hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > İMAN > Peygamberlere İman > Dinde Peygamberlerin Yeri

 
 
Seçenekler Stil
Alt 25. May 2014, 09:54 AM   #11
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.016
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Rasülüllah’ın Sağlığındaki görevleri

Kur’an’a baktığımızda tüm elçilerin görevinin Tebliğ, tebyin- tebeyyün, inzar, öğüt- nasihat verme ve müjdeleme olduğunu görmekteyiz.

TEBLİĞ görevi

Tebliğ, “taşımak, eriştirmek” demektir. Bu görev elçilerin asli görevlerinin başında gelir. Kur’an’da birçok ayette (Enam/ 19, Maide/ 67,92, 99, A’raf/ 63, 68, 79, 93, Ahkaf/ 23, Ahzab/ 39, Hud/ 57, Cinn/ 27, Teğabün/ 12, Şura /48, Al-i /Imran/ 20, Ra’d /40, Nahl/ 35, 82, Nur/ 54, Ya Sin /17, Ankebut/ 18, Tekvir/ 24) bu konu edilmiştir.

TEBYİN (açığa çıkarma)- TEBEYYÜN (sürekli açıkta tutma) görevi

Rasülüllah’ın görevlerinden biriside Kur’an’ın Tebyin ve tebbeyyünüdür.

Kur’an ayetleri, Rasülüllah’ın hafızasına kaybolmayacak, unutulmayacak şekilde Rabbimiz tarafından yerleştirilmiştir (A’la/ 6-8). Rasülüllah Kur’an’ın hafızıdır. Kendisine gelen konularda, daha evvel inmiş Kur’an ayetlerini ortaya koyarak toplumu aydnlatırdı. Ve sürekli olarak Kur’an’ı okur ve okutarak toplumda meydanda tutardı.

Bu konuya dair ayetleri yine Kur’an’da (Nahl/ 39, 44, 64, 92, Zuhruf/ 63, A’raf/ 187, İbrahim/ 4) görmekteyiz.

Bazıları Rasülüllah’ın bu görevini, “Ayetleri açıklamak” şeklinde kabul ederler. Bu anlayış hem ayetteki sözcüklerin anlamına aykırıdır hem de Allah’a acziyet izafe etmektir. Kısacası Allah’ın açıklayamadığı, açıklamaktan aciz kaldığı ayetlerin Rasülüllah tarafından daha iyi daha güzel açıklandığını kabullenmektir. (Hâşâ)

Yukarıda da belirttiğimiz gibi Rasülüllah’ın, din, iman, hukuk, felsefe, edebiyat açılarından bir uzmanlığı da yoktu. Kur’an, ise mübîndir; Allah tarafından en güzel biçimde açıklanmış, tefsir edilmiş, kimsenin açıklamasına, tefsirine bırakılmamış bir kitaptır.

BEŞİR (Müjdecilik) görevi

Meryem /97, Şura/ 23, Bakara/ 25, 155, 222, Tevbe/ 112, Yunus/ 2, Hac/ 27, 34, Ahzab/ 47, Zümer/ 17, Saff/ 13, Ya-Sin/ 11, Mâide/ 19, Fetih/ 8.

NEZİR (uyarıcılık) görevi

Meryem /39, 97, En’am/ 51, 19, 92, Enbiya/ 45, A’raf/ 2, 63, 69, 184, 188, Kasas/ 46, Secde 3, Ya Sin/ 6, Şura/ 7, Müm’in/ 15,18, Yunus/ 2, Hud /12, İbrahim/ 44, Şuara /115, 214, Müddessir/ 2, Mâide/ 19, Hıcr /89, Hacc/ 49, Ankebut/ 50, Kaf/ 2, Naziat/ 45, Ra’d/ 7, Sad /4, 65, 70, Fatır /23, 24, 27 Mülk /26, Furkan/ 56, Fetih/ 8, Fussılet/ 4, Sebe/ 28, Ahzab/ 45, İsra/ 105, Ahkaf/ 9, Bakara/ 119.

NASİH – Müzekkir (Öğütçü)

Rasülüllah’ın ve tüm elçilerin görevlerinden bir tanesi de Kur’an ile öğüt verme işidir.

Kaf/ 45

45Biz, onların söylediklerini daha iyi biliriz. Ve sen, onların üzerinde zorlayıcı değilsin. O hâlde sen, Benim tehdidimden korkan kimselere Kur’ân ile öğüt ver.

Ayrıca, En’am/ 70, Zariyat/ 55, Tur /29, A’la/ 9, Ğaşiye/ 21, A’raf/ 62, 68, 79, 93, Tevbe/ 91, Hud/ 34. ayetler.

Tesbih (Allah’ı noksan sıfatlardan arındırma) görevi

Tüm peygamberler gibi Rasülüllah da şirk içinde yüzen bir topluma elçi gönderildi. Toplumun Allah inancı ve Allah’ın Rabblik, ilahlık sıfatlarında yanlış inanış ve ya kabullenmeme vardı. Elçiler Allah’tan aldıkları güvenilir bilgilerle; vahylerle toplum huzuruna çıkıp Allah’a sürülen karaları temizlemekle görevliydiler: Al-i Imran/ 41, Hıcr/ 98, Ta Ha/ 130, Furkan/ 58, Mü’min/ 55, Kaf/ 39, 40, Tur /48, 49, Vakıa/ 74, 96, Hakka/ 52, A’la/ 1, Nasr/ 3, İnsan 26.

