hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > İMAN > İman ve mü’minler > İman

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 13. August 2013, 02:15 AM   #1
Barış
Uzman Üye
 
Barış - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 785
Tesekkür: 1.340
366 Mesajina 989 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
Barış is on a distinguished road
Standart Sorgulamak Neden Önemli?

SORGULAMAK NEDEN ÖNEMLİ ?


İnsan çocukluktan başlayarak parça parça öğrenir. Ailesinden, arkadaşlarından, çevresinden, okuldan. Sorduğa her soruya bir yanıt alır ve bu yanıtları biriktirir. Gençlik yıllarına geldiğinde hemen her şey hakkında bir fikri vardır. Sorulan her soruya cevabı vardır. Ancak bu parçalar ister doğru ister yanlış olsun henüz hamdır. İşlenmemiştir, bilgi değildir, bilgi düzeyinde değildir. Parça parça biriktirilen bu görüşler her insanda farklılık gösterir. Bir insanda oluşan parçaların aynı şekilde bir başka insanda birleşmesi mümkün değildir. Duygular, düşünceler, arzular, istekler, yaşam şekli, çevre hep farklı farklıdır. Bu farklılıklar her insanın kendine özgü ve diğerlerinden farklı olması sonucunu beraberinde getirir. İşte insanın küçükten beri parça parça oluşturduğu hayata dair bu fikirlerinin sorgulanması gereklidir. Neden?

Şu bir gerçek ki, iman edenler, Yahudiler, Sâbiîler ve Hıristiyanlardan Allah'a ve âhiret gününe inanıp hayra ve barışa yönelik iş yapanlar için korku yoktur. Tasalanmayacaklardır onlar. (Maide 69)

Şu bir gerçek ki, iman edenlerden, Yahudilerden, Hıristiyanlardan, Sâbiîlerden Allah'a ve âhiret gününe inanıp barışa ve hayra yönelik iş yapanların, Rableri katında kendilerine has ödülleri olacaktır. Korku yoktur onlar için, tasalanmayacaklardır onlar. (Bakara, 62)

“İman edenlerden Allah’a ve ahiret gününe inananlar” cümlesi Kur’an’da “İman” kelimesinin sadece “Allah’a iman” anlamında olmadığını, “İman” kelimesinin “Allah’a iman”dan daha geniş bir kavram olduğunu göstermektedir. Kur’an’da “iman” kelimesi her görüldüğünde “Allah’a iman” akla gelmektedir. Ayetlerde de görüldüğü üzere bu doğru değildir. İman Kur’an’da çoğunlukla “Allah’a iman” anlamında kullanılmıştır, ancak her zaman “Allah’a iman” anlamında kullanılmamıştır.

Ey iman etmiş kişiler! Allah'a, Elçisi'ne, Elçisi'ne indirdiği Kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin… (Nisa, 136)

Ayette “Ey iman etmiş kişiler!.. iman edin” denmektedir. Bu ne demektir? Bilmeyen insan, zanneder. Bu zannın doğru olduğuna emin olan insan da zannına iman etmiş olur. Yukarıdaki ayette yer alan “Ey iman etmiş kişiler!.. iman edin” cümlesi, “Her neye iman ediyorsan onu bırak Allah'a, Elçisi'ne, Elçisi'ne indirdiği Kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman et” anlamındadır. Yani “Her neyden eminsen onu bırak Allah'tan, Elçisi'den, Elçisi'ne indirdiği Kitab’tan ve daha önce indirdiği kitabtan emin ol”. Kişi eğer ki çocukluktan beri biriktirdiklerinin sorgulamasını yapmazsa kendi zannına iman eder/kendi zannından emin bir hale gelir.

Şunları görmedin mi? Kendilerinin, sana indirilene de senden önce indirilene de inandıklarını sanarken, inkâr etmekle emrolundukları tağutu aralarında hakem yapmak istiyorlar. Zaten şeytan da onları geri dönülmez bir sapıklıkla sersem hale getirmek istiyor. (Nisa, 60)

Kişinin çocuktan beri biriktirdikleri ile oluşan fikirlerin ham olduğunu belirtmiştik. İşte eğer ki bu fikirler işlenip akla ve bilime uygun olanları ile değiştirilmez ise kişi bildiğini zanneder. Ancak kendisi bu zannın farkında değildir. Misal verirsek; Kişi annesinden ve babasından “Allah’a iman etmek gerektiğini” duymakla ve duyduğuna iman etmekle Allah’a iman etmiş olmaz. O sadece bir söze iman etmektedir. Oysa ki bilgisiz iman olmaz, akletmeden iman olmaz. İşte yukarıdaki ayette bahsedilen “inandığını zannetmek”, zannından emin hale gelip iman ettiğini zannetmektir.

Sonuç olarak;

“İman” Allah’a imandan daha geniş bir kavramdır. Kişi kendi zannına da iman edebilir/kendi zannından emin olabilir.

Kendi zannına iman etmemek, öğrenip bilgi sahibi olmak için kişinin fikirlerini, yaşantısını, kısaca kendisini sorgulaması gerekmektedir. Kişinin zannından emin olması durumu çok geniş bir kavramdır. Hayatın her alanında, her konuda zanna sahip olup olmadığımızın sorgulanması, öğrenmek için çalışılması ve çaba sarfedilmesi gerekmektedir.

Ş.CAN EVİN

Kuran Dini sitesinden alınmıştır.

.
__________________
Kimse kimsenin yargıcı değil, olmamalı da zaten..Herkes kendi üzerinde gözetmen ve yargıç olsun..Kendimizi rahatsız edelim, dünyamız değişsin...Belki o zaman huzuru bulmuş benliğimiz başkalarına kendiliğinden ışık saçar../Elif.
Barış isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Barış Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
dost1 (13. August 2013)
Alt 15. August 2013, 01:13 AM   #2
ates demir
Guest
 
Mesajlar: n/a
Standart

Sevgili Barış
Merhaba
Çoğu kez duygularımı yada düşüncelerimi ifade etmekte zorlanıyorum. Umarım emin olma/iman hakkında düşündüklerimi tam yansıtabilirim. Şimdiden bağışlayın.
Allah bir insanla ancak resulleri aracılığı ile veya perde arkasından konuşur. Buradaki resulleri kanımca dar manada algılıyoruz. Kuranda resul/nebi kelimelerini hem ayrı ayrı hem de aynı anda içeren ayetleri taradığımda gördüğüm şey buydu. Nebi ve resul her iki kelime anlamı farklıydı ve geleneksel algıdan daha genişti. Lütfen bakınız.
İkinci dikkate değer nokta Allah ın kulları arasında zerre haksızlık yapmayacak derecede adil olmasında saklıydı. Madem öyle, Allah bu derece adil, o zaman herkes fıtraten eşit olmak zorundaydı. Öyleydi de. Fark Allah ta değil, kişilerdeydi.
Ayrıca ilaveten Rabbi olarak Allah ı seçme; elestü bi rabbikum sorusu ve bela yanıtı da aklınızda bir köşede dursun.
Sonra Allah ın her yerde her zamanda her insana Rab/yol gösterici olma durumunu ve bu zorunluluğu Allah ın adaleti çerçevesine oturtun.
Bu zorunluluktur çünkü sizin benim değil Allah ın adaletinden bahsediyoruz. Zerre haksızlık olmayan zerre şaşmayacak o adaletten.
Şimdi ben size desem ki örneğin dünya düzdür ve siz bundan EMİN OLursanız dünyanın düz olduğuna iman etmiş olursunuz. Yani bir durum veya biçimden EMİN OLmak iman.
Şimdi örneğin ben desem ki farzı misal vicdandan size seslenen resulleri aracılığı ile Allah tır ve örneğin sizde bundan EMİN İSENiz iman etmiş oluyorsunuz.
Şimdi örneğin ben desem ki renk körleri kırmızıyı mavi algılar ve siz renk körü olmadığınız halde belki araştırarak belki araştırmadan sözümden EMİN İSENiz, bir duruma, bir söze, bir algıya karşı takındığınız TAVRI belirtirsiniz. Sizin bu durumunuz imandır, sıfatınız iman edendir.
Offf sanırım yine anlatma güçlüğü çekiyorum. Betimleme/imgeleme değil ama bunu ORTAYA ÇIKARma konusunda az kitap OKUmanın sıkıntısını yaşıyorum herhalde.
Son günlerde huzursuzum/uykusuzum/yoğunum/çok fazla kendimle alakalı sıkıntıyla meşgulüm. Bağışlayın.
Ancak bu kadar ifade edebiliyorum.
Bugün ego denizine içinde taş olan bir şişe daha fırlattım. Taşın üstünde şu yazıyordu: KORKU
Barış üzerine olun.
  Alıntı ile Cevapla
Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Barış (15. August 2013)
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
neden, sorgulamak, önemli


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 07:14 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam