22. October 2008, 11:06 AM | #1 |
Super Moderator
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 283
Tesekkür: 457
131 Mesajina 293 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17 |
Kur'an'da Miskinler
Selam Dostlar,
Alemlerin Rabbi olan Allah, Kehf suresinin 79. Ayetinde miskinlerden bahseder. Miskin, arapçada geliri olmayan, hareket edemeyen demektir. Çoğulu mesâkîndir. (KEHF/79) اَمَّا السَّفٖينَةُ فَكَانَتْ لِمَسَاكٖينَ يَعْمَلُونَ فِى الْبَحْرِ فَاَرَدْتُ اَنْ اَعٖيبَهَا وَكَانَ وَرَاءَهُمْ مَلِكٌ يَاْخُذُ كُلَّ سَفٖينَةٍ غَصْبًا Okunuş………..: Emmes sefinetu fe kanet li mesakine ya'melune fil bahri fe eradtu en eibeha ve kane veraehum melikuy ye'huzu kulle sefinetin ğasba. Y.N. Öztürk…...: "Gemiden başlayayım: O gemi, denizde işçilik yapan bir grup yoksulundu. Ben onu kusurlu hale getirmek istedim. Çünkü biraz ötelerinde bir kral vardı; tüm gemilere zorla el koyuyordu." Elmalılı Orj……: Evvelâ gemi, denizde çalışan bir takım biçarelerin idi, ben onu ayıplandırmak istedim ki: ötelerinde bir Melik vardı, her sağlam gemiyi gasben alıyordu S. Ateş…………: "O (yaraladığım) gemi, denizde çalışan yoksullarındı. Onu kusurlu yapmak istedim, çünkü onların ilerisinde her (sağlam) gemiyi zorla alan bir kral vardı." Diyanet………...: “O gemi, denizde çalışan birtakım yoksul kimselere ait idi. Onu yaralamak istedim, çünkü onların ilerisinde, her gemiyi zorla ele geçiren bir kral vardı.” M. Esed………..: O tekne, geçimini denizden sağlayan yoksul insanlara aitti; ona hasar vermek istedim, çünkü peşlerinde her (sağlam) tekneye zorla el koyan bir hükümdar oldu(ğunu biliyordum). A. Bulaç………..: "Gemi, denizde çalışan yoksullarındı, onu kusurlu yapmak istedim, (çünkü) ilerilerinde, her gemiyi zorbalıkla ele geçiren bir kral vardı." Diyanet Vakfı….: «Gemi var ya, o, denizde çalışan yoksul kimselerindi. Onu kusurlu kılmak istedim. (Çünkü) onların arkasında, her (sağlam) gemiyi gasbetmekte olan bir kral vardı.» TefhimulKuran…: Gemi, denizde çalışan yoksullarındı, onu kusurlu yapmak istedim, (çünkü) ilerilerinde, her gemiyi zorbalıkla ele geçiren bir kral vardı.» F. Kuran………..: O gemi var ya, yoksul deniz işçilerinin malı idi. Onda bir kusur meydana getirmek istedim. Çünkü bu denizcileri, rastladığı her sağlam gemiye zorla el koyan bir hükümdar kovalıyordu. Yani “ MİSKİNLER” ; mal varlığı olduğu halde , çevre faktörü, uygulanan ambargo veya ekonomik yaptırımlar neticesinde hareket edemeyecek hale getirilenlerdir.Bu ölçüdeki yoksulluk ve ihtiyaç, kişiyi çökertip bilinçsiz, hareketsiz ve çaresiz bir duruma getirdiğinden, böylesi düşkünlere “MİSKİN” denilmiştir. Bu nedenle miskin ile fakir arasında önemli bir fark vardır. Fakir; geliri ihtiyaçlarını karşılamayan kişi iken, miskin; geliri hiç olmayan kimsedir. Kehf/79 ‘da gemisi olan insanlardan “MİSKİNLER” diye bahsediyor Rabb’ül Alemin.Bilgin Kul kıssası ile de Miskinlere karşı olması gereken davranışı en güzel şekliyle ortaya koyuyor. Nasıl mı? Miskinlere yemek vermeyerek! Evet Bilgin Kul miskinlere yemek vermeyerek davranış sergiliyor. Hz.Allah bu davranıştan hoşnut ki Resul’üne vahyederek kıyamete kadar Kur’an muhataplarına bu davranışı örnek olarak veriyor. Bilgin Kul miskinlere hareket etme fırsatı sağlıyor.Onların tekrar iş yapabilir durumuna gelmeleri için mücadele ediyor. Çünkü gemisi olan bir insanı iş yapamaz duruma getirip sonra da yemek vermek onun İnsanlık Onurunu zedelemek,rencide etmektir.Miskinlerin tabak tabak yemeğe veya sadakaya ihtiyaçları yok ki.Öyle bir talepleri olacağını da zannetmiyorum.Onlar tekrar toplumda iş yapabilir duruma gelmek isterler. Bilgin Kulun miskinlere karşı yaptığı bu güzel davranışına karşın kınanan bir davranış biçimi de vardır.Aynı safta durduğumuz, aynı Kıbleye yöneldiğimiz, aynı kitabı okuduğumuz,birlikte salat ettiğimiz insanlara lütfen dikkat edelim. Miskinlere karşı davanışlarımızın önemine binaen ilgili ayetleri değişik meallerden tekar hatırlayalım. (MÂÛN/3) وَلَا يَحُضُّ عَلٰى طَعَامِ الْمِسْكٖينِ Okunuş ……:Ve la yehuddu ala taamil miskin. Y.N. Öztürk ..:Yoksulu doyurmayı özendirmez o. Elmalılı Orj…: Ve kayırmaz doyurmak üzere miskîni S. Ateş……....: Yoksulu doyurmağa önayak olmaz. Diyanet ……..: (2-3) İşte o, yetimi itip kakan, yoksula yedirmeyi özendirmeyen kimsedir. M. Esed……..: yoksulu doyurma arzusu/gayreti duymayan. A. Bulaç…….: Yoksulu doyurmayı teşvik etmeyen odur. Diyanet Vakfı.: Yoksulu doyurmaya teşvik etmez; TefhimulKuran: Yoksulu doyurmayı teşvik etmeyen odur. F. Kuran……..: Yoksulu doyurmaya önayak olmaz. (HÂKKA/34) وَلَا يَحُضُّ عَلٰى طَعَامِ الْمِسْكٖينِ Okunuş……….: Ve la yehuddu 'ala ta'amil miskîn. Y.N. Öztürk ….:"Yoksulu doyurmaya özendirmiyordu." Elmalılı Orj…...: Ve fukaranın yiyeceğine hiç bakmıyordu S. Ateş………..: "Yoksulu doyurmaya ön ayak olmuyurdu!" Diyanet……….: “Yoksulu doyurmağa teşvik etmiyordu.” M. Esed……….: ve ihtiyaç içinde olanları yedirip içirmek için hiçbir istek ve kararlılık duymadı: A. Bulaç………: "Yoksula yemek vermeye destekçi olmazdı." Diyanet Vakfı…: Yoksulu doyurmaya teşvik etmezdi. TefhimulKuran..: «Yoksula yemek vermeye destekçi olmazdı.» F. Kuran………: Yoksulu doyurmaya önayak olmazdı.» (FECR/18) وَلَا تَحَاضُّونَ عَلٰى طَعَامِ الْمِسْكٖينِ Okunuş ……….:Ve la tehaddune 'ala ta'amilmiskîn. Y.N. Öztürk…..: Yoksulun doyurulmasını teşvik etmiyorsunuz. Elmalılı Orj……: Ve birbirinizi miskîni ıt'ame teşvık eylemiyorsunuz S. Ateş…………: Yoksula yedirmeğe teşvik etmiyorsunuz. Diyanet………..: Yoksulu yedirmek konusunda birbirinizi teşvik etmiyorsunuz. M. Esed……….: muhtaçları doyurmaya birbirinizi teşvik etmiyorsunuz, A. Bulaç……….: Yoksula yedirmek için birbirinizi teşvik etmiyorsunuz. Diyanet Vakfı …: (17-20) Hayır! Doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz, yoksulu yedirmeye birbirinizi teşvik etmiyorsunuz. Haram helâl demeden mirası yiyorsunuz. Malı aşırı biçimde seviyorsunuz. TefhimulKuran…: Yoksula yedirmek için birbirinizi teşvik etmiyorsunuz. F. Kuran………..: Yoksulu yedirmek konusunda birbirinizi özendirmiyorsunuz. (MÜDDESSİR/44) وَلَمْ نَكُ نُطْعِمُ الْمِسْكٖينَ Okunuş………: Ve lem neku nut'im ulmiskîn. Y.N. Öztürk…: "Yoksulu yedirip doyurmuyorduk." Elmalılı Orj….: Ve fukaraya yemek yedirmezdik S. Ateş……….: "Yoksula da yedirmezdik." Diyanet………: “Yoksula yedirmezdik.” M. Esed……..: ne de yoksulları doyururduk; A. Bulaç……..: "Yoksula yedirmezdik." Diyanet Vakfı...: Yoksulu doyurmuyorduk, TefhimulKuran..: «Yoksula da yedirmezdik.» F. Kuran………: Yoksulların karnını doyurmazdık. Ankebut/45: Kitap'tan sana vahyedileni oku! Namazı da kıl! Çünkü namaz, çirkinliklerden ve kötülüklerden alıkoyar. Elbette ki Allah'ın zikri/Kur'an'ı daha büyüktür! Allah, neler yaptığınızı biliyor. Mutlu ve esen kalın.
__________________
And olsun Biz Kur`an`ı düşünme/öğüt için kolaylaştırdık/hazırladık. O hâlde var mı ibret alıp düşünen? Kamer/17-22-32-40 |
22. October 2008, 01:30 PM | #2 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 217
Tesekkür: 90
69 Mesajina 159 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17 |
Yani miskinlerin evine un, kömür yardımı diye gidip oy istemek islami değildir. Olması gereken onları iş sahibi yaparak kendi geçimini sağlar hale getirmektir, doğrumu?.
|
22. October 2008, 03:13 PM | #3 | |
Super Moderator
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 283
Tesekkür: 457
131 Mesajina 293 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17 |
Alıntı:
Evet toslunba kardeş.İş yapan insanları iş yapamaz/nafakasını kazanamaz hale getirip sonrada onurlarını rencide etmek islami değildir. İnfak edilecekler ve sadaka verilecekler Kur'an'da açıklanmıştır.İslam buna teşvik eder. Mutlu ve esen kalın.
__________________
And olsun Biz Kur`an`ı düşünme/öğüt için kolaylaştırdık/hazırladık. O hâlde var mı ibret alıp düşünen? Kamer/17-22-32-40 |
|
Bookmarks |
Etiketler |
öğüt, allah, ambargo, bilgin kul, fakir, ihtiyaç, ikram, ilim, infak, islam, kitap, kuşatma, kuran, kuranda, miskinler, namaz, sabır, sadaka, taam, yardım, yasak, yoksul, zikir |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|