HADİ (Kılavuzluk) görevi

Rasülüllah’ın bir görevi de topluma kılavuzluk etmesidir.

Bu görevi şu ayetlerde görmekteyiz: Şûra/ 52, Ra’d/ 7, Rum/ 53 ve Neml 81.

Hâkimlik/ kadılık-hakemlik görevi

Rasülüllah’ın bir görevi de toplumda hakemlik ve hâkimlik yapmasıdır. Rasülllah Medine’deki oluşturulan mü’minlerin devletinde, Allah’ın indirdiği vahyler doğrultusunda hakemlik ve hâkimlik de yapacaktır; yapmıştır da.

105Şüphesiz Biz, Bizim sana gösterdiğimiz gibi insanlar arasında hükmedesin diye Kitab’ı hak olarak indirdik. Sen de hainler için savunucu olma! 106Ve Allah’tan bağışlanma dile. Şüphesiz, Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edendir. 107Kendilerine hainlik edenleri de savunma. Şüphesiz Allah, aşırı derecede hainlik eden günahkârları sevmez.

Nisa/ 105-107

48Sana da Tevrât’ın bir bölümünden kendisinin içinde konu edilenleri doğrulayan ve onları kollayıp koruyan olarak hak ile Kitab’ı/ Kur’ân’ı indirdik. Öyleyse onların aralarında Allah’ın indirdiği ile hükmet. Sana gelen haktan saparak onların arzu ve heveslerine uyma. Ve Biz, sizden hepiniz için bir yol haritası/ toplu yaşam ilkeleri ve geniş, aydınlık bir yol belirledik. Ve eğer Allah dileseydi sizi tek bir önderli toplum yapardı, fakat size verdiklerinde sizi yıpratmak/ denemek için böyle yapmadı. Öyleyse iyiliklere yarışın. Hepinizin dönüşü yalnızca Allah’adır. Sonra O, kendisi hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyleri size haber verecektir.

49Sen, yine aralarında Allah’ın indirdiğiyle hükmet, onların tutkularına uyma. Allah’ın sana indirdiğinin bir kısmından seni davandan vazgeçirerek ateşe atmalarından sakın. Artık sırt çevirirlerse, artık bil ki şüphesiz Allah, bir kısım günahları sebebiyle/ günahlarının acısıyla onları musibete uğratmak istiyor. Ve şüphesiz insanlardan pek çoğu kesinlikle hak yoldan çıkan kimselerdir.

Maide/ 48,49

64De ki: “Sizi ondan ve her sıkıntıdan Allah kurtarır. Sonra da siz ortak koşarsınız. 114Ve O, size Kur’ân’ı ayrıntılı/ hak-bâtıl ayrılmış olarak indirdiği hâlde, Allah’tan başka bir hakem mi arayayım?” Ve kendilerine Kitap verdiğimiz şu kişiler, Kur’ân’ın şüphesiz Rabbinden hak ile indirilmiş olduğunu bilirler. O hâlde sen onların bu kitabın Allah tarafından indirildiğini bildikleri hususunda sakın şüphecilerden olma.

En’am/ 64, 114

23Kendilerine Kitap’tan bir nasip verilmiş olan şu kimseleri görmedin mi/hiç düşünmedin mi? Onlar, aralarında hüküm vermek için Allah’ın kitabına çağrılıyorlar, sonra onlardan bir kısmı, mesafelenerek geri duruyorlar.

Âl-i İmrân/23

213İnsanlar tek bir önderli toplum idi de Allah müjdeciler ve uyarıcılar olmak üzere peygamberler gönderdi ve anlaşmazlık ettikleri konularda insanlar arasında hükmetsinler diye onların beraberinde hak ile kitap indirdi. Ve sırf o Kitap verilenler, kendilerine bunca deliller geldikten sonra aralarındaki azgınlık yüzünden anlaşmazlığa düştüler. Bunun üzerine Allah, Kendi bilgisi gereği, iman edenlere, onların hakkında anlaşmazlığa düştükleri hakka kılavuz oldu. Ve Allah, dilediği kimseyi/dileyen kimseyi dosdoğru yola kılavuzlar.

Bakara/213

Bu ayetlerden de anlaşılacağı üzere Rasülüllah, kendi görüşüne göre herhangibir hüküm koymamış, Allah’ın hükümlerine ortak olmamış, Allah’ın koyduğu hükümlerle hüküm vermiştir. Aynı mahkemelerdeki hâkimlerin, yasa koyucunun koyduğu hükümlerle hüküm vermeleri gibi.

Bu görevler, sağlığında yaptığı, yapmakla yükümlü tutulduğu görevlerdir. İrtihalleriyle bu görevler son bulmuştur.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
dost1 Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
beyazasi (25. May 2014)
 

Bookmarks

Etiketler
dinde, peygamberlerin, yeri


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 04:16 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam