hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > HANİF MÜSLÜMANLIK > Kuran Merkezli ve Allah odaklı iman!

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 24. June 2015, 05:32 PM   #81
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.016
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun aleyküm değerli kardeşlerim,

"Darabe" kök harflerinin anlamı, birşeyin başka birşey üzerinde oluşturduğudur. Örnek ayette "dövün" diye yapılan çeviri ; yangelip yattığı yerden hicret ettirilen kadınlar üzerindeki bıraktığı etkiye yöneliktir.
Bu kök harflerden türetilmiş bütün sözcüklerde bu anlam kaybolmaz.
Kur'an'da geçen ve bize de "darbı mesel " olarak geçen tamlamayı nasıl çevireceğiz. Örneği döv mü diyeceğiz. Örtülerinizi darbeden ayetini , örtülerinizi dövün diye mi çevireceğiz? Örnekleri çoğaltabiliriz.

Değerli kardeşlerim lütfen aşağıdaki ayetlere bakar mısınız?
14/24; 16/75,76,112; 30/28; 36/78; 39/29; 43/17; 66/10,11;
4/94,101; 5/106;
14/45; 25/39; 30/58; 39/27; 18/11
43/58; 16/74;
43/5; 29/43; 59/21; 2/26; 13/17; 14/25; 24/35; 47/3
34/31
8/50; 47/27; 73/20
2/60; 7/160; 26/63; 38/44; 18/32,45; 36/13; 20/77
8/12
2/73
22/73; 43/57; 57/13
2/61; 3/112
47/4
37/93
Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 28. June 2015, 10:42 AM   #82
ozkanates
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: May 2014
Mesajlar: 299
Tesekkür: 8
56 Mesajina 69 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 20
ozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud of
Standart

Kuranmeali.org, Kehf 12:

1. summe : sonra
2. beasnâ-hum : onları uyandırdık, dirilttik
3. li na'leme : bilmemiz için, belirtmemiz için
4. eyyu : hangisi
5. el hızbeyni : iki topluluk
6. ahsâ : daha iyi hesaplar
7. limâ : o şeyi
8. lebisû : kaldılar
9. emeden : uzun zaman, uzun süre, müddet

Hanifler.com'un "göndermek" olarak tercüme ettiği cümlenin yüklemi "ba'esetmek", diğer meallerde...
- uyandırmak
- diriltmek
- uyandırmak ve diriltmek
- uyandırarak diriltmek
olarak tercüme edilmiş.

Benim sorum, bu kelimenin Arapça'da uyandırmak ve diriltmek anlamlarını birlikte taşıyıp taşımadığı.
ozkanates isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 28. June 2015, 11:26 AM   #83
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.016
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun aleyküm, değerli kardeşim,
Bu sözcük lügatte “tek başına veya birisiyle birlikte göndermek” demektir. Tacü’l Arus; c.3, s. 170, 171. “ba’s” mad.)

Kur’an’a bakıldığında, bu sözcüğün “yeniden diriltme” anlamından çok, “gönderme” anlamında kullanıldığı görülmektedir. Sözcüğün “diriltme” anlamı da aslında “mezardan gönderme” anlamından kaynaklanmaktadır. Ayrıca Kur’an’da elçi göndermenin “ بعثbease” fiiliyle ifade edildiği bir çok ayet vardır. Biz burada “kişi” ve “gurup” gönderme anlamıyla birkaç ayeti örnek vereceğiz:
Allah, İsrailoğuları’ndan söz almıştı. İçlerinden on iki nakip [müfettiş/başkan] göndermiştik. Ve Allah demişti ki: “Ben, muhakkak sizinle beraberim. Namazı ikame eder, zekâtı verir, peygamberlerime iman eder, onları destekler ve Allah’a güzelce borç verirseniz, ant olsun ki sizin günahlarınızı örteceğim ve sizi altından ırmaklar akan cennetlere girdireceğim. İşte sizden her kim de bundan sonra küfrederse, gerçekten dosdoğru yoldan sapmış olur. (Maide/12)
Ve eğer ikisinin [karı-kocanın] arasının açılmasından korktuysanız bir hakem onun [erkeğin] yakınlarından, bir hakem de onun [kadının] yakınlarından kendilerine gönderin. Bu ikisi [iki hakem] gerçekten barıştırmak isterlerse, Allah onların [karı-kocanın] arasında geçim verir. Şüphesiz Allah, Alîm’dir, Habîr’dir. (Nisa/35)
De ki: “O, üstünüzden ve ayaklarınızın altından azap göndermeye yahut sizi fırkalara ayırıp kiminizin kiminize hıncını tattırmaya gücü yetendir.” Bak, onlar iyice anlasınlar diye ayetlerimizi nasıl evirip çeviriyoruz [inceden inceye açıklıyoruz]. (En’am/65)
İşte o ikisinden birincisinin zamanı gelince, üzerinize güçlü kuvvetli kullarımızı gönderdik de onlar, evlerin aralarına girip araştırdılar. Ve o yerine getirilmesi gereken bir vaat idi. (İsra/5)
Ve eğer çıkışı isteselerdi, kesinlikle onun [çıkış] için bir takım hazırlık yaparlardı. Fakat Allah, onların gönderilmelerini hoş görmedi de onları yoldan alıkoydu. -Ve “oturun oturanlarla beraber” denildi.- (Tevbe/46)


Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 28. June 2015, 12:32 PM   #84
ozkanates
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: May 2014
Mesajlar: 299
Tesekkür: 8
56 Mesajina 69 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 20
ozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud of
Standart

Açıklama için teşekkür ederim Halil kardeşim.

Açıklamandan anlıyorum ki bu kelimenin "göndermek" anlamı yanında "diriltmek" anlamı da var. Sorum, bu kelimenin Arapça'da "uyandırmak" anlamı da var mı?
ozkanates isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 28. June 2015, 12:57 PM   #85
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.016
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun aleyküm değerli kardeşim,

Sözcüğün Kökü belirttiğim gibi göndermek. Diriltmek kök anlamında yok ancak ölen insan için gönderme işlemi diriltmeden olamayacağı düşünülerek "diriltmek" kullanılıyor.
" uyandırmak" anlamı da aynı neden ile veriliyor.
Ragıp İsfahanî el-Müfredat adlı eserinde der ki: "el-Ba's sözcüğünün asıl anlamı, bir şeyi harekete geçirme ve yönlendirmedir. Araplar, 'Baastuhu fenbaase=Onu harekete geçirdim, o da hareket etti.' derler. Harekete geçirme, ilintili olduğu olguya göre farklı bir anlam ifade edebilir. Örneğin, 'Baast'ul-baire', 'Deveyi sürdüm' anlamına gelir. Bir ayette ise, 'Ve'l-mevta yeb'asuhumullah=Ölüleri ise Allah diriltir.' buyurulmuştur. Yani Allah, onları kabirlerinden çıkartır ve kıyamete doğru sürükler... Şu hâlde, 'ba's=harekete geçirme' iki kısma ayrılır. Bir kısmı beşerîdir. Deveyi sürmek ve bir insanı bir ihtiyaç peşinde göndermek gibi. "

Değerli kardeşim burada da gördüğümüz gibi birşeyi göndermek ve yönlendirmek ancak hareketsiz şeyler için kullanılabilir bu hareketsizlikten bir yöne göndermek de onların uyandırılması ile olur. Hani Türkçe'mizde " Mumu uyandır." Ifadesi vardır ya tıpkı onun gibi.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 28. June 2015, 01:50 PM   #86
ozkanates
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: May 2014
Mesajlar: 299
Tesekkür: 8
56 Mesajina 69 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 20
ozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud of
Standart

Şimdi hatırladım ki Lokman 28 'de aynı kelime için yazışmıştık ve şu ifaden vardı:

