hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > BİLİM VE TEKNOLOJİ > Bilim ve Teknik > Gök veUzay ilmi (Astronomi)

 
 
Seçenekler Stil
Alt 12. February 2009, 02:57 PM   #1
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.016
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart Göklerin ve yeryüzünün yaratılması

Selamun Aleykum! Değerli Kardeşlerim!

Göklerin ve yeryüzünün yaratılması

Ayette geçen “halk” sözcüğü, “yoktan var etme” anlamında olmayıp; “takdir etme, şekil verme, düzene sokma” anlamındadır. Dolayısıyla, rabbimizin gökleri ve yeryüzünü yaratmasından; onlara şekil verdiği, onları düzene soktuğu anlaşılmalıdır. Elbette ki her şeyi yoktan var eden de Yüce Allah’tır. Ama Rabbimizin bu ifadede “halk” sözcüğünü kullanması, bize göre, göklerin ve yeryüzünün araştırılarak incelenmesini, elde edilecek bulgulardan yola çıkılarak da “eserden müessire ulaşma” yöntemiyle, araştırılan “şey”lere düzen veren programlayıcının, yani kendisinin tanınmasını istediğini göstermektedir. Bizim, Kur’an çalışmalarımızda gökler ve yeryüzüyle ilgili tespit edilebilmiş mucizelere yer verip bu bilgileri aktarma çabamız da, işte bu görevin gereğidir.
Rabbimiz, birçok ayette kasem ederek insanların dikkatlerini çekmek suretiyle, kendisine delâlet edecek kanıtları sadece göklerde ve yeryüzünde değil, enfüste (kendi içyapımızda) de aramamızı, istemiştir. Ama Kur’an’da, Rabbimizi tanımamıza vesile olacak deliller arasından “gökler “üzerinde fazlaca durulmuş ve açıkça göklerin halk edilişinin (düzene sokuluşunun), insanın halk edilişine göre daha büyük iş olduğu bildirilmiştir:

Mülk; 3, 4: Ki O, yedi göğü, birbiri üzerine yarattı. Rahman’ın yaratmasında bir çatlaklık, uygunsuzluk görmezsin. Gözünü döndür (de bak), bir bozukluk görüyor musun?
Sonra gözünü iki kere daha döndür (bak). Gözün, (aradığı bozukluğu bulmaktan) âciz bir hâlde sana dönecektir. Ve o çok bitkindir.

Âl-i Imran; 191: O (Aklını kullanan) kişilerdir ki, ayakta, otururken yan yatarken ALLAH’I ANARLAR ve göklerin ve yerin yaratılışı hakkında tefekkür ederler: “Ey Rabbimiz! Sen bunu boşu boşuna yaratmadın! Senin şanın yücedir. Bizi ateşin azabından koruyuver!”


Demek ki, gökler araştırılıp incelendiğinde, insanın yaratılışındakine göre daha büyük bir ihtişamla karşılaşılacak, o ihtişama bakılarak da yaratıcının muhteşemliği daha iyi anlaşılacaktır. Eserlerindeki ihtişamla, yaratıcının muhteşemliğini tanıyan herkes de o güce, ulaşabildiği muhteşemlik sınırına uygun olarak bir isim koyacaktır. Konulacak bu ismin ne olursa olsun, tüm güzel isimler Allah içindir. İşte o ihtişamı yaratan, düzene koyan bizim de Rabbimizdir, yani bizi de yaratan ve bir programa göre yönetendir.

Altı gün

Kaf suresinin 38. ayetinin tahlilinde ayrıntılı olarak açıkladığımız gibi “altı gün”; “altı evre” demek olup, bu ifade ile dünyanın oluşup mevcut düzene girmesindeki evreler kastedilmiştir. Kur’an’da birçok yerde geçen “altı gün” ifadesi, bize göre Kur’an’ın mucizelerindendir ve bilim hâlen bu evreleri araştırmakla meşguldür.

Arşa istiva

Müteşabih bir anlatım olan “arşa istiva” ifadesi lâfzen; “arşın üstüne kurulmak”, mecazen de; “en büyük makama sahip olmak, en büyük gücü elinde bulundurmak” anlamına gelir. Allah’ın mekândan münezzeh olduğu bir çok ayetle bildirilmiş ve aklen de sabit olduğuna göre, bu ifadede sözcüklerin “hakikat” manalarının murat edilmiş olması mümkün değildir. Dolayısıyla Allah’ın arşa istiva etmesi; Allah’ın en büyük makama sahip olduğunu ve en büyük gücü elinde bulundurduğunu ifade etmektedir.

Yaratma ve emrin sadece Allah’a özgü olması

“Yaratma” sözcüğü ile ilgili olarak yukarıda, ayetin tahlilinin başında bilgi verdiğimiz için, burada kısaca “emr” sözcüğü üzerinde duracağız.
Hem “buyruk”, hem de “iş” anlamına gelen “emr” sözcüğü, burada “buyruk” anlamıyla ele alınırsa, emrin sadece Allah’a özgü olması; “Allah’ın yarattıklarına emirler vermesi, onları yönetmesi” anlamına gelir ve ayetteki ifadeden de; “Allah’ın yaratıklarını kendisinin yöneteceği, kimseyi kimseye yönettirtmeyeceği” anlamı çıkar. Eğer “emr” sözcüğü “iş” anlamıyla ele alınırsa, ayetteki ifadede ile; Allah’ın yaratmaya başlamadan önceki iradeleri, vahy, melek indirme gibi işlerinin kastedildiği anlaşılır. Biz, bunlardan birisine bir öncelik vermeden her iki anlamı da birlikte anlamayı tercih ediyoruz.

İsra; 85: Ve sana ruhtan sorarlar. De ki: “Ruh Rabbimin emrindendir/ işindendir. Size ise az bilgiden başka, bir şey verilmemiştir.”

Ya Sin; 82: Şüphesiz ki O bir şeyi dilediğinde, O’nun buyruğu / işi o şeye “Ol!” demektir; o da oluverir.

Nahl; 40: Biz bir şeyi dilediğimiz zaman, ona sözümüz, ona sadece “ol” dememizdir. O da hemen oluverir.

Rum; 4: (Bu da) birkaç yıl içinde (olacaktır). Onların bu yenilgilerinden önce de sonra da emir Allah’ındır ve o gün müminler, sevineceklerdir.

Musahhar

Bu ifade; “Allah’ın programına karşı duramayan” anlamına gelir ki buradan, Güneş, Ay ve yıldızların O’nun programı dışına çıkamadıkları anlaşılır.

Fussılet; 11: Sonra duman hâlinde bulunan göğe yerleşti / egemenlik kurdu da ona ve yeryüzüne “İsteyerek veya istemeyerek gelin!” dedi. İkisi de “Biz isteyerek geldik” dediler.
Kaynak:İşte Kur'an (Hakkı Yılmaz)

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
 

Bookmarks

Etiketler
arş, evre, göklerin, istiva, yaratma, yaratılması, yeryüzünün, yevm


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 07:41 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam