Mülkiyet "şirktir." İhtiyaç fazlası "haramdır."

[Eren Erdem]

Başlığı okuyunca muhtemelen "nasıl yani" diyenler olabilir.

Lakin, "haram, helal, günah, mübah" denkleminin tümüyle "daraltılması neticesinde" tartışmalar çok daha dar bir alanda olgunlaşabiliyor.
ortaya bir netlik koymalı.

Bugün yeryüzünde yaşayan insanların yaşamını ikame edebilmesi için ihtiyaç duyduğu şey "vizyondur." Yeryüzünde egemen olan ekonomik sistem (finans kapital) içinde kalmak suretiyle, mevcut sistemle entegre bir tür "aydın-ilerici Kurancılık" türetmek son derece zararlıdır.

Kur'an'da geçen, "lehulhamd" kavramı nazarınca "hamdın/övülmenin sadece O'na ait olması" hamd'ı üreten altyapının sadece O'nun inisiyatifine ait kılınması manasına gelir...

İnsanların bir kısmının ihtiyaçlarını, diğer kısmından temin etmesi; "Allah'ın lehulhamd oluşu ilkesiyle çelişir." Çünkü insan, bir diğer insana "bağımlılık duyduğu ölçüde, onun varlığıyla varlıklanır ve o insana hamd etmiş olur."

Lehulmülk için de durum keza öyledir. Mülk Allah'ındır. dolayısı ile, Allah'tan gayrısının "mülk üzerinde hak iddia etmesi" Allah'a mülkünde ortaklık iddia etmesidir. Şirktir.
İnsan "Allah'ın mülkünde hak iddia edemez." Ancak ve ancak "ihtiyaç duyduğu ölçüde nimetlenir." Nimetlenme, rızıklanma dışında kalan; tahakküm kurma, kendinde biriktirme, toplama işleri, "şirk"tir. Çünkü bu işlerin tümü, Allah'a aittir. Allah'ın bu işlerine ortak olma iddiasıdır...

Lehulhamd ve lehulmül prensiplerinin "bariz bir emir sıgasıyla" nasıl pratize edileceği "Bakara 219'da verilir."

sana neyi infak edeceklerini/nasıl münafıkllıktan kurtulacaklarını sorarlar; "de ki ihtiyaçtan artanın tümünü. (Bakara 219)

Bu nettir. açıktır. tartışma götürmez biçimde Allah, kendi tekelinde olan rızkın nasıl bölüşüleceğini söylemektedir.

"Kull'ul afv" bir emir sıgasıdır. Dolayısı ile tersini yapmak "haramdır." Emre itaatsizliktir. Yani, kişinin ihtiyaç durmadığı halde bir malı dolaşımdan çekmesi, servet biriktirmesi; servetsizler karşısında güç ve tahakküm kurmasına sebep olacağından, tümüyle "lehulhamd ve lehulmülk" kavramlarına savaş açmaktır.

Bu konuda görüşlerinizi aktarabilirsiniz...

http://www.erenerdem.net

[Fers]

sana neyi infak edeceklerini/nasıl münafıkllıktan kurtulacaklarını sorarlar; "de ki ihtiyaçtan artanın tümünü. (Bakara 219)

Bu nettir. açıktır. tartışma götürmez biçimde Allah, kendi tekelinde olan rızkın nasıl bölüşüleceğini söylemektedir.

hem net hem de açık, üstelik Allah söylemiş ne güzel...tanığınız kim siz mi, Kur an mı...
Kur an dan bu ifadeleri destekleyecek ayetler/"afv" nin "ihtiyaçtan artanın tümü" olduğunu ispatlayan ifadeler hangileridir...

"Kull'ul afv" bir emir sıgasıdır. Dolayısı ile tersini yapmak "haramdır." Emre itaatsizliktir.

Kur an öğüt müdür, emir midir...

[merdem]

Fers Nickli Üyeden Alıntı

sana neyi infak edeceklerini/nasıl münafıkllıktan kurtulacaklarını sorarlar; "de ki ihtiyaçtan artanın tümünü. (Bakara 219)

Bu nettir. açıktır. tartışma götürmez biçimde Allah, kendi tekelinde olan rızkın nasıl bölüşüleceğini söylemektedir.

hem net hem de açık, üstelik Allah söylemiş ne güzel...tanığınız kim siz mi, Kur an mı...
Kur an dan bu ifadeleri destekleyecek ayetler/"afv" nin "ihtiyaçtan artanın tümü" olduğunu ispatlayan ifadeler hangileridir...

"Kull'ul afv" bir emir sıgasıdır. Dolayısı ile tersini yapmak "haramdır." Emre itaatsizliktir.

Kur an öğüt müdür, emir midir...

Erdem Kardesimizin görünmesiyle her bir kafadan bir ses cikti (ben de dahil), insaAllah dariltmamisizdir onu.



Burada uzunca tartismasi olmus, ögüt mü emir mi, sonuc? Sonundan bir kac bölüm asagida, arzu ederseniz gerisini url den takip edebilirsiniz.

Tennis maci gibi, ping-pong topu ne yana gidiyorsa müslümalarin kafalari da topun yönüne gidip geliyor. Ya arapcamiz eksik, ya da araplarin dili eksik Ben cahilin anlayacagi zaten yok olup bitenden ya, bu sitemizde bizlere yardimci olan degerli Kardeslerimiz sagolsun, az biraz kafama sahip olabiliyorum toplarin yönlerine dönelmeyi frenliyorum.

Baslik da pek enteresan, sanki bir davetiyede imla hatasi olmus gibi, gayri müslime yine konu olup cikmak da var isin icinde. Kur'an sanki bir muamma, daha cözülemedi gibilerinden. Rabbim! Sen aff eyle bizleri.


http://www.haber5.com/guncel/bakara-...is-mi-cevrildi



Bu aslında “kenz”in yasaklanmasıdır. Peki, bu bağlamda Bakara 219'u nasıl anlayacağız? Sana neyi infak edeceklerini soruyorlar. De ki affı infak edin. Af nasıl anlaşılmalı? Bugün tartışma aslında buradan doğuyor. Bugünkü tartışmanın merkezinde bu “gulil affe” ibaresinin nasıl anlaşılacağı yatıyor.

Bu ayetle ilgili şunu sormak lazım; ihtiyaçtan fazlasını bu ayet infak etmeyi emir mi ediyor? Bir metin var önümüzde, biz bu metinde Allah'ın muradını anlamaya çalışıyoruz. Ayet, ihtiyaçtan fazlasını vermeyi emir mi ediyor? Kullanılan kelimeye baktığımızda asla kimse bunu söyleyemez. “Gulil affe...” Af, bizim bildiğimiz, kullandığımız “af” kelimesidir. Yani, “ihtiyaçtan fazlasını” diye çevirelim, doğru çeviri budur diyelim. Fakat burada bunu emir mi ediyor? “Af” kelimesi bir kere “affetmekten” gelir. Yani biri size karşı bir haksızlık yapmışsa affetmeniz emredilmez. Allah da affı sever, affedenleri sever, ama tavsiye eder. Bakın kısas ayetinin arkasında, “affederseniz sizin için hayırlı olur” der. Ama affedin demez. Çünkü affedip affetmemek bana kalmış bir şeydir. Affetmeyebilirim de. Affetmezsem hakkımı dünyada da ahirette de talep ederim, bu da anamın ak sütü gibi hakkımdır. Ama “af” burada tavsiye edilmektedir.

İşte burada kelimenin de etimolojisi atlanan ve ıskalanan budur. “İhtiyaçtan fazlasının infakı” tavsiye edilmektedir. Peygamberimiz bu tavsiyeyi yapmıştır. Ömrünün son gününde, altı ya da yedi dirhem para gelmiş onu da Hz. Aişe'ye infak etmek üzere vermiş. O hastalık telaşesi içerisinde o para infak edilememiş. Efendimizin, vefatından saatler önce uğraştığı meseleye bakın. “Onu bana getir” diyor. Yani ayılıyor, bayılıyor, artık vefata saatler kalmış. “Aişe, o dirhemleri bana getir” diyor. Aişe, dirhemleri efendimizin avucuna sayıyor. Efendimiz, o dirhemleri oracıkta Abbas'a veriyor. “Bunları infak edin” diyor ve o anda rahatlıyor.

Efendimiz bu tavsiyeyi yapmıştır. Peki, bunu bir emir olarak algılamış mıdır? Emir olarak algılamış olsaydı, efendimizin vefat etmeden önce sahabenin ihtiyaç fazlası hiçbir şeye sahip olmaması, efendimizin de buna izin vermemesi lazımdı. Oysaki böyle değil. Yani on bin tane köle azad eden sahabe var. Bin tane askeri, Hz. Osman gibi techiz eden sahabe var. Abdurrahman bin Avf gibi, binlerce askerin ihtiyacını karşılayan sahabe var. Bunlar daha efendimiz yaşarken oluyor. Efendimizin borç aldığı sahabeler var. Hakeza borç aldığı gayri müslimler de var. Dolayısıyla sahabenin, daha efendimiz yaşarken ihtiyaç fazlası elindeydi. Bunu böyle anlamak şu demektir; “kira getiren bir şeye sahip olmak haramdır!?.”

Bakara 219'u doğru anlamak lazım. Burada teşvik edilmiştir. Rabbimiz tavsiye etmiştir. Fakat tersi haramdır. Bu da bir emirdir. “İhtiyaç fazlası haramdır” diyecek ne ayetin metlulü ne lafzı ne maksadı ne manası ne Allah Rasulünün uygulaması ne de sahabenin uygulamasında bunu doğrulayıcı asla bir şey göremeyiz.

Allah Rasulünün kişisel tercihini Ebuzer’de görüyoruz. Ebuzer'in tavrı ve tarzı da böyle olmuştur. Şunu söyleyelim; Ebuzer Allah Rasulünün Mekke'den itibaren tedrisat halkasından geçmemiştir. Ebuzer Mekke'de yoktur, yani bir müddet gelmiştir sonra Rasulullah kendi kavmine geri göndermiştir. Çok kısa bir müddet Mekke'de kalmıştır. Ebuzer, Bedir'e katılmamıştır, Uhud'a katılmamıştır.

Ebuzer, Allah Rasulünün yanına geldiğinde kavminden birçok insanın imanına vesile olmuş gelmiştir. Fakat bu manada Ebuzer'in kişisel duruşu bu duruştur. Yani servet dediğimiz şeye kökten karşı olan bir duruştur. Ama bu, onun kişisel duruşu olmuştur. İkinci bir duruş göremiyoruz. Yani Allah Rasulü sahabeyi men etmezken, Ebuzer men etmeye kalkmıştır. Onun için Ebuzer'in davranışı ve tarzı tekil kalmıştır.

Peki, Ebuzer'in bu davranışını ve bu görüşünü bugün biri çıkıp da savunsa ne dieyceğiz? Ebuzerî diyeceğiz. O da Ebuzer yolunda diyeceğiz. Ben İslam yolu üzerindeki bu çizgilerin devam etmesinin birçok hayırlara vesile olduğuna inanıyorum. Onun için bu çizgiyi de birileri savunmalı diyorum. Çünkü bu çizginin de yüreğini teskin ettiği bir insan kitlesi var. Bu çizginin de İslam'ın güzelliğini yüreğine soktuğu bir kitle var. Yani gönlü sosyalizme yakın olanlar, eşitlikçiliğe doğuştan yakın olanlar, bunu bir varoluş problemi haline getiren insanlara verilecek mesajımız da vardır. Bu mesajı da bu çizgi versin diyorum. Fakat bir şartla; hiçbir çizgi kendi savunduğunu, kendi anlayışını mutlaklaştırmasın, diğer anlayışları ötekileştirip şeytanlaştırmasın. (Özgün Duruş)

[pramid]

Efendimizin borç aldığı sahabeler var.

Efendin Allah mı Muhammed mi?

Efendi ne demek ?

Borç aldığı parayı hangi meşgul olduğu iş ile ödemiştir.

İhtiyaç sahibi mi kılmıştır Allah son nebisini.

Borç niye veriyor ki, sözde ihtiyaç sahibi diye iftira attığınız son nebisine sahabe dedikleriniz infak etse ya....

Allahın dinine iftira attığınızın farkındamısınız.

[pramid]

Elleri ile kitap yazıp, din budur diyerek hem milleti kandıran, hemde bu sattığı kitaplar ile karnını doyuran taşeronlara rabbim yol göstersin.

Muhammed Suresinden

36- Gerçekten dünya hayatı, ancak bir oyun ve tutkulu bir oyalanmadır. Eğer iman ederseniz ve sakınırsanız, O, size ecirlerinizi verir ve mallarınızı da istemez.

37- Eğer sizden onları(n tümünü) isteyip sizi çıplak bırakacak olursa, cimrilik edersiniz ve sizin kinlerinizi de ortaya çıkarmış olur.

38- İşte sizler böylesiniz; Allah yolunda infak etmeye çağrılıyorsunuz; buna rağmen bazılarınız cimrilik ediyor. Kim cimrilik ederse, artık o, ancak kendi nefsine cimrilik eder. Allah ise, Ğaniy (hiçbir şeye ihtiyacı olmayan)dır; fakir olan sizlersiniz. Eğer siz yüz çevirecek olursanız, sizden başka bir kavmi getirip-değiştirir. Sonra onlar, sizin benzeriniz de olmazlar.

[merdem]

pramid Nickli Üyeden Alıntı

Efendin Allah mı Muhammed mi?

Efendi ne demek ?

Borç aldığı parayı hangi meşgul olduğu iş ile ödemiştir.

İhtiyaç sahibi mi kılmıştır Allah son nebisini.

Borç niye veriyor ki, sözde ihtiyaç sahibi diye iftira attığınız son nebisine sahabe dedikleriniz infak etse ya....

Allahın dinine iftira attığınızın farkındamısınız.

Pramid Kardesim,

ilettigim yaziyi zaten kendim de hayretle okudum, bir sey anlayamadigimi da ilave etmistim. Yazi bana ait degildir, harflerin türkce yazilis sekilllerinden anlayabilirsiniz, benim klavyem müsait degil o harfleri tuslayamiyorum, Alman-Klavyesi Türkce yazmam diyor, desin, az cok anlasabildigimizi saniyorum.

Kendi yazdigim satirlarda kati süretle "EFENDIMIZ" diyerek Allah'in resulü icin kullanmam, yoksa bu sitede bulunmazdim. Rabbil Alemin'in Alemlerin Efendisi oldugunu idrak edenlerdenim.

DUHÂ / 8

Ve vecedeke âilen fe agnâ.
1. ve vecede-ke : ve seni buldu
2. âilen : yokluk
3. fe : sonra
4. agnâ : gani kıldı, zengin kıldı


Bu ayeti görmemezlikten gelirler ve Allah Resulüne yahudiden de borc aldirirlar, münafiktan da, sözüm ona zirhini yada kalkanini verip bir ölcek yiyecek karsiligi olarak bir seyler anlatilir.

[pramid]

duhâ / 8

ve vecedeke âilen fe agnâ.
1. Ve vecede-ke : Ve seni buldu
2. âilen : Yokluk
3. Fe : Sonra
4. Agnâ : Gani kıldı, zengin kıldı

eyvallah

[Fers]

Erdem Kardesimizin görünmesiyle her bir kafadan bir ses cikti (ben de dahil), insaAllah dariltmamisizdir onu.

Erdem kardeşinizi tanımıyorum, soru sordum cevap alamadım, sorunda değil...
iki soruyla kim darılır bilmem, ben size darılmadım...

[kuranyeter]

sevgili eren erdem; şuan ki millet vekili maaşınızın arta kalanını ne yapıyorsunuz?