hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > İMAN > Kur’an

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 7. December 2012, 02:09 PM   #51
pramid
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 764
Tesekkür: 191
507 Mesajina 1.128 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
pramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud of
Standart

Alıntı:
Zina cezasındaki uygulama şekil ise
Cahil arap recm etmesi yanlış. Kuran bu konuda hüküm vermiştir. Eski din kalıntılarını kuran tarafından düzeltilmiş.

Örfe göre diye tabir kullanır rabbimiz. ÖRF nedir?

Örf evrensellik değilmidir. Evrensellik değişmez mi? Değişir. Kölelik varken evrensel olan odur ve ona göre hüküm verilir. Şimdi yok. Köleliği savunan da yok.

İçi boş hurma kütüklerini bilir misiniz? Gövdesi vardır ve heybetli görünürler.

Lut kavmi kıssasında oğlancılık yapılmaması,
Ahbar ve ruhbanların anlatılarında, kenz yapılmaması,
Bakara kısasında mala tapılmaması
Salih kavminde dendiği gibi lüks eve rağbet edilmemesi ....

Öğütlenir ve sonları anlatılır.


Kuran + Lehvi mahfuz olan Kitap + Geçmiş kavimlerin kalıntıları.

Yaşam bir asa gibidir. önce asadır, sonra hayye olur sonra can olur sonra da süban olur. Kuranda böyledir. Peygamberin çağırdığı hayat veren şeydir.
pramid isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 8. December 2012, 12:36 AM   #52
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart

Alıntı:
mustafabey Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Selamlar;

İncilde yeralan tohum benzetmesi kıssası hem anlatılmış hemde güzel anlaşılır bir şekilde açıklanmış, kıssalardaki ibreti ve bilgiyi almak gerekir.

Tohum Benzetmesi

Aorskaya Kardeşim senin sorduğun bu sorunun cevabını daha önce yazdım. Dinin olduğu yerde bir düzen olması gerekir, insanlar iyiyi kötüden ayırsınlar, eşkiyalık olmasın, insanlar kendilerini güvende hissetmeleri için toplumlarda KATI kurallar konulmuştur, bu katı kurallarda kavimden kavime değişir, çünkü hepsinin yaşam şartları, anlayışı, hayata bakışı farklıdır. Senin dediğin tarda bir cezanın hepsinde aynı uygulanması, şeklinin aynı olması diye bir şey olmaz, bu evrenselliğe tersdir. Evrenselliği sen biraz daha araştır.

Saygılar….
Konu açılıyor, tevrat olmazsa kuran eksiktir anlamında; tevrat ve kuran birbirini tamamlar deniliyor!

Sonra biri çıkıyor, hayır buna incilde dahildir diyor? Nasıl yani diye sorulmasını beklemeden devam ediyor!

"tevrat, incil ve kuran; hepsi bir arada islam" diyor!

Birisi bunları okuyunca şaşırıyor ve nasıl yani diye soruveriyor! Sonra vay senmisin soran, tevratın ve incilin değişmezliğinden dem vurularak, süleyman ateş kesin otorite imiş gibi onunla vurucu darbe indirilmeye çalışılıyor.

Ama, karşı taraf;

1- yahu 4 tane birbirinden farklı incil nasıl kuranla birlikte ele alınabilir?

2- üstelik inciller teslis denilen 3 tane rabden bahsediyor, İsa'yı Allah'ın oğlu kabul ediyor!

3- "...O doğmamıştır, doğurmamıştır, hiç bir şey onun dengi değildir" şeklinde söylemde bulunan rabbimizin sözlerinden olan kurana bunlar nasıl uygun olabilir?

4- İnsanların birbiriyle zina etmesi halinde onların ölümünü isteyen, bununlada kalmayıp, hayvana tecavüz eden biri için hayvanında ölümünü isteyen bir hükmü barındıran tevrat denen şirke bulaşmış insan yazmasını, bahçelerde yarattığı insanların içinde dolaşan tanrı tasviri yapmış şirk kaynağını kurana uygun diye nasıl kabul edebilirsiniz?

5- Zina bir suç kabul edilen kuranın yanında, gidin bir daha yapmayın diyen fakat bir daha, bir daha zina yapana yine aynı şeyi söyleyen bir incil nasıl insan bozması olmaz, nasıl kurana uygundur, bunu anlatın?

6- Bir şeyin evrensel olabilmesi için her yer, her zaman ve herkese aynı olması gerekir denmesine karşın, hayır sen evrenselliği iyi anla diyen birine; buyurun o halde siz zinayı evrensel olarak açıklayabilirseniz sizi dinleyelim, yazabilirmisiniz?



diye sorular soruyor ve konuya katılan değerli katılımcılardan biri şu vurucu cümleyle noktayı koyuyor.

Alıntı:
mustafabey Nickli Üyeden Alıntı
"Dinin olduğu yerde bir düzen olması gerekir, insanlar iyiyi kötüden ayırsınlar, eşkiyalık olmasın, insanlar kendilerini güvende hissetmeleri için toplumlarda KATI kurallar konulmuştur, bu katı kurallarda kavimden kavime değişir, çünkü hepsinin yaşam şartları, anlayışı, hayata bakışı farklıdır. Senin dediğin tarda bir cezanın hepsinde aynı uygulanması, şeklinin aynı olması diye bir şey olmaz, bu evrenselliğe tersdir. Evrenselliği sen biraz daha araştır. "
Yahu kardeşim, yazındaki çelişkinin bile farkında değilsin. Dinin olduğu yerde düzen olması için katı kurallar konmasını kabul ediyorsun hemen ardından da bu kuralların toplumlara göre değişeceğini kabul ediyorsun!

Aynı suç, toplumlar arasında değişen cezalarla karşılık görürse, düzen nasıl sağlanabilir? Bir toplumda daha fazla ceza alan, diğer toplumdaki hafif cezayı ileri sürerek adil olmadığını ileri sürerse haksızmı olur? Bu şekilde nasıl düzen sağlanabilir?

Bana önerdiğiniz evrensellik kavramını sizler iyi anlayın... Yada kısaca, ne yazrsan yaz, ne sorarsan sor, onlara direkt cevap vermeyeceğiz, çünkü bizler islama tevrat ve incilin hikayelerini sokarak, daha öncekilerin kaldığı yerden israiliyat ve mesihhiyat hikayelerine boğacağız deyin açıkça...

Sorular, itiraz içinmiş! Sen, yanlış bir şey eklemeye çalışırsan, bunu da doğru diye savunmaya çalışırsan, sana soru sorulmamasımı gerekiyor?

Alıntı:
mustafabey Nickli Üyeden Alıntı
Aorskaya kardeşim sen soru sormakla tehdit ediyorsun, soru sormak itirazdır. Sözde olan her şey itirazdır. Kelimede anlamak bir zandır, zannetmektir, aslı nerdedir? Yaşamda.
Sorulmadan, itirazla karşılaşmadan dediğinizin kabul görmesimi gerekiyor? Alıştığınız bir durum olan soru sormadan yaşamayımı öneriyorsun? Ben engel olmayım kardeşim sizlere... Buyrun siz sorgusuz sualsiz yaşamınıza devam edin.

Ama, soru sorma huyunu, bizzat kurandan edindiğimi söylersem, sizleri ne kadar ilgilendirir bilemiyorum ama, bunada yine cevap vermeyeceğinizi tahmin ediyorum.

"Kendilerine inen kitabın okunması onlara yetmiyormu?" diye soran rabbimizin sorusunu hatırlarmısınız? Bunu yazarak kuranın tek başına yazılı kaynak olarak size yetmesi gerektiğini söylemiştim. Ama yine her zaman yaptığınız gibi işinize gelmeyen yerleri görmezden gelip cevaplama zahmetine girmemeyi hüner sandınız değilmi?

ne dersiniz? "KURAN SİZE YETMİYORMU?

Artık bunları soranlar var ve siz de doğruysanız buyurun her sorunun cevabını verin... En son yukarıda yazdığım soruların cevaplarıyla başlayın...

selamlar,
aorskaya

Konu aorskaya tarafından (8. December 2012 Saat 12:45 AM ) değiştirilmiştir.
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 8. December 2012, 02:08 PM   #53
mustafabey
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2012
Mesajlar: 108
Tesekkür: 19
41 Mesajina 61 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22
mustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud of
Standart

Alıntı:
Aorskaya Nickli Üyeden Alıntı
İstediğin her kaynağa bak, incele... Doğru olduğunu düşündüğün ve kurana ters olmayan bütün görüşlerden, kim yada nerden olduğuna bakmaksızın, hatta imansızlarda dahi olsa al, akıl et, faydalan... Bunu neden görmezden geliyorsun?

Bu yeterince anlaşılır değilmidir?
Aorskaya kardeşim, bana her türlü kaynaktan faydalanma imkanı tanıyorsun, teşekkür ederim. Sende bu dediklerine uysan da kendindeki itirazları kaldırsan olmaz mı? Bir kimsedeki itirazı bir başkası kaldıramaz. Bu mücadeleyi kendin vereceksin. Soru sorarak ulaşamazsın.
Alıntı:
Aorskaya Nickli Üyeden Alıntı
Bana önerdiğiniz evrensellik kavramını sizler iyi anlayın... Yada kısaca, ne yazrsan yaz, ne sorarsan sor, onlara direkt cevap vermeyeceğiz, çünkü bizler islama tevrat ve incilin hikayelerini sokarak, daha öncekilerin kaldığı yerden israiliyat ve mesihhiyat hikayelerine boğacağız deyin açıkça...
Yukarıdaki yazdıklarında senin zannındır, güya tedbir mi alıyorsun. Senin kafandaki soruların cevabı bizde değil sendedir, çünkü senin için tek cevap var, onu da biz bilemeyiz, kendin kendine cevabı ver. Bizim burada paylaştıklarımız nihayetinde kelime kalabalığıdır. Her şeyin aslı yaşamdadır, kelimede değil. Sen kelimeleri gerçek mi zannediyorsun, kelamlar habercidir, haber verir, onu da anlayabilirsen, kaynaklığı sadece haberdir.
Sen tutturmuş da her şey Kuranın içinde diyorsun, anladın mı ki? Sen kelamları birebir yaşıyor musun? Kurandan bir haber aldın, geç bir sonraki aşamaya, niye aynı yere takılıp duruyorsun? Kuran seni mücadeleye davet ediyor, ver mücadeleni yaşamda, gerçek bilgi hayatın içinden alacağındır, gerçek kaynak yaşamdır. Gerisi itirazdır, çünkü yaşamda karşılığını görmemişsindir. Aorskaya kardeşim şekilsel düşünüyorsun, onun için itirazlarını kaldıramıyorsun. Biraz soyut düşünce yeteneğini geliştirmen gerekli, sana tekrar söylüyorum bu bakış açınla sorular çözülmez, birikir.
Aorskaya kardeşim, her şey Kuranın içinde, sen Kuranın içinden mi çıktında, her şeye vakıf oldun. Kendini bir sorgula, yanlış metodla konuları açıklamaya çalışıyorsun. Anlayışını geliştirmelisin. Nedenleri, niçinleri, nasılları kendi aklına soracaksın, cevabı bizden değil kendinde bulacaksın. Kendi içinde olgunlaştırdığın fikirleri, bizimle paylaşırsan konuda ilerleriz.
Sana uygun dille açıklıyorum, ama sen aynı şeyleri tekrar soruyorsun.

Alıntı:
mustafabey Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Aorskaya Kardeşim yukarıda yazdığın konuyu önceki yazımda izah ettim. Kuranda her şey bahsediliyor, Kuran bizi yönlendiriyor, çoğu yerde bir konuya atıf var, bu atıfların olması o konunun açıklandığı anlaşıldığı manasına gelmez. Bu konu başlıklarının içeriğini araştıracak, öğrenecek olan bizleriz. Bize düşünmüyor musunuz, akletmiyor musunuz diye bir görevi Kuran yüklemişken, sen ne diyorsun: sadece kuranda bulunan kelimeleri tekrar edelim, dışına çıkmayalım, böyle ilim mi olur? Yazıklarınla ilmetmeyi öğrenmeyi sınırlamaya çalışıyorsun! Sen kendi beynini sınırlayabilirsin, başkalarına Müslüman böyle yapar diye sınırlamalar koymaya çalışıp durma! Kendine göre bir iman tarifi, yaşantı tarifi oluşturarak sınırlamalar getirip, alan daraltarak, kuranın emrettiği öğrenmenin ve araştırmanın önünü kesmeye yönelik yazılar yazıyorsun. Hem kaynağımız Kurandır diyorsun, hemde Kuranın yönlendirdiğini yok öyle değil, Tevrat ve İncil şaibelidir gibi Kurana dayanmayan iddialar öne sürüyorsun . Daha önceki yazıda nasıl açıklama yapmışım; her şey indirilen ve yaratılan ayetler içindedir. Dini anlamak için olaya geniş açıdan bakmak gerekir, zaten Kuranda ona yönlendiriyor.
Açıklamışım yeterince, ne diyoruz: Kuran bir rehber, ögüt, ibret, iyiyi kötüden ayıran kitapdır, müjdedir, nurdur. O zaman içindeki nurdan, öğütten, ibretten alacağımızı alalım bizi rehber nerelere yönlendiriyorsa araştıralım, bakalım! Tevratta, İncilde nur mu var diyor, ortaya çıkaralım!

Alıntı:
mustafabey Nickli Üyeden Alıntı
Sen açıklamalarınla ne demek istiyorsun, Kuranda her şey var, bitti!, eee yaşamda neden bir ilerleme yok, Kuranın gönderdiği adresleri senin metodunla reddedersek, toplumdaki genel anlayış da senin gibi düşünüyor, gördüğün gibi hiçbir alanda bir gelişme yok. Dinin istediği İNSAN meziyetleri ortaya çıkmıyor.
Alıntı:
mustafabey Nickli Üyeden Alıntı
Ayrıca evrensel anlayışını da yanlış yorumluyorsun ve yanlış şekilde açıklıyorsun, biraz daha geliştirerek, düşünerek sunarsan daha faydalı olur.

Evrensel olan değerlerdir. Senin dediğin gibi cezanın şekli evrensel değildir. Sen herşeyi şekilsel düşünüyorsun, bu değerler soyut kavramlardır. Seninle onun için mutabık olamıyoruz, biraz soyut düşünce yeteneğini geliştirmelisin. Senin ortaya koyduğun konulara yaklaşım tarzın ve metodunla hiçbir problem çözülmez, sadece problem artar.

Aorskaya kardeşim hiçbirşey körü körüne kabul edilmez, buna Kuranda dahildir, sadece kabul ettiğimizi zannederiz. Bir şeyi ne kadar anlıyor, değerini görüyorsan, yaşamında yer veriyorsan ozaman kabul etmişsindir, kuru kuruya kabul ettim demenin hiç bir önemi yoktur, dilin kemiği yoktur, yaşama girmemiş bir değer hükümsüzdür.

Kuran bize yeterde, içindeki ögütleri anlamadıktan sonra, tekrardan başka sonuç çıkmaz, dilde kalır. Dilde söyleneninde Dinde bir değeri yoktur, dinde asılolan yaşamdır. Ezber bizi bir yere götürmez, ezberle doğruya ulaşamayız, mücadele etmeliyiz, buda senin metodunla, ortaya koyduğun geçmiş atalar öğretisinin tekrarıyla olmaz. Olmadığını yaşama bakabilirsen, görürsün.

Aklı kullanabilenler, aklı ortaya çıkarabilenler öğüdü alır, diğerleri tekrarlar. Bir akıl seviyesine çıkamayınca, yanlış değerlendirme ve yanlış sonuçlara ulaşma durumu ortaya çıkar. Onun için işin doğrusuna alim olanlar yaklaşır.

Öncelikle kuran kavramları anlaşılmalı, yeterince bilgiye sahip olunca ve düşünce ve akletme yollarında bir problem yoksa, ön yargı yoksa incil ve tevrat okunarak içindeki ilahi değerler anlaşılır. Allahın hiç bir kelamı kaybolmaz, kağıt üzerinde olmasada bu değerler yaşamda yerini alır, oradan da okunarak bu bilgilere ulaşılır. Ama körlük ve sağırlık varsa kelimenin yaşamdaki karşılığı mücadeler ederek ortaya çıkarılamıyorsa yapılan dilde tekrardan öteye geçmez. isbat edildiği zannedilenlerde sözde kalandır, bu sözde isbatların yaşamda yeri yoktur, yakılırlar.

Allah herşeyin isbatını bize yaşamda gösterir, kelimede değil, kelimede olanlar sadece haber verir, habercidir, onuda anlarsak bir değeri olur. Yoksa tekrardır. bu kavramları anlamadan bir yol katedemeyiz.
Alıntı:
Aorskaya Nickli Üyeden Alıntı
Sorular, itiraz içinmiş! Sen, yanlış bir şey eklemeye çalışırsan, bunu da doğru diye savunmaya çalışırsan, sana soru sorulmamasımı gerekiyor?
Sorulmadan, itirazla karşılaşmadan dediğinizin kabul görmesimi gerekiyor? Alıştığınız bir durum olan soru sormadan yaşamayımı öneriyorsun? Ben engel olmayım kardeşim sizlere... Buyrun siz sorgusuz sualsiz yaşamınıza devam edin.

Ama, soru sorma huyunu, bizzat kurandan edindiğimi söylersem, sizleri ne kadar ilgilendirir bilemiyorum ama, bunada yine cevap vermeyeceğinizi tahmin ediyorum.
Aorskaya kardeşim itiraz kavramının anlamını yukarıda değinmiştin, önceki yazımıda tekrar oku tamamını değerlendir, yanlış yorumluyorsun. Sorduğun soruları tekrarlıyorsun ve aktardıklarından faydalanacağımız bir bilgiyi bize sunmuyorsun, farkında değilsin.
Alıntı:
mustafabey Nickli Üyeden Alıntı
Gerçeğe kelimede ulaşılmaz, gerçeğe yaşamın içinden mücadele edilerek ulaşılır. Kelimede ulaşmayı ummak itiraz etmektir, çalışmadan çabalamadan kelimelerden arayıp bulmaya uğraşma sonucu itiraz çıkar. Yaşamda karşılığı olmayan, yaşama çıkmayan her şey itirazdır. İman etmek itirazın kaldırılmasıdır, sözde iman olmaz, çünkü söz yaşamda karşılığını görmek ister.
Aorskaya kardeşim sen soru sormakla tehdit ediyorsun, soru sormak itirazdır. Sözde olan her şey itirazdır. Kelimede anlamak bir zandır, zannetmektir, aslı nerdedir? Yaşamda.

Biz toplum olarak gerçeği, mücadele etmeden sözde, ezbere kalıplar ve şekilde anladığımız için gelişigüzel bir yapılaşma ortaya çıkmıştır, bizim ortaya çıkardığımızın adı İslam(huzur, barış) değildir, tembelliktir.
Kendi toprağımızı yani beynimizi iyi işlemeliyiz ki sözler (tohum) filizlensin kök salsın, ürün alabilelim. Kendi bahçemize bakmazsak bizden ne köy olur nede kasaba.

İsa Resulun anlattığı kıssadaki gibi indirilen ayetler birer tohumdur. İyi düşünmek gerekir, benzetme ne güzel açıklanmış. Maddesel, şeklen düşünmeye çalışanların niye anlamadığı da açıklanmış:
Ayrıca incilde alıntıladığım tohum benzetmesi kıssasını ve açıklamasını tekrar oku, nede olsa kendi anlattığı kıssayı açıklayan İsa Resul. Senin benzetmelerle problemin var, tohum neye benzetilmiş tekrar düşünde, Kuranı somut, şekilsel anlamanın yetersiz olduğunu gör. Sen esas görülecek kısımların hiç birini dikkate almıyorsun da, nerde kaos çıkartılır hep onun peşindesin, nedir bu iş?
mustafabey isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 8. December 2012, 02:11 PM   #54
mustafabey
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2012
Mesajlar: 108
Tesekkür: 19
41 Mesajina 61 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22
mustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud of
Standart

Kelam ve kelimeler hakkında düşünüp idrak ve muhakeme ile hayrı satın almamız gereklidir Kelamlar hiç bir zaman akıl olamaz. Kelam ve kelimeler akla ulaştıran bir yoldur. Allah yaşamda kelime sahiplerine ve onlarla hareket edenlere, onlarla görenlere değil, akıl sahiplerine seslenir. Din insanın sınırlarını çizer, bu sınırlarda, çizgide yaptığımız her türlü hal, hareket ve düşünceler ibadettir.

İnsan dini bir kavramdır, Allah insanı bir fıtrat üzere yaratmıştır, İnsanın bu fıtratını, meziyetlerini ortaya çıkarabilirsek, kelimede açıklayarak değil hayatımızda yaşayarak, eskimez dini bulacağımızı Kuran söylüyor. Ne yapmamız lazım? Hacc 78 de dinin İbrahimin dini olduğu ve Allaha teslim olunması gerektiği yani İNSAN fıtratına uygun davranmamız gerektiği bahsediliyor.

Rum 30:
O halde sen yüzünü, dosdoğru olarak dine, Allah’ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata çevir. Allah’ın yaratışında değiştirme olamaz. Doğru ve eskimez din işte budur. Fakat insanların çoğu bilmiyor.


Hacc 78
Ve Allah'da hakkıyla cihad edin. O, sizi seçti. Dînde sizin için bir zorluk kılmadı ki; o, babanız İbrâhîm (A.S)'ın dînidir. O, resûl size şahit olsun ve siz de insanlara şahitler olasınız diye, sizi daha önce de bundada (Kur'ân-ı Kerim'de de) “müslümanlar” (Allah'a teslim olanlar) olarak isimlendirdi. Artık namazı kılın, zekatı verin ve Allah'a dayanın. O sizin mevlanızdır (dostunuzdur). O ne güzel mevla ve ne güzel yardımcıdır.


Din akıl sahiplerine, düşünenlere indirilmiştir. Dini duygularda, istek ve arzularda, hayalde arayanlar doğru yolu bulamazlar.

İbrâhîm 52.
Bu Kur’ân, onunla uyarılsınlar ve tek bir Tanrı bulunduğunu bilsinler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye insanlara tebliğ edilmiştir.


Mümin Suresi
53. Andolsun ki biz Musa'ya hidayeti verdik ve İsrailoğullarına, o Kitab'ı miras bıraktık.

54.O, akıl sahipleri için bir öğüt ve doğruluk rehberidir.

58. Körle gören, inanıp iyi amellerde bulunanla kötülük yapan bir olmaz. Ne kadar az düşünüyorsunuz!

Yazılı kitaplar(Tevrat, Zebur, İncil, Kuran) bize geçmişten kalan mirasdır, bu mirası anlayabilmek için akıl sahibi olmak ve düşünebilmek gereklidir. İman edebilmek için uyarıyı alan, mesajı okuyan, ibreti gören akıl gereklidir, akıl sahibi olmak için aklımızı bütün etmeliyiz. Kelam ve kelimeler bir araçtır, amaç değildir. Din insanın sınırlarını çizer, bize insanı tarif eder, bizi insana götürür. Düşünen akleden insan olabilir, düşünemeyen, akıl edemeyen, sadece taklit eden insan sıfatına ulaşamaz.

Akıl sahipleri, takvaya ulaşanlar akıl ve iradeyi satın alırlar.
Diğerleri akla ulaşamayanlar, bir şekli veya vaziyeti taklit ederler, düşünemezler, düşünüyoruz zannettikleri de başkalarının kelimelerinin tekrarıdır, her şeye itiraz vardır. Bunların gözleri ayrı, ağzı ayrı, kulakları da ayrı itiraz eder. Bunun nedeni ihtirasdır, duygulardır, hayaldir, istek arzulardır, bunları satın alırlar.
mustafabey isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 8. December 2012, 09:05 PM   #55
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart

Konunun daha fazla uzamasına gerek yoktur. Konu hakkında karşılıklı fikir alışverişi yapılacağı düşüncesiyle, sorular yazılmıştır, bunların çoğuna cevaplar vermek yerine, genel geçer ifadelerle, sen şöyle yapıyorsun, şunu yanlış anlıyorsun, buna dikkat emiyorsun şeklinde yazılarla konu ilerletilmeye çalışılıyor.

Bu şekilde konu paylaşımı olmaz, tek taraflı olarak karşı tarafın yazılarına, sorularına cevaplar verilmeden fikir sunulsuğu iddia edilemez.


Sorular cevaplanmadıkça, yeniden ortaya çıkabilecek soruları yazma mantıklı da olmayacağından;

Yazımı aşağıda en son yazdığım kısımla ilgili yeniden alıntı yaparak bitirmeye ve yazıların okuyucular tarafından kendi değerlendirmelerine bırakılması gerektiğini düşünüyorum.


Selamlarımla,
aorskaya


Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster


Daha önce, tam olanın kuran değil, levhi mahfuz olduğunu, bu nedenle kuranın incil ve tevratla tamamlandığını söylemen üzerine, sadece kuranın tek başına tamam olduğunu gösteren ayeti yazınca bu defa da, yukarıdaki gibi, rabbimizin sözüne rağmen, öyle denmekle kuranda konular açıklanmış olmuyor diyerek, ille de kuranla yetinmeme, kuran dışında arayışlara girmeye çalışıp, bir de bunun doğruı olduğuna bizleri inandırmaya çalışıyorsun.

Şimdi, yazışmanın gidişinden,

1- kuranın tek başına her konuyu tüm detayları ile kapsadığından başka kaynağa ihtiyaç bırakmadan dinin tek kaynağı olduğunun anlatılmasına,

2- farklı incil nüshalarına ve bozuk tevrat içeriğine anlatılmasına,

3- Evrensel olma özelliği gereği, bir hükmün her zaman, her yerde ve tüm insanlar için aynı olması gerektiği, bir ülkedeki örnek uygulama ile anlatılmasına
(daha fazla saymama gerek yok yetmelidir)


rağmen, hala polemiklerle, tevrat ve incilin kuranla birlikte dikkate alınması, aksi halde kurana ters düşülmüş olacağı iddiasına devamla, ne söylense ve delil getirilse dahi, bu düşüncenden vazgeçmeyeceğin, illede israiliyatı ve mesihhiyatı islama eklemeye çalışacağın görülüyor.

Ama, iman edenler için, son olarak rabbimizin kafalara çakarcasına söylediği sözlerinden birine ilişkin aşağıdaki ayetin daha fazla uzamayacak şekilde konuyu bitireceğine inanıyorum.

Kendilerine okunan Kitabı sana indirmemiz, onlara yetmedi mi? Şüphesiz inanan bir toplum için bunda bir rahmet ve öğüt vardır.
(ANKEBUT -51)

a- Kendilerine okunan Kitabı sana indirmemiz, onlara yetmedi mi?

Kuran şimdi size yetmiyormu? Kuran yetmediği içinmi içeriği şirke bulaşmış tevrat ve incili müslümanlara kabul ettirmeye çalışıyorsunuz?

b- Şüphesiz inanan bir toplum için bunda bir rahmet ve öğüt vardır.

halbuki yetmeliymiş! Çünkü, gerçekten iman edenler için ondaki öğüt yeterliymiş, başka şeye ihtiyaç bırakmadan ondaki var olan rahmetten nasibimizi almaya çalışmak gerekirmiş değilmi?

Bu ayete rağmen hala, tevrat ve incil diye devam edecekseniz, size başka şey söylememe gerek kalmayacaktır. Çünkü, rabbim başka açıklamaya anlatmaya gerek bırakmadan iman edenlere bunu deklare etmiştir.

Tek soru; "Bizlere okunmakta olan kuran size yetmiyormu?"
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 19. December 2012, 06:07 PM   #56
kıyamet
Yeni Üye
 
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 17
Tesekkür: 0
1 Mesajina 2 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 0
kıyamet has much to be proud ofkıyamet has much to be proud ofkıyamet has much to be proud ofkıyamet has much to be proud ofkıyamet has much to be proud ofkıyamet has much to be proud ofkıyamet has much to be proud ofkıyamet has much to be proud of
Standart

ALİ İMRAN SURESİ – 110
1. kuntum: siz oldunuz
2. hayra ummetin: hayırlı ümmet, topluluk
3. uhricet: çıkarıldınız
4. li en nâsi : insanlar için
5. te'murûne: emredersiniz
6. bi el ma'rûfi: irfan ile
7. ve tenhevne: ve nehyedersiniz, men edersiniz
8. an-il munkeri: münkerden, kötülükten
9. ve tu'minûne bi allâhi: ve Allah'a îmân edersiniz
10. ve lev âmene: ve eğer îmân etselerdi
11. ehlu el kitâbi: kitap ehli, kitap sahipleri
12. le kâne: elbette olurdu
13. hayran: hayırlı
14. lehum: onlar için
15. min-humnlardan
16. el mu'minûne: îmân edenler, mü'minler
17. ve ekseru-hum: ve onların çoğu
18. el fâsikûne: fâsıklar, fıska düşenler

Diyanet İşleri:Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah’a iman edersiniz. Kitap ehli de inansalardı elbette kendileri için hayırlı olurdu. Onlardan iman edenler de var. Ama pek çoğu fasık kimselerdir.

Adem Uğur:Siz, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder; kötülükten meneder ve Allah'a inanırsınız: Ehl-i kitap da inansaydı, elbet bu, kendileri için çok iyi olurdu. (Gerçi) içlerinde iman edenler var; (fakat) çoğu yoldan çıkmışlardır.

Ahmet Varol:Siz, insanlar için çıkarılmış hayırlı bir ümmetsiniz; iyiliği emreder kötülükten alıkoyarsınız ve Allah'a iman edersiniz. Eğer kitap ehli de iman etmiş olsaydı şüphesiz kendileri için hayırlı olurdu. İçlerinden iman edenler vardır ancak çoğunluğu fasıktırlar.

Ali Bulaç :Siz, insanlar için çıkarılmış hayırlı bir ümmetsiniz; maruf (iyi ve İslam'a uygun) olanı emreder, münker olandan sakındırır ve Allah'a iman edersiniz. Kitap Ehli de inanmış olsaydı, elbette kendileri için hayırlı olurdu. İçlerinden iman edenler vardır, fakat çoğunluğu fıska sapanlardır.

Bekir Sadak:Siz, insanlar icin ortaya cikarilan, dogrulugu emreden, fenaliktan alikoyan, Allah'a inanan hayirli bir ummetsiniz. Kitap ehli inanmis olsalardi, kendileri icin daha hayirli olurdu; iclerinde inananlar olmakla beraber, cogu yoldan cikmistir.

Diyanet İşleri (eski):Siz, insanlar için ortaya çıkarılan, doğruluğu emreden, fenalıktan alıkoyan, Allah'a inanan hayırlı bir ümmetsiniz. Kitap ehli inanmış olsalardı, kendileri için daha hayırlı olurdu; içlerinde inananlar olmakla beraber, çoğu yoldan çıkmıştır.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) :Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten vazgeçirmeğe çalışır ve Allah'a inanırsınız. Kitap ehli de inansaydı kendileri için elbette daha hayırlı olurdu. İçlerinden iman edenler de var, ama pek çoğu yoldan çıkmışlardır.

İbni Kesir :Siz; insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten alıkorsunuz. Ve Allah'a inanırsınız. Ehl-i Kitab'da inanmış olsaydı; kendileri için hayırlı olurdu. İçlerinde iman edenler olmakla beraber, çoğu fasıklardır.

Ömer Nasuhi Bilmen:Siz insanlar için çıkarılmış hayırlı bir ümmetsiniz, maruf ile emredersiniz, münkerden nehy eylersiniz ve Allah Teâlâ'ya imân ediyorsunuz. Eğer ehl-i kitap da imân etselerdi elbette kendileri için hayırlı olurdu. Onlardan mü'min olanlar vardır, en çoğu ise fâsık kimselerdir.

Şaban Piriş:Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülüğü yasaklarsınız. Allah’a iman edersiniz. Kitap ehli de iman etseydi kendileri için iyi olurdu. Onlardan mümin olanlar vardır. Fakat çoğunluğu fasıktır.

Süleyman Ateş:Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı bir ümmet oldunuz. İyiliği emreder, kötülükten men edersiniz ve Allah'a inanırsınız. Eğer Kitap ehli, inanmış olsaydı, elbette kendileri için iyi olurdu. Onlardan inananlar da var, ama çokları yoldan çıkmışlardır.

Tefhim-ul Kuran:Siz, insanlar için çıkarılmış hayırlı bir ümmetsiniz; maruf (iyi ve İslâm'a uygun) olanı emreder, münker olandan sakındırır ve Allah'a iman edersiniz. Kitap Ehli de inanmış olsaydı, elbette kendileri için hayırlı olurdu. İçlerinden iman edenler vardır, fakat çoğunluğu fıska sapanlardır.

Ümit Şimşek:Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmet oldunuz. İyiliği teşvik eder, kötülükten sakındırır, Allah'a hakkıyla iman edersiniz. Eğer Kitap Ehli de iman etseydi, onlar için hayırlı olurdu. Gerçi onlardan mü'minler de vardır; fakat çoğu yoldan çıkmış kimselerdir.

Yaşar Nuri Öztürk:Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz: İyilik ve güzelliği belirlenmiş olana özendirirsiniz, kötülük ve çirkinliği belirlenmiş olandan sakındırırsınız, Allah'a iman edersiniz. Ehlikitap da iman etseydi, kendileri için, elbette hayırlı olurdu. İçlerinde müminler vardır ama onların çoğu sapıkların ta kendileridir.

Hz. Muhammet’in kendi toplumu içerisindeki müminler; insanlar için çıkarılmış hayırlı bir ümmet…

Hz. Muhammet’in kendi toplumu içerisinde müminler ve sapıklar var; insan yok..
Ehlikitap içerisinde müminler ve sapıklar var; insan yok…

İnsan” ifadesi kimin için kullanılıyor?
Reenkarnasyon sisteminide insan ömrü ortalama 1000 yıldır…
İlk 400 yıllık süresi içerisinde yaşayan topluluk insan diye anılır…

400 yılın sonunda Allah'ın ayetleri ile karşılaştıktan sonra kişi ya iman eder yahut inkar eder...
Bu durumda kalan yaşamına ait 600 yıllık dönemde kişi müslüman ya da sapık diye anılacaktır...

Allah’ın yaratmış olduğu insanlar topluluğu bir önceki toplumun soyundan vücuda getirilir…
Bu insanlar 400 yıllık yaşamlarının sonunda kendilerinin vücuda geldiği toplum içerisinden seçilen bir peygamberle karşılaşırlar…

Kuran’da var olan reenkarnasyon sistemi gereği insan;
1- İlk 400 yıllık süresi içerisinde yaşayanlar…
2- Allah’ın ayetleri ile ilk kez karşılaşanlar…
3- Allah’ın peygamberi ile ilk kez karşılaşanlar…
4- Henüz ne Müslümandırlar ne de sapık…

Hz. Muhammet’in kendi toplumu içerisindeki müminler Nereden çıkarılıyor?
-Yerden-
Tıpkı reenkarnasyon sistemi gereği dabbenin yerden çıkarılması gibi…

Hz. Muhammet ise; kendi toplumuna ait müminlerden daha önce canı alınıp bir kez ölümü tattıktan sonra Allah katına çıkarılıyor ve peygamber olarak Allah katından yeryüzüne kendi toplumuna tekrar geri gönderiliyor…

Reenkarnasyon sisteminde peygamberlik o kişiye ait son yaşam dilimidir…
ve
O yaşam diliminin sonunda diri olarak tekrar Allah katına çıkarılırlar…

İBRAHİM SURESİ
4-Biz görevlendirdiğimiz her resulü ancak kendi toplumunun diliyle gönderdik ki, onlara açık seçik beyanda bulunsun.

YUNUS SURESİ
16-De ki: “Allah dileseydi, onu size okumazdım, onu size bildirmezdi de. Ondan önce içinizde bir ömür kalmıştım. Hala aklınızı kullanmayacak mısınız?

SEBE SURESİ
2-Yerin içine gireni, oradan çıkanı, gökten ineni, oraya yükseleni O bilir. Rahim’dir O, Gafur’dur.

HADİD SURESİ
4-…Yere gireni ve ondan çıkanı, gökten ineni ve onda yükseleni bilir. O, nerede olursanız olun sizinle beraberdir…

NEML SURESİ
82-O söz tepelerine indiğinde, yerden onlar için bir dabbe çıkarırız da o onlara, insanların bizim ayetlerimize gereğince inanmadıklarını söyler.

Dabbe; yerde bekletilen ve kafirler için çıkarılacak olan son mümin…

Dabbe; yeryüzündeki kafirlere şöyle der:
Siz, reenkarnasyon sistemi gereği insan olarak yaşadığınız dönemde Allah’ın ayetlerine gereğince inanmadınız ve şimdi bu durumdasınız…

Çünkü
Kıyamete ait söz tepelerine indiğinde ve dabbe yerden çıktığında yeryüzünde sadece kafirler olacaktır…
Ve kıyamet kafirlerin üzerine kopacaktır…

ZUHRUF SURESİ-63
33- İnsanlar bir tek ümmet haline gelmeyecek olsalardı, o Rahman’a nankörlük edenlerin evlerine gümüşten tavanlar çatar, sırtlarına binip yükselecekleri merdivenler yapardık.
34- Evlerinde kapılar, üzerlerinde yan yatacakları koltuklar yapardık;
35- Her yanda süsler oluştururduk…

Demek ki insanlar birtek ümmet haline gelecek…

MERYEM SURESİ-44
75- Deki: Her kim sapıklıkta ise Rahman ona iyice süre versin. Nihayet, kendilerine vaat edileni; azabı yâda kıyametin kopuşunu gördüklerinde mekânca daha kötü, taraftarca daha zayıf olanın kim olduğunu bilecekler.

ENAM SURESİ-55
47--Şunu da söyle: Düşünün bakalım! Allah’ın azabı size ansızın, açıktan geliverse, zalimler topluluğundan başkası mı helak edilecek?

MEARİC SURESİ-79
1- Soran birisi, geleceği kuşkusuz azabı sordu.
2- Kâfirler içindir o. Yoktur onu savacak.
kıyamet isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 19. December 2012, 06:29 PM   #57
kıyamet
Yeni Üye
 
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 17
Tesekkür: 0
1 Mesajina 2 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 0
kıyamet has much to be proud ofkıyamet has much to be proud ofkıyamet has much to be proud ofkıyamet has much to be proud ofkıyamet has much to be proud ofkıyamet has much to be proud ofkıyamet has much to be proud ofkıyamet has much to be proud of
Standart

ALİ İMRAN SURESİ
14-Kadınlara, oğullara, altın ve gümüşten oluşturulmuş yığınlara, salma atlara, davarlara ve ekinlere tutkunlukların sevgisi, insanlar için süslenip püslenmiştir. Tüm bunlar geçici hayatın nimetidir. Allah’a gelince, varılacak yerin en güzeli O’nun yanındadır.

"İnsan" ifadesi erkekler için kullanılmıştır...
Çünkü
İlk 400 yıllık süre içerisinde yaşayan tüm insanlar erkektir...
kıyamet isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
kurandaki, ıncil


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 09:17 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam