29. June 2012, 07:29 PM | #1 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Apr 2012
Bulunduğu yer: earth
Mesajlar: 433
Tesekkür: 229
167 Mesajina 302 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
İslami Bilimde Metodoloji sorunu
Yazar : Dr. Mehmet PAÇACI
Yayınevi : Fecr Yayınları Bilim Grubu : İslam / Felsefe Hitap Ettiği Okuyucu Kitlesi: Özel İlgi kitaptan alıntı; İslami ekonomik sistemi değerlendirmek için aşağıdaki noktaların ölçüt olarak ileri sürülmeleri uygun görünmektedir. 1)Verimlilik ve büyüme için sosyal adalet 2)Bireyin başarısını(Felah) en üst düzeye çıkarmak için özgünlük 3)Temizlik 4)Sınıf üstünlüğünü ortadan kaldırmak 5)Herkese fırsat eşitliği sağlamak http://www.belgeler.com/blg/bab/isla...odoloji-sorunu
__________________
(FOR RAVEN) Konu khaos tarafından (30. June 2012 Saat 02:53 AM ) değiştirilmiştir. |
30. June 2012, 03:03 AM | #2 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Apr 2012
Bulunduğu yer: earth
Mesajlar: 433
Tesekkür: 229
167 Mesajina 302 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
İSYAN AHLAKI
Yazarı: Nurettin TOPÇU Yayınevi: Dergah Bilim Grubu: Felsefe kitaptan alıntı; SPİNOZA'YA GÖRE HÜRRİYET İRADE ÜZERİNE DÜŞÜNCELER VE ALLAH İLE ALEMİN BİRLİĞİ “Ruhda asla mutlak veya hür irade yoktur, fakat insan ruhu bir sebep tarafından şunu veya bunu istemeye azmettirilmiştir, bu sebepde bir başka sebep tarafından belirlenmiştir ve bu da bir başka sebep tarafından... böylece sonsuza kadar gider?” Bizi harekete sevkeden eğilimler etkin sebep değil edilgen sebeplerdir. “İradeyi hür sebep olarak değil, ancak zaruri sebep olarak adlandırmak mümkündür.” Sadece Allah etkin sebeptir. Allah ile alemin birliği olmaksızın ne Allah'ı alemin yaratıcısı olarak ne de alemi Allah'ın eseri olarak anlamak mümkündür aynı şekilde Allah cevherinden Allah'ın varlığını, Allah'ın varlığından da O'nun sıfatlarını ve tavırlarının sonsuzluğu fikrini çıkarmamız zorunlu olmaktadır. Allah kendi mahiyetinin gereği, alemde Onun etkin sebep olmasının gereği, zorunlu olarak vardır. “Mutlak sonsuz varlık olan Allah cevherdir; çünkü eğer cevher olmasaydı kendisinden başka bir varlık tarafından tasavvur edilmiş olacaktı. Dolayısıyla bir varlığa bağlı olacak ve onunla sınırlandırılmış olacaktı. Bu ise Allah'ın tanımına ters düşecekti.” “Cevheri” şöyle tanımlıyor; “O” kendi kendisine var olan ve tasavvur edilen- yani tasavvurun şekillenmesi için başka bir varlığın yardım ve tasavvuruna muhtaç olmayan şeydir.” Allah'la eşdeğer tutulan tabiat, yegane sebebini Allah'ta bulur. İnsanın hareketleri, ilahi varlığın zorunluluğuna bağlanmıştır. Hareketlerimizin niteliği Allah tarafından belirlenmiştir. Bizim hareketlerimiz yalnızca ilahi hareketten kaynaklanmaktadır. Böylece Spinoza, sisteminde cüzi irade yanılgısı ortadan kaldırılmış oluyor. “Bizim cüzi iradeye olan inancımız başlıca iki sebebe dayanmaktadır. Şuurunda olduğumuz arzularımızın hem kendilerini meydana getiren hem de onların gerçekleşmesine müsaade eden dış sebepleri bilmektir.”
__________________
(FOR RAVEN) Konu khaos tarafından (30. June 2012 Saat 08:02 PM ) değiştirilmiştir. |
khaos Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | Miralay (12. July 2012) |
30. June 2012, 06:37 AM | #3 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 |
Teşekkürler Sayın khaos.
Yazıya ilk göz attığımda şu iki satır derhal dikkatimi çekti: 1-''Bizim hareketlerimiz yalnızca ilahi hareketten kaynaklanmaktadır. Ben bu cümleyi iki şekilde anlıyorum: a-Cüz'i irade yoktur. İlahi/külli irade yeryüzünde eylemlerini insanın fiilleri ile meydana getirmektedir. İnsan Allah'a/külli iradeye tam bağımlıdır, bir robottur. b-İnsan emirleri yerine getiren bir robot değildir. Kendisinin de bir iradesi/bir istenci vardır ki bu ''cüz'i irade''dir ve müstakildir(düşünce yetisi de yaratılmlştır). Müstakil olması her şeyi düşünebilmesidir. Cüz'i iradenin fiil/eylem safhasına geçebilmesi için Allah'ın/Külli İradenin insanın düşüncesindekini yaratması gerekir, yapılmasına izin vermesi gerekir ki bizim dışımızda oluşan bu safha Kur'anda ''Allah dileseydi....., Allah diledi de......'' gibi ifadelerle belirtilir. İrade/istenç ve fiilleri insanın eyleminden olduğundan, bu eylemleri de cehennem tehdidi altındadır. Bakın Şuara-12 ayetine:'' Göklerin ve yerin ANAHTARLARI O'nundur......'' Yani insanın iradesinin tasarımdan oluşa geçişini Allah yaratmaktadır, yapılmasına sorumluluk insanda kalmak üzere izin vermektedir. Anahtar yoksa kilitli bir odadan diğer tarafa geçemezsiniz. Anahtar kapıyı açtı, diğer tarafa geçtiniz. Oradaki karşılaşacaklarınızdan siz sorumlusunuz, siz başa çıkacaksınız; çünkü siz istediniz. Allah'ın iradesi/Külli irade yoksa düşünce eyleme/fiile dönüşemez. Bunu günlük hayatta ''Allah isterse'' diye dile getiririz. 2-''Böylece Spinoza sisteminde cüz'i irade yanılgısı ortadadan kaldırılmış oluyor.'' Bunu da ''insan iradesinin/cüz'i iradenin iznine/yaratılmaya bağlı olduğunu değil, aslının ilahi irade/külli irade olduğunu, insanın müstakil bir iradesinin olmadığının ifadesi ile, eylem /fiil sahibi yani yaptıran Allah/Külli İrade olduğundan, insanın tertemiz kaldığı ve cehennemin olmadığı anlamına geliyor.'' diye anlıyorum. Yanılıyor muyum? Saygılarımla. Galip Yetkin. Konu galipyetkin tarafından (31. May 2016 Saat 08:51 PM ) değiştirilmiştir. |
galipyetkin Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | Miralay (12. July 2012) |
30. June 2012, 08:47 PM | #4 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Apr 2012
Bulunduğu yer: earth
Mesajlar: 433
Tesekkür: 229
167 Mesajina 302 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
Sayın Galip Yetkin,
Kusura bakmayın ikinci kitabın ismini yazmamışım şimdi ekledim.Okuduğum iki kitaptada dikkate değer bazı kısımları sizlerle paylaştım. Sizinde bir kısmına yorum yaptığınız ikinci kitap yani 'İsyan Ahlakı'' Nurettin Topçu tarafından yazılmış bir doktora tezi.Bu kitapta Nurettin Topçu insan ve dünya gibi kavramlar üzerinden çeşitli felsefi oluşumları incelemiş. Kitapta sadece spinoza sistemi değil,determinizm(nedensellik),Empirizm(deneycilik ),Spiritüalizm(tinselcilk),kant inancı,Ene'l Hakk gibi felsefi sistemlerinde incelemesi yapılmış. Diğer yandan spinoza da irade için yaptığınız tespitlere katılıyorum. saygılar,
__________________
(FOR RAVEN) |
khaos Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | Miralay (12. July 2012) |
11. July 2012, 08:48 PM | #5 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Apr 2012
Bulunduğu yer: earth
Mesajlar: 433
Tesekkür: 229
167 Mesajina 302 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
Sayın Galip Yetkin,
İrade ve akıl Allah ın insana bahşettiği en büyük özellikler olsa gerek.Aklımızı kullanmaktaki en önemli unsur ise bana göre iradedir.Bir olay karşısında takınacağımız tavır ve seçenekler arasındaki kullanacağımız şıklar tamamen ortaya koyduğumuz iradeye bağlıdır. Ahzab72- "Biz emaneti, göklere, yere ve dağlara sunduk; onu yüklenmekten kaçındılar, sorumluluğundan korktular. Pek zalim ve cahil olan insan onu yüklendi." Bakara 286-'' Allah, bir kimseyi ancak gücünün yettiği şeyle yükümlü kılar. Onun kazandığı iyilik kendi yararına, kötülük de kendi zararınadır'' Ayetlerde gördüğümüz gibi insanın seçim yapması sözkonusu yani kendisine bahşedilen iradeyi kullanması.Allah insanın kendisinin verdiği ölçüde aklını ve iradesini hür bir şekilde kullanmasına tercih yapmasına izin vermiştir.İnsanın Allah ın verdiği emaneti yüklenmesi bile sahip olduğu iradeyle ilgilidir.Mental bir sorunu yoksa bir insanın yapacağı bir işin iyi ve kötü olduğunu ayırt etmesi ve buna göre karar vermesi tamamen kendi iradesine bağlıdır.Seçim yapabilir. Eğer spinoza sistemine bakarsak ahirette Hitler veya Stalin ben bu yaptıklarımdan sorumlu değilim.Yaptığım eylemler tamamen dış etkenlere, dolayısıyla tanrı nın isteğiğle oldu diyebilirler. saygılarımla,
__________________
(FOR RAVEN) |
khaos Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | Miralay (12. July 2012) |
Bookmarks |
Etiketler |
bilimde, metodoloji, sorunu, ıslami |
|
|