hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK > ATATÜRK TARİH DİL VE DİN > Atatürk Dil ve Din

 
 
Seçenekler Stil
Alt 23. April 2016, 11:30 PM   #1
khaos
Uzman Üye
 
khaos - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Apr 2012
Bulunduğu yer: earth
Mesajlar: 433
Tesekkür: 229
167 Mesajina 302 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22
khaos has much to be proud ofkhaos has much to be proud ofkhaos has much to be proud ofkhaos has much to be proud ofkhaos has much to be proud ofkhaos has much to be proud ofkhaos has much to be proud ofkhaos has much to be proud of
Standart Atatürk ün dine bakış açısı

Atatürk'ün Dine Bakış Açısı
Cumhuriyetimizin kurucusu, Mustafa Kemal Atatürk 'ün kuşkusuz en tartışılan yönü din meselesi olmuştur. Kimileri Atatürk ün din ve İslam düşmanı olduğunu, İslami tüm değerleri ayaklar altına aldığını, kimileri ise Atatürk ün dini vicdan meselesi olarak görüp sade haliyle yaşanması gerektiği görüşünde olduğunu savunmuştur. Ölümünün üzerinden 77 yıl geçmesine rağmen hala bu konudaki tartışmalar sürüp gitmektedir.

Atatürk 'ün dinle tanışması Rumeli bektaşi geleneklerine bağlı, hatırı sayılır derecede dindar olan annesi sayesinde oldu. Zübeyde Hanım'ın düşlerini onu Selanik Bektaşi postnişinde huu diyerek ilahiler okumasını hayal etmesi süslese de babasının kıvrak zekası sayesinde küçük bir okul değişikliği belkide Mustafa Kemal in hayatını tümden değiştiren bir etken oldu. Her ne kadar can çekişir vaziyette olsa da imparatorluğun son dönemlerinde bazı okullarda batılı sisteme geçilmesi, yabancı dilde eğitim yapılması onun önünde büyük ufuklar açmıştır. Yalnız geçirdiği okul yıllarında kafasını kitaplara gömmüş, dünyaya bakış açısı değişmiş başka medeniyetler, başka kültürler hakkında bilgiler edinmiş özellikle İstanbul yıllarında kıyaslamalar yapmış ve kafasında o dönemde bile geleceğe dair bir şablon oluşturmuştur.

Köhne, hastalıklı bir yapıya sahip imparatorluğun özellikle son döneminde her köşe başında türeyen tekkelerin, tarikatların insanları nasıl da miskinleştirdiği, tembelleştirdiği, kaderci hatta pesimist yaptığı gözünden kaçmamıştır. Akıldan, bilimden, düşünmekten uzak tamamen hurafelerle menkibelerle bezenmiş içe kapanık bir din anlayışının halkı hem sömürdüğünü hem de geriye götürdüğünü görmüştür.

Cumhuriyetin ilanından sonra ilk amacı hastalıklı, tamamen Arapçı ve insanları teslim alan bu yaşam biçimini değiştirmeye çalışmak olmuştur. Yaptığı devrimlerle Türkiye nin devlet olarak batı medeniyetlerin yanında yer alması, Türk Milletinin ise bilime, akıla, sanata önem veren, düşünebilen, karşılaştıran, kıyaslama yapabilen insanlar olabilmesi için uğraş vermiştir.

Kuşkusuz bu devrimler içinde en çok tartışılanı laikliğin anayasaya girmesidir. (1937)
Atatürk dini bir vicdan meselesi olarak görmüş, dine saygılı olduğunu belirtmiş, herkesin dinini serbestçe, buna uygun olarak ta dini ritüel ve merasimlerini özgürce yapabilmesi gerektiğini savunmuştur.

Peki Atatürk'ün karşı çıktığı neydi?
Dinin kişisel ve vicdani bir mesele olmaktan çıkıp devlet işlerinin verilen fetvalara göre yönetilmesiydi.
Atatürk'ün karşı olduğu şey dinin siyasete, dini merasimlerinde siyasi gösteriye dönüştürülmesiydi.
Atatürk'ün karşı çıktığı şey hukukun insanların dinine, mezhebine, görünüşüne göre karar vermesiydi.
Atatürk'ün karşı çıktığı şey Şeyhlik, dervişlik, çelebilik, halifelik, falcılık, büyücülük, türbedarlık gibi kıymeti kendinden menkul sıfatlara sahip insanların bu ünvanlarla halkı sömürmesi ve bu sıfatları çıkarları uğruna kullanmasıydı.
Atatürk'ün karşı çıktığı şey ümmetçilik masalıyla bir milletin dilinin, kültürünün benliğinin yok olmasıydı.
Atatürk'ün karşı çıktığı şey herhangi bir dine veya mezhebe ayrıcalık tanınması veya herhangi bir din veya mezhebin başkaları üzerinde tahakküm kurmaya çalışmasıydı.
Atatürk'ün karşı çıktığı şey tarih kadar eski bir milletin din adına Araplaştırılmasıydı.

Elbette bazı okuyucular Afet İnan ın yayınladığı Medeni Bilgiler kitabından örnekler vererek Atatürk'ün dinsiz, İslam ve Peygamber düşmanı olduğunu iddia edebilirler.
Nitekim bu sığ bir düşünce olarak kalacaktır. İyice okunduğunda aslında Atatürk'ün karşı olduğu şeyin ''Araplaşma'' yada bilinçli bir şekilde Türk Milletini ''Araplaştırma'' olduğunu görülecektir.

Tamam da Atatürk'ün dini inancı neydi? Allah'a inanıyor muydu? İslam'a bakış açısı nasıldı?

Doğrusunu söylemek gerekirse sözleri incelendiğinde hem inançlı olduğuna, hemde inançsız olduğuna dair fikirler edinebilirsiniz.

Fakat bundan bize ne?
Kendisi bu konu ile ilgili ne diyordu;
-Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye karşı değiliz.

Bizde bu bakış açısı ile bakmalıyız. Onun inançlı olup olmaması bir millete yeniden kimlik kazandırdığı, bir milleti hürriyetine kavuşturduğu, bir millete yeni bir gelecek sağladığı gerçeğini asla değiştirmeyecek.
Biz de onu böyle hatırlamalıyız.
Bu günümüzü borçlu olduğumuz kişi olarak

ATATÜRK olarak...
__________________
(FOR RAVEN)

Konu khaos tarafından (14. July 2016 Saat 12:19 AM ) değiştirilmiştir.
khaos isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
khaos Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
bartsimpson (25. April 2016), dost1 (28. April 2016)
 

Bookmarks

Etiketler
açısı, atatürk, bakış, dine


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 01:01 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam