hanifler.com Kuran odaklı dindarlık

hanifler.com Kuran odaklı dindarlık (http://www.hanifler.com/index.php)
-   Şefaat (http://www.hanifler.com/forumdisplay.php?f=454)
-   -   şefaatvarmıdır, hesap günü ve sonrasında şefaat olacaktır diyenlere sorular (http://www.hanifler.com/showthread.php?t=2858)

aorskaya 14. August 2012 11:54 PM

şefaatvarmıdır, hesap günü ve sonrasında şefaat olacaktır diyenlere sorular
 
[i][b]Allah’ın selamı üzerinize olsun.[/b][/i]

[i][b][color=red]Şeytan ve dostlarının, insana sağdan yaklaşmak demek olan, insanı dinden yanlışlarla tuzağa düşürmesi, Müslümanların kuranla bağının kopartılması yüzünden tam olarak görülememektedir.

Şeytanın yegane amacı, insanları kurandan (islamdan) uzaklaştırmaktır. Eğer bunu beceremez ise de; kuranı geri plana atmasını sağlamak, kurana baksa dahi ondaki ayetleri, hükümleri yanlış anlamasını sağlamaktır.

Çünkü şeytan; kovulmadan önce; “senin doğru yolun üzerindekileri mutlaka sapıtacağım” diye Allah’tan izin almıştı. İşte buradaki doğru yol kuran olmakta ve şeytanında amacı bundan saptırmak olmaktadır.

Günümüzde gelinen noktaya baktığımızda ise; üzülerek şeytanın bunu, çok büyük oranda becerdiğini görürüz.[/color][/b][/i]

[i][b][color=blue]İşte şeytan bu becerisini daha da pekiştirmek, sağlamlaştırmak için, Müslümanları zaafa uğratacak başka tedbirlere de başvurmaktadır.

Bunların en önemlileri de; Müslümanların ahretle ilgili yanlış bilgilenerek, ahrete olan imanlarını yok etmek istemesidir.

Bu nedenle; müslümanı kurandan koparan şeytan bu defa kendi dostlarına;

1- “kalbinde zerre kadar iman olan birisi, cehennemde günahlarının bedelini öder ve sonra cennete gider” dedirterek,

2- “Hesap gününde ve sonrasında peygamber şefaat ederek, ümmetini cehennemden kurtaracaktır” dedirterek,

Müslümanların buna inanmalarını sağlatır, Müslümanları zaafa uğratarak tembelliğe iter ve Allah Tealadan aldığı izinin amacını gerçekleştirir.[/color][/b][/i]

[i][b]ŞİMDİ; “ ŞEFAAT VARMIDIR, VARSA HANGİ ZAMANLARDA VARDIR?” SORUSUNU CEVAPLAYARAK ŞEYTANIN TUZAĞINI VE BU TUZAĞA DÜŞENLERİ GÖSTERELİM.[/b][/i]

[b][i][color=green]Burada Müslümanların hatası; insanların cehennemden (şefaat ile) kurtarılabileceğini kabul etmesi olmaktadır.

Halbuki; cennette, cehennem de sonsuzdur ve oraya bir kere girenler oradan çıkamayacaklardır ve sonsuza dek orada yaşayacaklardır.

Allah Teala,( benzetmek gerekirse) hesap gününde insanları; karnelerindeki başarı notlarına (dünya yaşamı sonuçları) göre, ya geçirerek cennete, yada geçemez diyerek cehenneme koyacaktır.

Yani cennete yada cehenneme koymadan önce; insanların, lehte ve aleyhte bütün notları gruplanarak değerlendirilip, tartıya vurulacak ve sonucunda olumlu yada olumsuz bir fark bulunacaktır.

Gerek şefaat (kollama, gözetme, kayırma) yada başka yardımlar (dua gibi) olacaksa; işte bu aşamada olabilir. Bu aşama geçtikten sonra; yani insanların sınavdan geçmesi yada kalması sonucuna göre cennet yada cehenneme konmasından sonra artık, hiçbir şekilde oradan çıkış yoktur.

Bu aşamada ise; şefaat yada başka yardımların olmayacağı kurandaki ayetlerden rahatlıkla görülür.[/color][/i][/b]

[color=blue][i][b]Şefaatin asıl sahibi yüce rabbimizdir. Ancak, rabbimiz sadece dünyada geçerli olmak üzere, kendisi için özel olan bazı kişilere de şefaat izni verirken; hesap gününde ve sonrasında ise peygamberler dahil hiç kimseye bu izni vermemiştir.
[/b][/i][/color]
Şimdi insanlara verilen şefaat izninin sadece dünyada geçerli olduğuna ve hesap gününde hiç kimseye izin verilmediğini gösteren delillerimizi yazalım.

[b][u]DÜNYADA BAZILARINA VERİLEN ŞEFAAT İZNİNE DAİR DELİLLER:[/u][/b]

Bunun en güzel örneğini Ali İmran suresinde görebiliriz.

ALİ İMRAN SURESİ

1- 35- Hani İmran’ın karısı şöyle demişti: [i][b][color=green]“rabbim, karnımdakini özgür bir biçimde sana adadım; onu benden kabul et. Kuşkusuz sen, evet sen, her şeyi duyan, her şeyi bilensin.[/color][/b][/i]”

2- 36- Onu doğurunca şöyle dedi: “rabbim, onu kız olarak doğurdum ve erkek, kız gibi değildir. Adını Meryem koydum onun. [i][b][color=green]Onu ve soyunu, kovulmuş şeytandan sana sığındırıyorum[/color][/b][/i].”

3- 37- [b][i][color=green]Allah, onu güzel bir kabulle kabul etti ve onu güzel bir bitki gibi besleyip büyüttü[/color][/i][/b]. Onu, Zekeriyya’nın korumasına verdi. Zekeriyya, mihrapta onun yanına her geldiğinde, orada bir rızk bulur ve sorardı: “Meryem, bu sana nereden?” Meryem de: “[i][b][color=green]bu Allah katındandır; çünkü Allah dilediğini hesapsızca rızıklandırır.[/color][/b][/i]” Derdi.

35. ayette; Allah’ı hamd edilerek, karnındakini bile tamamen kendi isteğiyle Allah’a adayan İmran’ın karısı bu davranışı ile Allah’ın sevgili kullarından oluyor.

36. ayette; Bu sevgili kul, Meryem annemizi ve soyunu; “kovulmuş şeytandan Allah’a sığındırarak Meryem Ve İsa’ya şefaat ediyor.

37.ayette ise; Allah Teala; onun şefaatini kabul ederek, Meryem annemizi güzel bir bitki gibi büyütüyor.

Yine; ayetin son pasajındaki; “bu Allah katındandır; çünkü Allah dilediğini hesapsızca rızıklandırır.” “ deyiminden anlıyoruz ki; Allah Teala şefaate izin vermiştir. Aksi halde; rızıklandırmaması gerekirdi.

[i][b][u]HESAP GÜNÜ VE SONRASINDA HİÇ KİMSEYE; ŞEFAAT İZNİ VERİLMEDİĞİNE DAİR DELİLLER:[/u][/b][/i]

1- “[i][b][color=red]Öyle bir günden çekinin ki[/color][/b][/i], o gün kimse kimsenin cezasını çekmez. [color=red][i][b]Kimseden şefaat kabul edilmez.[/b][/i][/color] Kimseden fidye alınmaz. Onlar yardım görmez haldedirler.” (Bakara 2/48)

2- “[color=red][i][b]Rablerinin huzurunda toplanacakları günden[/b][/i][/color] korkanları Kur’ân ile uyar; [i][b][color=red]onların Allah’tan başka ne bir dostları ne de şefaatçileri olur.[/color][/b][/i] [i][b][color=blue]Belki kendilerini korurlar.[/color][/b][/i]” (En’am 6/51)

3- “De ki: [i][b][color=green]O şefaat, bütünüyle Allah’ındır[/color][/b][/i].” (Zümer 39/44)

4- “De ki: [color=red][i][b]Allah’ın dilemesi dışında ben kendime bile bir fayda ve zarar verecek durumda değilim.[/b][/i][/color]” (A’raf 7/188)

5- Ey iman edenler! Kendisinde alışverişin, dostluğun ve [i][b][color=red]şefaatin olmadığı bir gün gelmeden evvel[/color][/b][/i] bahşettiğimiz rızıklardan infakta bulunun. [i][b][color=red]Doğrusu kâfirler buyruklarımıza uymayan kimselerdir.[/color][/b][/i][9]

[i][b]Görüldüğü gibi, her Müslüman sadece kendi yaptıklarının sonuçlarından hesap verecek olup, hesap gününde hiç kimseden yardım, torpil göremeyecektir. [/b][/i]

[color=red][i][b]Kitabı soldan verilmişse bunu hiç kimse değiştirmeden sonsuz kalmak üzere cehenneme[/b][/i][/color], [i][b][color=green]sağdan verilmişse yine sonsuz kalmak üzere cennete gitmektedir.
[/color][/b][/i]

[i][b][color=blue]Artık, aklımızı başımıza alalım ve kurana dönelim. Kuranla tanışıp, onunla dost olalım. Hatta becerebildiğimiz orandan onunla dostluğumuzu ilerletelim, pekiştirelim. Çünkü bizi kurtaracak tek dost kurandır, başkası yoktur.

Hepimizin, gerçek anlamda kuran merkezli yaşamayı bir an önce becermesini ve kurana göre yaşamdan ayrılmadan nefesimizi verebilmesini dilerim.[/color][/b][/i]

saygılarımla…
aorskaya



[b][i][/i][/b]

aorskaya 14. August 2012 11:55 PM

ŞİMDİ;

[i][b]BÜTÜN ANLATIMLARA RAĞMEN HALA KURANI BIRAKIP, RİVAYET GİBİ İNSANİ ANLATIMLARDAKİ; AHİRETTE ŞEFAAT OLDUĞUNA İNANANLARA SORULARIMIZI SORALIM.[/b][/i]


1- Son peygamberimiz; bizlere hesap günü yada sonrasında niçin şefaat edecektir?

2- Son peygamberimiz; kendisi hayati tehlikelere göğüs gererek, bizlere kurtuluşumuz için dini anlatıp, davet etmemişmidir?

3- Kendisi, bütün zorlukları yaşayarak dine davet edip; dine girenleri cennetle müjdeleyip, dine girmeyenleri ise cehennemle ikaz etmesine rağmen; müslümanım diyenlerin tembellik edip, kendisine inanmayıp, dini doğru yaşamadığı halde cehennemden kurtulması için şefaat ederse kendisi ile çelişmiş olmazmı?

4- Biz tembellik ederek dini yaşamayan Müslümanları şefaatle kurtaracaksa, sahabelerine ve savaşa katılanlara ne diye eziyet yaptırdı, ne diye onların ölümüne sebep oldu o zaman? Onlarda savaşmayıp, tembel tembel sadece “inanıyorum” demekle yetinip, şefaatle kurtulsalar olmazmıydı?

5- Zamanımızda dahi; hala din için ilmi ve fiziki cihadlar yapabilen Müslümanlar, bunları bırakmalımıdır? Şefaatle kurtuluş varsa; neden hayatlarını tehliye atsınlar yada tatlı canlarını üzsünler?

6- Bu durumdaki bir kurtuluş, Allah’ın sünnetine de ters düşmezmi?

7- Son peygamberimiz şefaatle kendi ümmetini kurtaracaksa, ondan önceki peygamberlerinde aynı şekilde kendi ümmetini kurtarmaları gerekmezmi?

8- Eğer, onlarda aynı şekilde ümmetlerini kurtaracaksa; koskoca cehennem, firavun, nemrut, Karun, Ebu lehep gibi az sayıda kimseyemi ev sahipliği yapacaktır? Bu, “cehennemi insanlar ve cinlerle dolduracağım” söylemine de ters olmazmı?

9- “De ki: Allah’ın dilemesi dışında ben kendime bile bir fayda ve zarar verecek durumda değilim.” (A’raf 7/188) emrine uyan peygamberimiz; şefaat edebilecekse; bize daha önce bu sözü söyleyerek yalanmı söylemişti? Şakamı yapmıştı sanıyorsunuz?

10- Nuh peygamberimizin eşi ve çocuğuna, Lut peygamberimizin ise eşine; dünyadaki sayılı günlerden oluşan ömürlerini kurtarmakta bile helakları esnasında şefaatleri mümkün olmamışken, hesap gününde; sonsuz hayatlar için şefaat etmeleri nasıl mümkün olacaktır?

11- Nuh ve Lut peygamberlerimizin; en yakınlarına bile fayda sağlayamadıkları durumu, peygamberimizinde kimseye fayda sağlamayacağı durumuna örnek olmazmı?

12- [color=red][i][b]HER ŞEYE RAĞMEN HALA SON PEYGAMBERİMİZİN ŞEFAAT EDEREK, MÜSLÜMANLARI CEHENNEMDEN KURTARACAĞINA İNANAN VAR İSE; [/b][/i][/color]

[i][b][color=blue]PEYGAMBERİMİZİN; “ALLAH’IM, ÜMMETİM KURANI TERK ETTİ.” DİYE HANGİ MÜSLÜMANLARI ŞİKAYET EDİP ŞEFAAT ETMEYECEĞİNİ BARİ BİZE SÖYLEYEBİLİRLERMİ?[/color][/b][/i]


SAYGILARIMLA…
aorskaya

pramid 15. August 2012 05:17 AM

Allah kimseyi, iki arada bir derede bırakmaz. Ancak kuran kelimelerini mevazinlerinden çıkaranlar bocalar dururlar.

Kuranda bahsi geçen izin kavramını şirazesinden çıkarınca, vahim durumlar ortaya çıkmaktadır.

Miralay 15. August 2012 12:11 PM

Buldum buldum!
Resulün şefaat edeceğine dair Kur'andan delil buldum.

Furkan suresi 30.ayet...!
[B][COLOR="Red"]"Resul şöyle der: Rabbim, kavmim şu Kur'anı mehcur halde bıraktı."[/COLOR][/B]
[B](Yav bu şefaat miydi,yoksa şikayet miydi)[/B] :)

Zinedov 16. August 2012 02:57 AM

Kuran'da Rabbimizin inançlarını ve davranışlarını her yönden eleştirdiği müşriklerin en çok eleştirdiği taraflarından biri olan "şirk" şeklindeki şefaat anlayışı şimdiki Müslümanım diyenlerin inancı olmuş. Tek değişen, melekler/Allahın kızları yerine peygamber/Allahın sevgilisi/oğlu vb. gelmesi.

aorskaya 18. October 2012 09:30 AM

[QUOTE=pramid;11977]Allah kimseyi, iki arada bir derede bırakmaz. Ancak kuran kelimelerini mevazinlerinden çıkaranlar bocalar dururlar.

Kuranda bahsi geçen izin kavramını şirazesinden çıkarınca, vahim durumlar ortaya çıkmaktadır.[/QUOTE]

Bu yazını unutarak, bak bu konuyu açan kardeşine nasıl ithamda bulunmuşsun.

Altındaki cevabımı ciddi olarak değerlendir sevgili kardeşim.

[QUOTE=aorskaya;13123]Sen, zaman zaman akıl tutulması yaşıyor olmalısın. Bak, peygamberce şefaatin olmadığına ilişkin bir konu açmışım ve sen de onu okumuşsun... Yada okumamışmıydın?

Şefaatin olmadığına, hesap günü ve sonrasında bütün şefaatin rabbimizde toplandığını ve peygamberler dahil bunu kimseye vermediğini anlatan birinin yazılarına tanık olacaksın ve sonra da böyle ithamlarda bulunacaksın, sonra da haklı olduğun zannıyla gururla dolaşbileceksin öylemi?

Güneş tutulması, ay tutulmasına alışık olabilirsin ama akıl tutulması da vardır ve umarım onu gölgeleyen şeyler çabuk giderler.

selamlar,
aorskaya[/QUOTE]

pramid 18. October 2012 10:59 AM

[QUOTE]Şeytan ve dostlarının, insana sağdan yaklaşmak demek olan, insanı dinden yanlışlarla tuzağa düşürmesi, Müslümanların kuranla bağının kopartılması yüzünden tam olarak görülememektedir.[/QUOTE]

Bu sözü iyi düşün bilader.

[QUOTE]Artık, aklımızı başımıza alalım ve kurana dönelim. Kuranla tanışıp, onunla dost olalım. Hatta becerebildiğimiz orandan onunla dostluğumuzu ilerletelim, pekiştirelim. Çünkü bizi kurtaracak tek dost kurandır, başkası yoktur.[/QUOTE]

Bu sözü senin yazdığına hayret ediyorum. Savundukların ile şu yazdıkların biribirini tutmuyor.

aorskaya 18. October 2012 11:36 AM

[QUOTE=pramid;13132][QUOTE=aorskaya]Şeytan ve dostlarının, insana sağdan yaklaşmak demek olan, insanı dinden yanlışlarla tuzağa düşürmesi, Müslümanların kuranla bağının kopartılması yüzünden tam olarak görülememektedir.[/QUOTE]
Bu sözü iyi düşün bilader.

[/QUOTE]

Ben sözlerimi zaten düşünmeden yazmam. Sözün bir yerinde hata yada anlayamadığın kısım varsa, alıntılarsan bizler de görmüş oluruz.

selamlar
aorskaya

aorskaya 18. October 2012 11:39 AM

[QUOTE=pramid;13132]
[QUOTE=aorskaya]
Artık, aklımızı başımıza alalım ve kurana dönelim. Kuranla tanışıp, onunla dost olalım. Hatta becerebildiğimiz orandan onunla dostluğumuzu ilerletelim, pekiştirelim. Çünkü bizi kurtaracak tek dost kurandır, başkası yoktur. Bu sözü iyi düşün bilader.[/QUOTE]

Bu sözü senin yazdığına hayret ediyorum. Savundukların ile şu yazdıkların biribirini tutmuyor.[/QUOTE]

Benim yazılarımı aceleye getirmeden, yeterince anlarsan hemen her yerde yazdıklarımın buradaki ile tam örtüştüğünü görürsün.

Sadece, öfkeden ve önyargılardan uzak okumaya, anlamaya çalışman bunları görmen için yeterlidir.

Hala, aksini düşünüyorsan, yazılarımdan alıntılarla göster.

selamlar,
aorskaya

pramid 18. October 2012 11:59 AM

Anlaşılmıyor bilader. Çünkü Kurandan uzak. Ama Kurandanmış imajlı. Kuranı Bilmeyenler kanabilir ama İlim sahipleri şirki çabuk sezerler. Çünkü virüs korumalı çalışırlar.

Meleklerin dişil isimlendirme sorumu atlamışsın haber vereyim dedim? Nede olsa her söze cevap var. Dini af edersin benzetme için ama sidik yarışına çevirenlere veyl olsun.

aorskaya 18. October 2012 12:14 PM

[QUOTE=pramid;13142]Anlaşılmıyor bilader. Çünkü Kurandan uzak. Ama Kurandanmış imajlı. Kuranı Bilmeyenler kanabilir ama İlim sahipleri şirki çabuk sezerler. Çünkü virüs korumalı çalışırlar.

Meleklerin dişil isimlendirme sorumu atlamışsın haber vereyim dedim? Nede olsa her söze cevap var. Dini af edersin benzetme için ama sidik yarışına çevirenlere veyl olsun.[/QUOTE]

Ben sana nasıl hitap edeceğimi bilemez hale geldim. Defalarca, ifadelerini düzeltmen için ikaz ettiğim halde, her yazında şaşmaz bir şekilde müslümana yakışmayan ithamlarda bulundun.

Şimdi de bu yazında beni müşrikliğe kadar giden bir ithamla karşılıyorsun.

Şimdi sana eğer samimi bir iman edensen cevaplaman üzere soruyorum:

1- hangi yazılarım kurandan uzak olduğu halde, kurandanmış aldatmacasına sahiptir?

2- Şu ilim sahibi olanlardan olduğuna göre şu makyajlı yazılarımı buraya hemen alıntılayabilirsin değilmi?

3- Yine ilim sahibi olan sen, benim hangi yazılarımdan dolayı beni müşriklikle itham edecek kadar ileri gittiğini de buraya yazıver.

4- Melek dişil isimleri ile ilgili sorunu görmediysem de bunun cevabı özellikle bu kafa yapısında olan birinde bir şeyleri değiştireceğini düşünmediğimden çok önemli değildir.

Sen şimdi, iftirada, nitelemede son sürat tırmandığın yere, seni çıkartan sebeplerini yaz bakalım. Rabbimizin bütün bu olanlara tanık olduğunu bilerek yaz.

selamlar,
aorskaya

pramid 18. October 2012 12:19 PM

[QUOTE]Melek dişil isimleri ile ilgili sorunu görmediysem de bunun cevabı özellikle bu kafa yapısında olan birinde bir şeyleri değiştireceğini düşünmediğimden çok önemli değildir.[/QUOTE]

Belki değişir bir yaz bakalım şu isimleri. Hodri meydan

aorskaya 18. October 2012 12:26 PM

[QUOTE=pramid;13147]Belki değişir bir yaz bakalım şu isimleri. Hodri meydan[/QUOTE]

Sen iyice coştun piramid!

neye hodri meydan? melek isimleri yada başka şeyler seni neyin galibi ilan edeceklerdir?

Müşriklik iddianamı delil olacaktır, neler saçmalıyorsun. Din paylaşılan yerde, neyin hodri meydanı, sen kendini nerde sanıyorsun?

Saçmalıklarına daha fazla devam etmene izin yok piramid...

Şu "mahalle ağzıyla" yazışmalardan kurtulabilirsen, anlatmak istediklerini ortaya koyarsın, ben de fikir bulunan bir yazı ise müdahil olurum. Aksi halde, konu iyice dini bilgi alışverişi olmaktan çıkıp, şahsi ihtirasların tatminine doğru gidiyorki, buna ne senin hakkın vardır, ne de burası onun için uygun bir form değildir.

Selamlar,
aorskaya

pramid 18. October 2012 12:32 PM

Meleklerin dişil isimlendirmeleri ?

Cevap istiyorum ? Bu konu sende yeni ufuklar açacak.

Bu form da bir çok teknik açıklamalı yazmızı bulursun. Akademik ortamda değiliz.

Sen soruyu cevapla ?

aorskaya 18. October 2012 12:39 PM

[QUOTE=pramid;13147][QUOTE=aorskaya]Melek dişil isimleri ile ilgili sorunu görmediysem de bunun cevabı özellikle bu kafa yapısında olan birinde bir şeyleri değiştireceğini düşünmediğimden çok önemli değildir. [/QUOTE]

Belki değişir bir yaz bakalım şu isimleri. Hodri meydan[/QUOTE]

Sorunu bulmak için tekrar baktım ve yine göremedim. Ama, bu melek isimleri ile nereye varmak istediğini bilmesem de kısaca kendime göre cavpalr vereyim.

Rabbimize ve dolayısıyla dine inanmayan, kafirler, müşrikler ancak meleklerin ci,nsiyetiyle ilgilenir ve onları dişi kabul ederler. Aslında kabul ederken ellerinde en ufak bir ölçüde yoktur. Sadece, kendilerinden önceki atalarının kabulleri yada kendi zanlarından başka şeye sahip değillerdir.

Halbuki, kuranda çeşitli ayetlerde, meleklerin dişi kabul edilmesi ve rabbimize atfedilmesi rabbimizin uyardığı yanlışlardan biridir.

Meleklerin dişi ayada erkek olarak cinsiyetleri yoktur. Melekleri dişi kabul ederek, özellikle kızlara isim olarak konulması çok eskilere, mitolojilere dayanmaktadır.

Yunan mitolojisi, roma mitlerinde bunlar tanrıça şeklinde de kendilerini gösterirler.

Buradan nereye varacaksan bir bakalım.

selamlar,
aorskaya

pramid 18. October 2012 12:48 PM

[QUOTE]dişi kabul ederler.[/QUOTE]

Melekleri dişil isimlendirilmesi ve isim istiyorum?

Sen bu lafı geveleme mantığınla ataist sitelere hiç girme, yerle yeksan ederler. Kuranı da yanlış tanıtırsın. Burada ki kişiler senin dinini iyi bildikleri için musahamalı davranıyor.

Zira tahrifli kuranın peşine düşüyorsun. O mealleri yazanlar müşriktir ve akılsızdırlar.

Şeytan evliyalarının peşi sıra gitme yoksa köle kadının ölümü köle kadın öldürtürsün. Tabı tahrifle. O meymenetsizlerin arapçadan haberleri bile yok. Gel sen Bir müfehheres al ve kuran kelimelerini arapça kuran ile karşılaştırarak çalış. Yoksa hezeyandan kurtulamazsın.

pramid 18. October 2012 01:14 PM

Vakit ayırdığın için tşk aorskaya. Çıkmam lazım esen kal. Rabbim ilmini artırsın.

aorskaya 18. October 2012 01:19 PM

[QUOTE=pramid;13154]Melekleri dişil isimlendirilmesi ve isim istiyorum?

Sen bu lafı geveleme mantığınla ataist sitelere hiç girme, yerle yeksan ederler. Kuranı da yanlış tanıtırsın. Burada ki kişiler senin dinini iyi bildikleri için musahamalı davranıyor.

Zira tahrifli kuranın peşine düşüyorsun. O mealleri yazanlar müşriktir ve akılsızdırlar.

Şeytan evliyalarının peşi sıra gitme yoksa köle kadının ölümü köle kadın öldürtürsün. Tabı tahrifle. O meymenetsizlerin arapçadan haberleri bile yok. Gel sen Bir müfehheres al ve kuran kelimelerini arapça kuran ile karşılaştırarak çalış. Yoksa hezeyandan kurtulamazsın.[/QUOTE]

Sen ne saçmaladıkça saçmalaya devam ediyorsun. Ateistler yerle yeksan ederlermiş de, daha neler. Sen ukalalık boyutunu bile aşan kibirli halinle ne olduğunu sanıyorsun.

Meal yazanları ayrım yapmadan müşrik ilan eden sen, herhalde en az bir tane meal yazmış olmalısın. Yoksa, üzüme yetişemeyen tilki, ciğere bakan kedi pozisyonuna düştüğünü görmelisin.

Buradakiler bana dinimi bildikleri için müsahamakar davranıyormuş da, falan filan... Şimdi kendi tek başına yeterli gelmedin, buradakileri de kendin gibi olmaklamı dayatacaksın. Burada, senin saçmalıklarından öte çok değerli fikirler sunanlar var.

Sen kendine biraz çeki düzen veriver.

İsim istiyormuş da, dişi yada köle ölümlerine karşılık yine dişi öldürtürmüşümde, köle öldürtürmüşümde....

Saçmalamadan önce, ateistlerin en çok eleştirdiği bakara 178 i nasıl yorumlamışım, bireysel cezalarda kuranmı, modern hukukmu daha adil başlıklı ateistlere yazdığım yazıları oku.

yada sen gerçekten biliyorsan bakara 178 i kısaca açıklayıver istersen... Şu sorunu bile bulamadığım halde, konu hakkında yazdığım meleklerin dişi isimleri ile neyi anlatmak istediğini de yazıver...

Ama, bunada cevap alamayacağız değilmi, ancak ukalalığa devam edilecek galiba... Üstelik, formdan bazı kimseleri de yanınıza çekmek pahasına...

ne dinir buna acaba? "takke düştü, kel göründü" uygun düşermi acaba?

selamlar,
aorskaya

pramid 19. October 2012 05:34 AM

İşte tahlil edeceğimiz kısas ayeti:

2:178 Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısasfarz kılındı. Hüre hür, köleye köle, kadına kadın (öldürülür). Ancak her kimin cezası, kardeşi (öldürülenin velisi) tarafından bir miktar bağışlanırsa artık (taraflar) hakkaniyete uymalı ve (öldüren) ona (gereken diyeti) güzellikle ödemelidir. Bu söylenenler, Rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir. Her kim bundan sonra haddi aşarsa muhakkak onun için elem verici bir azap vardır.


Öncelikle kısasقصاص ne demek onu öğrenelim:

adil öc, adil intikam

* Yukarıdaki ayeti nasıl yorumlamalıyız? "Vay anam sen misin benim annemi öldüren" diye olaydan bir haber anneyi mi öldüreceğiz? Ya da sen benim kölemi öldürdün ben de senin köleni öldüreceğim mi diyeceğiz?


فَمَنْ

femen

ve her kim

عُفِيَ

‘ufiye

affedilirse

لَهُ

lehu

ona

مِنْ أَخِيهِ

min eḣîhi

kardeşinden

شَيْءٌ فَاتِّبَاعٌ بِالْمَعْرُوفِ وَأَدَاءٌ إِلَيْهِ بِإِحْسَانٍ

şey-un fettibâ’un bilma’rûfi veedâun ileyhi bi-ihsân(in)

bir şey bilinenlere uyun ve ona güzellikle ödeme yapın

Yukarıdaki ayetin ortasında kardeşi (ehihi) tarafından bağışlanan suçlu anlatılıyor. Daha sonra aynı suçlu kişinin ihsan ile ödeme yapması isteniyor. Bundan sonra da haddi aşmaması isteniyor. Yusuf Suresinde “kişinin velisi” olarak farklı bir kelime kullanılmıştır. Ayetin muhteşemliği de “ey insanlar” olarak değil “ey iman edenler” olarak gelmiştir. Şu da unutulmasın ki “Müminler kardeştir.”. Ayetteki kardeşi “iman ederek kardeş olmuş davalılardır Aksi halde kardeşi olmayan adam ne yapacak kime gidecek gibi abuk sabuk fıkh-i soru ve sorunlar ortaya çıkacaktır.


Varacağımız sonuç:bu ayet insanlardan bahsetmiyor. Buradaki ;

HÜR: kimseye bağlı olmayan, şimdiki ev hayvanları benzeri gibi atıl eşya, meyvesi olmayan ağaç, tarla sürmeyen öküz,

ABD: (ra-ga-be= köle değil) olanlar ise insanların ihtiyaçları için beslenen hayvanlar gibi çalışılıp para kazanılan eşya, meyve veren ağaç, tarla sürebilen öküz gibi.

UNŚE:diye çevrilen kelime (unśe) ise dişidir. Aynı kelimenin çoğuluna (unśeyeyn) 6:143 ve 6:144. ayetlerde rastlıyoruz ve bu ayetler de hayvandan bahsediyor. Artı 75:39 ayetinde Allah cinsiyetleri dişi (ünse) ve erkek (zeker) diye aynı kelime ile veriyor. Zarara uğratılmış mallar eğer birilerinin geçim kaynağı ise, ödenecek tazminat o eş değer yani kısasta olmalıdır. (yani adil bir ödeşme)

Kuran’da kullanılan nefs ise sadece insan değil bütün canlıları ifade etmek için kullanılmıştır:

17:33 Ve la taktülün nefselletı harramellahü illa bil hakk ve men kutile mazlumen fe kad cealna li veliyyihı sültanen fe la yüsrif fil katl innehu kane mensura

Haklı bir sebep olmadıkça, Allah’ın, öldürülmesini haram kıldığı cana(nefs) kıymayın. Kim haksız yere katlederse, biz onun velisineyetki vermişizdir. Ancak o da (kısas yoluyla) öldürmede meşru ölçüleri aşmasın. Çünkü kendisine yardım edilmiştir.

ولي(veli) : koruyucu; yardımcı; dost; mirasçı

Veli ile ehl (aile) aynı şey değildir:

27:49Kalu tekasemu billahi le nübeyyitennehu ve ehlehusümme le nekullenne li veliyyihıma şehidna mehlike ehlihı ve inna le sadikın

Aralarında Allah adına and içerek şöyle dediler: "Mutlaka onu ve ailesini geceleyin öldüreceğiz sonra da ehline; ‘Biz onun ailesinin öldürülüşüne şahit olmadık. Biz kesinlikle doğru söyleyenleriz’, diyeceğiz."

Burada EHL’in karar mekanizmasında yardımcı olan kişi olduğunu görüyoruz.

…felâ yusrif fî-lkatl(i)…

Ve haddi aşmasın (israf kelimesiyle aynı kök) cinayette / öldürmede

Öldürmede israf nasıl olacak? Ailesini de öldürmeyin mi demek isteniyor? 4:92’e kimseye verilmiş bir yetki yok fakat 2:178’de var. Bu da bu ayetin de hayvanlardan bahsettiğini doğrulamaktadır. Doğru çeviri:

Allah’ın yasakladığı cana kıymayın haksız yere. Haksız yere öldürülenlerin VELİSİNE / KORUYUCUSUNA / BAKICISINA biz yetki verdik. O yüzden öldürmede haddi geçmesin. Ona yardım edilmiştir.


5:32. İşte bu yüzden biz, İsrailoğulları üzerine şunu yazdık: Kim bir kişiyi, bir kişiye karşılık yahut yeryüzünde bir fesat sebebiyle olmaksızın öldürürse, insanları toptan öldürmüş gibidir. Ve kim bir kişiye hayat verirse insanlara toptan hayat vermiş gibidir. Anolsun, resullerimiz onlara açık-seçik kanıtlar getirmişlerdir. Ama onlardan birçoğu bunun ardından da yeryüzünde zulüm ve azgınlığa sapmaktadır.


men katele nefsen biġayri nefsin:
kim bir nefsi başka bir nefs İLE/iÇİN/YERİNE olmaksızın öldürürse


bi kelimesinin anlamları: için, ile, (birşey) yerine

Buradaki ile anlamına gelen “bi” değiş tokuşlarda kullanılan kelime. Yerine gibi. Burada kurtarılan bir insan için öldürülen bir insan anlatılıyor.


5:33 Allah ve Peygamberiyle savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuğa uğraşanların cezası öldürülmek veya asılmak yahut çapraz olarak el ve ayakları kesilmek ya da yerlerinden sürülmektir. Bu onlara dünyada bir rezilliktir. Onlara ahirette büyük azab vardır.


İşte Kur'an karşıtlarının en sık alıntıladığı cümlelerden biri. Bu savaş ile ilgili bir ayet. Allah'a savaş açanların başlarına gelebilecek olanlar anlatılıyor. Burada ellerinin ve ayaklarının çapraz kesilmesi de yanlış çeviridir.


خلاف (hilaf) kelimesinin sözlük anlamları:itaatsizlik, reddetme; karşı, tersine, çaprazlama, bir şeye karşıdan bakan

min ḣilâfin:itaatsizlikten (çaprazlama değil!)

Ellerin ve kolların da kesilmesi aynı hırsızlık ayetinde olduğu gibi yine mecazi. Bir şey yapamayacak hale gelmek, her türlü güçten kesilmek anlamına geliyor.



5:45Tevrat'ta onlara şöyle yazdık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş (karşılık ve cezadır). Yaralar da kısastır (Her yaralama misli ile cezalandırılır). Kim bunu (kısası) bağışlarsa kendisi için o keffaret olur. Kim Allah'ın indirdiği ile hükmetmezse işte onlar zalimlerdir.

Bu ayetteki anahtar kelime ise sadaka vermek (tesaddeka bihi). Hiçbir yara diğerine eş değildir. Tek gözü olan adamın gözünü çıkaracak olursanız kör kalır, iki gözü de yerinde olan adam ise yalnızca birini kaybeder. İnsan canı sadakayla satın alınacak kadar ucuz değildir. Göze göz, buruna burun ise istisnasız bütün yaralarda kısas (yani adil bir ödeşme) olacağını vurgulamak içindir. Sünnetullah değişmeyeceğine göre Maide suresinde geçen bu ayette hayvanlar üzerinden mal kısası hakkındadır.

ates demir 19. October 2012 07:38 AM

Sevgili Pramid kardeşim.
Son yazdıklarınıza harfiyen katılıyorum. Tertilleyerek tefekkur tedebbur ede ede meallendirmenizi ve idrakinizi ayakta alkışlıyorum.
Selam dua ve muhabbetle...

pramid 19. October 2012 09:34 AM

[QUOTE]Sevgili Pramid kardeşim.
Son yazdıklarınıza harfiyen katılıyorum. Tertilleyerek tefekkur tedebbur ede ede meallendirmenizi ve idrakinizi ayakta alkışlıyorum.
Selam dua ve muhabbetle...[/QUOTE]

Kurana bakalım, kelime kullanımlarında kurana bakalım yoksa, kelimeleri tahrif eden beyinsizler gibi oluruz.

aorskaya 19. October 2012 04:27 PM

[QUOTE=pramid;13172]İşte tahlil edeceğimiz kısas ayeti:

2:178 Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısasfarz kılındı. Hüre hür, köleye köle, kadına kadın (öldürülür). Ancak her kimin cezası, kardeşi (öldürülenin velisi) tarafından bir miktar bağışlanırsa artık (taraflar) hakkaniyete uymalı ve (öldüren) ona (gereken diyeti) güzellikle ödemelidir. Bu söylenenler, Rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir. Her kim bundan sonra haddi aşarsa muhakkak onun için elem verici bir azap vardır.


Öncelikle kısasقصاص ne demek onu öğrenelim:

adil öc, adil intikam

* Yukarıdaki ayeti nasıl yorumlamalıyız? "Vay anam sen misin benim annemi öldüren" diye olaydan bir haber anneyi mi öldüreceğiz? Ya da sen benim kölemi öldürdün ben de senin köleni öldüreceğim mi diyeceğiz?


فَمَنْ

femen

ve her kim

عُفِيَ

‘ufiye

affedilirse

لَهُ

lehu

ona

مِنْ أَخِيهِ

min eḣîhi

kardeşinden

شَيْءٌ فَاتِّبَاعٌ بِالْمَعْرُوفِ وَأَدَاءٌ إِلَيْهِ بِإِحْسَانٍ

şey-un fettibâ’un bilma’rûfi veedâun ileyhi bi-ihsân(in)

bir şey bilinenlere uyun ve ona güzellikle ödeme yapın

Yukarıdaki ayetin ortasında kardeşi (ehihi) tarafından bağışlanan suçlu anlatılıyor. Daha sonra aynı suçlu kişinin ihsan ile ödeme yapması isteniyor. Bundan sonra da haddi aşmaması isteniyor. Yusuf Suresinde “kişinin velisi” olarak farklı bir kelime kullanılmıştır. Ayetin muhteşemliği de “ey insanlar” olarak değil “ey iman edenler” olarak gelmiştir. Şu da unutulmasın ki “Müminler kardeştir.”. Ayetteki kardeşi “iman ederek kardeş olmuş davalılardır Aksi halde kardeşi olmayan adam ne yapacak kime gidecek gibi abuk sabuk fıkh-i soru ve sorunlar ortaya çıkacaktır.


[COLOR="Red"]Varacağımız sonuç:bu ayet insanlardan bahsetmiyor. [/COLOR]

.[/QUOTE]

Bakara 178 deki kısas açıklamasını dahi, diğer ayetleri farklı anlamak için yaptığınız özel çabadaki gibi, insanlar yerine hayvanlar yada eşyalara yorumladınız ya size ne denilebilirki artık…

Demek bu ayet insanlardan bahsetmiyor sonucuna vardınız? Gerekçeniz de;

“* Yukarıdaki ayeti nasıl yorumlamalıyız? "Vay anam sen misin benim annemi öldüren" diye olaydan bir haber anneyi mi öldüreceğiz? Ya da sen benim kölemi öldürdün ben de senin köleni öldüreceğim mi diyeceğiz?” şeklinde, tam da iman etmeyenlerden çok sık duyduğumuz şekilde traji komik bir şekildedir.

Halbuki, bakara 178. Ayeti gerçekten konu içindeki yerine koyarak anlamaya çalışsaydın, bu ayetin insanlara yapılacak uygulamayı anlattığını ve böyle denmeyeceğini de görecektin.

Yine ayetin ortasındaki, suçun bağışlanması ve “ey iman edenler” denmesini de kendine göre fakat aslında hiç de ilgisi olmayacak şekilde bu sözlerine destek olarak yorumlayarak muhteşem tespitini

“[COLOR="Red"][I][B]Varacağımız sonuç:bu ayet insanlardan bahsetmiyor. “[/B][/I][/COLOR] şeklinde yapıyorsun.

[COLOR="RoyalBlue"][B][I]Hayır efendim, bu ayet tam da insanların haksız zararlarının ödettirilmesine yönelik ve insanlara uygulamadan bahseder.[/I][/B][/COLOR]

Burada, bu yazına; yine iyice düşünmeden ve yeterince anlamadan destek veren kardeşlerimizinde ilgili yerdeki yazılarıma bakarak, hem kısasın gerçekte ne olduğu, hem de bakara 178 in açıklamasına bakmalarını ve görüşlerini yazmalarını bekliyorum.

Bundan sonrasını ise, kısas konusunu anlatan " [B][U]KISAS: (İmansızların müslümanları döndürmek için kullandıkları ayet: bakara-178[/U][/B] " başlığı altında ([url]http://www.hanifler.com/showthread.php?t=2861[/url]) açıklamaya devam etmem daha uygun olur diyerek, orada açıklamaya çalışayım.

Selamlar,
aorskaya

aorskaya 19. October 2012 09:22 PM

[QUOTE=ates demir;13179]Sevgili Pramid kardeşim.
Son yazdıklarınıza harfiyen katılıyorum. Tertilleyerek tefekkur tedebbur ede ede meallendirmenizi ve idrakinizi ayakta alkışlıyorum.
Selam dua ve muhabbetle...[/QUOTE]

Sizdemi bakara 178.ayetteki, öldürmede kısas hükümlerinin "hayvanlarla ilgili olduğunu "kabul ediyorsunuz?

Siz demi kuranda geçen hür, köle deyimlerinin eşyaları yada hayvanları anlattığını savunuyorsunuz?


selamlar,
aorskaya

ates demir 20. October 2012 06:01 PM

Bu ayetin insanlardan bahsetmesinin mumkunatı kanımca yok.
Simdilik ayet hakkında calismam yok.
o zamana kadar sozun en guzeline uyuyorum.
Selam

aorskaya 20. October 2012 06:43 PM

[QUOTE=ates demir;13207]Bu ayetin insanlardan bahsetmesinin mumkunatı kanımca yok.
Simdilik ayet hakkında calismam yok.
o zamana kadar sozun en guzeline uyuyorum.
Selam[/QUOTE]

Sevgili kardeşim,

Ayet hakkında çalışman yok, ama bu ayetin insanlardan bahsetmesini de mümkün görmüyorsun öylemi? Peki bunu nasıl becerebiliyorsun? (Kaldıki, ayet tam olarak insanları konu edinir.)

Ayetle ilgili okuyup, anlamakla oluşan fikrin yoksa, bu ayetin hayvanlardan bahsettiğini anlatan bir yazıya nasıl oluyorda tamamen katılabildiğini söylüyorsun o halde?

Dinimizle ilgili olarak, kaanate dayalı kabuller yapma lüksümüz olabilirmi? Yoksa, kitabı doğru anlamak için olabildiğince gayret gösterip, hata yapmamaya çalışmamız gerekmezmi?

[COLOR="RoyalBlue"][I]"Simdilik ayet hakkında calismam yok. o zamana kadar sozun en guzeline uyuyorum." [/I][/COLOR]
demişsinde, bu sözünde yanlış oluyor.

[I][U]Sözün en güzeline uymak için onu bilmek gerekir. Bunun içinde öğrenene kadar bir şey yapmamak gerekir... Halbuki, sen bu yazından önce; ayetin insanlara ilişkin olamayacağını, hem de sadece kanaat ile kabul ettin.[/U][/I]


Siz, din kardeşlerime neler oluyor, nasıl böyle kabullere sahip olabiliyorsunuz ilginç doğrusu! Neyse, bilmeden kanaate göre hükme varmanın son derece hatalı olacağını, konu din ise bunu göze alamayacağımızı görerek aynı hatalara düşmemenizi dilerim.

Kısas ve bu ayetle ilgili olarak, yukarıda verdiğim linkte gerekli anlatımımı yaptım. İncelemeni ve hayvanlara mı yoksa insanlaramı uygulanacağına ilişkin görüşlerinizi belirtmenizi rica ediyorum.

selamlar,
aorskaya

hiiic 20. October 2012 09:39 PM

[QUOTE]5:45Tevrat'ta onlara şöyle yazdık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş (karşılık ve cezadır). Yaralar da kısastır (Her yaralama misli ile cezalandırılır). Kim bunu (kısası) bağışlarsa kendisi için o keffaret olur. Kim Allah'ın indirdiği ile hükmetmezse işte onlar zalimlerdir.

Bu ayetteki anahtar kelime ise sadaka vermek (tesaddeka bihi). [B][U]Hiçbir yara diğerine eş değildir. Tek gözü olan adamın gözünü çıkaracak olursanız kör kalır, iki gözü de yerinde olan adam ise yalnızca birini kaybeder.[/U][/B] [U]İnsan canı sadakayla satın alınacak kadar ucuz değildir.[/U] [B][U]Göze göz, buruna burun ise istisnasız bütün yaralarda kısas (yani adil bir ödeşme) olacağını vurgulamak içindir.[/U][/B] Sünnetullah değişmeyeceğine göre Maide suresinde geçen bu ayette hayvanlar üzerinden mal kısası hakkındadır.[/QUOTE]

Piramid teşekkür ederim.

Kıssas adil değildir. Örneğin 10 cocuklu bir ailenin evladı giderek başka bir ailenin tek evladını öldürdü.
Kıssas uygulandı, 10 cocuklu 9 a indi.
Diğer ailede ise hiç evlat kalmadı. Bu mudur adalet?

Örneğin değerli bir toplum insanı öldürüldü. Onu öldüren gerizekalının canı ile öldürülen düşünürün hayatı bile eşit değildir ki kıssasla eşitlik/adalet sağlansın.
Birisi ömrünü toplumu için harcamış, diğeri ise boş işler ve boş batıl inançlarla beynini doldurmuş, "İslam oldum" niyetine yoldan hep çıkmış, saldırgan barbar bağnaz olmuş. İkisinin canı eşit değil...

aorskaya 20. October 2012 10:06 PM

[QUOTE=hiiic;13210]Piramid teşekkür ederim.

Kıssas adil değildir. Örneğin 10 cocuklu bir ailenin evladı giderek başka bir ailenin tek evladını öldürdü.
Kıssas uygulandı, 10 cocuklu 9 a indi.
Diğer ailede ise hiç evlat kalmadı. Bu mudur adalet?

Örneğin değerli bir toplum insanı öldürüldü. Onu öldüren gerizekalının canı ile öldürülen düşünürün hayatı bile eşit değildir ki kıssasla eşitlik/adalet sağlansın.
Birisi ömrünü toplumu için harcamış, diğeri ise boş işler ve boş batıl inançlarla beynini doldurmuş, "İslam oldum" niyetine yoldan hep çıkmış, saldırgan barbar bağnaz olmuş. İkisinin canı eşit değil...[/QUOTE]

Konu başlığı, kısas açıklamasına uygun olmadığı için, bu yazınızı Kısasla ilgili başlık altında cevaplıyorum.

İnşallah oradan yazımı okur da nasıl bir hata içinde olduğunu görürsün.

selamlar,
aorskaya

pramid 22. October 2012 05:15 AM

[QUOTE]İnşallah oradan yazımı okur da nasıl bir hata içinde olduğunu görürsün.[/QUOTE]

Kuran anlaşılırdır; siz kendi yazınıza yönlendirmeyin Lütfen ...

Sen bizim rabbimiz değilsin

aorskaya 23. October 2012 10:27 AM

[QUOTE=pramid;13239]Kuran anlaşılırdır; siz kendi yazınıza yönlendirmeyin Lütfen ...

[COLOR="Red"]Sen bizim rabbimiz değilsin[/COLOR][/QUOTE]

[COLOR="Red"]Sen bizim rabbimiz değilsin[/COLOR] demişsin.

Bu nasıl bir psikoloji içinde olmaktırki, insana bu sözü söyletebilsin? Sen biraz ara ver, yalnız kal ve durumunu bir incele... Senin sağlıklı düşünmeni, akıl kullanmanı engelleyen sorunların olmalı... Samimi bir kardeş önerisi olarak kabul et...

Kuran tabiki anlaşılırdır. Ama bak, özetle bakara 178 deki iman edenlerin kısasını bile hayvanlara ait anlayan, melek ve İblisin ayrı yaratık olmadığını anlayan sen ve başka şekilde anlayan ben varım. Demekki ayrı anlamalar olabiliyormuş.

İşte böylesi nedenlerle;

Hemen hemen tüm kardeşlerimizle birlikte sen de bazı konuların anlatımında, bir başka yerdeki yazılara bakmaları için okuyucuları yönlendirdiğiniz olmuştur ve normaldir.

Bu sizler için normal olurken, ben "şuradaki yazımada bakın lütfen" deyince neden "sizin rabbiniz" iddiası gibi bir algılamaya varabiliyorsunuzki?

Şimdi, ben bu sözünüze dayanarak, bu sözün aslında görünmeyen, yani arka plandaki anlamı için; bu sözü söyleyen biri, demekki kendi yazılarına "rab"lik iddiasıyla yönlendiriyor olmalıki, başka yönlendirenleri de aynı kabul ediyor dersem hata yapmış olmam değilmi?

Ama, bu haksızlık olabileceğinden ben size bunu demeyeceğim. Ancak, sizde artık bu düşüncesiz sözleri terk edin...

Ayrıca, kısas başılığı altında Bireysel suçların cezalandırılması olan kısas ve bakara 178 hakkında açıklamalarıma bakınız ve oralarda katılıp katılmadığınız yerleri, daha önceki görüşlerinizin değişip değişmediğini söyleyin lütfen.

selamlar,
aorskaya

selamlar,
aorskaya

pramid 23. October 2012 11:24 AM

Bana deli diyebilirsin ?

Kısas konusunda, haksızca bir mümini öldüren kişinin velisi katil için kısas talep edebilir. Rabbimiz affetmesini tavsiye etmektedir. Ama o bahsi geçen ayetler insanlardan bahsetmiyor. Lütfen bana Arapça kelime kuralları ve kuran örnekleri ile açıkla.

Olmaz, olamazlarla değil. Kuranın içine bakın.

Kuran deyipte rivayetleri kuran diye yutturmayın.

aorskaya 23. October 2012 12:00 PM

[QUOTE=pramid;13256]Bana deli diyebilirsin ?

[COLOR="Red"]Kısas konusunda, haksızca bir mümini öldüren kişinin velisi katil için kısas talep edebilir.[/COLOR] Rabbimiz affetmesini tavsiye etmektedir. Ama o bahsi geçen ayetler insanlardan bahsetmiyor. Lütfen bana Arapça kelime kuralları ve kuran örnekleri ile açıkla.

Olmaz, olamazlarla değil. Kuranın içine bakın.

Kuran deyipte rivayetleri kuran diye yutturmayın.[/QUOTE]

Sana deli demiyorum.

Ancak; her şeyi en iyi anlayanın sen olduğun, başkalarının kurandan kopuk, onu anlayamaz oldukları şeklindeki ön kabulün yüzünden, aynı şeyi devam ettirirsen fikir adamı olamayacağını düşünüyorum.

[COLOR="Red"]Kısas konusunda, haksızca bir mümini öldüren kişinin velisi katil için kısas talep edebilir.[/COLOR] demişsin. Bu cümle yanlış olmuş. (öldüren kişinin velisi, aynı zamanda katilin velisi demektir. katilin velisi katil için kısas istemez.) Ama, ben doğrusuna göre cevap vereyim.

Öldürülen kişinin velisine bağışlamanın daha uygun olacağı rabbimizce belirtilmekle birlikte, bağışlamama ve kıas isteme hakkını kullanmasına izin vardır.

Hala, ayetin insandan bahsetmediğini iddia ediyor ve kurandan kelime örnekleri istiyorsun. Kuranda köle, hür, himaye edilen kadınlarla ilgili olarak savaş ve sonrasını ele alan ayetleri incelsersen görürsün.

Hala, kabul etmemek için başkasından birşeyler getirmesini bekleme, isteme. Sen kendin okursan zaten bulursunda, görürsünde. Ama görmek istememek gibi çaba içinde olmazsan bunu yapabilirsin.

1- Sana, haksız yere birini öldüren insana, evrensel boyutta hangi ceza verilmesi gerekir, nedenleri ile açıklarmısın diye sormuştum.

Bu sorumu cevaplamaya çalışırsan, bu esnada kurandaki kısas hükümlerine bakarsan sen de kısasın insanlara uygulandığını görürsün.

2- Kısas, eşdeğer karşılık demek olduğuna ve sen de kısası halen hayvanlarla ilgilendirdiğine göre; bir hayvan öldüren birine verilmesi gereken ceza, onunda aynı cinsten bir hayvanınınmı öldürülmesimi olmalıdır?

3- Kısas başlığındaki yazıy sonuna okudunuzmu, okumadınızsa neden hala burada kısas hakkında beni yanlışlamaya çalışıyorsunuz, okudunuzsa bu konuları neden o başlıkta iddia etmiyorsunuz?

4- [COLOR="Blue"][I]Andolsun, biz bu Kur’an’da insanlar için her türlü misali değişik şekillerde açıkladık. Fakat insan tartışmaya her şeyden daha çok düşkündür.[/I][/COLOR] (Kehf 54)

Bu ayete göre kısasla ilgili ayetleri bir arada değerlendirirsen hepsinde insanın kısasından bahsettiğini görürsün. Eğer, bakara 178. hayvanlar için olsaydı, diğer kısas ayetlerinden birinde dah hayvanlar ele alınarak yukarıdaki ayet doğrulanmalıydı değilmi? Ama, yok, yok, yok...

[COLOR="Blue"][B][I][U]Kısas, haksız yere başkasına zarar veren iman edenlere uygulanacak cezadır. Bu nedenle, haksızlıkların önüne geçilir, bu nedenle kısasta hayat vardır.[/U][/I][/B][/COLOR]
selamlar,
aorskaya

pramid 23. October 2012 12:47 PM

[QUOTE]Kısas konusunda, haksızca bir mümini öldüren kişinin velisi katil için kısas talep edebilir. [/QUOTE]

YAZIMIZI İSTEMDIŞI YANLIŞ YAZMIŞIZ. DÜZELTELİM

Kısas konusunda, haksızca öldürülen kişinin velisi katil için kısas talep edebilir.

aorskaya 23. October 2012 02:32 PM

[QUOTE=pramid;13261]YAZIMIZI İSTEMDIŞI YANLIŞ YAZMIŞIZ. DÜZELTELİM

Kısas konusunda, haksızca öldürülen kişinin velisi katil için kısas talep edebilir.[/QUOTE]

Bunu yanlışlıkla yazdığını düşündüğümü ve düzeltilmiş şekline göre cevap verdiğimi yazmıştım zaten. Sorulara cevap vermek yerine bu yazıyı yazmak yeterli değildir.

Başka bir soru daha sorayım:

"kısasta hayat vardır" ayetinden ne anlıyorsun? Sana göre kısas zamanımızda ilkel bir uygulamamıdır, yoksa hayat hayvanlar içinmi vardır?

selam,
aorskaya

Fers 23. October 2012 09:25 PM

selam

[quote]HÜR: kimseye bağlı olmayan, şimdiki ev hayvanları benzeri gibi atıl eşya, meyvesi olmayan ağaç, tarla sürmeyen öküz,[/quote]

yaşlı/eti kart, sütten kesilmiş tarlada işe yaramayan(kedi köpek misali) dişili erkekli büyükbaş tarife uygun...

[quote]ABD: (ra-ga-be= köle değil) olanlar ise insanların ihtiyaçları için beslenen hayvanlar gibi çalışılıp para kazanılan eşya, meyve veren ağaç, tarla sürebilen öküz gibi.
[/quote]

bu da, genç/etinden sütünden istifade edilen tarlada işe yarar dişili erkekli büyükbaş tarifinde...

[quote]UNŚE:diye çevrilen kelime (unśe) ise dişidir. Aynı kelimenin çoğuluna (unśeyeyn) 6:143 ve 6:144. ayetlerde rastlıyoruz ve bu ayetler de hayvandan bahsediyor. Artı 75:39 ayetinde Allah cinsiyetleri dişi (ünse) ve erkek (zeker) diye aynı kelime ile veriyor. Zarara uğratılmış mallar eğer birilerinin geçim kaynağı ise, ödenecek tazminat o eş değer yani kısasta olmalıdır. (yani adil bir ödeşme)
[/quote]

dişi neden ayrı, dişi erkekten üstündür, sebep; yavru verir(buarada erkek olmadan dişi yavru veremez ya neyse) süt verir, süt veren büyükbaş/küçükbaş misaline yatkın...


hür de cinsiyet belirtilmemiş/belirtilmiş mi, öyleyse dişi olsa da olmasada hikaye, sonuçta işe yaramayan sıfatında,
abd içinde cinsiyet belirtilmemiş/belirtilmiş mi, öyleyse dişi bu kısma zaten dahil,
abd ye de dahil olan dişi/ünsa etiyle sütüyle, iş gücüyle bebesiyle şartlara zaten uygun...

öyleyse dişi/ünsa her ikisinde zaten dahil iken neden ayette üçüncü tanımda/neden extra...

Fers 23. October 2012 09:27 PM

[quote]
Hala, ayetin insandan bahsetmediğini iddia ediyor ve kurandan kelime örnekleri istiyorsun. Kuranda köle, hür, himaye edilen kadınlarla ilgili olarak savaş ve sonrasını ele alan ayetleri incelsersen görürsün.
[/quote]

hür e hür ise, hür/dişi ve erkeği kapsar
abd köle ise, köle/dişi ve erkeği kapsar...
öyle ise ünsa/dişi neyin nesi, diğer ikisi dişiyi zaten kapsamışken neden ayette üçüncü tanımda/neden extra...

aorskaya 23. October 2012 09:35 PM

[QUOTE=Fers;13282]

dişi neden ayrı, dişi erkekten üstündür, sebep; yavru verir(buarada erkek olmadan dişi yavru veremez ya neyse) süt verir, süt veren büyükbaş/küçükbaş misaline yatkın...


hür de cinsiyet belirtilmemiş/belirtilmiş mi, öyleyse dişi olsa da olmasada hikaye, sonuçta işe yaramayan sıfatında,
abd içinde cinsiyet belirtilmemiş/belirtilmiş mi, öyleyse dişi bu kısma zaten dahil,
abd ye de dahil olan dişi/ünsa etiyle sütüyle, iş gücüyle bebesiyle şartlara zaten uygun...

[COLOR="Red"]öyleyse dişi/ünsa her ikisinde zaten dahil iken neden ayette üçüncü tanımda/neden extra...[/COLOR][/QUOTE]

Ayetteki, "hür, köle, dişi" kavramlarını hayvanlar olarak kabul ederseniz bu soruyu sorarsınız.

Halbuki, bunlar insanlar için kullanılan kavramlardır ve kuranda savaş ve sonrasını anlatan ayetlerde de geçmektedir.

Dişiler, yani kadınlar insanlar arasında hep, geri planda kalması gerekenler olarak, daha kolay vazgeçilebilir, yani erkeklerden daha değersiz olarak kabul edildikleri için, kuranda ayrıca değinilmiştir.

Bakara 178 bunu dikkate alarak anlamaya çalışın lütfen.

selamlar,
aorskaya

aorskaya 23. October 2012 09:43 PM

[QUOTE=Fers;13283]hür e hür ise, hür/dişi ve erkeği kapsar
abd köle ise, köle/dişi ve erkeği kapsar...
öyle ise ünsa/dişi neyin nesi, diğer ikisi dişiyi zaten kapsamışken neden ayette üçüncü tanımda/neden extra...[/QUOTE]

Yukarıdaki yazında da aynı tespiti yapmıştın ve cevaplamıştım. Şimdi bir kere daha değineyim.

Kısasla ilgili ayetlerde, kim haksız yere birine zarar verirse, zarar görenin kendisi (ölmüşse yakınları) tarafından affedilmedikçe aynı şekilde, misliyle karşılık göreceği belirtilmiştir.

Buna rağmen, kavimler yada belli kesimler, kendilerini diğerlerinden üstün kabul etmeleri, yine hür insanların savaş esirleri olan kölelerden ve erkeklerin her durumda kadınlardan kendilerini üstün görmeleri nedeniyle, erkek veya hür birisi başkasına verdiği zarar nedeniyle, üstün olarak kendisinin kısas edilmemesini, sahip olduğu köle yada kadının kısas edilmesini istemesi nedeniyle bakara 178 ile kısas hükmüne son şekli verilmiştir.

Hür, köle, yada kadın, kim haksız yere bir cana kıyarsa, onun karşılığını kendisi aynı şekilde ödeyecektir.

Hür birisi, sahip olduğu köle yada kadınını kendisi yerine öneremeyecek, önerse dahi, kısası yerine getirecek yetkililer bunu dikkate almayacaklr ve suçlunun bizzat kendisini (af edilmemişse) kısas edeceklerdir.

Kadın, işte bu nedenle bir kez daha anlatılmaktadır.

Ama, bu ayeti yada bütünüyle kısasın insanlara değilde hayvanlara hitap ettiğini düşünürseniz, işin içinden çıkamazsınız.

Kısasla ilgili daha detaylı anlatım için, kısas başlığındaki yazılarıma bakılabilir.

selamlar,
aorskaya

Fers 24. October 2012 05:18 AM

[quote]Kısasla ilgili ayetlerde, kim haksız yere birine zarar verirse, zarar görenin kendisi (ölmüşse yakınları) tarafından affedilmedikçe aynı şekilde, misliyle karşılık göreceği belirtilmiştir.[/quote]

bakara/178
yaa eyyuhelleziine aamenuu kutibe aleykumul kısaasu fiil katlaa../ rabbin sistemini kabullenmişlere öldürülenler hakkında kısas yazıldı/hükm rabden geldi...
el hurru bil hurri vel abdu bil abdi vel unsaa bil unsaa.../ hür ile hür, abd ile abd, ünsa ile ünsa...
fe men ufiye lehu min ahiihi../ kişi için, kardeşinden gelen haktan vazgeçme...
bakara/179
ve lekum fiil kısaası hayaatun.../ hükmedilen kısas muhatablara hayat...
bakara/180
kutibe aleykum, izaa hadara ehadekumul mevtu in tereke hayraa.../ onlara getirilen, onlardan birine ölüm geldiğini sezdiği anda mal bırakma durumu..
bakara/181
fe men beddelehu ba de maa semiahu.../ onu işittikten sonra değiştiren..../gelen hükmü işittiler, değiştirilemez...
bakara/182
min muusın.../ vasiyet...

ifadelerdeki konu, mal/mal bırakma/vasiyet...

Fers 24. October 2012 08:34 AM

[quote]Dişiler, yani kadınlar insanlar arasında hep, geri planda kalması gerekenler olarak, daha kolay vazgeçilebilir, yani erkeklerden daha değersiz olarak kabul edildikleri için, kuranda ayrıca değinilmiştir.[/quote]

yaa eyyuhelleziine aamenuu.../
öyleyse buradaki hitabı "ey Allah ın sistemini kabullenmiş erkek milleti" olarak algılayalım gitsin, erkeklere hitap mı, daha ilk başta hey siz inanmış erkekler midir anlamı...

eğer öyleyse eyvallah, değil ise,

hür kadınlar değil,
hür erkekler değil,
erkek köleler değil,
dişi köleler değil,

hür/erkek ve kadın,
abd/kadın ve erkek...

bunlar hürler ve köleler ise kapsam her iki cinsiyetedir, öyle ise üçüncü kısımdaki ünsa/dişi neyin nesidir...

Fers 24. October 2012 08:37 AM

"kadınlar arka plandadır/daha değersizdir o yüzden" ifadesine delil olabilecek örnek ayetleri varsa paylaşın, bilgilenmek isterim...


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 05:19 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam