihi: Jan 2010
Mesajlar: 57
Tesekkür: 97
34 Mesajina 72 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
Apollonius has much to be proud ofApollonius has much to be proud ofApollonius has much to be proud ofApollonius has much to be proud ofApollonius has much to be proud ofApollonius has much to be proud ofApollonius has much to be proud ofApollonius has much to be proud of
Standart

Selam;

Ben de o ayetten daha önceki kitapların/şeriatlerin bahsedildiğini düşünüyorum. Maide suresi ve Bakara suresi gibi surelerin tamamı okunursa bu anlam çok daha iyi ortaya çıkıyor. Onların (ehli kitabın) şeriatlerinin ağır olduğu ve bunun neden böyle olduğu konusu o surelerde de iyice anlatılıyor. Bunların Kuran ile hafifletilmesi ve ehli kitaba verilen hükümlerden bazılarının iptal edilmesinden bahsediliyor bence.

Allah daha önceki kitaplardaki yine kendine ait sözlerinden "BAB" vs. şeklinde değil de -doğal olarak- "ayet" diye bahsettiği için insanlar bu iptal edilen ayetlerin Kuran'da olduğu yanılgısına düşmüşler diye düşünüyorum.

Yazı için teşekkürler.
Apollonius isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
mensuh, nesh


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 02:15 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam