3. October 2008, 03:26 AM | #1 |
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 450
Tesekkür: 33
85 Mesajina 163 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 |
Şefaatin sahibi kimdir..?
Peygamber efendimizin şefaati şöyle olacak:
1- Makam-ı Mahmud şefaati ile, mahşerde beklemek azabından kurtaracaktır. 2- Çok kimseyi, sorgusuz, sualsiz Cennete sokacaktır. 3- Azap çekmesi gereken müminleri azaptan kurtaracaktır. 4- Günahı çok olan müminleri Cehennemden çıkaracaktır. 5- Sevapla günahı eşit olup, Araf’ta bekleyen kimselerin Cennete gitmelerine şefaat edecektir. 6- Cennete girmiş olanların derecelerinin yükselmesine şefaat edecektir. deniliyor... Birde kılavuzumuz rehberimiz Kuran'a bakalım Peygamber efendimizin Kuran'da Furkan 30 da geçen sözü: Resul de şöyle der: "Ey Rabbim, benim toplumum, bu Kur'an'ı terk edilmiş/dışlanmış halde tuttular." Yorum dahi yapmıyorum.Allah bakara 7 deki hallerden bizi korusun. Devam edelim Çok kimseyi, sorgusuz, sualsiz Cennete sokacaktır.!!! Yoksa siz, Allah içinizden uğraşıp didinenleri seçmeden, sabredenleri seçmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? ÂLİ IMRÂN suresi 142. ayet Allah dileseydi, elbette ki sizi birtek ümmet yapardı. Ama O, dilediğini saptırıyor, dilediğini de iyiye ve güzele kılavuzluyor. Yapıp ettiklerinizden mutlaka sorgu-suale çekileceksiniz NAHL suresi 93. ayet Sonra o gün, nimetten kesinlikle sorguya çekileceksiniz! TEKÂSÜR suresi 8. ayet Azap çekmesi gereken müminleri azaptan kurtaracaktır. Günahı çok olan müminleri Cehennemden çıkaracaktır. Yapın edin peygamberimiz bizi kurtaracak yok öyle.. İnan olsun ki, biz seni hak üzere bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen, cehennem ehlinden sorgu suale çekilmeyeceksin/cehennem yâranından sen sorumlu değilsin BAKARA suresi 119. ayet Akraba bile olsalar, cehennem halkı oldukları açıkça belli olduktan sonra müşrikler için af dilemek ne peygambere yakışır ne de iman edenlere. TEVBE suresi 113. ayet Allah, Kitap'ta size şunu da indirmiştir: Allah'ın ayetlerinin inkâr edildiğini, bu ayetlerle alay edildiğini işittiğinizde, bir başka lakırdıya dalıp gittikleri zamana kadar, o münafıkların yanında oturmayın. Aksi halde siz de onlar gibi sayılırsınız. Hiç kuşkusuz Allah, münafıklarla kâfirleri cehennemde biraraya getirecektir NİSA suresi 140. ayet Cehennem hayatı sonsuzdur.Çıkış yoktur.. [font=Comic Sans MS][size=3][color=DarkSlateGray][color=Blue][color=Red][color=Blue][color=Red][color=Blue]Cehennem yolu hariç! Sonsuza dek kalacaklardır orada. Allah için çok kolaydır bu. [color=Red]NİSA suresi 169. ayet [color=Blue]Allah, erkek münafıklara da kadın münafıklara da küfre sapanlara da içinde sürekli kalacakları cehennem ateşini vaat etmiştir. O yeter onlara. Allah lanet etmiştir onlara. Sonu gelmez bir azap var onlar için. TEVBE suresi 68. ayet Hadi girin cehennem kapılarından; sürekli kalacaksınız orada. Gerçekten kötü yermiş kibre sapanların barınağı. NAHL suresi 29. ayet Şöyle denilir: "Girin cehennemin kapılarından! Orada sürekli kalacaksınız. Büyüklük taslayanların barınağı ne de kötüymüş!" ZÜMER suresi 72. ayet devam edeceğim Allahın izni ile... |
9. October 2008, 08:09 AM | #2 |
Katılımcı Üye
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 54
Tesekkür: 0
6 Mesajina 12 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17 |
selam
resullerin hiç biri şefaat etme yetkisine sahip değildir resullerin ahirette yapacağı tek iş tanıklıktır tanıklığın yapılacağı nokta ise kişiye sorulacak tek soru olan soruya vereceği cevabın doğru olup olmamasıdır. soru kasas suresi 65 ayet tanıklık ayeti ise hac suresi son ayet resulun yapacağı ve yapması gereken konumu budur gerisi yaratıcı ile ilgilidir oda cevap ve tanıklıktan sonra gerekli olan koşulların emrini verecek. verilecek cevaba göre ve tanıklıktan sonra kişi ebedi olarak kalacağı mekana gönderilecek. selam ile
__________________
(Medenî 113) Yemin olsun, içinizden size onurlu bir resul gelmiştir. Sizi rahatsız eden şey onu da üzer. Çok düşkündür size. Müminlere ise daha şefkatli, daha merhametlidir. |
9. October 2008, 08:30 AM | #3 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 240
Tesekkür: 141
173 Mesajina 603 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17 |
Beni Rabbimyaratsın, beslesin büyütsün, irade sahibi kılsın, bütün ihtiyaçlarımla ilgilensin ama mahşer de başkasının şefaatine muhtaç kılsın öyle mi?
Ama adamlar da haklı, Allah için yaptıkları zerre birşey yok ki O'ndan şefaat umsunlar, O'nun şefaatini hak etmediklerini bildikleri için de, başka şefaat aracıları aramaktalar, SEN YARATTIN, SEN YAŞATTIN, SEN ÖLDÜRECEKSİN, BAŞKASININ YARDIMINA MUHTAÇ EYLEME RABBİM |
31. May 2010, 11:14 AM | #4 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: May 2010
Mesajlar: 568
Tesekkür: 4.080
276 Mesajina 635 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 |
Alıntı:
Acaba Resulullah aleyhisselam şefaat mi edecek; yoksa ümmetini şikayet mi edecek? Yorumu sizlere bırakıyorum. |
|
31. May 2010, 02:08 PM | #5 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Feb 2009
Mesajlar: 399
Tesekkür: 59
244 Mesajina 485 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17 |
Ellerine diline sağlık Furkan kardeşim. ne kadar güzel izah etmişsin.Allah , peygamber evliyalar şeyhler Ahiret aleminde ne şefaat edecek ne de bağışlayacaktır. Allah Dünya hayatında sapmayı bağışlamayı Hidayeti yaratmış İnsanlara da aklını takvasını vermiş önlerine de doğru yola ve yanlış yola gidecek mazlemeleri de vererek sonucuna katlanmak koşulu ile dilediğini seçmeyi kişinin kendi özgür iradasine bırakmıştır. Sapmayı di
leyene saptırdım hidayete gelene hidayete erdirdim bağışlanmayı dileyene de bağıladım demiştir. Ahiret hayatında söz değişikliğe uğratılmayacaktır. dünyua hayatında herkes gidecek olduğu yerin biletini bilerek kendisi alıyor. yoksa Allah kimseye zulmetmez. |
4. June 2010, 09:51 PM | #6 |
Katılımcı Üye
Üyelik tarihi: May 2010
Mesajlar: 34
Tesekkür: 1
14 Mesajina 15 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 0 |
Şefaat Haktır
Allah Resulü dünyada şefaat ettiği gibi Allah'ın izniyle Ahirette de ümmetine şefaat edecektir.
Şefaat doğla olarak Allah'ın izniyle olacaktır. Hiçbir müslüman şefaat olacaktır derken haşa kula bir güç yakıştırmasında bulunmaz. Nasıl bulunsun ki; Bakara 255. ayette "İzni olmadan O'nun katında kim şefaat edebilir?" tehditi varken. Bu ayet şefaatin varlığının delilidir aynı zamanda. Mefhumun muhalifinden "izni olmadan şefaat olmadığına göre, izni olarak şefaat vardır denebilir." Şefaat ifadesi bir güç ve bir emir ifadesi değildir. Daha çok bir rica ve yalvarma ifadesidir. Şefaate bir başka delil de; Meryem Suresi 87. Ayet : "Rahmân’ın katında söz almış olanlardan başkaları şefaat hakkına sahip olmayacaklardır." ayetidir. Demek ki ahd almış olanlar şefaat edecektir. Devam edelim ; Tâ-Hâ Suresi 109. Ayet : "O gün, Rahman'ın izin verdiği ve sözünden hoşlandığından başkasının şefaati fayda vermez." Demek ki şefaat var ki böyle deniyor. Enbiya 28. Ayetde, peygamberlerden bahisle " Allah rızasına ulaşmış olanlardan başkasına şefaat etmezler. Onlar, Allah korkusundan titrerler!" denmektedir. Demek ki Peygamberlerin şefaati hakmış. Kuran da şefaat fayda etmeyecek insanlar sayılmıştır. Bu noktada maksat anlaşılmış olacağı için tekrar etmiyorum. Enbiya 28 den açıkça anlaşılacağı gibi şefaat sadece müminleredir. Allah tüm müminleri kutlu nebinin şefaatine nail eylesin. En iyisini Allah bilir. |
4. June 2010, 11:53 PM | #7 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Mar 2010
Mesajlar: 1.979
Tesekkür: 1.908
1.298 Mesajina 2.732 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 26 |
gülsek mi ağlasak mı?
Arkadaşım verdiğiniz ayetlerden de anlıyabileceğiniz gibi, şefaatin kaynağı Allahtır, şefaat ancak Allahın izniyle olan bir olaydır. Peygamber kendi başına şefat yetkisine sahip değildir, 70 kerede istiğfat etse kafirler için bir değeri olmayacaktır. Neden ayetleri kendi istediğiniz manalara çekiyorsunuz? -Peygamber Allahtan daha mı merhametlidir? -Allah beni cehenneme atmayı dilese peygamberin şefaati bana menfaat sağlar mı? -Şefaat peygamberden demek, kuranı peygamber indirdi demekle aynı manaya gelir ve şirktir. Neden şirktir çünkü aynı davaya hristiyanlarda düşmüşlerdi. Allahım yarabbim gülsemmi ağlasam mı |
hiiic Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | Miralay (2. May 2011) |
5. June 2010, 12:39 AM | #8 | |
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.020
Tesekkür: 3.570
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 |
Selamun Aleykum! Değerli Myro Kardeşim!
Alıntı:
“ شفع Şef`ı” kökünden türemiş olan “ شفاعة şefaat” sözcüğünün sözlük anlamı; “Bir şeyi benzeri olan başka bir şeye eklemek, onu desteklemek, bir şeyi çiftlemek ve esirgemek” demektir. Sözcük, zaman içerisinde; “Yüksek mevkide bulunan birinin, düşkün birine yardım etmesi, onu koruması, onun korunmasına aracılık etmesi, onu yalnız bırakmayıp ona destek olması” anlamında kullanılır olmuştur. Sözcüğün terim anlamı ise; “Bir kimsenin bağışlanmasını istemek, bir kimseden, başka bir kimse için iyilik yapmasını, onun zararına olan davranışlardan vazgeçmesini rica etmek, başkası hesabına yalvarmak, rica etmek, birinin önüne düşüp işinin görülmesi için dua ve niyazda bulunmak” demektir. Kısaca şefaat; “aracı olmak, yardım etmek ve öncülük etmek” anlamlarına gelir. Arapça`da başkası lehine talepte bulunana, yani şefaat edene “الشّافع eş-şafi” veya “ الشّفيع eş-şefi” denir. “Şefaat” kavramının doğru anlaşılabilmesi için konunun aşağıdaki başlıklar altında incelenmesinde yarar görmekteyiz. Allah`tan başka şefaatçi yoktur: Şefaat sadece Allah`a aittir. Bu konuda ilk öğrenilmesi gereken husus, şefaat yetkisinin sadece Allah`a ait olduğudur. Zümer; 44: De ki: “Tüm şefaat Allah`a aittir. …” Secde; 4: … Sizin için O`nun astlarından bir veli ve şefaatçi yoktur. Hâlâ düşünüp öğüt almaz mısınız? Yüce Allah, kendilerinden razı olduğu kulları için, dilediğine şefaat/ yardım izni verebilir: Allah`ın izni ve emri olmadan kimsenin kimseye şefaat/ yardım etmesi söz konusu değildir. Allah`ın izni ile şefaat/ yardım edecekler de, ancak Allah`ın kendilerinden razı olduğu kulları için şefaat (yardım) edebilirler. Yunus; 3: … O`nun izni olmadan hiç kimse şefaat edemez….. Enbiya; 26-28: Onlar “Rahman çocuk edindi” dediler. Hâşâ, bundan münezzehtir O. Onlar lütuflandırılmış kullardır. Onlar O`nun sözünün önüne geçemezler; onlar yalnız O`nun emriyle iş yaparlar. O, onların önündekini de arkalarındakini de bilir. O`nun hoşnutluk verdiklerinden başkasına da şefaat (yardım) etmezler. Ve onlar O`nun haşyetinden titrerler. Bu konuda dikkat edilmesi gereken nokta şudur: Allah`ın kendilerinden razı oldukları, şefaat (yardım) edemezler, ancak şefaat (yardım) edilirler. Yüce Allah, güzel bir şefaatle şefaat edene izin verdiği gibi, kötü bir şefaatle şefaat edene de izin verebilir: Nisa; 85:Kim güzel bir şefaatle (hayır ve iyiliklere aracı, vasıta olmakla) şefaat ederse, bundan kendisine bir sevap (hisse) vardır. Kim de kötü bir şefaatle (kötülüğe delil olmak ve yardım etmekle veya kötülük çığırını açmakla) şefaatte bulunursa, ondan kendisine bir günah payı vardır. Allah her şeye kadirdir. Ayette geçen “شفاعة حسنة şefaat-ı hasene (iyi ve güzele aracılık ve yardım)”; iman edip Allah`ın ve kullarının haklarına riayetle beraber, müminlerin iyiliği ve yararı için uğraşmak, onları kötülüklerden ve zararlardan korumaya çalışmak demektir. “ شفاعة سيّئة Şefaat-ı seyyie (kötü ve zararlıya aracılık ve öncülük etmek)” ise; müminlerin ve insanların zarara uğramaları ve kötülüklere düşmeleri için çalışmak ve kötülük çığırları açmak demektir. Kur`an, hem “şeffat-ı hasane”de bulunanların hem de “şeffat-ı seyyie”de bulunanların, dünyada ve ahirette bu davranışlarının sonuçlarından pay alacaklarını bildirmektedir. O gün şefaat yoktur, kimseden şefaat kabul edilmeyecektir: Bakara; 48: Ve, hiçbir kimsenin başka bir kimseye herhangi bir şey için karşılık ödemediği, hiçbir kimseden şefaatin kabul edilmediği, kimseden fidyenin alınmadığı ve onların yardım olunmadığı günden sakının. Bakara; 123: Kimsenin kimse yerine bir şey ödemeyeceği, kimseden fidye kabul edilmeyeceği, şefaatin hiç kimseye yarar sağlamayacağı ve onların yardım olunmadığı günden sakının. Görüldüğü gibi ahirette kimseye şefaat ettirilmeyecektir. O gün sadece Allah`ın izin verdikleri, bildikleri gerçeğe tanıklık edebilirler: Zühruf; 86: O`nun astlarından yakardıkları şefaate sahip olamaz!Hakka tanık olanlar müstesna. Onlar biliyorlar da. Yukarıdaki Kur`an ayetleri ışığında anlıyoruz ki, konumuz olan 26. ayette geçen “meleklerin şefaati”, bu dünyaya yönelik şefaattir ve bu şefaat, müşriklerin, şans tanrısı, bereket tanrısı, yağmur ve rahmet tanrısı, onların melek şefaatçisi, insanların Allah`a yaklaştırıcısı gibi inançları ile asla bağdaşmaz. Ayette sözü edilen şefaat, Yüce Allah`ın, kendilerinden razı olduğu ve haklarında yardım takdir ettiği kulları için, doğadaki melekleri/ güçleri harekete geçirerek bu kullara yardım ettirmesidir. Bunun örnekleri, şu ayetlerde görmek mümkündür: Âl-i Imran; 123-126, Enfal; 9-12, 50, Tövbe; 25, 26, Ahzab; 9, 26, Şûra; 5, Zümer; 43, 44, Müddessir; 48, Bakara; 255, En`âm; 51, Yunus; 3, 18, Secde; 4, Sebe; 23. Bu konuda son olarak, halk arasında yaygınlaşmış olan, “ümmetinden günahkâr olanların günahlarının affedilmesi için, peygamberimizin Allah katında aracılık etmesi” şeklindeki şefaat tarifinin Kur`an`a ters bir anlayış olduğunu belirtmekte yarar vardır. Peygamberimizin günahkârlara destek olup, hatırını kullanarak günahkârların kurtuluşunu sağlamak üzere, tabir yerinde ise “Allah nezdinde torpil yapması” anlamına gelen bu anlayış, “… Sen ateştekini kurtarabilir misin?” diyen Zümer suresinin 19. ayetine terstir. Bu anlayış sahipleri bilmelidirler ki, anlayışlarını değiştirmezlerse, peygamberimizin şefaat değil, şikâyet ettiği ümmetine dahil olacaklardır: Furkan; 30: Elçi de: “Rabbim, halkım Kur`an`ı terk etti” der. Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen AllaH'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz
__________________
Halil Ay |
|
5. June 2010, 03:28 PM | #9 |
Katılımcı Üye
Üyelik tarihi: May 2010
Mesajlar: 34
Tesekkür: 1
14 Mesajina 15 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 0 |
Şefaat Allah'ın izniyledir ve haktır
Sayın Hiiç'e algılamalar konusunda başarılar diliyorum.
Evet benim dediğim de benzer bir şey. Şefaat haktır. Allah'ın izniyledir. Peygamberimizin bildirmesiyledir ki, Allah Resulüne şefaat izni verecektir. Yoksa Allah'ın izni olmadan kim ne yapabilir. Ayet meallerinden çıkan bir diğer sonuç ise, Allah'ın başka insanlara da şefaat izni vereceğidir. Tabii sadece müminlerin müminlere şefaati şeklinde. Bakın sayın dost1, müslümanlar hakkında suizan ediyorsunuz. Bunu hemen her yazınızda görüyorum. Müslümanlar sizin dediğiniz şekilde Peygamberin torpil falan yapacağımı düşünmüyorlar. Haşa bundan Allah'a sığınırım. Onlar aynen benim dediğim gibi Allah'ın Resulüne şefaat izni vereceğini düşünüyorlar. Ve bunun için Allah'a dua ediyorlar. KARIŞTIRMAYIN ! Peygambere değil Allah'a dua ediyorlar. Diyorlar ki "Ya Rabbi bizi Resulünün şefaatine nail eyle".. Sizi bu suizannınızdan derhal vaz geçmeye çağırıyorum. Bu mesajı okuyan tüm katılımcıları da. Müslümanlara karşı suizanınınzdan vaz geçin. |
5. June 2010, 10:16 PM | #10 | |
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.020
Tesekkür: 3.570
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 |
Selamun Aleykum! Değerli Myro Kardeşim!
Alıntı:
Hiç bir kimse hakkında kötü bir zan taşımıyoruz. Allah'a kul olduğunu iddia edenleri Allah'a kul olmaya davet ediyoruz. Kur'an'ın ayetleri ortada yazdım. Bizlere düşen Allah Resulunun tebliğ ettiklerini olduğu gibi tebyin etmek/insanların paylaşımına sunmak. Her insan tercih yapma hakkına sahiptir. Sonuçda hepimiz de tercihimizin sonuçlarını yaşayacağız. Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen AllaH'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz
__________________
Halil Ay |
|
Bookmarks |
Etiketler |
kimdir, sahibi, şefaatin |
|
|