Tekil Mesaj gösterimi
Alt 25. September 2012, 12:47 PM   #8
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.076
Tesekkür: 3.618
1.093 Mesajina 2.442 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun Aleykum! Değerli Raven Kardeşim!

Alıntı:
raven Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
fers
Yazdığım ayetlerde çeviri sıkıntısı varmı bilmiyorum.Saygıdeğer dost1 in bana direk gösterdiği linkten aldım.Arapça ve kuran dilini bilmiyorum.Bir kaç mealden okuyarak Kuranı anlamaya çalışıyorum.Sizin yaptığınız gibi bende okuyup yorumumu yapıyorum...
Ayetlerin çevirisinde bir sıkıntı olup olmadığına birlikte bakalım inşaAllah.

Nisa 65.Ayetin tamamı:
"Fela ve Rabbike la yu'minune hatta yühakkimuke fiyma şecera beynehüm sümme la yecidu fiy enfüsihim haracen mimma kadayte ve yüsellimu tesliyma."

Lütfen! Koyu yazılanlara bakar mısınız?

“Artık, hayır! Rabbine andolsun ki onlar aralarında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapıp sonra da senin verdiğin hükme karşı içlerinde hiçbir sıkıntı duymadıkça ve tam bir güvenlikle güvenlik sağlamadıkça iman etmiş olamazlar.”

Sözcükler, içerisinde bulunduğu cümledeki sözcüklerle birlikte anlam kazanırlar.
Arapçada noktalı dad harfi ile yazılan gerçekleştirme yargılama vb anlamlardaki “kaday/kazay/ ” ile engel olmak anlamındaki “hükm” aynı değil.
Âyette bir durum saptaması yapılıyor. Bu saptama:
Çekişen kişiler, kendilerine hakem/engel olacak kişi-yuhakkimu- seçtiklerinin gerçekleştireceği yargıya vereceği hükme-kadaytü- sıkıntı duymadan içten bir şekilde tam bir güvenle güven duymadıkça iman etmiş –güvenmiş- olamayacakları ile ilgili bir açıklamadır. Ayetin bütününe bakıldığında bu rahatça görülmektedir. Ancak cümle içerisinden; özne, tümleç yüklem yapısını bozacak şekilde alıntı yapılır ve başka cümlelerdeki benzer alıntılarla karşılaştırılırsa okuyucuda "çeviri sıkıntısı var mı?" şeklinde düşüncelere sürükler.

Şimdi de Yusuf 67. âyete bakalım inşaAllah.

"Ve kale ya beniyye la tedhulu min babin vahıdin vedhulu min ebvabin müteferrikatin, ve ma uğniy anküm minAllahi min şey'in, inil hükmü illâ Lillah* aleyhi tevekkeltü, ve aleyhi fel yetevekkelil mütevekkilun"

“Ve dedi ki: “Ey yavrularım! Bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin. Ben, Allah'tan hiçbir şeyi sizden gideremem. Hüküm yalnızca Allah'ındır. Ben, sadece O'na sonucu bıraktım. Artık sonucu bırakanlar da sadece O'na sonucu bırakmalıdırlar.”

Buradaki “حكم “hukm” sözcüğü; “engel olmak” anlamına gelmektedir. Araplar bu sözcüğü “insan veya hayvana mani olmak, onu kontrol altına almak” anlamında kullanmışlardır. (İbn-i Menzur Lisan ül Arab 2. cilt, s: 539-543, “Hukm” maddesi)
حكمHukm” mastarının tüm türevleri bu anlam ile uyumludur ve Sarf ilmi kurallarına göre yüzlerce hatta binlerce sözcük türetilebilir:
hâkim; zulüme ve fesada engel olan kişi,
mahkeme; zulüme ve fesada engel olunan yer,
ihkam; zulüme ve fesada engel oldurma,
muhkem; zulüme ve fesada engel edilmiş şey, anlamında kullanılmıştır.
İnil hükmü illâ Lillah/Hüküm sadece Allah’ındır” yerine “olayları kontrol eden engelleyen sadece Allah’tır” şeklinde de meallendirilibilirdi. Ancak “inil hükmü illâ Lillah” müslümanlar arasında sıkça kullanıldığından bu şekilde meallendirilmiştir.

Ayetin içerisinde bulunduğu pasaja bakacak olursak inil hükmü illâ Lillah nedir daha güzel anlaşılır.

63Böylece, babalarına döndükleri vakit, “Ey babamız! Bizden tahıl men edildi; bize zahire verilmeyecek. Onun için bu kere kardeşimizi bizimle gönder ki, tahıl alabilelim. Ve biz onu kesinlikle koruyacağız” dediler.
64Babaları dedi ki: “Ben onu size emanet eder miyim? Bundan önce kardeşini; Yûsuf'u emanet ettiğimde olan gibi olması başka! İşte Allah en hayırlı koruyandır. Ve O, merhamet edenlerin en merhametlisidir.”
65Ve yüklerini açtıkları zaman sermayelerini kendilerine geri verilmiş olarak buldular.
Dediler ki: “Ey babamız! Daha ne isteriz? İşte, sermayelerimiz bize iade edilmiş. Bununla ailemize zahire alır getiririz, kardeşimizi de koruruz, üstelik bir deve yükü daha fazla zahire alırız. Bu aldığımız, çok kolay/pek az bir tahıldır.”
66Babaları dedi ki: “Etrafınız kuşatılmadıkça/hepiniz çaresiz kalmadıkça, onu bana kesinlikle getireceğinize dair Allah'tan bir üstlenme vermedikçe, onu kesinlikle sizin ile birlikte göndermem.” Onlar, babalarına teminatlarını verince, babaları, “Bu söylediklerimize Allah, belirli bir programa göre ayarlayan ve bu programı koruyarak, destekleyerek uygulayandır” dedi.
67Ve dedi ki: “Ey yavrularım! Bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin. Ben, Allah'tan hiçbir şeyi sizden gideremem. Hüküm yalnızca Allah'ındır. Ben, sadece O'na sonucu bıraktım. Artık sonucu bırakanlar da sadece O'na sonucu bırakmalıdırlar.”

Değerli Raven Kardeşim!

Paragraflar, birbiriyle anlam bütünlüğü oluşturacak cümlelerden oluşur.Cümleler içerisinde bulunduğu paragrafa göre anlam kazanırlar. Paragraf içerisinden alınan bir cümle ya da cümle içerisinden alınacak bir parça; özne, tümleç yüklem yapısını bozar. Kur'an okurken dikkat edilmesi gereken en önemli noktadır bu. Dikkat edilmezse anlam kaymaları olur.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
dost1 Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
hiiic (25. September 2012), raven (25. September 2012)