Kur’an’a bakıldığında, bu sözcüğün “yeniden diriltme” anlamından çok, “gönderme” anlamında kullanıldığı görülmektedir. Sözcüğün “diriltme” anlamı da aslında “mezardan gönderme” anlamından kaynaklanmaktadır.
Ragıp İsfahanî el-Müfredat adlı eserinde de: "el-Ba's sözcüğünün asıl anlamı, bir şeyi harekete geçirme ve yönlendirmedir. Araplar, 'Baastuhu fenbaase=Onu harekete geçirdim, o da hareket etti.' derler. Harekete geçirme, ilintili olduğu olguya göre farklı bir anlam ifade edebilir. Örneğin, 'Baast'ul-baire', 'Deveyi sürdüm' anlamına gelir. Bir ayette ise, 'Ve'l-mevta yeb'asuhumullah=Ölüleri ise Allah diriltir.' buyurulmuştur. Yani Allah, onları kabirlerinden çıkartır ve kıyamete doğru sürükler... Sözleri ile sözcüğün açılımını yapmıştır.


Ben de şöyle demişim:

"Biriyle veya tek başına göndermek" ve "mezardan göndermek" anlamları bendeki diğer ayetler ile uyumlu iken aşağıdaki ayetlerde sıra problemi çıkıyor:
Allah, diriltir de öldürür de.” Ali İmran 156
diriltir de öldürür de.” Tevbe 116
O diriltir, O öldürür.” Araf 158
diriltir ve öldürür.” Duhan 8
diriltir, öldürür.” Hadid 2

Gözlemime göre Kuran'da kelimelerin kendisi gibi dizilişi de bilgi içeriyor. Yukarıdaki ayetlerde önce diriltilme olduğuna göre....
"biriyle veya tek başına göndermek"... bir alemden diğerine göndermek, sonraki ölüm de geri döndürmek oluyor.
"mezardan göndermek"... ise mümkün değil çünkü "mezardan gönderilen" daha sonra ölecek.


Bu durumda Kehf:
11 - Bunun üzerine Biz, onların kulakları üzerine o büyük mağarada nice yıllar vurduk.
12 - Sonra da iki gurubun hangisinin, onların bekledikleri süreyi daha iyi hesapladığını bilelim diye onları [Rakim / Yazıt Ashabı’nı] gönderdik.

ayetlerinde...

"kulakları üzerine yıllarca vurduk" = öldürdük, uyuttuk...

"gönderme" = dirilttik, uyandırdık...

anlamları Arapça'da yok ama Kuran'da "gönderme" ölüm ile ilgili kullanıldığından (bir alemden diğerine) diriltme/uyandırma anlamı yüklenir diyebilir miyiz?

.

Konu ozkanates tarafından (28. June 2015 Saat 02:43 PM ) değiştirilmiştir.
ozkanates isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 28. June 2015, 04:28 PM   #87
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.016
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun aleyküm kardeşim,

Türkçe'mizde olduğu gibi uyuyan bir Kişiyi uyandırma olarak kullanılmaz. Bunun için "yakaza " kullanılır.
Örneği verdiğiniz gibi açıklayabilmek için kullanılabilir.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
dost1 Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
ozkanates (29. June 2015)
Alt 6. July 2015, 11:22 AM   #88
ozkanates
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: May 2014
Mesajlar: 299
Tesekkür: 8
56 Mesajina 69 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 20
ozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud of
Standart

Alıntı:
ozkanates Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Şurada bir yazı var ama Arapça bilgisi istiyor, üzerinde konuşabiliri:

Nisa 34: Erkekler, kadınların koruyup kollayıcılarıdırlar. Çünkü Allah, insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. Bir de erkekler kendi mallarından harcamakta (ve ailenin geçimini sağlamakta) dırlar. İyi kadınlar, itaatkârdırlar. Allah’ın (kendilerini) koruması sayesinde onlar da “gayb” korurlar. (Evlilik yükümlülüklerini reddederek) başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın. (Bunlar fayda vermez de mecbur kalırsanız) ONLARI (HAFİFÇE) DÖVÜN. Eğer itaat ederlerse, artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Şüphesiz Allah, çok yücedir, çok büyüktür. (Diyanet meali)

Nisa 34: Erkekler; kadınları gözetip kollayıcıdırlar. Şundan ki, Allah, insanların bazılarını bazılarından üstün kılmıştır ve erkekler mallarından bol bol harcamışlardır. İyi ve temiz kadınlar saygılıdırlar; Allah'ın kendilerini koruduğu gibi, gizliliği gereken şeyi korurlar. Sadakatsizlik ve iffetsizliklerinden korktuğunuz kadınlara ÖNCE ÖĞÜT VERİN, SONRA ONLARI YATAKLARINDA YALNIZ BIRAKIN VE NİHAYET ONLARI EVDEN ÇIKARIN/BULUNDUKLARI yerden başka yere gönderin! Bunun üzerine size saygılı davranırlarsa artık onlar aleyhine başka bir yol aramayın. Allah çok yücedir, sınırsızca büyüktür. ( Yaşar Nuri Öztürk meali)

Ayet erkeklerin kadınları koruyup, kollayıcı olması konusuna açıklık getiriyor ve diyor ki, Allah bazılarınızı, bazılarınızdan üstün/farklı kılmıştır. Buradan da anlaşılıyor ki, erkek kadına göre daha güçlü ve kuvvetli yaratıldığından, kadınları korumak, evin geçimini sağlamak erkeğin görevidir. Tabi bu sözlerden, kadın çalışmaz anlamını çıkaramayız. Çünkü Allah böyle bir hüküm özellikle vermemiştir. Böylece kadına yaşamında, büyük kolaylık sağlamıştır. Erkekler, kadınları koruyup kollayıcıdır diyen Rabbimiz, acaba aynı ayetin sonunda, gerektiğinde eşlerinizi dövün der mi? Yeri gelmişken hatırlatmak isterim, bu sözlerden yola çıkarak, şöyle tercüme yapılıyor ve ERKEKLER KADINLARIN ÜZERİNDE YÖNETİCİDİR DENİYOR. Elbette bu sözler Allah ın değil, uslanmaz nefislerin arzularıdır.

Ayette bazılarınızın, bazılarına üstün/farklı yaratılmasından bahsedilmesi, dikkat ediniz lütfen kimin hangi konuda kimden üstünlüğü söylenmiyor. Bazı konularda erkekler kadından üstün/farklı, bazı konularda, kadınlar erkeklerden üstün/farklı diye anlamalıyız. ÜSTÜNLÜK KONUSUNU, KİŞİYE AYRICALIK GETİRMEZ, TAM TERSİNE SORUMLULUK GETİRİR.

Örneğin bir kadın, dünyaya bir çocuk getirebilecek özelliğiyle, erkekten bu konuda üstün/farklı yaratılmıştır. Bu örnekler çoğaltılabilir. İki ya da üç yaşındaki erkek ve kız çocuklarını uzaktan izleyiniz, onların oynadığı farklı oyuncaklardan tutun, davranış ve hareketlerinin farklılığından, ne demek istediğimi anlayacaksınız. Tüm bu üstünlükler, farklılıklar o kişiye Allah tarafından verilmiş olup, yaratılışında/yaşamında ona verilen görev ve sorumlulukları ile ilgilidir. Kadın erkek arasında, üstünlük yoktur, iş bölümü vardır. Üstünlük Allah a karşı sorumluluklarımızda, takvadadır.

İyi kadınların itaatkâr ve saygılı olması, Allah ın kanunlarına karşı takındığı tavırla ilgilidir. İtaatkâr sözüyle namusunu, iffetini koruyan kadın anlamındadır. Yoksa her ne şartta olursa olsun, kocasına itaat eden, onun sözünden çıkmayan anlamında değildir. Bunu da yanlış tercüme ederek, erkeğin kadına baskısının, nasıl inanılmaz boyutlara ulaştığının örneğidir.

Gelelim en çok tartışılan ve inanılmaz büyük bir yanılgıyla tercüme edilen ONLARI DÖVÜN KISMINA. Ayetin bu bölümünde, aile içinde geçimsizlik olan, BAZI KONULARDA ERKEĞİN, KADININ HALİNDE UYGUNSUZLUK, SADAKATINDAN ŞÜPHE, TOPLUM TARAFINDAN HOŞ GÖRÜLMEYEN DAVRANIŞLAR GÖRMESİ HALİNDE, nasıl bir yol izlenmesi gerektiği anlatılıyor ve diyor ki, böyle bir durumda erkek önce karısını, bu hoş olmayan konularda uyarmalıdır, dikkatini çekmelidir. Fayda etmediği takdirde, böyle devam ederse, artık evlilik koşullarımız devam edemez anlamında, YATAKLARINIZI AYIRIN DİYOR. Bir aile için en son çare olarak, bu yönteme başvurulması isteniyor. Buda fayda etmiyorsa, siz olsanız ne yaparsınız? Evet, bu durumda ne yapar sanız, Allah da onu ayetin devamında istiyor ve diyor ki, artık seni evimde bu davranışlarına devam ettiğin için istemiyorum ve birlikte oturamayacaklarını belirterek, evinden çıkartılması/gönderilmesi seçeneğini öneriyor. ZATEN ÇİFTLER ANLAŞAMAYINCA, GÜNÜMÜZDE DE BÖYLE YAPILIYOR.

Peki, Diyanet mealinde neden onları, birde parantez açarak, HAFİFÇE DÖVÜN diyor. Ayette geçen (VADRİBUHÜNN) kelimesine, ne yazık ki batıl inançlarımıza kanıt olacak bir anlamının seçilmesi ve topluma bu şekilde anlatılması, Kur’an a ve onun öğretisine yapılacak, en büyük saygısızlıktır. Bu kelime (daraba-darb) kökünden türetilmiş (darabe fiili) VURMAK, UZAKLAŞTIRMAK, GÖNDERMEK, SEFERE ÇIKMAK, ÖRNEK VERMEK, KAPATMAK, MUAF TUTMAK, ÖRTMEK….. anlamlarına geldiği halde, Kur’an ın öğretisine ve adalet hükümlerine tamamen ters düşen bir anlamı seçerek, toplum arasında kuşkular yaratılmış, hatta Kur’an düşmanlarının eline, koz verilmiştir. Bu ayette, DÖVÜNÜZ anlamını vermek ve kabul etmek, hem devamındaki ayete ters düşüyor, hem de Kur’an ın diğer ayetlerine.

KUR’AN IN HİÇBİR AYETİNDE, BİR SUÇ İŞLENDİĞİNDE, KİŞİLERE BİZZAT CEZASINI VERME YETKİSİ VERİLMEMİŞTİR. Önce bunu lütfen asla unutmayalım. Araştırılıp, şahitler tespit edildiğinde ceza verilir. Ayrıca Allah bir hüküm veriyorsa onu açıkça verir, kişilerin insafına asla bırakmaz. Diyanetin mealini tercüme edenler, kendi nefislerince, birde hafifçe dövüleceği notunu düşmüş. Bunu kim tespit edecek? KADINA KARŞI, ELİNİN AYARININ İNSAFINI, ERKEĞE Mİ BIRAKMIŞTIR SİZCE ALLAH? Bu koskoca bir iftiradır. Böyle bir adaletsizliği Rabbime isnat etmekten, yine Yaradan a sığınırım. Burada geçen zina değildir, zaten bunun cezası şahitler yoluyla tespit edilirse, Kur’an da açıkça belirtilmiştir. Bahse konu ayetin devamına bakalım şimdide.

Nisa 35: Eğer karıkoca arasının açılmasından endişeye düşerseniz, bir hakem erkeğin tarafından, bir hakem de kadının ailesinden kendilerine gönderin. BU ARABULUCU HAKEMLER GERÇEKTEN BARIŞTIRMAK İSTERLERSE, Allah karıkoca arasındaki dargınlık yerine geçim verir. Şüphesiz ki Allah hakkıyla bilendir, her şeyin aslından haberdardır. (Elmalı meali)

Sanırım Nisa 34. ayetin, en son kısmında geçen kelime dövmek mi, yoksa evden uzaklaştırmak anlamında mı olduğu, çok daha iyi anlaşılmıştır. Karı koca arasına dargınlık girip, ayrılma noktasına gelmiş, evinden uzaklaşmış kadını tekrar bir araya getirmek için, erkek ve kadın yakınları tarafından, ara bulucular oluşmasını öğütlüyor Yaradan. Aynı konuyu daha iyi anlayabilmemiz için, bir başka örnek verelim şimdide, hem de tam tersi konumunda. Bu sefer kadın aynı konuda, eşinden şikâyetçi durumunda.

Nisa 128: EĞER BİR KADIN KOCASININ, KENDİSİNE KÖTÜ DAVRANMASINDAN YAHUT YÜZ ÇEVİRMESİNDEN ENDİŞE EDERSE, uzlaşarak aralarını düzeltmelerinde ikisine de bir günah yoktur. Uzlaşmak daha hayırlıdır. Nefisler ise kıskançlığa ve bencil tutkulara hazır (elverişli) kılınmıştır. Eğer iyilik eder ve Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız, şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır. (Diyanet meali)

Dikkat ederseniz bu ayette de, kadın kocasından şikâyetçi oluyor ve onun sadakatsizliğinden, kendisini terk etmesinden, yüz çevirmesinden endişe ederse diyor. Nisa 34. ayette de erkek, eşi için aynı sorunları yaşarsa diyordu ve açıklama getiriyordu. Bakın nasıl zor durumda kaldık, eğer erkek aynı şartlarda kadını dövebilir dersek. Erkek aynı şeyleri eşine yaptığında, aynı şeyi söylememiz gerekir ki söylemiyoruz. Bu durumda Kur’an da bu sözlerimizle, kadın erkek arasında ayrım yapmış oluruz. Dikkat ederseniz Kur’an aynı şartların oluşması durumunda, yine aynı çözümler getiriyor ve eşlerin barışması, uzlaşması önerisinde bulunanlara uyması önerisinde bulunuyor.

Çok ilginçtir Nisa 34. ayette geçen, aynı kelimeye DÖVÜNÜZ anlamı verildiği halde, Nisa 94. ayette kullanılan aynı kelimeye ÇIKMAK, gitmek anlamı verilmiştir. İşte bizler Allah ın ayetleriyle böyle oynuyoruz. Bunları yapanları Allah, asla affetmeyeceğini de bildiriyor.

Bu konuyu daha iyi aydınlatacak, çok dikkat çekici, Nur suresinden bazı örnekler vermek istiyorum. Tabi anlamak istememekte ısrar edenlere, sözüm meclisten dışarı.

Nur 6: Eşlerine zina İSNADINDA BULUNUP DA, KENDİLERİNDEN BAŞKA ŞAHİTLERİ OLMAYANLARA GELİNCE, onların her birinin şahitliği kendisinin doğru söyleyenlerden olduğuna dair dört defa Allah adına yemin ederek şahitlik etmesidir. 7: Beşinci defa da, eğer yalan söyleyenlerden ise, Allah'ın lanetinin kendi üzerine olmasını dilemesidir. (Elmalılı meali)

Bu ayette erkek, eşi ile ilgili zina suçlamasında bulunuyor, ama kendisinden başka şahit olmadığını iddia ediyor. Dikkat ederseniz bu durumda bile dayaktan, dövmekten bahsedilmiyor. İşte Kur’an ın adaleti böyle. Araştırılacak, soruşturulacak ve daha sonra gereken yapılacak. Kendisinden başka şahit bulamayan erkek, adaletin önünde dört kez yemin edecek, böyle bir zinanın yapıldığını gördüğüne dair. Peki, erkek bunu yaptıktan sonra, kadın suçlanacak, cezalandırılacak mı? Elbette hayır. İncir çekirdeği kadar hak yerini bulacaktır diyen Yaradan, erkeğin güç gösterisini her zaman kullanacağını bildiği için, bakın Allah kadından yana, nasıl çıkıyor ve ne diyor.

Nur 8: Kadının, KOCASININ YALAN SÖYLEYENLERDEN OLDUĞUNA DAİR DÖRT DEFA ALLAH ADINA YEMİN VE ŞAHİTLİK ETMESİ, 9: Beşinci defa da, eğer (kocası) doğru söyleyenlerden ise, Allah'ın gazabının kendi üzerine olmasını dilemesi KENDİSİNDEN CEZAYI KALDIRIR.

İşte Yüce Rabbimizin adaleti. Kadın, kocam yalan söylüyor diye yemin etmesi ve Allah ı şahit göstererek, eğer kocam doğru söylüyorsa, Allah ın gazabının kendi üzerinde olmasını dilemesi halinde kadına inanılarak, KADINA CEZA VERİLEMEYECEĞİNİ SÖYLÜYOR. Ama bizler Kur’an ın bunca açık ayetlerine gözlerimizi yumarak, batıl ve hurafe inançlarımıza kanıt aramak adına, Allah ın ayetlerine, kelime oyunları ile farklı anlamlar vermekten çekinmiyoruz. BÖYLECE KÂFİRLERDEN OLUYORUZ, farkında bile değiliz.


Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
http://hakyolkuran.com/

Haluk kardeşimin yazısından anladığımı özetlersem... evlilikte aldatmanın hukuğu:

1- Ancak 4 şahit varsa ceza hukuğu işler = 80 sopa (yani öldürme yok/yasak).

2- 4 şahidi olmayan 4 kere yemin ve beşincide yalansa lanetin üzerine olmasını diler. Ama karşı taraf da 4 kere yemin eder ve beşincide yalansa lanetin üzerine olmasını dilerse artık söze karşı sözdür ve CEZA HUKUĞU (yani cezanın her türlüsü) düşer yani ceza verilemez.

3- Peki adam aldatmadan şüpheleniyor veya biliyor ama ispatlayamıyorsa evlilik zorla mı devam edecek. O zaman şimdiki boşanma basamakları uygulanır:
3.1- Konuş
3.2- Yatağı ayır
3.3- Evden uzaklaştır

Peki 3.3 maddesi neden "dövmek" değil. Çünkü HUKUĞA uygun olarak...
- Suçun ispat yeterlilikleri tanımlı,
- İspat durumunda ceza tanımlı,
- İspat olmadığında da ceza verilemeyeceği tanımlı.

Ceza verilemediği için geriye boşanma kalır ki bu da madde 3 'dür ve aldatma olsa da olmasa da her iki tarafa her zaman geçerli HUKUKİ bir haktır.
ozkanates isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 6. July 2015, 12:14 PM   #89
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.016
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun aleyküm, değerli kardeşim,

Ne yazık ki, kavramlarla çok oynanıyor bunlar:

ErRicalu kavvamune alen nisai Bi ma faddalAllahu ba'dahüm alâ ba’din ve Bi ma enfeku min emvalihim* fessalihatü kanitatün hafizatün lil ğaybi Bi ma hafızAllah* vellatiy tehafune nüşüzehünne feızuhünne vehcüruhünne filmedaciı vadribuhünne, fein eta'neküm fela tebğu aleyhinne sebiyla* innAllahe kâne Aliyyen Kebiyra;

koyulaştırılan sözcüklerdir.

Kavvam sözcüğü koruma ,kollama ve gözetme anlamındadır.
Fadl sözcüğü üstün demek değil fazlalıklı demektir. üstünlük kerim ile belirtilir.
Nüşuz, vadinin dibindeki kişinin kendisini vadinin tepesinde görmesidir. Kısaca kendini dev aynasında görmesidir ki bazı ayetlerde Alllah nüşuzu emreder.
Salih, sözcüğü sulh sözcüğünden türemiştir ki bozulmaları bozuk işleri düzeltmek anlamındadır. Toplumsal yaşamın huzur ve mutluluğunu gölgeleyen adlî, idarî, siyasî, iktisadî ve kültürel her türlü bozukluğun düzeltilmesi için gösterilecek çabaları sergileyen kadınlara saliha kadın denilir.

Vehcuruhunne, hicret anlamındadır. ayetteki birleştiği sözcük ile birlikte yatak ayırma değil yan gelip yatılan yerden hicret ettirme anlamındadır.
vadribuhunne ise daha önceki iletimde bu kökten türemiş sözcüklerin geçtiği ayetleri bile verdim. Yan gelip yattığı yerden uzaklaştırılan kadınlar üzerinde unutulmayacak,iz bırakacak eylemlerin sergilenmesidir.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 6. July 2015, 12:15 PM   #90
ozkanates
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: May 2014
Mesajlar: 299
Tesekkür: 8
56 Mesajina 69 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 20
ozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud of
Standart

Alıntı:
ozkanates Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Haluk kardeşimin yazısından anladığımı özetlersem... evlilikte aldatmanın hukuğu:

1- Ancak 4 şahit varsa ceza hukuğu işler = 80 sopa (yani öldürme yok/yasak).

2- 4 şahidi olmayan 4 kere yemin ve beşincide yalansa lanetin üzerine olmasını diler. Ama karşı taraf da 4 kere yemin eder ve beşincide yalansa lanetin üzerine olmasını dilerse artık söze karşı sözdür ve CEZA HUKUĞU (yani cezanın her türlüsü) düşer yani ceza verilemez.

3- Peki adam aldatmadan şüpheleniyor veya biliyor ama ispatlayamıyorsa evlilik zorla mı devam edecek. O zaman şimdiki boşanma basamakları uygulanır:
3.1- Konuş
3.2- Yatağı ayır
3.3- Evden uzaklaştır

Peki 3.3 maddesi neden "dövmek" değil. Çünkü HUKUĞA uygun olarak...
- Suçun ispat yeterlilikleri tanımlı,
- İspat durumunda ceza tanımlı,
- İspat olmadığında da ceza verilemeyeceği tanımlı.

Ceza verilemediği için geriye boşanma kalır ki bu da madde 3 'dür ve aldatma olsa da olmasa da her iki tarafa her zaman geçerli HUKUKİ bir haktır.
Konunun bu şekilde ele alınmış olması … yapısı itibarıyla travmatik olan aldatılma konusunun…
- Kişisel boyutta olası yıkıcı anlık tepkilere ve,
- Toplumsal boyutta olası yıkıcı geleneklere (recm vb.),
karşı hem kişisel hem toplumsal bariyer oluşturmak, sonuçları genel hukuk kaideleri içine taşımak ve o kaideler içinde tutmak içindir.

Hem suçun ispat aşaması hem de sonraki aşamalar zorlaştırılarak zamana yayılmış ve böylece kişisel/toplumsal ani ve kontrolsüz tepkilerin önü kesilmiştir. İspat yeterliliği oluştuğunda da verilecek cezanın belirtilmiş olması, daha büyük cezaların verilemeyeceği anlamına gelir.

Aldatma ortaya çıktığında ve hatta sadece şüphe üzerine ani ve kontrolsüz yıkıcı tepkilere uğrayabilen taraf büyük ekseriyatla kadın olduğundan, bu hukuk sistemi büyük oranda kadını korumak üzerinedir.
ozkanates isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
lokman, soru


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 02:31 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam