14. January 2009, 10:37 AM | #1 |
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.023
Tesekkür: 3.573
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 |
Sabiilik Nedir
Selamun Aleykum! Değerli Kardeşlerim!
Mandeen veya Mandayya di*ninin tarihçesi üzerinde birçok tez ileri sürülmüştür. Ancak Mande dininin Babil'e dayandırılması ve gnostik teoriler ihtiva etmesi üzerindeki eğilim genellikle kabul edilen bir tez olarak görülmektedir. Böylece Mandeenlerin esas vatanlarının güney Mezopotamya olduğu hususu da kabul edilmektedir. Ancak buna karşı ge*liştirilen tezler de vardır. Bunlardan birisi bizzat Sâbiî geleneğinin kabul ettiği tezdir ki buna göre Sâbiîler’in asıl vatanları, Filistin-Ürdün bölgesi görünmektedir. Sâbiîler konusunda ileri sürülen tezler bunlardan ibaret değildir. Ancak bu tezle*rin hepsini anlatmak için burası uygun değildir. Burada belirtmek istediğimiz temel konu, Sâbiîlik konusunda gerek Sâbiîlerin kendileri ve gerekse Batılı bilgin*ler, birçok araştırma yapmışlar ve bu alanda çok önemli kaynaklar ortaya çık*mıştır. Belki de Sâbiîler konusunda en güvenilir kaynak Sâbiî kaynaklardır. Sâbiîler kendi dinlerini, Hz.Adem'e ka*dar varan bir tarihe yerleştirmektedirler. Buna göre, ışık elçilerinden olan Manda, Hz. Adem ve eşi Havvayı kötü güçlerden koruma yollarını öğretmiştir. Ancak Sâbiîler, din kurucuları hakkında fazla bilgiye sahip değillerdir. Sâbiîlik hakkın*da en eski bilgiyi veren Romalı yazar Plini'dir, Plini, Sâbiîlerin M.S. I, yüzyılda Fi*listin'den göç ettiklerini yazmaktadır, Plini, Sâbiîlerin kendilerine Mandanı de*diklerini belirtmektedir. Mandanı kelime*siyle Mandaye kelimesi arasında ciddi şe*kilde benzerlik görülmektedir. Sâbiî kutsal kitaptan olan Ginza ve Ha*ran Gavaita'da Sâbiîlerin ana vatan*larının Filistin-Ürdün bölgesi olduğu söy*lenmektedir. Yine kendi ifadelerine göre Sâbiîler, Yahudilerin baskıları sonucu bölgeyi terk etmişlerdir. Nitekim Sâbiî geleneğindeki bazı unsurlar bu bölgenin izini taşımaktadır. Bunlardan en önemlisi Sâbiîlerin kullandığı Mandeencedir. Bu dilin Aramca ile ciddi akrabalığı vardır. Mandeencenin yazı karakteri, Harran bölgesinde yaşamış olan Nebatlılar'ın ya*zı karakteriyle yakınlık göstermektedir. Sâbiîliğin ne zaman doğduğu ve nasıl ge*liştiği konusunda elimizde çok açık bilgi*ler yoktur. Buna göre Sâbiîliğin, Hıristi*yanlık öncesi çağdan zamanımıza kadar geçirdiği süreçte birçok kültürlerle sentez yaparak geliştiğini söylememiz mümkündür. Bunun için Sâbiîlikte hem Yahu*dilik, hem Hıristiyanlık hem de diğer dinî kültürlerin tortularını bulmak mümkün*dür. Sâbiî dininde dikkat çeken özelliklerden birisi de Gnostik unsurlara fazlaca sahip olmasıdır. Sâbulik hakkında en doğru bil*giyi kendi kutsal kitapları olarak kabul et*tikleri kitaplarda bulmak mümkündür. Sabitlerin en önemli kutsal kitapları Gin*za Rabba (Büyük Hazine) veya Sidra Rabba (Büyük Kitap) gibi isimlerle anı*lan Ginza'dır. Bu kitapta muhtelif konu*lar ele alınmıştır. Hatta bu kitap ikiye ay*rılmaktadır: Sağ Ginza, teolojik, mitolojik ve dünyanın yaratılışı ile ilgili konulara ağırlık verirken; Sol Ginza, psikolojik ve eskatolojik konulara ağırlık vermektedir. Sağ Ginza, on sekiz kısımdan meydana gelmektedir. Ginza ilk defa 1813 yılında İsveçli bilgin M. Norberg tarafından bilim dünyasına kazandırılmıştır. Daha sonra M. Litbarski önemli bir önsözle Ginza 'nın Almanca bir tercümesini yayınlamıştır. Yine daha sonraki yıllarda Ginza'nın bazı bölümleri İngilizceye tercüme edilmiştir. Sabitlerin kutsal kabul ettikleri başka kitaplar da vardır: 1- Draşia d. Yahya' (Yahya'nın öğretileri) 2- Draşia d Malke (Kralların öğretileri) Her iki kitapta da işlenen konularda Ya*hudi ve İslâm kültürlerinin izleri görül*mektedir. Bunun için Draşia d Yahya ki*tabının İslâmî devirde derlendiğine dair görüşler ileri sürülmüştür. 3- Qolasta (övgü): Bu koleksiyon da çeşitli dua ve ilâhiler vardır. Günlük ibadetlerde okunması gereken dualar toplanmıştır. Bu dua ve ilahiler vaftiz ve ölü ile ilgili dua*lar ve ilahilerdir. Bu kitap üzerinde yapı*lan çalışmalar onun M.S. III. yüzyıla ait olduğunu ortaya koymuştur. Sâbiîlik üzerinde yapılan çalışmalarda Sâbiî rahiplerinin kullandığı Batınî (Esoterigue) metinlerin olduğundan da bahsedilmektedir. Bu Metinler Şunlardır: 1- Alf Trisar Şuialîa: İbadetler hakkında, ilmihal tipi sorular ve cevaplar şeklinde bilgi verilmektedir. Yedi bölümden olu*şur. 2- Alma Rişaia Rabba: Büyük ve küçük alem olmak üzere iki kitap şeklindedir. Ezoterik bilgilerle büyü ile ilgili bilgileri ihtiva eder. 3- Divan Malkuta Alaita (ilahi krallık di*vanı): Rahipliğe giriş merasimlerini an*latmaktadır. 4- Taraşa d Taga d Şişlam Rabba (yüce Şilam’ın rahipliğe girişi): Bu kitap rahipli*ğe giriş törenini anlatmaktadır. 5- Divan Masbuta d Hibil Ziva (Hibil Ziva’nın Vaftizi ile ilgili Divan): Bu kitap Hibil Ziran'ın karanlıklar ülkesine yaptığı seyahatten ve temizlenmesinden bahset*mektedir. 6- Şerh d Qabin d Şişlam Rabba (yüce Şişlam’ın evliliği ile ilgili açıklama). 7- Zihnin Raza Kasia (gizli sır Zihrun): Tarih boyunca. Sabitliğin inançları ve iba*det şekilleri |
14. January 2009, 10:39 AM | #2 |
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.023
Tesekkür: 3.573
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 |
Sâbiîlik'teki temel inanç esaslarını aşağıdaki başlıklar altında gösterebiliriz:
1- Hayat Prensibi: Bu prensip, kadir ve güçlü bilinmez bir prensib olarak görülür. Bu adetâ İslâmiyetteki besmele gibi, her işin başında tekrar edilir. Hatta kitaplar bununla başlar. Sâbiîlik Hayat prensibi ile âdeta kadiri mutlak bir yaratıcıyı ifade etmeye çalışmaktadır. Bu inancın zaman içinde gnostik bir çehre kazandığı söylenebilir. Nitekim “Hayat prensibi” inancı içinde rakip iki varlık dikkat çekmektedir. Buna göre bir tarafta aydınlık ve bereket, diğer yanda karanlık ve yokluk bulunmaktadır. Sâbiîlikteki bu inancın gerisinde Zerdüştlüğün izlerini görmek mümkündür. Sâbiîlikte iyilik ve kötülük, aydınlık ve karanlık üzerinde birçok felsefe geliştirilmiştir. Ruh inancı, Peygamberlik inancı gibi konular müphemde olsa bu ebedî rekabetin içinde izah bulmaktadır. Sâbiîliğe göre ruh, temiz bir şekilde dünyaya gelmiştir. Kötü güçler onu kuşatmış ve kendi temiz benliğini unutmuştur. Bunun için ruhun çok önemli bir kurtuluş sürecine girmesi gerekmektedir. Bunun yegane yolu, ruhun ışıkla aydınlanmasıdır. Bunun için elçi olan Manda d Hiia gönderilmiştir. Sâbiî kutsal kitaplarında peygamber ve elçi kelimesi olarak Nbiha kelimesi kullanılır. Peygamberlik inancı İçine Yahudi kültürü de dahil edilerek bazı peygamberler, Sâbiîlikte kabul görmüştür. Meselâ, Şit, Nuh, Sam, Yahya bunlardandır. Sâbiîlikte dikkat çekici konulardan birisi de eskatolojik olaylardır. Dünyanın sonunda felâketler maddi ve manevi yönden çoğalacaktır. Kıyametin kopacağı şeklinde İslâmiyette ve Zerdüştlükte olduğu gibi açık ifadeler varsa da, Ahir zaman kötülüklerle yaşanacak bir dönem olarak gösterilmekte ve her şey bozulmuş ve İnsanlar bir kaos içinde yaşamaktadırlar. Bunlar dünyanın sonunun geldiğinin alametleridir. İşte bu dönemde bir “son savaşçı” gelecektir. Bu “son kral” dır. O, bütün kötülükleri giderir ve mutlu bir dönemi başlatır. Sâbiîlikteki bu “Son kral” anlayışı, Hıristiyanlıktaki Hz. İsa'nın dünyanın sonunda gelişini, diğer birçok dinlerdeki Mesih ve mehdi inancını hatırlatmaktadır ki, muhtemelen Sâbiîlik bu düşüncelere, Yahudilik ve Zerdüştlükten etki sonucu sahip olmuştur. Sâbiîlik'te ölüm ve sonrası için ilginç fikirler vardır. İnsanların ölümü, ölüm meleği Sauriel tarafından gerçekleştirilir. Ancak ölen insan bedeni, ruhun kendisiyle mezara gelmesini ister. Böylece bedenden ayrılan ruh, cesetle birlikte mezara girer. Daha sonra ruh mezardan ayrılır ve seyahate çıkar. Bu yolculuğun kırk gün sürdüğünden bahsedilir. Buradaki kırk rakamı da üzerinde durulması gereken bir konudur. Daha sonra ruh, ışık âlemine göğe doğru ilerler. Bu seyahatte ruhların günahkar veya günahsız olmalarına göre hızlı çıkmaları söz konusudur. Abatur terazisinde ruhlar tartılır. Günahsız bedenlerin ruhlar tartılmada yeterli görülerek yollarına devam ederler ve manevi ışık alemine yükselirler. Günahkâr bedenlerin ruhları tekrar dünyaya dönerek, günahlarının cezasını çekerler ve hesap gününe kadar sıkıntı içinde yaşamaya devam ederler. Sâbiîlikteki günahkâr ruhların azaba duçar olmaları ve ölümden sonraki hesap işlemleri gibi konuların İslâmiyetin ve Zerdüştlüğün etkisi ile Sâbiîliğe girme ihtimali olduğu gibi, Sabitliğin ilahi dinler içinde olduğu ve zamanla ilahi özelliklerini kaybettiği şeklinde bir değerlendirmeye tabi tutulması da imkan dahilindedir. Ahirette yapılan hesap sonucunda suçluların, kötülüklerle birlikte yok olacağı inancı Sâbiîlikte önemli bir yer tutmaktadır. Sâbiîlikte dikkat çeken konulardan birisi de iyilerin ve iyi amel işleyenlerin ruhlarının ışık alemine yükselmesidir. Bu ise adeta cennetin karşılığı bir yer olarak görülmektedir. Sabitliğin ibadet sekileri de Dinler Tarihi açısından önemli bir konudur. Sâbiîliğin değişik kültürlerle teması sonunda oluşan ibadet şekilleri şunlardır: 1- Su ile temizlenme: Sâbiîlikte suya dalıp çıkma şeklindeki dinî erkan, birçok dinde görülen su ile temizlenme olayının bir uzantısıdır- Hıristiyanlıktaki vaftiz, İslâmiyetteki abdest ve gusül olayı bunlardan biridir. Sâbiîlerde kullanılan “Su ile temizlenme” işlemi, kişiyi maddi ve manevi kirlerden ve kötü ruhlardan arındırmayı hedeflemektedir. Burada asıl amaç, kutsalın karşısına arınmış olarak çıkmaktır. Sâbiîler “Su ile temizlenme” işlemini genelde akarsularda icra ederler. Bunun için su ile yakın yaşamayı tercih ederler. Sâbiîlerin ibadetinin Hıristiyan vaftiz törenleriyle ciddi benzerliği olduğu kesindir. Ancak Sâbiîlerin bu törenlerine “Vaftiz töreni” deyip demiyeceği üzerinde durmak gerekir. Batı kaynakları bunu vaftiz olarak isimlendirmekle birlikte, bizim aynı kelimeyi kullanmamız zorunluğu yoktur. Sâbiîlere göre bu su ameliyesine Adem de maruz kalmıştır. Sâbiîler'de “su ile temizlenme” üzerinde çok fazla gnostik ve felsefî yorum yapılmıştır. 2- Dua: Sâbiîlerin yaptıkları ibadetlerin başında dua gelir. Bu İslâmdaki namazın yerini işgal eder. Ancak İslâmiyetin namazı ile bir ilişkisi yoktur. Sâbiîler dindar insanlardır. Dua, onların hayatlarını baştanbaşa kuşatmıştır. Sâbiîler, hem “su ile temizlenme töreninde”, hem de diğer Hturjilerde dua etmektedirler. 3- Kurban: Sâbiîler kurban olarak koç ve güvercini kullanmaktadırlar. Dişi koyunlar kurban edilmezler. Dîni yemek törenlerinde genellikle güvercin tercih edilir. Kurban törenleri rahipler aracılığı ile icra edilirler. Kurban kesecek olan rahibin, su ile bir nevi abdest alması gerekir. Kesim sırasında rahibin yüzünü kuzeye çevirmesi gerekir. 4- Oruç: Oruç genelde uzak durmak şeklinde anlaşılmaktadır. Dindar Sâbiîler, kötülüklerden sakınmak için oruç tutmaya çağrılırlar. Sâbiîlerin kutsal mekanları olan mabedler, diğer dinlerde olduğu gibi, içinde ibadet edilen yerler değildir. Sembolik bir ibadet kulübesi şeklindedir. Kült kulübesi olan bu mabede sadece Sâbü rahipleri girebilirler. Herkes kült kulübesine giremez. Genelde bu tapınaklar, nehir kenarlarına yapılmaktadır ve kıble kuzeydir. Penceresi olmayan, alçak karanlık bir yapıdır. Sâbiî mabedlerine Manda adı verilir. Burada yapılan tek tören, “Mabedin takdisi” törenidir. Bu iki safhada gerçekleşir: Rahipler, mabedin avlusundaki havuzun başına toplanırlar, elbiselerini takdis ederler. Daha sonra başrahip, diğer rahipleri takdis eder. Sonra rahipler, yağlanır. Başrahip aldığı suyu mabede atar. Daha sonra takdis edilen ekmekler pişirilir ve rahipler arasında dağıtılır. Dualar okunur ve el sıkışma merasimi yapılır. Ekmekler yenir, havuzdan götürülen su içilir. Daha önce hazırlanan menekşe dalı nehre atılır. Törenin ikinci aşamasında başrahip, mabedin her tarafına kutsal suyu serpmeye başlar. Çeşitli dualar okunur. Başrahip, mabedin kapısından içeri girer ve iç duvarları yıkar. Ayrıca kurban edilecek kuş, yiyecekler ve yakacak şeyler avluda hazırlanır. Bütün malzeme, su ile takdis edilir, malzemeler mabed içine alınır. Buraya kadar anlattıklarımızdan Sabitliğin/dinî ve kültürel yönden birçok farklı dinî motifler taşıdığına şahit olduk. Bunun için Sâbiîlik konusunda şu hususların bilinmesi zarureti vardır: |
14. January 2009, 11:10 AM | #3 |
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.023
Tesekkür: 3.573
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 |
1- Sâbiîliğin dini kökeni hakkında, kesin bilgiler veren kaynaklara sahip değiliz.
2- Kur'an-ı Kerim'de Bakara suresinin 62. ayetinde “Yahudilerden, Hıristiyanlardan ve Sâbiîlerden Allah'a ve Ahiret gününe hakkıyla inanıp, salih amel işleyenler için Rableri katında mükafatlar vardır. Onlar için herhangi bir korku yoktur. Onlar, üzüntü çekmeyeceklerdir” buyrulmaktadır. Burada Sâbiîler Yahudilerden ve Hıristiyanlardan sonra zikredilmiştir. Maide süresinin 69. ayetinde ise, “Yahudiler, Sâbiîler ve Hıristiyanlar Allah'a ve Ahiret gününe inanıp iyi amel yapanlar üzerine asla korku yoktur, onlar üzülecek de değillerdir” denmektedir. Burada Sâbiîler, Yahudilerle-Hıristiyanların arasında zikredilmiştir. Yine Hac sûresinin 17. ayetinde “Yahudiler, Sâbiîler, Hıristiyanlar, Mecûsiler ve müşrik olanlara gelince, muhakkak ki Allah, bunlar arasında kıyamet gününde hüküm verir” buyrulmuştur. Kur'an-ı Kerim'de geçen “Sâbüyûn” kelimesinin hangi din olduğu konusunda kesin bilgi verememişlerdir. İslâm bilginleri, Kur'an-ı Kerim'de geçen “Sâbiiyûn”un, Harrar ve Irak bölgesinde yaşayan Sâbiîlerle ilgisini izah etmişler ve Sâbiîleri iki kısma ayırmışlardır: 1- Hanif olan Sâbiîler: Bunların, Hz. İbrahim’in Harran'daki taraftarları olduğu söylenmiştir. 2- Müşrik Sâbiîlerden bozulanlar Allaha şirk koşanlar ve yıldızlara tapanlardır. Arapçada Sabee ve Sâbii kelimeleri “Bir şeyden bir şeye çıktı” veya “Birbirinden diğerine çıktı” şeklinde kullanılmaktadır. Nitekim Peygamberimizde “Kavminin dininden çıkan bir kimseyi “Sâbien” olarak isimlendirmiştir. Birçok yerde de “Sâibe” kelimesi “Hanifler”i be*lirtmiştir. Meselâ İslâmın zuhuru yıllarında “Arap putperestliğini terk edenlere” “Sâbie” denmiştir. Buna göre kavminin dinini terk edenlere, Arap müşrikleri “Sâbiiyûn” diyorlardı. Bunlar, putperestliği terk ederek İslâmiyete girenlerdir. İslâm dünyasında Sâbiîler üzerinde yapılan son araştırmalarda, İslâm bilginlerinin görüşleri şöyle aktarılmıştır: 1- Sâbiîler, mecûsilerden bir gruptur. 2- Meleklere tapanlardır. 3- Yıldızlara tapanlardır. 4- Güneşe tapanlar ve günde beş vakit güneşe ibadet edenlerdir. 5- Yahudilerle-Hıristiyanlar arası filanlar, Allaha iman edenler, Zeburu okuyanlar, meleklere ibadet edenler ve kabeye yönelerek namaz kılanlar. Bunlar, her dinden bir şey almışlardır. 6- Onların dinlerinin aslı Hz. Nuh'un dinidir. 7- Onların dinleri yoktur. Sâbiîler hakkında kesin hatlarla bir şey söylemek oldukça zor görünmektedir. Sâbiîlik yüzyıllar içinde oluşan bir dinler senkretizmini temsil etmektedir. Buna göre Sâbiîlik, Yahudilik ve Hıristiyanlık gibi ilâhi dinlerin bir kısım özelliklerini taşırken, Zerdüştlüğün de izlerini taşımaktadır. Bu konuda gerek ülkemizde ve gerekse İslâm dünyasında ve Avrupa da ciddi çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Doç. Dr. Şinasi Gündüz'ün Son Gnostikler, Sâbiîler, inanç esasları ve ibadetleri, Ankara, 1995” isimli kitabı bu konuda öncü bir çalışma niteliği taşımaktadır. Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz. |
17. June 2011, 09:32 PM | #4 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 176
Tesekkür: 627
164 Mesajina 386 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Sabiiler hakkında Muhammed Esed'in farklı bir açıklaması mevcut.
Alıntı:
Halbuki Kuran'da hep Ehli kitap ile birlikte anılmış. Belki de ehli kitap kavramına dahillerdir (Gerçek Sabiiler). Bkz: Bakara 62, Maide 69, Hacc 17 Selamlar. Konu Anonymous tarafından (17. June 2011 Saat 09:50 PM ) değiştirilmiştir. |
|
Anonymous Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | Miralay (19. June 2011) |
17. August 2017, 04:37 AM | #5 |
Katılımcı Üye
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 84
Tesekkür: 54
12 Mesajina 20 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17 |
Ginza rba kutsal kitapları tek tanrılı Müslümanlığa yakın bir dini
Anlayış ve Kuran'da geçen topluluk olmasına rağmen hakkında yetersiz bilgiler İnt. Araştırdığım da çıkan sonuçlar bunlar maalesef |
Bookmarks |
Etiketler |
nedir, sabiilik |
|
|